Akademik Kadro

1416 Sayılı Kanun; Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna dayalı olarak Milli Eğitim Bakanlığı zorunlu hizmet karşılığı YLSY Programı ile resmi burslu statüde lisansüstü öğrenim görmek amacı ile her yıl yurt dışına öğrenci göndermektedir. Öğrenim, atama ve hizmet hayatlarının her bir aşaması eski ve detaylı bir kanunla belirlenen bursiyerler ile nitelikli insan gücü bekleyen kamu kurumları arasında değişen durum ve koşullar karşısında uyuşmazlıklar sıkça yaşanmaktadır.

Bu yazımızda son zamanlarda Danıştay kararlarıyla gündeme gelen 1416 Sayılı Kanun kapsamında doğabilecek uyuşmazlıklar ve kanuna tabi öğretim elemanlarının atamalarına değinilecektir.

Yazının ayrıntılarına geçmeden önce konu ile bağlantılı şu yazıları da okuyabilirsiniz:

1416 SAYILI KANUN VE YLSY İLE İLGİLİ İTİRAZ VE DAVALAR

1416 SAYILI KANUN VE YLSY İLE İLGİLİ İTİRAZ VE DAVALAR

1416 SAYILI KANUN NEDİR?

Cumhuriyetin ilk yıllarında, 16 Nisan 1929 yılında, Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan 1416 Sayılı Kanun (Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun), nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla bir üniversite ya da bir devlet kurumu adına lisansüstü/doktora öğrenimi için zorunlu hizmet yükümlülüğü karşılığında yurt dışına gönderilen bursiyerleri kapsayan özel bir kanundur.

1416 SAYILI KANUN’A NASIL TABİ OLUNUR?

Her Nisan ayında devlet kurumları yurt dışına göndermek istedikleri bursiyerlerin sayısını, vasıflarını ve ihtisas alanlarını 1416 Sayılı Kanun’un 2. Maddesi gereğince detaylı bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirirler. 1416 Sayılı Kanun kapsamında gönderilecek olan bursiyerler 1416 Sayılı Kanun 3. Maddesi gereğince yazılı ve sözlü sınav ile seçilerek 1416 Sayılı Kanun kapsamında yurtdışında öğrenim görmeye hak kazanırlar.

1416 Sayılı Kanun’un 10. Maddesinde ise bu kanun kapsamında gönderilecek bursiyerler 1416 Sayılı Kanun ile kendisine getirilecek yükümlülükleri yerine getirecekleri taahhüdünü içeren bir yüklenme senedini kabul ederek ilgili makamlara vererek resmi statüde bursiyer olarak öğrenimlerine başlarlar.

1416 SAYILI KANUN YÜKÜMLÜLÜKLERİ NELERDİR?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın gözetimi ve denetiminde yurt dışında giden bursiyerlerin 1416 Sayılı Kanun uyarınca öğrenim hayatları aldıkları derslerden yaptıkları çalışmalara kadar bakanlıkça her süreçleri sıkı sıkıya takip edilir.1416 Sayılı Kanun gereği yüklenme senetlerinde de tazminat olarak belirtilen şekilde kendilerine yapılan tahsil masraflarını faiziyle beraber geri ödeme durumunun doğmaması için 1416 Sayılı Kanun’un 11. Maddesinde belirtildiği şekilde hastalık veya meşru ve beklenmedik bir durum oluşmadıkça öğrenimlerini belirtilen süre ve plan içerisinde başarılı bir şekilde tamamlamakla ve zorunlu hizmetlerini ifa etmekle yükümlüdürler.

Yani, zorunlu hizmetlerine ek olarak yükümlülüklerine sadece öğrenimlerini başarılı şekilde bitirme şartı değil belirtilen zamanda da bitirme şartı eklenmiştir aksi halde 1416 Sayılı Kanun’da belirtilen şekilde zorunlu hizmet için geriye çağrılmaları veya kendilerine yapılan tahsil masraflarını faiziyle beraber geri ödemelerini gerektiren tazminatları icabet eder.

1416 SAYILI KANUN GEREĞİ GÖREVE ATANMA NASILDIR?

1416 Sayılı Kanun’un 18-21. Maddeleri bursiyerlerin yurda dönüşlerini ve zorunlu hizmetleri için görevlendirmelerini kapsar. 1416 Sayılı Kanun gereği yurt dışındaki öğrenimlerini zamanında başarılı şekilde tamamlayıp derecelerini kazanarak zorunlu hizmetlerini ifa etmek üzere yurda dönüş yapan bursiyerler, göreve başlama taleplerinden itibaren üç ay içerisinde adlarına gönderildikleri kurumların ilgili kadrolarında ihtisasları dahilinde teklif edilen görevlerde öğrenim gördükleri sürenin iki katı kadar süreli zorunlu hizmetle görevlendirilirler.

Milli Eğitim Bakanlığı zorunlu hizmet görevinin tayini için ilgili kurumlarla resmi yazışmalar yaparak 1416 Sayılı Kanun kapsamında bursiyerleri göreve başlatır ancak müracaattan iki ay içinde ilgili kurumun bursiyere bir görev tayin etmemesi durumunda ve üçüncü ayın sonunda bursiyerler devletin herhangi bir dairesinde hizmete tayin edilebilirler. Üçüncü ayın sonunda kadar ataması yapılamayan bursiyerler için ise zorunlu hizmet yükümlülüğü ortadan kalkar.

YLYS NEDİR?

1416 Sayılı Kanun kapsamında üniversitelerin öğretim elemanı ile kamu kurum/kuruluşlarının ülkenin yetişmiş insan kaynağı ihtiyacının karşılanması için mecburi hizmet karşılığında MEB (Millî Eğitim Bakanlığı) tarafından yürütülen yurtdışı lisansüstü öğrenim bursluluk programının kısa adı YLYS’dir.

1-YLYS’nin Amacı Nedir?

YLYS, Ülkenin ihtiyaç duyduğu amaçları gerçekleştirmeye yönelik olarak, MEB tarafından yapılan sınavla burslu statüde lisansüstü öğrenim görmek üzere yurtdışına öğrenciler gönderilmesi suretiyle kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerin yetişmiş insan kaynağı ihtiyacını karşılamaktır.

2-YLYS Kimler Başvuru Yapabilir?

YLYS Başvuru Şartları Şunlardır;

  • Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
  • En az lisans mezunu olmak,
  • Lisans mezuniyet notu 4 üzerinden en az 2.50 olmak
  • Her yıl ilan edilen kılavuzlardaki yaş şartını sağlamak,
  • ALES’ten en az 75 puan almış olmak (ALES geçerlilik süresi beş yıl),
  • Görevi sırasında kınama cezasından daha ağır bir disiplin cezası almamış olmak,
  • Erkek adaylar için askerlikle ilişiği bulunmamak,
  • Sağlık durumu çalışmaya elverişli olmak.

3-YLYS 2024

YLSY, Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme Programına verilen isimdir ve her yıl bu yolla yurtdışına öğrenci gönderilmektedir.

4-YLYS Yurt Dışı Bursu Miktarı Ne Kadar?

YLYS bursları, yurt dışında dil, yüksek lisans/doktora öğrenimleri boyunca ödenen aylık burs olup ülkelere göre değişiklik göstermektedir. YLYS burs miktarları Millî Eğitim Bakanlığının teklifi ve Hazine ve Maliye Bakanlığının kararı ile belirlenmektedir. YLYS burs miktarları için: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/05/20220526-5-1.pdf

5-YLYS Rebus (Resmî Burslu Öğrenci Sistemi)

YLYS’ye adaylar geçerli ALES puanlarını kullanarak REBUS (Resmî Burslu Öğrenci Sistemi- http://rebus.meb.gov.tr) üzerinden başvurularını yaparlar. İlan edilen kontenjan sayısının en fazla üç katı kadar adayın YLYS Puanı;

  • ALES puanın %40’ı ve
  • Lisans mezuniyet notunun %20’si alınarak oluşturulur ve akabinde sözlü sınava çağrılır.

YLYS de adaylar, birden fazla lisansüstü öğrenim grubundan sözlü sınava giremez. Sadece ALES puanı ile lisans mezuniyet notu üstünlüğüne göre lisansüstü öğrenimi grubunun sözlü sınavına girebilirler.

6-YLYS Öğrenim Süreleri

YLYS de zorunlu hallerde kullanılan süre uzatımları hariç;

  • Yabancı dil öğrenimi için bir yıl,
  • Yüksek lisans öğrenimi için en fazla 2 yıl,
  • Doktora öğrenimi için ise en fazla 4 yıla kadar süre verilir.

Fakat bu durum bazı ülkelerin eğitim sistemlerine ve işleyişlerine göre farklılık gösterebilir. Örneğin, İngiltere’de yüksek lisans öğrenimi için 1 yıl, doktora öğrenimi için 3 yıla kadar süre verilir.

7-YLYS Mecburi Hizmet Süreleri

YLSY mecburi hizmet süresi hesaplanırken yurt içinde öğrenim süresince yapılan ödemenin yapıldığı süre kadar, yurt dışında öğrenim süresince yapılan ödemelerin yapıldığı sürenin iki katı kadar mecburi hizmet yükümlülüğü doğar.

8-YLYS Program Kapsamında Yabancı Dil Eğitimi

YLYS de yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından kabul alacak yeterli yabancı dil puanına sahip olmayan öğrenciler istemeleri halinde yurt içi ve/veya yurt dışında 12 aya dil öğrenimi görebilirler. Dil öğrenimine ilişkin usul esaslar, YLYS Kılavuzu ve 1416 Sayılı Kanun Kapsamında Yabancı Dil Öğrenimine İlişkin Usul ve Esaslarla belirlenir.

1416 SAYILI KANUN KAPSAMINDA DOĞABİLECEK UYUŞMAZLIKLAR NELERDİR?

Bursiyerlerin yurtdışında öğrenime hak kazanmaları, öğrenim süreçleri, denetlenmeleri, masrafları, yurda dönüşleri ve zorunlu hizmetlerini yerine getirme durumları, istihdamları ve tazminatları gibi ayrı ayrı her süreç 1416 Sayılı Kanunda temel kaidelerle belirtilse de sürecin her aşamasında uyuşmazlıklar doğabilmekte, özellikle 1929’dan itibaren değişen kurum beklentileri ve yapıları, kurumlar arası ilişkiler, yetersizliğin azalmasıyla değişen nitelikli insan gücü talepleri gibi durumlar zamanla uygulamada farklılıklar, aksaklıklar ve hak mağduriyetlerine sebep olmakta, Milli Eğitim Bakanlığı, bursiyerler ile kurumlar arasında anlaşmazlıklar ve uyuşmazlıklar doğurmaktadır.

Bir taraftan toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikli insan yetiştirmeye bir taraftan da yetiştirilen bu nitelikli insanların uzmanlık alanlarına uygun istihdam etmeye özen gösteren 1416 Sayılı Kanun ile 2009 yılından itibaren bakanlık, tüm üniversiteler ve TPAO, TAGEM, TCDD gibi en az 18 farklı kamu kurumu adına gönderimlerle bursiyerlerin çeşitliliği ve sayıların arttırılmasıyla (MEB, 2018) kanundaki eksiklikler daha net görülmekte, yaşanan mağduriyetler hukuk aracılığıyla tespit edilebilmekte ve değişikliklere ve iyileştirmelere gidilip 1416 Sayılı Kanun güncellenerek daha verimli, daha uygulanabilir hale gelmektedir. Yaşanan bu mağduriyet ve iyileştirmelere güncel birkaç örnek vermek gerekirse,

  • Bursiyerler ancak zorunlu hizmetlerine başladıkları zaman memuriyete geçmiş sayılıyordu, bu da lisansüstü ve doktora öğrenimi gibi uzun bir sürecin hak kaybına sebep oluyordu. 03.09.2014 tarihinde yapılan iyileştirmeyle 1416 Sayılı Kanun kapsamında yurt dışında lisansüstü eğitim amacıyla geçirilen sürelerin tamamının memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılının bir kademe ilerlemesine ve her üç yılının bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirileceği ve 657 sayılı Kanunun 68/B maddesince öngörülen çalışma sürelerinin hesabında da değerlendirileceği belirtilmiştir.
  • Bursiyerler üniversitede öğretim üyesi yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nda aday memur olarak görev verilmesi, fen bilimlerinde ihtisaslıyken sosyal bilimlerinde çalıştırılması ya da fakülte adına gönderilmişken yüksekokulda istihdam edilmesi gibi bursiyerler kanunun amacı dışında farklı kurumlarda, ihtisasları olmadığı alanlarda veya ilgili olmayan kadrolarda görevlendirilebiliyorlardı.

Ancak, 09.06.2021 tarihinde yapılan iyileştirmeyle 1416 Sayılı Kanun uyarınca Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca staj amacıyla yabancı ülkelere gönderilecek memurlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz hükmüne bağlanmıştır.

Her ne kadar YÖK kanunun uygulamasına yönelik farklılığa giderek 1416 Sayılı Kanun’un sadece kanun tarihi 09.06.2021’den itibaren göreve başlayanları kapsayacağı şeklinde bir yazı ile yükseköğretim kurumlarını regüle etse de Danıştay kararı ile YÖK’ün bu uygulama yazısını hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal etmiş ve kanunun mecburi hizmetine devam edenleri de kapsamasının yolunu açmıştır.

  • Devlet memuru olan ve burstan yararlanmak isteyen bursiyerler istifa etmek zorundaydılar ancak bursiyerlerin yurda dönüşlerinde hak kaybına sebep olan bu istifa şartı 02.12.2016 tarihinde iyileştirilerek ortadan kaldırılmıştır ve kamu kurum ve kuruluşlarında memur olarak çalışırken bu – 1416 Sayılı Kanun kapsamında yurt dışına gönderilmeye hak kazananlara, öğrenim süreleri boyunca kurumları tarafından aylıksız izin verilir. Bu kişiler öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere aylıksız izinli olarak ayrıldıkları kadrolarına döndükten sonra, adına öğrenim gördükleri kurumların ilgili kadrolarına en geç altı ay içerisinde naklen atanırlar. Aylıksız izin sebebinin ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır şeklinde hükme bağlanmış, bunların öğrenimleri boyunca kurumlarında aylıksız izinli sayılmaları hükmü eklenmiştir.
  • 1416 Sayılı Kanun sadece bursiyerlerin zaruri giderlerini kapsarken iyileştirilen bu şart ile bursiyerlerin eş ve çocuklarının tedavi giderlerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca karşılanacağı hükmü de eklenmiştir.
  • 1416 Sayılı Kanun kapsamındaki yükümlülükleri ve yüklenme senetlerinden doğan ve farklı coğrafyada uzun yıllar yurdundan uzak yaşam süren ve tazminat yükümlülüklerinden doğan aşırı stresli eğitim hayatlarından dolayı bursiyerler, ölümle sonuçlanabilen birçok sağlık sorunu yaşamakta ve yalnızca ölüm halinde tazminattan muaf olabilmekteydiler. 2015 yılında Kanada’da doktora yapan MEB tarafından belirlenen süre içerisinde doktorasını tamamlayamamış olup hala çalışmalarına devam etmekte olduğu bilinen bir bursiyerin kalp krizi sonucu vefat etmesiyle bu farkındalık daha da artmış, bakanlıkça belirlenen öğrenim süreleri uzatılmış ve 02.12.2016 tarihinde iyileştirilerek bursiyerlerden ruh veya beden sağlığının öğrenimini sürdürmesine imkân tanımaması durumu da göz önünde bulundurulmuştur.

Böylelikle, “yurt dışına gönderilenlerden ruh veya beden sağlığının öğrenimini sürdürmesine imkân tanımaması durumu, eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastanelerinden alınacak sağlık kurulu raporu ve bu hususla ilgili olarak Millî Eğitim Bakanlığınca istenen diğer destekleyici belgeler ile tespit edilenlerin öğrencilikle ilişiği kesilir hükmüne bağlanmış, bu kişilerden tahsil masrafı istenmez ve bu kişiler mecburi hizmetle yükümlü tutulmaz” hükmü eklenmiştir.

1416 sayılı Kanun VE YLSY İLE İLGİLİ YÖK KARARI

1416 sayılı Kanun VE YLSY İLE İLGİLİ YÖK KARARININ PDF’İNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

1416 sayılı Kanun ile ilgili Ankara Bölge İdare Mahkemesi ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi Arasındaki Aykırılığın Giderilmesine Dair Danıştay Kararı

1416 sayılı Kanun ile ilgili Ankara Bölge İdare Mahkemesi ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi Arasındaki Aykırılığın Giderilmesine Dair Danıştay Kararı aşağıda sunulmakla birlikte en alttan Danıştay Kararının pdfini indirebilirsiniz.

T.C.

D A N I Ş T A Y

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2023/16

Karar No:2023/13

BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR

Ankara Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 21/10/2022 tarih ve E:2022/117, K:2022/117 sayılı kararıyla;

………….. vekili Av. ………….. tarafından, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 27/04/2022 tarih ve E:2022/775, K:2022/973 sayılı kararı ile İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31/03/2022 tarih ve E:2022/51, K:2022/525 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,

“Aykırılığın, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği” görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 5. fıkrası uyarınca karar verilmesi için dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkimi…………….nın açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:

I-  AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI :

A-ANKARA BÖLGE İDARE  MAHKEMESİ 4. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2022/775 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: Zonguldak …… …… Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalında öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrası uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Zonguldak      Üniversitesi Rektörlüğünün 06/07/2021 tarih ve 56753 sayılı işleminin iptali ile

bu işlem nedeniyle eksik ödenen tüm mali ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Zonguldak İdare Mahkemesinin 29/12/2021 tarih ve E:2021/748, K:2021/1144 sayılı kararının özeti:

Anayasa’nın 10. ve 128. maddeleri, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’un 21. maddesinin 1. ve 6. fıkraları ile Geçici 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,

Dosyanın incelenmesinden, 1416 sayılı Kanun uyarınca lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen davacının Amerika Birleşik Devletleri …. ….. Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında davalı Üniversiteye öğretim görevlisi olarak atandığı, 7326 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine 6. fıkranın eklenmesi üzerine bu fıkra uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılması istemiyle başvuruda bulunduğu, söz konusu başvurunun, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrasının 7326 sayılı Kanun’un yayım tarihinden önce öğretim elemanı olarak görev yapmakta

olanları kapsamadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,

Anayasa Mahkemesinin 10/03/2011 tarih ve E:2008/54, K:2011/45 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen “Kanun önünde eşitlik ilkesi”nin hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğu, bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitliğin öngörüldüğü, eşitlik ilkesinin amacının, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu, bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun önünde eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığı,

Kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi, hakkaniyet ölçülerini gözetmesi ve kazanılmış hakları ihlal etmemesi hususlarının Anayasanın 2. maddesinde belirtilen “hukuk devleti” ilkesinin gereği olduğu, bu nedenle kanun koyucunun, hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği,

Kanun koyucunun; memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların dışında çalışanlarla ilgili olarak, Anayasa’da belirlenen kurallara bağlı kalmak, adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini gözetmek koşuluyla düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu, ancak, kanunların uygulayıcısı olan idarelerce yapılan düzenlemelerin aynı durum ve hukuki koşullarda görev yapan personelin bazısı lehine avantajlı uygulamalar getirdiğinin ileri sürülmesi ve kanun hükümlerinin aynı hukuki koşullarda görev yapan kişilerin bir kısmı hakkında uygulanmasına rağmen, bir kısmı hakkında uygulanmamasının, evrensel hukuk ilkesi olan eşitlik ve eşit muamele ilkelerine aykırılık oluşturacağı ve kamu kurumundaki çalışma barışını bozacağı,

Her ne kadar, dava konusu işlemin dayanağını teşkil eden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 02/07/2021 tarih ve 45959 sayılı yazısında, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada, doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra yurda dönenlerin ilk defa öğretim elemanı kadrosuna atanmaları hususunun düzenlendiği, halihazırda 1416 sayılı Kanun kapsamında öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrolarında görev yapanlara da uygulanacağına ilişkin herhangi bir geçici maddeye yer verilmediği belirtilmiş ise de,

…söz konusu hüküm incelendiğinde, yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına atanacaklarının düzenlendiği, aksi bir durumdan söz edilmediği, söz konusu düzenlemenin ilk defa öğrenim elemanı kadrosuna atanacaklara uygulanıp, halihazırda öğretim elemanı olarak görev yapanlara uygulanmamasının Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği sonucuna varıldığı,

Bu durumda, davacının, atama kriterlerini karşılayıp karşılamadığının tespit edilerek, doktor öğretim üyesi kadrosuna atanıp atanamayacağının değerlendirilmesi gerekirken, 1416 sayılı Kanun’a eklenen 6. fıkra hükmünden yararlanamayacağı gerekçesiyle başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,

Öte yandan, Mahkemelerince verilen iptal kararının davacının doğrudan öğretim üyesi kadrosuna atanacağı anlamına gelmediği, davacının atama kriterlerini karşılayıp karşılamadığı yönünden idarece yapılacak değerlendirme sonucunda yeniden bir karar alınması gerektiğinden, bu aşamada davacının yoksun kaldığı tüm mali ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesine yönelik istemi hakkında değerlendirme yapılmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 27/04/2022 tarih ve E:2022/775, K:2022/973 sayılı kararının özeti:

1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’un 21. maddesinin 1. ve 6. fıkraları ile Geçici 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,

Dosyanın incelenmesinden, 1416 sayılı Kanun uyarınca lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen davacının Amerika Birleşik Devletleri …. ….. Üniversitesinde yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında davalı Üniversiteye öğretim görevlisi olarak atandığı, 7326 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine 6. fıkranın eklenmesi üzerine bu fıkra uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılması istemiyle başvuruda bulunduğu, söz konusu başvurunun, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrasının 7326 sayılı Kanun’un yayım tarihinden önce öğretim elemanı olarak görev yapmakta olanları kapsamadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,

Geçici maddeyi, geçmiş ya da gelecekteki belirli dönemlerde yasal yükümlülüklerden bağışık tutma, haklar tanıma ya da geçiş dönemlerinde eski dönem ile yeni dönem arasında uyum sağlama amacıyla ana kuralı tümüyle ya da belirli yönleriyle askıya alan ayrıksı düzenleme biçiminde tanımlamanın mümkün olduğu,

Öte yandan, “kanunların geriye yürümezliği ilkesi” uyarınca, kanunların ayrıksı durumlar ve özel istisna getirilen haller dışında yürürlük tarihinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarıldığı, kanun koyucu tarafından çıkarılan kanunun geriye yürümeyeceği hususunda ayrıca bir düzenleme yapılmasının beklenemeyeceği, aksine geriye yönelik uygulanması iradesi var ise, bu hususun kanunla ayrıca düzenlemesi gerektiği, bu yönde bir düzenleme yapılmamışsa, yorum yoluyla kanunun geriye yönelik uygulanmasına imkan bulunmadığı,

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 14/03/2014 tarih ve ve 28941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6528 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin değiştirildiği, 4. maddesi ile de bu değişikliklerden yurt dışına eğitim amacıyla gönderilenlerden öğrenimlerini tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmeye başlayanlar (bu yükümlülüklerini bitirenler dâhil) ile hâlen yurt dışında eğitimlerine devam edenlerin de yararlandırılmasına ilişkin Geçici 3. maddenin eklendiği,

Yurt dışında doktora eğitimini tamamlayıp yurda dönenlerin doktor öğretim üyesi kadrosuna atanmasına imkan tanıyan 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrasının ise

09/06/2021 tarih ve 31506 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile eklendiğinin anlaşıldığı,

6528 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinde yapılan değişiklik ile; 1416 sayılı Kanun uyarınca yurt dışına gönderilenlerin öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere, adlarına gönderildikleri kurumların ilgili kadrolarına atanacaklarının hüküm altına alındığı,

6528 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3. maddede de, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmeye başlayanlar (bu yükümlülüklerini bitirenler dâhil olmak üzere) ile hâlen yurt dışında eğitimlerine devam edenlerin de, 21. madde hükümlerinden yararlandırılacağının belirtildiği,

Dolayısıyla, Geçici 3. maddenin 6528 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21.maddesinde yapılan değişiklik ile sınırlı olarak bir hak getirdiği, geçici madde olması sebebiyle 6528 sayılı Kanun’un 3. maddesinden sonra 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinde yapılan değişiklileri kapsamadığı,

Bu nedenle, 09/06/2021 tarih ve 31506 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7326 sayılı Kanun’un 15.maddesi ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada yer alan “Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılır”

şeklindeki kuralın, anılan Kanun’un yürürlüğe girdiği 09/06/2021 tarihinden sonra atanacaklara uygulanabileceği, zira söz konusu Kanun’un, bu Kanun’dan önce ilgili kadrolara atananlara da uygulanacağı yönünde bir hüküm içermediği gibi geçici madde de ihdas edilmediği,

Bu durumda, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkranın, bu fıkranın yürürlüğe girmesinden önce öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrolarına atanmış olanlara uygulanmasına hukuken olanak bulunmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,

Davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Zonguldak İdare Mahkemesinin 29/12/2021 tarih ve E:2021/748, K:2021/ 1144 sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B-İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 5. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2022/51 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istemin özeti: …. Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Cebir ve Sayılar Teorisi Ana Bilim Dalında öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrası uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin   Üniversitesi Rektörlüğünün 09/07/2021

tarih ve E.26324 sayılı işleminin iptali ile doktor öğretim üyesi kadrosuna alınmasına, tüm özlük ve parasal haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren doktor öğretim üyesi kadrosuna göre düzenlenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Uşak İdare Mahkemesinin 09/12/2021 tarih ve E:2021/451, K:2021/577 sayılı kararının özeti:

1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrası ile Geçici 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,

Dosyanın incelenmesinden, 1416 sayılı Kanun uyarınca lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen davacının ….. …….. State Universty’de yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında davalı Üniversiteye öğretim görevlisi olarak atandığı, bu görevine devam ederken 22/06/2021 tarihli dilekçesiyle davalı idareye yaptığı başvuruda, 7326 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkra uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılmasının istenildiği, söz konusu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,

Dava konusu işleme dayanak teşkil eden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 02/07/2021 tarih ve 45959 sayılı yazısında, “7326 sayılı Kanun incelendiğinde, söz konusu düzenlemede; -Doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp yurda dönen ancak herhangi bir öğretim elamanı kadrosuna atanmayanların ilk defa öğretim elemanı kadrosuna atanmaları hususunun düzenlendiği, -Hâlihazırda 1416 sayılı Kanun kapsamında öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi kadrolarında görev yapanlara aynı Kanunun 21 inci maddesinin altıncı fıkrası hükümlerinin uygulanmasına ilişkin herhangi bir geçici madde düzenlenmesine yer verilmediği, bununla birlikte,

1416 Sayılı Kanunun Geçici 3’üncü maddesinin, 6528 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle 1416 sayılı Kanunun 21’inci maddesinde yapılan değişikliklere yönelik olarak düzenlenmesi nedeniyle, 7326 Sayılı kanunun 15’ince maddesiyle, 1416 Sayılı Kanunun 21’inci maddesine eklenen altıncı fıkra hükümleri için uygulanamayacağı da aşikardır. Sonuç olarak, hâlen 1416 sayılı Kanun kapsamında öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi kadrolarında görev yapanların söz konusu fıkra hükümlerinden yararlanarak doktor öğretim üyesi kadrosuna atanmaları mümkün olmadığından, bu kapsamdaki tekliflerinize Başkanlığımızca işlem yapılamamaktadır.” ifadelerine yer verildiği,

Geçici maddelerin, kanunların geçiş hükümlerini düzenleyen maddeler olduğu, yeni düzenleme yürürlüğe girinceye kadar geçecek süre içerisinde yapılacak işlem ve düzenlemeler ya da uyulacak ilke ve kurallar ile daha önceki düzenlemelerden doğan hakların korunmasına ilişkin hususlar ve benzeri geçiş hükümlerinin geçici maddelerle düzenlendiği,

03/06/2021 tarih ve 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada, yükseköğretim kurumları adına yurtdışına gönderilenlerden doktora eğitimini tamamlayanların mecburi hizmet yükümlülüklerini yerine getirmek için, adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama şartlarını da taşımaları şartıyla, doktor öğretim üyesi kadrolarına atanacakları hususunun düzenlendiği,

1416 sayılı Kanun’un 01/03/2014 tarih ve 6528 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile değişik Geçici 3. maddesinde, 21. madde hükümlerinden yurt dışına eğitim amacıyla gönderilenlerden öğrenimlerini tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmeye başlayanların da yararlanacağı hususuna yer verildiği,

1416 sayılı Kanun’un Geçici 3. maddesi ile 21. maddesinin 1. fıkrası, 01/03/2014 tarih ve 6528 sayılı Kanun ile getirildiğinden, söz konusu Geçici 3. maddenin, sadece 21. maddenin 1. fıkrasındaki düzenlemeyi kapsadığı,

Her ne kadar, Geçici 3. maddede, 21. maddeye bir bütün olarak atıfta bulunulmakta ise de, Geçici 3. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte 21. maddenin tek bir fıkradan ibaret olduğu, ayrıca Geçici 3. maddenin son fıkrasında da, bu Kanun ile değiştirilen madde hükümlerinin yurt dışına gönderilecek öğrencilerin seçimine yönelik olarak 2013 yılında gerçekleştirilen sınavlar hakkında da uygulanacağının belirtildiği, dolayısıyla, 21. maddenin uygulanmasında azami 2013 yılına kadarki sürecin dikkate alınabileceğine işaret edildiği, bununla birlikte 01/03/2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 3. maddenin, dava konusu olaya ilişkin 03/06/2021 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddenin 6. fıkrasına ilişkin bir düzenleme olmadığının anlaşıldığı,

Bu durumda, …. Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Cebir ve Sayılar Teorisi Ana Bilim Dalına öğretim görevlisi olarak 30/12/2020 tarihinde ataması yapılan davacının, 03/06/2021 tarih ve 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkra uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin …. Üniversitesi Rektörlüğünün 09/07/2021 tarih ve E.26324 sayılı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31/03/2022 tarih ve E:2022/51, K:2022/525 kararının özeti:

Anayasa’nın 10. ve 128. maddeleri, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’un 21. maddesinin 1. ve 6. fıkraları ile Geçici 3. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,

Dosyanın incelenmesinden, 1416 sayılı Kanun uyarınca lisansüstü eğitim için yurt dışına gönderilen davacının ….. …….. State University’de yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüğü kapsamında davalı Üniversiteye öğretim görevlisi olarak atandığı, bu görevine devam ederken 22/06/2021 tarihli dilekçesiyle davalı idareye yaptığı başvuruda, 7326 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkra uyarınca doktor öğretim üyesi kadrosuna atamasının yapılmasının istenildiği, söz konusu başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,

Anayasa Mahkemesinin 10/03/2011 tarih ve E:2008/54, K:2011/45 sayılı kararında da belirtildiği üzere, Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen “Kanun önünde eşitlik ilkesi”nin hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusu olduğu, bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitliğin öngörüldüğü, eşitlik ilkesinin amacının, aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemek olduğu, bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun önünde eşitliğin çiğnenmesinin yasaklandığı,

Kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi, hakkaniyet ölçülerini gözetmesi ve kazanılmış hakları ihlal etmemesi hususlarının Anayasanın 2. maddesinde belirtilen “hukuk devleti” ilkesinin gereği olduğu, bu nedenle kanun koyucunun, hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği,

Kanun koyucunun; memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların dışında çalışanlarla ilgili olarak, Anayasa’da belirlenen kurallara bağlı kalmak, adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini gözetmek koşuluyla düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu, ancak, kanunların uygulayıcısı olan idarelerce yapılan düzenlemelerin aynı durum ve hukuki koşullarda görev yapan personelin bazısı lehine avantajlı uygulamalar getirdiğinin ileri sürülmesi ve kanun hükümlerinin aynı hukuki koşullarda görev yapan kişilerin bir kısmı hakkında uygulanmasına rağmen, bir kısmı hakkında uygulanmamasının, evrensel hukuk ilkesi olan eşitlik ve eşit muamele ilkelerine aykırılık oluşturacağı ve kamu kurumundaki çalışma barışını bozacağı,

Her ne kadar, dava konusu işlemin dayanağını teşkil eden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 02/07/2021 tarih ve 45959 sayılı yazısında, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada, doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra yurda dönenlerin ilk defa öğretim elemanı kadrosuna atanmaları hususunun düzenlendiği, halihazırda 1416 sayılı Kanun kapsamında öğretim görevlisi veya araştırma görevlisi kadrolarında görev yapanlara da uygulanacağına ilişkin herhangi bir geçici maddeye yer verilmediği belirtilmiş ise de, söz konusu hüküm incelendiğinde,

…yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına atanacaklarının düzenlendiği, aksi bir durumdan söz edilmediği, söz konusu düzenlemenin ilk defa öğrenim elemanı kadrosuna atanacaklara uygulanıp, halihazırda öğretim elemanı olarak görev yapanlara uygulanmamasının Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği sonucuna varıldığı,

Bu durumda, davacının, atama kriterlerini karşılayıp karşılamadığının tespit edilerek, doktor öğretim üyesi kadrosuna atanıp atanamayacağının değerlendirilmesi gerekirken, 1416 sayılı Kanun’a eklenen 6. fıkra hükmünden yararlanamayacağı gerekçesiyle başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,

Öte yandan, Dairelerince verilen iptal kararının davacının doğrudan öğretim üyesi kadrosuna atanacağı anlamına gelmediği, davacının atama kriterlerini karşılayıp karşılamadığı yönünden idarece yapılacak değerlendirme sonucunda yeniden bir karar alınması gerektiğinden, bu aşamada doktor öğretim üyesi kadrosuna alınmasına, tüm özlük ve parasal haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren doktor öğretim üyesi kadrosuna göre düzenlenmesine karar verilmesine yönelik istemi hakkında karar verilmesine yer bulunmadığı gerekçeleriyle,

Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, …. İdare Mahkemesinin 09/12/2021 tarih ve E:2021/451, K:2021/577 sayılı kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline, davacının doktor öğretim üyesi kadrosuna alınmasına, tüm özlük ve parasal haklarının idareye başvuru tarihinden itibaren doktor öğretim üyesi kadrosuna göre düzenlenmesine karar verilmesine yönelik istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına kesin olarak karar verilmiştir.

II- İNCELEME VE GEREKÇE: MADDİ OLAY:

1416 sayılı Kanun uyarınca yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun öğretim görevlisi kadrosuna ataması yapılanların, 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkradan yararlandırılarak doktor öğretim üyesi kadrosuna atamalarının yapılması istemiyle yaptıkları başvuruların reddedilmesi üzerine açılan davalarda verilen farklı nitelikteki kararların kesinleşmesi üzerine incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:

  • 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun: Madde 21 – (Değişik: 1/3/2014-6528/3 md.)

Bu Kanun uyarınca mecburi hizmet karşılığı yurt dışına gönderilenler öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere, adlarına gönderildikleri kurumların ilgili kadrolarına atanır.

(Değişik ikinci fıkra: 19/11/2014-6569/23 md.) Millî Eğitim Bakanlığında istihdam edilmek üzere Millî Eğitim Bakanlığı adına ve hesabına bu Kanun kapsamında yurt dışına gönderilenlerden gönderildikleri ülkede doktora öğrenimlerini tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere yurda dönenler, Millî Eğitim Uzmanı kadrolarına atanır.

Bu kişilerin yurt dışında lisansüstü eğitim amacıyla geçirdikleri sürelerin tamamı, Bakanlıkça belirlenen yurt dışında azami eğitim süresini geçmemek üzere, memuriyette geçmiş sayılarak, bu sürelerin her yılı bir kademe ilerlemesine ve her üç yılı bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir ve 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinin (B) fıkrasında öngörülen çalışma sürelerinin hesabında da dikkate alınır.

(Ek fıkra: 2/12/2016-6764/18 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarında memur olarak çalışırken bu Kanun kapsamında yurt dışına gönderilmeye hak kazananlara, öğrenim süreleri boyunca kurumları tarafından aylıksız izin verilir. Bu kişiler öğrenimlerini başarıyla tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere aylıksız izinli olarak ayrıldıkları kadrolarına döndükten sonra, adına öğrenim gördükleri kurumların ilgili kadrolarına en geç altı ay içerisinde naklen atanırlar. Aylıksız izin sebebinin ortadan kalkmasından itibaren iki ay içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.

(Ek fıkra: 2/12/2016-6764/18 md.) Yükseköğretim kurumları adına ve Millî Eğitim Bakanlığı hesabına lisansüstü öğrenim görenlerin mecburi hizmet yükümlülüklerinin, yükseköğretim kurumları ile kamu kurum ve kuruluşlarına devrine Yükseköğretim Kurulunun uygun görüşü üzerine Millî Eğitim Bakanlığınca karar verilir. Kamu kurum ve kuruluşları adına lisansüstü öğrenim görenlerin mecburi hizmet yükümlülüklerinin kamu kurum ve kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarına devrine ise Millî Eğitim Bakanlığınca karar verilir.

(Ek altıncı fıkra:3/6/2021-7326/15 md.) Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerin öğrenimlerini izlemek ve değerlendirmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumu tarafından danışman atanır. Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılır.

Kamu kurum ve kuruluşlarınca staj amacıyla yabancı ülkelere gönderilecek memurlar hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

Geçici Madde 3 – (Ek: 1/3/2014-6528/4 md.)

21 inci madde hükümlerinden, yurt dışına eğitim amacıyla gönderilenlerden öğrenimlerini tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmeye başlayanlar (bu yükümlülüklerini bitirenler dâhil) ile hâlen yurt dışında eğitimlerine devam edenler de yararlandırılır.

Bu Kanunla değiştirilen 3 üncü madde hükümleri, yurt dışına gönderilecek öğrencilerin seçimine yönelik olarak 2013 yılında gerçekleştirilen sınavlar hakkında da uygulanır.

  • 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:

Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:

Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)

  1. Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:

  1. c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması hâlinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi hâlinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
  1. (Değişik:17/10/2019-7188/7 ) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

03/06/2021 tarih ve 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada, bu Kanun uyarınca yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına atamasının yapılacağı belirtilmiştir.

Başvuruya konu olan kararlar arasındaki aykırılık, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin

  1. fıkrasının yürürlüğe girmesinden önce mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere öğretim görevlisi kadrosuna atananların bu fıkradan yararlanarak doktor öğretim üyesi kadrosuna atanıp atanamayacakları hususundan kaynaklanmaktadır.

Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesinde; herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı, Devlet organları ve idare makamlarının bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Bu kuralın, aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların oluşturulmasını engellediği, aynı durumda olanlar için farklı düzenleme yapılmasının eşitliğe aykırılık oluşturacağı, Anayasa’nın amaçladığı eşitliğin, mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitlik olduğu, bir diğer anlatımla aynı hukuki durumda olanlar için aynı, ayrı hukuki durumda olanlar için ayrı kurallar öngörülmesinin Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği anlaşılmaktadır.

Nitekim Anayasa Mahkemesinin 07/05/2021 tarih ve 31477 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 04/02/2021 tarih ve E:2019/89, K:2021/10 sayılı kararında ve istikrar kazanmış birçok kararında da;

“…Anayasa’nın  10. maddesinde  …belirtilen kanun  önünde eşitlik  ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı; aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, kişilere ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez.

Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez…” değerlendirmesine yer verilmiştir. 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada doktor öğretim üyesi kadrosuna atanabilmek için; bu Kanun kapsamında yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilmiş olma, yurt dışında doktora öğrenimini başarıyla tamamlama ve adına öğrenim gördüğü yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılama şartları aranmaktadır.

Bu durumda, yurt dışında doktora öğrenimlerini başarıyla tamamladıktan sonra mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere öğretim görevlisi kadrosuna ataması yapılanlar ile bu fıkranın yürürlüğe girmesinden sonra ilk defa ataması yapılacak olanların doktor öğretim üyesi kadrosuna atanabilmek için Kanun’da aranan şartlar bakımından hukuksal olarak eşit statüde oldukları sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla, söz konusu düzenlemenin ilk defa ataması yapılacak olanlara uygulanıp, halihazırda öğretim görevlisi olarak görev yapanlara uygulanmamasının Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edeceği açıktır.

Bu itibarla, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrasının yürürlüğe girmesinden önce mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere öğretim görevlisi kadrosuna ataması yapılan davacıların, atama kriterlerini karşılayıp karşılamadığının tespit edilerek, doktor öğretim üyesi kadrosuna atanıp atanamayacaklarının değerlendirilmesi gerekirken, 1416 sayılı Kanun’a eklenen 6.fıkra hükmünden yararlanamayacakları gerekçesiyle başvurularının reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

III-  SONUÇ                              :

Açıklanan nedenlerle; Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, İzmir Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 31/03/2022 tarih ve E:2022/51, K:2022/525 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 12/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

 KARŞI OY

X- 03/06/2021 tarih ve 7326 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkrada, bu Kanun uyarınca yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına, atama kriterlerini sağlamamaları halinde ise öğretim görevlisi kadrolarına atamasının yapılacağı belirtilmiştir.

Anılan fıkranın gerekçesinde ise, “Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Öğrencileri Seçme ve Yerleştirme (YLSY) Kılavuzlarında (2014 yılı ve sonrası) mağduriyete ve tartışmaya yol açmamak amacıyla yükseköğretim kurumları adına öğrenim görmeye hak kazanan adayların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumlarının ilgili kadrolarına atanabilmek için ‘doktora öğrenimlerini tamamlamaları’ şartına özellikle dikkat çekilmiştir.

Bugün Ülkemizde, kendi imkân ve çabalarıyla yüksek lisans ve doktorasını bitirip öğretim görevlisi ve/veya öğretim üyesi kadrolarına atanmayı bekleyen azımsanamayacak kadar doktoralı adayımız bulunmaktadır. Dolayısıyla sadece yüksek lisans eğitimini tamamlayıp doktorasını bitirmeden dönen adayların, cari usul (ALES, yabancı dil puanı, diploma notu, bilim sınavı) dışında, doktoralı adayların da önüne geçirilerek adına gittikleri yükseköğretim kurumun kadrolarına atanmaları akademik yeterlilikler, sosyal adalet ve fırsat eşitliği bakımından doğru değildir.

Bu nedenle, önergeyle yükseköğretim kurumları adına gidip ancak doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanlara yurda döndüklerinde adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına veya öğretim görevlisi kadrolarına atanma imkânı verilmektedir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Anılan düzenleme ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; yüksek lisans ve doktora yapmak üzere 1416 sayılı Kanun kapsamında yurt dışına gönderilip de sadece yüksek lisans eğitimini tamamlayıp doktorasını bitirmeden dönenlerin, adına gittikleri yükseköğretim kurumunun kadrolarına atandıklarının görülmesi üzerine bu hususun önüne geçilmesi amacıyla düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.

Söz konusu düzenlemenin amacı dikkate alındığında, bu düzenlemenin bundan sonra sadece doktora derecesiyle atama yapılacağına ilişkin ileriye dönük bir düzenleme olduğu, daha önceki atamalara ilişkin bir düzenleme olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Ayrıca, “Kanunların geriye yürümezliği ilkesi” uyarınca, kanunların ayrıksı durumlar ve özel istisna getirilen haller dışında yürürlük tarihinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarıldığı, kanun koyucu tarafından çıkarılan kanunun geriye yürümeyeceği hususunda ayrıca bir düzenleme yapılmasının beklenemeyeceği, aksine geriye yönelik uygulanması iradesi var ise, bu hususun kanunla ayrıca düzenlemesi gerektiği, bu yönde bir düzenleme yapılmamışsa, yorum yoluyla kanunun geriye yönelik uygulanmasına imkan bulunmadığı tartışmasızdır.

Her ne kadar, 1416 sayılı Kanun’un Geçici 3. maddesinde, 21. madde hükümlerinden, yurt dışına eğitim amacıyla gönderilenlerden öğrenimlerini tamamlayıp mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmeye başlayanlar ile hâlen yurt dışında eğitimlerine devam edenlerin de yararlandırılacağı belirtilmekte ise de, söz konusu maddenin 6528 sayılı Kanun ile 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinde yapılan değişikliklere yönelik olması nedeniyle, 7326 sayılı Kanun’un 15.maddesiyle 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesine eklenen 6. fıkra hükümleri için uygulanamayacağı açıktır.

Bu durumda, 1416 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 6. fıkrasının yürürlüğe girmesinden önce mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere öğretim görevlisi kadrosuna atananların bu fıkradan yararlanarak doktor öğretim üyesi kadrolarına atanmalarına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, davanın reddi yolundaki Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesinin 27/04/2022 tarih ve E:2022/775, K:2022/973 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

1416 sayılı Kanun ile ilgili Ankara Bölge İdare Mahkemesi ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi Arasındaki Aykırılığın Giderilmesine Dair Danıştay Kararı

1416 SAYILI KANUN VE YLYS KONUSUNDA AVUKATA SOR

1416 SAYILI KANUN VE YLSY İLE İLGİLİ İTİRAZ VE DAVALAR

1416 SAYILI KANUN VE YLSY İLE İLGİLİ İTİRAZ VE DAVALAR

Akademik Hukuk & Danışmanlık Yükseköğretim Hukuku olarak kapsamında takip ettiğimiz konulardan biri de yükseköğretim, akademik kadro ve ünvanlar kapsamında 1416 sayılı kanununda kaynaklı davalardır.  Görüldüğü üzere hukuk tüm hak kayıpları ve mağduriyetleri tespit edip mağdurlara haklarını iade ederken zamanla değişen koşul ve şartlarla politika yapıcılarına da fayda maliyet oranı yüksek ve etkin olarak 1416 Sayılı Kanun’u güncellemeleri için yol göstermektedir. 1416 Sayılı Kanun kapsamında ortaya çıkacak tüm uyuşmazlıklar ve davalarda da Akademik Hukuk ve Danışmanlık desteği için bizlere ulaşabilirsiniz.

AKADEMİK KADRO AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABİLİRSİNİZ.

Akademisyenin mecburi hizmetinin sağlık nedeniyle devri

Akademisyenin mecburi hizmetinin sağlık nedeniyle devri

1416 sayılı kanun ve YLSY kapsamında ortaya çıkan sorunların çözümünde konusunda uzman bir Akademik Kadro Avukatından destek almak açıdan doğru bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Akademik Kadro Avukatı ile iletişim kurmak ve danışmanlık almak için online danışmanlık sisteminiz üzerinden randevu almak, çok pratik bir çözüm olabilir.

1416 sayılı kanun ve YLSY ile ilgili sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.

 

1416 sayılı kanunYLSY

1416 Sayılı Kanun -YLSY

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment