Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği konusu medeni kanun ve içtihatlarda yer alan bir takım kurallara göre değerlendirilmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği mahkeme onayı gibi belirli koşullar a bağlıdır
İçindekiler
Anlaşmalı Boşanma
Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesinde anlaşmalı boşanma hüküm altına alınmıştır. Madde hükmü “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
Bu maddeye göre eşlerin boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumları ve diğer hususlar hakkında düzenlemiş oldukları anlaşmayla yani anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi ile mahkemeye başvurmaları gerekmektedir. Tarafların uzlaşarak yazıya döktüğü bu anlaşma metnine anlaşmalı boşanma protokolü denmektedir. Hakimin onayına sunulan anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde hakim gerekli görürse değişiklik yapabilmekte olup tarafların da anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde yapılan değişikliği kabul etmesi ile boşanmaya hükmolunacaktır. Ancak bu demek değildir ki hakim her anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi değişiklik yapar. Belirttiğimiz gibi sadece gerekli görülen hallerde anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde değişiklik söz konusu olup gerekli görülmeyen hallerde anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi aynen kabul edilir.
Hakim eşlerin her ikisini de bizzat, aynı anda dinleyerek ve anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi içeriğinde gerekli incelemeyi yaparak, eşlerin iradelerini serbestçe açıkladıklarına ve iradelerinin bu yönde olduğuna karar verdikten sonra hüküm verir. Hükümle birlikte anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi de onaylanır ve kararın içeriğine eklenir. Anlaşmalı boşanabilmek için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Bu bir yıllık süre evlilik tarihi ile işlemeye başlar ve eşlerin fiilen bir arada bulunması aranmaz. Eşlerin anlaşmalı olarak boşanabilmeleri için birlikte anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesiyle mahkemeye başvurmaları ya da bir eşin açmış olduğu boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi gerekmektedir. Çekişmeli olarak açılmış bir dava da yargılamanın her safhasında anlaşmalı boşanma haline getirilebilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Niteliği
Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi hukuken bir sözleşme olarak kabul edilmektedir ve birbirine uygun karşılıklı irade beyanlarıyla kurulmaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolü, kendine özgü aile hukuku sözleşmesi olarak nitelendirilebilir. Eşler arasında yapılan bu anlaşma, boşanmanın feri sonuçlarına ilişkin taraflarca düzenlenen ve hakimin özel onay şartına bağlı bir sözleşmedir. Hakimin uygun bulması şartı kanuni bir şarttır. Eğer bu şart gerçekleşmez ise, sözleşme kurulmuş fakat hüküm ve sonuç doğurmamış olur. Yani böyle bir durumda anlaşmalı boşanma protokolünün hiçbir bağlayıcılığı bulunmaz.
Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi hazırlanırken her ne kadar eşlere serbestlik tanınmış olsa da boşanmanın kamu düzenini de ilgilendiren bir yönü olması nedeniyle bu serbestlik sınırsız değildir. Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi hakim müdahalesine açık olduğu gibi kanuni sınırlara tabidir. Anlaşmalı boşanma protokolü bir sözleşme olduğundan hukuk kurallarına ve genel ilkelere uygun düzenlenmelidir. Aynı zamanda sözleşmelerin kuruluş ve geçerlilik şartlarına ilişkin kurallar, anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için de uygulanır.
Boşanma kararından sonra eşlerin yapmış oldukları sözleşme yani anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi, sözleşme özelliğini kaybeder ve kararın bir parçası haline gelir. Kararın bir parçası haline gelen ve karar içeriğinde yer alan anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi artık ilam niteliğini kazanmış olur.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İçeriği
Türk Medeni Kanunu m.166/3’te de belirtildiği üzere anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında uzlaşmaya varmaları gerekmektedir. Ancak taraflar bunlar dışında mal paylaşımı gibi konulara ilişkin düzenlemelere de anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi yer verebilirler. Her ne kadar hakimin gerekli görmesi halinde anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi değişiklik yapma hakkı olduğunu belirtmiş olsak da bu değişiklik eşler tarafından da kabul edilmelidir. Hakim her ne kadar protokolde anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi yapma hakkına sahip olsa da bu değişiklikleri taraflara dayatamaz, eşler yapılan değişiklikleri onaylamaz ve uzlaşma sağlanamazsa anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.
Hakim tarafların ve çocuğun menfaatini göz önünde tutarak anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilirse de, yapılan değişiklik hakkında tarafların beyanları alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hakim değişiklik yapmak istediği husus hakkında taraflara öneride bulunmalı ve öneri kabul edilirse buna göre karar vermelidir. Eğer öneri kabul edilmezse, taraflarca anlaşmaya varılarak mahkemenin de uygun bulacağı yeni bir düzenleme yapılır aksi halde anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Ayrıca tarafların protokolde yer vermedikleri bir hususta hakimin tek başına karar vererek düzenleme yapma yetkisi bulunmamaktadır. Kısacası hakimin re’sen hareket etme yetkisi yoktur.
Aynı zamanda anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi içeriğinde hukuka ve kamu düzenine aykırı bir düzenleme de yer almamalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmelidir. Yine anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi şarta bağlı bir hüküm yer almamalıdır. Çünkü ileriye dönük, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir şart anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi belirsizliğe neden olacak ve protokolün uygulanması sırasında ihtilaflara sebebiyet verecektir. Hakim bu hususu da kontrol edip şarta bağlı bir hüküm olması halinde anlaşmalı boşanmaya hükmetmemesi gerekmektedir. Burada bahsetmiş olduğumuz şarta bağlı hükümler cezai şartları da içermektedir. Cezai şart bulunan bir anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi geçerliliği olmayacaktır.
-
Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Bulunması Gereken Zorunlu Unsurlar
Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde yer alması gereken mali hususlar; maddi ve manevi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası hususlarıdır. Bu hususların anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi yer almaması anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi geçerliliğini etkilemese de sonrasında yaşanacak hukuki ihtilafların önüne geçmek için protokolde bu hususlara yer vermek gerekmektedir. Normal şartlarda hakim anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi mali sonuçlara ilişkin hüküm olmadığında bu çelişkiyi gidermeli ve bu hususlara ilişkin açıklama yapılmadan boşanmaya hükmetmemelidir. Eğer anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde bu hususlara yer verilmemiş ve buna rağmen hakim tarafından da boşanmaya hükmedilmişse eşlerden her biri ileride bu hususlara ilişkin dava açma hakkına sahip olacaktır. Ancak bunun aksini savunan görüşlerde bulunmaktadır.
Çocuklarla ilgili olan kısımlar hariç, anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi tazminat ve nafaka taleplerine yer verilmemiş ve buna rağmen boşanmaya hükmedilmişse eşlerin bu yönde talepleri olmadığı kabul edilerek, sonrasında dava açma hakları olmadığını savunan görüş de mevcuttur. Ancak hukuken bu görüşü kabul etmek mümkün değildir. Böyle bir durumda hakimin sorumluluğu gündeme gelecektir ve hakimin yanlış inceleme sonucu vermiş olduğu kararın tarafları mağdur etmesi hakkaniyete aykırı olacaktır. Fakat Yargıtay’ın bu görüşe paralel olarak vermiş olduğu kararları da mevcuttur.
Yargıtay taraflar anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinde nafaka ve tazminat hususlarına yer vermemişse bunlara ilişkin talepleri olmadığını kabul etmek gerektiğini ve sonrasında da dava açılamayacağına ilişkin kararlar vermektedir. Bunun yanında Yargıtay, tarafların tazminat haklarını saklı tutarak protokol hazırlaması ve hakimin de bu şekilde anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi onaylayarak boşanmaya hükmetmesini doğru bulmamıştır. Bu durumda tarafların boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşamadığını ve bu hususa ilişkin değerlendirme yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi çocukların velayeti, diğer eş ile kurulacak kişisel ilişki ve iştirak nafakası gibi hususların da yer alması gerekmektedir. Ancak hakim her zaman bu hususlara ilişkin düzenlemelere müdahale etme hakkına sahiptir. Çünkü burada önemli olan çocukların üstün menfaatidir. Taraflar bu hususlar hakkında serbestçe tasarrufta bulunma hakkına sahip değildirler. Ayrıca taraflar boşanmaya hükmedilip, anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinin geçerlilik kazanmasından sonra da her zaman çocukların velayetine ya da çocuklar için ödenen iştirak nafakasına ilişkin dava açma hakkına sahip olacaklardır.
Eğer taraflar, anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesi bu hususlara ilişkin dava açılamayacağına yönelik bir düzenleme yapmışlarsa, bu düzenleme kanuna aykırı olduğundan kesin hükümsüz olacaktır. Ancak bu maddenin hükümsüz olması sözleşmenin diğer maddelerini yani anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliğini etkilemeyecektir. Fakat bu madde olmadan anlaşma yapılamayacağı anlaşırsa anlaşmanın tamamı hükümsüz olur yani anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinin geçerliliği ortadan kalkar. Bu durumdan da anlıyoruz ki; hakim, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ve konusu imkansız olan hükümler taşıyan bir boşanma protokolünü esas alarak boşanma kararı veremez ve böyle bir protokolü tasdik edemez (Y. 2HD, T. 4.2.2014, E. 2013/11644, K. 2014/1866).
-
Anlaşmalı Boşanma Protokolünde Bulunması Gereken İhtiyari Unsurlar
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlenmenin boşanmanın mali sonuçlarından kabul edilip edilemeyeceği hususu tartışmalıdır. Ancak hem doktrinde genel olarak kabul edilen hem de Yargıtay tarafından da kabul gören görüş, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemenin boşanmanın mali sonuçlarından olmayıp boşanma protokolünde illa bulunması gereken bir husus olmadığı yönündedir. Tarafların protokolde bu hususa ilişkin düzenleme yapmış olmaması anlaşmalı boşanma protokolü dilekçesinin geçerliliğinin etkilememektedir. Taraflar boşanma kararı kesinleştikten sonra her zaman bu hususa ilişkin dava açabileceklerdir.
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin konular boşanmanın ferisi niteliğinde olmadığından protokolde bulunma zorunluluğu da yoktur. Anlaşmada ayrıca yer verilmemişse tarafların aralarındaki akdi ilişkiyi tasfiye ettikleri kabul edilemez. Mal rejiminin tasfiyesi anlaşmalı boşanma kapsamında değildir. Başka bir anlatımla boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenleme, mal rejiminin tasfiyesine yönelik istemleri içermez(Y.HGK., T. 24.2.2010, E. 2010/2-96, K. 2010/106).
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Geçerliliği
Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için tarafların boşanmanın nafaka, tazminat, velayet gibi tüm sonuçları üzerinde anlaşmış ve iradelerini karşılıklı olarak açık bir şekilde ortaya koymuş olmaları gerekmektedir. Aynı şekilde yine anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği açısından yazılı olması ve hakim onayına sunulmadan önce imzalanmış olması gerekmektedir. Her ne kadar anlaşmalı boşanmada protokol önceden hazırlanmaksızın, anlaşmaya varılan hususların duruşma sırasında sözlü olarak tutanağa geçirilmesi mümkün olsa da uygulamada protokolün yazılı olarak sunulmasının daha uygun olduğu kabul edilmektedir.
Ancak eşler bu protokol ile mahkemeye başvurmadıkları ve hakim tarafından protokol onaylanmadığı sürece anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği söz konusu olmayacaktır. Yine aynı şekilde protokol hazırlanmadan duruşmada sözlü olarak tutanağa geçirildiğinde de bu tutanağın taraflarca imza altına alınması gerekmektedir. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolünü hakim onayına sunduklarında da, hakim duruşmada tarafların protokole ilişkin anlaşma sağlayıp sağlamadıklarını tekrar sorar ve beyanlarını tutanağa geçirir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliğinin kabul edilebilmesi için; taraflar irade beyanlarını açık bir şekilde ortaya koymalı ve bu iradeleri karşılıklı olarak birbiriyle uyuşmalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için protokolde yapılan düzenlemeler kanuna aykırı olmamalı ve protokol açık ve anlaşılır bir şekilde hazırlanmalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği hakim protokolü incelerken tüm bu hususlara dikkat etmelidir.
Eğer ki protokolde kanuna, kamu düzenine, ahlaka aykırı bir düzenleme mevcut ise anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği olmayacak ve hakim protokolü onaylamayarak bu hususlara ilişkin yeni bir düzenleme yapacaktır. Yine aynı şekilde anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan düzenlemeler yeteri kadar açık ve anlaşılır değilse, birtakım ihtilaflara sebebiyet verecek şekilde düzenlenmişse anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği olmayacak ve hakimin yine bu maddelere de müdahale etme hakkı bulunmaktadır. Hakim açık ve anlaşılır olmayan maddelere ilişkin gerekli açıklamanın yapılmasını taraflardan isteyebilmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için eşlerin, hakim karşısında protokolü onayladıklarını da beyan etmeleri gerekecektir. Hakimin protokolü onaylaması ve boşanmaya hükmetmesiyle birlikte karar kesinleştikten sonra, anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği taraflar için bağlayıcı nitelikte olacaktır. Görüldüğü üzere tek başına anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği bulunmamaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği ancak boşanma kararı ile birlikte mümkün olmaktadır. Protokolün tek başına herhangi bir hükmü yoktur.
Uygulamada da eşler tarafından anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği hususunda yanılgıya düşülebilmektedir. Örneğin taraflar avukat huzurunda protokolü imzaladıkları anda hüküm ve sonuç doğuracağını düşünmektedirler. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği hakim tarafından onaylanmasına ve boşanma kararının hüküm ve sonuç kısmında yer almasına bağlıdır. Tarafların tek başına imza altına almış oldukları anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği bulunmamaktadır.
-
Protokolün Boşanma İlamında Yer Alması
Mahkemenin anlaşmalı boşanmaya ilişkin kararında, eşlerin anlaşma sağlamış oldukları ve hakimin onayından geçen protokolün açık, anlaşılır, tereddütsüz ve icra edilebilir bir şekilde yer almış olması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği açısından da bu husus önem arz etmektedir. Nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir. Hiçbir şekilde ne kısa kararda ne gerekçeli kararın sonuç kısmında veya ekinde protokole yer verilmemişse, anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliğinden bahsetmek mümkün olmayacak ve anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği yok hükmünde olacaktır.
Buradan da anlaşılacağı üzere protokolün tek başına bir hükmü bulunmamaktadır ve anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği boşanma kararının sonuç ya da hüküm kısmında yer almış olmasına bağlıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünün maddelerinin de kararın hüküm kısmına geçirilmesi gerekmektedir. Tek başına boşanma kararının ekinde yer alan ve kararın hüküm ya da sonuç kısmında yer verilmeyen protokol uygulamada icra edilebilirlik yönünden ihtilaflara yol açacaktır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma protokolünün sadece kararın ekinde yer alması da tek başına anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için yeterli olmamaktadır. Tasdik edilmeyen, boşanma kararının sonuç ya da hüküm kısmında yer alamayan, kararın eki haline getirilmeyen protokol Yargıtay tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir.
-
Boşanma İlamının Kesinleşmesi
Sözleşmeler kurucu unsurları tamam olduktan sonra bağlayıcılık kazanmaktadırlar. Öğretide anlaşmalı boşanma protokolünün de hakimin onayından geçtikten sonra bağlayıcı olduğu kabul edilmektedir. Ancak anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği ve bağlayıcılığı kararın kesinleşmesi ile mümkün olmaktadır. Boşanma kararı şekli olarak kesinleşinceye kadar eşlerin her ikisinin de protokolden dönme, iradelerini değiştirme hakkı bulunmaktadır.
Eşler protokol hakim onayından geçtikten sonra yani boşanma kararından sonra istinaf kanun yoluna başvurarak protokolden dönme hakkına sahiplerdir. Nitekim Yargıtay’a göre de eşlerin gerek boşanmanın mali sonuçları gerekse çocukların durumuna ilişkin irade beyanlarını içeren anlaşmadan dönmelerini engelleyecek kanuni bir düzenleme bulunmamaktadır. Eşler bu şekilde kararı temyiz ederek anlaşmalı boşanma protokolünden dönmüş olurlar fakat açıkça feragat etmedikleri sürece dava ortadan kalkmaz, anlaşmalı boşanma davası çekişmeli boşanma davasına dönüşür. Böyle bir durumda yani anlaşmanın bozulması durumunda anlaşmalı boşanma da geçersiz hale gelmektedir.
Yine görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği bir nevi boşanma kararının kesinleşmesine de bağlı olmaktadır. Herhangi bir nedenle kararın kesinleşmesi yapılmazsa veya gecikirse anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği de olmayacaktır. Boşanma ilamının da kesinleşmesiyle birlikte artık eşlerin anlaşmalı boşanma protokolünden dönmeleri mümkün değildir. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği, irade sakatlığı nedeniyle iptal edilme hali dışında her zaman devam edecektir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün bağlayıcılığı kesinleşme ile birlikte aynen mahkeme kararı gibi olmaktadır. Kararın kesinleşmesi ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolü icra edilebilir hale gelecektir ve artık mahkeme ilamı niteliği kazandığından eşlerden birinin protokole uygun davranmaması durumunda diğer eşin yasal yollara başvuru hakkı bulunacaktır.
Ancak doktrinde kabul edilen görüşe göre; anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için boşanma kararının kesinleşmesinin beklenmesine gerek yoktur. Bu görüşe göre eşler, hakim anlaşmalı boşanma protokolünü onaylayana kadar her zaman protokolden dönme hakkına sahiptir. Fakat anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği hakim onayına bağlıdır. Böyle olunca da hakim kararından sonra anlaşmalı boşanma protokolüne itiraz etmek ya da protokolden dönmek sadece irade sakatlığı yani yanılma, aldatma, korkutma hallerinde mümkün olacaktır. Bu görüşün temelinde ise sözleşmelerde geçerli olan ahde vefa ilkesi yer almaktadır.
Tarafların karşılıklı birbirine uygun irade beyanlarıyla sözleşme kurulmuş olmaktadır. Burada hakimin onayı sözleşmeyi kurucu değil onaylayıcı niteliktedir ve tarafların sözleşmeyi kabul ettiklerini hakim önünde teyit etmesi ile sözleşme yani protokol bağlayıcı hale gelmektedir. Bu nedenle hakim onayından geçen protokolden artık serbestçe dönülemeyeceği ve bu protokolün bağlayıcı olduğu savunulmaktadır. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi Yargıtay boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşlerden birinin tek taraflı irade beyanıyla protokolden dönmesinin mümkün olduğunu savunmakta ve bu yönde kararlar vermektedir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü Geçerliliğinin Sonuçları
Taraflar arasında düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolü geçerliliği hakim onayına bağlı olan aile hukukuna özgü bir sözleşmedir. Hakim mutlaka kararın hüküm veya sonuç kısmında protokole yer vermeli ve protokolü kararın eki haline getirmelidir. Aksi halde anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır ve uygulamada protokolün hukuki olarak icra edilebilirlik kısmında birtakım zorluklar yaşanacaktır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği tek başına söz konusu olmayacaktır. Protokol mutlaka hakim onayından geçmeli ve Yargıtayca kabul edilen görüşe göre hakim tarafından verilen boşanma kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Ancak bundan sonra anlaşmalı boşanma protokolü hüküm doğuracak ve protokolde yer alan maddeler uygulanabilecektir.
Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği ve hüküm doğurması, hakimin uygun bulması şartına bağlanmıştır. Taraflar kendi aralarında protokol düzenleyip başka hiçbir işlem olmaksızın bunun hüküm ve sonuç doğurmasını bekleyemez. Sonuç olarak anlaşmalı boşanma protokolü, eşler arasında birbirine uygun iradelerin karşılıklı beyan edilmesi ve hakim onayından geçmesiyle hüküm ve sonuç doğurmaz. Protokolün ayrıca boşanma kararının içeriği haline gelmesi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolü geçerlilik kazandıktan sonra içeriğinde yer alan maddeler uygulanabilir hale gelecektir. Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan düzenlemeler bağlayıcı nitelikte olduğundan, taraflardan birinin ifasından kaçınması durumunda diğer eş, ifadan kaçınan eşe karşı her zaman yasal yollara başvurma hakkına sahip olacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İptali
Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, belirli koşullar altında mümkündür, ancak anlaşmalı boşanma protokolünün iptali oldukça karmaşık ve hukuki detaylar içerir. Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların mahkemeye sundukları ve boşanma kararına esas teşkil eden bir belgedir. Bu protokolde yer alan hususlar, mahkeme tarafından onaylandığında kesinleşir ve taraflar için bağlayıcı hale gelir. Ancak, bazı durumlarda anlaşmalı boşanma protokolünün iptali veya değiştirilmesi talep edilebilir. Anlaşmalı boşanma protokolünün iptaline dair temel bilgiler:
Yanlış Anlama veya Hile Nedeniyle Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İptali
- Yanılma veya Aldatma: Taraflardan biri, protokolü imzalarken yanıldığını ya da aldatıldığını iddia edebilir. Örneğin, karşı tarafın mal varlığı hakkında eksik veya yanlış bilgi vermesi gibi durumlarda, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali talep edilebilir.
- Baskı veya Tehdit: Taraflardan biri, protokolü baskı, tehdit veya zorlamayla imzaladığını iddia ediyorsa, bu da anlaşmalı boşanma protokolünün iptali gerekçesi olabilir. Bu durum, tarafların özgür iradesiyle karar verip vermediğiyle ilgilidir.
Mahkeme Kararının Kesinleşmemesi Durumu
- Boşanma Kararı Kesinleşmeden İptal: Anlaşmalı boşanma protokolü, mahkeme kararı ile birlikte geçerlilik kazanır. Ancak, boşanma kararı henüz kesinleşmeden önce taraflar anlaşmazlığa düşerse, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali veya değiştirilmesi talep edilebilir.
Sonradan Ortaya Çıkan Durumlar
- Yeni Bir Durumun Ortaya Çıkması: Protokolün imzalanmasından sonra tarafların ekonomik durumları, sağlık durumları veya yaşam koşullarında önemli bir değişiklik meydana gelirse, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali veya değiştirilmesi talep edilebilir. Örneğin, nafaka miktarının yeniden belirlenmesi bu tür bir durum olabilir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İptali Süreci
- Dava Açma: Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali için taraflardan biri, mahkemeye başvurarak anlaşmalı boşanma protokolünün iptali talebinde bulunmalıdır. Bu durumda, mahkeme, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali haklı olup olmadığını değerlendirir.
- Mahkeme Kararı: Mahkeme, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali veya değiştirilmesine karar verirse, bu karar, taraflar için bağlayıcı hale gelir ve mevcut protokol hükümsüz olur.
Uzlaşma ve Yeniden Protokol Hazırlama
- Yeni Protokol: Taraflar, anlaşmalı boşanma protokolünün iptali sonrasında yerine yeni bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayabilirler. Bu durumda, yeni protokol mahkemeye sunulur ve mahkeme onayı ile geçerlilik kazanır.
Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, hukuki bir süreç gerektirir ve tarafların bu süreçte bir avukatla çalışmaları genellikle tavsiye edilir. Çünkü anlaşmalı boşanma protokolünün iptali sürecinde hakların korunması ve prosedürlerin doğru şekilde takip edilmesi önemlidir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün İptalinin Sonuçları
Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, taraflar ve boşanma süreci üzerinde önemli sonuçlar doğurur. Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, boşanma davasının seyrini değiştirebilir ve tarafların hukuki haklarını yeniden düzenleyebilir. Anlaşmalı boşanma protokolünün iptalinin olası sonuçları şunlardır:
Boşanma Sürecinin Devam Etmesi veya Yeniden Başlaması
- Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşme: Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, taraflar arasındaki uzlaşmanın bozulduğu anlamına gelir. Bu durumda, anlaşmalı boşanma süreci sona erer ve boşanma davası çekişmeli hale gelebilir. Taraflar, boşanma şartları üzerinde anlaşmazlığa düşerlerse, boşanma davası uzayabilir ve daha karmaşık bir hal alabilir.
- Boşanma Sürecinin Yeniden Başlatılması: Mahkeme, anlaşmalı boşanma protokolünün iptalinden sonra tarafların uzlaşıp uzlaşamayacağını değerlendirir. Eğer taraflar yeni bir anlaşmaya varamazsa, boşanma süreci yeniden başlatılabilir ve mahkeme, çekişmeli bir boşanma davasına karar verebilir.
Mali ve Hukuki Düzenlemelerin Geçersiz Hale Gelmesi
- Mal Paylaşımı ve Nafaka Anlaşmalarının Geçersizliği: Anlaşmalı boşanma protokolünün iptalinde protokolde yer alan mal paylaşımı, nafaka, tazminat ve diğer mali düzenlemeler iptal olur. Bu durumda, taraflar arasında yeniden bir mal paylaşımı ve nafaka düzenlemesi yapılması gerekebilir. Bu konularda taraflar arasında anlaşmazlık çıkması halinde mahkeme, bu konuları yeniden değerlendirir ve karar verir.
Velayet ve Çocuklarla İlgili Düzenlemelerin Geçersizliği
- Çocukların Velayeti ve İlgili Düzenlemelerin İptali: Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, çocukların velayeti, çocukla kişisel ilişki ve çocuk nafakası gibi konuların yeniden ele alınmasına yol açar. Mahkeme, çocukların üstün yararını gözeterek bu konularda yeni kararlar verebilir. Taraflar arasında bu konularda uzlaşma sağlanamazsa, mahkeme çekişmeli bir süreçle bu meseleleri çözümler.
Mahkeme Kararının Kesinleşmemesi
- Boşanma Kararının Kesinleşmemesi: Eğer, boşanma kararı kesinleşmeden önce anlaşmalı boşanma protokolünün iptali durumunda, boşanma kararı da kesinleşmez. Bu durumda, boşanma süreci devam eder ve tarafların taleplerine göre yeni bir karar verilir.
Taraflar Arasındaki Anlaşmazlıkların Artması
- Güvensizlik ve İhtilafların Artması: Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali edilmesi, taraflar arasında anlaşmazlıkların artmasına ve güvensizlik oluşmasına yol açabilir. Bu durum, taraflar arasındaki iletişimi zorlaştırabilir ve davanın uzamasına neden olabilir.
Anlaşmalı boşanma protokolünün iptali, tarafların boşanma sürecinde yeniden müzakere yapmasını gerektirebilir ve boşanma sürecinin uzamasına neden olabilir. Bu nedenle, tarafların hukuki süreç boyunca dikkatli ve bilinçli hareket etmeleri, haklarının korunması için hukuki destek almaları önemlidir.
Ankara Boşanma Avukatı
Boşanma davaları boşanma ve nafaka alanında uzman avukatlarca takip edilmesi gereken davalardır. Bu sebeple boşanma davalarında boşanma ve nafaka avukatlarından hukuki destek almanızı tavsiye etmekteyiz. Hukuk büromuzda profesyonel boşanma avukatları yer almaktadır. Hukuk büromuz ekonomik şiddet nedeniyle boşanma ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında avukatlık hizmeti vermektedir. Ayrıca anlaşmalı boşanma davalarında anlaşmalı boşanma protokolünü profesyonel bir şekilde hazırlamaktayız. Anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği ve anlaşmalı boşanma protokolünün iptali konularında her türlü hukuki desteği vermekteyiz
Boşanma davaları dikkatli ve titiz bir şekilde yürütülmesi gereken dava süreçleridir. Bununla beraber medeni hukukta taleple bağlılık ilkesi vardır. Bu ilkeye göre hakim ancak tarafların talebi ile bağlıdır. Bir diğer ifade ile hakim tarafların talebinden daha fazlasına karar veremez. Çünkü yasal süreçler sırasında hata yapılması halinde maddi ve manevi kayıplar yaşayabilirsiniz. Bu gerekçelerle nafaka ve boşanma davalarında mutlaka avukatlık hizmeti almalısınız.
Hukuk büromuz bünyesinde yer alan boşanma avukatları ile dilediğiniz zaman iletişim kurabilirsiniz. Boşanma avukatlarımıza ekonomik şiddet nedeniyle ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları ile ilgili sorularınızı sorabilirsiniz. Avukat ekibimizle görüşmek için hemen randevu oluşturabilirsiniz. İstanbul boşanma avukatı ekimiz için ayrıca tıklayınız.
BOŞANMA HUKUKU SON MAKALELER