Taraflar boşanma davasında delillerle üzerinde anlaşamadıkları durumları ispat etmeleri gerekmektedir. Boşanma davasında deliller boşanma davasının esasını oluşturur.
İçindekiler
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLERLE KUSUR İSPATI
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER NE ZAMAN VERİLİR?
- BOŞANMA DAVASINDA DELİL KONUSUNDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER HUKUKA AYKIRI BİR ŞEKİLDE ELDE EDİLİRSE NE OLUR?
- HUKUKA AYKIRI DELİLLERE ÖRNEKLER
- BOŞANMADA SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ İÇERİKLERİ DELİL OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?
- SOSYAL MEDYA İÇERİKLERİNİN DELİL OLARAK KABUL EDİLMESİ
- EŞİM BENİ ALDATIYOR NASIL İSPATLAYABİLİRİM?
- BOŞANMA DAVASINDA SOSYAL MEDYA İÇERİKLERİNİN SUNULMASI
- KONUYA İLİŞKİN ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
- BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER KAPSAMINDA BOŞANMA AVUKATI SEÇİMİ
- ANKARA BOŞANMA AVUKATLARI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER
Boşanma davasında deliller, çiftlerin evliliklerindeki durumu ve iddiaları kanıtlamak için önemlidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu‘nda (HMK) ispat hakkı ve ispatın usulü belirli kılınmıştır. Tarafların iddia ettikleri konuları kanıtlamak için belirli bir süre ve usul doğrultusunda deliller sunmaları gerekebilir. HMK’nin 189. maddesi, tarafların ispat hakkını ve bunun nasıl kullanılması gerektiğini düzenler.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 189. Maddesi “(1) Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.
(2) Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.
(3) Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.
(4) Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir.” Boşanma davasında delillerle ispat konusunda bilgi vermektedir.
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLERLE KUSUR İSPATI
Evlilik birliği devam ederken eşlerin birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken yükümlülükleri vardır. Sadakat yükümlülüğü, birbirlerine karşı özen yükümlülüğü ortak giderlere katılma yükümlülüğü gibi yükümlülükleri yerine getirmediklerinde evlilik birliği sarsılmakta boşanmalar gerçekleşmektedir.
Boşanmada eşlerin kusuru eşlerin birbirlerine karşı olan yükümlülüklerini yerlerine getirmemeleri olarak nitelendirilebilir. Boşanmada eşlerin kusurunun belirlenmesi son derece önemli olup tazminat, nafaka gibi birçok husus boşanmada eşlerin kusuruna göre belirlenmektedir.
Kusur belirlemesi sürecinde tarafların usulüne uygun şekilde dayandığı delillerin toplanması oldukça kritiktir. Boşanma davasında deliller, mahkemece doğru bir karar verilmesine yardımcı olur.
Eğer boşanma davasında deliller toplanmaz veya eksik bırakılırsa, bu durum istinaf veya temyiz aşamalarında, yani üst mahkemelerde, kararın bozulmasına sebep olabilir. Boşanma davasında delillerin eksikliği veya yetersizliği, adaletin sağlanmasını etkileyebilir ve kararın yeniden değerlendirilmesine yol açabilir. Bu yüzden, tüm tarafların usulüne uygun delilleri sunması ve mahkeme tarafından bu delillerin doğru şekilde değerlendirilmesi önemlidir.
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER NE ZAMAN VERİLİR?
Boşanma davasında delillerin mahkemeye sunulması konusunda boşanmada teksif ilkesi oldukça önemlidir. Taraflar, iddia ve savunmalarını belirli bir aşamaya kadar mahkemeye sunabilirler. Ön inceleme aşamasında tarafların dilekçelerinde belirttikleri ancak henüz mahkemeye sunmadıkları deliller için belirli bir süre verilir. Bu süre içinde taraflar, dilekçelerinde belirttikleri ancak henüz sunmadıkları delilleri sunmakla yükümlüdürler.
Eğer belirtilen süre içinde ileri sürülen deliller mahkemeye sunulmazsa, o delillere dayanmak istenmediği kabul edilir. Tahkikat aşamasında, ön inceleme sonrasında belirlenen süre içinde sunulmayan delillerin ileride kullanılması mümkün olmayabilir. İddia veya savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi ise tahkikat aşamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati veya belirli koşullar altında mümkün olabilir. Bu süreçte belirli kurallara uyulması, boşanma davasında delillerin ve iddiaların eksiksiz bir şekilde sunulması ve belirlenen süre içinde gereken adımların atılması önemlidir.
BOŞANMA DAVASINDA DELİL KONUSUNDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Boşanma davasında deliller konusunda bazı dikkat edilmesi gereken hususlar vardır;
- Görgüye dayanmayan tanık ifadeleri kusur belirleme sürecinde dikkate alınmaz. Tanıkların doğrudan kendi gözleriyle gördükleri veya kendi kulaklarıyla işittikleri vakaları anlatmaları gereklidir. Duyumlara dayalı beyanlar veya başkalarından aktarılan soyut ifadeler mahkemede kusura dayanak teşkil etmez.
- Hukuka aykırı deliller kusur belirleme sürecinde kullanılamaz.
- Feragat tarihinden önceki olaylar kusur belirlemede dikkate alınmaz. Feragatten sonra yeni bir olayın varlığı iddia edilmeli ve kanıtlanmalıdır. Feragat, boşanma davası öncesindeki olayların affedilmiş veya hoş görülmüş olduğunu gösterir.
- Terk ihtarı çeken eşin ihtar tarihinden önceki olayları affettiği veya hoş gördüğü kabul edilir. Terk ihtarı öncesindeki olaylar kusur belirlemesinde hesaba katılmaz.
- Barışma tarihinden önceki olaylar affedilmiş veya hoş görülmüş sayılır. Bu olaylarla kusur belirlemesi yapılamaz. Taraflar barışmışsa, birlikte yaşamaya başlamışsa veya dava açıldıktan sonra bile zorunlu sebep olmamasına rağmen birlikte yaşamaya devam etmişlerse, bu barışma olarak kabul edilir.
- Uzun zaman geçmişse, olaylar kusur belirlemede dikkate alınmaz. Örneğin, bir olayın ardından evlilik birliği uzun bir süre devam etmişse, bu olay evlilik birliğinin sona ermesinde etkin olarak değerlendirilmez.
- İspat edilemeyen vakalar kusur belirleme sürecinde göz önüne alınmaz.
- Dava tarihinden sonra gerçekleşen vakalar kusur belirlemede hesaba katılmaz. Bu tür olaylar ancak yeni bir boşanma davasında kusur konusu olabilir.
- Bilgi dışında gerçekleşen, kişinin kontrolü dışındaki vakalar kusur belirleme sürecinde göz önüne alınmaz.
- Yemin ve ikrar boşanma davasında deliller kapsamında kusur belirleme sürecinde değerlendirilmez. Yemin veya ikrar, mahkemeyi bağlamaz.
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER
Türk hukukunda deliller kesin delil ve takdiri deliller olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Kesin deliller, tarafları ve hâkimi bağlayıcıdır ve üzerlerinde hâkimin takdir yetkisi bulunmaz. Bu kesin deliller ikrar, senet, yemin ve ilam olmak üzere dört gruba ayrılır.
Diğer taraftan, takdiri deliller, hâkimin üzerlerinde takdir yetkisi bulunduğu ve kesin olmayan delillerdir. Boşanma davasında deliller konusunda mahkeme takdir yetkisine sahiptir ve bazı deliller hâkimi bağlamaz. Örneğin, boşanma davasında deliller kapsamında yapılan ikrarlar, hâkimi bağlayıcı nitelikte değildir. Bu durum, hâkimin takdir yetkisinin ve delilleri değerlendirme özgürlüğünün önemli bir parçasıdır. İkrarlar, tarafların açıklamaları olmakla birlikte, hâkimin takdirini etkilemekle birlikte doğrudan bağlayıcı olmayabilir. Bu yüzden, mahkeme, bu tür delilleri takdir ederken daha geniş bir özgürlüğe sahiptir ve bu deliller üzerinden kararını belirlerken diğer delillerle birlikte değerlendirir.
Boşanma davasında deliller, çeşitli kanıtlar ve bilgiler aracılığıyla sunulur ve mahkemece değerlendirilir. Bu deliller, kusur belirleme, velayet veya mal paylaşımı gibi konularda önemli olabilir. Boşanma davasında delillerden sıkça kullanılan delillere örnek olarak;
İKRAR (İTİRAF)
Tarafların mahkemeye sunduğu ifadeler ve itiraflar. Boşanma sebepleri veya olaylarla ilgili tarafların açıklamaları bu kapsamdadır.
BELGELER VE SENETLER
Evlilikle ilgili olan her türlü belge veya senet, örneğin evlilik cüzdanı, aile fotoğrafları, banka hesap hareketleri, borç senetleri gibi.
TANIKLAR
Tarafların veya olaylara şahit olan kişilerin mahkemede ifade vermesi. Bu tanıklar, olayların doğruluğunu veya tarafların davranışlarını destekleyebilir.
BİLİRKİŞİ RAPORLARI
Özellikle çocukların velayeti veya maddi durum gibi teknik konularda uzman kişilerin hazırladığı raporlar.
KEŞİF
Mahkemenin belirli konularda yerinde inceleme yapması ve durumu görmesi. Özellikle ev ve çocukların yaşadığı ortam gibi konularda önemlidir.
HUKUKİ MÜTALAALAR
Tarafların avukatlarının mahkemeye sunduğu, hukuki dayanaklarla desteklenen yazılı görüşler.
HABERLİ OLARAK YERLEŞTİRİLEN CİHAZLAR İLE ELDE EDİLEN DELİLLER
Eşlerin ortak konut veya yaşam alanlarına ses ve görüntü kayıt cihazı yerleştirmesi, güvenlik amacıyla yaygın bir uygulama olabilir. Ancak, bu kayıtların boşanma davasında delil olarak kullanılabilmesi için bazı hukuki ve etik kurallar bulunmaktadır.
Öncelikle, kayıt cihazlarının kurulduğu ortamlarda gizlilik ve mahremiyet haklarına saygı gösterilmesi önemlidir. Ortak yaşam alanına konan kayıt cihazlarının hukuka uygun olması, tarafların rızası veya bilgisi dahilinde gerçekleşmelidir. Yasalara göre, özellikle gizlilik hakkı ve kişisel verilerin korunması gibi konularda belirli kurallara uyulması gerekmektedir.
Ses kayıtları boşanma davasında delil olarak kabul edilebilir, ancak kaydın nasıl elde edildiği ve hangi koşullarda yapıldığı önemlidir. Eğer kayıt, tarafların rızası ve bilgisi dahilinde yapılmışsa ve hukuka uygunsa, bu tür kayıtlar boşanma davasında delil olarak sunulabilir. Ancak, gizli ve izinsiz yapılan kayıtlar genellikle mahkeme tarafından kabul edilmez ve hatta yasa dışı olabilir.
BİLGİ DAHİLİNDE YAPILAN KAYITLAR
İletişim cihazlarında kayıt yapılacağı konusunda önceden uyarıda bulunulması, kaydedilen ses veya görüntülerin hukuka uygunluğunu sağlamada önemli bir faktördür. Özellikle bir tarafın iletişim cihazında kayıt yapılacağını diğer tarafa bildirmesi, hukuki açıdan bazı durumlarda kaydın hukuka uygun olmasını sağlayabilir.
Boşanma davasında deliller, mahkeme tarafından değerlendirilerek karar verilir. Her bir delilin, olayların aydınlatılmasında ve hakkaniyete uygun bir kararın alınmasında önemli bir rolü vardır. Mahkeme, bu delilleri topluca ele alarak tarafların haklarını koruyacak ve adil bir sonuca ulaşacak şekilde karar verir.
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER HUKUKA AYKIRI BİR ŞEKİLDE ELDE EDİLİRSE NE OLUR?
Boşanma davasında deliller hukuka aykırı bir şekilde elde edilirse mahkemelerde hükme esas alınmaz. Tarafların bu tür delilleri iddia veya savunma amacıyla kullanmaları kabul edilmez. Bu tür deliller, mahkeme tarafından dikkate alınmadan reddedilebilir.
Mahkemeler, delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğini değerlendirmekle yükümlüdür. Bu değerlendirme resen yapılır ve tarafların bu konuda bir iddia ileri sürmemesi durumunda bile mahkeme tarafından değerlendirilir.
Eğer mahkeme, bir delilin hukuka uygun bir şekilde elde edilmediğini tespit ederse, bu delil hükme esas alınmaz. Mahkeme, adil bir yargılama süreci ve kanunun gerektirdiği adaleti sağlamak için hukuka uygun delilleri temel alır.
HUKUKA AYKIRI DELİLLERE ÖRNEKLER
Boşanma davalarında hukuka aykırı delillerin kullanılması yasaktır. Bu tür deliller, mahkemece dikkate alınmaz ve hükme esas alınmaz. Bazı örnekler:
- Gizlice fotoğraf, görüntü, mesaj veya konuşma kaydetme: Eşlerden birinin diğerinin haberi olmadan gizlice kayıt yapması hukuka aykırıdır.
- Gizlice telefon dinleme veya mesajları kaydetme: Kişisel iletişimleri izinsiz olarak dinlemek veya kaydetmek hukuki olarak kabul edilemez.
- Gizlice mektupları okuma veya belgeleri ele geçirme: Eşlerden birinin diğerinin yazılı iletişimlerini izinsiz olarak okuması veya belgelerini ele geçirmesi hukuka aykırıdır.
- Ortak yaşam alanına izinsiz cihaz yerleştirme: Eşlerden birinin diğerinin haberi olmadan ses veya görüntü kaydı için cihaz yerleştirmesi hukuka aykırıdır.
Bu tür yasa dışı deliller, mahkemede dikkate alınmaz ve hükme esas alınmaz. Ayrıca, eşlerin evlilik birliğini korumak ve dürüstlük ilkelerine uymakla yükümlü oldukları göz önünde bulundurulmalıdır. Gizlice elde edilen bilgiler, evlilik birliğini zedeleyebilir ve bu durum boşanma davasında değerlendirilirken önemli bir etken olabilir.
BOŞANMADA SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ İÇERİKLERİ DELİL OLARAK KULLANILABİLİR Mİ?
Türk Medeni Kanunu’ nda sosyal medya paylaşımlarına has bir boşanma sebebi yoktur. Somut olaylarda hâkimin olayın hangi boşanma sebebi kategorisine gireceğini tespit etmesi gerekir.
Sosyal medya hesaplarındaki yazışmalar, paylaşımlar ve bilgiler boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak boşanma davasında delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olması önemlidir.
“Yeni bir iletişim aracı olarak ortaya çıkan sosyal medya, dünyanın hemen hemen her yerinden bağlanan kullanıcıların, internet üzerinden sürekli sesli, görüntülü ya da yazılı şekilde veri girişi sağlayarak iletişim kurdukları alan olarak tanımlanabilir.64 Türkiye’de Facebook, Twitter, Snapchat, Instagram, Scope, Linkedln gibi birçok sosyal paylaşım sitelerinde kullanıcılar sürekli yazılı, görsel ya da sesli paylaşım gerçekleştirmektedir. Bu sosyal paylaşım siteleri üzerinden gerçekleşen paylaşımlar, çeşitli sebeplerle mahkemelere sunulmaktadır. Söz konusu paylaşımların ispat hukuku bakımından hukuki niteliği ve edinilme şekli önem teşkil etmektedir.” [1]
Örneğin, sahte bir sosyal medya hesabı üzerinden elde edilen yazışmalar veya başka bir kimliğe bürünerek yapılan yazışmalar hukuka aykırıdır ve bu tür deliller mahkemede dikkate alınmaz.
Ancak, bir eşin kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar, yazışmalar, görüntüler veya bilgiler, doğrudan kişinin kendi iradesiyle paylaşılmış ise ve hukuka uygunsa, boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Bu paylaşımların daha sonra aleyhine kullanılması, eğer kişi bunları kendi isteğiyle ve açıkça paylaşmışsa, genellikle hukuka aykırı sayılmaz.
Fotoğraf delili kullanılacaksa, fotoğrafın ne zaman ve hangi koşullarda çekildiği önemlidir. Fotoğrafın gerçekliği, tarih ve koşulları, mahkeme tarafından incelenir ve delilin doğruluğunu teyit etmek için önemli bir faktördür.
Boşanma davalarında hukuka aykırı olarak elde edilen sosyal medya içerikleri (facebook, instagram, watsap, snapchat vb uygulama içerikleri ve sms yazışmaları ekran görüntüleri) HMK 189/2’ye göre delil olarak kabul edilmez.
“Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz.” hükmü ile açıkça hukuka aykırı olarak elde edilmiş delilerin ispat gücü olmayacağı kabul edilmiştir.
Nitekim BAM ve Yargıtay kararları da bu yöndedir.
İzmir BAM 18. HD.E.2018/965 K.2020/419 T.23,03,2020
‘’Davacı kocanın güven sarsıcı davranışları ve sadakat yükümlülüğünün ihlaline ilişkin deliller davacı kocanın sosyal medya hesaplarından e-mail hesaplarından ve telefonundaki fotoğraf ve ses kayıtlarından belirlenmiştir. Tartışılması gereken husus kusura dayanak yapılan delillerin hukuki yoldan elde edilip edilmediğine ilişkindir.
Davacı koca, bu delillerin karısı tarafından kendisinin mail hesabına kullandığı cihazı güvenli cihaz olarak kaydedildiğinden kendi bilgisi dışında elde edildiği ve defalarca şifre değiştirmesine rağmen birleşen dosya davacısı kadının bu bilgilere ulaşabildiğine ilişkindir.
Birleşen dosya davacısı kadın ise davacının daha önce kendisinin kullandığı telefonu kendisine sattığını ancak telefon içeriğinden kendisine ait bilgileri silmediğinden kendisi kullanıma açtığında kocasının bahsi geçen hesaplarına fotoğraf ve ses kayıtlarına erişebildiğine ilişkindir. Delillere ne şekilde ulaşıldığı tam olarak ispatlanmamış ise de davacı kocanın delillerin elde edilmesinde açık rızasının bulunmadığı sabittir.
Başka bir deyiş ile kadının iddia ettiği gibi telefonun davalı kadına satılmış olması halinde dahi, kadının telefon içeriğinde bulunan ve davacı kocaya ait özel bilgilere onun rızası olmaksızın erişmesi ve delil olarak kullanmak amacıyla örnek ve çıktı alması, elde edilen delillerin hukuki olarak yasak yollardan elde edilmiş olmaları sebebiyle yasak delil vasfında sayılmalarını gerektirir. Bu hali ile davacı kocanın karısı tarafından kendisine ait bilgilerin yasak bir şekilde elde edilip kullanıldığına ilişkin istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.’’
SOSYAL MEDYA İÇERİKLERİNİN DELİL OLARAK KABUL EDİLMESİ
Boşanma davasında deliller kapsamında sosyal medya yazışmaları ve içerikleri delil olarak kullanılabilir. Boşanma davaları genellikle çekişmeli olabilir ve tarafların kusurunu ispatlamak için çeşitli delillere ihtiyaç duyulabilir. Sosyal medya yazışmaları ve içerikleri de bu deliller arasında yer alabilir.
Özellikle, bir eşin diğerine hakaret ettiği, psikolojik, fiziksel, ekonomik veya cinsel şiddet uyguladığı iddialarını ispatlamak için sosyal medya yazışmaları ve içerikleri önemli bir rol oynayabilir. Bu tür durumlarda, belirli bir davranışın varlığını veya bir olayın gerçekleştiğini göstermek amacıyla, sosyal medya üzerindeki mesajlar, paylaşımlar veya diğer içerikler delil olarak kullanılabilir.
- Eşlerin sosyal medya üzerinden herkese açık yaptıkları paylaşımlar delil olarak kabul edilir.
- Eşlerin sosyal medya üzerinden birbiri ile yaptıkları yazışmalar ve paylaşımlar özel hayatın gizliliği kapsamına girmez.
- Boşanma davalarında sosyal medya içeriklerinin delil olarak değerlendirilmesi için başka delillerle desteklenmesi gerekir.
EŞİM BENİ ALDATIYOR NASIL İSPATLAYABİLİRİM?
Boşanma davalarında aldatma iddialarını kanıtlamak için hukuka uygun deliller kullanılabilir. Eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair deliller, tanık ifadeleri, iletişim kayıtları (mesajlar, e-postalar, vs.), fotoğraflar, video kayıtları, ses kayıtları, otel rezervasyonları gibi belgeler olabilir.
Ancak, delillerin kabul edilebilirliği hukuku uygun şekilde elde edilip edilmediğine göre değişir. Bazı durumlarda, delillerin elde edilme yöntemi, gizlilik hakları, delillerin doğruluğu gibi unsurlar da dikkate alınır.
Boşanma davalarında delillerin toplanması ve sunulması hukuki bir süreçtir ve bu süreçte bir avukattan profesyonel destek almak önemlidir. Bu konuda uzman bir boşanma avukatından yardım almanız faydalı olacaktır.
BOŞANMA DAVASINDA SOSYAL MEDYA İÇERİKLERİNİN SUNULMASI
Sosyal medya yazışma ve sosyal medya içerikleri, doğrudan sosyal medya şirketlerinden mahkeme aracılığıyla istenebilen telefon arama veya kısa mesaj (SMS) kayıtları gibi deliller arasında yer almaz. Bu yazışma ve içeriklerin, Meta (Facebook, Instagram, WhatsApp gibi uygulamaların sahibi) gibi sosyal medya şirketleri tarafından mahkemeye gönderilmesi talebi genellikle kabul edilmez. Bunun sebebi, bu içeriklerin kullanıcıların kişisel verileri olmasıdır.
Bu nedenle, sosyal medya yazışma ve içeriklerinin mahkemede kullanılması genellikle ekran görüntüleri veya ekran kayıtları aracılığıyla olur. Bu içeriklerin ekran görüntüleri alınarak, CD, USB Flash Bellek gibi veri depolama araçlarına aktarılması veya çıktıları alınarak dosyaya eklenmesi mümkündür.
Ancak, bu yöntemlerin kullanılması durumunda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır:
- Delilin Doğruluğu: Ekran görüntülerinin gerçekliği ve doğruluğu, mahkeme tarafından incelenir. Bunların düzenlenmiş veya manipüle edilmiş olmadığı doğrulanmalıdır.
- Hukuki Kabul Edilebilirlik: Mahkemeler, bu tür ekran görüntülerini delil olarak kabul edebilir veya etmeyebilir. Delillerin hukuki olarak kabul edilebilir olması önemlidir.
- Gizlilik ve Kişisel Verilerin Korunması: Başkalarının gizlilik haklarını ihlal etmeden, yalnızca davayla ilgili olan bilgilerin sunulması gerekmektedir.
KONUYA İLİŞKİN ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
- Kadının evlendikten sonra kullanmaya devam ettiği sosyal medya uygulamalarında yer alan hesaplarında, kızlık soyadını kullanmaya devam etmesinin boşanmada kusur olarak yükletilemeyeceğine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 13.04.2021 T. 2021/1499 E., 2021/2952 K. sayılı kararı
“…
2-Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davacı erkeğin kadına ağır hakaretler ettiği, kapıyı kilitleyerek kadını eve almadığı, kadına telefonda ithamlarda bulunduğu, davalı kadının ise sosyal medya hesaplarında 7 yıl boyunca kızlık soyadını kullandığı, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarının erkeği ziyaret etmesinden rahatsızlık duyduğu ve erkeğe hakaret ettiği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek;
Erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların tazminat taleplerinin reddine ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, ilk derece mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiş ve bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiştir. Hüküm taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; özellikle davalı kadına yüklenen “Sosyal medya hesaplarında kızlık soyadının kullanması” bu kişinin güven sarsıcı davranışının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği gibi, güven sarsıcı davranış olarak da nitelendirilemeyeceğinden mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkek ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşulları oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.”
- Sosyal medya görüntülerinin zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektirir nitelikte olması halinde zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi gerektiğine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.07.2022 T. 2022/4815 E., 2022/6778 K. sayılı kararı
“Davacı-davalı erkek tarafından TMK 166/3. maddesine dayalı olarak açılan boşanma davasının ön inceleme duruşmasında, kadının anlaşmalı boşanmayı kabul etmemesi üzerine davacı-davalı erkek tarafından yargılamanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi talep edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda erkeğin zina (TMK m.161) hukuki sebebine dayalı davasının reddine,
Davalı- davacı kadının ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuki sebebine dayalı birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Verilen bu hüküm davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmekle, bölge adliye mahkemesince istinaf itirazı esastan reddedilmiştir. Karar, davacı-davalı erkek tarafından yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK.md.161/2).
Öncelikle, her ne kadar mahkemece, erkeğin davasının hak düşürücü sürede açılmadığı ve af olgusundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; hak düşürücü sürenin dolduğunu ispat külfeti davalı-davacı kadında olup dosyadaki mevcut delillere göre, davaya dayanak zina vakıasının davacı erkek tarafından tam olarak hangi tarihte öğrenildiği davalı-davacı kadınca ispatlanamadığı ve dosya kapsamından da bu tarihin tespit edilemediği anlaşılmakla;
Hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği gibi, dosyadaki delillerle af olgusunun da ispatlanamadığı anlaşıldığından, bu yönüyle de davanın reddi doğru görülmemiştir. Diğer taraftan davacı-davalı erkek, eşinin bir başka erkekle kendisini aldattığına yönelik iddiasını dava dilekçesi ekinde sunduğu sosyal medya görüntüleri ve mesajlara dayandırmıştır. Yapılan incelemede sosyal medya yazışma ve görüntüleri içerikleri itibarıyla zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektirir niteliğinde olup, bu durum zinanın varlığına delalet eder.
Açıklanan durum karşısında kadının zina eyleminin ispatlanmış olduğu gözetilerek Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü ile zina (TMK. m. 161) hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı-davalı erkeğin zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.”
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER KAPSAMINDA BOŞANMA AVUKATI SEÇİMİ
Boşanma hukuku ile ilgili mevzuat, Türk Medeni Kanunu ve Avukatlık Kanunu veya başka herhangi bir mevzuatta ‘boşanma avukatı’ adı altında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Boşanma avukatı başta boşanma davası olmak üzere, aile hukuku ile ilgili davalarda ve işlemlerinde uzmanlaşmış veya çalışmalarını bu alanlara yoğunlaştırmış bir avukatı ifade eder.
ANKARA BOŞANMA AVUKATLARI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
Ankara boşanma avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara boşanma avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara boşanma avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Ayrıca boşanma hukuku ile ilgili diğer makalelerimizi de inceleyebilirsiniz.
- ANKARA BOŞANMA DAVASI
- ANKARA BOŞANMA AVUKATI
- AYRILIK DAVASI NEDİR?
- ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA
- TERK NEDENİYLE BOŞANMA
- AKIL SAĞLIĞI NEDENİYLE BOŞANMA
- HAYATA KAST PEK KÖTÜ DAVRANIŞ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ SEBEBİYLE BOŞANMA
- BOŞANMADA VELAYET
- BOŞANMA DAVASINDA ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ
- BOŞANMADA ÇOCUKLA GÖRÜŞMENİN ENGELLENMESİ
- VELAYETİN KALDIRILMASI VE KAYYIM ATANMASI
- BOŞANMADA EŞLERİN KUSURU VE KUSUR ORANININ BELİRLENMESİ
- BOŞANMA DAVASINDA TAZMİNAT
- NAFAKA NEDİR? NASIL HESAPLANIR?
- ANKARA NAFAKA AVUKATI
- BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI
- ANLAŞMALI BOŞANMA, PROTOKOLÜ, ŞARTLARI, SONUÇLARI VE DİLEKÇE ÖRNEĞİ
- AİLE KONUTU ŞERHİ NEDİR?
- BOŞANMADA MAL KAÇIRMA
Kaynak:
- Yener, M. Z. “SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARININ BOŞANMA DAVASINA ETKİSİ”. Adalet Dergisi (2021): 239-262
- https://www.mevzuat.gov.tr/
- https://karararama.yargitay.gov.tr/