Boşanma davasında hukuka aykırı deliller sorunu, boşanma davasının başta özel hayatın ve diğer temel hakların korunması bakımından çift yönlü bir özelliğe sahip olmasından kaynaklanır. Kişiler boşanma davasında ispat amacıyla, çoğu zaman karşı tarafın kişilik haklarını ve diğer temel haklarını ihlâl edecek birtakım ispat faaliyetlerine dâhil olabilmekte bu şekilde boşanma davasında hukuka aykırı delillere başvurabilmektedirler. Temel haklara ve kişilik haklarına yapılan müdahalelerin hukuka aykırılığı ise, boşanma davasında hukuka aykırı deliller sorununu gündeme getirmektedir.
Hukuka aykırı yollardan elde edilen delil denildiğinde, özellikle medenî yargıda akla gelen konuların başında boşanma davaları bulunur. Zira niteliği ve içeriği gereği boşanma davasında hukuka aykırı deliller bulunması diğer davalara nazaran daha olasıdır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda hukuka aykırı yollardan elde edilen bulguların delil olarak kullanılması yasağının ispat ve dolayısıyla boşanma davasında ispat hakkının da sınırı olarak kabul edilmesi ispat hakkı açısından önemlidir.
Boşanma davasında ispat hakkı, kişilerin yargılama prosedürü içerisinde herhangi bir engelle karşılaşmaksızın iddia ve savunmalarını yapabilmelerini, açıklamada bulunabilmelerini ve delil sunabilmelerini gerektirir. Boşanma davasında ispat hakkının akla gelen ilk sınırlaması da, genellikle boşanma davasında hukuka aykırı deliller elde edilmiş olmasıdır.
Şayet bir boşanma davasında hukuka aykırı deliller elde edilmiş ise, her ne kadar temelini Anayasa’nın 36. maddesindeki hak arama özgürlüğüne de dayandırsa ispat hakkı sınırlanır ve ispat faaliyetini yerine getirmek isteyen kişinin elde ettiği boşanma davasında hukuka aykırı delillerin kullanmasına izin verilmez. Bu anlamda özellikle Türk hukuk uygulamasında ispat hakkı ile özel hayatın korunması hakkının çatıştığı en temel dava türlerinden birisi boşanma davalarıdır.
BOŞANMA DAVASINDA DELİLLER KONUSUNDA SORULARINIZ MI VAR? ➽ HEMEN AVUKATA SOR ❥
BOŞANMA DAVASINDA KUSURUN ÖNEMİ
Geçerli bir evliliğin doğmasıyla birlikte taraflar bir takım yükümlülükler altına girmektedir. Bu yükümlülükler, sadakat, özen, birliğin giderlerine katılma gibi yükümlülükler olup bunları ihlal eden eş, karşı tarafa göre kusurlu konumda olmaktadır. Boşanma davasında kusurun önem arz etmesinin sebebi kusursuz ya da daha az kusurlu olan eşin talepleri ve özellikle nafaka, maddi ve manevi tazminattır.
Türk Medeni Kanunu’nda kusurlu haller tek tek sayılmamış olup kusur değerlendirmesi her somut olay bakımından ayrıca incelenecektir. Boşanma davasında hakim, tarafların kusur derecelerini tarafların hareketlerine göre belirleyecektir.
Boşanma davasını, kusursuz ya da daha az kusurlu olan tarafın açmasında fayda vardır. Zira aksi takdirde diğer tarafın itiraz hakkı ve haklılık durumuna göre davanın reddi gündeme gelecektir. Dolayısıyla kusur kavramı davanın tüm seyrini etkileyecektir. Bu nedenledir ki boşanma davasında karşı tarafın kusurlu olduğu iddia ediliyorsa bunun ispatı için tüm delillerin en doğru şekilde sunulması gerekmektedir.
İçindekiler
- BOŞANMA DAVASINDA DELİL KAVRAMI
- BOŞANMA DAVASINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER
- HUKUKA AYKIRILIK KAVRAMI
- HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİ
- BOŞANMA DAVASINDA DELİL SUNULMAZSA NE OLUR
- BOŞANMA DAVASINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER İDDİASI TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLMELİ MİDİR?
- ELDE EDİLEN DELİLLERE GÖRE HUKUKA AYKIRILIK OLUP OLMADIĞININ İNCELENMESİ
- Boşanma Davasında Yasak Deliller
- TELEFON GÖRÜŞMESİ KAYITLARI
- BOŞANMADA SOSYAL MEDYA KAYITLARI VE ŞİFRELİ HESAPLARA GİRİLMESİ
- BOŞANMADA GÜNLÜK DEFTERİ, GİZLİ NOTLARI İLE MEKTUPLAR
- BOŞANMADA SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI İLE FOTOĞRAF
- TARAFLARIN İLETİŞİMİNİN MAHKEMECE TESPİTİ
- KONUT DOKUNULMAZLIĞI İHLALİ SONUCU ELDE EDİLEN DELİLLER
- DELİL NİTELİĞİ TAŞIYABİLECEK DİĞER BELGE VE BULGULAR
BOŞANMA DAVASINDA DELİL KAVRAMI
Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkın dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Vakıaların, boşanma davasında ispatının konusunu Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187/1. Maddesinde de belirtildiği üzere tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların boşanma davasında ispatı için delil gösterilir.
Delil kavramı, tarafların iddia ettikleri olayları aydınlatmaya yarayan uyuşmazlığın çözümlenmesinde etkili olacak vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediği ve doğruluğu hakkında hakimde kanaat uyandırmaya yarayan araç olarak tanımlanmaktadır.
Boşanma davasında ispat ve deliller açısından bakıldığında, kanunla getirilmiş bir kısıtlama bulunmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 192. Maddesinde belirtilen usul burada da uygulanacak ve boşanma davasında ispat, kural olarak akla ve mantığa uygun her türlü delille mümkün olacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119/1. Maddesinde belirtildiği üzere tarafların sundukları delillerin hangi vakıalara ilişkin olduğunu belirtmeleri gerekmektedir. Buna göre taraflar ileri sürdükleri her bir vakıa için o vakıayı boşanma davasında ispata yarayan ispat araçlarını aralarında bağlantı kurmak suretiyle somutlaştırma yükü altındadır.
Taraflar ileri sürdükleri vakıalar hakkında, somutlaştırma yükü kapsamında delillerini ibraz ettikten sonra hakim de bu delilleri serbestçe değerlendirecektir. Boşanma davasında resen araştırma ilkesinin olduğuna dair oluşan yanlış kanının aksine hakim kendiliğinden
delil toplayamayacaktır.
BOŞANMA DAVASINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER
Hukuka aykırı delil, bireyin Anayasa’da düzenlenen temel hak ve özgürlüklerine, kanunlara, ve hukuk kurallarına aykırı bir şekilde veya bunların ihlal edilmesi suretiyle, kişilerin kişilik hakkı, özel hayatın gizliliğinin ihlali neticesinde, hukuka aykırı yollardan elde edilen her türlü delil olarak tanımlamak mümkündür.
Hukuka aykırı delillerin en çok tartışıldığı davaların başında boşanma davası gelmektedir. Boşanma davasında da delil serbestisi ilkesinin geçerli olduğundan, kanunda yazılmayan birçok şeyin delil olarak kullanılması mümkün olup bilimin ve teknolojinin sürekli gelişip değişmesiyle birlikte yargılamalarda da çeşitli deliller ortaya çıkmış bunlar da boşanma davasında hukuka aykırı delillerin çoğalmasına neden olmuştur.
Ancak delil serbestisi ilkesi de sınırsız olmadığından, bu ilkenin de sınırlarından birini de boşanma davasındaki hukuka aykırı deliller oluşturmaktadır. Teknolojik gelişmeler delilleri çeşitlendirmesinin yanı sıra dezavantaj olarak boşanma davasında hukuka aykırı delillerin kullanımını da artırmış ve yaygınlaştırmıştır.
Özellikle akıllı telefonlar ile alınan ses kayıtları ve çekilen görüntüler, kişinin gittiği yeri ve görüştüğü kimseleri tespit edebilen casus programlar ve yapılan fotomontaj sayesinde özel hayatın gizliliği ihlalleri gündeme gelmektedir. Bu durum aynı zamanda Türk Ceza Kanunu çerçevesinde özel hayatın gizliliği suçuna da mahal vermektedir.
Boşanma davasında hukuka aykırı delillerin ve bunların içinde hukuka aykırı yollardan üretilen sahte delillerin tespitinin hakim tarafından yapılması mümkün olmayıp bu durumda hakim resen veya taraflarının itirazı üzerine alanında uzman bilirkişilerden yardım almak suretiyle, boşanma davasında hukuka aykırı delillerin sonradan oluşturulup oluşturulmadığını dolayısı ile de boşanma davasında hukuka aykırı deliller olup olmadığını tespit etmektedirler.
Boşanma davasında hukuka aykırı delillerin tespit edilen yani sahte olduğu tespit edilen delil hükme esas alınmayacağı gibi aynı zamanda kişilerin boşanma davasında hukuka aykırı deliller üretme, oluşturma fiilleri TCK anlamında suç teşkil ettiğinden ayrıca cezai sorumlulukları gündeme gelecektir. Dolayısıyla tarafın boşanma davasında hukuka aykırı deliller üretme yolunda girdiği bu uğraş sonucunda sunduğu hukuka aykırı olan delil kullanılamayacağı gibi ceza yargılamasında sanık olarak mahkeme karşısına çıkma tehlikesi de doğmaktadır.
Medeni Kanunun herhangi bir düzenlemesinde elde edilmiş boşanma davasında hukuka aykırı delillerin vakıanın ispatında dikkate alınması yasağını bertaraf eden bir düzenleme de yer almamaktadır.
Tüm bunlarla beraber şu husus da göz önüne alınmalıdır ki; boşanma davalarının içeriği doğrudan eşlerin özel hayatını ilgilendirdiğinden, bu davalarda elde edilen ve davaya sunulan deliller de bireylerin hayatının özelinden oluşmaktadır. Dolayısıyla boşanma davasında hukuka aykırı delillerin yasak kapsamının sert yorumlanması çoğunlukla amaca uygun olmayacağı gibi aksi olduğu halde, tarafların boşanma davasında ispat etmesi gereken iddialarını ispatlayamama durumuyla karşı karşıya kalması da mümkündür.
HUKUKA AYKIRILIK KAVRAMI
Hukuka aykırılık, kişilerin mal ve şahıs varlıklarını doğrudan ya da dolaylı şekilde koruma amacı güden, maddi anlamdaki yazılı olan kanun hükümlerine veya yazılı olmayan toplumsal değerleri, örf ve adeti de içeren kuralların ihlalidir.
Boşanma davasında hukuka aykırı deliller elde edilmiş olduğunda delillerin hukuka aykırılığını belirlemek için öncelikle delilin hukuka uygun bir şekilde elde edilip edilmediğini belirlemek gerekir. Öncelikli olarak delil elde edilirken izlenen usul kanuna uygun değil ise burada delilin hukuka uygunluğundan da bahsedilemeyecek ve boşanma davasında delil hukuka aykırı olmuş olacaktır.
Boşanma davasındaki hukuka aykırılık bazen elde edilen delilde değil, montaj yapılan bir fotoğrafın mahkemeye delil olarak sunulması gibi doğrudan delili kendisi elde etme şeklinde de olabilir. Bu gibi durumlarda tarafın boşanma davasında hukuka aykırı deliller yaratmasından bahsedilecektir ki boşanma davasında hukuka aykırı şekilde yaratılan delil, hiçbir şekilde mahkemece dikkate alınmamaktadır.
Yargıtay HGK 15.02.2012 T., 2011/2-703 E., 2012/70 K. Sayılı kararında özetle: “..Bir delilin mahkemece kabul edilebilmesi için, gerek öğretide gerek ağırlıkta yer alan görüş gerekse de HGK kararlarında ortaya konulan ölçüt; o delilin usulsüz olarak yaratılmamış olması ve hukuka aykırı bir biçimde elde edilmemesidir. Vurgulanmalıdır ki, bir delilin usulsüz elde edilmesi ayrı, usulsüz olarak yaratılması ayrı bir olaydır.
Usulsüz olarak elde edilen bir delil somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilirse de; usulsüz olarak yaratılan bir delilin hiçbir şekilde delil olarak kabulü olanaklı değildir. Somut olaya gelince, mahkemece hükme esas alınan CD, davalı kadının rızası dışında kaydedildiği gibi sırf boşanma davasında delil olarak kullanılmak amacıyla bir kurgu sonucu oluşturulmuştur. O halde bu şekilde oluşturmakla usulsüz olarak yaratılmış bu delilin hükme esas alınması mümkün değildir.”
HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERİ
Yazılı ya da yazılı olmayan hukukta korunan hukuki değere, delil elde etme veya delilin yargılamada kullanılması ile karşı tarafa yönelen müdahaleyi haklı kılan sebeplerin varlığı halinde, bu fiilin hukuka uygun olduğu, fiilde hukuka aykırılık unsurunun hiç doğmamış olup baştan itibaren hukuka uygun olduğu kanaatine varılacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 63. Maddesinde “hukuka aykırılığı kaldıran haller” başlığı altında, kanunun verdiği yetkiye dayanan ve bu yetkinin sınırları içinde kalan bir fiil, zarara yol açsa bile, hukuka aykırı sayılmaz ve zarar görenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma niteliği taşıması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya zorunluluk hâllerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz şeklinde düzenlemeler bulunduğu görülmektedir.
Zarar görenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar, zarar verenin davranışının haklı savunma niteliği taşıması, yetkili kamu makamlarının müdahalesinin zamanında sağlanamayacak olması durumunda kişinin hakkını kendi gücüyle koruması veya zorunluluk hâllerinde de fiil, hukuka aykırı sayılmaz.
BOŞANMA DAVASINDA DELİL SUNULMAZSA NE OLUR
Boşanma davasında mahkeme ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalara ilişkin inceleme ve değerlendirme yapabilir. En geç ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun bir biçimde ileri sürülmemiş olan vakıalar mahkemece kendiliğinden incelenemez. Dava veya cevap dilekçesinde dayanılmayan vakıalara ilişkin karşı tarafa kusur atfetmek ve bunu boşanma davasında ispatlamak mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla boşanma davasında delil olmadığı takdirde iddiada bulunan taraf iddiasını ispatlayamamış sayılacaktır.
BOŞANMA DAVASINDA HUKUKA AYKIRI DELİLLER İDDİASI TARAFLARCA İLERİ SÜRÜLMELİ MİDİR?
Boşanma davasında hukuka aykırı deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın boşanma davasında ispatında dikkate alınamayacağı düzenlenmek suretiyle, yargılama sırasında taraflarca sunulan delillerin elde ediliş biçiminin mahkeme tarafından re’sen gözönüne alınması ve boşanma davasında hukuka aykırı delillerin hukuken meşru yol ve yöntemlerle elde edildiği, boşanma davasında hukuka aykırı delillerin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespiti halinde, diğer tarafça bu konuda itiraz ileri sürülmese dahi mahkemece sunulan delillerin caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir.
ELDE EDİLEN DELİLLERE GÖRE HUKUKA AYKIRILIK OLUP OLMADIĞININ İNCELENMESİ
Boşanma davasında hukuka aykırı deliller genellikle kişilerin özel hayatına, haberleşme özgürlüğüne, konut dokunulmazlığına yapılan müdahalelerle ele geçirilmektedir.
Kişinin telefonuna gizlice casus program yerleştirerek konuşmaları kayda almak, telefon mesajlarına gizlice erişmek haberleşme hürriyetine (Ay m. 22; AİHS m. 8; TCK m. 132-133); kişinin peşine dedektif takmak veya gizlice görüntü kaydını almak özel hayatın dokunulmazlığına (Ay m. 20; AİHS m. 8; TCK m. 134-135)16; kişinin ses ve görüntü kaydını elde etmek için gizlice diğer eşin konutuna girerek düzenek kurmak konut dokunulmazlığı (Ay m. 21; AİHS m. 8; TCK m. 116)17 ile birlikte özel hayatının korunması hakkına (Ay m. 20; AİHS m. 8; TCK m. 134- 135)18; kişinin bilgisayarından birtakım belge, bilgi, resim, malî kayıtlarına erişmek ve ayrıca delil olarak kullanmak üzere bunları kaydetmek, özel hayatın dokunulmazlığına aykırılık teşkil eder.
Bu sebeplerle kanun koyucu boşanma davasında hukuka aykırı delillerin bu tarz uygulamalarla elde edilmesini sadece yargılama kuralları ile sınırlı tutmak istememiş; aynı zamanda kişinin güven içerisinde yaşamını sürdürebilmesi için bu gerekliliğe kamusal bir sonuç bağlamış ve Türk Ceza Kanunu’nda ayrı birer suç olarak düzenlemiştir.
Boşanma Davasında Yasak Deliller
Boşanma davalarında kullanılan deliller, mahkemeye sunulurken hukuka uygun olmalıdır. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve boşanma davasında yasak deliller mahkemede geçerli sayılmaz. boşanma davasında yasak delillerin kullanılmaması, adil yargılanma hakkı ve bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük önem taşır.
Boşanma Davasında Yasak Deliller Nelerdir?
Boşanma davasında yasak delilleri incelerken belirli kriterler vardır boşanma davasında yasak delillerin kriterlerini inceleyecek olursak;
İzinsiz Ses ve Video Kayıtları
Boşanma davasında yasak delillerden taraflardan birinin diğerini gizlice kaydetmesi, boşanma davasında yasak delillerden izinsiz olarak ses veya video kayıtları alması hukuka aykırı olarak kabul edilir. Bu tür kayıtlar, boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve mahkemede delil olarak kullanılamaz.
Örneğin, eşin haberi olmadan yapılan telefon dinlemeleri, gizli kamera görüntüleri, izinsiz yapılan ses kayıtları boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir.
Özel Yazışmaların İzinsiz Elde Edilmesi
Eşin izni olmadan, onun sosyal medya hesaplarına, e-posta hesaplarına veya telefonuna girilerek elde edilen yazışmalar da boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir. Boşanma davasında yasak deliller mahkemeye delil olarak sunulamaz.
Örneğin, eşin WhatsApp mesajlarına izinsiz erişim sağlayarak elde edilen içerikler boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na Aykırılık
Kişisel verilerin, sahibinin izni olmadan toplanması, kullanılması veya paylaşılması boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve hukuka aykırıdır. Kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi durumunda boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve bu veriler mahkemede delil olarak kullanılamaz.
Örneğin, bir eşin diğer eşin kimlik bilgilerini, kredi kartı bilgilerini veya diğer kişisel bilgilerini izinsiz olarak ele geçirmesi boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve hukuka aykırıdır.
Fiziksel veya Psikolojik Baskı
Bir kişiden delil elde etmek amacıyla fiziksel şiddet veya psikolojik baskı uygulanarak alınan ifadeler ve belgeler boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve hukuka aykırıdır. Bu tür deliller mahkemede boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve geçerli sayılmaz.
Örneğin, bir eşin diğerini tehdit ederek bir itiraf yazısı imzalatması veya zorla ifade vermeye zorlaması boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir.
Özel Alanlara İzinsiz Giriş
Eşin özel alanlarına, örneğin evine, iş yerine veya kişisel eşyalarına izinsiz girilerek elde edilen deliller boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir. Özel hayatın gizliliği anayasal bir hak olduğundan, bu hakkı ihlal eden deliller boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve hukuka aykırı kabul edilir.
Örneğin, bir eşin diğer eşin özel dolabını izinsiz açarak elde ettiği belgeler veya kişisel notlar boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir.
Sahtecilik veya Manipülasyon
Delillerin sahtecilik yoluyla değiştirilmesi, tahrif edilmesi veya manipüle edilmesi durumunda bu deliller boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve hukuka aykırı sayılır. Sahte belgeler, sahte tanıklıklar veya manipüle edilmiş fotoğraflar gibi deliller boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir ve mahkemede geçerli değildir.
Örneğin, fotoğrafların üzerinde oynama yapılmış veya bir belge sahte olarak düzenlenmişse bu tür deliller boşanma davasında yasak deliller olarak kabul edilir.
Boşanma davalarında delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi ve sunulması zorunludur. Boşanma davasında yasak delillerin kullanılması, mahkemede geçerli bir karar alınmasını engeller ve boşanma davasında yasak delillerin sunulmasını talep eden taraf aleyhine sonuçlar doğurabilir. Mahkemeler, boşanma davasında yasak delilleri hukuka aykırı delilleri reddeder ve boşanma davasında yasak delillerin kullanılması durumunda adil yargılanma hakkının ihlal edileceği kabul edilir. Bu nedenle, boşanma davalarında delil toplarken, kişisel haklar, gizlilik ve hukukun temel ilkelerine dikkat edilmesi gerekir.
TELEFON GÖRÜŞMESİ KAYITLARI
Anayasa’nın 22. Maddesi ile haberleşmenin gizliliğinin esas olduğunu teminat altına alınmıştır. Bu suretle herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Türk Ceza Kanunu’nun 132. Maddesine göre de kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal etme fiilini eşe karşı ya da yakın akrabaya karşı işlemek de şahsi cezasızlık ya da indirim sebebi olarak düzenlenmemiştir.
Karşı taraf ile yapılan telefon görüşmeleri rızasız ve bilgi dışında kayıt altına alınarak sıklıkla boşanma davasında ispat için kullanılmaktadır. Ancak kural olarak karşı tarafın rızası dışında telefon görüşmelerinin kayıt altına alınması kişilik haklarının ihlali ve boşanma davasında hukuka aykırı deliller olduğu kabul edilmektedir.
Bu noktada kişinin telefon görüşmesi yaparken bu görüşmeyi kayıt altına almasında karşı tarafın bilgisi ve rızası var ise, ancak bu takdirde alınan kayıtlar için boşanma davasında hukuka aykırı delillerden bahsedilemeyecek ve boşanma davasında ispat için kullanılabilecektir. Benzer şekilde telefonlar aracılığı ile kullanılan casus programlar ile kişiler arası görüşmelerin kayda alınması ile elde edilen deliller de hukuka aykırı delil sayılmaktadır ve boşanma davasında ispat için kullanılamaz.
Yargıtay 2. HD’nin verdiği iki farklı tarihli kararlarda davacı-davalı (koca) tarafından mahkemeye kocanın eşine hediye ettiği bir cep telefonuna “casus program” yükleyerek yaptığı konuşmaları onun rızası dışında kaydetmek suretiyle elde etmiş ve bu ses kayıtlarını da CD’ye aktarak dosyaya delil olarak sunmuş olduğu; sunulan bu delillerin ise Yargıtay tarafından özel hayatın gizliliğini ihlal ve hukuka aykırılık bulunmadığı dolayısıyla da bu delili hukuka uygun delil kapsamında değerlendirilmiştir. Yargıtay 2.HD. 17.09.2013 T., 2012/21108 E., 2013/21067 K. Sayılı kararı; Yargıtay 2.HD. 06.02.2014 T., 2014/414 E., 2014/1958 K.; Yargıtay 17.09.2013T. 2.HD. 2012/21108 E., 2013/21067 K. Sayılı kararları da benzer örnekler içermektedir.
Telefon görüşmelerinin yapıldığı sırada üçüncü bir kimsenin sesi zorunlu olarak duyması halinde yaptığı tanıklıkta hukuka aykırılıktan bahsedilemeyecektir. Üçüncü bir kimsenin yanında telefonla konuşan kimsenin söylediklerini hopörler sayesinde duyduğunu karşı taraf biliyor ve konuşmaya devam ediyorsa bu durumda örtülü rızadan bahsedildiği için bu üçüncü kimsenin tanıklığında da hukuka aykırılıktan bahsedilemeyecektir.
Karşı tarafın rızasını almaksızın telefonun hopörler kısmını açmak suretiyle, ya da sesini yükselterek veya başka bir alet kullanarak üçüncü kişilere dinletilmesi halinde bu üçüncü kişilerin tanıklık yapmasını sağlaması halinde boşanma davasında hukuka aykırı deliller gibi bir durum olmadığı kabul edilmektedir. Bu suretle elde edilen delil boşanma davasında ispat için kullanılabilir.
BOŞANMADA SOSYAL MEDYA KAYITLARI VE ŞİFRELİ HESAPLARA GİRİLMESİ
Sosyal medyada kullanılan hesaplarda yapılan paylaşımların delil olarak kullanılabilmesi için de diğer deliller gibi hukuka uygun bir şekilde elde edilmesi gerekmektedir.
Eşin sosyal medya hesaplarında herkese açık şekilde paylaştığı fotoğraflar, video kayıtları aleni bir hale gelmiş olacağından bu paylaşımlar diğer eş tarafından boşanma davasında ispat için kullanılabilecektir.
Davacının davalı ile sosyal medya üzerinden yapılan mesajlaşmaları dosyaya delil olarak sunması da boşanma davasında hukuka aykırı deliller yaratmamaktadır. Yapılan mesajlaşmada her iki tarafın da bu mesajlaşmalarının kaydedildiğini ve bunların sonradan karşısına çıkacağını öngörmesi mümkündür.
Sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlara birlikte yaşamanın verdiği kolaylık sayesinde ulaşması halinde elde edilen delilin hukuka uygun olduğu kabul edilmekle sosyal medya hesabının şifresinin kırılması ya da sair program yüklemek suretiyle bilgilere ulaşılması veya eşlerin farklı hesaplar açmak suretiyle, kendisini başkası gibi tanıtarak yaptığı yazışmalarda da elde edilen delil, elde ediliş yöntemi sebebiyle hukuka aykırı hale gelecektir ve boşanma davasında ispat için kullanılamayacaktır.
BOŞANMADA GÜNLÜK DEFTERİ, GİZLİ NOTLARI İLE MEKTUPLAR
Yargıtay 4. HD.’nin 12.07.1972 T. Ve 4021/6821 sayılı kararında mektup, hatıra ve sırlar mutlak nitelik taşıyan sübjektif hak olarak tanınmıştır. Günlükler kişilerin özel yazılarıdır. Dolayısıyla günlük, gizli notlar ve mektuplar yazan kimsenin izni ve rızası olmaksızın boşanma davasında ispat için kullanıldığı halde kişilik hakkı ihlalini oluşturur.
Kişilerin özel yazılarını içeren günlükleri, gizli notları ve mektupları hile ya da hırsızlık yoluyla elde edildiği takdirde bu deliller boşanma davasında hukuka aykırı deliller kapsamında değerlendirilmeli ve boşanma davasında ispat için kullanılamamalıdır. Eşlerin birbirlerine karşı yazdıkları mektuplar açısından değerlendirme yapıldığında bunlar tarafların birbirlerine hitaben yazıkları metinler olduğundan hukuka aykırı yoldan elde edilme söz konusu değildir ve boşanma davasında ispat amacıyla kullanılabilir.
Diğer yandan da eşlerin birbirine karşı olan güven ve sadakatinin devam edip etmediği noktasında hakimde kanaat oluşturması bakımından da mektuplar, boşanma davasında ispat için hukuka uygun birer araçtır. Mektupların içeriğinde gizlilik niteliği taşıyan bilgiler açısından boşanma davasında ispat hakkı ile kişilik hakkı arasında menfaat dengesi gözetilerek hakim tarafından karar verilecektir.
Yargıtay 2. HD’nin 10.12.1991 T., 11682/15371 K. Numaralı kararında davacı, boşanma isteğini eşinin kendisine gönderdiği mektuplara dayandırmış, davacı tarafından ibraz edilen mektuplara davalı da karşı çıkmamıştır. O halde bu mektuplara değer verilmesi gerekir. Mektupların içeriğinden, kadının, kocasına karşı ağır hakaretlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik birliği müşterek hayatın devamına imkan bırakmayacak şekilde temelinden sarsıldığı için boşanmaya karar vermek gerekirken isteğin reddedilmesi doğru değildir.
Günlük olarak nitelendirilemeyecek olan kişilik haklarına ilişkin bilgi içermeyen not defteri türündeki belgelerin delil olarak mahkemeye sunulmasında ve boşanma davasında ispat için kullanılmasında ise bir hak ihlali bulunmamaktadır.
Boşanma davasında eşlerin birlikte yaşadıkları ortak alanda ele geçirilen notları veya mektupları mahkemeye delil olarak sunmasında aynı evde yaşayan eşlerin ortak alanlara erişimşn her iki tarafında bilebilecek durumda olması sebebiyle hukuka aykırılık yoktur. Kocanın, yatak odasındaki bir dolabın içinde ya da yatağın altında, kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi müşterek alan olmadığından, gizli mekan sayılır ve hukuka uygun olduğundan bahsedilemez.
BOŞANMADA SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI İLE FOTOĞRAF
Anayasanın 20. Maddesinde herkesin, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu ve özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağı düzenlenmiştir.
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte karşı tarafın rızası alınmaksızın ses kayıt, görüntülü video veya fotoğraf çekebilme veya çok küçük aletler ile ses, görüntü alabilmek mümkün hale gelmiştir. Boşanma davasında hukuka aykırı deliller olarak kişilerin çektikleri ses ve görüntü kayıtlarını veya fotoğrafları delil olarak dosyaya sunma ve boşanma davasında ispat için kullanılmaya çalışma durumuna sıklıkla rastlanılmaktadır.
Kişinin topluluğa hitaben veya aleni şekilde yaptığı konuşma boşanma davasında hukuka aykırı deliller olarak nitelendirilemezken belirli bir topluluğa yapılan konuşma gizlilik teşkil edebilir. Bu noktada hukuka uygunluk kriteri kişinin menfaatleri ya da konuşmanın içeriği gibi her somut olay nezdinde incelenerek belirlenebilecektir.
Karşı tarafın izni olmaksızın, gizlice ses veya görüntü kaydeden bir sistem ile elde edilen deliller boşanma davasında hukuka aykırı deliller kapsamında sayılırken ses ve görüntü kaydını içeren veriler kişinin rızası dahilinde yapılmış ise bu durumda boşanma davasında hukuka aykırılıktan bahsedilmeyecek ve boşanma davasında ispat için kullanılabilecektir.
Hukuka aykırı olarak ses ve görüntülerin kayda alınması, ifşa edilmesi halinde bu delili yaratan taraf hakkında TCK md.132-140. Maddelerinde düzenlenen özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar gündeme gelebilecektir.
Güvenlik amaçlı kurulan ve ses veya görüntü alan sistemlerden elde edilen delillerde hukuka aykırılık yoktur ve taraflar boşanma davasında ispat amacıyla bu kayıtları delil olarak sunabileceklerdir.
Fotoğraflar bakımından eşin bir başkası ile çekilmiş fotoğrafları evin ortak alanında ele geçirilmiş ise bu durumda hukuka aykırı olmayacak ancak diğer eşin takip edilerek fotoğrafı çekildiğinde fotoğrafın kamuya açık olan alanlarda çekilmiş bir fotoğraf mı özel alanda çekilmiş bir fotoğraf mı olduğuna bakılarak bir değerlendirme yapılacaktır.
Kişilerin özel ve gizli hayat diye adlandırılan zamanlarında çekilen fotoğraflar, alınan ses kayıtları, gizlice telefon dinleme yoluyla elde edilen deliller boşanma davasındaki hukuka aykırı deliller olacak ve boşanma davasında ispat için kullanılamayacaktır.
TARAFLARIN İLETİŞİMİNİN MAHKEMECE TESPİTİ
Boşanma davasında uygulamada taraflar, mahkemece eşinin telefonla yaptıkları görüşme kayıtlarının tespit edilmesini istemektedirler. Mahkemeler, telefon operatörleri aracılığı ile görüşme kayıtlarını dosyaya ibraz etmektedir. Bu bilgiler sadece boşanma davasında ispat aracı olabilmesi amacı ile mahkemeler aracılığı ile GSM şirketlerinden istenmektedir. Konuşmaların ya da mesajların içeriği yazılan bu müzekkere ile tespit edilmemektedir.
Konuşmaların veya mesajların içeriği için istenilen prosedür Ceza Usul Kanunda düzenlenmiş olup, ancak belli suçların oluşması halinde mahkeme kararı ile olabilecek bir durumdur.
Mahkemenin içeriğe ilişkin bilgi elde ettiği takdirde bu bilgi boşanma davasında hukuka aykırı deliller olarak ele geçirilmiş görüşmelerin kaydı ya da mesajlaşmaların kaydı hükme esas alınmamalıdır.
KONUT DOKUNULMAZLIĞI İHLALİ SONUCU ELDE EDİLEN DELİLLER
Anayasanın 21. Maddesi ile güvence altına alınan temel haklardan olan konut dokunulmazlığının Türk Ceza Kanunu’ndaki karşılığı ise konut dokunulmazlığını ihlal suçudur.
Türk Ceza Kanunu’nun 116 maddesine göre bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Konut dokunulmazlığı suçunun mağdurunun failin eşi olması hali cezasızlık ya da indirim sebebi olarak düzenlenmiştir.
Boşanma davasında bu hukuka aykırılık hali eşlerin farklı konutlarda yaşamayı tercih etmiş olmaları ya da mahkeme tarafından haklarında ayrılık kararı verilmesi halinde birinin diğerinin konutuna girmek suretiyle boşanma davasında ispat amacıyla herhangi bir delili elde etmesi halinde söz konusu olacaktır.
DELİL NİTELİĞİ TAŞIYABİLECEK DİĞER BELGE VE BULGULAR
Taraflardan birinden alınan saç teli, tükürük gibi malzemelerin kişinin rızası almaksızın elde edilmesi durumu da kişilik haklarını ihlal ettiğinden bunları da boşanma davasında hukuka aykırı delil kapsamında değerlendirmek gerekir.
ANKARA BOŞANMA AVUKATIBoşanma davaları boşanma ve nafaka alanında uzman avukatlarca takip edilmesi gereken davalardır. Bu sebeple boşanma davasında hukuka aykırı delillerin tespiti ile bu hususun ileri sürülmesi bakımından boşanma ve nafaka avukatlarından hukuki destek almanızı tavsiye etmekteyiz. Hukuk büromuzda profesyonel boşanma avukatları yer almaktadır. Hukuk büromuz ekonomik şiddet nedeniyle boşanma ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında avukatlık hizmeti vermektedir. Ayrıca anlaşmalı boşanma davalarında anlaşmalı boşanma protokolünü profesyonel bir şekilde hazırlamaktayız.
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları dikkatli ve titiz bir şekilde yürütülmesi gereken dava süreçleridir. Bununla beraber medeni hukukta taleple bağlılık ilkesi vardır. Bu ilkeye göre hakim ancak tarafların talebi ile bağlıdır. Bir diğer ifade ile hakim tarafların talebinden daha fazlasına karar veremez. Çünkü yasal süreçler sırasında hata yapılması halinde maddi ve manevi kayıplar yaşayabilirsiniz. Bu gerekçelerle nafaka ve boşanma davalarında mutlaka avukatlık hizmeti almalısınız.
Hukuk büromuz bünyesinde yer alan boşanma avukatları ile dilediğiniz zaman iletişim kurabilirsiniz. Boşanma avukatlarımıza boşanma davasında hukuka aykırı deliller ile ilgili sorularınızı sorabilirsiniz. Avukat ekibimizle görüşmek için hemen randevu oluşturabilirsiniz.
BOŞANMA HUKUKU SON MAKALELER