Cezai soruşturma ve kovuşturmalarla ilgili olarak verilen ifadeler, tanıklıklar, duruşmalar ve esas hakkındaki mütaalalara karşı yapılacak savunmalar başta olmak üzere muhtemel cezai yaptırımlardan müvekkillerimizi koruyoruz.
Ceza hukuku, suç teşkil eden bir haksız bir fiilin varlığından söz edilebilmesi ve bir kişi hakkında işlemiş olduğu bu haksızlıktan dolayı ceza hukuku yaptırımı uygulanabilmesi için gerekli koşulların oluşup oluşmadığını ayrıntılarıyla irdeleyen bir hukuk dalıdır. Bu kapsamda; suçun unsurlarına, ceza sorumluluğunun diğer şartlarına ve yaptırımlara ilişkin kurallar ceza hukukunun genel konularını oluşturmaktadır. Ceza hukuku, diğer hukuk dalları gibi, kendi vasıtalarıyla toplumsal yaşamın devamı sağlama görevini üstlenmiştir. Toplumsal yaşamın devamı açısından vazgeçilmez öneme sahip belli değerleri korumak suretiyle üstlenmiş olduğu, bu görevi yerine getirir. Ceza hukukunun bu fonksiyonu TCK’nın 1. maddesinde ifadesini bulmuştur:Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Ceza hukuku, kamu hukukunun bir dalıdır.
Maddi Ceza Hukuku ise; Ceza Hukuku Genel Hükümler ve Ceza hukuku Özel Hükümler olmak üzere iki bölümden oluşur.
CEZA HUKUKU’NUN SUÇ TİPLERİ VE SUÇ ÖĞELERİ
Suç Kavramı:Suç, toplumsal açıdan tehlikeli ya da zararlı olduğu için devlet tarafından kanunlarla yasaklanan buna rağmen yapıldığında cezalandırılan insan davranışlarıdır.
Suç türleri; kişilere karşı suçlar, topluma karşı suçlar millete ve devlete karşı suçlar dört başlıkta tasnif edilmiştir.
Bir haksızlık durumu olarak suçun;
Bir suçtan failin sorumlu tutulabilmesi için, suç fiili ile hareketi yapan kişi arasında manevi bir bağın bulunması gerekir.Bu bağ fiil ile fail arasındaki psikolojik bağdır.Bu psikolojik bağ olmadan suçun varlığından söz edilemez.
(1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. (2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran failin kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa ceza verilmez; bilinçli taksir halinde verilecek ceza yarıdan altıda bire kadar indirilebilir.Görüldüğü üzere kanun maddesinde taksir tanımı açıkça yapılmıştır.Buna göre; taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir
CEZA HUKUKUNUN KAYNAKLARI
Ceza Hukuku’nun kaynaklari doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki kısımdan oluşur:
Ceza hukukunun temel ilkeleri Anayasalarda yer alır.Ceza hukukunun genel çerçevesini Anayasa çizer.Anayasa’da Ceza Hukuku’nuntemel ilkelerine ilişkin hükümler yer almaktadır.
Ceza hukunun başlıca kaynağı kanundur.Bunun delili Anayasanın 38 ve 5237 sayılı TCK’nun 2. Maddesinde yer alan kanunilik ilkesidir.
Anayasanın 90. Maddesinin 5. fıkrasına göre, usülüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelere karşı Anayasa Mahkemesine Anayasaya aykırı oldukları gerekçesiyle dava açılamayacaktır.
Yargıtay Kanunu’nun 16. Maddesine göre, hukuk ve ceza kurullarının benzer olaylarda verdikleri birbirine aykırı kararları veya genel kurulların birbiriyle veya genel kurulun bir daire ile aralarındaki içtihat uyuşmazlığı ortaya çıkarsa, bu içtihat aykırılığını,Yargıtay Büyük Genel Kurulu giderecektir.Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun verdiği karar, içtihadı birleştirme kararıdır.
Ceza hukuku alanında bilimsel çalışma yapan kişilerin, yaptıkları çalışmalar ceza hukukuna katkı sunabilir.Özellikle, karşılaştırmalı hukuktaki uygulama ve görüşlerin hukuk uygulayıcılarının bilgisine sunulması, bu konuda farklı bir geliştirmesine yardımcı olur.
Bazı durumlarda, örf ve adet kuralları suç olarak kabul edilebilir. Bu durumda örf ve adet kuralı, suç kuralına kaynak oluşturabilir.Ancak bu durum örf ve adet kuralına göre suç ve ceza uygulamak anlamına gelmez.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra laik sistem benimsendiği için,Türk Ceza Hukuku’nda din kuralları esas alınmamıştır.Ancak, kanunun yorumlanması kısmında din kuralları önem taşıyabilir.
CEZA HUKUKU’NUN TEMEL KAVRAMLARI VE PRENSİPLERİ
Ceza Hukuku’na hakim olan ilkeleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
Suçta ve cezada kanunilik ilkesinin başka bir gereği şart da, aleyhe olan kanunun geçmişe yürüyemeyeceğidir. Yani, işlendiği sırada suç olmayan bir fiilden dolayı, sonradan fiilin suç olarak düzenlenmesi nedeniyle kimse cezalandırılamaz (nulla poena sine lege praevia).
Yine kanunilik ilkesinin getirdiği bir başka koşul da failin aleyhine kıyas yasağıdır. Ceza hukukunda kıyas, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinin 3. fıkrasında “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.” şeklinde belirtildiği üzere uygulanamaz (nulla poena sine lege stricta).
Suç: Suç, toplumsal açıdan kamu düzenini sağlamak amacıyla, tehlikeli, ya da zararlı olduğu için devlet tarafından kanunlarla yasaklanan, yasaklandığı halde yapıldığında cezalandırılan insana ait fiillerdir.
Ceza: Ceza, suç olarak değerlendirilip yasaklanmış eylemlerin yapılması durumunda eylemi gerçekleştirenler hakkında devlet tarafından uygulanan ceza veya güvenlik tedbiri biçimindeki yaptırımlardır. Ceza yaptırımında kişi suç işlemesi durumunda bir varlığından yoksun bırakılır. Bu değer kişinin özgürlüğü , malvarlığı veya hakları olabilir.
Aa) Hapis cezası
– Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
– Müebbet hapis cezası
– Süreli hapis cezası
Ab) Adli para cezası
Ba) Belli haklardan yoksunluk
1) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinden men
2) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan men
3) Velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan men
4) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi partilerin yöneticisi veya denetçisi olmaktan men
5) İzne tâbi bir meslek veya sanatı icra etmekten men
Bb) Müsadere
Bc) Çocuklara özgü tedbirler
Bd) Akıl hastalarına özgü tedbirler
Be) Tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Bf) Sınırdışı edilme
Bg) Tüzel kişiler hakkında tedbirler
-Müsadere
– İznin iptali