Çocuk için nafaka iştirak nafakası talepleri boşanma davasının en önemli başlıklarındandır. Kişinin hukuk ve ceza hukukuna dair haklarını koruması gereken vatandaşı olduğu devletlerdir. Devletler, vatandaşların her türlü haklarını korumakla yükümlüdürler. Devletlerin sorumlulukları her geçen gün artmakta yahut sorumluluklarının kapsamı değişmektedir. İşte son zamanlarda aile kavramının devletin himayesinde olup olmadığı da en yüksek sesle tartışılan konulardan biridir.
Ülkemizde ise hem aile huzurunun tesisi hem de çocuğun korunması Anayasanın 41. maddesinde “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.)” şeklinde ifade edilerek teminat altına alınmıştır.
Ayrıntıları Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili kanunlarda düzenlenen çocuk hakları, hiç şüphesiz aile hukukunun ayrılmaz bir parçasıdır. Zira soy bağı, velayet, boşanma, miras ve benzeri hukuki kurumlar düzenlenirken en başta gözetilmesi gereken ilke çocuğun üstün yararı ilkesidir. İşte bu nedenle Kanun Koyucu, TMK 327 vd. maddelerinde iştirak hakkı (çocuk için nafaka hakkı) öngörmüştür.
İŞTİRAK NAFAKASI KONUSUNDA ➽ HEMEN AVUKATA SOR ❥
İçindekiler
- Nafaka Nedir?
- Nafaka Türleri Nedir?
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Kimler Talep Edebilir?
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Belirlenmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Talep Edilen Davalar
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Artırma ve Azaltma Nafakası
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Sona Erdiği Haller
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakasının Yardım nafakasına Dönüşmesi
- Tedbir Nafakası İle Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Arasındaki Farklar
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Hesaplama
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Görevli Mahkeme
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Yetkili Mahkeme
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Uygulanacak Yargılama Usulü
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Ne Kadar Sürede Karar Çıkar?
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Avukatlık Ücretleri
- Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davaları ile İlgili Yargıtay Kararları
Nafaka Nedir?
Nafaka, Türk Dil Kurumu sözlüğünde temel anlamıyla “geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik” olarak tanımlanmıştır. Hukuki manası ise birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylıktır. Nafaka kelimesini günlük hayatta da bire bir aynı şekilde kullandığımız ortadadır. Zira nafaka ile karşılanacak giderler genel olarak kişinin günlük barınma, yiyecek, ulaşım ve eğitim gibi temel ihtiyaçları için yaptığı masraflardır.
Nafaka Türleri Nedir?
Türk hukuku, nafaka alacaklısına göre 3 tür nafaka belirlemiştir. Bunlar: çocuk için nafaka iştirak nafakası, yoksulluk nafakası (eş için nafaka) ve akrabaya ödenen yardım nafakasıdır. Yine TMK’nin 169. ve 197. maddesine dayanılarak tedbir nafakası talep edilebilir.
Tedbir nafakasını diğer nafaka türlerinden ayırmamızın nedeni tedbir nafakasının boşanma davalarında yalnız geçici önlem olarak kararlaştırılabilmesidir. Özellikle TMK 169. maddesinden de anlaşılacağı üzere tedbir nafakası boşanma davasının karara bağlanması ile sona erer.
III. Geçici önlemler
Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.
Görüldüğü üzere tedbir nafakasına karar verilebilmesi için kişinin talebi gerekmemekte nafaka talep etme şartı olarak boşanma davasının varlığı yeterli görülmektedir. Fakat çocuğunun velayeti kendisine verilen eş; çocuğunun yiyeceği, giyeceği, barınması, eğitimi ve sağlığı gibi konularda yapacağı masraflara eski eşinin katılmasını boşanma davası dahilinde talep etmedi ise ayrıca açacağı bir dava ile bu yönde bir talepte bulunabilecektir. Buna çocuk için nafaka iştirak nafakası denir. Diğer nafaka türlerinden yoksulluk nafakası ve yardım nafakası da aynı şekilde açılmış bir davanın fer’isi olarak ileri sürülebileceği gibi münhasıran ayrı bir davada talep edilebilir.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Kimler Talep Edebilir?
Çocuk için nafaka iştirak nafakası, çocuğun zorunlu günlük ihtiyaçları için yapılan masraflar olduğundan çocuk için nafaka talep etme hakkı bizzat reşit çocuğa ait olduğu gibi hukuken henüz ergin kabul edilmeyen çocuk adına nafaka, fiilen çocuğa bakmakla yükümlü olan velayet hakkı sahibi, çocuğun vasisi ve kayyımı tarafından da talep edilebilir.
Şayet çocuğun babası ile arasında bir soy bağı bulunmuyorsa (çocuk evlilik dışı doğmuş olabilir yahut evlilik birliği içerisinde doğan bir çocuğun sonradan soy bağı mahkeme kararıyla reddedilmiş olabilir.) doğumdan itibaren çocukla tabii soy bağı bulunması nedeniyle velayet hakkına da sahip olan anne, isterse çocuk için nafaka iştirak nafakası talepli dava açabilir. Ayrıca TMK’nin 329. maddesine göre ayırt etme gücüne sahip olan küçük de çocuk için nafaka iştirak nafakası temin için ebeveynine karşı bu davayı açabilecektir.
Peki çocuk için nafaka iştirak nafakası belirlenirken hangi kriterler göz önüne alınacaktır? Çocuğun hem okuyup hem çalışıyor olması çocuk için nafaka iştirak nafakası talep etmesine engel midir?
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Belirlenmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Çocuk için nafaka iştirak nafakası davasını karara bağlayacak hakim, TMK’nin 330. maddesinden yararlanacaktır. “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı söz konusu maddenin lafzına göre hakimin ilk olarak bakacağı hal çocuğun ihtiyaçlarıdır. Bunun hemen akabinde anne ve babanın hayat koşulları zikredilmiştir ki hiçbir anne ve baba çocuğuna kendi hayat standardının üzerinde bir hayat sunmakla mükellef değildir. Ancak elinden gelen ödeme gücüyle orantılı olarak çocuğun nafakası temin edebilirler. 330. maddenin ilk fıkra son cümlesinde ise istisnaen nafaka alacaklısı olmak isteyen çocuk çalışıp çalışmadığı fark etmeksizin elde ettiği gelirler de nafakanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulur denmektedir.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Talep Edilen Davalar
Çocuk için nafaka iştirak nafakası, boşanma davasında tedbir nafakası adı altında istenebilir. Zira Yargıtaya göre boşanma davası süresince eşlerin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri sona ermemektedir. Bu nedenle eşler boşanma kararı kesinleşinceye kadar sadakat yükümlülüğüne bağlı kalmak zorunda oldukları gibi ortak çocuklarının bakımına da eşit şekilde katkı sağlamalıdırlar. Boşanma davası devam ederken çocukla kişisel ilişki kurulabilmekle beraber çocuğun temel gereksinimleri çoğunlukla eşlerden biri tarafından sürekli olarak karşılanmaktadır. Böylece çocuğa fiilen bakmakta olan eş, boşanma davası esnasında diğer eşten TMK m.169’a dayalı olarak nafaka talep edebilir.
Çocuk için nafaka iştirak nafakası yalnız boşanma davasında talep edilmek zorunda değildir. Zira yine TMK’nin 327 vd. hükümlerinde iştirak nafakası ayrıca düzenlenmektedir. Çocuk için nafaka iştirak nafakası davası, iştirak nafakası ödenmesi gerektiği süre boyunca ayırt etme gücüne sahip çocuk veya kanunda sayılan ilgililerce açılabilir. Ayrıca durumun gereklerine göre çocuk için nafaka iştirak nafakası hesaplamasının değişmesi de söz konusu olabilir. Peki bu halde ne yapılmalıdır, iştirak nafakasının artırılması veya azaltılması nasıl talep edilmelidir?
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Artırma ve Azaltma Nafakası
Ülkemizde enflasyonun etkisi hayli hissedilmektedir. Öyle ki bugün ödenmesi kararlaştırılan iştirak nafakası hesaplama miktarı sonraki sene epey düşük kalmakta ve ihtiyaçlara cevap verebilirliğini yitirmektedir. Enflasyonun yüksek olduğu gereceğini son kararlarında vurgulayan Yargıtay, haksız fiile dayalı tazminat davalarında munzam zarar kavramına sıkça değinmektedir. Nafakanın artırılması için ise TMK m. 331’de ayrıca bir düzenleme bulunmaktadır. Çocuk için nafaka iştirak nafakası talep etme hakkına sahip olanlar bu haklarının kullanabilecekleri süre boyunca artan enflasyonu gerekçe göstererek ve ihtiyaçların da nicelik bakımından arttığı iddiası ile nafaka arttırma davası açabilirler.
Yine aynı madde hükmü hakime, nafaka alacaklısının istemi üzerine ihtiyaçların azalması halini göz önüne alarak nafakanın azaltılması kararı verme yetkisi tanımaktadır. Bu istem de nafaka alacaklısı tarafından nafakanın azaltılması davası şeklinde ayrı bir dava olarak açılmasına bağlıdır. Ayrıca hakimin boşanma davasında veya sonrasında ayrı olarak açılacak çocuk için nafaka iştirak nafakası davasında istenilen çocuk için nafaka iştirak nafakası karar bağlarken yıllara göre değişen miktarda nafakada artırım ya da azaltım oranı belirleme hakkı saklıdır.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Sona Erdiği Haller
Çocuk için nafaka iştirak nafakası doğal olarak çocuğun ölümü ile sona erer. Aynı zamanda TMK’nin 328. Maddesine göre çocuk için tahakkuk edecek nafaka, kural olarak çocuğun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erecektir. Bu nedenle çocuğun ergin olması nafaka borçlusunu dava açmadan nafaka borcundan kurtaracaktır. Fakat aynı maddenin 2. fıkra hükmü ise bu kurala bir istisna getirmekte ve eğitimi devam eden çocuğa anne babasının güçleri yettiği ölçüde çocuk için nafaka iştirak nafakası ödemesi gerektiğini düzenlemektedir. Çocuk için nafaka iştirak nafakası aynı zamanda nafaka borçlusu eşin ölümü ile de sona erer. Fakat bu durumda daha önceden çocuk için nafaka tahakkuk etmiş de bu nafaka borcu ödenmemiş ise ölen eşin mirasçıları terekeyi borçla birlikte iktisab etmiş olurlar.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakasının Yardım nafakasına Dönüşmesi
Kural olarak çocuk ergin oluncaya dek lehine çocuk için nafaka iştirak nafakası tahakkuk edebilir. Fakat, TMK m. 328/2 hükmü bu kurala bir istisna getirmektedir. Söz konusu hüküm, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” şeklindedir. Böylelikle eğer çocuğun eğitimi devam ediyorsa çocuğun eğitimi devam ediyorsa ebeveyn için nafaka yükümlülüğünün de sürdüğünü söyleyebiliriz. Hatta çocuk eğitimini tamamlasa dahi çabasına rağmen kendine bakmakta zorluk çekiyorsa TMK m. 364 hükmü uyarınca ailesinin ona yardım etmesi gerekmektedir.
Nafaka yükümlüleri
Madde 364- Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.
Yukarıda yer verilen madde hükmüne göre anne-babanın çocuğuna veya çocuğun anne-babaya geçimi için yardımda bulunması ise yardım nafakası olarak adlandırılmaktadır. Yardım nafakası alacaklısı kanunda sayıldığı üzere altsoy, üstsoy ve kardeşler olabilmektedir. Buna rağmen 2. Ve daha uzak derecedeki akrabalara yapılan yardım manevi bir ödevin yerine getirilmesi niteliğindedir ki bu ayrımı yapmamızın en önemli sebebi şudur: Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre yardım nafakasının iadesi söz konuş olabilirken manevi bir ödevin gereği olarak yerine getirilen ödemeler geri istenememektedir.
Tedbir Nafakası İle Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Arasındaki Farklar
Çocuk için nafaka iştirak nafakası, boşanma davası sırasında hem yoksulluk nafakası hem de iştirak nafakası adı altına istenen nafakalara verilen addır. Boşanma davası sırasında geçici önlem olarak talep edilen nafakalar ister çocuğun masrafları için istenmiş olsun ister yoksulluğa düşecek eş boşanma davası sırasındaki masraflarını karşılamak için istemiş olsun bunun adı tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası boşanma veya ayrılık kararının verilmesiyle kendiliğinden sona erer. Her ne kadar boşanma neticesinde eşlerden biri lehine yahut çocuk için nafaka tekrar tayin edilse de artık bu nafakalar, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası olarak isimlendirilirler.
Çocuk için nafaka iştirak nafakası hesaplama, ödenme günü ve benzeri hususlar esasa ilişkin nihai kararda belirtildiği andan itibaren ileriye dönük tahakkuk eder. İcra edilebilirliği ancak bu zamandan sonradır. Fakat tedbir nafakasının tahakkuku yalnız boşanma davası esnasında mümkün olduğundan dava devam ederken ödenmeyen tedbir nafakası için icra takibi başlatılabilir. İki nafaka türü için de icra edilebilirlik ve tahakkuk dönemlerinin belirlenmesi zamanaşımının hesaplanmasında da son derece önemlidir.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Hesaplama
İştirak nafakası, boşanma veya ayrılık durumlarında, velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katkıda bulunması amacıyla ödemesi gereken nafaka türüdür. İştirak nafakası hesaplama konusunda iştirak nafakası hesaplama sürecinde dikkate alınan temel unsurlar şunlardır:
Tarafların Ekonomik Durumu
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde nafaka ödeyecek tarafın gelir düzeyi, malvarlığı, harcamaları, borçları gibi ekonomik durumu göz önünde bulundurulur.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde nafaka alacak tarafın da ekonomik durumu, çalışıyor olup olmadığı, gelir düzeyi ve malvarlığı dikkate alınır.
Çocuğun İhtiyaçları
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun yaşı,
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun sağlık durumu,
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun eğitim giderleri,
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun sosyal çevresi ve özel ihtiyaçları dikkate alınır.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun bakım ve eğitim masrafları, beslenme, barınma, giyim, sağlık ve diğer günlük ihtiyaçları hesaba katılır.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun özel sağlık ihtiyaçları,
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde düzenli doktor kontrolleri, ilaç giderleri veya özel tedavi gerektiren durumları varsa, bu giderler de iştirak nafakası hesaplamasına dahil edilir.
Sosyal ve Kültürel İhtiyaçlar:
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun spor faaliyetleri,
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde sanat dersleri, müzik kursları gibi sosyal ve kültürel etkinlikler de iştirak nafakası hesaplamasında dikkate alınır.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde tatil masrafları, doğum günü gibi sosyal etkinlikler de iştirak nafakası hesaplamasında bir ölçüde göz önünde bulundurulabilir.
Yaşam Standartları
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde çocuğun, boşanma öncesinde sahip olduğu yaşam standardını koruyacak şekilde iştirak nafakası hesaplaması yapılmaya çalışılır.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde nafaka ödeyecek kişinin ödeme gücü ile çocuğun ihtiyaçları arasında bir denge kurularak iştirak nafakası hesaplaması yapılmaya çalışılır.
Enflasyon ve Diğer Ekonomik Faktörler
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde nafakanın gelecekteki değerini koruyabilmesi için enflasyon ve ekonomik değişkenler de göz önünde bulundurulur.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde mahkeme, nafakanın belirlenmesi esnasında ekonomik koşulları değerlendirir ve gerekirse belirli periyotlarda nafakanın artırılmasına karar verebilir.
Ortak Çocuk Sayısı
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde nafaka miktarı, birden fazla çocuk olması durumunda, çocukların sayısı ve her bir çocuğun ihtiyaçları dikkate alınarak belirlenir.
Hakim Takdiri
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde hakim, tüm bu unsurları değerlendirerek hakkaniyete uygun bir iştirak nafakası hesaplaması yaparak nafaka miktarı belirler.
- İştirak nafakası hesaplama sürecinde kesin bir formül bulunmamakla birlikte, genellikle gelir durumu ve çocuğun ihtiyaçlarına göre bir oranlama yapılır.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Görevli Mahkeme
Çocuk için nafaka iştirak nafakası davalarında görevli mahkeme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanununun 4. maddesinin TMK’ye yaptığı atıfla aile mahkemeleridir. Aile mahkemeleri söz konusu kanun hükmü gereğince yalnızca nafaka davalarını değil aynı zamanda vesayet hariç aile hukukuna dair bütün davalarına bakmakla da görevlidir. Görev, kamu düzenine dair bir dava şartı olduğundan şayet boşanma davasından ayrı açılacak çocuk için nafaka iştirak nafakası talepli dava aile mahkemesi yerine asliye hukuk mahkemesinde açılacak olursa bu durumda dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Yetkili Mahkeme
Türk Medeni Kanununun 327 vd. maddelerinde iştirak nafakası davasının hangi mahkemede açılacağına dair özel yetki hükmü yoktur. Buna rağmen boşanma davasıyla birlikte talep edilen iştirak nafakasında boşanma davasına bakmakla yetkili mahkeme iştirak nafakasına dair de karar verecektir. Ayrıca TMK m. 177 hükmü “Boşanmadan sonra açılacak davalarda nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” demektedir. Böylelikle çocuğun velayeti kendisine verilen eş, şayet boşanma davasından sonra çocuk için nafaka ödenmesini istiyorsa bunu kendi yerleşim yerinde de açabilecektir. Kanunun bu açık hükmü karşısında davacı eşin iştirak nafakası davasını boşanma davası ile aynı yerdeki mahkemede açma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Uygulanacak Yargılama Usulü
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 316/1-(ç) maddesi uyarınca “her çeşit nafaka davaları ile velayet ve vesayete ilişkin dava ve işler” basit yargılama usulüne tabidir. Basit yargılama usulünün alâmet-i farikası, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin olmamasıdır. Yani davacı dava dilekçesiyle tüm iddialarını ileri sürmeli, davalı da dava dilekçesine vereceği cevapta tüm itirazlarını ifade etmelidir. Kısacası iki tarafın da (beyan dilekçeleri hariç) birer dilekçe hakkı vardır. Bu hükmün en önemli sonucu dava ve cevap dilekçelerinde geçen hususları dava boyunca bir daha değiştirme ve genişletme haklarının olmayışıdır.
Bununla beraber yine HMK’nin 319. maddesinde kanun koyucu basit yargılama usulüne dair adeta gizli hedef süre belirlemiştir. Zira söz konusu hükümde ön inceleme ve tahkikat aşamalarına dair en fazla kaç duruşma yapılabileceği ve duruşmalar arasındaki asgari süre tayin edilmiştir. Ön inceleme duruşması ile ilk tahkikat duruşması arasında en az 1 ay geçmelidir. Toplam 2 tahkikat duruşması yapılıp 2. duruşmada yazılı beyan için ayrıca süre verilmeksizin hüküm açıklanmalıdır. Yine tahkikat duruşmaları arasındaki sürenin de 1 aydan az olamayacağı kanunda beyan olunmuştur.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Ne Kadar Sürede Karar Çıkar?
Davalardan sonuç alma, karar elde etme dava esasen davanın açıldığı mahkeme ile doğrudan ilişkilidir. Mahkemede bulunan dosyaların yoğunluğu ve davada izlenecek yol ve yöntemler de bu sürenin uzayıp kısalmasında epey etkilidir. Bu nedenle örneğin büyük şehirlerde duruşma günleri daha geniş aralıklarla verilmekte iken merkeze uzak illerdeki mahkemelerde duruşmalar daha sık görülebilmektedir. Çocuk için nafaka davaları ise genellikle 4 ile 10 aylık bir sürede tamamlanmaktadır. Alanında uzman bir avukat ile çalışması durumunda ise bu süreler ciddi şekilde azaltılabilir.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davalarında Avukatlık Ücretleri
Avukatlar, serbest meslek erbabıdır. İş yerlerinin bulunduğu ildeki meslek odasına kayıtlı olarak yargı görevinin bilhakkın yerine getirilmesi için vatandaşlara hizmet sunarlar. Serbest meslek mensubu birçok kişi gibi onlar da meslek kuruluşlarının belirlediği asgari ücret tarifesine göre hizmet görmekle meslektaşlarına ve meslek kuruluşlarına karşı yükümlüdürler. Aşağıda Resmi Gazetede yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin nafaka davaları ile ilgili kısmının kesiti sunulmuştur. Unutulmamalıdır ki avukatlar bu ücretleri henüz tahsil etmeden KDV ile gelir vergisi ve benzeri mali yükümlülüklerle mesuldürler.
Çocuk İçin Nafaka İştirak Nafakası Davaları ile İlgili Yargıtay Kararları
“Davacı; tarafların 2005 yılında boşandıklarını, 1995 doğumlu müşterek çocuk … ve 2004 doğumlu … ‘nin velayetinin anneye verilerek … için 200 TL, … için 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafaka bedelinin kira, okul masrafı, kredi taksidi şeklinde ödendiğini, takdir edilen nafakalardan fazla ödeme yaptığını, toplam ödeme belgelerinin belgeli 54.885.TL tutarında olduğunu, belgesiz ödemelerinin de bulunduğunu, davalı annenin yapılan ödemelere rağmen icra takibi yapmasının kötü niyetli olduğunu belirterek,
Dosya kapsamına, bilirkişi raporuna, ibraz edilen ödeme belgelerine nazaran davacı babanın boşanma tarihinden sonra müşterek çocuklar için bir kısım ödemelerde bulunduğu, dershane masrafları ve kira ödemesi yaptığı anlaşılmış ise de ödemenin nafaka yükümlülüğünün başladığı aydan itibaren düzenli ve periyodik olarak yapılmadığı, dönemsel olarak yapılan ödemelerin değişen Yargıtay İçtihatına göre ahlaki nedenler veya davalı tanığı … ‘nin beyanında belirtildiği üzere, davalı eşin evin alımına yaptığı katkı nedeniyle yapılan ödemelerin nafakaya mahsup edilemeyeceği kanaatına varıldığından
….davanın reddine karar verildiği görülmekle beraber, dosyada bulunan ödeme makbuzları incelendiğinde bir kısım makbuzlarda açıkça nafaka ödemesine ilişkin olduklarına dair açıklama içerdikleri, bir kısım makbuzlarda açıklama olmamasına rağmen bu makbuzlara ilişkin de davalının aksine bir itirazı olmadığı görülmüştür. Bu sebeple ek rapor alınarak makbuzlarda tespit edilen tutarların nafaka borcundan mahsup edilmemesi sebebi ile hükmü bozmak gerekmiştir.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3227 E., 2019/6929 K.)
“Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Zeynep yararına takdir edilen aylık 300,00 TL iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” (2016/21291 E., 2018/9525 K.)
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2011 yılında boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuk Ecem’in velayetinin davacı anneye verildiğini ve müşterek çocuk lehine aylık 1.500 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen süre, müşterek çocuğun Galatasaray Lisesi’nde eğitim görmekte olup, yaşı gereği ihtiyaçlarının artması, eğitim, giyim vb.masrafları olması, davacı annenin çalışmaması,
…davalının ise maddi durumunun çok iyi olup limited şirket sahibi olması, yine bir Alman firmasının Türkiye distribütörlüğünü de yapması nazara alınarak, müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 1.500 TL’lik iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 5.000 TL’ye yükseltilmesini ve sonraki yıllar için TEFE oranında artış yapılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya boşanma neticesinde bir araç ve bir villanın yarı hissesini bıraktığını, davacının G .. Ödeme Sistemleri A.Ş.’den 2012 yılı Ağustos ayında yüklü miktarda tazminat alarak ayrıldığını, SGK emeklisi olup, aylık geliri olduğunu, davalının ise oturduğu daire için kira ödediğini, yetkilisi olduğu şirketin ise 2001 yılından itibaren faaliyet gösteren iş hacmi ve düzeyi belirli bir seviyede olan istikrarlı bir şirket olduğunu ve ekonomik durumunda değişiklik olmadığını, müşterek çocuğun 15 yaşında olup,
Devlet Lisesi’nde eğitim gördüğünü savunarak, davanın reddini, aksi halde ÜFE oranında artış yapılmasını istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk 1999 doğumlu Ecem lehine hükmedilen aylık 1.500 TL’lik iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL tezyidi ile her yıl TÜİK’in yayınlayacağı TÜFE oranında arttırılmak kaydıyla 2.000 TL ‘ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, hükmolunan nafakanın gelecek yıllarda da artırımına ilişkin talep konusunda; Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, TÜİK’ce belirlenen ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, TÜİK’in yayınlayacağı TÜFE oranında artışa karar verilmesi doğru değil ise de;bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün birinci paragrafındaki artışa ilişkin
“…TÜİK’in yayınlayacağı TÜFE…” ifadelerinin çıkartılması suretiyle yerine “…TÜİK’ce belirlenen ÜFE…” ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” (3.Hukuk Dairesi 2015/10128 E., 2015/17620 K.)
ANKARA BOŞANMA AVUKATI
Boşanma davaları boşanma ve nafaka alanında uzman avukatlarca takip edilmesi gereken davalardır. Bu sebeple boşanma davalarında boşanma ve nafaka avukatlarından hukuki destek almanızı tavsiye etmekteyiz. Hukuk büromuzda profesyonel boşanma avukatları yer almaktadır. Hukuk büromuz ekonomik şiddet nedeniyle boşanma ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında avukatlık hizmeti vermektedir. Ayrıca anlaşmalı boşanma davalarında anlaşmalı boşanma protokolünü profesyonel bir şekilde hazırlamaktayız.
Şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları dikkatli ve titiz bir şekilde yürütülmesi gereken dava süreçleridir. Bununla beraber medeni hukukta taleple bağlılık ilkesi vardır. Bu ilkeye göre hakim ancak tarafların talebi ile bağlıdır. Bir diğer ifade ile hakim tarafların talebinden daha fazlasına karar veremez. Çünkü yasal süreçler sırasında hata yapılması halinde maddi ve manevi kayıplar yaşayabilirsiniz. Bu gerekçelerle nafaka ve boşanma davalarında mutlaka avukatlık hizmeti almalısınız.
Hukuk büromuz bünyesinde yer alan boşanma avukatları ile dilediğiniz zaman iletişim kurabilirsiniz. Boşanma avukatlarımıza ekonomik şiddet nedeniyle ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları ile ilgili sorularınızı sorabilirsiniz. Avukat ekibimizle görüşmek için hemen randevu oluşturabilirsiniz. İstanbul boşanma avukatı ekimiz için ayrıca tıklayınız.
BOŞANMA HUKUKU SON MAKALELER
iştirak nafakası ödemekteyim fakat amaliyat oldum calışmıyorum yaşım geregide iş bulamıyorum 2020 yilından beri banka hesaplarımdada biloke koydurdular o günden beri banka hesaplarımdaki biriken parayı cekmiyorlar ve bilokeyide kaldıra bilmek için 50bin lira istiyorlar banka hesaplarımdaki biriken parayı alma için bilokeyi nasıl kaldıra bilirim