DoçentlikDoçentlik Asgari İtiraz ve Dava

Doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava süreçleri, doçentlik değerlendirmesi neticesinde asgari başvuru şartlarını sağlayamadığına karar verilen adayların bu gerekçe ile başvurularının iptali işlemine karşı başvurabilecekleri hukuki süreçlerdir.

Doçentlik başvurusu sonrasında adayın dosyasını değerlendirmek üzere atanan doçentlik değerlendirme jürileri, adayın başvuru dosyasını ilk olarak bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık bulunup bulunmadığı ve asgari başvuru şartlarının sağlanıp sağlanmadığı yönünden değerlendirmektedir. Jüri üyesinin/üyelerinin adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığı yönünde rapor hazırlaması halinde bu rapor/raporlar Doçentlik Komisyonu tarafından incelenmekte ve ileri sürülen asgari koşul iddiası bu şekilde karara bağlanmaktadır. Doçentlik Komisyonu, ileri sürülen iddiayı kabul eder ve adayın asgari başvuru şartlarını sağlayamadığına karar verilirse adayın başvurusu iptal edilmektedir. Bu durumda doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava süreçlerine başvurulabilmektedir.

1. ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARININ SAĞLANAMADIĞI YÖNÜNDEKİ İDDİANIN İLERİ SÜRÜLME SÜRECİ

Süresi içinde doçentlik başvurusunu tamamlayan adayların her biri için, Doçentlik Komisyonu tarafından, başvurulan bilim/sanat alanı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapmak üzere beş asıl ve iki yedek üyeden oluşan jüri kurulmaktadır.

Doçentlik değerlendirme jürisi, adayın başvuru dosyasını ilk olarak bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirmekte, etik ihlal tespiti bulunmaması halinde ise adayın asgari başvuru şartlarını sağlayıp sağlamadığını incelemektedir.

Gerekli asgari koşulları sağlayarak başvurusunu tamamlamış olan adayın dosyasında yer alan çalışmalar, jüri üyeleri tarafından birçok farklı gerekçe ile hesaplama dışı tutulabilmektedir. Çalışmaların bu şekilde hesaplama dışı tutulması neticesinde Doçentlik Başvuru Şartları’nda belirlenen koşullar sağlanamıyor ise jüri üyesi; adayın asgari başvuru şartlarını sağlayamadığına ilişkin raporunu hazırlamakta, raporda yalnızca bu durumun gerekçesini detaylandırmakta ve eser inceleme aşamasına geçmemektedir. Jüri üyesi/üyeleri tarafından bu bu yönde ileri sürülen iddianın kabul edilmesi halinde aşağıda izah edeceğimiz üzere doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava süreçlerine başvuru yolu açıktır.

2. ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARININ SAĞLANAMADIĞI YÖNÜNDE İLERİ SÜRÜLEN İDDİANIN DEĞERLENDİRİLME VE KARARA BAĞLANMA SÜRECİ

Jüri üyesi tarafından adayın asgari başvuru şartlarını sağlayamadığı yönünde rapor hazırlanması halinde Doçentlik Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 1. fıkrası uyarınca dosya Doçentlik Komisyonu’na sevk edilmekte ve Doçentlik Bilgi Sistemi (DBS) üzerinde “Süreçteki Son Durum” kısmında şu açıklama yer almaktadır:

“Doçentlik değerlendirme jürinizin eser inceleme süreci tamamlandı. Jürinizin Asgari Başvuru Şartlarını Sağlamadığınıza ilişkin iddiası var. Şartları sağlamadığınıza ilişkin iddia … tarihli Doçentlik Komisyonu toplantısında incelenecektir. Hakkınızda alınan nihai karar tarafınıza toplantı tarihinden sonra 5 iş günü içinde DBS üzerinden bildirilecektir. Alınan karara karşı itiraz hakkınız bulunmaktadır. İtiraz hakkınızı kullanmak isterseniz itiraz dilekçenizi kararın tarafınıza tebliğinden sonra Kurulumuza gönderebilirsiniz Süreç yeterince şeffaf ve toplantı zamanı belli olduğundan bildirim yapılana kadar herhangi bir işlem yapmayınız, bilgi almaya çalışmayınız.”

Akabinde DBS üzerindeki bildirimde yazılı olan tarihte yapılacak olan Doçentlik Komisyonu toplantısında aday hakkında ileri sürülen asgari koşul iddiası değerlendirilmekte ve karara bağlanmaktadır.

Doçentlik Komisyonu tarafından adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığına karar verilmesi halinde Doçentlik Komisyonu kararı ile iddia sahibi jüri üyesinin tanzim ettiği rapor jürinin ismi gizlenmek suretiyle DBS üzerinden erişime açılmaktadır. Bu karara karşı doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava yollarına başvurmak için 60 günlük süre bulunmaktadır. Asgari başvuru şartlarını sağlamadığı gerekçesiyle başvurusu iptal edilen adayın yeniden aynı bilim/sanat alanından doçentlik başvurusunda bulunması halinde iptale konu olan başvuru dönemine ait bilgi ve belgeler ile asgari başvuru şartlarını sağlamadığına ilişkin Doçentlik Komisyonu kararı yeni başvuruda jüri üyelerinin erişimine açılmaktadır.

Doçentlik Komisyonu tarafından jüri iddiası kabul edilmeyip adayın asgari başvuru şartlarını sağladığına karar verilmesi halinde ise iddia sahibi jüri üyesine/üyelerine “başarılı/başarısız” şeklinde değerlendirme raporu hazırlaması için Doçentlik Komisyonu tarafından 10 günlük ek süre verilmektedir. Ek süre içinde rapor düzenlemeyen veya “asgari başvuru şartlarını sağlamamıştır” görüşünde ısrar eden jüri üyesinin görevi Doçentlik Komisyonu tarafından sonlandırılmakta ve yerine yedek üye raporları sırasıyla değerlendirmeye alınmaktadır. Bu şekilde doçentlik değerlendirme jürisinin eser inceleme süreci tamamlanan adayın başvuru sonucu başarılı/başarısız olarak ilk ÜAK Yönetim Kurulu toplantısında onaylanarak DBS üzerinden ilan edilmektedir.

3. DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL İTİRAZI NEREYE VE NASIL YAPILIR?

Doçentlik asgari koşul dava sürecinden önce itiraz zorunlu değildir.  Doçentlik Komisyonu tarafından adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığına karar verilmesi halinde 60 gün içerisinde doçentlik asgari koşul itiraz yoluna başvurulabilmekte olup bu itirazın Doçentlik Komisyonu’na yapılması gerekmektedir. Nitekim Doçentlik Yönetmeliği’nin 8. maddesinde adayların doçentlik sürecine ilişkin her türlü itirazlarının Doçentlik Komisyonu tarafından incelenerek karara bağlanacağı düzenlenmiş durumdadır.

Doçentlik başvurusu sonucuna itiraz etmek isteyen başvuru sahipleri, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı-Doçentlik Komisyonu’na yazılı olarak başvurabilirler. Doçentlik asgari koşul itiraz dilekçesinde, itirazın gerekçesi ve delilleri açıkça belirtilmelidir.

4. DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL DAVASI NEREDE VE NASIL AÇILIR?

Doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul davası aynı anda yapılabileceği gibi, karara itiraz edip sonucu beklendikten sonra iptal davası açılabilmesi de mümkündür. Ancak doçentlik başvurusu iptal edilenlere tavsiyemiz idari yargıda sürelerin hayati öneme sahip olması ve itiraz yolunda çoğunlukla olumlu bir netice elde edilememesi sebebiyle ivedilikle iptal davası açılmasıdır.

Doçentlik asgari koşul davası, diğer iptal davaları ile aynı usule tabidir. Dava doçentlik başvurusunun iptali kararının tebliğinden itibaren 60 günlük süresi içinde açılmalıdır. Davanın 60 günlük süresi içinde açılmaması halinde doçentlik asgari koşul davası süre aşımı nedeniyle reddedilecektir.

Doçentlik asgari koşul davanın da dahil olduğu bu konudaki ayrıntılı makalemizi şuradan okuyabilirsiniz:

Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’na karşı açılacak doçentlik asgari koşul davasında yetkili ve görevli mahkeme Ankara İdare Mahkemeleri’dir. Yargılamada çoğunlukla bilirkişi incelemesi yoluna gidilmekte ve bu şekilde doçentlik asgari koşul davası karara bağlanmaktadır.

5. HANGİ GEREKÇELER İLE ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARININ SAĞLANAMADIĞI İDDİASI İLERİ SÜRÜLEBİLİR?

Uygulamaya baktığımızda birçok farklı gerekçe ile jüri üyelerinin adayların başvuru dosyasında yer alan çalışmaların hesaplama dışı tutulması gerektiğini ileri sürebildiğini ve bu gerekçelerin kabul görmesi halinde doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava süreçlerine konu edilebildiğini görmekteyiz. Bu gerekçelerden en sık karşılaşılanlara aşağıda detaylı olarak değinilecektir.

5.1. MAKALENİN YAĞMACI/ŞAİBELİ DERGİDE YAYINLANDIĞI GEREKÇESİ İLE HESAPLAMA DIŞI TUTULMASI GEREKTİĞİ İDDİASI

Doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava süreçlerini yürüttüğümüz hocalarımızın dosyalarında en sık karşılaştığımız iddialardan biri yağmacı/şaibeli dergi iddiasıdır. Jüri üyesi; adayın makalesinin yayınlandığı derginin yağmacı/şaibeli dergi niteliğinde olduğunu tespit etmesi halinde o makalenin hesaplama dışı tutulması gerektiğini ileri sürmekte, o makale hesaplama dışı tutulduğunda asgari başvuru şartları sağlanamıyorsa bu yönde rapor düzenlemektedir.

Bu noktada derginin yağmacı/şaibeli dergi olup olmadığının nasıl anlaşılabileceği konusuna değinmek gerekmektedir.

YÖK Genel Kurulu’nun 07.03.2019 tarihli 2019.3.88 sayılı yağmacı dergiler kararıyla makale kabulünden sonra ücret ve/veya ek ücret talep ettiğinden yağmacı olarak adlandırılan dergilerde yayımlanan bilimsel makalelerin, akademik yükseltmelerde dikkate alınmaması kararlaştırılmış olup bu kararın ÜAK tarafından duyurulduğu 23.09.2020 tarih ve E.8912 sayılı yazıda doçent adaylarının Yağmacı/Şaibeli dergilerde yayımlanmış makalesi bulunup bulunmadığına hangi kıstaslar çerçevesinde karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ve şu açıklama yapılmıştır:

Bu bağlamda aşağıdaki dergiler doçentlik başvuru şartlarında (beyannamede) kullanılabilir:

  • Makale başvurusu sırasında -kabul/red şartına bağlı olmaksızın- ücret alan dergiler,
  • Abonelik usulü ile çalıştığı halde ilgili makaleyi açık erişimli yapmak için ücret talep eden dergiler,
  • Makale basımı sürecinde yazarlardan herhangi bir ücret talep etmeyen dergiler

O halde dergi tarafından yazarlardan ücret talep etmekle birlikte bu ücretin dergiye başvuru sırasında, makale hakemler tarafından incelenmeden ve kabul ya da ret durumu oluşmadan istenmesi halinde bu dergi yağmacı/şaibeli olarak nitelendirilemeyecektir.

Yine abonelik usulü bulunan, ancak makalenin yalnızca abonelere değil herkese ücretsiz ve online olarak erişime açılması için, yani makaleyi açık erişimli yapmak için yazarlardan ücret talep eden dergilerin yağmacı/şaibeli olarak değerlendirilmeyeceği açıkça kararlaştırılmıştır.

Makalenin yayımlanma sürecinin hiçbir aşamasından yazarlardan ücret talep etmeyen dergilerin de yağmacı/şaibeli olarak nitelendirilemeyeceği ve sorunsuz bir şekilde beyannamede kullanılabileceği izah edilmiştir.

Akabinde YÖK Genel Kurulu tarafından yağmacı/şaibeli dergilere ilişkin daha spesifik belirlemeler içeren yeni bir karar alınmış olup Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 30.12.2021 tarih ve 2021.18.643 sayılı kararı şu şekildedir:

Yağmacı/şaibeli sayılmayan dergiler:

  • Web of Science’de Q1, Q2, Q3 sınıfında yer alan dergiler (Editöryal ve/veya basım süreçlerinde ücret talep eden veya etmeyen),
  • WEB of Science’de Q4 sınıfında yer alıp editöryal (editorial processing charge) ve/veya basım sürecinde (article processing charge) ücret talep etmeyen dergiler,
  • WEB of Science’de Q4 sınıfında yer alıp editöryal ve/veya basım süreçlerinde ücret talep etmekle birlikte sadece ilgili bilim alanı mensuplarının üye olabildiği bir branş derneğinin, üniversitenin, enstitünün veya bilimsel bir kurumun yayın organı olan ve 2010 yılı öncesinden itibaren basılmakta/yayınlanmakta olup abone usulü olarak çalışan ulusal/uluslararası dergiler,

Yağmacı/Şaibeli sayılan dergiler: Yukarıdaki kriterlere uymayan Q4 dergiler

Görüldüğü üzere YÖK Genel Kurulu’nun 30.12.2021 tarihli yağmacı dergi kararı yalnızca; Web of Science kapsamında taranan ve çeyreklik dilim sınıflamasına dahil olan dergiler bakımından bir belirleme içermektedir. Bu doğrultuda; Web of Science kapsamında taranan ve Q1, Q2, Q3 çeyreklik diliminde yer alan dergilerin ücret talep etse de etmese yağmacı/şaibeli olarak değerlendirilemeyeceği açıkça karar altına alınmıştır. Ancak Q4 sınıfında yer alan dergiler bakımından birtakım ek kriterler getirilmiştir. Bir dergi Web of Science’da Q4 sınıfında yer almakla birlikte makalenin basım ve/veya editöryal süreçlerinde yazarlardan ücret talep etmiyorsa yağmacı/şaibeli dergi olarak değerlendirilmeyecektir.

Ancak Web of Science’da Q4 sınıfında taranan dergiler eğer ki editöryal ve/veya basım süreçlerinde yazarlardan ücret talep ediyorsa bu dergilerin yağmacı/şaibeli olarak sayılmaması için kümülatif bir şekilde bulunması gereken 3 tane kriter belirlenmiştir:

  • Sadece ilgili bilim alanı mensuplarının üye olabildiği bir branş derneğinin, üniversitenin, enstitünün veya bilimsel bir kurumun yayın organı olmak
  • 2010 yılı öncesinden itibaren basılmak/yayınlanmak
  • Abone usulü olarak çalışmak

Web of Science’da Q4 sınıfında yer alıp yazarlardan ücret talep etmekle birlikte bu üç şartı sağlayan dergiler de yağmacı/şaibeli olarak değerlendirilmeyecektir. Bu şartları sağlamayan Q4 dergiler ise yağmacı/şaibeli olarak kabul edilecektir.

Bu karar, Web of Science’da yer alan indekslerde taranıp Q sınıflamasına dahil olan dergiler bakımından daha net kriterler getirmiş olsa da bilindiği üzere hem Web of Science’da taranmakla birlikte Q sınıflamasına dahil olmayan hem de Web of Science dışındaki indekslerde taranmakta olan yüzlerce dergi bulunmaktadır. Dolayısıyla YÖK Genel Kurulu’nun 30.12.2021 tarihli kararı ile her ne kadar daha spesifik kriterler getirilmeye ve değerlendirmelerde objektiflik sağlanmaya çalışılmışsa da kapsam bakımından eleştiriye açık bir karar olmuştur.

SCI-Expanded ya da SSCI indekslerinde taranmayan, yani Q sınıflamasına dahil olmayan diğer dergiler bakımından 07.03.2019 tarihli önceki YÖK Genel Kurulu kararı uygulanmaya devam etmekte olup bu karar ise bir dergiyi yağmacı/şaibeli olarak nitelemek için yeterli açıklıkta net ve kesin kriterler içermemektedir. Bu nedenle yağmacı/şaibeli dergiler konusu hala sübjektif yorumlara açık bir şekilde gündeme gelmeye devam etmektedir.

Yağmacı/şaibeli dergide yayın yaptığı gerekçesiyle asgari başvuru şartlarını sağlamadığı iddiası ile karşılaşan adayların doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava yollarını kullanırken jüri üyesinin ve Doçentlik Komisyonu’nun yukarıda yer verilen hususlar doğrultusunda doğru bir değerlendirme yapıp yapmadığına dikkat etmesi gerekmektedir.

Yağmacı/şaibeli dergilere ilişkin daha detaylı bilgilere bu konuda yazdığımız diğer makalelerden ulaşabilirsiniz.

> YAĞMACI/ŞAİBELİ DERGİ İDDİASI İLE ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARINI SAĞLAMADIĞINA KARAR VERİLEN ADAYLARIN İTİRAZ VE DAVALARINA İLİŞKİN EMSAL KARAR ÖRNEKLERİ

Yağmacı/şaibeli dergi iddiası ile karşılaşan doçent adaylarının doçentlik asgari koşul dava yolunu kullandığı dosyalarda verilen kararlara ilişkin örnekler aşağıda yer almaktadır.

Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin 07.11.2023 tarihli kararında 07.03.2019 tarihinden önce yayımlanan makalelerin yağmacı/şaibeli dergide yayınlandığı iddiasıyla hesaplama dışı tutulamayacağına doçentlik asgari koşul davasında karar verilmiştir:

Olayda, davacının M-307-2778 kodlu “…” başlıklı makalesinin “…” adlı dergide 2016 tarihinde yayımlandığı, anılan tarih itibariyle söz konusu derginin yağmacı/şaibeli olduğu yönünde bir belirlemenin bulunmadığı, Yükseköğretim Kurulu’nun 07.03.2019 tarihli Genel Kurulunda alınan karar gereği 07.03.2019 tarihinden sonraki yayımlanmış makaleler için geçerli olmak üzere yağmacı/şaibeli dergilerin başvurularda kullanılamayacağına karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, Yükseköğretim Kurulu’nun 07.03.2019 tarihli Genel Kurulunda alınan karar gereği 07.03.2019 tarihinden önce 2016 tarihinde “…” adlı dergide yayımlanan davacıya ait makalenin davacıya ait başvuru kapsamından çıkarılması sonucu davacının başvuru şartlarını taşımadığı gerekçesiyle doçentlik başvurusunun reddine ilişkin işlemin hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri gereği hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’nin 02.11.2023 tarihli kararında açık erişimli dergilere ilişkin doçentlik asgari koşul davasında şu şekilde karar alınmıştır:

“…dosyaya ibraz edilen 14/04/2023 tarihli raporda; “Dava konusu olan dergilerin Spor Bilimleri Temel Alanı 1. Uluslararası Makale / (b) bendinde Uluslararası Alan İndekslerinde taranan dergiler statüsünde değerlendirilmesi gerektiği, bunun yanında bu dergilerde Spor Bilimleri Temel Alanında istenilen şartlarla ilgili doçentlik başvurularında da kullanılan birçok makalenin yer aldığının görüldüğü,

….diğer taraftan bu dergilerin open access (açık erişim) yayın yaptığı, yani dergilerdeki makalelere erişmenin ücretsiz olduğu ve bu yayın politikasını belirleyen dergilerin giderlerini karşılamak için önceden web sayfasında ilan etmek koşuluyla yazarlardan makale yükleme, baskı, dizgi, tasarım, istatistik ve yabancı dil kontrolü gibi konularda hizmet alımlarına karşılık ücret talep etmesinin etik açıdan bir sorun teşkil etmediği, sonuç olarak resen bilirkişi olarak seçildiğim dosya, tüm bilgi ve belgelerin incelemesi sonucunda taraflarında iddiaları dikkate alınarak değerlendirilmiş, dava konusu dergilerin yağmacı/şaibeli dergi statüsünde yer almaması gerektiği kanaatine varıldığı” yönünde görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği,

….hükme esas alınabileceği kararlaştırılan, üç kişilik bilirkişi heyetinin, ayrı ayrı tanzim etmiş olduğu raporlarda oy birliği ile uyuşmazlığa konu … adlı dergilerin yağmacı/şaibeli dergi olmadığı kanaatinin bildirildiği görüldüğünden, anılan dergilerin yağmacı/şaibeli olduğundan bahisle davacının bu dergilerde yayımladığı eserlerinin hesaplamaya dahil edilmemesine bağlı olarak asgari koşulları sağlamadığı gerekçesiyle alınan komisyon kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı…”

Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 30.09.2022 tarihli kararında 07.03.2019 tarihli YÖK Genel Kurulu kararına tabi olup kabul/ret şartına bağlı olmaksızın ücret talep eden dergilerin yağmacı/şaibeli dergi olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin doçentlik asgari koşul davasında şu şekilde karar verilmiştir:

“…belirtilen yayınlar incelendiğinde; Dergi 200 dolar istediğini belirtmiş ve bu ücretin kabul ya da red durumu olmaksızın istendiğini açıkça yazmıştır (Ek-1). Linkini verilen (https://www.uak.gov.tr/Documents/docentlik/2019-ekim-donemi/2019E_S%C4% B1kcaSorulanSorularveCevaplar%C4%B1_141019.pdf) ve ÜAK’dan aldığımız bilgiler doğrultusunda aşağıdaki ifade yer almaktadır. “Bu bağlamda aşağıdaki dergiler doçentlik başvuru şartlarında (beyannamede) kullanılabilir: Makale başvurusu sırasında -kabul/red şartına bağlı olmaksızın- ücret alan dergiler” Dolayısıyla bu iki yayın yağmacı ve şaibeli dergilerde yayınlanmış olarak kabul edilemez.”

Yağmacı/şaibeli dergi iddiası ile karşılaşan doçent adaylarının doçentlik asgari koşul itiraz yolunu kullandığı dosyalarda verilen kararlara ilişkin örnekler aşağıda yer almaktadır.

Doçentlik Komisyonu’nun 06.07.2023 tarihli kararında şu şekilde karar alınmıştır:

“Yüksek Öğretim Kurulu’nun 30 Aralık 2021 tarihli 2021.08 nolu oturumunda belirtildiği üzere, yağmacı/şaibeli dergileri kapsayan karar sadece Q4 sınıfındaki dergileri kapsamakta olup adayın M-817-5035 numaralı eserinin yayımlandığı dergi yağmacı/şaibeli olarak değerlendirilmemiştir.”

Doçentlik Komisyonu’nun 12.08.2022 tarihli kararında şu şekilde karar alınmıştır:

“Yapılan incelemede; “…” dergisinin 0,567 etki faktörünün olduğu ve 1999 yılından beri faaliyette olan saygın bir kurum tarafından çıkarıldığı görülmüştür. Bu nedenle dergi, yağmacı/şaibeli dergi olarak değerlendirilmemiştir.”

5.2. ÇALIŞMANIN ALAN DIŞI OLDUĞU GEREKÇESİ İLE HESAPLAMA DIŞI TUTULMASI GEREKTİĞİ İDDİASI

Karşımıza gelen doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul davalarında en sık karşılaştığımız bir diğer iddia ise çalışmanın başvuru yapılan bilim alanı ile uyumlu olmadığından bahisle hesaplama dışı tutulması gerektiği iddiasıdır.

Bilindiği üzere Doçentlik Başvuru Şartları’nda açık bir şekilde belirtildiği üzere beyan edilen çalışmaların başvuru yapılan bilim alanı ile uyumlu olma şartı bulunmaktadır. Bu doğrultuda jüri üyeleri çalışmaların başvuru yapılan alandan başka bir bilim alanı ile ilişkili olduğunu gerekçe göstererek hesaplama dışı tutulması gerektiğini iddia etmekte ve bu iddiayı inceleyip karara bağlamakla yetkili Doçentlik Komisyonu tarafından ise genellikle hiçbir gerekçe belirtilmeden jüri iddiası kabul edilmek suretiyle adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığına karar verilmektedir.

Ancak böyle bir iddia ile karşılaşan doçent adaylarının doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava yollarına başvurmadan önce şu hususlara dikkat etmesi gerekmektedir. “Bilim alanı ile ilgili olmak” sözcükler bütünü tek başına belirlenebilir, objektif ve ölçülebilir bir kavram değildir. Doçentliğe yükseltilmede bilim alanına uygun, özgün yayın ve bilimsel çalışmaların şartları hakkında objektif düzenleme yapılması gerekmektedir. Buradaki belirsizlik, ÜAK‘ın koşulları kazuistik (ayrıntılı) şekilde yaparak belirleme yetkisi ile kısmen çözülebilir.

Mevcut durumda; akademik atama ve yükselmelerde çalışmaların bilim alanı içinde olup olmadığı ancak Doçentlik Yönetmeliği ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından yayınlanan bilim alanları ve anahtar kelimeler listesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Başvuru yapılan bilim alanı altında belirlenen anahtar kelimeler ile bilim alanı içerisinde yer alan bütün konular dikkate alınarak ve günümüz iletişim araçları sayesinde multidisipliner (disiplinlerarası) çalışmalar yapmanın kolaylaştığı hususu göz ardı edilmeden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Zira doçentlik başvurularında kullanılacak çalışmalar için “bilim alanı ile ilgili olmak” şeklinde bir kriter getirilmişse de bunun anlamı çalışmanın sadece o bilim alanıyla ilgili olması demek değildir. Birden fazla bilim alanına ait konuları içeren multidisipliner çalışmalar yapılması günümüzün gelişen teknolojisiyle çok fazla yaygınlaşmış durumdadır. Bilimin gelişimine katkı sunabilmek adına böyle bir durum zaten gereklidir.

Farklı birçok bilim alanlarının elbette kesişim alanları ve ortak başlıkları bulunmaktadır. Çalışmaların başvuru yapılan bilim alanının yanı sıra farklı konularla ilgili bilgileri de içeriyor olması başvuru yapılan bilim alanıyla uyumlu olmadığı anlamına gelmemektedir. Nitekim yukarıda da belirttiğimiz üzere doçentlik başvuru şartlarında çalışmanın münhasıran başvuru yapılan bilim alanıyla ilgili olması aranmamaktadır. Aksi bir düşünce disiplinerarası/multidisipliner çalışma yapılamayacağı anlamına gelecektir ki bu da bilimin gelişimi açısından kabul edilebilir bir düşünde değildir. Çalışmalar detaylı bir şekilde incelendiğinde çalışmaların münhasıran başvuru yapılandan başka bir bilim alanıyla ilgili olduğundan bahsedilemiyorsa, alan dışı olduğu iddiasında bulunulmamalıdır.

> ALAN DIŞI İDDİASI İLE ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARINI SAĞLAMADIĞINA KARAR VERİLEN ADAYLARIN İTİRAZ VE DAVALARINA İLİŞKİN EMSAL KARAR ÖRNEKLERİ

Çalışmalarının alan dışı olduğu iddiasıyla doçentlik başvurusu iptal edilen bir doçent adayı tarafından doçentlik asgari koşul dava yoluna başvurulmuş, davada Ankara 8. İdare Mahkemesi tarafından verilen 03.08.2022 tarihli kararda şu değerlendirmeler yapılarak çalışmaların hesaplama dışı tutulamayacağına ve ÜAK işleminin hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir:

“Al, A2 ve A3 yayınlarının multi disipliner dergilerde yapılan yayınlar olduğu, yayınların içeriğinde Elektrik-Elektronik mühendisliğine ilişkin yeteri miktarda bilgi olduğu, disiplinler arası dergilerde yapılan dergilerin kabul görmeyeceğine ilişkin bir kuralın olmadığı, …bu yayınlardaki içeriğin nitelik açısından yeterli olduğu yönünde tespitler yapılmıştır. …Buna göre: Al, A2 ve A 3 yayınlarının alan dışı sayılamayacağı kanaatine varılmıştır. …günümüzde Elektrik-Elektronik Mühendisliğini, Bilgisayar Mühendisliği, Bilgi Sistemleri ve Telekomikasyan alanlarından tamamen bağımsız düşünmek mümkün değildir. A7 yayını “…” isimli çalışmanın elektrik Elektronik alanıyla İlgili olmadığını söylemek mümkün değildir.”

Görüldüğü üzere doçentlik başvurusunda beyan edilen çalışmaların içerisinde başvuru yapılan bilim alanına ait yeterli bilgi yer almakta ise, çalışmanın aynı zamanda diğer bilim alanlarıyla da ilgili olması herhangi bir sorun teşkil etmemektedir.

Benzer şekilde alan dışı iddiasıyla eserleri hesaplama dışı tutulan bir başka doçent adayı tarafından doçentlik asgari koşul dava yoluna başvurulmuş, davada Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen 08.04.2021 tarihli kararda şu şekilde hüküm kurulmuştur:

“…din felsefesinin, felsefe tarihi gibi genel felsefenin içinde ya da altında yer aldığı, “Felsefe Din Bilimleri” içerisinde gerek “felsefe tarihi” gerekse “din felsefesi”nin alan ve incelenen sorunlar itibariyle özelleşmiş göründüğü, elbette bu özelleşme alanların birbirinden tamamen kopuk oldukları anlamına gelmediği, zira felsefe olmaları itibariyle bu iki alanın yöneldiği konular ile sorunların iç içe geçtiği, aradaki tek farkın din felsefesinde araştırma konusu “din ve dini ilgilendiren bazı sorunlar” ile sınırlandırılırken,

….felsefe tarihinde “din sorunu özelinde” bir sınırlandırmaya gidilmeyerek meselelere daha geniş bir zeminde yaklaşıldığı, doçent adayı Dr. …’ün çalışmalarının ağırlıklı olarak felsefe tarihi ile din felsefesinin harmanlanmasından oluştuğu, bu nedenle onun bu tarz eserlerinin daha çok “felsefe tarihi” içinde değerlendirilebileceği, ama bu değerlendirme bu tarz bir çalışmaların “din felsefesi” ile ilgisinin olmadığı anlamına gelmediği, esasen bu tarz çalışmaların din felsefesine mi yoksa felsefe tarihine mi dahil etmek gerektiğinin tartışmalı olduğu,

….adayın, din felsefesi ile felsefe tarihini harmanlama yaklaşımını bütün çalışmalarına yansıtmadığı, öyle ki, din felsefesi ve felsefe tarihi özelinde de müstakil çalışmalar yaptığı, bu çalışmaların Türkiye’deki akademik seviye dikkate alındığında nitelik açısından yeterli olduğu, nicelik olarak ise 2018 Doçentlik başvurusu yönetmelik ölçütlerine uygun olduğu…” 

5.3. İNDEKSİN UYGUN OLMADIĞI GEREKÇESİ İLE HESAPLAMA DIŞI TUTULMASI GEREKTİĞİ İDDİASI

Jüri üyeleri tarafından; adayın uluslararası alan indekslerinde taranmakta olan dergide yayımlanmış makale olarak beyan ettiği çalışmaların tarandığı indeksin alan indeksi olmadığı ya da uluslararası indeks olmadığı gerekçesiyle hesaplama dışı tutulması gerektiği iddia edilebilmektedir.

Örneğin Eğitim Bilimleri ile Spor Bilimleri bilim alanlarında ESCI (Emerging Sources Citation Index) isimli indeksin uluslararası alan indeksi olmadığından bahisle bu indekste taranan dergilerde yayımlanmış makalelerin 1b maddesinde puanlanamayacağı yönündeki iddialar ile sıkça karşılaşmaktayız. Bu sorun başvuru şartlarında yapılan değişiklik neticesinde 2024 Mart dönemi itibariyle çözülecek olsa da en sık karşılaşılan iddialardan biri olarak bu hususa da değinmekte fayda bulunmaktadır. Aşağıda değineceğimiz üzere ESCI (Emerging Sources Citation Index) isimli indeks, yargı kararları ile sabit olduğu üzere Eğitim ve Spor Bilimleri bilim alanları için uluslararası alan indeksidir ve beyannamede 1b kapsamında puanlamaya dahil edilebilir. Aksi yönde verilen Doçentlik Komisyonu kararlarına karşı doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava yollarının kullanılmasında fayda bulunmaktadır.

Buna ek olarak beyan edilen makalenin yayınlandığı derginin tarandığı indeksin uluslararası nitelikte olmadığı iddiası ile de karşılaşılabilmektedir. Böyle bir durumda derginin tarandığı indekslerin uluslararası indeks olduğuna ilişkin kanıtlayıcı belgeler ile dergi editörü ile iletişime geçerek temin edilecek belgeler kullanılmak suretiyle doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul dava yolları kullanılabilir.

> İNDEKSİN UYGUN OLMADIĞI İDDİASI İLE ASGARİ BAŞVURU ŞARTLARINI SAĞLAMADIĞINA KARAR VERİLEN ADAYLARIN İTİRAZ VE DAVALARINA İLİŞKİN EMSAL KARAR ÖRNEKLERİ

ESCI isimli indeksin Spor Bilimleri bilim alanı için alan indeksi olarak kabul edilmediği iddiası ile karşılaşan adayı doçentlik asgari koşul dava yoluna başvurmuş ve açtığı davada Ankara 22. İdare Mahkemesi’nin 23.11.2023 tarihli kararında şu değerlendirme yapılmıştır:

“Bu durumda, 2023 Mart döneminde spor bilimleri alanından doçentlik başvurusunda bulunan davacının, M-708-3328 ve M-7083359 numaralı eserlerinin yayımlandığı dergilerin ESCI indeksinin spor bilimleri için uluslararası alan indeksleri arasında yer aldığı, davacının uluslararası indekslerde taranmış yayınının bulunduğu ve bu yönden gerekli şartı taşıdığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

Makalesinin yayınlandığı derginin uluslararası olmadığı iddiası ile karşılaşan aday adına tarafımızca doçentlik asgari koşul itiraz yoluna başvurulmuş ve iddiaya konu derginin resmi web sitesinde görüldüğü üzere Academickey, Arastirmax, Cab Abstracts, Genamics Journal Seek, Google Akademik, MIAR, Research Bible, Türk Medline, Turkiye Citation Index ve Open J-Gate isimli indekslerde tarandığı, uluslararası indeksli dergi olarak kabul edilmesi gerektiği,

..bu nedenle de Üniversitelerarası Kurul tarafından Sağlık Bilimleri Temel Alanı için yayınlanan Doçentlik Başvuru Şartları’nda 1. Uluslararası Makale maddesinin b bendi olan “Uluslararası alan indeksleri tarafından taranan (a bendinde belirtilen indeksler dışındaki indekslerde yer alan) dergilerde yayımlanmış özgün araştırma makalesi” kapsamında beyan edilmesinin uygun olduğu izah edilmiştir. Doçentlik asgari koşul itiraz dilekçemiz Doçentlik Komisyonu’nun 24.08.2023 tarihli toplantısında görüşülmüş ve itirazımızın kabulü ile adayın asgari başvuru şartlarını sağladığına karar verilmiştir.

6. DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL İTİRAZ VE DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL DAVA SÜREÇLERİNDE AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK DESTEĞİ

DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL İTİRAZ ve DOÇENTLİK ASGARİ KOŞUL DAVA ve Doçentlik Avukatına Soru SorYükseköğretim Hukuku kapsamında ortaya çıkan uyuşmazlıklardan biri de asgari başvuru şartlarının sağlanamaması ile ilgili karşılaşılan durumlardan kaynaklanmaktadır. Yukarıda bahsedildiği üzere birçok husus bu sonucu ortaya çıkarabilir. Hal böyle olunca tarafımızca doçentlik asgari koşul itiraz ve doçentlik asgari koşul davaları ile takip ettiğimiz işler kapsamında tecrübe edinmiş bulunuyoruz.

Bu konuda İletişim Bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz. Uzaktan danışmanlık almak ve sorularınızı sormak için Online Danışmanlık Sistemimize bakabilirsiniz.

Akademik Hukuk İletişim

Doçentlik süreci ile ilgili şu yazılarımız da ilginizi çekebilir:

 

1 Yorum

  1. eski doçentlik kriterlerine göre doçentlik başvurusu yapan adayın dosyası asgari şartlar nedeniyle iptal edildi diyelim. Akademisyen de mahkeme yoluna gitmedi ve raporda yazan eksikleri gidererek yeniden başvuru yapmak istiyor. Bu durumda eksikleri gidermesi kafi mi yoksa yeni doçentlik kriterlerine göre yeniden mi hazırlık yapmalıdır. Yani yeni kurallara göre mi eski kurallara göre mi başvuru devam edecektir?

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap