DoçentlikDOÇENTLİK JÜRİSİNE KARŞI DAVA VE HUKUKİ YOLLAR

Doçentlik jürisine karşı dava, doçentlik jürisine karşı itiraz ve doçentlik jürisine karşı şikayet gibi yollar, doçentlik sürecinde haksızlığa uğradığını düşünen bütün doçent adaylarının doçentlik süreci sonrasında düşündüğü hususlardan bazılarıdır. Bu yazıda doçentlik jürisine karşı gidilebilecek yollar başlıklar halinde bilgilerinize sunulmuştur.

DOÇENTLİK BAŞVURUSU NASIL VE KİMLER TARAFINDAN YAPILIR?

Doçentlik başvuruları, yılda iki kez Üniversitelerarası Kurula elektronik ortamda belgeler ve bütün akademik çalışmalar yüklenmek suretiyle yapılmaktadır. Başvurular Doçentlik Bilgi Sistemi isimli sistem üzerinden, akademik çalışmalara ilişkin gerekli bilgi ve belgelerin yüklenmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Başvurularda sunulması gerekli bilgi ve belgelere ilişkin Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından yayınlanan kılavuzlar, Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları ile diğer duyurulardan bilgi alınabilmektedir.

  • Türkiye’de doktora yapmış;
  • tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık unvanı almış veya Üniversitelerarası Kurulun önerisi üzerine Yükseköğretim Kurulunca tespit edilen sanat dallarının birinde yeterlik kazanmış ya da doktora, sanatta yeterlik ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlığın yurt dışından alındığı hallerde, bu unvanın denkliğine sahip olan;
  • Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen merkezî bir yabancı dil sınavından en az elli beş puan veya uluslararası geçerliliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen bir yabancı dil sınavından buna denk bir puan almış olan;
  • doçentlik bilim alanının belli bir yabancı dille ilgili olması halinde ise bu sınavı başka bir yabancı dilde veren;

her dönem için yayınlanan Doçentlik Başvuru Şartları uyarınca asgari sayı ve nitelikte özgün bilimsel yayın ve çalışmalar yapmış olan kişiler doçentliğe başvuru yapabilmektedir.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 24. maddesinde doçentlik başvurularında adayların yayın ve çalışmalarına ilişkin esas ve usullerin Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği düzenlenmiş olup doçentlik başvuru ve değerlendirme süreci, bu kapsamda çıkarılan Doçentlik Yönetmeliği çerçevesinde yapılmaktadır.

DOÇENTLİK JÜRİSİNİ KİM OLUŞTURUR?

Her yıl Mart ve Ekim ayının yirminci günü başlayıp en geç ilgili ayın son çalışma günü mesai saati bitimine kadar yapılan doçentlik başvurularında süresi içinde başvurusunu tamamlayan doçent adaylarından her biri için, başvurulan bilim/sanat alanı göz önünde bulundurularak doçentlik dosyasını değerlendirmek üzere jüri kurulmaktadır. Doçentlik jürisi, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı bünyesinde bulunan Doçentlik Komisyonu tarafından atanmaktadır.

Doçentlik jürisini oluşturma yetkisine sahip olan Doçentlik Komisyonu, Doçentlik Yönetmeliği ile verilen görevleri yerine getirmek üzere kurulmuştur. Bu Komisyon, sosyal, fen-mühendislik, sağlık bilimleri ve güzel sanatlar alanlarından profesör unvanına sahip yirmi üç üyeden oluşmaktadır. Komisyon üyeleri, Üniversitelerarası Kurul Başkanının komisyon üye tamsayısının en az iki katı kadar önereceği aday arasından, Üniversitelerarası Kurul tarafından iki yıllığına seçilmektedir.

Görev süresi biten komisyon üyesi, Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu kararı ile bir defa olmak üzere yeniden iki yıl süre ile görevlendirilebilmektedir. Herhangi bir sebeple üst üste üç toplantıya katılmayan veya bir yıl içinde en az beş kez toplantıya katılmayan üyenin, üyeliği kendiliğinden sona ermekte ve durum kendisine bildirilmektedir. Herhangi bir nedenle boşalan üyelik için, Üniversitelerarası Kurul Yönetim Kurulu tarafından yeni üye seçilmekte ve seçilen yeni üye, yerine seçildiği üyenin kalan görev süresini tamamlamaktadır. Komisyon ilk toplantısında kendi üyeleri arasından bir başkan ve başkan vekili seçmektedir. Bu şekilde teşkil eden Doçentlik Komisyonu, her ay 1 kere toplanmaktadır.

Doçentlik Komisyonu, Üniversitelerarası Kurul tarafından belirlenecek objektif ve denetlenebilir yönteme göre her bir aday için doçentlik jürisinin asıl ve yedek üyelerini belirlemekte ve Üniversitelerarası Kurula sunmaktadır. Ayrıca jürilerde ortaya çıkan maddî hataları da Doçentlik Komisyonu düzeltmektedir. Doçentlik jürisine itiraz yolunun kullanılması halinde de bu itirazlar Doçentlik Komisyonu’na yapılmaktadır.

DOÇENTLİK JÜRİSİ NASIL BELİRLENİR VE KAÇ KİŞİDEN OLUŞUR?

Doçentlik jürisi, adayın doçentlik başvurusu yaptığı bilim/sanat alanı göz önünde bulundurularak beş asıl ve iki yedek olmak üzere toplam yedi kişiden oluşur. Ancak başvuru yapılan bilim/sanat alanında bu sayıyı tamamlamak için yeterli öğretim üyesinin bulunmuyor ise jüri, üç asıl ve bir yedek üyeden oluşturulur. Jürinin üç kişi olarak oluşturulması için de yeterli öğretim üyesi bulunmadığında ise en yakın bilim/sanat alanından tamamlanmak suretiyle üç asıl ve bir yedek üyeden jüri oluşturulur.

Ayrıca Doçentlik Komisyonu’nun 2017 tarihli toplantısında jüri üyelerinin görevlendirilmesine ilişkin ilkeler belirlenmiş olup Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın yönetim kurulu toplantısında da bu ilkeler kabul edilmiştir. Jüri üyelerinin hangi kriterlere göre belirlendiğine ilişkin detaylı açıklamalarımıza Doçentlik Jüri Üyelerinin Görevlendirilmesindeki İlkeler başlıklı makalemizden ulaşabilirsiniz.

KİMLER DOÇENTLİK JÜRİSİ OLARAK GÖREV YAPABİLİR?

Bir öğretim üyesinin doçentlik jürisinde görev alabilmesi için Devlet veya vakıf yükseköğretim kurumlarında 2547 sayılı Kanunun 26. Maddesine göre profesör olarak atanmış olması zorunludur. Doçentlik jürilerinde görev alabilecek profesör unvanlı öğretim üyelerinin listesi, Yükseköğretim Kurulu personel veri tabanındaki bilgiler esas alınarak belirlenir.

DOÇENTLİK JÜRİSİNDE GÖREV ALINMASINA ENGEL DURUMLAR NELERDİR?

Doçentlik jürisinde görev almaması gereken bir öğretim üyesinin doçentlik jürisinde bulunması halinde doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yolları kullanılabileceğinden kimlerin jürilik yapamayacağını bilmekte fayda bulunmaktadır.

Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın belirlemiş olduğu ve aşağıda belirtilecek olan durumlardan birinin varlığı halinde doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yolları kullanılabilecektir.

Doçentlik jürisinde görev alınmasına engel durumlar Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından şu şekilde belirlenmiştir:

  • Adayın tez danışmanı/ikinci/eş danışmanı olmak
  • Adayla aynı fakülte/enstitü/yüksekokul/konservatuvar/MYO veya üniversite ile afiliye olan hastanelerde çalışıyor veya son üç yıl içerisinde çalışmış olmak
  • Yargıya intikal eden ihtilaf ve/veya çalıştıkları kurum içindeki soruşturmada adayla taraf/karşı taraf olmak
  • Yargıya intikal eden ihtilaflarda ilgili mahkemece adaya bilirkişi olarak görevlendirilmek
  • Adayla akraba olmak, eş veya boşanmış olsalar bile üçüncü derece dahil kan bağı ile veya ikinci derece dahil sıhri hısım olmak
  • Adayla son üç yıl içerisinde ulusal ve/veya uluslararası nitelikli ortak proje ve/veya projelerde çalışmış/çalışıyor olmak
  • Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonlarınca incelenmek üzere sevk edilen adayın dosyasında bilirkişi olarak görev yapmış olmak
  • Yurt içinde/yurt dışında jüri görev süresini kapsayacak şekilde (ücretli/ücretsiz) görevli veya izinli olmak
  • Görev süresini kapsayacak şekilde sağlık raporlu olmak

Bu durumlardan birinin varlığı halinde jürilik yapılamayacağı hususu doçentlik jürisinde bulunan öğretim üyelerine Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından bildirilmekte olup bu durumda doçentlik jürisine atanan öğretim üyesinin bu durumu bildirerek jürilikten çekilmesi gerekmektedir.

Yine bu durumlardan birinin varlığı halinde doçent adayı da doçentlik jürisine karşı itiraz yolunu kullanabilecek olmakla birlikte bilindiği üzere Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı 2023 Ekim dönemi itibariyle jüri bilgilerini adayların erişimine açmayacağını, eser inceleme sonuç raporları ile birlikte jüri bilgilerinin öğrenebileceğini duyurmuştur. Bu uygulama ile eser inceleme sonucu açıklanmadan önceki süreçte doçentlik jürisine karşı itiraz yolunun kullanılmasının önüne geçilerek adayların hak arama özgürlüğü kısıtlanmıştır. Bu hukuksuz uygulamaya karşı hazırladığımız itiraz dilekçesi örneğini buradan bulabilirsiniz.

Avukata Sor

DOÇENTLİK JÜRİSİNE KARŞI İTİRAZ

Yukarıda belirtmiş olduğumuz üzere doçentlik jürisinin belirlenmesine ilişkin ilkeler ile doçentlik jürisinde görev alınmasına engel durumların çerçevesi çizilmiş olup eğer ki bu ilkeler ve durumlara uyulmadan bir jüri ataması yapılmış ise doçent adayının doçentlik jürisine karşı itiraz yolunu kullanma hakkı bulunmaktadır.

Doçentlik jürisine karşı itiraz yolu, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı Doçentlik Komisyonu’na verilecek bir dilekçe ile yapılmaktadır. Bu dilekçede hangi jüri üyesine hangi gerekçeler ile itiraz edildiği somut bir şekilde ortaya konulmalı, itiraz edilen jüri üyesinin dosyada jürilik yapmasına engel olan durum detaylı olarak izah edilmeli, bu kişinin jürilik yapması halinde objektiflik ilkesinin zedeleneceği net bir şekilde açıklanmalı, itiraz edilen jüri üyesinin üyelikten çıkarılması talep edilmelidir.

Bu şekilde hazırlanarak Doçentlik Komisyonu’na verilecek olan itiraz dilekçesi, yapılacak ilk komisyon toplantısında gündeme alınacak ve itiraz sonucu alınan karar adaya fiziki olarak tebliğ edilecektir.

İtirazın kabul edilmesi halinde jüri üyesi üyelikten düşürülecek olup itirazın reddi halinde ise bu durum, bahsi geçen jüri üyesinin aday hakkında bir iddia ileri sürmesi halinde başvurularak hukuki süreçte gündeme getirebilecek ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın tesis ettiği işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülebilecektir. Bununla birlikte açıkça jüride görev almaması gereken dosyada görev yapmaya devam eden ve çekilme talebinde bulunmayan jüri üyesinin de sorumluluğu doğabilecektir. Görevi kabul etmemesi gerektiğini bildiği halde dosyayı inceleyen ve aday hakkında haksız/dayanaksız bir iddia ileri süren doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yolları kullanılabilecektir.

DOÇENTLİK JÜRİSİ NASIL DEĞERLENDİRME YAPAR?

Doçentlik başvurusu yapan adayların dosyasını incelemek üzere atanan jüri üyeleri; öncelikle adayın eserlerinde bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık bulunup bulunmadığını incelemekte, etik ihlal bulunmuyor ise adayın asgari başvuru şartlarını sağlayıp sağlamadığına bakmakta, asgari koşullar bakımından da tespit edilen bir problem yoksa eser inceleme aşamasına geçmekte ve adayın eserlerinin bilim alanına katkısını inceleyerek başarılı/başarısız şeklinde görüş bildirmektedir. Bu usul Doçentlik Yönetmeliği m.6 hükmü ile belirlenmiş durumdadır.

DOÇENTLİK JÜRİSİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İDDİALAR NASIL KARARA BAĞLANIR?

Doçentlik jürisinin bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık iddiasına ilişkin değerlendirme raporları, ilgili Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu tarafından incelenmekte ve adayın etik ihlalde bulunup bulunmadığına karar verilmektedir. Jüri iddiası doğrultusunda etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın doçentlik başvurusu iptal edilmektedir.

Doçentlik jürisinin adayın asgari başvuru şartlarını sağlamadığı yönündeki değerlendirme raporları ise Doçentlik Komisyonu tarafından incelenmekte ve asgari başvuru şartlarını sağlamadığı tespit edilen adayın doçentlik başvurusu Doçentlik Komisyonu tarafından iptal edilmektedir.

Doçentlik değerlendirme jürisi, hakkında bilimsel araştırma ve yayın etiği ihlali bulmadığı ve asgari başvuru şartlarını sağladığını tespit ettiği adayın akademik çalışmalarının niteliği ve bilim/sanat alanına katkısını esas almak suretiyle “başarılı” veya “başarısız” bulduğunu belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir değerlendirme raporu hazırlamaktadır. Beş üyeden oluşan jürilerde en az üç üyenin, üç üyeden oluşan jürilerde ise en az iki üyenin adayı başarılı bulması halinde aday başarılı sayılmakta olup başarısız bulunan adayların doçentlik başvurusu iptal edilmektedir.

Jüri üyesi tarafından her üç aşamaya ilişkin olarak hazırlanan raporlar eğer ki haksız/dayanaksız/gerçeğe aykırı iddialar içermekte ise adayın doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet hakları gündeme gelmektedir.

DOÇENTLİK JÜRİSİNE KARŞI BAŞVURULABİLECEK HUKUKİ YOLLAR

Doçent adaylarının doçentlik başvurularının iptali işlemi yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere doçentlik jürisinin ileri sürdüğü iddialar doğrultusunda gerçekleşmektedir. Bu şekilde doçentlik başvurusu iptal edilen ve hakkında ileri sürülen iddianın dayanaksız/hukuka aykırı olduğunu düşünen doçent adayları doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ya da doçentlik jürisine karşı şikayet şeklindeki hukuki yollara başvurma hakkına sahiptir. Hatta doçentlik başvurusu iptal edilmese dahi hakkında jüri üyesince ileri sürülen iddia nedeniyle zarara uğrayan adayların doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yollarını kullanması mümkündür.

Ancak doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yollarının kullanılabilmesi için öncelikle jüri üyesinin ileri sürmüş olduğu iddianın yerinde olmadığının/doğru olmadığının tespit edilmiş olması gerekmektedir. Bu ise iki şekilde gerçekleşebilmektedir:

Birincisi, jüri üyesince ileri sürülen iddianın ilgili Komisyon tarafından reddedilmesi; ikincisi ise jüri üyesince ileri sürülen ve Komisyon tarafından kabul edilen iddianın hukuka aykırılığının bu işleme karşı açılan iptal davasında verilen yargı kararı ile tespit edilmesidir (doçentlik başvurusunun iptali işlemine karşı açılabilecek davalara ilişkin olarak Doçentlik Asgari Koşul İtiraz ve Dava, Doçentlik Eser İnceleme İtiraz ve Dava, Etik İhlal İtiraz ve Dava konularındaki makalelerimizi inceleyebilirsiniz). Her iki durumda da jüri üyesince ileri sürülen iddianın yerinde olmadığı ortaya konulmuş olmakta ve doçent adayının doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yollarına başvurma hakkı doğmaktadır.

Doçentlik jürisinin ileri sürdüğü dayanaksız ve hukuka aykırı iddia sebebiyle doçentlik jürisine karşı hukuki yollara başvuracak olan doçent adayı, jürinin cezai sorumluluğu kapsamında şikayette bulunabileceği gibi hukuki sorumluluğu kapsamında tazminat davası da açabilecektir.

Bu doğrultuda aşağıda doçentlik jürisinin hazırladığı rapor kapsamındaki hukuki ve cezai sorumluluğunun ne olduğu izah edilecek ve bu sorumluluk doğrultusunda doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava ve doçentlik jürisine karşı şikayet yollarının nasıl kullanılabileceği açıklanacaktır.

DOÇENTLİK JÜRİSİNİN CEZAİ SORUMLULUĞU NEDİR?

Doçentlik jürisinin cezai sorumluluğunu iki başlık altında değerlendirmek gerekmektedir. Bunlardan biri Türk Ceza Kanunu kapsamındaki sorumluluk, diğeri ise 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamındaki sorumluluktur. Hazırladığı rapor ile Türk Ceza Kanunu kapsamında suç olarak düzenlenmiş bir eyleme sebebiyet veren jüri üyesinin kanunda belirlenmiş yaptırım doğrultusunda cezai sorumluluğunun bulunmasının yanı sıra jüri üyesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında disiplin cezası gerektirir bir fiilde bulunması halinde de mezkur kanundaki disiplin cezası ile karşı karşıya kalmaktadır.

Karşılaştığımız jüri raporlarında; jüri üyeleri tarafından adayın akademik çalışmalarından ziyade kişisel özelliklerinin ya da şahsının değerlendirmeye tabi tutulduğu, hatta aday hakkında bir sosyal medya araştırmasına gidildiği, adayın siyasi görüşü, savunduğu fikirler, bağlı olduğu örgütler dikkate alınarak ya da çevresindeki diğer akademisyenlerin kim olduğuna bakılarak bir sorgulama yapıldığı, sırf bunlara dayalı olarak aday hakkında aşağılayıcı, dışlayıcı, küçük düşürücü ifadeler kullanıldığı raporlara rastlanılabilmektedir. Oysaki doçentlik jürilerine verilen görevin kapsam ve sınırları Doçentlik Yönetmeliği ile belirlenmiş durumdadır.

Genel anlamda doçentlik jürisinin görev ve yetkisi; adayın bilimsel çalışmalarını, bu çalışmaların alana katkılarını, özgün olup olmadıklarını, etik değerlere uygun olup olmadıklarını, adayın şartlara uygun başvuru yapıp yapmadığını değerlendirmekle sınırlıdır. Buna rağmen aday hakkında, bilimsel nezaket kurallarına aykırı, aşağılayıcı, küçük düşürücü ya da dışlayıcı söylemler içeren bir rapor hazırlanması adaylara doçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı şikayet ve doçentlik jürisine karşı dava yollarına başvurma hakkı vermekte; doçent adayları; kendileri hakkında sübjektif, soyut, maddi gerçeğe aykırı, küçük düşürücü, aşağılayıcı ya da saygınlığı zedeleyici ifadeler içeren raporlar hakkında; “görevi kötüye kullanma, iftira, hakaret” fiilleri bağlamında Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde ceza şikayetinde ve ayrıca disiplin mevzuatına göre de disiplin şikayetinde bulunma ve doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır.

Doçentlik Jürisinin Hazırladığı Rapor Nedeniyle Oluşabilecek Disiplin Suçları Nelerdir?

Aday hakkında ileri sürdüğü iddianın gerçek olmadığı tespit edilen jüri üyesinin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53. maddesinde “Kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme” cezasını gerektiren fiiller arasında düzenlenmiş olan “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle görev yapmakta olduğu üniversiteye şikayet dilekçesi verilebilecektir. Zira jüri üyesinin düzenlediği raporda ileri sürdüğü iddianın doğru olmadığı tespit edildiği takdirde düzenlemiş olduğu bu rapor gerçeğe aykırı hale gelmekte ve disiplin suçu olarak düzenlenmiş olan bu fiil işlenmiş olmaktadır.

Aday hakkında bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık iddiasında bulunan jüri üyesinin bu iddiasının yerinde olmadığı tespit edildikten sonra jürinin, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53. maddesinde “Aylıktan veya ücretten kesme” cezasını gerektiren fiiller arasında düzenlenmiş olan “Dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunmak” eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle görev yapmakta olduğu üniversiteye şikayet dilekçesi verilebilecektir.

Ancak burada kastın da arandığına dikkat edilmesi gerekmekte olup şikayetçi olunurken jüri üyesinin kasten böyle bir iddia ileri sürdüğünü gösterir deliller de oraya konulmalıdır. Jüri üyesinin ileri sürdüğü etik ihlal iddiasının dayanaksız ve yersiz olmasının yanı sıra kasten ileri sürüldüğünün tespiti halinde jüri üyesi “Dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunmak” eylemini gerçekleştirmiş olacak ve doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurulabilecektir.

Ayrıca Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’nin m.4/2-f hükmünde de “Dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olarak etik ihlal isnadında bulunmak” eylemi ayrı bir etik ihlal türü olarak düzenlenmiş durumdadır. Doçent adayına etik ihlal isnadında bulunan jüri üyesinin bu iddiasının dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olduğunun ispatı halinde bu maddeye dayalı olarak da doçentlik jürisini şikayet yoluna gidilebilecek ve görev yapmakta olduğu kuruma şikayet dilekçesi verilmek suretiyle jüri üyesinin bu etik ihlal eylemini işlediği bildirilebilecektir. Jüri üyesinin bahsi geçen etik ihlal eylemini işlediğinin tespiti halinde ise gerekli disiplin soruşturması başlatılacak ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda belirlenmiş olan ceza jüri üyesine uygulanacaktır.

Emsal olarak bir aday; hakkında etik ihlal iddiasında bulunan doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurmuş ve jüri hakkında “Dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunmak” eylemini gerçekleştirdiğinden bahisle disiplin soruşturması açılmıştır. Disiplin soruşturması neticesinde jüri üyesine disiplin cezası verildiğine ilişkin örnek kararlar daha sonra ayrıca paylaşılacaktır.

Doçentlik Jürisinin Hazırladığı Rapor Nedeniyle Türk Ceza Kanunu Kapsamında Oluşabilecek Suçlar Nelerdir?

Doçentlik jürisinin hazırladığı rapor doğrultusunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257.maddesinde düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma suçu meydana gelebilmektedir. Görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin görevi kapsamındaki bir işi yapmaması, ihmal etmesi veya geciktirmesi suretiyle görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu suçun kanundaki düzenlenişi şu şekildedir:

(1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için öncelikle kamu görevlisinin görevin gereklerine aykırı hareket etmesi veya görevin gereklerini yapmakta ihmal veya geciktirme göstermesi gerekmektedir. Ayrıca kamu görevlisinin bu fiili nedeniyle kişilerin mağduriyete uğraması veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanması gerekmektedir. Bu şartların bir arada gerçekleşmesi halinde görevi kötüye kullanma suçu işlenmiş olacaktır.

Doçentlik jürisinin; Üniversitelerarası Kurul Başkanlığınca kendisine verilen jüri üyeliği görevini ifası sırasında kamu görevlisi olduğu sabit olup dosyasını incelediği doçent adayı hakkında maddi gerçeğe aykırı bir iddiada bulunarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi neticesinde doçent adayının mağduriyetine sebep olduğunda görevi kötüye kullanma suçunun tüm unsurları meydana gelmiş olmaktadır. Böyle bir durumda doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurulabilecektir.

Bunun haricinde jüri üyesinin raporunda yer alan ifadelere göre hakaret ya da iftira suçları da meydana gelebilecektir.

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” ifadesiyle hakaret suçunu oluşturacak eylem tanımlanmış durumdadır. Bu suçun oluşması için yapılan eylem ile mağdurun saygınlığının hedef alınmış olması gerekmektedir.

Hakaret suçu, maddi bir neticeye yol açmayan, sadece davranışa odaklanan bir suç olduğundan kişilerin saygınlıklarını zedeleyebilecek söz ve davranışlar, somut olaylarla isnat edildiği gibi genel ve soyut ifadelerle de gerçekleştirilebilir. Jüri üyesince hazırlanan raporda adayın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmiş ise doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurulabilecek ve gerekli cezai soruşturmanın yapılarak jürinin cezalandırılması için şikayet dilekçesi verilebilecektir.

Yine Türk Ceza Kanunu’nun 267. maddesinde tanımlanmış olan iftira suçuna bakıldığında hakkında idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin suç olarak düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Yani, iftira suçunu işleyen kişi masum olduğunu bildiği bir kişiye suç atmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus kişinin hukuka aykırı bir fiil işlemediğini bildiği halde bu eylemin gerçekleştirilmiş olmasıdır.

Bir başka anlatımla; hazırladığı rapor ile iftira suçunu işlediğinden bahisle doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurulabilmesi için jüri üyesinin, maddi gerçeğin bu şekilde olmadığını bildiği halde doçent adayı hakkında yaptırım uygulanması amacı ile bir iddia ileri sürmüş olması gerekmektedir. Jüri üyesinin ileri sürdüğü iddianın aslında gerçekleşmediğini bildiği halde böyle bir iddiada bulunduğu ispat edilebiliyor ise doçentlik jürisine karşı şikayet yoluna başvurulabilecektir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki bu suçlar; jüri üyeliği görevi sırasında işlendiği ve anılan görevden kaynaklandığı için ceza soruşturmasının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca yapılması ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından oluşturulacak yetkili kurul tarafından men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme kararı alınması gerekmektedir. Bu nedenle ilgili şikayetler de Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na verilecek bir dilekçe ile yapılmalıdır.

DOÇENTLİK JÜRİSİNİN HUKUKİ SORUMLULUĞU NEDİR?

Doçentlik jürisinin görevi sırasında hazırladığı raporlar dolayısıyla cezai sorumluluğunun yanı sıra doçent adayları hakkında ileri sürdüğü hukuka aykırı iddialar nedeniyle adayların uğradığı zarardan da sorumluluğu doğabilmektedir.

Doçentlik Yönetmeliği ile belirlenen süreç doğrultusunda belirli bir inceleme ve değerlendirme sonucunda doçentlik unvanına hak kazanılmaktadır. Bu süreçte, adayın doçentlik başvurusunun haksız bir şekilde iptal edilmesinden ya da jüri üyesince haksız bir iddia ileri sürülmesinden kaynaklı olarak doçentlik unvanının alınması gecikebilmekte, dolayısıyla doçentlik unvanının gecikmeli olarak elde edilmesinden doğan zararların tazmini doçent adaylarınca talep edilebilmektedir. Bu durumda doçentlik jürisine karşı dava yolu kullanılarak uğranılan maddi zararların tahsili için tazminat davası açılabilecektir.

Yine jüri üyeleri tarafından düzenlenen raporlardaki kişilik haklarını rencide eden ifadelere karşı, kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle manevi zarara uğrayan doçent adayınca doçentlik jürisine karşı dava yolu kullanılarak manevi tazminat davası açılabilmesi de mümkündür.

İhbar ve şikayette bulunan kimse, elinde şikayetine konu edeceği olayın gerçekleştiğini gösterecek ciddi ve inandırıcı kanıtları bulunmadığı halde, sırf tahmin ve benzetmeye dayanarak ya da yeterli sayılamayacağı açık kanıtları yeterli sayarak bir suçlama yoluna gitmiş ise bu kişinin davranışında hukuka aykırılığın ve ağır kusurun varlığını kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda da elbette haksız ve sorumluluk doğuran bir eylem söz konusu olmaktadır. Bir şikayetin hukuk sınırları içinde olup olmadığının tespiti için birtakım kriterlerin bilinmesi gereklidir ve bu kriterler yargısal içtihatlar ile geliştirilmiştir. Bir isnat, suç teşkil etmeyebilir (iftira olarak kabul edilmeyebilir) ancak haksız şikayet niteliği taşıyabilir.

Şikayet hakkının kötüye kullanıldığından söz edebilmek için mutlaka şikayet olunanı kasten ve zarara uğratmak hedefiyle, bir başka anlatımla kin ve garezle hareket edilmiş olması gerekli değildir. Kişinin böyle bir davranışta bulunması kastın varlığı dışında kusurlu bir davranış niteliğinde olsa bile özellikle iddia edilen eylemin işlendiğine dair ortada hiç ya da yeterli delil yok ise şikayet hakkının kötüye kullanıldığının kabulü gerekmektedir ve bu durumda da manevi tazminata hak kazanılacaktır.

Doçentlik Avukatına Soru Sorabilirsiniz.

Avukata Sor - Akademik Hukuk Danışmanlıkdoçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava, doçentlik jürisine karşı şikayet

Doçentlik davaları sürecin spesifik olması ve kendine ait özel şartları olması açısından kritik bir süreçtir ve bu aşamada bir avukata danışmanın önemi büyüktür. Her avukat, doçentlik sürecinin gereklilikleri ve işleyişi hakkında derinlemesine bilgiye sahip olmadığı için, doçent adaylarının bu süreçte nasıl bir yol izlemesi gerektiği konusunda rehberlik edemez Doçentlik davalarında başvurudan sonuç aşamasına kadar bir avukata başvurmak, akademisyenlerin haklarını güvence altına almak ve  sürecinde daha etkili bir şekilde yer almak için hayati bir adım olacaktır. Alanında uzman Ankara doçentlik avukatınıza soru sormak için Avukata sor linkini tıklayarak sorabilirsiniz.

Bu Konuda Belirleyeceğiniz Gün ve Saatte Avukattan Online Danışmanlık Alabilirsiniz.

 

Avukat ONLİNE DANIŞMANLIK SİSTEMİ - Akademik Hukuk Danışmanlıkdoçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava, doçentlik jürisine karşı şikayet

Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.

 

Akademik Hukuk Danışmanlık İletişimdoçentlik jürisine karşı itiraz, doçentlik jürisine karşı dava, doçentlik jürisine karşı şikayet

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap