Doçentlik

Dava, Mart 2019 Döneminde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyolojisi Bilim Alanından doçentlik başvurusu yapan müvekkil tarafından,  eser/eserlerinde “haksız yazarlık, tekrar yayım” eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle Doçentlik Yönetmeliği’nin 7. maddesinin altıncı fıkrası uyarınca doçentlik başvurusunun iptal edilmesine ilişkin davalı idarenin 01.04.2020 tarihli ve E.3885 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Alanında önde gelen hocalardan oluşan bilirkişi raporunda özetle; “Tekrar yayım olduğu iddia edilen F..13 ve E. 14 numaralı kongre bildirileri incelendiğinde, her iki bildiriye de konu olan çalışmaların XXXX Hastanesinde yapıldığı, her iki çalışmada da yanı ilaçlarla aynı hasta grubunun tedavi edildiği, ancak E. 13 numaralı bildiride E. 14 numaralı bildiride rapor edilen 31 hasta yerine 33 hastanın olduğu gözlenmiştir. Ek olarak F. 13 numaralı bildiride, çalışmanın yapıldığı hastanenin Radyoloji Kliniğinden Dr. XXX da isminin eklendiği görülmekledir. Davacı ÜAK’ın kararına itirazında ikinci bildiride artmış hasta sayısının tekrar yayım durumunu ortadan kaldıracağını ifade etmektedir. Hastaların biyopsi işlemine katkıda bulunun XXX isminin ikinci bildiriye eklenmiş olması makul bir gerekçe olarak değerlendirilmiştir. Her ne kadar bu iki bildiri de içerik olarak aynı grup hastada aynı ilaçlar kullanılarak yapılmış olsalar da, birbirinin tıpatıp kopyası olarak değerlendirilmeleri hasta sayılarındaki farkılılıklar nedeniyle mümkün değildir. Öte yandan bu iki eserin karşılaştırması yapılırken dikkate alınması gerek en önemli husus, bu bildirilerin katılımcı profili birbirinden farklı iki ayrı tıp kongresinde sunulmuş olması ve bilimsel anlamda ayrıntılı içeriklerinin hakem eleştirisinden geçmemiş olmasıdır. Burada davacının asıl motivasyonunun az da olsa farklı içerikte olan verilerini farklı bilimsel platformlarda duyurma amacı olduğunu kabul etmek gerekir. Eğer bu veriler hakem değerlendirmesine tabi olan tıp dergilerinde tam metin bilimsel makale olarak yayınlanmış olsa “tekrar yayım” olarak değerlendirilebilecekken, sadece kısa bir sözlü sunum olarak birbirinden farklı iki kongrede sunulmuş olmasını aynı şekilde değerlendirmek mümkün değildir. Öte yandan davacının bu kapsamda hatalı olarak değerlendirilebileceği konu, bu bildirilerin her ikisi için de doçentlik başvuru dosyasında ayrı ayrı puan talebinde bulunmuş olmasıdır. Ancak bu eserlerden bir ya da her ikisi değerlendirme dışında tutulsa bile adayın doçentlik için sağlaması gereken asgari koşulları etkilemeyeceği de dikkate alınarak, bu durumun ihmal edilebilir bir hata olduğu kanısına varıldığı, davacının haksız yazarlık ve tekrar yayım konusunda usulsüz veya cezayı gerektirecek bir eylemde bulunmadığı ” yolunda görüş bildirilmiştir. Bu kapsamda davamızda öne sürdüğümüz hususlar bilirkişi heyeti tarafından da açıkça tespit edilerek mahkemeye bildirilmiştir.

Açıklanan nedenlerle, Ankara 16. İdare Mahkemesinin 17/03/2021 tarihli kararıyla dava konusu işlemin İPTALİNE karar verilmiştir.