Hatalı estetik ameliyattan kaynaklanan hukuki sorumluluk diğer malpraktis davalarında olduğu gibi maddi ve manevi tazminat şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda hatalı estetik ameliyatın ne olduğu, hatalı estetik ameliyat sonucu hangi davaların açılacağı ve hangi taleplerin yapılacağı ve hatalı estetik ameliyatlara örnekler mahkeme kararları yer almaktadır.

Estetik Ameliyat Nedir?

Estetik amaçlı cerrahî müdahaleler, kişinin doğuştan veya sonradan etki  sonucu ya da kendiliğinden oluşmuş görünüm bozukluklarını düzeltmek veya böyle bir durum söz konusu olmasa bile  insanların olduğundan daha güzel görünmesini sağlamak amacına dönük tıbbî-cerrahi müdahalelerdir. Bu müdahaleler sonucunda ortaya çıkan yanlış sonuçlarda ise hatalı estetik ameliyat nedeniyle tazminat söz konusu olmaktadır.

Tedavi Amacıyla Gerçekleştirilen Estetik Ameliyatlar

Günümüzde estetik ameliyatlar genelde  tedaviden ziyade daha güzel görünme amacıyla yaptırılmakatadır. Ancak tedavi amacıyla da yapılan estetik ameliyatlar hiç de azımsanmayacak seviyededir. Tedavi amaçlı esetetik operasyonlara örnekler verecek olursak;  doğuştan veya bir kaza sonucu burnunda şekil bozukluğu oluşan ve bu yüzden nefes alma zorluğu çeken kişi, estetik ameliyatla, hem düzgün görünümlü bir burna sahip olarak içine düştüğü olumsuz psikolojik durumdan kurtulacak ve nefes alma güçlüğünden kurtulduğundan daha kaliteli bir yaşama kavuşacaktır.

Güzelleşme Amacıyla Yapılan Estetik Ameliyatlar

Güzelleşme amacıyla yapılan estetik ameliyatlara yönelim son zamanlarda çok büyük bir hızla artmaktadır. Hatta o kadar ileri bir seviyeye ulaşmıştır ki; çok büyük bir sektör halini almıştır. Güzelleşme amacıyla yapılan estetik ameliyatlara örnek vermek gerekirse; kırışan yüze doku transferi, kalçalardan vakumla yağ aldırma, burun düzelttirme, gıdı aldırma, tombul yanakları incelttirme, silikonlu protez taktırarak dudak veya meme büyültme veya meme küçültme, meme dikleştirme, kulak küçültme veya kepçe kulak durumunu düzeltme, estetik karın germe, liposuction (estetik yağ alınması), yağ injeksiyonu, yüz germe, kaş kaldırma, göz kapağı estetiği, çene estetikleri, botoks gibi bir çok estetik operasyonu örnek olarak verebiliriz.

Dolaylı Tedavi Unsuru Olarak Estetik Ameliyatlar

Yukarıda açıklandığı  üzere, estetik ameliyatların bir kısmında sadece tedavi amacı; bazılarında ise, güzelleşme amacı yanında tedavi amacı güdülmektedir. Bu nedenle, bütün  estetik ameliyatın sırf güzel görüntü sağlamak için yapılan cerrahî müdahale kapsamında değerlendirilmesi doğru değildir. Bu noktada tıbbî müdahalenin tanımında yer alan  “doğrudan ya da dolaylı tedavi amacı”nın bulunması unsurunun  bedensel veya ruhsal tedaviyi düşünülürse,  tedavi amaçlı, ya da güzelleştirme amaçlı, isterse her iki amacı da birlikte güden estetik ameliyatlarda da bu unsur vardır.

Hatalı Estetik Ameliyatlarda Doktor ve Hastanenin Sorumluluğu

Hukukumuzda estetik cerrahın sorumluluğuna ilişkin özel bir düzenleme bulunmaktadır. Hekimlerin sorumluluğunda olduğu gibi, estetik cerrahların sorumluluğunda ortaya çıkan hukukî uyuşmazlıklar da, Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülmektedir. Hekim ile hasta arasında sözleşmesel bir ilişki yoksa bu durumda da yine  Borçlar Kanunu‘nun haksız fiile ilişkin hükümlerine göre uyuşmazlıklar çözülmektedir. Bu bakımdan hatalı estetik ameliyatlardan kaynaklanan sorumluluk gündeme geldiğinde diğer malpraktis davalarındaki süreçler söz konusu olacaktır.

Estetik cerrahî müdahaleleri  diğer cerrahî müdahalelerden  ayıran en önemli yanı, bu müdahalelerin  kişinin doğrudan dış görünüşünde değişiklik meydana getirmesidir. Estetik ameliyatlarda, estetik görüntü çok büyük önem arzettiğinden dolayı, ameliyatı gerçekleştirecek doktorun  dikkat ve özen yükümü en üst seviyede olmalıdır. Diğer cerrahlardan yüklendiği sorumlulukla birlikte,  estetik bir eser meydana getirme sorumluluğu da bulunmaktadır. Bu bakımdan istenilen ya da en başta vaadedilen görünüm oluşmadığında hatalı estetik ameliyattan bahsedilebilir.

Hatalı Estetik Ameliyatlar Sonucunda Açılabilecek Davalar

Hatalı estetik ameliyat sebebiyle tazminat davası açabilmek için şu sıralayacağımız hususların varlığı şarttır:

  • Davayı açacak kişinin vücudunda hatalı olduğunu düşündüğü tıbbi bir operasyon gerçekleşmiş olması,
  • Doktorun bu tıbbi operasyonda kusuru olması,
  • Davayı açacak kişi maddi ve manevi olarak zarar görmesi,
  • Son olarak tıbbi operasyon yapılan kişinin uğradığı zarar hekimin kusurlu davaranışı neticesinde vuku bulmuş olması.

Hastanın genel hükümlere göre talep edebileceği tazminat talepleri maddi ve manevi tazminatlardır. Hatalı estetik ameliyat sonucu istenecek maddi tazminat davasındaki tazminatın kapsamı TBK’nın 54. Maddesinde yer alan bedensel zararlar halinde talep edilebilecek tedavi giderleri; kazanç kaybı, çalışma gücünün azalması veya yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.

Hatalı estetik ameliyatlar sonucunda hastanın ölümü hallerinde ise TBK’nın 53. maddesi talep edilebilecek tazminat kalemleri; belirtilen cenaze giderleri, destekten yoksun kalma ve ölümden önceki tedavi masrafları ile çalışma gücünün kaybı şeklindeki maddi tazminat kalemleri talep edilebilecektir.

TBK’nın 56. maddesine göre ise manevi tazminat talepleri düzenlenmiştir. Hastanın Genel Hükümlere Göre Talep Edebileceği Tazminat Kalemleri ve hatalı estetik ameliyattan kaynaklı davalar şunlardır:

Maddi Tazminat Davaları

Hatalı estetik ameliyat sonucunda madur olan kişinin talep edebileceği maddi tazminat türleri TBK’nın ölüm ve bedensel zararlara ilişkin hükümlerinde düzenlenmiştir. Ölüm ve bedensel zarar olması  halinde TBK’ya göre talep edilebilecek tazminat türleri şu şekildedir:

  1. Ölüm

MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:

  1. Cenaze giderleri.
  2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
  3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
  4. Bedensel zarar

MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Destekten yoksun kalma tazminatı, sadece hatalı estetik ameliyat sonucunda meydana gelen ölüm halinde, ölenin yakınlarınca talep edilebilen bir tazminat türüdür. Hatalı estetik ameliyat sebebiyle ölen kişinin yakınları ölenin maddi  yardımı ve bakımından yoksun kaldıkları için uğradıkları bu maddi  zararın tanzimini talep edebilirler. Kanun hükmü gereğince, destekten yoksun kalma tazminatı açısından herhangi bir akrabalık bağı bulunmasına gerek yoktur.

Ölenin yakınları, destekten yoksun kalma tazminatını ölenin mirasçıları olarak değil kendi uğradıkları zarar için istemelidirler. Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden  önemli olan husus, ölenin maddi desteği ve bakımından yoksun kalmış olmaktır. Kanun destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişileri sınırlı sayıda  saymamıştır. Sadece  ölenin yakınları tabirini  kullanmıştır. Bu durumda ölenin bakma yükümlülüğü altında olan herkes, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecektir.

Kazanç Kaybı

Kazanç kaybı doktrinde haksız fiil olmasaydı kişinin elde etmesi muhtemel kazançlarını ifade eder şeklinde tanımlanmaktadır.

Çalışma Gücünün Azalması veya Kaybı

Çalışma gücünün kaybı, kişinin uğradığı bedensel zarar sonucunda çalışamadığı süre için uğradığı zararların tazminidir.  Mağdur kişinin çalışma gücünün azalma oranı veya kaybının tespiti bilirkişilerce marifetince hesaplanır.

Manevi Tazminat Davaları

Bedensel zarar ve ölüm halinde manevi tazminat ise T.B.K’nın 56. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:

“Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”

Hükümde görüldüğü  üzere manevi tazminat, bedensel bütünlüğün ihlali halinde kişinin duyduğu manevi  acıyı   karşılamak için verilen  bir tazminat türüdür.

Hatalı Estetik Ameliyatlar Sonucunda Açılabilecek Tazminat Davalarında  Görevli Ve Yetkili Mahkemeler

Hatalı estetik ameliyatlar nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Tüketici mahkemesinin olmadığı yerlerde bu davalara tüketici mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri bakar. Hatalı estetik ameliyatlardan kaynaklı davalarda yetkili mahkeme ise;

  • davalı tarafın yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi,
  • hastanın yerleşim yeri mahkemesi veya
  • operasyonun gerçekleştiği yer mahkemelerinden birisidir. Hasta bu yerlerden birisinde bulunan tüketici mahkemesinde tazminat davası açabilir.

Hatalı Estetik Ameliyatlar Sonucunda Açılabilecek Tazminat Davalarında Zamanaşımı

Hatalı estetik operasyon nedeniyle açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi BK 147. Maddesi uyarınca 5 yıldır. Hekimin tıbbi uygulamada ağır kusuru varsa zamanaşımı süresi BK 478. Madde uyarınca 20 yıl olacaktır. Hekimin hatalı uygulaması aynı zamanda suç teşkil ediyorsa, bu durumda Ceza Kanununda hükümlerine göre zamanaşımı belirlenecektir.

Hatalı Estetik Ameliyat ile İlgili Yargıtay Kararları

Hatalı estetik ameliyat nedeniyle tazminatı davası, herhangi bir am tıbbi hata nedeniyle zarara uğrayan kişilerin açtığı tazminat davası türüdür. Bu yazımızda çeşitli hatalı estetik ameliyatlar ve diğer hatalı tıbbi operasyonlar sebebiyle açılan davalarda yargıtay karar örneklerine yer vereceğiz.

Burun Estetiği Operasyonu İle İlgili Karar:

Hatalı estetik ameliyatlarından en sık yapılan ameliyatların başında burun estetiği ameliyatları gelmektedir.

1-Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 1993/131 Esas ve 1993/2741 Karar sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

 ”Davacı, estetik bir görünüm kazandıracağını ikna ve taahhüt ederek davalı doktorun burnunu ameliyat ettiğini ,fakat meslek hatası ve kusuru sonucu burnunun çöktüğünü ve yüzünün tamamen değişip çirkinleştiğini ileri sürerek açtığı davada  mahkemece Yüksek Sağlık Şurası raporuna görüşüne dayanılarak dava ret edilmiş,…Estetik ameliyatlarda, ameliyat yapan doktor, estetik görünüm konusunda belli bir teminat vermişse, taraflar arasındaki bu sözleşme eser sözleşmesidir.

Eser sözleşmesinde de vekâlet akdinde olduğu gibi yüklenici işi sadakat ve özenle yapmakla borçlu olup davalı doktor, mesleki bilgisinin tüm icaplarını yerine getirdiğini ispatla zorunludur. Ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraflarda eksik görünüm bakımından aleyhe oluşmuş çok açık farklılık halinde mahkeme Yüksek Sağlık Kurulunca verilmiş raporla yetinmeyip dosyayı tomarı ile Adli Tıp Büyük Kuruluna göndermeli ,davacı da muayene ettirilip zararın meydana gelmesinde tarafların ne derece kusurlu olduğu konusunda rapor alınmalıdır….”

2-Yargıtay Kararı – 15. HD., E. 2019/2716 K. 2019/3692 T. 30.9.2019 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Davacı, burun estetiği gayesiyle yani estetik amaçla davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır.

Somut olayda ise; dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan operasyondan sonra oluşan ve giderilemeyen şekil bozukluğunun başka bir uzman tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında davacıyı ikinci operasyon için çağırdıklarını ancak gelmediğini açıklamıştır. Davalının edimi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre sonuç taahhüdünü içermekte olup bu taahhüdün ilk operasyonda yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Güveni sarsılmış olan davacının ikinci operasyon için davalıya gitmesi beklenemeyeceğinden davacının burun ile ilgili estetik operasyon için yaptığı masrafın yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile hesaplattırılıp ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır…”

Göğüs Büyültme – Küçültme ve Dikleştirme Operasyonları İle İlgili Kararlar:

1-Yargıtay Kararı – 15. HD., E. 2020/1808 K. 2020/2925 T. 9.11.20 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.

Eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı, göğüs küçültme ve dikleştirme (toparlama) ve karın gerdirme gayesiyle yani estetik amaçla davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanması ve sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesi hususlarının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır.”

2-Yargıtay Kararı – 15. HD., E. 2018/3043 K. 2018/2820 T. 3.7.2018 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Mahkemece hükme esas alınan raporların dosya kapsamı ile bağdaştığı söylenemez. Şöyleki, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasında tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.

Eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Davacı, göğüslerinin büyütülmesi ve göz kapağı için estetik gayeyle davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır…”

Liposuction ( Yağ Aldırma )

1-Yargıtay Kararı – 15. HD., E. 2018/5523 K. 2019/801 T. 26.2.2019 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Yukarıda izah edilen açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olursa; davacıların annesine davalı hastanede davalı doktor tarafından yağ aldırma ameliyatı yapıldığı, 2 gün hastanede yattıktan sonra taburcu edildiği ve aynı gün vefat ettiği, yargılama sırasında gerek Adli Tıp Kurumundan gerekse … Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporunda davalıların kusuru bulunmadığı açıklanmıştır. Ne var ki; hukukçu bilirkişi tarafından isabetli şekilde belirtildiği üzere davalılar tarafından dosyaya sunulan 21.04.2005 tarihli muvafakatname başlıklı belge müteveffanın geçireceği ameliyatın riskleri hususunda aydınlatıldığının ispatı bakımından yeterli görülemez.

Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirildiği ispat edilmiş olmadıkça, hastanın rızası tıbbi müdahalenin hukuka uygunluğu için yeterli kabul edilemeyecektir. O halde mahkemece, davacıların annesi olan müteveffanın geçireceği ameliyatın riskleri konusunda aydınlatıldığının ispat edilemediği ve davacıların zararlarının tazmin edilmesi gerektiği hususu ile birlikte davalı şirketin davalı doktor ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunmadığına ilişkin savunmasının davalı şirketin sorumluluğunu ne şekilde etkileyeceği değerlendirilerek davalı şirketin davacıların zararlarından sorumlu olup olmadığı hususunun tartışılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

2-Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2015/17955 K. 2017/2959 T. 13.3.2017 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Dosya kapsamına göre, davacının karın bölgesindeki yağlanmanın giderilmesi amacı ile karın germe ameliyatı yapılması konusunda davalı hekim ile anlaştıkları, ancak yapılan operasyon sonucunda oluşan yara iltihaplanması ve açması sonucu ilk ameliyattan sonra birkaç kez daha tıppi müdahalede bulunulduğu ancak davacının şikayetlerinin devam etmesi sonucu bir başka hekim tarafından yapılan müdahale ile davacının tedavisinin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Davaya dayanak yapılan maddi olgu, karın bölgesinin estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan biçime uygun güzel bir görünüm kazandırılmasıdır. Varılmak istenilen sonucun ve buna dayalı olguların hukuki nitelendirilmesi yapıldığında ise, yanlar arasında BK’nun 355 ve devamı (TBK’nun 470 ve devamı) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.

Eser sözleşmelerini, diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi de sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Burada, vekâlet akdindeki gibi sonuç taahhüt edilmeksizin sadece bir işin görülmesi taahhüdü bulunmamakta, bir eserin-sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf, yani yüklenici, BK’nun 356/1 (TBK’nun 471/1) maddesi ve işin mahiyeti gereği, işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınması anlamını taşır.

Eser yüklenicinin sanat ve beceriyi gerektiren, bir emek sarfı ile gerçekleştirilen sonuçtur. Yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, davalı yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Burada belli bir sonucun ortaya çıkması amaçlanır. Meydana getirilen eserin iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulmuş olur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması aranır. Aksi halde eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Ayıplı eseri meydana getiren yüklenici ise ortaya çıkan ayıp ve eksiklerden ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle sorumludur…”

Kepçe Kulak Operasyonu

1-Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2016/5806 K. 2017/7762 T. 23.5.2017 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Davaya dayanak yapılan maddi olgu, kepçe kulak ameliyatı yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan biçime uygun güzel bir görünüm kazandırılmasıdır. Varılmak istenilen sonucun ve buna dayalı olguların hukuki nitelendirilmesi yapıldığında ise, yanlar arasında TBK’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği açıktır.”

2-Yargıtay Kararı – 15. HD., E. 2017/2286 K. 2017/3847 T. 7.11.2017 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Davada herhangi bir tıbbi rahatsızlıktan bahsedilmeksizin estetik amaçlı kepçe kulak ameliyatı yaptırıldığı, davalı yüklenicilerin sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle davacının maddi ve manevi zarara uğradığı ileri sürülmektedir. Kepçe kulak diye tabir edilen kulağın görünümündeki normal dışı büyüklüğün giderilip kulak ve yüze güzel bir görünüm kazandırılması işlemi estetik bir işlem olduğu ve sonuç olarak tedavi değil güzelleşme amaçlandığından tarafların arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil sözleşme ve ilk müdahale yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı ile 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir.

Eser sözleşmesinin varlığı halinde uyuşmalığın da eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Eser sözleşmelerinin diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran en önemli farklı sonuç sorumluluğu, yani tarafların anlaşmaları doğrultusunda yüklenicinin bir sonucu meydana getirmeyi taahhüt etmesidir. Sonucu taahüt eden yüklenici Türk Borçlar Kanunu’nun 471. ve Borçlar Kanunu’nun 356. maddesi uyarınca iş sahibinin yararını gözeterek özen görevini sadakatle yerine getirmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davaranışları esas alınacaktır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapma, zararına olacak şeyleri yapmama anlamını da ifade eder…”

Saç Ekimi Operasyonu

1-Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2013/18772 K. 2014/3360 T. 5.3.2014 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Adli Tıp Kurumunun 19.10.2011 tarihli Raporu ile, Almanya’dan gelerek saç ektiren fakat saç çizgisinin yamuk olduğu iddiasında olan 1963 doğumlu Ö.. D.. hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin incelenmesinde, saç ekimi planlanırken kişinin önceki doğal görümüne en yakın olması gerektiği, alın bölgesinin eğimli olduğu, saçta ve alın bölgesinde mutlak bir simetrinin olmasının mümkün olmadığı, saç ekimi işleminden bir ay sonra ekilen saçların bir kısımının dökülmesinin olağan olduğu, kişinin anamnezdinde 2000 senesinde başka bir saç ekimi hikayesi olduğundan 2. kere yapılan müdahalede ne kadar ekim yapıldığı ayrımının yapılamayacağı, bu tür işlemlerde vücudun verdiği farklı sonuçlar alınabileceği, dolayısı ile yapılan uygulamaların tıp kurallarına uygun olduğu belirtilmiştir.

Dosya kapsamından, davacıya yapılan saç ekim operasyonunun tıbbi kurallara uygun olarak yapıldığı, davacının operasyon öncesi bilgilendirildiği ve muvafakatinin alındığı, davacının operasyon nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığına ilişkin iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır.”

2-Yargıtay Kararı – 5. HD., E. 2021/7363 K. 2021/11142 T. 11.10.2021 sayılı hatalı estetik ameliyat kararı :

“…Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte, davacı ile davalı arasında yapılan anlaşmaya göre davacının başının ön ve tepe bölgesine saç nakli gerçekleştirildiğini, davacının bu işlem karşılığında 6.000,00-TL ödediğini, ameliyat gerçekleştikten sonra davacının ilaçları düzenli olarak kullanmış olmasına rağmen hiç bitmeyen ağrılar çektiğini, yüz bölgesi ve kafa bölgesinde kanamalar olduğu gibi şişlikler de oluştuğunu,

…operasyon sonrasında uygulanması gereken prosedürlerin davacı tarafından tamamen uygulandığını, ameliyatı gerçekleştiren Dr. … ve klinikte diğer Op.Dr … . ile yapılan görüşmelerde saçların çıkmasının 3-6 ayı bulabileceğini, sabırlı olunmasının gerektiği belirtilse de gelinen bu süreçte davacıya yapılan saç ekiminin başarısız olduğu gibi daha çok saç kaybına uğradığını, müvekkilinin ameliyat sonrasında oldukça zorlu bir süreç atlattığını, ayrıca davalıya 28/01/2020 keşide tarihli Eskişehir …. Noterliğinden 02414 yevmiye numarası ile zararın giderilmesinin ihtar edilmesine karşın davalının cevap vermediğini, açıklanan bu sebeplerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.000,00-TL maddi tazminatın, 5.000,00-TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir…”

HATALI ESTETİK AMELİYAT SONUCUNDA İZ KALMASI TAZMİNAT DAVASI

Hatalı estetik ameliyatlardan bir kısmına ise vücutta iz kalması söz konusu olabilir. Bu durumun birkaç örneği aşağıda yargıtay kararlarında geçtiği şekliyle verilmiştir.

LAZER EPİLASYAON SONUCU İZ KALMASINA YÖNELİK YARGITAY KARARI

Hatalı Estetik Ameliyat Yargıtay Kararı – (12. CD., E. 2013/20420 K. 2014/13908 T. 05.06.2014)

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Medikal estetik doktoru olan sanığın, katılanın kol ve bacaklarında lazer epilasyon sonrası oluşmuş bir takım pigment lekeleri ve izlerin tedavisi için fraksiyonel lazer tedavisini önerdiği, sanığın sahibi olduğu Estetik Merkezi’nde sanık tarafından iki seans halinde uygulandığı, ilk seansın 5 Şubat 2010 tarihinde yapıldığı, seanstan sonra katılanın vücudunda yanıklar oluştuğu,

…iki hafta sonra yanıklarda oluşan kabukların soyulduğu ve cilt renginde düzelmeler olduğu bunun üzerine 19 Mart 2010 tarihinde ikinci seansın yapıldığı, katılanın iddiasına göre 3. seansa gerek kalmaması için 2. seansta ısı düzeyinin arttırıldığı ve ikinci seanstan sonra 1 ay boyunca tansiyon düşüklüğü ile iki kol ve bacağında ağır yanıklar oluştuğu, sanığın yanıkların zamanla geçeceğini her şeyin normal olduğunu söylediği ve yanıklara hiçbir tedavi uygulamadığı gibi bahsedilen lazer tedavisinin muhtemel sonuçları ve yan etkilerinin katılana anlatılmadığı, ilk seanstan sonra cildinin yeni bir seansı daha kaldırıp kaldıramayacağı kontrol edilmeden 2. seansın yapıldığı, yüksek dozda yapılan uygulama ile kol ve bacaklarının iz bırakacak şekilde yandığından bahisle şikayetçi olduğu olayda ,

Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 5 kasım 2012 tarihli raporunda: “fonksiyoneL lazer işleminin yapıldığı tarihlere ait yapılan işlem ve süresi ile ilgili tıbbi kayıtları mevcut olmamakla birlikte iki seans arasındaki süre dikkate alındığında 2. seansın erken yapılmış olduğunun anlaşıldığı, bu durumun da fraksiyonel lazer işlemine bağlı gelişen lezyonların iyileşme süresinin uzamasına neden olabileceği, kişinin kurulumuzca 6.5.2011 tarihinde yapılan muayenesinde epilasyon yapılan ve yapılmayan alanlar arasında belirgin cilt değişikliği tesbit edilmediği, fraksiyonel lazer işlemi akabinde gelişen cilt lezyonlarının her lazer işlemi sonrasında da ortaya çıkabilecek komplikasyonlardan olduğu cihetle Dr.N.. D..’in eylemine kusur atfedilemeyeceği” belirtilmekle mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BOTOKS SONUCU İZ KALMASI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI

Hatalı Estetik Ameliyat Yargıtay Kararı – (12. CD., E. 2013/25573 K. 2014/19776 T. 14.10.2014)

Suç tarihinde plastik cerrah olan sanığın, katılana estetik amaçlı botoks, gerdirme, peeling amaçlı tıbbi müdahalelerde bulunduğu ve bunun neticesinde katılanın yanak, kulak önü ve arkalarında yara izlerinin kaldığı ve Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 10/06/2009 tarih A-3491 sayılı katılanın kati raporuna göre, bu yaraların basit tibbi müdahale ile giderilebilecek şekilde hafif nitelikte olmadığının bildirildiği, bu sağlık raporunun hükme esas alındığı, ancak ilgili raporda katılanda meydana gelen yaraların doktor hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığına ilişkin her hangi bir saptama bulunmadığı anlaşılmakla, maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkartılması bakımından, ilgili Adli Tıp Kurulundan veya Yüksek Sağlık Şurasından, sanığın olaydaki kusur durumuna ilişkin rapor alınmasından sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyizi bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

YANAK KILLARININ LAZERLE TEMİZLENMESİ SIRASINDA OLUŞAN YANIKLAR

Hatalı Estetik Ameliyat Yargıtay Kararı – (3. HD., E. 2014/19681 K. 2015/15751 T. 14.10.2015)

Hal böyle olunca, davalıların uyguladığı hatalı lazer epilasyon işlemi sonucunda, davacı iş sahibinin istediği sonuca ulaşamadığı, yüzünde yanıklar meydana geldiği, çektiği sıkıntı ve ızdırap da dikkate alındığında, davacı lehine uygun oranda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

YÜZ GERME SONRASI CİLTTE OLUŞAN HİS BOZUKLUKLARI

Hatalı Estetik Ameliyat Yargıtay Kararı – (15. HD., E. 2020/1854 K. 2021/619 T. 3.3.2021)

Davalı şirket vekili, aydınlatılmış onam formunda bütün olasılıklar konusunda davacının bilgilendirildiğini, operasyonun usulüne uygun yapıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş, davalı doktor vekili ise cevap dilekçesinde, davacının yüzde kırışıklık ve çene altında yağ birikmesi şikayetleriyle kendisine başvurduğunu, ameliyatla ilgili tüm bilgilerin ayrıntılı şekilde verildiğini, ameliyatın tıbbi usullere uygun ve titizlikle yapıldığını, davacının son kontrol muayenesine gelmediğini ve herhangi bir şikayette bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiş,

..mahkemece de Adli Tıp Kurumu’nun 22.03.2019 tarihli raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşme ile davacıya estetik müdahalelerde bulunulması kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin niteliği itibariyle hekim ile hasta arasındaki tedaviye ilişkin sözleşmeden farklı olduğu ve eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.

Eser sözleşmesini düzenleyen TBK’nın 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemeyi üstlenmesidir. Eser sözleşmesinin niteliği gereği yüklenici sonucu garanti etmektedir. Komplikasyonlarda ise aydınlatma yükümlülüğü ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılması yine yüklenicinin (hekimin) sorumluluğundadır. Davacı, yüz gerdirme ve çene altı yağ alma gayesiyle yani estetik amaçla davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır.

Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır. Somut olayda ise; mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu’nun 22.03.2019 tarihli raporunda, kişinin isteği üzerine yapılan submental liposuction ve klasik yüz germe operasyonunun tekniğinin doğru olduğu, operasyondan sonra gelişen yanaklarda hissizlik ve elektrik çarpması hissinin her türlü dikkat ve özene rağmen yüz germe ameliyatlarından sonra gelişmesi beklenen durumlardan olduğu,

..zaman içerisinde bu yakınmaların gerileyebileceği, yapılan ameliyatın niteliği ve ameliyat sahası dikkate alındığında dava konusu operasyondan sonra geliştiği iddia olunan işitme kaybı ile operasyon arasında neden sonuç ilişkisinin kurulamadığı, dolayısıyla ilgili hekimin eylemlerinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde idaresinin organizasyon hatasının tespit edilemediği belirtilmiş ve mahkemece de bu rapor gözetilerek dava reddedilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacı yanın gerek yüz germe ve gerekse yağ dokusu alınması ile ilgili isteminin davalı doktor tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde,

..hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun olduğu yönündeki görüş yeterli olmayıp, ayrıca davacının isteklerinin karşılanıp karşılanmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen yüz germe ve yağ dokusu alma ile ilgili olarak; hekimin edimini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı, komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları tartışılıp değerlendirilmek üzere, aralarında üniversitelerden seçilecek akademik kariyere sahip Estetik Plastik ve Rekonstrüktif cerrahisi konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle gerektiğinde davacı da muayene edilerek, dosyadaki belge ve bilgiler incelenerek alınacak rapora yapılacak itirazlar da dikkate alınıp hekim ve istihdam eden sıfatıyla davalı hastane işleticisinin sorumluluğu saptanıp, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.

Eksik inceleme ve yetersiz rapora dayanılarak karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

Hatalı Estetik Ameliyatlardan Tazminat İçin Sağlık Hukuku Avukatı Seçimi

Sağlık Hukuku ile ilgili mevzuat, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Avukatlık Kanunu veya başka herhangi bir mevzuatta ‘sağlık hukuku avukatı’ adı altında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Sağlık hukuku avukatı, malpraktis davaları, hatalı estetik ameliyat davaları ve işlemlerinde uzmanlaşmış veya çalışmalarını bu alanlara yoğunlaştırmış bir avukatı ifade eder.

En İyi Ankara Sağlık Hukuku Avukatları Akademik Hukuk & Danışmanlık’ta

Ankara sağlık hukuku avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte hatalı estetik ameliyatlar konusunda ofise gelmeden istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.