ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması hususunu üniversite ve akademisyen yönünden değerlendirdiğimiz bu makalenin sonunda ÜAK’ı YÖK Denetleme Kuruluna şikayet dilekçesi paylaşılmıştır.
Bu makalede şu soruları değerlendirdik:
- ÜAK akademisyenlerin ya da üniversitenin disiplin amiri midir?
- ÜAK üniversitelere ceza vermesi noktasında emir verebilir mi?
- ÜAK’ın üniversite disiplin soruşturmasında rolü var mıdır?
- ÜAK Etik Komisyon incelemesi başka bir kurum olan üniversitenin soruşturmasının bir parçası mıdır?
Bu makalemizin özeti ise şudur:
- Doçentlik başvurusunun iptalinde yetkili kurum ➽ Üniversitelerarası Kurul (ÜAK)
- Disiplin soruşturmasının yürütülmesinde yetkili kurum ➽ Üniversite
Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) bünyesinde incelemeler yapan bilimsel araştırma ve yayın etiği komisyonlarının etik ihlal bulunduğu yönündeki kararları mevzuata istinaden gereği yapılması için etik ihlal yapan kişinin kurumuna gönderilmektedir. Son dönemde ÜAK disiplin amiri gibi davranarak kurumlara “biz ihlali bulduk siz 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda karşılık gelen cezayı verin” minvalinde yazılar göndermektedir. Bu yazılar ÜAK’ın yetkisini aştığının göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu makalemizde ÜAK’ın, kendi tespit ettiği etik ihlallere istinaden üniversitelere ceza vermeye zorlayan yazılarının hukuka aykırılığından ve aykırılıkla ilgili ÜAK şikayetinden bahsedilecektir. Doçentlik başvurusu yapan kişi her zaman bir üniversitede ya da yükseköğretim kurumunda çalışmayabileceğini göz önünde bulundurarak yazımızda sadece disiplin amiri üniversite makamları olan kişiler hakkında gönderilen yazılardan ve bu kişilerin göndereceği üak şikayet dilekçesinden bahsedilecektir.
İçindekiler
- ÜAK AKADEMİSYENLERİN VE ÜNİVERSİTENİN DİSİPLİN AMİRİ MİDİR?
- ÜAK’IN ETİK İHLAL CEZALARI NELERDİR?
- ÜAK ETİK KOMİSYONLARININ KARARLARI İCRAİ NİTELİKTE MİDİR?
- ÜAK ETİK İHLAL KARARINA DAVA AÇILMASI ÜNİVERSİTE DİSİPLİN SORUŞTURMASINI ETKİLER Mİ?
- ÜNİVERSİTEDE ÇALIŞAN DOÇENT ADAYININ DİSİPLİN AMİRİ KİMDİR?
- ÜAK’IN ÜNİVERSİTELERİ DİSİPLİN CEZASI VERMEYE ZORLAMASI İLE İLGİLİ ÜAK ŞİKAYET DİLEKÇESİ
ÜAK AKADEMİSYENLERİN VE ÜNİVERSİTENİN DİSİPLİN AMİRİ MİDİR?
2547 sayılı kanunun 53. maddesinde kimlerin disiplin amiri olacağı ve disiplin sürecinin nasıl yürütüleceği açıkça belirlenmiştir. Söz konusu madde incelendiğinde ÜAK’ın hiçbir öğretim üyesinin, diğer elemanlarının ve yükseköğretim kurumlarının disiplin amiri olmadığı açıkça ortadadır. Buna rağmen ÜAK Etik Komisyonu’nun etik ihlal tespit ettiği kişilerle ilgili üniversitelere gönderdiği yazılar incelendiğinde görüleceği üzere incelenmeksizin ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlamasına dair işlemler karşımıza çıkmaktadır. görülecektir.
ÜAK’IN ETİK İHLAL CEZALARI NELERDİR?
ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması mevzuat gereği ÜAK Etik Komisyonu tarafından yapılan etik ihlal tespitlerine binaen tesis ettiği işlemlerde görülmektedir. ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması şu etik ihlal eylemleri sonrasında ortaya çıkmaktadır:
- İntihal: Başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermek,
- Sahtecilik: Bilimsel araştırmalarda gerçekte var olmayan veya tahrif edilmiş verileri kullanmak,
- Çarpıtma: Araştırma kayıtları veya elde edilen verileri tahrif etmek, araştırmada kullanılmayan cihaz veya materyalleri kullanılmış gibi göstermek, destek alınan kişi ve kuruluşların çıkarları doğrultusunda araştırma sonuçlarını tahrif etmek veya şekillendirmek,
- Tekrar yayım: Mükerrer yayınlarını akademik atama ve yükselmelerde ayrı yayınlar olarak sunmak,
- Dilimleme: Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde parçalara ayırıp birden fazla sayıda yayımlayarak bu yayınları akademik atama ve yükselmelerde ayrı yayınlar olarak sunmak,
- Haksız yazarlık: Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek veya olan kişileri dâhil etmemek, yazar sıralamasını gerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde değiştirmek, aktif katkısı olanların isimlerini sonraki baskılarda eserden çıkartmak, aktif katkısı olmadığı hâlde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar arasına dâhil ettirmek,
- Destek alınarak yürütülen araştırmalar sonucu yapılan yayınlarda destek veren kişi, kurum veya kuruluşlar ile bunların katkılarını belirtmemek,
- Henüz sunulmamış veya savunularak kabul edilmemiş tez veya çalışmaları, sahibinin izni olmadan kaynak olarak kullanmak,
- Yayınlarında hasta haklarına riayet etmemek,
- İnsanlarla ilgili biyomedikal araştırmalarda veya diğer klinik araştırmalarda ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranmak,
- İncelemek üzere görevlendirildiği bir eserde yer alan bilgileri eser sahibinin açık izni olmaksızın yayımlanmadan önce başkalarıyla paylaşmak,
- Bilimsel araştırma için sağlanan veya ayrılan kaynakları, mekânları, imkânları ve cihazları amaç dışı kullanmak,
- Bilimsel bir çalışma kapsamında yapılan anket ve tutum araştırmalarında katılımcıların açık rızasını almadan ya da araştırma bir kurumda yapılacaksa ayrıca kurumun iznini almadan elde edilen verileri yayımlamak,
- Araştırma ve deneylerde; hayvanlara ve ekolojik dengeye zarar vermek, çalışmalara başlamadan önce alınması gereken izinleri yetkili birimlerden yazılı olarak almamak, mevzuatın veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ilgili araştırma ve deneylere dair hükümlerine aykırı çalışmalarda bulunmak,
- Araştırmacılar veya yetkililerce, yapılan bilimsel araştırma ile ilgili olarak muhtemel zararlı uygulamalar konusunda ilgilileri bilgilendirme ve uyarma yükümlülüğüne uymamak, ı) Bilimsel çalışmalarda, diğer kişi ve kurumlardan temin edilen veri ve bilgileri, izin verildiği ölçüde ve şekilde kullanmamak, bu bilgilerin gizliliğine riayet etmemek ve korunmasını sağlamamak,
- Akademik atama ve yükseltmelere ilişkin başvurularda bilimsel araştırma ve yayınlara ilişkin yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunmak.
- Akademik teamüllere aykırı olarak bir doçent adayında etik açıdan beklenmeyen tutum ve davranışlarda bulunmak.
ÜAK disiplin cezası verme yetkisini bu eylemlere dayandırsa da bu ihlalleri tespit ettikten sonra ancak doçentlik başvurusunu iptal edebilir. Bununla birlikte ÜAK, kendi kurumu haricindeki memurlar ve akademik personel için disiplin sürecinin bir parçası olamaz. ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması kendisini soruşturmacı olarak görmesi anlamına geleceğinden kurumları disiplin cezası vermeye zorlayamaz.
ÜAK ETİK KOMİSYONLARININ KARARLARI İCRAİ NİTELİKTE MİDİR?
ÜAK Etik komisyonlarının kararları icrai ve nihai nitelikte değildir. Bu bakımdan etik komisyon kararını onaylayan ve uygulanabilir hala getiren bir idari işleme muhtaçtır. Bu işlem ise ÜAK Genel Sekreterliği tarafından yazılan üst yazılardır. Bu üst yazılar etik inceleme yapılan adaya, adayın çalıştığı kurum varsa kuruma ve işlemden etkilenen diğer kişi ve kurumlara gönderilir.
Gönderilen bu yazılarla ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması söz konusu olmaktadır. Farklı bir anlatımla Etik Komisyonların değil yetkili makam olarak ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması söz konusu olmaktadır.
ÜAK ETİK İHLAL KARARINA DAVA AÇILMASI ÜNİVERSİTE DİSİPLİN SORUŞTURMASINI ETKİLER Mİ?
Bu sorunun cevabı aslında ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlamasının hiçbir şekilde hukuka uygun olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. Zira ÜAK’ın üniversitelere disiplin cezası verilmesi için yazdığı yazı sonucu üniversiteler disiplin soruşturması açmakta ve disiplin cezası verebilmektedir.
Üniversiteler tarafından verilen disiplin cezası işlemi, ÜAK’ın etik ihlalden dolayı doçentlik başvurusunu iptal ettiği işlemden farklı bir işlemdir. Bu sebepledir ki hukuki yollardan işlemin iptali için dava açmak isteyenlerin iki farklı dava açması gerekmektedir.
ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması doğru olsaydı yani ÜAK’ın etik ihlal tespitine istinaden üniversiteler sadece ceza uygulayıcı rolünde olsalardı iki farklı dava açılmasına gerek olmazdır. Başka bir anlatımla ÜAK etik ihlal neticesinde doçentlik başvurusunun reddine dava açıldığında ve bu işlem iptal edildiğinde üniversitede verilen disiplin cezasının da iptal olması gerekirdi.
Nasıl ki ÜAK’a karşı açılan dava sonucunda iptal kararı verildiğinde sadece ÜAK etik komisyonun tespitinin yanlış olduğu ve etik ihlal verilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılıyor ve bu iptal kararı üniversitedeki disiplin cezasını ortadan kaldırmıyorsa ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması sonucu üniversitenin doğrudan ceza vermesi de yerinde olmayacaktır.
Hal böyle iken bir de üniversite disiplin cezasına iptal davası açıldığında üniversitenin durumunu bir düşünün. ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması sonucu üniversite disiplin cezası vermiş olsun. Mahkeme sürecinde üniversite neyi savunacak? Başka bir kurum olan ÜAK’ın yaptığı tespiti mi savunacak. Dava üniversite aleyhine sonuçlanarak disiplin cezası iptal oldu diyelim. Üniversite aslında ÜAK’ın zorlaması sonucu aldığı kararı hukuk düzeninden kaldıracaktır. Bu bakımdan üniversitenin savunabileceği ve gerekirse hukuka aykırı bulunan işlemini kaldırabileceği ve hukuka uygun bir karar alabileceği süreç içerisinde bulunmaya ihtiyacı vardır.
Farklı bir bakış açısıyla üniversite ÜAK’ın kararına uymadığında ÜAK’ın üniversiteye karşı bir yaptırımı söz konusu olabilir mi? sorusu sorulabilir. ÜAK üniversitenin de akademisyenin de disiplin amiri olmadığından ya da ÜAK-Üniversite arasında farklı bir üst-alt ilişkisi bulunmadığından ÜAK üniversiteyi kendi tespiti yönünde işlem yapmaya zorlayamaz. ÜAK’ın bunun için bulduğu çözüm ise üniversiteye karşı değil doçent adayına karşıdır. Eğer üniversite, ÜAK’ın kendi tespiti yönünde işlem yapmazsa adayın Doçentlik Bilgi Sistemini aktif hale getirmemek şeklidedir. Bu aktif hale getirmeme durumunun ise hiç bir mevzuatta yeri yoktur.
Sonuç olarak ÜAK’ın işlemleri sırf idari kurum olduğu için hukuka uygunluk karinesinden yararlandığından ve birçok işleminin yargı kararı ile iptal edildiği ortada olduğunda hukuka uygun olup olmadığı şüpheli olan bu işlemleri üniversitelerin sorgusuz sualsiz uygulaması ve disiplin cezası vermesi durumunda hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması hukuka aykırıdır.
ÜNİVERSİTEDE ÇALIŞAN DOÇENT ADAYININ DİSİPLİN AMİRİ KİMDİR?
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53. maddesine göre Yükseköğretim Kurulu Başkanı üst kuruluşlar, rektörler ve bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürlerinin; rektör, üniversitenin; bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürü, bağımsız vakıf meslek yüksekokulunun; dekan, fakültenin; enstitü ve yüksekokul müdürleri, enstitü ve yüksekokulların; kadrosu bulunan uygulama araştırma merkezi ile bağımsız enstitü müdürleri, uygulama araştırma merkezi ile enstitünün; bu birimlerin genel sekreter veya sekreterleri de bağlı birim personelinin disiplin amirleridir.
Yukarıda da bahsedildiği üzere ÜAK disiplin doçentin disiplin amiri değildir. Bu bakımdan ÜAK Etik Komisyonca alınan kararlara istinaden doçentlik bağlı olduğu üniversiteden doğrudan ceza verilmesini isteyemez. ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması yerinde değildir. Aşağıdaki şikayet dilekçesinde de bu durum anlatılmıştır.
ÜAK’IN ÜNİVERSİTELERİ DİSİPLİN CEZASI VERMEYE ZORLAMASI İLE İLGİLİ ÜAK ŞİKAYET DİLEKÇESİ
Üak’ın, üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlamasını engellemenin ya da önüne geçmenin en etkili yolunun YÖK Denetleme Kurulu Başkanlığına şikayet olduğunu düşünüyoruz. Bu bakımdan ÜAK şikayet dilekçesi aşağıda paylaşılmakla birlikte ekten word halini indirebilirsiniz. Dilekçeyi doldurup imzalayıp PTT İadeli Taahhütlü olarak ya da kargo ile ÜAK’ın “Üniversiteler Mah., 1600. Cd., No:10, 06800 Bilkent-Çankaya/Ankara” adresine gönderebilirsiniz.
YÖK DENETLEME KURULU BAŞKANLIĞINA
KONU : ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması hk.
İZAH :
1- Kurulunuzca da bilindiği üzere 2547 sayılı kanun ile Doçentlik Yönetmeliği çerçevesinde doçentlik sürecinin yönetilmesi görevi ÜAK’a verilmiştir. İlgi yönetmelik kapsamında doçentlik sürecinde etik ihlalde bulunduğuna dair karar verilen adayların üniversitelerine gerekli işlemlerin yapılması için yazı gönderilmektedir. Mezkur mevzuat gereği bu yazıda ÜAK yapmış olduğu tespiti bildirmekle yükümlü olup tespit üzerine yapılacak işlemlerde yetkisi bulunmamaktadır. Ancak ÜAK kendi tespiti üzerine üniversitelere gönderdiği yazılarda doğrudan disiplin cezası verilmesini sağlamaya çalışmaktadır. Farklı bir anlatımla ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlaması durumu söz konusu olmaktadır.
2- 2547 sayılı kanunun 53. maddesinde kimlerin disiplin amiri olacağı ve disiplin sürecinin nasıl yürütüleceği açıkça belirlenmiştir. Söz konusu madde incelendiğinde ÜAK’ın hiçbir öğretim üyesinin, diğer elemanlarının ve yükseköğretim kurumlarının disiplin amiri olmadığı açıkça ortadadır. Buna rağmen ÜAK’ın etik ihlal tespit edilen kişilerle ilgili üniversitelere gönderdiği yazılar Kurulunuzca celbedildiğinde görüleceği üzere üniversiteleri incelenmeksizin ceza vermeye zorladığı görülecektir. ÜAK tarafından üniversitelere kararlar bildirilirken asıl yetkili disiplin amiri Üniversite olmasına rağmen üniversitenin inceleme ve karar yetkisi bulunmadığı soruşturma yapılmaması vb. ifadeler bulunmaktadır.
3- Üniversiteler ya da disiplin soruşturası yapan kişiler, salt 2547 sayılı kanununda ÜAK üst kurul olarak adı geçtiği için kendileri üzerinde bir yetkilerinin olduğunu düşünerek hareket etmektedir. Bu sebeple müvekkile de doğrudan ceza verilmesi söz konusu olmuştur.
4- ÜAK’ın disiplin soruşturması yapmadan doğrudan ceza verdirmeye yönelik yazısı ancak ÜAK tarafından tesis edilen işlemin kesin ve net biçimde doğru olması durumunda geçerli olacağı varsayılabilir. Ancak bilindiği üzere idarelerin işlemleri ancak hukuka uygunluk karinesinden yaralanmaktadır. Farklı bir ifade ile ÜAK vb kurumların işlemleri yargı kararları ile iptal edilene kadar hukuka uygun olarak kabul edilebilir. Kaldı ki ÜAK’ın işlemlerinin birçoğu idari yargı mercileri tarafından iptal edildiği göz önüne alındığında daha hukuka uygun olup olmadığı belli olmayan bir işlemin doğrudan üniversiteler tarafından uygulanmasında hukuk uyarlık bulunmamaktadır.
5- Bir öğretim elemanı bakımından üniversitelerin teşkilatı incelendiğinde ise bu teşkilatı oluşturan akademik teşkilat ve idari teşkilatı bir bütün olarak incelemek idarenin bütünlüğü ilkesi için gerekli olduğu düşünülebilir. Üniversiteler bu bütünlüğü sağlarken hiyerarşi ilkesi baskın olarak görülmektedir. ÜAK’ın mevzuat bağlamında üniversiteler üzerinde idari vesayet ve hiyerarşi yetkisinin bulunmadığı kanunlarla açık olarak düzenlenmiştir. ÜAK 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununda 11/b. maddesinde görevleri sayılmıştır. Bu görevleri arasında etik komisyon tarafından alınan kararların doğrudan üniversitelerin uygulamaları gerektiği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır.
NETİCE-İ TALEP :
Arz olunan nedenlerle ağır ve bariz yetki tecavüzünde bulunan ÜAK’ın üniversitelerin ait olan soruşturma yapma yetkisini kendi yaptığını bildirerek doğrudan disiplin cezası verilmesine dair işlemi açıkça hukuka aykırıdır. Ağır ve bariz yetki tecavüzünde işlem yok hükmündedir. ÜAK’ın olmayan idari vesayet yetkisini kullanmaya çalışması ve üniversitelere yok hükmünde işlemler yaptırmaya çalışması müvekkil gibi binlerce doçent adayının haklarını ihlal etmedir. ÜAK’ın üniversiteleri disiplin cezası vermeye zorlamasının önüne geçilmesi gerekmektedir.
Gereğini saygıyla arz ederim……./……/2024
Dr……………………………….
Vekili Av. Abdullah Enes Baltacı
ÜAK’IN ÜNİVERSİTELERİ DİSİPLİN CEZASI VERMEYE ZORLAMASI MI SÖZ KONUSU? ➽ HEMEN AVUKATA SOR ❥