Veraset ilamı (mirasçılık belgesi), bir kişinin vefatı sonrasında mirasçıların kim olduğunu ve miras paylarını belirten resmi bir belgedir. Türkiye’de Sulh Hukuk Mahkemesi veya noterliklerden alınabilir.
İçindekiler
- VERASET İLAMI NASIL ALINIR?
- VERASET İLAMI ALMANIN ÖNEMİ
- VERASET İLAMINI KİMLER ALABİLİR?
- VERASET SİSTEMİNDE YETKİLİ MAHKEME
- VERASET İLAMI ALMAK İÇİN GEREKLİ BELGELER
- VERASET İLAMI BAŞVURU SÜRECİ NASILDIR?
- MİRAS REDDİ VE VERASET İLAMI
- MİRASÇILIK BELGESİNİN İPTALİ VEYA DÜZELTİLMESİ
- MİRAS AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- MİRAS AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
VERASET İLAMI NASIL ALINIR?
“Veraset ilamı nasıl alınır” cevap vermek için öncelikle veraset ilamı kavramını irdelemek gerekmektedir. Veraset İlamı çekişmesiz yargılama süreci sonunda düzenlenen, iptal edilmediği sürece içeriğine uygun işlem gören ve tespit niteliği taşıyan resmi bir belgedir. Mirasçılık sıfatı, miras payları ve muris ile mirasçılar arasındaki soy bağının belirlenmesi gibi işlevleri yerine getirirken, sadece terekenin teslimiyle sınırlı kalmayıp, sosyal hayatın ihtiyaçlarına da hizmet eden önemli bir hukuki araçtır. Herhangi bir hasım gösterilmeksizin sulh hukuk mahkemesinden talep edilen bu belge, düzenlendiği kişi lehine mirasçılık hakkı yaratmaz; yalnızca o kişinin mirasçılık durumuna ilişkin bir karine teşkil eder ve bu sıfatla terekeye dahil mal ve haklar üzerinde tasarrufta bulunulmasına olanak tanır.
Önceki Medeni Kanun yalnızca atanmış mirasçılara bu belgenin verilmesini öngörmüşken, uygulamada yasal mirasçılar için de mirasçılık sıfatlarını belgeleyen bir evrak ihtiyacının ortaya çıkması üzerine, yeni Medeni Kanun, yasal mirasçılara da mirasçılık belgesi verilmesini düzenlemiştir. Bununla birlikte, mirasçılık belgesinin maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmaması nedeniyle, tekrar talep edilmesi mümkün olup, her bir mirasçı bağımsız olarak ve sınırsız sayıda belge talep edebilir. Bu talepler, terekeye ilişkin ayni tasarruf işlemi niteliği taşımadığından, mirasçıların birlikte hareket etme zorunluluğu bulunmamaktadır.
Mirasçılık belgesi, yaygın bir kullanım alanına sahip olmasına rağmen Medeni Kanun’da yalnızca bir maddede düzenlenmiştir. Bu durum, uygulamada çeşitli zorluklara yol açmakta ve kanundaki boşluklar Yargıtay içtihatlarıyla doldurulmaktadır. Sulh hukuk mahkemelerinin yanı sıra noterlerin de mirasçılık belgesi düzenleme yetkisiyle donatılması, yargının iş yükünü hafifletmek ve süreci hızlandırmak amacıyla getirilmiş bir düzenleme olup, mirasçılık belgesinin yargılama niteliğini olumsuz etkilememektedir.
VERASET İLAMI ALMANIN ÖNEMİ
Veraset ilamı, mirasçılara terekeye ilişkin haklarını üçüncü kişilere karşı ispat etme ve kullanma yetkisi sağlar. Miras, murisin vefatıyla birlikte külli halefiyet ilkesi gereği herhangi bir ek işleme gerek kalmaksızın doğrudan mirasçılara geçer. Ancak veraset ilamı, miras hakkını doğrudan oluşturmaz; yalnızca var olan miras hakkını belgelemek amacıyla düzenlenir.
Veraset ilamı, Türk Medeni Kanunu’na göre yasal ve atanmış mirasçılar tarafından talep edilebilir. Ayrıca murisin alacaklıları gibi bazı üçüncü kişiler de belirli şartlarda bu belgeyi talep etme hakkına sahiptir. Çekişmesiz yargı kapsamında değerlendirilen veraset ilamının düzenlenmesi için tüm mirasçıların ortak bir talepte bulunması gerekmez; her bir mirasçı bağımsız olarak belge talep edebilir ve bu taleplerin yinelenmesinde hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Bu belge, özellikle terekeye ait taşınır ve taşınmaz malların intikali, devri ve tescili gibi işlemlerde kritik bir rol oynar. Bununla birlikte, veraset ilamı kesin hüküm gücüne sahip olmadığından, içeriği itiraz edilebilir ve aksi ispatlanabilir. Tapu işlemlerinde şekli olarak dikkate alınan bu belgenin maddi gerçekliğinin incelenmesi, tapu müdürlüklerinin yetkisi dâhilindedir.
Özetle, veraset ilamı, mirasçılık sıfatını ve terekeye ilişkin hakları belgeleyen, miras paylaşımı ve tereke işlemlerinde kolaylık sağlayan önemli bir hukuki araçtır. Ancak, mutlak bağlayıcılığı olmayan ve miras hakkını ispat eden bir karine niteliğinde bir belge olarak işlev görür.
VERASET İLAMINI KİMLER ALABİLİR?
Veraset ilamı nasıl alınnır sorusunun ana cevaplarından biri olarak, mirasçılık sıfatını ve miras paylarını belirlemek amacıyla Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi çerçevesinde belirli kişi ve gruplar tarafından talep edilebilir. Bu kişiler şu şekilde sıralanabilir:
YASAL MİRASÇILAR
Türk Medeni Kanunu’nun 495 ile 501. maddelerinde tanımlanan yasal mirasçılar, miras bırakanın ölümünden itibaren terekeye doğrudan hak kazanır. Zümre sistemine göre belirlenen bu mirasçılar, diğer mirasçıların iznine ihtiyaç duymadan bireysel olarak veraset ilamı talep edebilir. Ancak tüzel kişiler yasal mirasçı olamaz, yalnızca atanmış mirasçı sıfatıyla bu belgeyi talep edebilirler.
ATANMIŞ MİRASÇILAR
Miras bırakanın iradesiyle vasiyetname, miras sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi tasarruflarla atanmış mirasçılar da veraset ilamı alabilir. Ancak bu durumda, yasal mirasçılar ve diğer vasiyet alacaklılarının bir ay içinde itiraz etmemiş olması gerekir. Bu süre, hak düşürücü bir süre olmayıp, tasarrufun geçerliliğini değerlendirmek amacıyla öngörülmüştür.
VASİYET ALACAKLILARI
Lehine belirli bir mal bırakılan kişiler, yasal veya atanmış mirasçı sıfatını taşımamakla birlikte, tereke üzerindeki belirli haklarını talep etmek için bir belge alabilirler. Bu belge, vasiyet konusu malların teslimini sağlamak için düzenlenir ve yalnızca vasiyet alacaklısı olduklarını ispat etmeye yöneliktir.
MURİS ALACAKLILARI
Her ne kadar Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesi muris alacaklılarını doğrudan veraset ilamı talep edebilecek kişiler arasında saymasa da, bu kişiler mirasçıların belirlenmesi amacıyla bu belgeyi talep edebilir. Bu talep, miras bırakanın borçlarının takip edilmesi veya dava süreçlerinin sürdürülmesi için yapılır. Alacaklılar için düzenlenen belgeler, mirasçı sıfatını değil, tereke ile ilgili borç ve alacakların tespiti için işlev görür.
Özetle, veraset ilamı, yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar, vasiyet alacaklıları ve özel durumlarda muris alacaklıları tarafından talep edilebilir. Bu belge, her bir tarafın hukuki durumunu ve taleplerini düzenlemek amacıyla farklı şekillerde düzenlenir. Veraset ilamının çıkarılması sulh hukuk mahkemesi veya noterlik tarafından gerçekleştirilirken, atanmış mirasçı ve vasiyet alacaklıları gibi özel durumlarda yalnızca sulh hukuk mahkemesi yetkilidir.
VERASET SİSTEMİNDE YETKİLİ MAHKEME
Veraset ilamı taleplerinde görevli mahkeme, Türk Medeni Kanunu’nun 598/1. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382/2-c-6. fıkrası gereği sulh hukuk mahkemesidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 383. maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir düzenleme bulunmadığı müddetçe sulh hukuk mahkemesi görevli kılınmıştır.
Veraset ilamı nasıl alınır hususunda Yetkili mahkeme ise murisin son yerleşim yeri mahkemesidir (TMK m. 589/1). Ayrıca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 11. maddesinin son fıkrası gereğince, mirasçılardan herhangi birinin oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Kanunda kesin bir yetki kuralı öngörülmemesi nedeniyle, veraset ilamı Türkiye’deki herhangi bir sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Ancak bu geniş yetki imkânının, işlem güvenliği ve hukuki istikrarı olumsuz etkileyebileceği, kötü niyetli girişimlerin önüne geçmek için daha dar bir yetki kuralının benimsenmesi gerektiği de ileri sürülmüştür.
İstisnai bir durum olarak, Kadastro Kanunu’nun 25. maddesi gereğince, kadastro mahkemeleri de görevli oldukları davalarda Veraset ilamı düzenleyebilir. Kadastro mahkemelerinin bu yetkisi, yalnızca dava konusu taşınmazın hukuki durumunu netleştirmek ve usul ekonomisi sağlamak amacıyla sınırlıdır. Ancak kadastro mahkemelerine, herhangi bir dava olmaksızın doğrudan mirasçılık belgesi düzenleme yetkisi tanınmamıştır. Böyle bir durumda, mahkeme görevsizlik kararı verecektir.
Son olarak, 6302 sayılı Kanun ile Tapu Kanunu’na eklenen ek 1. madde uyarınca, ölüm tarihinden itibaren iki yıl içinde tapu sicilinde miras intikalinin gerçekleşmemesi hâlinde, tapu sicil müdürlüğü sulh hukuk mahkemesinden mirasçılık belgesi düzenlenmesini talep edebilir.
Bu düzenlemeler ışığında, veraset ilamı taleplerinde asıl yetkili ve görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olmakla birlikte, belirli durumlarda kadastro mahkemelerinin de istisnai yetkiye sahip olduğu görülmektedir.
VERASET İLAMI ALMAK İÇİN GEREKLİ BELGELER
Veraset ilamı nasıl alınır hususunda ilam talebinde bulunmak için başvurulan merciye göre değişiklik gösterebilmekle birlikte, genel olarak aşağıdaki belgeler hazırlanmalıdır. Bu belgeler, sulh hukuk mahkemesine veya noterliğe yapılacak başvurularda gereklidir:
Başvuru Dilekçesi
Sulh hukuk mahkemesine yapılacak başvurular için bir dilekçe hazırlanmalıdır.Dilekçede, miras bırakanın kimlik bilgileri, ölüm tarihi, başvuru sahibinin mirasçılık sıfatı, diğer mirasçıların bilgileri ve veraset ilamı talebinin gerekçesi belirtilmelidir.
Noter başvurularında dilekçe yerine sözlü talep alınır.
Nüfus Kayıt Örneği
Murisin ve mirasçıların soy bağını gösteren vukuatlı nüfus kayıt örneği sunulmalıdır. Veraset ilamı, e-Devlet üzerinden veya nüfus müdürlüğünden temin edilebilir ve mirasçıların belirlenmesi için gereklidir.
Ölüm Belgesi
Murisin ölümünü kanıtlayan belge gereklidir. Bu belge, resmi kurumlar (nüfus müdürlüğü, belediye veya sağlık kuruluşları) tarafından düzenlenir. Ölüm kaydının nüfus sistemine işlenmiş olması durumunda, nüfus kayıt örneği bu belgenin yerini alabilir.
Başvuru Sahibinin Kimlik Belgesi
Başvuru sırasında, başvuru sahibine ait kimlik belgesinin aslı ve bir fotokopisi ibraz edilmelidir.
Noterlik işlemlerinde kimlik doğrulaması noter tarafından yapılır.
Vekâletname (Varsa)
Başvuru bir vekil (örneğin avukat) aracılığıyla yapılıyorsa, noter tasdikli bir vekâletname sunulmalıdır.
Vekâletnamede, veraset ilamı alma yetkisinin açıkça belirtilmesi gereklidir.
Ek Belgeler (Gerektiğinde)
Evlatlık İlişkisi: Mirasçılardan biri evlatlık ise, bu durumu kanıtlayan belgeler sağlanmalıdır.
Vasiyetname veya Miras Sözleşmesi: Atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı sıfatıyla başvuruluyorsa, ölüme bağlı tasarrufları (örneğin vasiyetname veya miras sözleşmesi) içeren belgeler eklenmelidir.
Taşınmaz Kayıtları: Kadastro mahkemesi veya taşınmazlarla ilgili başvurularda tapu kayıt belgeleri talep edilebilir.
Harcın Ödenmesi
Noterlik başvurularında noter harcı ve diğer masraflar ödenir. Sulh hukuk mahkemesi başvurularında ise yargılama harcı ve masraflar, genellikle dava süreci sırasında tahsil edilir.
E-Devlet ve UYAP Sistemi
Sulh hukuk mahkemesi, başvuru sırasında nüfus kayıtlarını ve diğer bilgileri UYAP üzerinden doğrulayabilir. Ancak eksik veya hatalı kayıtların bulunması hâlinde, bu belgelerin başvuru sahibi tarafından sunulması gereklidir.
Veraset ilamı talebi için tüm mirasçıların başvurusu gerekmez; yalnızca bir mirasçı bu işlemi başlatabilir. Belgelerde eksiklik veya hata bulunması durumunda, mahkeme ya da noter eksiklerin tamamlanmasını talep edebilir. Belgelerin eksiksiz ve doğru bir şekilde sunulması, işlemlerin hızlı ve sorunsuz tamamlanmasını sağlar. Bu belgeler, veraset ilamının düzenlenmesi ve mirasçılık sıfatının tespiti için zorunludur. İlgili merci, başvurunun niteliğine bağlı olarak ek belge talep edebilir.
Ayrıca noterlikten alınan veraset ilamı için gerekli belgeleri detaylı incelemek için bakınız:Türkiye Noterler Birliği Sayfası
VERASET İLAMI BAŞVURU SÜRECİ NASILDIR?
SULH MAHKEMELERİNDE SÜREÇ İŞLEYİŞİ
Veraset ilamı nasıl alınır aşamalarının bu kısmında Başvurunun Mahkemeye Sunulması: Gerekli belgelerle birlikte sulh hukuk mahkemesine başvurulur.
- Nüfus Kayıtlarının İncelenmesi: Mahkeme, UYAP sistemi üzerinden nüfus kayıtlarını inceleyerek soy bağını tespit eder.
- Eksik Belgeler ve Yan Deliller: Belgelerde eksiklik veya çelişki bulunması hâlinde, tanık ifadeleri, tapu kayıtları, ikamet belgeleri gibi ek deliller istenebilir.
- Veraset İlamının Düzenlenmesi: Mahkeme, gerekli incelemeleri tamamladıktan sonra veraset ilamını düzenler ve mirasçılık sıfatını belirler.
- İlamın Teslimi: Mirasçılar mahkeme kararını alarak işlemlerine devam edebilir.
- Mahkeme süreci, noter işlemlerine göre daha kapsamlı bir inceleme gerektirdiği için genellikle daha uzun sürer, ancak işlem güvenliği açısından daha titizdir.
NOTERLİK KURUMUNDA SÜREÇ İŞLEYİŞİ
- Noterlikte Başvuru: Mirasçı, gerekli belgelerle birlikte herhangi bir noterliğe başvurarak talebini ilettiği takdirde süreç başlar.
- Belgelerin İncelenmesi: Noter, nüfus kayıtları ve belgeleri inceleyerek soy bağını ve mirasçıları tespit eder.
- Veraset İlamının Düzenlenmesi: Belgeler yeterli ve açık ise noter, veraset ilamını düzenler ve başvuru sahibine teslim eder.
- Sonuç: Noterlik işlemleri, belgelerin eksiksiz olması durumunda genellikle aynı gün tamamlanır.
MİRAS REDDİ VE VERASET İLAMI
Mirasın açılmasından sonra mirasçılardan birinin mirası reddetmiş olması, veraset ilamı alınmasına engel teşkil etmez. Veraset ilamı düzenlenirken, reddin hukuki sonuçları terekenin paylaştırılması aşamasında dikkate alınır, ancak miras reddedilmiş olsa dahi bu durum veraset ilamında mirasçılık sıfatının belirlenmesini engellemez. Bu durumda, aşağıdaki süreç izlenir:
Miras Reddi Beyanının Gözetilmesi
Miras reddeden kişinin yasal mirasçılık sıfatı, reddin etkilerine rağmen tespit edilir. Veraset ilamında, miras bırakanın tüm yasal mirasçıları ve miras payları gösterilir.Ancak miras reddedilmişse, bu durum terekede paylaştırma aşamasında dikkate alınır ve redde bağlı hukuki sonuçlar, terekenin tasfiyesi sırasında uygulanır.
Veraset İlamının Düzenlenmesi
Sulh hukuk mahkemesi veya noter, veraset ilamı düzenlerken miras reddi beyanını yok sayarak ilamda mirasçıların kimlikleri ve pay oranlarını belirtir. Mirasın reddine ilişkin beyan ve hukuki etkiler, terekenin devri sırasında uygulanır. Yani reddeden mirasçının payı, diğer yasal mirasçılara devredilir veya kanunda öngörülen sıra dahilinde diğer hak sahiplerine geçer.
Bahsi geçen husus hakkındaki bir karar aşağıdaki şekildedir.
“Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda, mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmiş, dosya incelenmiş ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Gerekçe:
1. Mirasçılık ve Mirasın Geçişi:
Mirasçılık ve mirasın geçişi, mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenir (4722 Sayılı Kanun, Yürürlük Kanunu m. 17).
2. Olay:
Mirasbırakan Bahri, 6.7.1984 tarihinde dul olarak vefat etmiştir. Mirasçılarından oğlu Sami, 1.4.1997 tarihinde Bahri’nin ölümünden sonra vefat etmiştir. Türk Kanunu Medenisi’nin 522. maddesi uyarınca, miras açıldıktan sonra vefat eden mirasçının miras hakkı, kendi mirasçılarına intikal eder.
Sami’nin altsoyu, kendisine ait mirası tamamen reddetmiştir. Elmadağ Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından düzenlenen 1997/279-287 sayılı veraset belgesinde, altsoyunun mirası reddetmesi nedeniyle Sami’nin mirasının tamamının sağ eşi Şakire’ye ait olduğuna karar verilmiştir.
Mirasbırakan Bahri’nin altsoyu tarafından herhangi bir miras reddi beyanında bulunulmamıştır.
3. Hukuki Değerlendirme:
Mirasın açılmasından sonra vefat eden bir mirasçının altsoyu, kendi murislerinin mirasını reddetmiş olsa dahi, bu durum veraset belgesi verilmesine engel teşkil etmez. Redde ilişkin hukuki sonuçların, terekenin paylaştırılması sırasında gözetilmesi gerekir. Veraset belgesi düzenlenirken, reddi miras durumu yok sayılarak mirasçıların ve miras paylarının eksiksiz şekilde gösterilmesi gereklidir.
Mahalli mahkemece, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Hüküm:
Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1. Temyiz edilen hükmün bozulmasına,
2. Temyiz peşin harcının, yatırana geri verilmesine,
25.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
MİRASÇILIK BELGESİNİN İPTALİ VEYA DÜZELTİLMESİ
Veraset ilamı ,çekişmesiz yargı usulüyle düzenlendiğinden, davada taraf olmayan kişilerin temyiz yoluna başvurma hakkı bulunmaz. Ancak, bu kişiler sulh hukuk mahkemesine başvurarak belgenin iptali veya düzeltilmesini talep edebilir (TMK m. 598/III). Bu tür talepler, belgeyi düzenleyen mahkemeye veya başka bir sulh hukuk mahkemesine yöneltilebilir.
İPTAL DAVASI
Mirasçılık belgesinin iptali davası, belgede yer alan kişilere veya pay oranlarına ilişkin yanlışlıkların düzeltilmesi amacıyla açılır.
Gizlenmiş mirasçılar, yanlış pay oranları veya mirasçı olmayan kişilerin mirasçı gibi gösterilmesi gibi nedenlerle iptal talep edilebilir.
Belgenin iptali, buna dayalı olarak yapılmış işlemleri de etkiler. Örneğin, tapu sicil kayıtlarının düzeltilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 1025. maddesi uyarınca dava açılması gerekir. Ancak üçüncü kişilerin iyiniyeti korunur (MK m. 988, 1023).
DÜZELTME DAVASI
Belgedeki yanlışlıkların iptal yerine düzeltilmesi için açılır.
Mirasçılık belgesinde yanlış payların yazılması, eksik mirasçıların belirtilmesi gibi durumlar düzeltme davasına konu olabilir.
Hem iptal hem de düzeltme davalarında, hataların her türlü delille ispatı mümkündür. Ancak, hatalar nüfus kayıtlarındaki eksikliklerden kaynaklanıyorsa, önce nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gerekir.
GÖRÜNÜŞTE MİRASÇI VE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN İYİNİYETİNİN KORUNMASI
Gerçekte mirasçı olmadığı halde mirasçılık belgesi almış bir kişi (görünüşte mirasçı), bu belgeye dayanarak terekeye ilişkin tasarruf işlemleri yapabilir veya miras bırakanın alacaklarını tahsil edebilir. Bu durumlarda, görünüşte mirasçı ile işlem yapan üçüncü kişilerin iyiniyetinin korunup korunmayacağı Türk hukukunda tartışmalıdır.
- İyiniyetin Korunmaması: Türk Medeni Kanunu, mirasçılık belgesine ilişkin iyiniyeti koruyan bir düzenleme getirmemiştir. Mirasçılık belgesi, gerçek mirasçılar veya hak sahipleri karşısında bir güvence teşkil etmez. Eğer belgede yer alan kişinin mirasçı olmadığı anlaşılırsa, gerçek mirasçılar işlemleri iptal ettirebilir.
- Tapu Siciline Güven: Görünüşte mirasçı, terekeye ait bir taşınmazı kendi adına tescil ettirdikten sonra iyiniyetli üçüncü kişilere devrederse, tapu kaydına güven ilkesi (MK m. 1023) uyarınca üçüncü kişinin hakları korunur.
- Taşınır Mallar: Taşınır mallarda, görünüşte mirasçının devri sonucu iyiniyetli üçüncü kişinin haklarının korunup korunmayacağı konusunda farklı görüşler vardır.
Bazı görüşlere göre, taşınır malların rıza dışı elden çıktığı kabul edilir (MK m. 989), dolayısıyla iyiniyetli üçüncü kişi ayni hak kazanamaz. Diğer görüş ise iyiniyetli üçüncü kişinin taşınır mallar üzerindeki haklarının korunması gerektiğini savunur.
Borçluların Durumu:Görünüşte mirasçıya ödeme yapan borçlunun durumu Türk hukukunda tartışmalıdır. Genel kural, bu ödemenin geçerli olmaması ve gerçek mirasçının borçludan ikinci bir ödeme talep edebilmesidir. Ancak bazı görüşlere göre, iyiniyetle ödeme yapan borçlu, borcundan kurtulmuş sayılmalı ve ikinci kez ödeme yapmak zorunda bırakılmamalıdır.
MİRAS AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
MİRAS AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.