Yabancılar HukukuYabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’ndan Doğan Haklar

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye’de bulunan veya Türkiye’ye gelmek isteyen yabancıların durumunu düzenleyen önemli bir kanundur.

6458 SAYILI YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun amacı, yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Bu kanun, yabancıların Türkiye’ye gelişi, ikameti ve Türkiye’de bulunma durumlarıyla ilgili olarak hak ve yükümlülükleri belirlerken aynı zamanda ulusal güvenlik ve kamu düzeni gibi konuları da göz önünde bulundurur.

“Vatandaş olmayan bir kişinin ülkeye girerek/gelerek burada kalması olgusu, onun hukuki statüsünün belirli bir değerlendirmeye tabi tutulmasını zorunlu kılar. Kişinin ülkede bulunmasının yasal veya yasadışı olma durumunu ortaya koyacak bu değerlendirme; mevzuattaki birçok norm yanında, bu konuda kilit kavramlar haline gelen ikamet, vize, sığınma ve insani koruma kurallarını dikkate alır. Teknik idari/hukuki boyutu yanında sosyal ve ekonomik yönleriyle uzmanlık gerektiren bu sürecin iyi yönetilmesi, konuyla ilgili kavram ve kurumların uluslararası standartlara uygun şekilde kavranıp uygulanması, bu alanda sağlanacak başarının mihenk taşlarını oluşturur (Arslan, 2011: 357).”[1].

Kanun ayrıca sığınma talebinde bulunan yabancıların statülerini ve haklarını belirleyerek uluslararası koruma sağlar. Bu şekilde, yabancıların Türkiye’deki durumlarını düzenleyerek hem yabancılara hem de ülkenin kendisine fayda sağlamayı amaçlar.

ULUSLARARASI KORUMA NEDİR?

6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında, uluslararası koruma, yabancıların kendi ülkelerinde zulme uğrama ihtimali nedeniyle Türkiye’ye sığınma talebinde bulunmaları durumunda, Türkiye’de yasal bir statü ve koruma sağlamayı amaçlar. Irk, din, tabiat, siyasi düşünce gibi sebeplerden dolayı zulme uğrama ihtimali olan yabancılar, kendi ülkelerine dönme korkusuyla Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirler.

ULUSLARARASI KORUMA TÜRLERİ NELERDİR?

Türk Hukuku’nda uluslararası koruma türleri üçe ayrılmıştır: mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma. Bu kavramlar, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nda tanımlanmıştır. İşte bu koruma türlerinin kısa açıklamaları:

MÜLTECİ

Mülteci, Avrupa ülkelerindeki olaylar sebebiyle ırkından, dini inancından, milliyetinden, belirli bir toplumsal grubun üyesi olmaktan ya da siyasi görüşlerinden dolayı zulme uğrama korkusuyla Türkiye’den uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancılara verilen hukuki statüdür Mülteci, uluslararası koruma statüsü altında Türkiye’de yasal bir konum elde eder.

Mülteci statüsüne sahip olabilmek için yabancının belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir ve bu kriterler uluslararası hukuk ve iç hukuk çerçevesinde belirlenir. Mülteci statüsüne başvuran bir yabancının, kendi ülkesindeki zulümden kaçmak için haklı ve inandırıcı bir sebebi olmalıdır.

ŞARTLI MÜLTECİ

Şartlı mülteci statüsü, mülteci statüsüne benzer şekilde, yabancıların uluslararası koruma başvurusunda bulunmaları durumunda verilen bir hukuki statüdür.

Şartlı mülteci olabilmek için yabancının siyasi veya dini düşüncesinden, belli bir gruba üye olmasından, ırkından veya tabiatından dolayı kötü muameleye maruz kalabileceğine dair inandırıcı bir korkusu olmalıdır. Bununla birlikte, önemli bir fark, olayın Avrupa ülkeleri dışındaki bir ülkede gerçekleşmesi gerektiğidir. Yani, eğer kötü muamele olayı Avrupa ülkeleri dışında gerçekleşmişse, yabancı mülteci statüsüne değil, şartlı mülteci statüsüne başvurabilir.

İKİNCİL KORUMA

İkincil koruma statüsü, mülteci veya şartlı mülteci başvuru kriterlerini sağlamayan, ancak kendi ülkelerine döndüklerinde belirli risklere maruz kalacak yabancılara verilen bir hukuki statüdür. Bu statünün verilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. İkincil koruma statüsüne hak kazanabilmek için aşağıdaki durumlardan herhangi birinin söz konusu olması gerekir:

  • Ölüm Cezası Alma veya Tehdidi: Yabancı, kendi ülkesine döndüğünde ölüm cezası alma veya uygulanma tehlikesiyle karşı karşıya ise, ikincil koruma statüsüne başvurabilir.
  • İşkence, Onur Kırıcı ve İnsanlık Dışı Muamele: Yabancı, kendi ülkesine döndüğünde işkence, onur kırıcı veya insanlık dışı muameleye maruz kalma ihtimali varsa, bu durumda da ikincil koruma statüsüne başvurabilir.
  • Silahlı Çatışma ve Şiddet Tehdidi: Yabancı, kendi ülkesinde veya uluslararası alanda yaşanan silahlı çatışmaların neden olduğu şiddet eylemleri sebebiyle ciddi tehditlerle karşı karşıya ise, ikincil koruma statüsüne başvurabilir. Silahlı çatışmaların neden olduğu şiddet ortamlarında yaşamak, kişinin güvenliği ve yaşam hakkı için ciddi bir risk oluşturur ve bu durum uluslararası koruma talebi için geçerli bir sebep olabilir.

GEÇİCİ KORUMA

Geçici koruma, olağanüstü durumlar altında kitlesel koruma ihtiyacının olduğu durumlarda devreye konulan bir mekanizmadır. Bu koruma, özellikle büyük ölçekli yer değiştirme durumlarında ve kendi ülkelerine dönme imkânı olmayan kişiler için geçici bir çözüm olarak uygulanır.

Geçici koruma, kitlesel akınlar, doğal afetler, iç savaşlar gibi olağanüstü durumlar veya diğer acil durumlar sırasında devreye sokulan bir koruma mekanizmasıdır. Bu durumlarda, sığınma sistemleri genellikle yetersiz kalabilir ve bu nedenle hızlı ve etkili bir şekilde kitlesel koruma sağlamak için geçici koruma mekanizmaları devreye sokulabilir.

GERİ GÖNDERME YASAĞI

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun 4. Maddesinde geri gönderme yasağı açıklanmıştır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun 4. Maddesi “Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez” belirtilmiştir.

TÜRKİYE’ YE GİRİŞ YASAĞI NEDİR?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında Türkiye’ye giriş yasağı verilebileceğini belirtmektedir. Bu yasaya göre;

  • Genel Müdürlük, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir. Bu durumda, yabancıların Türkiye’ye girişi Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanabilir.
  • Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıl olabilir. Ancak, ciddi tehdit durumlarında bu süre Genel Müdürlük tarafından en fazla on yıl daha uzatılabilir.
  • Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve sınır dışı edilme kararı alınan yabancılara, belirli koşullar altında Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmayabilir.
  • Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya belirli bir süre için yabancının Türkiye’ye girişine izin verebilir.
  • Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı sebepleriyle yabancıların Türkiye’ye kabulü, ön izin şartına bağlanabilir.

VİZE VERİLMEYECEK YABANCILAR KİMLERDİR?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında bazı koşullarda yabancılara Türkiye’ye giriş yasağı uygulanabilir:

  • Talep ettikleri vize süresinden en az altmış gün daha uzun süreli pasaport veya pasaport yerine geçen belgeye sahip olmayanlar.
  • Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenler.
  • Kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen hastalıklardan birini taşıyanlar.
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu anlaşmalar uyarınca, suçluların geri verilmesine esas olan suç veya suçlardan sanık olanlar ya da hükümlü bulunanlar.
  • Kalacağı süreyi kapsayan geçerli sağlık sigortası bulunmayanlar.
  • Türkiye’ye giriş, Türkiye’den geçiş veya Türkiye’de kalış amacını haklı nedenlere dayandıramayanlar.
  • Kalacağı sürede, yeterli ve düzenli maddi imkâna sahip olmayanlar.
  • Vize ihlalinden veya önceki ikamet izninden doğan ya da Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre takip ve tahsil edilmesi gereken alacakları ödemeyi kabul etmeyenler veya Türk Ceza Kanunu’na göre takip edilen borç ve cezalarını ödemeyi kabul etmeyenler.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında bu koşullar altında, ilgili yetkili makamlar tarafından yabancıların Türkiye’ye girişi yasaklanabilir.

İKAMET İZNİ

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ikamet izni 19. Maddede düzenlenmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 19.Madde “Türkiye’de, vizenin veya vize muafiyetinin tanıdığı süreden ya da doksan günden fazla kalacak yabancıların ikamet izni almaları zorunludur. İkamet izni, altı ay içinde kullanılmaya başlanmadığında geçerliliğini kaybeder.”  Belirtilmiştir.

İKAMET İZNİNDEN MUAFİYET

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ikamet izninden muafiyet 20. Maddede düzenlenmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 20.Madde “(1) Aşağıda sayılan yabancılar ikamet izninden muaf tutulurlar:

a) Doksan güne kadar vizeyle veya vizeden muaf olarak gelenler, vize süresi veya vize muafiyeti süresince

b) Vatansız Kişi Kimlik Belgesi sahibi olanlar

c) Türkiye’de görevli diplomasi ve konsolosluk memurları

ç) Türkiye’de görevli diplomasi ve konsolosluk memurlarının ailelerinden Dışişleri Bakanlığınca bildirilenler

d) Uluslararası kuruluşların Türkiye’deki temsilciliklerinde çalışan ve statüleri anlaşmalarla belirlenmiş olanlar

e) Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu anlaşmalarla ikamet izninden muaf tutulanlar.

f) 5901 sayılı Kanunun 28 inci maddesi kapsamında olanlar

g) 76 ncı ve 83 üncü maddelerin birinci fıkraları kapsamında belge sahibi olanlar.

(2) Birinci fıkranın (c), (ç), (d) ve (e) bentlerinde belirtilen yabancılara, şekil ve içeriği Bakanlık ve Dışişleri Bakanlığınca birlikte belirlenen belge tanzim edilir. Bu yabancılar, ikamet izninden muafiyet sağlayan durumları sona erdikten sonra da Türkiye’de kalmaya devam edeceklerse, en geç on gün içinde ikamet izni almak üzere valiliklere başvurmakla yükümlüdür” belirtilmiştir.

İKAMET İZNİ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ürkiye’de ikamet izni çeşitleri şunlardır:

  • Kısa Dönem İkamet İzni: Türkiye’de geçici olarak ikamet etmek isteyen yabancılara verilen izin türüdür. Genellikle turistik, ticari, kültürel veya sportif etkinlikler gibi kısa süreli ziyaretler için kullanılır.
  • Aile İkamet İzni: Türkiye’de bulunan bir yabancının, Türkiye’de yaşayan aile bireyleriyle birlikte kalmasına izin veren bir türdür. Bu izin, evlilik veya aile birleşimi gibi durumlarda verilebilir.
  • Öğrenci İkamet İzni: Türkiye’de eğitim almak amacıyla bulunan yabancılara verilen izin türüdür. Öğrenci kimliğine sahip yabancılar, eğitim süreleri boyunca Türkiye’de kalabilmek için bu izni alırlar.
  • Uzun Dönem İkamet İzni: Türkiye’de uzun süreli ikamet etmek isteyen yabancılara verilen izin türüdür. Bu izin, genellikle çalışma, yatırım veya emeklilik gibi amaçlarla Türkiye’de uzun süre kalmayı planlayanlar tarafından talep edilir.
  • İnsani İkamet İzni: İnsan hakları ihlali veya insanlık dışı muamele gibi nedenlerle korunmaya ihtiyacı olan kişilere verilen bir türdür. Bu izin, uluslararası koruma başvurusu sürecinde olan ve geçici bir koruma sağlanması gereken kişilere verilebilir.
  • İnsan Ticareti Mağduru İkamet İzni: İnsan ticareti mağdurlarına, koruma ve destek sağlamak amacıyla verilen bir türdür. Bu izin, insan ticareti mağduru olduğu tespit edilen ve koruma altına alınması gereken kişilere verilir.

Bu çeşitler, farklı amaçlar için Türkiye’de ikamet etmek isteyen yabancılara çeşitli haklar ve koşullar sağlamaktadır.

VATANSIZ KİŞİLER VE VATANSIZ KİŞİLERE TANINAN HAKLAR VE GÜVENCELER

Vatansız kişiler, hiçbir devletin vatandaşı olmayan veya herhangi bir devlet tarafından tanınmayan kişilerdir. Bu kişilerin durumu, uluslararası hukuk ve insan hakları açısından önemli bir konudur çünkü vatansızlık, bir dizi hak ve fırsattan yoksun bırakabilir ve bu kişilerin yaşamlarını ciddi şekilde etkileyebilir.

Vatansız kişiler çeşitli nedenlerle vatandaşlıklarını kaybetmiş olabilirler. Örneğin, devletler arasındaki sınır değişiklikleri sonucu vatandaşlık statüsünü kaybedebilirler, ulusal yasalar veya politikalar nedeniyle vatandaşlıktan çıkarılabilirler veya doğum sırasında bir devlet tarafından tanınmamış olabilirler.

Vatansızlık, bu kişilerin seyahat, çalışma, eğitim, sağlık hizmetlerine erişim gibi temel haklarına engel olabilir. Bu nedenle, uluslararası toplum vatansızlık sorununu ele almak için çeşitli yollar aramaktadır. Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar, vatansız kişilere uluslararası koruma ve haklar sağlamak için çaba sarf etmektedir. Özellikle 1954 tarihli Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin Sözleşme, vatansız kişilere uluslararası koruma sağlamayı amaçlamaktadır.

Her devlet kendi yasaları çerçevesinde vatansız kişilere yaklaşır ve bu kişilere belirli haklar ve statüler tanıyabilir. Türkiye’de de vatansız kişilerle ilgili olarak belirli düzenlemeler bulunmaktadır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, vatansız kişilere de uluslararası koruma ve belirli haklar sağlayabilir. Bu kişilerin durumlarını değerlendirmek ve haklarını korumak için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli mekanizmalar bulunmaktadır.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında vatansız kişiler ve vatansız kişilere tanınan haklar ve güvenceler 50 ve 51. Maddelerde düzenlenmiştir. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 50.Maddesine göre vatansız kişilerin tespiti

“(1) Vatansızlığın tespiti Genel Müdürlükçe yapılır. Vatansız kişilere, Türkiye’de yasal olarak ikamet edebilme hakkı sağlayan Vatansız Kişi Kimlik Belgesi düzenlenir. Başka ülkeler tarafından vatansız kişi işlemi görenler bu haktan yararlandırılmaz.

(2) Vatansız kişiler, Vatansız Kişi Kimlik Belgesi almakla yükümlü olup, belge Genel Müdürlüğün uygun görüşü alınarak valiliklerce düzenlenir. Hiçbir harca tabi olmayan bu belge, ikamet izni yerine geçer ve iki yılda bir valiliklerce yenilenir. Vatansız Kişi Kimlik Belgesinde yabancı kimlik numarası da yer alır.

(3) Vatansız Kişi Kimlik Belgesine sahip olarak Türkiye’de geçirilen süreler, ikamet sürelerinin toplanmasında hesaba katılır.

(4) Vatansız Kişi Kimlik Belgesi, kişinin herhangi bir ülke vatandaşlığını kazanmasıyla birlikte geçerliliğini kaybeder.

(5) Vatansızlık durumlarının tespiti ve Vatansız Kişi Kimlik Belgesiyle ilgili usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir. Belirtilmiştir.

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu 51.Maddesinde ise vatansız kişilere tanınan haklar ve güvenceler “(1) Vatansız Kişi Kimlik Belgesine sahip kişiler;

a) Bu Kanundaki ikamet izinlerinden birini almak üzere talepte bulunabilirler,

b) Kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit oluşturmadıkları sürece sınır dışı edilmezler,

c) Yabancılarla ilgili işlemlerde aranan karşılıklılık şartından muaf tutulurlar,

ç) Çalışma izniyle ilgili iş ve işlemlerde 4817 sayılı Kanun hükümlerine tabidirler,

d) 5682 sayılı Kanunun 18 inci maddesi hükümlerinden yararlanabilirler.” Belirtilmiştir.

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU İLE İLGİLİ YARGI KARARLARI

6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun 91. maddesinde geçici koruma “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” şeklinde hüküm altına alınmış, bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülüklerinin Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir…

6458 sayılı Kanun’un 121. maddesine dayanılarak çıkartılan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu‘nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 17 Mart 2016 tarih ve 29656 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Dosya kapsamına göre sanık …’in kimlik bilgilerine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığının, sanık …’in ise soruşturma ve kovuşturma aşamalarında beyanı üzerine “…” ismi ile işlem yapılmasına rağmen 13.06.2014 tarihli vekaletname ekinde bulunan yeminli tercüman vasıtası ile çevrisi yapılan pasaport bilgilerinde isminin “…” olarak çevrildiğinin ve bu hususta çelişki bulunduğunun anlaşılması karşısında,

… uyruklu olduklarını beyan eden sanıklara ait nüfus ve adli sicil kayıtlarının, sanıkların vatandaşı olduğu ülke ve gerektiğinde uluslararası kurum ve kuruluşlardan genelgeler doğrultusunda temin edilip, sanıkların resmi kimlik bilgilerinin diplomatik yazışmalarla belirlenemediği takdirde, parmak izlerinin ve fotoğraf kayıt formu ile temin edilecek fotoğrafların Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne gönderilerek Geçici Koruma Yönetmeliğinin 21. ve 22. maddeleri uyarınca Türkiye’ye kabul edilen yabancılardan olup olmadıklarının ve varsa yabancı kimlik numaraları ile adres kayıt sistemindeki kayıtlarının tespit edilmesi, sanıkların açık kimlik bilgilerinin tereddüde hasıl olmaksızın kesin suretle tespit edilerek belirlenen kimlikleri esas alınıp karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA…”

“İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Gine Cumhuriyeti vatandaşı olan davacı tarafından, uluslararası koruma talebinin reddine dair Göç İdaresi Başkanlığı’nın (Göç İdaresi Genel Müdürlüğü) … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenmektedir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ülkemize geliş amacının, ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korkması olmadığı, ekonomik sebeplerden dolayı ülkemize geldiği, yine ülkemize geldikten 7 ay sonra uluslararası koruma başvurusunda bulunmasının, zulüm ve can güvenliğine yönelik korkusu olan birinin davranışlarına aykırılık teşkil ettiği, Mahkemece 6458 sayılı Kanun’un 93. maddesi uyarınca yapılan araştırma sonucu hazırlanan menşe ülke raporu dikkate alınmadan karar verildiği, bu sebepler uyarınca temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 85 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 19. maddesi uyarınca Göç İdaresi Başkanlığı hasım mevkiine alınarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 23/12/2020 tarih ve E:2020/1715, K:2020/3394 sayılı kararı üzerine, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :

Yapılan değerlendirme sonucunda, davacının sunmuş oldukları gerekçeler, Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Tarihli Cenevre Sözleşmesi, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, 10/04/2014 tarih ve 2014/10 sayılı Genelge ile 26/05/2014 tarih ve 2014/15 sayılı Genelge kapsamında incelenmiş ve davacının uluslararası koruma için gerekli kriterleri taşımadığı değerlendirilerek 02/10/2014 tarihli Göç İdaresi Genel Müdürlüğü işlemi ile uluslararası koruma talebi reddedilmiş, söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

…İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 2. maddesinde, herkesin yaşam hakkının yasanın koruması altında olduğu; 3. maddesinde de, hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamayacağı düzenleme altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

… gerçekten bu riski taşıyan şahısların ülkede belirlenen statü içerisinde kalmalarına izin vermek olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; davacının uluslararası koruma başvurusunun kabulüne olanak sağlayacak şartların mevcut olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, davalı idare tarafından davacı hakkında, talebinin bireysel olarak değerlendirilerek uluslararası koruma için gereken kriterleri taşımadığından bahisle ulusal mevzuata ve Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalara uygun olarak verilen uluslararası koruma başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

  1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
  2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,”

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ

Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, dava surecinin hızlı ve profesyonelce yönetilmesi için ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızın başarıya ulaşması için son derece önemli olup doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını bulmak için yaşanabilecek süreci adım adım anlatırsak;

1.ADIM: NE İLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLİN

İlk adım, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanız esnasında ne türde hukuki konu ve uyuşmazlıklarla karşılaşacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.

  • Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızı Anlama: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanız sürecinde karşılaşabileceğiniz sorunları belirleyin. Bu, ikamet izni, koruma statüsü, pasaport tahdidi kaldırma, idari gözetim kararı, sınır dışı edilme kararına itiraz veya yabancılar hukuku gibi konuları içerebilir.

2.ADIM: UZMANLIK VE DENEYİM ARAŞTIRMASI YAPIN

İkinci adımda, ihtiyacınız olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu alanında uzmanlaşmış Ankara yabancılar hukuku avukatı bulmak için bir ön araştırma yapmanız maddi ve manevi bakımlardan önem taşımaktadır. İnternet ortamında avukatların web sitelerini inceleyebilir, forumlarda yer alan incelemeleri okuyabilir ve avukatların müvekkillerinin referanslarına ulaşabilirsiniz.

Örneğin, internet üzerinde “Ankara yabancılar hukuku avukatı” araması yapıp Ankara yabancılar hukuku avukatı internet sitelerini ziyaret edebilir ve özgeçmişleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca web sitemizi inceleyerek Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu alanında uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ekibimizden yardım alabilirsiniz.

3.ADIM: İLK GÖRÜŞMELERİ ÖNCEDEN PLANLAYIN

Seçme ihtimaliniz olan Ankara yabancılar hukuku avukatıyla yapacağınız ilk görüşmeler, size daha fazla bilgi ve tecrübe edinme ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızda vereceğiniz kararlarınız için en doğru avukatı seçme fırsatı sunar.

4.ADIM: ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI, ÜCRETLERİNİ ANLAYIN

Dördüncü adımda, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızın Ankara yabancılar hukuku avukatınızla ücret ve vereceğiniz vekaletle ilgili sözleşme detayları hakkında net bir anlayış geliştirmeniz oldukça önemlidir. Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınızın danışmanlık için sizden aldığı ücretin, Ankara yabancılar hukuku avukatı ücret tarifesince belirlenen asgari ücretlere ne kadar yakın olduğunu bilmeli, ekonomik bir tercih yapıp yapmadığınızı anlamalısınız.

5.ADIM: İŞ BİRLİĞİ VE İLETİŞİM

Ankara yabancılar hukuku avukatınızla kaliteli bir iş birliği içinde olmak ve güçlü iletişim kurmak son derece önemlidir. Bu, karşılıklı güven oluşturmanıza ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesine yardımcı olmaktadır.

Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınıza, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızla alakalı herhangi bir gelişme veya endişeniz olduğu zaman hemen başvurabileceğinizi bildirmeli ve Ankara yabancılar hukuku avukatınızdan bu konuda teminat alabilmelisiniz. Aynı zamanda Ankara yabancılar hukuku avukatınızın, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızın her duruşma ve gelişme neticesinde size düzenli olarak davanın ilerlemesi hakkında bilgi vermesini bekleyebilirsiniz.

6.ADIM: EN DOĞRU ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇMEK

Sonuç olarak, Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, karmaşık ve stresli bir süreç olabilmekle beraber yukarıda sizler için sıraladığımız adımları izleyerek bu süreci daha etkili bir şekilde yönlendirmeniz mümkün. İhtiyaçlarınızı saptamak, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davalarda deneyimli ve uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı araştırması yapmak, görüşmelerinizi planlamak, ücretleri anlamak ve etkili bir iletişim kurmak, doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını seçmenize yardımcı olacaktır. Bu şekilde, dava sürecinizi daha az sıkıntılı ve çok daha başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI ÜCRETİ 2024

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.

Ankara yabancılar hukuku avukatı ücreti davanın niteliğine göre Ankara yabancılar hukuku avukatı ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak Ankara yabancılar hukuku avukatı isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.

Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.

Netice itibariyle, sağlık hukuku davalarında Ankara yabancılar hukuku avukatı ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de sağlık hukuku alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara yabancılar hukuku avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara yabancılar hukuku avukatı için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?

Ankara yabancılar hukuku avukatı, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile ilgili davanızın sürecinde kritik bir rol oynarlar. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ilgili davalar genellikle karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren hukuki konular içerir. Ancak kural olarak Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu davasında bir Ankara yabancılar hukuku avukatı tutmak zorunda değilsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?

Ankara Barosu’na bağlı olan tüm Ankara avukatlarının iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden Ankara yabancılar hukuku avukatı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’ndan Doğan Haklar konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

KAYNAK:

[1]-ŞEKER, G. (2014). Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hakkında Genel Bir Değerlendirme. İnsan Hakları Yıllığı, 32, 107-129.

[2]- https://karararama.danistay.gov.tr/

[3]-https://karararama.yargitay.gov.tr/

[4]-https://www.mevzuat.gov.tr/

[5]-https://www.turkiye.gov.tr/

[6]-https://www.nvi.gov.tr/

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU
Akademik Hukuk İletişim YÖK Denklik Avukatı

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment