Yabancılar HukukuUluslararası Koruma Başvurusu İle İlgili Yargı Kararı

Bir yabancı, kendi ülkesine dönmesi halinde ırkından, dininden, tabiatından, belli bir gruba üye olmasından, siyasi düşüncesinden dolayı zulme uğrama ihtimali varsa ve kendi ülkesi de bu korumayı sağlayamıyorsa, uluslararası koruma başvurusunda bulunma hakkına sahiptir.

ULUSLARARASI KORUMA NEDİR?

6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında, uluslararası koruma, yabancıların kendi ülkelerinde zulme uğrama ihtimali nedeniyle Türkiye’ye sığınma talebinde bulunmaları durumunda, Türkiye’de yasal bir statü ve koruma sağlamayı amaçlar. Irk, din, tabiat, siyasi düşünce gibi sebeplerden dolayı zulme uğrama ihtimali olan yabancılar, kendi ülkelerine dönme korkusuyla Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunabilirler.

ULUSLARARASI KORUMA TÜRLERİ NELERDİR?

Türk Hukuku’nda uluslararası koruma türleri üçe ayrılmıştır: mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma. Bu kavramlar, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda tanımlanmıştır. İşte bu koruma türlerinin kısa açıklamaları:

MÜLTECİ

Mülteci, Avrupa ülkelerindeki olaylar sebebiyle ırkından, dini inancından, milliyetinden, belirli bir toplumsal grubun üyesi olmaktan ya da siyasi görüşlerinden dolayı zulme uğrama korkusuyla Türkiye’den uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancılara verilen hukuki statüdür Mülteci, uluslararası koruma statüsü altında Türkiye’de yasal bir konum elde eder.

Mülteci statüsüne sahip olabilmek için yabancının belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir ve bu kriterler uluslararası hukuk ve iç hukuk çerçevesinde belirlenir. Mülteci statüsüne başvuran bir yabancının, kendi ülkesindeki zulümden kaçmak için haklı ve inandırıcı bir sebebi olmalıdır.

Mülteci statüsüne sahip olabilmek için yabancının belirli kriterleri karşılaması ve korkusunun haklı ve inandırıcı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Bu süreç, uluslararası hukuk ve iç hukukun gerekliliklerine göre yürütülür ve her başvuru bireysel olarak değerlendirilir.

ŞARTLI MÜLTECİ

Şartlı mülteci statüsü, mülteci statüsüne benzer şekilde, yabancıların uluslararası koruma başvurusunda bulunmaları durumunda verilen bir hukuki statüdür.

Şartlı mülteci olabilmek için yabancının siyasi veya dini düşüncesinden, belli bir gruba üye olmasından, ırkından veya tabiatından dolayı kötü muameleye maruz kalabileceğine dair inandırıcı bir korkusu olmalıdır. Bununla birlikte, önemli bir fark, olayın Avrupa ülkeleri dışındaki bir ülkede gerçekleşmesi gerektiğidir. Yani, eğer kötü muamele olayı Avrupa ülkeleri dışında gerçekleşmişse, yabancı mülteci statüsüne değil, şartlı mülteci statüsüne başvurabilir.

Örneğin, Almanya’da meydana gelen bir olaydan dolayı Türkiye’ye sığınma talebinde bulunan bir yabancı, mülteci statüsü için başvuruda bulunabilir, çünkü olay Avrupa’da gerçekleşmiştir. Ancak, eğer aynı yabancı, Türkiye’de başka bir ülkede gerçekleşen bir olaydan dolayı kötü muameleye maruz kaldığını iddia ediyorsa, şartlı mülteci statüsü için başvuruda bulunabilir.

İKİNCİL KORUMA

İkincil koruma statüsü, mülteci veya şartlı mülteci başvuru kriterlerini sağlamayan, ancak kendi ülkelerine döndüklerinde belirli risklere maruz kalacak yabancılara verilen bir hukuki statüdür. Bu statünün verilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. İkincil koruma statüsüne hak kazanabilmek için aşağıdaki durumlardan herhangi birinin söz konusu olması gerekir:

  • Ölüm Cezası Alma veya Tehdidi: Yabancı, kendi ülkesine döndüğünde ölüm cezası alma veya uygulanma tehlikesiyle karşı karşıya ise, ikincil koruma statüsüne başvurabilir.
  • İşkence, Onur Kırıcı ve İnsanlık Dışı Muamele: Yabancı, kendi ülkesine döndüğünde işkence, onur kırıcı veya insanlık dışı muameleye maruz kalma ihtimali varsa, bu durumda da ikincil koruma statüsüne başvurabilir.
  • Silahlı Çatışma ve Şiddet Tehdidi: Yabancı, kendi ülkesinde veya uluslararası alanda yaşanan silahlı çatışmaların neden olduğu şiddet eylemleri sebebiyle ciddi tehditlerle karşı karşıya ise, ikincil koruma statüsüne başvurabilir. Silahlı çatışmaların neden olduğu şiddet ortamlarında yaşamak, kişinin güvenliği ve yaşam hakkı için ciddi bir risk oluşturur ve bu durum uluslararası koruma talebi için geçerli bir sebep olabilir.

İkincil koruma statüsüne başvuracak bir yabancının, özellikle ciddi risklerden bahsetmek ve bu risklerin varlığını belgelemek için güçlü delillere sahip olması önemlidir. Hapis cezası, bir suçun cezası olarak uygulanır ve dünya genelinde birçok ülkede mevcuttur. Bu nedenle, yalnızca hapis cezası alan bir yabancının bu ceza nedeniyle ikincil koruma statüsüne hak kazanması olası değildir.

Yabancının ikincil koruma başvurusunun değerlendirilmesi sürecinde, beyanlarını delillerle desteklemesi önemlidir. Örneğin, ölüm veya kırbaç cezası gibi ciddi risklerin varlığını kanıtlayan belgeler veya mahkeme kararları, başvurunun olumlu sonuçlanması için etkili olabilir. Ayrıca, başvuranın mülakat sırasında inandırıcı olması ve beyanlarını desteklemek için tutarlı ve güçlü kanıtlar sunması da başvurunun olumlu sonuçlanması açısından önemlidir.

GEÇİCİ KORUMA

Geçici koruma, olağanüstü durumlar altında kitlesel koruma ihtiyacının olduğu durumlarda devreye konulan bir mekanizmadır. Bu koruma, özellikle büyük ölçekli yer değiştirme durumlarında ve kendi ülkelerine dönme imkânı olmayan kişiler için geçici bir çözüm olarak uygulanır.

Geçici koruma, kitlesel akınlar, doğal afetler, iç savaşlar gibi olağanüstü durumlar veya diğer acil durumlar sırasında devreye sokulan bir koruma mekanizmasıdır. Bu durumlarda, sığınma sistemleri genellikle yetersiz kalabilir ve bu nedenle hızlı ve etkili bir şekilde kitlesel koruma sağlamak için geçici koruma mekanizmaları devreye sokulabilir.

“Geçici Koruma statüsü YUKK’un 91’inci maddesine göre; kitlesel olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına gelen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancıların uluslararası koruma ihtiyacının sağlanması için acil çözümler bulmak üzere geliştirilen korumayı ifade etmektedir. İçerik olarak ülke topraklarına serbest olarak kabul, geri gönderilmeme ilkesine riayet ve temel ihtiyaçların karşılanması unsurlarından oluşmaktadır (Çiçekli, 2013:313).” [1].

Geçici koruma, sığınmacılara geçici barınma, temel ihtiyaçların karşılanması, sağlık hizmetleri gibi acil yardımları içerebilir. Bu şekilde, sığınmacıların güvenliği ve ihtiyaçları kısa vadeli olarak karşılanırken, daha uzun vadeli çözümler aranır.

ULUSLARARASI KORUMA BAŞVURUSU ŞARTLARI

Uluslararası koruma başvurusu yapabilmek için belirli şartların karşılanması gerekmektedir. Bu şartlar, uluslararası hukuk ve ilgili ülkenin iç hukuku tarafından belirlenir ve farklı ülkelerde farklılık gösterebilir.

  • Zulüm Kriterleri: Başvuru sahibinin, ırkı, dini inancı, milliyeti, sosyal grubu veya siyasi görüşleri gibi belirli bir özelliğinden dolayı kendi ülkesinde zulme uğradığına dair inandırıcı kanıtlar sunması gerekir. Zulüm, ölüm tehdidi, işkence, kötü muamele veya ciddi insan hakları ihlallerini içerebilir.
  • Sığınma Talep Etme İhtiyacı: Başvuru sahibinin, kendi ülkesindeki zulümden kaçmak ve uluslararası koruma talep etmek için haklı ve makul bir nedeni olmalıdır. Bu nedenle, kişinin ülkesine dönerse karşılaşabileceği riskler ciddi ve gerçekçi olmalıdır.
  • Ülkesindeki Koruma veya Geri Dönüş İmkanlarının Yetersizliği: Başvuru sahibinin, kendi ülkesinde koruma veya güvenlik sağlayacak mekanizmaların yetersiz veya etkisiz olduğunu kanıtlaması gerekir. Ayrıca, kişinin kendi ülkesine dönmesi halinde güvenlik ve yaşamı için ciddi risklerle karşılaşacağına dair makul bir korkusu olmalıdır.
  • Uluslararası Koruma Başvurusunun İlgili Prosedürlere Uygun Yapılması: Başvuru, ilgili ülkenin yasal prosedürlerine uygun olarak ve belirlenmiş başvuru süreçleri içinde yapılmalıdır. Başvuru sahibi, gerekli belgeleri sunmalı, mülakatlara katılmalı ve uluslararası koruma başvuru sürecine aktif olarak katılmalıdır.

ULUSLARARASI KORUMA BAŞVURUSU NASIL OLUR?

Türkiye’de uluslararası koruma başvuru sürecinin ana hatları ise;

  • Başvuru Yeri ve Şekli: Uluslararası koruma başvurusu, yabancılar tarafından valiliklere bizzat yapılır. Ancak, başvurunun kolluk merkezine veya sınır kapısına yapılması halinde, başvuru valiliklere bildirilir. Başvuru yaparken yabancının kimlik bilgilerini doğru bir şekilde vermesi gerekmektedir.
  • Başvuru Belgeleri ve Bilgileri: Yabancı, başvuru sırasında kimliğini ve seyahat belgelerini ibraz etmekle yükümlüdür. Kimliği olmayan durumlarda, Kurum tarafından yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiler kullanılır veya yabancının beyanına göre kayıt yapılır. Yabancı, başvurusu sırasında neden uluslararası koruma talebinde bulunduğunu, kendi ülkesini neden terk etmek zorunda kaldığını ve seyahat güzergahını açıklamalıdır.
  • Geçici Kimlik Belgesi: Başvuru yapan yabancıya derhal uluslararası koruma geçici kimlik belgesi verilir. Bu belgeyle, nihai karar verilene kadar yabancı, belirlenen ilde kalma hakkına sahip olur. Bu süreçte yabancıya belirli yükümlülükler getirilebilir ve mülakat gibi prosedürler de yapılır.
  • Tercümanlık Hizmeti: Yabancının Türkçe bilmemesi durumunda, kurumda bulunan tercümanlar yabancıya tercümanlık hizmeti sunarlar. Bu sayede yabancının başvuru sürecinde dil engeli aşılmış olur.

ULUSLARARASI KORUMA ALTINDAYKEN YURT DIŞINA GİDİLEBİLİR Mİ?

Uluslararası koruma başvurusu henüz sonuçlanmamış olan geçici kimlik kartı sahibi yabancıların, uluslararası seyahatleri mümkün değildir. Bu kısıtlamalar, yabancıya yurt dışı seyahatini engelleyecek şekilde tahdit kodu konularak sağlanır. Bu durum, yabancının uluslararası koruma başvurusu sürecinde Türkiye’den ayrılmasını engellemeyi amaçlar.

Ancak, uluslararası koruma başvurusu olumlu sonuçlanmış yabancılar için durum farklıdır. Bu kişilere Bakanlık tarafından çıkarılan özel bir pasaport verilir. Bu pasaport, uluslararası koruma statüsüne sahip olan yabancıların yurt dışına seyahat etmelerine olanak tanır. Bu özel pasaportla yabancılar, Türkiye dışındaki ülkelere seyahat edebilirler.

ULUSLARARASI KORUMA ALTINDAYKEN YURT İÇİ SEYAHAT EDİLEBİLİR Mİ?

Uluslararası koruma altındaki yabancının Türkiye içinde seyahat etmesi valilik iznine bağlıdır. Bu izin, yabancının uluslararası koruma başvurusu sonucu verilen geçici kimlik veya diğer belgelerle sınırlı olabilir. Valilik, yabancının seyahat talebini değerlendirir ve uygun görürse seyahat izni verir.

ULUSLARARASI KORUMA MÜLAKATI

Uluslararası koruma başvurusu sürecinde yapılan mülakatlar önemli bir adımdır ve yasal prosedürlere uygun bir şekilde gerçekleştirilir. Bu süreçte dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar şunlardır:

  • Mülakat Zamanı ve Yeri: Yabancıyla yapılacak mülakat, başvuru tarihinden itibaren genellikle 30 gün içinde gerçekleştirilir. Mülakatın yapılacağı yer ve zaman, yabancıya önceden bildirilir.
  • Yabancının İfade İmkânları: Yabancının mülakat sırasında kendisini en iyi şekilde ifade edebilmesi için gerekli imkânlar sağlanır. Bu, gerektiğinde tercümanın bulundurulması da dahil olabilir.
  • Gerekli Belgelerin Sunumu: Yabancı, mülakat esnasında uluslararası korumaya başvurusunu haklı kılacak tüm bilgi ve belgeleri sunmalıdır. Ülkesine dönmesi halinde karşılaşabileceği muameleyle ilgili bilgi ve belgeleri de sunması önemlidir.
  • Gizlilik ve Kayıt: Mülakat süreci, gizlilik ve güvenlik ilkelerine uygun bir şekilde yürütülür. Bu nedenle, mülakatın başından sonuna kadar kamera ve ses kaydı alınır.

ULUSLARARASI KORUMA BAŞVURU NE KADAR SÜREDE SONUÇLANIR?

Türkiye’de uluslararası koruma başvuru süreci, kanunen başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde sonuçlandırılması gereken bir süreye tabidir. Bu süre, başvurunun değerlendirilmesi, mülakatların yapılması, belgelerin incelenmesi ve nihai kararın verilmesi için belirlenmiş bir zaman çerçevesidir.

ULUSLARARASI KORUMA BAŞVURUSUNUN REDDİ

Uluslararası koruma başvurusunun reddedilmesi durumunda, karar ilgiliye veya avukatına tebliğ edilir. Kurum, belirli sebeplerden ötürü başvuruyu reddedebilir. Bu sebepler arasında kişinin kendi ülkesine dönmesi halinde kötü muameleye maruz kalacağına ilişkin kanaate varılmamış olması, uluslararası koruma için haklı sebeplerinin bulunmaması veya başvuru şartlarını taşımaması yer alabilir.

Başvurunun reddedilmesi halinde, karara karşı itiraz edilebilir veya dava açılabilir. Yabancı, kendisi veya avukatı aracılığıyla karara karşı Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itirazda bulunabilir. Ancak, itiraz sonucunda karar değişmezse, ilgili karara karşı idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

Red kararına karşı dava açma süresi, Yasanın 68, 72 ve 79. maddelerine göre verilmişse doğrudan idare mahkemelerinde dava açılabilecekse, bu durumda dava açma süresi 72 ve 79. maddeleri kapsamında alınan kararlara karşı (Kabul Edilemez Başvuru ile Hızlandırılmış Değerlendirme) red kararının tebliğinden itibaren 15 gün, diğer sebepler kapsamında alınan kararlara karşı ise 30 gündür.

Yabancı, açmış olduğu davanın sonucu kesinleşinceye kadar Türkiye’de kalmaya devam edebilir. Bu süreç boyunca yargı süreci devam eder ve yabancının hukuki haklarının korunması sağlanır.

ULUSLARARASI KORUMANIN SONA ERMESİ

Uluslararası koruma statüsü bazı durumlarda sona erebilir. Bu durumlar şunlardır:

  • Yabancı, vatandaşı olduğu ülkenin korumasından isteği doğrultusunda yararlanırsa: Yabancı, kendi vatandaşı olduğu ülkenin korumasını istemeye ve ondan yararlanmaya karar verirse uluslararası koruma statüsü sona erebilir.
  • Vatandaşlığını kaybettiği ülkenin tekrar vatandaşı olursa: Yabancı, daha önce vatandaşlığını kaybettiği ülkenin tekrar vatandaşı olursa uluslararası koruma statüsü sona erebilir.
  • Farklı bir ülkeden vatandaşlık kazanırsa ve bu ülkenin korumasından yararlanıyorsa: Yabancı, farklı bir ülkeden vatandaşlık kazanır ve bu yeni ülkenin korumasından yararlanıyorsa uluslararası koruma statüsü sona erebilir.
  • Korktuğu ve kötü muameleye maruz kalacağı ülkeye kendi isteğiyle dönerse: Yabancı, kendi isteğiyle uluslararası koruma aldığı ülkeye geri dönerse koruma statüsü sona erebilir.
  • Uluslararası koruma almasını sağlayan sebepler ortadan kalkarsa: Yabancının uluslararası koruma almasını sağlayan sebepler artık geçerli değilse, koruma statüsü sona erebilir.
  • Kendi isteğiyle farklı bir ülkenin korumasından yararlanırsa, Türkiye’yi terk ederse veya farklı bir ülkeye kabul edilirse: Yabancı, kendi isteğiyle farklı bir ülkenin korumasından yararlanırsa, Türkiye’yi terk ederse veya farklı bir ülkeye kabul edilirse uluslararası koruma statüsü sona erebilir.

ULUSLARARASI KORUMANIN İPTAL EDİLMESİ

Uluslararası koruma statüsü çeşitli durumlarda iptal edilebilir. Bu durumlar yabancının başvuru sürecinde sahte belge kullanması, hile veya aldatma yoluyla veya gerçekleri saklayarak uluslararası koruma statüsü almış olması halinde veya statüyü aldıktan sonra başvurusunun hariçte tutulacak kişilerden olduğunun anlaşılması durumunda gerçekleşir.

Bu nedenle, uluslararası koruma başvurusunda bulunan yabancıların sunacakları bilgi ve belgelerin doğru ve güvenilir olmasına büyük önem verilir. Yabancılar, başvuru sürecinde doğru ve eksiksiz bilgi sağlamakla yükümlüdürler. Başvurunun kabul edilmesi sonrasında dahi, yabancının durumu incelenmeye devam eder ve iptal edilme durumu ortaya çıkabilir.

ULUSLARARASI KORUMA BAŞVURUSU İLE İLGİLİ MAHKEME KARARLARI

“Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:

Dava; Irak uyruklu davacılar tarafından uluslararası Koruma başvurusunun reddi işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Yozgat İdare Mahkemesinin 20.02.2020 tarih, E:2020/277, K:2020/121 sayılı kararı ile; Uluslararası Koruma Başvurusunun reddi işleminin, davacılara 12.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, sürenin bitim tarihinin adli tatile denk gelmesi nedeniyle en geç 09.09.2019 tarihine kadar iptal davası açılması gerekirken 30.12.2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun uygulamasına ilişkin Yönetmelik uyarınca Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna yapılan başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Davacılar istinaf başvuru dilekçesi ile; Yönetmelikte bulunan düzenlemenin dava açma hakkını kısıtladığı, davanın esasının incelenmesi gerektiği, esas yönünden ise mülakatın usule ve yasaya uygun yapılmadığı, ülkesine gönderilmeleri durumunda zulme uğrama risklerinin bulunduğu, idarece gerekçesiz ret kararı verildiği ileri sürülerek, kararın istinaf kanun yolu ile kaldırılması istenilmektedir…

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Komisyonun Kararları ve Niteliği” başlıklı 100. maddesinde, Komisyonun idarenin verdiği kararları usul ve esas yönünden inceleyeceği, gerekli bilgi ve belgeleri isteyebileceği, değerlendirme sonunda, başvuru sahibinin itirazını reddedebileceği ya da idareden, vermiş olduğu kararı usul ve esas yönünden gözden geçirmesini isteyebileceği hususların düzenlendiği görülmüştür…

Yapılan incelemede, davacılara Uluslararası Koruma başvurusunun reddine dair kararın 12.07.2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebellüğ belgesinde karara karşı başvuru yolları ve süreleri belirtildiği görülmekte ise de, Uluslararası Koruma Değerlendirme Komisyonuna itiraz edilmesi halinde İdare Mahkemesinde dava açma süresinin nasıl işleyeceği hususunda açık bir bildirimde bulunulmadığı, davacıların da doğal olarak komisyona yapılan itirazın sonucunu bekledikleri, usul kurallarının hak arama hürriyetini engelleyecek şekilde katı olarak yorumlanmaması gerektiği, aksi yorumun dava açma hakkını ortadan kaldıracağı kanaatine varılarak, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen istinafa konu İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; davacıların istinaf isteminin KABULÜNE, istinafa konu Yozgat İdare Mahkemesi’nce verilen 20/02/2020 gün ve E: 2020/277, K: 2020/121 sayılı kararın KALDIRILMASINA,2577 sayılı Yasa’nın 45/5 maddesi uyarınca esastan karar verilmek üzere DAVA DOSYASININ MAHKEMESİNE İADESİNE…”

“Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesince; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “istinaf” başlıklı 45. maddesinde, “1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, … mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir…

Dava, A1 İlinde ikamet eden Irak vatandaşı olan ve 08.12.2016 tarihinde 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca uluslararası koruma talebinde bulunan davacı tarafından, uluslararası koruma için gerekli kriterleri taşımadığından bahisle 6458 sayılı Kanun uyarınca “uluslararası koruma başvurusunun reddine” ilişkin A1 İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 05.04.2019 tarihli ve E.3935 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır….

Bu haliyle, uluslararası koruma başvurusunun geri çekilmiş sayılmasından farklı olarak, “uluslararası korumu başvurusunun reddi” kararını verme yetkisinin Genel Müdürlükte olduğu, dava konusu “uluslararası koruma talebinin reddine” dair işlemin 05.04.2019tarihli olduğu, bir başka anlatımla yukarıda belirtilen 09.07.2018 tarihli ve 30473 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan KHK’dan yani yetki devrine ilişkin hükümlerin mülga olduğu tarihten sonraki ve 4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca da03/12/2019 tarihinden önceki bir tarihte tesis edildiği, bu sebeple işlemi tesis eden A1 Valiliği’nin işlemi tesis ettiği tarihte yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, A1 Valiliğince 05.04.2019 tarihinde tesis edilen “uluslararası koruma başvurusunun reddine” ilişkin dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne, Kütahya İdare Mahkemesince verilen 24/09/2019 tarih, E:2019/234, K:2019/419 sayılı kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline…”

“Karar veren Konya Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:

Dava, Afganistan uyruklu olan ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında uluslararası koruma başvurusunda bulunan davacı ile refakatindeki eşi K3. ve oğlu K4. hakkında, başvurusundan yazılı şekilde gönüllü olarak vazgeçtiğinden bahisle aynı Kanun’un 77/(1-a) maddesi uyarınca başvurusunun geri çekilmiş sayılarak değerlendirmesinin durdurulmasına yönelik olarak tesis edilen 07.11.2019 tarih ve E.10411 sayılı Afyonkarahisar Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır…

Bu durumda; davacının annesinin çok hasta olması sebebiyle ülkesine gitmeye karar verdiği ancak annesinin yaşadığı şehirdeki Taliban işgali ile İran askerlerinin tutumu sebebiyle vazgeçmek zorunda kaldıkları, bir kızının doğduğu ve 4 kişilik ailesini çok zor şartlarda ayakta tutabildiği, ülkesinde hayatlarının tehlike altında olduğu dikkate alındığında davacının vazgeçme başvurusundan sonradan meydana gelen gelişmeler sebebiyle tekrar vazgeçtiği, belirtilen hususların idarece değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın mevzuatın lafzından hareketle işlem tesis edildiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf isteminin kabulüne, Afyonkarahisar İdare Mahkemesi’nce verilen 12/03/2020 günlü, E:2019/831, K:2020/209 sayılı kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline…”

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ

Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, Uluslararası koruma başvurusu dava surecinin hızlı ve profesyonelce yönetilmesi için ve Uluslararası koruma başvurusu davasının başarıya ulaşması için son derece önemli olup doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını bulmak için yaşanabilecek süreci adım adım anlatırsak;

1.ADIM: NE İLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLİN

İlk adım, Uluslararası koruma başvurusu davanız esnasında ne türde hukuki konu ve uyuşmazlıklarla karşılaşacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.

  • Davanızı Anlama: Uluslararası koruma başvurusu davası sürecinde karşılaşabileceğiniz sorunları belirleyin. Bu, Uluslararası koruma başvurusu, idari gözetim kararı, sınır dışı edilme kararına itiraz veya yabancılar hukuku gibi konuları içerebilir.

2.ADIM: UZMANLIK VE DENEYİM ARAŞTIRMASI YAPIN

İkinci adımda, ihtiyacınız olan Uluslararası koruma başvurusu alanında uzmanlaşmış Ankara yabancılar hukuku avukatı bulmak için bir ön araştırma yapmanız maddi ve manevi bakımlardan önem taşımaktadır. İnternet ortamında avukatların web sitelerini inceleyebilir, forumlarda yer alan incelemeleri okuyabilir ve avukatların müvekkillerinin referanslarına ulaşabilirsiniz.

Örneğin, internet üzerinde “Ankara yabancılar hukuku avukatı” araması yapıp Ankara yabancılar hukuku avukatı internet sitelerini ziyaret edebilir ve özgeçmişleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca web sitemizi inceleyerek Uluslararası koruma başvurusu alanında uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ekibimizden yardım alabilirsiniz.

3.ADIM: İLK GÖRÜŞMELERİ ÖNCEDEN PLANLAYIN

Seçme ihtimaliniz olan Ankara yabancılar hukuku avukatıyla yapacağınız ilk görüşmeler, size daha fazla bilgi ve tecrübe edinme ve kararlarınız için en doğru avukatı seçme fırsatı sunar.

4.ADIM: ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI, ÜCRETLERİNİ ANLAYIN

Dördüncü adımda, Uluslararası koruma başvurusu davasında Ankara yabancılar hukuku avukatınızla ücret ve vereceğiniz vekaletle ilgili sözleşme detayları hakkında net bir anlayış geliştirmeniz oldukça önemlidir. Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınızın danışmanlık için sizden aldığı ücretin, Ankara yabancılar hukuku avukatı ücret tarifesince belirlenen asgari ücretlere ne kadar yakın olduğunu bilmeli, ekonomik bir tercih yapıp yapmadığınızı anlamalısınız.

5.ADIM: İŞ BİRLİĞİ VE İLETİŞİM

Ankara yabancılar hukuku avukatınızla kaliteli bir iş birliği içinde olmak ve güçlü iletişim kurmak son derece önemlidir. Bu, karşılıklı güven oluşturmanıza ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesine yardımcı olmaktadır.

Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınıza, doğum parası davasıyla alakalı herhangi bir gelişme veya endişeniz olduğu zaman hemen başvurabileceğinizi bildirmeli ve Ankara yabancılar hukuku avukatınızdan bu konuda teminat alabilmelisiniz. Aynı zamanda Ankara yabancılar hukuku avukatınızın her duruşma ve gelişme neticesinde size düzenli olarak davanın ilerlemesi hakkında bilgi vermesini bekleyebilirsiniz.

6.ADIM: EN DOĞRU ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇMEK

Sonuç olarak, Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, karmaşık ve stresli bir süreç olabilmekle beraber yukarıda sizler için sıraladığımız adımları izleyerek bu süreci daha etkili bir şekilde yönlendirmeniz mümkün. İhtiyaçlarınızı saptamak, Uluslararası koruma başvurusu davalarında deneyimli ve uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı araştırması yapmak, görüşmelerinizi planlamak, ücretleri anlamak ve etkili bir iletişim kurmak, doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını seçmenize yardımcı olacaktır. Bu şekilde, Uluslararası koruma başvurusu dava sürecinizi daha az sıkıntılı ve çok daha başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI ÜCRETİ 2024

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.

Ankara yabancılar hukuku avukatı ücreti davanın niteliğine göre Ankara yabancılar hukuku avukatı ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak Ankara yabancılar hukuku avukatı isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.

Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.

Netice itibariyle, sağlık hukuku davalarında Ankara yabancılar hukuku avukatı ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de sağlık hukuku alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara yabancılar hukuku avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara yabancılar hukuku avukatı için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?

Ankara yabancılar hukuku avukatı, Uluslararası koruma başvurusu, dava sürecinde kritik bir rol oynarlar. Uluslararası koruma başvurusu davaları genellikle karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren hukuki konular içerir. Ancak kural olarak Uluslararası koruma başvurusu davasında bir Ankara yabancılar hukuku avukatı tutmak zorunda değilsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?

Ankara Barosu’na bağlı olan tüm Ankara avukatlarının iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden Ankara yabancılar hukuku avukatı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.

ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA

Uluslararası koruma başvurusu konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

KAYNAK:

[1]- NURDOĞAN, A., & ÖZTÜRK, M. (2018). GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ İLE TÜRKİYE’DE BULUNAN SURİYELİLERİN VATANDAŞLIK HAKKI. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(3), 1163-1172.

[2]- https://www.lexpera.com.tr/

[3]-https://www.mevzuat.gov.tr/

[4]-https://www.turkiye.gov.tr/

[5]- https://www.goc.gov.tr/il-mudurlukleri

Uluslararası Koruma Başvurusu İle İlgili Yargı Kararı
Akademik Hukuk İletişim YÖK Denklik Avukatı

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment