Türkiye’ye giriş yapması yasak olan yabancıların ülkeye giriş yaparken tespit edildiğinde Ç-138 kodu atanabilir. Tahdit kodunu kaldırmak için Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açabilir.
İçindekiler
- TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAĞI
- TAHDİT KODU NEDİR?
- Ç 138 TAHDİT KODU NEDİR?
- INAD YOLCU NEDİR?
- TAHDİT KODU NEDEN KONUR?
- TAHDİT KODU KİM TARAFINDAN KONULUR?
- TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI İÇİN MEŞRUHATLI DAVETİYE BAŞVURUSU
- TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI İÇİN İDARİ BAŞVURU VE İDARİ DAVA
- Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI
- Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI AÇMA SÜRESİ NE KADARDIR?
- Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI İLE İLGİLİ YARGI KARARI
- ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ
- ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI ÜCRETİ 2024
- ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
- ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
- ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
TÜRKİYE’YE GİRİŞ YASAĞI
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışlarıyla ilgili önemli düzenlemeler içermektedir. Kanunun 9 ve 10. maddelerine göre:
- Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından Türkiye’ye girmesinde sakınca görülen yabancıların ülkeye girişini yasaklayabilir. Bu durumda, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınabilir.
- Türkiye’den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye’ye girişi, Genel Müdürlük veya valilikler tarafından yasaklanabilir.
- Türkiye’ye giriş yasağının süresi en fazla beş yıldır. Ancak, kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından ciddi tehdit bulunması halinde bu süre Genel Müdürlükçe en fazla on yıl daha artırılabilir.
- Vize veya ikamet izni süresi sona eren ve bu durumları yetkili makamlarca tespit edilmeden önce Türkiye dışına çıkmak için valiliklere başvuruda bulunan yabancılara, belirli şartlar altında Türkiye’ye giriş yasağı kararı alınmayabilir.
- Türkiye’yi terke davet edilenlerden, süresi içinde ülkeyi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir.
- Genel Müdürlük, giriş yasağını kaldırabilir veya giriş yasağı saklı kalmak kaydıyla yabancının belirli bir süre için Türkiye’ye girişine izin verebilir.
- Kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı sebebiyle, idari para cezaları veya kamu alacakları sebebiyle yabancıların ülkeye kabulü ön izin şartına bağlanabilir.
- Giriş yasağına ilişkin tebligat, sınır kapılarındaki yetkili makam veya valilikler tarafından yapılır. Tebligatta, yabancıların karara karşı itiraz hakları ve bu süreçteki diğer yasal hak ve yükümlülükleri de belirtilir.
Bu hükümler, Türkiye’deki yabancıların giriş, kalış ve çıkışlarıyla ilgili önemli düzenlemeleri içermekte olup, yabancıların Türkiye’ye giriş ve çıkışlarının düzenli ve denetlenmiş bir şekilde gerçekleşmesini sağlamayı amaçlamaktadır.
TAHDİT KODU NEDİR?
Tahdit kodu, Türkiye’de bulunduğu süre içerisinde yasalara aykırı fiiller işlediği tespit edilen veya yurt dışı istihbarat bilgileriyle hakkında bilgi toplanan yabancının siciline işlenen kayıtları ifade eder. Bu kayıtlar, ilgili kişinin Türkiye’deki yasal durumunu etkileyebilir ve bu kişinin Türkiye’deki hareketlerini kısıtlayabilir.
Tahdit kodu, Türkiye’de yabancıların giriş ve oturum sürelerini etkileyen önemli bir unsurdur ve ilgili kişinin Türkiye’de kalışını zorlaştırabilir veya engelleyebilir. Bu tür kayıtlar güvenlik açısından önem taşıyan durumlarla ilişkilendirilir ve ilgili kişinin Türkiye’deki davranışlarına dair bir tür uyarı işlevi görür.
Ç 138 TAHDİT KODU NEDİR?
Ç-138 kodu (INAD), Türkiye’ye giriş yapmaya çalışan yasaklı yabancılar için kullanılan bir tahdit kodudur. Türkiye’ye giriş yapması yasak olan yabancıların durumunu tespit edildiğinde, Türk hükümeti tarafından bu kişilere Ç-138 kodu atanabilir. Bu kod, Türkiye’ye girişlerinin engellenmesini içerebilir ve bu kişilerin belirli bir süre boyunca Türkiye’ye giriş yapmalarını engelleyebilir.
Bu süre genellikle 5 yıla kadar olabilir. Bu tür yasaklar genellikle yabancıların Türkiye’ye girişini kontrol altına almak ve belirli güvenlik endişelerini yönetmek amacıyla uygulanır. Bu kuralın detayları ve uygulama süreci, Türkiye’nin göç ve sınır politikalarına göre değişebilir. Bu nedenle, Türkiye’ye giriş yapmak isteyen yabancıların güncel kuralları ve gereksinimleri kontrol etmeleri önemlidir. Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açmak için alanında uzman bir yabancılar hukuku avukatından yardım almanız faydalı olacaktır.
INAD YOLCU NEDİR?
INAD yolcu; yetkilileri tarafından, bir ülkeye girişine izin verilmeyen ya da verilmeyecek olan kişidir (ICAO, 2017: s.1-3). INAD (Inadmissible Passenger), uluslararası uçuşlarda sıkça karşılaşılan bir kavramdır ve genellikle pasaport kontrolü sırasında ortaya çıkar. ICAO’nun tanımında belirtildiği gibi, bir yolcu, seyahat ettiği ülkenin giriş koşullarına uymak zorundadır. Bu koşullar genellikle geçerli bir pasaport, gerekli vize veya diğer giriş belgelerini içerir.
Ancak, bazı durumlarda yolcular bu koşulları yerine getiremeyebilir veya sınır polisi tarafından belirlenen diğer nedenlerle ülkeye girişlerine izin verilmeyebilir. Bu durumda, ilgili kişi INAD olarak kabul edilir ve seyahatini gerçekleştirdiği havayolunun ilk uçuşu ile seyahatinin başladığı noktaya geri gönderilir.
INAD durumları çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir; örneğin, geçersiz bir pasaport, vize veya diğer giriş belgeleri, seyahat amacına uygun olmayan belirsiz veya şüpheli nedenler, sınır güvenliği endişeleri veya sağlık nedenleri gibi durumlar söz konusu olabilir.
TAHDİT KODU NEDEN KONUR?
Bir ülkede suç işleyen, terörist olarak gösterilen veya güvenlik riski oluşturabilecek bir kişi, ülkeye giriş yasağına maruz kalabilir. Bu durum, kişinin ülkede bulunmasının güvenlik açısından risk oluşturabileceği düşüncesiyle ilişkilidir.
Giriş yasağı tahdit kodu, ülkeye giriş yasağı uygulanmasının süresinin değişebileceğini belirtir. Bu süre, kişinin suç işleme sebebine göre değişebilir. Örneğin, bir kişi suç işlemişse ve bu suç ciddi bir tehdit oluşturuyorsa, giriş yasağı süresi daha uzun olabilir. Ancak, kişinin suçu daha hafifse veya risk düzeyi daha düşükse, giriş yasağı süresi daha kısa olabilir.
Giriş yasağı tahdit kodu, bu tür durumları belirleyerek ülkenin güvenliğini sağlamak için kullanılan önemli bir araçtır. Bu kodlar, ülkeye giriş yasağı uygulanan kişilerin hareketlerini sınırlayarak toplumun güvenliğini korumayı amaçlar. Ancak, kişi yasağın haksız olduğunu düşünüyorsa, bu kararı mahkemeye taşıyabilir ve Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açabilir.
TAHDİT KODU KİM TARAFINDAN KONULUR?
Tahdit kodları İl Göç İdaresi Müdürlükleri, Genel Müdürlük ve Hudut Kapısı personeli tarafından uygulanır. Yabancılar, kendileri hakkında tahdit kodu olup olmadığını öğrenmek için İl Göç İdaresi Müdürlükleri’ne başvurabilirler. Bu müdürlükler, yabancıların Türkiye’deki ikamet durumları ve diğer prosedürlerle ilgili işlemleri yönetirler ve tahdit kodları da bu işlemler arasında yer alır.
İl Göç İdaresi Müdürlükleri, yabancıların Türkiye’deki durumlarına ilişkin birçok bilgiyi sağlayabilirler ve tahdit kodları da bu bilgiler arasında yer alır. Yabancılar, İl Göç İdaresi Müdürlükleri’ne başvurarak, ülkeye giriş yasağı gibi durumlarla ilgili bilgi alabilirler ve varsa tahdit kodlarını öğrenebilirler. Bu şekilde, yabancılar kendi durumlarını takip edebilir ve gerekli işlemleri gerçekleştirebilirler.
TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI İÇİN MEŞRUHATLI DAVETİYE BAŞVURUSU
“Meşruhatlı vize”, bir ülkeye girişi yasaklanmış olan yabancı bir kişinin yasal olarak bu ülkeye giriş yapabilmesini sağlayan bir vize türüdür. Meşruhatlı vize, genellikle yasaklanan kişinin ülkede bulunan akrabaları, işverenleri veya diğer yetkililer tarafından düzenlenen resmi bir davetiye ile başvurulur.
Nadir durumlarda yabancı tahdit kodunun kaldırılması için sadece idari başvurunun yeterli olabileceği durumlar olabilir. Ancak, bu durumlar kişinin durumuna ve tahditin nedenine bağlı olarak değişebilir.
Diğer bir seçenek ise, yasaklı bir yabancının Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması için meşruhatlı vize davetiyesi yoluna başvurmaktır. Meşruhatlı vize, Türkiye’ye girişi yasaklanmış olan yabancıların yasal olarak ülkeye giriş yapmasını sağlar. Bu süreçte, davetiye veren kurum veya kişi, yasaklı yabancının girişine destek olmak amacıyla resmi bir davetiye düzenler. Meşruhatlı vize işlemi genellikle bir ay içinde tamamlanabilir ancak süreç kişinin durumuna ve belgelendirmeye bağlı olarak değişebilir.
TAHDİT KODUNUN KALDIRILMASI İÇİN İDARİ BAŞVURU VE İDARİ DAVA
Haklarında sınır dışı kararı alınmış kişiler öncelikle ilgili idareye başvurarak tahdit kodunun kaldırılmasına yönelik taleplerini iletebilirler. İdare, başvuruyu uygun görürse, tahdit kodunu kaldırabilir. Ancak, idarenin olumsuz yanıt verdiği durumlarda veya kişi idareye başvurmadan doğrudan idari dava açarak ilgili tahdit kodunun kaldırılmasını talep edebilir.
İdari dava süreci, yasaklama kararının hukuka uygunluğunun incelenmesi ve gerekli kanıtların sunulması üzerine yargı tarafından değerlendirilir. Bu süreçte, kişinin avukat desteği alması önemlidir çünkü avukat, kişinin hukuki haklarını koruyabilir, gereken belgeleri toplayabilir ve dava sürecini yönetebilir.
İdari dava yoluyla tahdit kodunun kaldırılması talebinde bulunmak için, kişinin durumunu ve yasal haklarını doğru anlaması önemlidir. Bu süreçte, profesyonel bir hukuki danışmandan destek almak, başvurunun başarı şansını artırabilir ve kişinin haklarının korunmasına yardımcı olabilir.
Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI
İdari para cezası verilmesi, sınır dışı edilme ve ülkeye giriş yasağı gibi işlemlerin iptali istemiyle birlikte Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açılabilir. Ancak, bu durumda dava Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası değil, Ç 138 tahdit koduna dayanılarak yapılan işlemin iptali üzerine olmalıdır. Yani, Ç 138 tahdit kodu kaldırma değil idari para cezasının, sınır dışı etme işleminin veya ülkeye giriş yasağının iptali istenmelidir.
Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası idare mahkemesine dava açılabilir. Bazı durumlarda, idari başvuru veya meşruhatlı davetiye gibi prosedürlerle de Ç 138 tahdit kodu kaldırma mümkündür.
Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açılması durumunda, idarenin işlemin gerekçesini ve bu gerekçenin hukuka uygunluğunu somut olarak ortaya koyması gerekmektedir. Örneğin, yabancının ülkeye izinsiz girdiği, kaçak çalıştığı, genel ahlaka aykırı davrandığı, kamu sağlığını tehlikeye düşürdüğü, hakkında adli işlem yapıldığı veya genel güvenlik açısından tehlikeli olduğu gibi iddia edilen durumlar idare tarafından somut ve hukuken kabul edilebilir bir şekilde belgelenmelidir.
Davalı idare bu tür işlemleri yaparken, hukuki süreçte somut delillerle desteklenmelidir. Buna karşılık, davacı da Ç 138 tahdit kodu kaldırma davasında işleme dayanak yapılan olguların doğru olmadığını veya hukuka aykırı olduğunu kanıtlamalıdır.
Tahdit kodu uygulaması gibi kişi haklarını doğrudan etkileyen işlemler için kanuni bir dayanak bulunması gerekmektedir. Kanunda açık bir hüküm bulunmadığından, tahdit kodu uygulamasının kanuni dayanak ilkesine uygun olduğunu söylemek zordur. Ancak, yabancıların ülkeye girişi ve kalması devletin egemenlik yetkisiyle ilgilidir ve bu konuda idareye belirli yetkiler verilmiştir.
Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI AÇMA SÜRESİ NE KADARDIR?
Türkiye’ye giriş yasağının kaldırılması için Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açma süresi, tebligatın alınmasından veya kararın öğrenilmesinden itibaren 60 gündür. Bu süre, yabancının giriş yasağının kaldırılması için dava açma süresidir ve hak düşürücü niteliktedir. Yani, bu süre içinde Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açılmazsa, yabancı kişi giriş yasağının kaldırılması için hukuki olarak bir hak iddia edemez.
Bu nedenle, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açılması durumunda, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açmak isteyen bir kişinin, tebligatı aldığı veya kararı öğrendiği tarihten itibaren 60 gün içinde Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açması gerekmektedir. Bu süre içinde Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası açılmadığı takdirde, yabancı kişinin bu konuda hukuki hakları kısıtlanabilir ve giriş yasağı devam edebilir. Dolayısıyla, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davasında bu süreye dikkat edilmesi ve gerekli hukuki adımların zamanında atılması önemlidir.
Ç 138 TAHDİT KODU KALDIRMA DAVASI İLE İLGİLİ YARGI KARARI
“İSTEMİN ÖZETİ :Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacı tarafından, hakkında G-89, Ç-138 ve Ç-141 tahdit koduyla birlikte tesis edilen Türkiye’ye giriş yasağı işleminin iptali istemiyle açılan davada; davalı idarece işlemin gerekçesi olarak, jeopolitik konumu gereği Türkiye’yi çatışma bölgelerine geçiş yapmak için kullanan yabancıların, ülkeye giriş yapmalarını, ülkeyi güzergah olarak kullanmalarını, ülkede terör faaliyetlerinde bulunmalarını önlemek ve davacının kamu güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye sokacağı hususlarının gösterildiği…
dolayısıyla tahdit kodlarının dayanağının davalı idarece ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacının nesnel durumuna göre değerlendirme yapılması gerekirken somut bir gerekçeye dayanmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin olarak Ankara 1. İdare Mahkemesi’nce verilen 11/04/2018 gün ve E: 2017/2813, K: 2018/778sayılı kararın, davalı idare vekili tarafından, uluslararası terörizm ile mücadele adı altında devletin hükümranlık yetkisinin bulunduğu, savunmalarının mahkeme tarafından nazara alınmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Dava, Rusya Federasyonu vatandaşı olan davacı tarafından, hakkında G-89, Ç-138 ve Ç-141 tahdit koduyla birlikte tesis edilen Türkiye’ye giriş yasağı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davalı idarenin giriş yasağı koyma yetkisi bulunmakta ise de; söz konusu takdir yetkisinin kullanılmasında somut bilgi ve belgelerle kişinin ülkeye girişinin yasaklanabileceği, bu yetkinin keyfi olarak kullanılamayacağı tabiidir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 3/7/2017 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı sırada hakkında G-89 (Ön İnceleme Yapılacak Yabancı) tahdit kodu veri girişi yapılmış olduğu görülerek yapılan mülakat üzerine Türkiye’ye girişinin engellendiği, Antalya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü’nün 17/7/2017 tarih, 46914323 – 7654 – E. 2017071116112857388 sayılı yazı doğrultusunda davacı hakkında Ç-138 (Kabul Edilemez Yolcu) ve Ç-141 (Türkiye’ye girişi Bakanlık İznini Tabi Kılınan) tahdit kodu veri girişi tesis edildiği, işlemin iptali talebiyle da bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Seyahat hürriyetini düzenleyen Anayasal hüküm ve Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin ilgili hükmü incelendiğinde, her iki metnin de benzer düzenlemeler içerdiği, seyahat hürriyetinin vatandaşa tanınan bir hak olduğu başka ifade ile vatandaşın yurda girme ve yurttan çıkma hakkının istisnalar haricinde sınırlanamayacağı üzerinde durulduğu görülmektedir. Her iki metinde de, yabancıların yurda girme hakkının bulunduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır.
Somut olayda, davacı hakkında Antalya Valiliği il Emniyet Müdürlüğü’nün 17.07.2017 tarih ve 4691423-7654-E.2017071116112857388 sayılı yazısına istinaden “Antalya Havalimanı’na 3/7/2017 tarihinde Moskova’dan gelerek ülkemize giriş yapmak isteyen davacının….ülkemize girişinin uygun olmadığının değerlendirildiği, bu nedenle kabul edilemez yolcu olarak görüldüğü” nün bildirilmesi nedeniyle davacı hakkında G-89 (Ön İnceleme Yapılacak Yabancı) tahdit kodu veri girişi tesis edilmesi suretiyle hükümranlık yetkisi dahilinde tesis olunduğu anlaşılan dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinlere aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı idare istinaf isteminin KABULÜNE, Ankara 1. İdare Mahkemesi’nce verilen 11/04/2018 gün ve E: 2017/2813, K: 2018/778 sayılı kararın KALDIRILMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun değişik 45/4 maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda DAVANIN REDDİNE”
“İSTEMİNÖZETİ:
Norveç vatandaşı olan ve Türk vatandaşlığından izin alarak çıkan mavi kart hamili davacının, Türkiye’ye girişi sakıncalı görüldüğünden bahisle ülkeye alınmamasına ilişkin hakkında tesis edilen ”kabul edilemez yolcu” işleminin kaldırılması talebiyle yaptığı 30.05.2018 tarih ve 158301 sayılı başvurunun zımnen reddine …istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Dokuzuncu İdare Dava Dairesince dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; Norveç vatandaşı olan ve Türk vatandaşlığından izin alarak çıkan mavi kart hamili davacının, Türkiye’ye girişi sakıncalı görüldüğünden bahisle ülkeye alınmamasına ilişkin hakkında tesis edilen ”kabul edilemez yolcu” işleminin kaldırılması talebiyle yaptığı 30.05.2018 tarih ve 158301 sayılı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nce; uyuşmazlık konusu olayda; davacı hakkında, PKK- YPG terör örgütü ile iltisaklı olabileceği değerlendirmesi nedeniyle Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nce Ç-141(ülkemize girişi bakanlık iznine tabi) ve Ç-138 (İnad Yolcu) kodlu yurda giriş yasağı konulduğu, davacının kabul edilemez yolcu işleminin iptali talebiyle idareye başvurduğu tarih olan 30.05.2018 tarihi itibariyle hakkındaki Ç-141 ile Ç-138 kodlu yurda giriş yasaklarının aktif ve geçerli olduğu anlaşıldığından, kabul edilemez yolcu işleminin iptali talebiyle idareye yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine kararı verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın hukuka, usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek istinafen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Türkiye’ye girişine izin verilmeyecek yabancılar” başlıklı 7. maddesinin (c) bendinde, 15. maddenin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, vize muafiyeti kapsamında olsalar dahi, 15. maddenin birinci fıkrasında sayılan yabancıların Türkiye’ye girişine izin verilmeyeceği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 15.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendinde, Türkiye’ye girişleri yasak olan yabancılara; (c) bendinde ise kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülenlere vize verilmeyeceği düzenlenmiştir.
“Türkiye’ye giriş yasağı” başlıklı 9. maddesinin 7. fıkrasında ise; kamu düzeni veya kamu güvenliği sebebiyle bazı yabancıların ülkeye kabulünün Genel Müdürlükçe ön izin izin şartına bağlanabileceği kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, havalimanında görevli personel tarafından yapılan profil çalışması neticesinde davacının ülkeye girişi yasaklanmış ise de, dava konusu işleme esas 31.03.2018 tarihli tutanakta, davacının kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından nasıl sakıncalı bulunduğuna yönelik olarak hiç bir somut bilgi ve belge sunulamadığı, öte yandan İdare Mahkemesince verilen ara kararları üzerine gönderilen bilgi ve belgelerde de davacının kamu düzeni ve güvenliğini ne şekilde tehdit ettiğine yönelik somut bir sebep ortaya konulamadığı görülmektedir.
Bu itibarla; davacı hakkında konulan tahdit kaydı somut bir belgeye dayanmadığından, davacının kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından sakıncalı görülerek giriş yasağı olduğundan bahisle İNAD (Kabul edilemez yolcu) kapsamına alınması ve ülkeye girişine izin verilmemesine yönelik işlemde ve bu işlemin kaldırılması talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 08/11/2019 günlü ve E:2018/2773 K:2019/3040 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 489,90-TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta avansından artan kısmın Mahkemesince ilgilisine resen iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemeye gönderilmesine, temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak, 29/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ
Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili surecinin hızlı ve profesyonelce yönetilmesi için ve Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili sürecin başarıya ulaşması için son derece önemli olup doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını bulmak için yaşanabilecek süreci adım adım anlatırsak;
1.ADIM: NE İLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLİN
İlk adım, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili süreciniz esnasında ne türde hukuki konu ve uyuşmazlıklarla karşılaşacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.
Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili sürecinde karşılaşabileceğiniz bazı hukuki konular ve uyuşmazlıklar ise: Ç 138 tahdit kodu kaldırma, idari gözetim kararı, sınır dışı edilme kararına itiraz veya yabancılar hukuku gibi konuları içerebilir.
- İdari Hukuk: Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası, idari mahkemelerde görülür. Bu süreçte, idari hukuk kuralları ve prosedürlerine uygun olarak davaya ilişkin başvuru yapılması gerekmektedir. İdari yargı prosedürlerine ilişkin hukuki konuların anlaşılması önemlidir.
- Yabancılar Hukuku: Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası, yabancılar hukuku kapsamında ele alınır. Bu nedenle, Türkiye’nin yabancılarla ilgili mevzuatı ve uluslararası taahhütleri dikkate alınmalıdır. Davanın yabancılar hukuku çerçevesinde nasıl ele alınacağını anlamak önemlidir.
- İdari Gözetim Kararı: Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası sürecinde, mahkeme tarafından idari gözetim kararlarının incelenmesi veya yeniden değerlendirilmesi gerekebilir. Bu konuda idari gözetim kararlarına itiraz etme ve gerekçelerini sunma hakkınız olabilir.
- Sınır Dışı Edilme Kararına İtiraz: Bazı durumlarda, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili olarak sınır dışı edilme kararları da gündeme gelebilir. Bu durumda, sınır dışı edilme kararına itiraz etmek ve mahkemede savunma yapmak gerekebilir.
Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili hukuki konuları anlamak, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili süreci etkili bir şekilde yönetmenize haklarınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
2.ADIM: UZMANLIK VE DENEYİM ARAŞTIRMASI YAPIN
İkinci adımda, ihtiyacınız olan Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası alanında uzmanlaşmış Ankara yabancılar hukuku avukatı bulmak için bir ön araştırma yapmanız maddi ve manevi bakımlardan önem taşımaktadır. İnternet ortamında avukatların web sitelerini inceleyebilir, forumlarda yer alan incelemeleri okuyabilir ve avukatların müvekkillerinin referanslarına ulaşabilirsiniz.
Örneğin, internet üzerinde “Ankara yabancılar hukuku avukatı” araması yapıp Ankara yabancılar hukuku avukatı internet sitelerini ziyaret edebilir ve özgeçmişleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca web sitemizi inceleyerek Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası alanında uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ekibimizden yardım alabilirsiniz.
3.ADIM: İLK GÖRÜŞMELERİ ÖNCEDEN PLANLAYIN
Seçme ihtimaliniz olan Ankara yabancılar hukuku avukatıyla yapacağınız ilk görüşmeler, size daha fazla bilgi ve tecrübe edinme ve kararlarınız için en doğru avukatı seçme fırsatı sunar.
4.ADIM: ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI, ÜCRETLERİNİ ANLAYIN
Dördüncü adımda, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusunda Ankara yabancılar hukuku avukatınızla ücret ve vereceğiniz vekaletle ilgili sözleşme detayları hakkında net bir anlayış geliştirmeniz oldukça önemlidir. Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınızın danışmanlık için sizden aldığı ücretin, Ankara yabancılar hukuku avukatı ücret tarifesince belirlenen asgari ücretlere ne kadar yakın olduğunu bilmeli, ekonomik bir tercih yapıp yapmadığınızı anlamalısınız.
5.ADIM: İŞ BİRLİĞİ VE İLETİŞİM
Ankara yabancılar hukuku avukatınızla kaliteli bir iş birliği içinde olmak ve güçlü iletişim kurmak son derece önemlidir. Bu, karşılıklı güven oluşturmanıza ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesine yardımcı olmaktadır.
Örneğin; Ankara yabancılar hukuku avukatınıza, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusuyla alakalı herhangi bir gelişme veya endişeniz olduğu zaman hemen başvurabileceğinizi bildirmeli ve Ankara yabancılar hukuku avukatınızdan bu konuda teminat alabilmelisiniz. Aynı zamanda Ankara yabancılar hukuku avukatınızın her duruşma ve gelişme neticesinde size düzenli olarak Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusuyla alakalı davanın ilerlemesi hakkında bilgi vermesini bekleyebilirsiniz.
6.ADIM: EN DOĞRU ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI SEÇMEK
Sonuç olarak, Ankara yabancılar hukuku avukatı seçimi, karmaşık ve stresli bir süreç olabilmekle beraber yukarıda sizler için sıraladığımız adımları izleyerek bu süreci daha etkili bir şekilde yönlendirmeniz mümkün. İhtiyaçlarınızı saptamak, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konularında deneyimli ve uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı araştırması yapmak, görüşmelerinizi planlamak, ücretleri anlamak ve etkili bir iletişim kurmak, doğru Ankara yabancılar hukuku avukatını seçmenize yardımcı olacaktır. Bu şekilde, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusunda dava sürecinizi daha az sıkıntılı ve çok daha başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirsiniz.
ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
Ankara yabancılar hukuku avukatı ücreti davanın niteliğine göre Ankara yabancılar hukuku avukatı ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak Ankara yabancılar hukuku avukatı isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.
Netice itibariyle, sağlık hukuku davalarında Ankara yabancılar hukuku avukatı ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de sağlık hukuku alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara yabancılar hukuku avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara yabancılar hukuku avukatı için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.
ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
Ankara yabancılar hukuku avukatı, Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili süreçte kritik bir rol oynarlar. Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili süreçler genellikle karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren hukuki konular içerir. Ancak kural olarak Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası ile ilgili davasında bir Ankara yabancılar hukuku avukatı tutmak zorunda değilsiniz.
ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm Ankara avukatlarının iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden Ankara yabancılar hukuku avukatı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.
ANKARA YABANCILAR HUKUKU AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
Ç 138 tahdit kodu kaldırma davası konusunda uzman bir Ankara yabancılar hukuku avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara yabancılar hukuku avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
KAYNAK:
[1]-https://www.mevzuat.gov.tr/
[2]-https://www.turkiye.gov.tr/