İçindekiler
- FERAGAT NEDİR?
- DAVADAN FERAGATİN HUKUKİ NİTELİĞİ
- DAVADAN FERAGAT NE ZAMAN YAPILABİLİR?
- FERAGAT NASIL YAPILIR?
- FERAGAT İÇİN ŞARTLAR NELERDİR?
- FERAGAT EDİLEMEYEN DAVALAR VAR MIDIR?
- DAVADAN FERAGAT ETMENİN SONUÇLARI
- İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT
- İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT NE ZAMAN YAPILIR?
- İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT ETMENİN SONUÇLARI
- DAVADAN FERAGAT ETMENİN MASRAFLARI NELERDİR?
- İDARİ DAVA AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- İDARİ AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
FERAGAT NEDİR?
Davadan feragat, davacının dava dilekçesinde talep ettiği sonuçtan tamamen veya kısmen vazgeçmesi anlamına gelir (HMK m. 307). Feragat eden kişi, yalnızca davadan değil, dava konusu haktan da vazgeçmiş sayılır. Bu nedenle, feragat edilen bir hak aynı taleplerle yeniden dava konusu yapılamaz.
Feragat beyanının net, açık ve başka kavramlarla karıştırılmayacak şekilde ifade edilmesi gereklidir. Uygulamada ise feragat, genellikle “davanın geri alınması” ile karıştırılmaktadır. Davanın geri alınması için (HMK m. 123) davalının açık rızası gerekirken, feragat için böyle bir onay aranmaz. Ayrıca, geri alınan davalarda dava konusu hak korunur ve dava yeniden açılabilirken, feragatte hak tamamen sona erer.
Feragat açıklamasının davacının gerçek iradesini yansıtması ve geri dönülmez olması şarttır. Zımnî feragat geçerli kabul edilmez; belirsiz durumlarda mahkeme, davacının iradesini netleştirmesini talep eder. Bu hak yalnızca davacıya tanınmıştır (HMK m. 307), ancak karşı davalarda davalı da kendi taleplerinden feragat edebilir.
DAVADAN FERAGATİN HUKUKİ NİTELİĞİ
Davadan feragat, şekli açıdan bir davayı sona erdiren ve kesin hüküm etkisi doğuran tek taraflı bir irade beyanıdır. Bu beyan, davacının dava dilekçesinde talep ettiği haktan tamamen veya kısmen vazgeçtiğini ifade eder ve geçerliliği için karşı tarafın rızasına ihtiyaç duyulmaz.
Davadan feragat, yalnızca davanın değil, dava konusu hakkın da sona ermesine neden olur. Bu durum, feragat edilen hakkın aynı taleplerle yeniden dava konusu yapılamayacağı anlamına gelir. Feragat beyanı mahkemeye ulaştığı anda bağlayıcı hale gelir ve mahkeme, davanın esasına girmeksizin feragat nedeniyle davanın reddine karar verir.
Hukuki açıdan feragat, usule ilişkin bir tasarruf işlemidir ve dava hakkını sona erdirir. Ancak, bu tasarruf dava konusu hakkın tamamen ortadan kalkmasını değil, o hakkın mahkemede ileri sürülmesini engeller. Feragat işleminin geçerli olabilmesi için davacının bu iradesini serbest ve açık bir şekilde beyan etmesi şarttır.
DAVADAN FERAGAT NE ZAMAN YAPILABİLİR?
Derdest, yani mahkemede görülmekte olan bir davadan, davaya ilişkin hüküm kesinleşinceye kadar feragat etmek mümkündür. Ancak, davadan feragat yalnızca açılmış bir dava için geçerli bir haktır; dava açılmadan önce feragat etmek mümkün değildir. Bunun nedeni, davadan feragat bir hak olarak değerlendirildiği için, henüz doğmamış bir haktan feragat edilemeyeceğidir. Henüz açılmamış bir dava söz konusu olduğunda, yapılan beyan davadan feragat değil, davaya konu olan haktan feragat olarak kabul edilir.
Dava dışında taraflar arasında yapılan sözleşmeler ise Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) aradığı şekil şartlarına uygun olmak zorunda değildir. Bu nedenle, böyle bir sözleşme HMK m. 311 kapsamında doğrudan davayı sona erdirme etkisine sahip olmaz.
Davacı, davadan feragat beyanını mahkemeye ilettikten sonra bu beyanından dönemez. Feragat beyanı mahkemeye ulaştığı andan itibaren bağlayıcıdır ve mahkeme, davacının feragat ettiğini gerekçe göstererek henüz davayı sonuçlandırmamış olsa bile, davacı artık feragat beyanını geri alamaz. Bu durum, feragat işleminin tek taraflı bir irade açıklamasıyla yenilik doğuran bir hak kullanımı niteliğinde olmasından kaynaklanır.
Dava ile ilgili hüküm kesinleşmemiş olduğu sürece davacı feragat hakkını kullanabilir. Örneğin, karar düzeltme süresi davacı için sona ermiş olsa dahi, davalı için devam ediyorsa davacı feragat edebilir. Aynı şekilde, direnme kararları usul hukuku çerçevesinde kesinleşmemiş sayıldığından, bu aşamada da feragat etmek mümkündür.
Duruşma dışında yapılan feragat beyanları, mahkemeye ulaştığı anda hüküm ifade eder. Bu durumda, mahkeme duruşma gününü beklemeksizin feragat hakkında karar verebilir. Ayrıca, davacı feragat sonrasında yapılacak duruşmalara katılmak zorunda değildir. Mahkeme, davacının duruşmaya gelmemesini gerekçe göstererek dava dosyasını işlemden kaldırma ya da belirli süre geçtikten sonra davayı açılmamış sayma kararı veremez.
Eski 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) döneminde, davadan feragatin hangi aşamaya kadar yapılabileceği konusunda net bir düzenleme bulunmazken, HMK ile bu husus açıkça belirlenmiştir.
FERAGAT NASIL YAPILIR?
Feragat, hem yazılı bir dilekçeyle hem de yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilen bir hukuki işlemdir. Davacı, yazılı olarak sunduğu bir dilekçede açıkça feragat ettiğini beyan edebileceği gibi, duruşma sırasında sözlü olarak da feragat iradesini açıklayabilir.
Sözlü feragat halinde, bu beyan mahkemece tutanağa geçirilir, ardından beyan sahibine okunarak doğruluğu onaylatılır ve imzası alınır. Bu işlem, feragatin hukuki geçerliliğini sağlamak adına zorunludur. Ancak feragatin geçerli kabul edilmesi için bu irade açıklamasının mutlaka mahkemeye hitaben yapılması gereklidir. Davalıya yönelik yapılan bir feragat beyanı, hukuken sonuç doğurmaz ve geçerli kabul edilmez.
FERAGAT İÇİN ŞARTLAR NELERDİR?
Tek Taraflı Bir İrade Açıklaması: Feragat, davacının tek taraflı bir usul işlemi olup, mahkeme ya da davalı tarafından onaylanmasını gerektirmez. Ancak, feragat beyanının geçerli olabilmesi için davacının iradesini açık, net ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ifade etmesi gerekir. Feragat iradesinin tereddüde yol açabilecek ifadelerle dile getirilmesi, bu işlemi geçersiz kılar. Örneğin, “davayı takip etmiyorum” veya “davamı şimdilik durduruyorum” gibi ifadeler, feragat olarak kabul edilmez ve yargılama bu açıklamalardan etkilenmeden devam eder.
Kayıtsız ve Şartsız Olma Zorunluluğu: Feragat, herhangi bir kayıt, şart veya koşul içermeden yapılmalıdır. Şarta bağlı feragat beyanları, feragat işleminin doğasında bulunan kesinlik ve netliği ortadan kaldırır. Bu tür beyanlar, sulh ya da başka bir hukuki işlem olarak değerlendirilebilir ancak feragat olarak kabul edilmez. Örneğin, “dava açma hakkımı saklı tutarak davadan vazgeçiyorum” gibi bir ifade, kayıt içerdiği için feragat niteliği taşımaz. Böyle bir durumda yargılama devam eder ve feragat işlemi gerçekleşmiş sayılmaz.
Yetkili Mahkemeye Yapılması: Feragatin geçerli olabilmesi için yetkili ve görevli mahkemeye yapılması gereklidir. Ancak, bu konuda Yargıtay içtihatlarında farklılıklar bulunmaktadır. Bazı kararlar, yetkisiz ya da görevsiz bir mahkemeye yapılan feragat işlemini geçerli sayarken, bazıları bunun mümkün olmadığını ifade etmiştir. Genel olarak, yetkisiz veya görevsiz bir mahkemeye yapılan feragat, davanın seyrini etkileyebileceği için hukuki ihtilaflara yol açabilir.
Tam veya Kısmi Feragat Edilebilmesi: Davacı, talep sonucunun tamamından veya yalnızca bir kısmından feragat edebilir. Ancak, kısmi feragatin geçerli olabilmesi için hangi kısmın feragat edildiğinin açıkça belirtilmesi şarttır. Muğlak ifadeler veya belirsiz açıklamalar, kısmi feragati geçersiz kılar. Örneğin, feragat edilen kısmın belirtilmediği bir beyan, hiçbir hukuki sonuç doğurmaz ve yargılama, feragat edilmeyen talepler üzerinden devam eder.
Şekil Şartına Uyulması: Feragat işlemi, hem tam hem de kısmi durumlarda belirli şekil şartlarına uygun olarak yapılmalıdır. Bu şekil şartları, feragatin geçerliliği açısından zorunludur. Yazılı bir dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılan feragat, mutlaka tutanak altına alınmalı, beyan sahibine okunarak doğruluğu onaylatılmalı ve imzalatılmalıdır. Şekil şartına uyulmadan yapılan feragat işlemi, usule aykırı olduğu için geçersiz sayılır ve yargılamayı sona erdirmez.
İradenin Özgür Olması: Feragat işlemi, davacının özgür iradesine dayanmalı ve herhangi bir baskı, tehdit veya hile unsuru taşımamalıdır. Feragat işlemi sırasında davacının iradesinin özgürlüğünü etkileyen unsurlar tespit edilirse, bu işlem geçersiz kabul edilir. Ayrıca, mahkeme, feragat beyanında belirsizlik veya tereddüt yaratan ifadeler bulunması halinde davacının gerçek niyetini netleştirmesini talep edebilir. Örneğin, davacının beyanının feragat mi yoksa başka bir usul işlemi mi olduğu konusunda şüphe varsa, mahkeme bu durumu açıklığa kavuşturmakla yükümlüdür.
Bu şartların tümüne uygun olarak yapılan feragat, dava sürecini sonlandırır ve feragat edilen talepler bir daha mahkemede ileri sürülemez. Bu nedenle, feragat beyanının şekil ve içerik açısından dikkatle hazırlanması son derece önemlidir.
FERAGAT EDİLEMEYEN DAVALAR VAR MIDIR?
Kural olarak, davacı, açmış olduğu davadan herhangi bir koşula bağlı olmaksızın feragat edebilir. Feragat genellikle tüm dava türlerinde uygulanabilir ve tarafların dava üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabileceği durumlarda geçerlidir. Ancak, bazı istisnai hallerde feragat mümkün değildir. Örneğin, Cumhuriyet Savcısının taraf olduğu davalarda, HMK m. 75/3 gereği, taraflar dava üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacağı için davacının feragati hukuki sonuç doğurmaz.
Bunun dışında, devlet aleyhine açılan tazminat davaları veya ortaklığın giderilmesi davaları gibi çift taraflı davalarda da feragat her zaman yargılamayı sona erdirmez. Özellikle ortaklığın giderilmesi davalarında, davacı feragat etse bile davalı, davaya davacı sıfatıyla devam edebilir. Bu nedenle, bu tür davalarda feragat yargılamayı sonlandırmaz.
Bazı dava türleri ise feragati tamamen kabul etmez. Örneğin, sosyal güvenlik haklarından doğan davalarda feragat geçerli değildir. Benzer şekilde, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine yönelik açılan davalarda feragat, aynı taleple yeniden dava açılmasına engel teşkil etmez. Bu tür davalarda feragat, kesin hüküm niteliği taşımaz ve aynı taleplerle tekrar dava açılabilir.
Ayrıca, iflas davalarında, belirli sınırlamalar bulunmaktadır. Özellikle iflasın ertelenmesi davalarında ya da iflas kararı verildikten sonra feragat edilmesi mümkün değildir. Bunun sebebi, iflas davalarının kamu düzeniyle doğrudan ilişkili olmasıdır. Bu bağlamda, bazı özel dava türlerinde, feragat hakkı sınırlandırılmış veya tamamen ortadan kaldırılmıştır.
DAVADAN FERAGAT ETMENİN SONUÇLARI
Eğer davacı, açılmış bir davadan tamamen feragat ederse, mahkeme davanın reddine karar verir. Bu durumda, aynı dava tekrar açılmak istenirse, mahkeme tarafından usulden reddedilir. Kısmi feragat halinde ise yalnızca feragat edilen bölüm açısından dava sona erer; geri kalan kısımlar üzerinden yargılamaya devam edilir. Feragat, kesin hüküm etkisi doğurur ve bu nedenle feragat eden davacı, davayı kaybetmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu tutulur.
Davadan feragat, davayı sona erdiren bir taraf işlemidir ve maddi anlamda kesin hüküm etkisi taşır. Feragat, mahkemenin kararıyla değil, tamamen davacının iradesiyle gerçekleşir. Bu nedenle, feragatin içeriği maddi hukuka dayalı bir işlem olduğu için, kural olarak feragatin kendisine karşı usul kurallarına dayanarak kanun yollarına başvurulamaz. Ancak, feragat işlemi usule aykırı bir şekilde gerçekleşmişse, örneğin avukatın vekâletnamesinde feragat yetkisi bulunmamasına rağmen feragat beyanında bulunmuşsa, bu durum için kanun yolları açıktır.
Eğer feragat, hata, hile ya da tehdit gibi irade bozukluğu hallerine dayanıyorsa, feragat eden taraf, Borçlar Hukuku hükümleri doğrultusunda irade sakatlığını ispatlamak şartıyla, feragatin iptali için dava açabilir (HMK m. 311/1). Bu tür bir iddia, aynı davada ileri sürülebileceği gibi ayrı bir dava açılarak da öne sürülebilir. 1086 sayılı HUMK döneminde feragatin iptaline ilişkin açık bir düzenleme bulunmasa da, hem doktrin hem de Yargıtay, irade sakatlığı durumunda feragatin iptal edilebileceği görüşündedir.
İradesi sakatlanan davacı, yanılma (hata), aldatma (hile) veya korkutma (tehdit) gibi bir durumun varlığını ileri sürebilir. Bu tür iddialar, hata veya hilenin öğrenildiği ya da tehdidin etkisinin sona erdiği tarihten itibaren bir yıl içinde gündeme getirilmelidir. Davasından feragat eden bir kişi, yalnızca davasından değil, aynı zamanda o davaya konu olan haktan da vazgeçmiş sayılır. Bu nedenle, feragat edilen bir dava, kesin hüküm etkisi doğurur ve yeniden açılması mümkün değildir. Eğer bu dava tekrar açılmak istenirse, mahkeme davayı usulden reddeder.
Feragat nedeniyle sona ermiş bir dava için, daha sonra ortaya çıkan bir belge veya delil, yargılamanın yenilenmesi için bir sebep oluşturmaz. HMK m. 375/1 hükmü uyarınca, feragat ile dava tamamen sona erdiği için, bu durumda yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamaz. Feragat, bu yönüyle davaya son veren ve kesin sonuçlar doğuran bir işlem olarak kabul edilir.
İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT
İdari yargıda da aynı şekilde davadan feragat, belirli şekil şartlarına tabidir. Öncelikle, davadan feragat iradesinin açık, net ve tereddütsüz bir şekilde ifade edilmesi gerekir. Davadan feragat iradesi, dilekçenin sonuç ve istem kısmında yer almalıdır; keşif ya da bilirkişi incelemesi gibi diğer taleplerden vazgeçildiğini belirten beyanlar, davadan feragat olarak kabul edilmez.
Feragat herhangi bir şart veya süreye bağlanamaz. Kısmi feragat ise mümkündür, ancak bunun için dilekçede belirtilen talebin bölünebilir nitelikte olması şarttır. Ayrıca, vekil tarafından yapılan feragatlerde özel yetki aranır; müdahil ise davanın tarafı olmadığından feragat talebinde bulunamaz. Birden fazla davacı veya davalı bulunması durumunda, taraflardan her biri bağımsız olarak davadan feragat edebilir ve bu beyan yalnızca feragat eden kişiyi bağlar. Bununla birlikte, idari yargıda toplumu veya geniş bir kesimi ilgilendiren davalarda feragatin geçerli olmadığına dair Danıştay kararları bulunmaktadır.
İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT NE ZAMAN YAPILIR?
İdari yargıda temyiz aşamasında davadan feragat konusu tartışmalıdır. Kamu yararını ilgilendiren davalarda, ilk derece mahkemesi kararı sonrasında feragatin geçerli olmadığı yönünde içtihatlar mevcuttur. Medeni yargıda davanın her aşamasında feragat mümkünken, Danıştay, idari yargıda temyiz aşamasında feragati başlangıçta kabul etmiş, ancak daha sonra kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle yalnızca davanın karara bağlanmasından önce feragatin mümkün olduğuna karar vermiştir.
Danıştay, temyiz aşamasında feragatin, yargısal denetimi geçersiz kılacağını ve kamu yararını zedeleyeceğini belirtmiştir. Örneğin, bir davada Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı temyize taşınmış, davacı feragat etmiş ancak Danıştay, feragati dikkate almamış ve davayı esastan incelemiştir. Yerel mahkeme kararda ısrar etse de, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, feragat nedeniyle davanın sona erdirilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Buna rağmen karşı oy görüşleri, temyiz aşamasında feragatin iptal davalarının kamu yararını koruma işleviyle bağdaşmayacağını savunmuştur. Sonuç olarak, idari yargıda temyiz aşamasında feragatin geçerli olmadığı yönünde görüşler ağırlık kazanmaktadır.
İDARİ YARGIDA DAVADAN FERAGAT ETMENİN SONUÇLARI
Davadan feragat, davacının hem dava hakkından hem de esas haktan vazgeçmesi anlamına gelir. Bu nedenle, aynı taraflar ve aynı sebeple aynı dava yeniden açılamaz; açılsa bile kesin hüküm nedeniyle reddedilir. Feragat beyanı mahkemeye ulaştığı anda bağlayıcı hale gelir ve geri dönülemez. Mahkeme, feragat beyanının kanuna uygunluğunu inceledikten sonra davanın sona erdiğine karar verir.
Feragat, medeni yargıda temyiz edilemezken, idari yargıda kamu yararını gözeterek temyiz yolu açık bırakılmıştır. Örneğin, Konya Selçuklu Belediyesi’nin parselasyon işlemine karşı açılan ve feragat nedeniyle reddedilen bir davada, aynı işlemle ilgili yeniden dava açılması kesin hüküm gerekçesiyle reddedilmiş ve bu karar Danıştay tarafından onaylanmıştır. Feragat, kesin hüküm etkisi doğurduğundan, aynı konuda yeni dava açılması mümkün değildir.
DAVADAN FERAGAT ETMENİN MASRAFLARI NELERDİR?
Davadan feragat, davacının sadece dava hakkından değil, aynı zamanda esas haktan da vazgeçmesi anlamına gelir. Bu sebeple, feragat edilen dava aynı taraflar ve aynı sebeplerle tekrar açılamaz. Eğer dava yeniden açılmaya çalışılırsa, kesin hüküm ilkesi gereği mahkeme davayı reddeder. Feragat beyanı, mahkemeye ulaştığı andan itibaren bağlayıcı hale gelir ve davacı artık bu beyanından geri dönemez. Mahkeme, feragat beyanını aldıktan sonra, bu işlemin kanun ve usul kurallarına uygun olup olmadığını inceleyerek, davanın feragat nedeniyle sona erdiğine karar verir.
Medeni yargıda feragat, kesin hüküm doğurması nedeniyle temyize konu olmaz. Ancak idari yargıda, kamu yararını ilgilendiren davalarda feragat kararlarının temyiz edilebileceği kabul edilmiştir. Bu uygulama, idari yargının kamu yararını koruma görevine uygun bir yaklaşımdır. Örneğin, Konya Selçuklu Belediyesi tarafından yapılan bir parselasyon işlemine karşı açılan iptal davasında, davacı feragat etmiş ve dava reddedilmiştir. Daha sonra aynı işlemle ilgili olarak yeniden dava açılmış, ancak mahkeme feragat nedeniyle kesin hüküm oluştuğu gerekçesiyle davayı incelemeksizin reddetmiştir. Danıştay da bu kararı onamıştır.
Bu durum, davadan feragatin kesin hüküm etkisi doğurduğunu ve bir kez feragat edilen bir davanın tekrar yargı konusu yapılamayacağını göstermektedir. İdari yargıda, kamu yararını ilgilendiren konularda temyiz yolunun açık tutulması, hukuka aykırı idari işlemlerin yeniden geçerlilik kazanmamasını sağlamayı amaçlamaktadır. Ancak, feragat kesin hüküm doğurduğunda, aynı dava hiçbir şekilde yeniden açılamaz ve mahkemeler bu tür talepleri reddetmekle yükümlüdür. Feragat, davacının hakkından tamamen vazgeçmesi anlamına geldiği için yargılamayı nihai olarak sona erdiren bir işlem olarak kabul edilir.
İDARİ DAVA AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
İDARİ AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.