İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz etmek, tarafların hukuki haklarını savunmaları açısından önemli bir adımdır İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz dilekçe ile mahkemeye yapılır. Mahkeme de bilirkişilerden bu yönlerde ek rapor isteyebileceği gibi gerekçesini açıklamak suretiyle yeni bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
İçindekiler
- BİLİRKİŞİ KİMDİR?
- BİLİRKİŞİ GÖREVLENDİRİLMESİ
- BİLİRKİŞİ RAPORU NEDİR?
- İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ
- İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ SÜRESİ KAÇ GÜNDÜR?
- İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA SÜRESİ İÇİNDE İTİRAZ EDİLMEZSE NE OLUR?
- BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ EDİLDİKTEN SONRA NE OLUR?
- İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
- İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ İLE İLGİLİ MAHKEME KARARI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
BİLİRKİŞİ KİMDİR?
İdari yargılamada bilirkişi, teknik bilgi gerektiren konularda mahkemeye yardımcı olmak amacıyla görevlendirilmiş uzman kişidir. Bilirkişiler, hukuki olmayan, özellikle teknik ve bilimsel konularda mahkemeye bilgi ve görüş sunarak, yargılama sürecinin sağlıklı ve adil bir şekilde ilerlemesini sağlarlar.
İdari yargıda bilirkişilik, yargılamanın teknik ve uzmanlık gerektiren konularda doğru ve adil bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olan önemli bir kurumdur. Tarafların bu süreçte haklarını koruyabilmeleri için, bilirkişi raporlarına itiraz etme ve raporların incelenmesini talep etme hakları bulunmaktadır.
BİLİRKİŞİ GÖREVLENDİRİLMESİ
İdari yargılamada bilirkişi görevlendirilmesi, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren konularda mahkemeye yardımcı olmak amacıyla yapılır. Bilirkişi, davanın çözümüne katkı sağlayacak uzmanlık bilgisine sahip kişidir.
- Tarafların Talebi: Davada taraflardan biri, teknik bir konuda bilirkişi incelemesi yapılmasını talep edebilir. Bu talep dilekçe ile mahkemeye sunulur ve dilekçede bilirkişilik yapılması istenen konular açıkça belirtilir.
- Mahkemenin Resen Kararı: Mahkeme, taraflardan herhangi bir talep gelmese bile, dava konusu hakkında uzman görüşüne ihtiyaç duyarsa resen bilirkişi tayin edebilir.
BİLİRKİŞİNİN SEÇİMİ VE GÖREVLENDİRİLMESİ
- Bilirkişi Listesi: Mahkemeler, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen bilirkişi listelerinden seçim yaparlar. Bu listeler, farklı uzmanlık alanlarından bilirkişileri içerir.
- Uzmanlık Alanı: Mahkeme, davanın konusu ve bilirkişi incelemesi yapılacak teknik alanı dikkate alarak, uygun uzmanlık alanına sahip bilirkişiyi seçer.
- Tarafsızlık ve Bağımsızlık: Bilirkişinin davayla ilgili taraflarla herhangi bir ilişkisi olmaması gereklidir. Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleri çerçevesinde seçim yapılır.
BİLİRKİŞİ GÖREVLENDİRME KARARI VE YEMİN
- Görevlendirme Kararı: Mahkeme, bilirkişinin görev tanımını içeren bir karar çıkarır. Bu kararda, bilirkişinin hangi konularda inceleme yapacağı ve rapor hazırlayacağı belirtilir.
- Yemin: İlk kez bilirkişi olarak görevlendirilen kişi, görevine başlamadan önce mahkemede yemin eder. Yemin, bilirkişinin görevini tarafsız, bağımsız ve dürüst bir şekilde yapacağına dair bir taahhüttür.
BİLİRKİŞİ RAPORU NEDİR?
Bilirkişi raporu, mahkemelerde görülen davalarda, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren konuların aydınlatılması amacıyla, bilirkişi olarak görevlendirilen uzmanlar tarafından hazırlanan belgedir. Bilirkişi raporu, davanın çözümüne katkı sağlamak için bilirkişinin yaptığı incelemeler, bulgular, değerlendirmeler ve sonuçları içerir.
Amaç
- Uzmanlık Sağlama: Mahkemeye, teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren konularda rehberlik eder.
- Delil ve Bilgi Sunma: Davanın aydınlatılmasına yardımcı olacak objektif delil ve bilgileri sunar.
- Tarafsız Değerlendirme: Tarafsız ve bilimsel bir değerlendirme ile davanın çözümüne katkıda bulunur.
İçerik
- Tarafların Bilgileri: Davanın taraflarının ad ve soyadları, adresleri.
- Görev Tanımı: Bilirkişinin görevlendirildiği konular ve bu konulara ilişkin mahkeme tarafından belirlenen sorular.
- İnceleme Konusu ve Bulgular: İnceleme konusu yapılan maddi vakıalar, olaylar ve elde edilen bulgular.
- Değerlendirme ve Gerekçe: Bilirkişinin bulguları değerlendirmesi ve bu değerlendirmeler sonucunda vardığı sonuçların gerekçeleri.
- Sonuç ve Görüşler: Bilirkişinin vardığı nihai sonuçlar ve görüşler.
- Bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bu durumun ve sebeplerinin belirtilmesi.
- Düzenleme Tarihi ve İmzalar: Raporun düzenlendiği tarih ve bilirkişilerin imzaları.
- Raporun Hazırlanması: Bilirkişi, yaptığı incelemeler sonucunda bir rapor hazırlar.
- Rapor, belirtilen süre içerisinde mahkemeye sunulur. Bu süre işin niteliğine göre üç ayı geçemez.
Raporun Sunulması ve Değerlendirilmesi
- Rapor mahkemeye teslim edilir ve taraflara tebliğ edilir.
- Taraflar, raporun kendilerine tebliğinden itibaren genellikle 15 gün içinde itiraz edebilirler.
- Mahkeme, bilirkişi raporunu değerlendirir ve gerekirse ek rapor isteyebilir veya yeni bir bilirkişi görevlendirebilir.
Bilirkişi raporu, mahkemelerde teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren konuların aydınlatılması amacıyla hazırlanan önemli bir belgedir. Bilirkişinin yaptığı incelemeler sonucunda hazırlanan bu rapor, davanın çözümüne katkı sağlar. Ancak, rapor kesin kanıt niteliğinde değildir ve yargıcı bağlamaz. Yargıç, bilirkişi raporunu dikkate alarak kendi objektif değerlendirmesini yapar ve karar verir.
İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süreci, hukuki prosedürler çerçevesinde yürütülür ve idari yargıda bilirkişi raporuna itiraz sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı önemli adımlar vardır. İdari yargıda bilirkişi raporuna itirazın doğru bir şekilde yapılması ve İdari yargıda bilirkişi raporuna itirazın mahkeme tarafından dikkate alınması için belirli prosedürlere uyulmalıdır. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz sürecinin detaylarına değinecek olursak,
İdari Yargıda Bilirkişi Raporuna İtiraz Süreci
- İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz Dilekçesi Hazırlama ve Sunma:
Taraflar, idari yargıda bilirkişi raporuna itiraz etmek istediklerinde, idari yargıda bilirkişi raporuna itirazlarını yazılı bir dilekçe ile mahkemeye sunarlar. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, raporun hangi yönlerden hatalı olduğu ve idari yargıda bilirkişi raporuna itiraz gerekçeleri açıkça belirtilmelidir.
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz, raporun taraflara tebliğinden itibaren genellikle iki hafta içinde mahkemeye sunulmalıdır.
Mahkemenin Değerlendirmesi
Mahkeme, idari yargıda bilirkişi raporuna itirazları değerlendirerek, bilirkişiden bu itirazlar doğrultusunda ek rapor talep edebilir.
Mahkeme, gerekçesini açıklamak suretiyle, mevcut bilirkişi raporunu yeterli bulmazsa yeni bir bilirkişi atayarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabilir.
Ek Bilirkişi Raporu
Ek bilirkişi raporları da mahkeme tarafından taraflara tebliğ edilir. Taraflar, ek bilirkişi raporlarına da süresi içinde itiraz edebilirler.
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süreci, itiraz dilekçesi ile mahkemeye yapılır ve mahkeme, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırabilir. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süreci belirli prosedürlere bağlıdır ve İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz sürecinde tarafların dikkatli bir şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. Bilirkişi raporu, mahkemeyi bağlamaz ve mahkeme, bilirkişi raporundaki görüşlere katılmadığında, bu durumu gerekçeleri ile açıklar.
İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ SÜRESİ KAÇ GÜNDÜR?
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi, genel olarak raporun taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi içinde taraflar, bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını yazılı olarak mahkemeye sunabilirler. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi, mahkeme tarafından taraflara bildirilen tebliğ tarihinden itibaren başlar ve süresi içinde yapılmayan itirazlar genellikle dikkate alınmaz.
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi, raporun taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır. İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi içinde taraflar, itirazlarını yazılı bir dilekçe ile mahkemeye sunarak, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu düşündükleri noktaları ve gerekçelerini belirtirler. Mahkeme, itirazları değerlendirerek gerekli gördüğü takdirde ek rapor isteyebilir veya yeni bir bilirkişi görevlendirebilir.
İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA SÜRESİ İÇİNDE İTİRAZ EDİLMEZSE NE OLUR?
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz süresi, raporun taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki haftadır. Öğretide, bu iki haftalık sürenin hak düşürücü süre olup olmadığı konusunda kesin bir görüş birliği yoktur.
Ancak, baskın görüşe göre, idari yargıda bilirkişi raporuna itiraz, iki haftalık süre içinde yapılmazsa itiraz hakkı kaybedilir. Başka bir deyişle, idari yargıda bilirkişi raporuna itiraz bu süre içinde yapılmazsa bilirkişi raporu taraflar açısından kesinleşir.
Bilirkişi raporuna itiraz etmeyen taraf için, bilirkişi raporu kesinleşmiş olur. Eğer taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz ederken, diğer taraf itiraz etmezse ve itiraz eden tarafın talebi üzerine ya da hâkimin kendiliğinden karar vermesiyle ek bir bilirkişi raporu veya yeni bir bilirkişi raporu alınırsa, yeni raporun itiraz etmeyen taraf lehine sonuç vermesi durumunda, usulü kazanılmış hak gereği, itiraz edenin lehine olan ilk rapor dikkate alınacaktır.
BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ EDİLDİKTEN SONRA NE OLUR?
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulduktan sonra, hakim, bu itiraz ve beyanlar doğrultusunda ek rapor hazırlanmasına veya yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verebilir. Bilirkişi raporlarının özel ve teknik bilgi gerektiren durumlarda hazırlandığı göz önüne alındığında, hâkimin ek rapor veya yeni bir bilirkişi raporu taleplerini reddetmemesi gerekir. Eğer hâkim bu talepleri reddedecekse, bunu gerekçelendirmelidir.
İdari yargıda bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi verildikten sonra, hakim ek bilirkişi raporu alınmasına karar verirse, ek raporda, ilk bilirkişi raporuna yapılan itirazlarda belirtilen eksiklikler ve belirsizlikler ayrıntılı olarak incelenmelidir. İlk rapor ile ek rapor arasında tutarsızlıklar varsa, yeni bir bilirkişi raporu alınmalıdır.
İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ
ANKARA (…) İDARE MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİ’NE
DOSYA NO : …/…
DAVALI: …
VEKİLİ: Av. ….
DAVACI: ….
VEKİLİ: Av. ….
KONU : ../../…. Tarihli Bilirkişi Raporuna Karşı İtirazlarımızın Sunulmasından İbarettir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen ../../2022 tarihli raporda;
Mahkemenizde görülmekte olan davada, ……….. tarihli Bilirkişi Raporu ……………………….. Sebeplerden dolayı hukuka aykırıdır.
Bilirkişinin tespit ettiği ………………………….. Durumlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Daha önceki dilekçelerimizde sunduğumuz ……………………. Beyanlarımızda haklılığımız bilirkişi tarafından dikkate alınmamış olup , raporda da çelişkiler bulunmaktadır.
SONUÇ VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen hususlarla birlikte;
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalara itiraz etmekte ve itirazlarımız doğrultusunda dosyanın yeniden hesaplanma yapılmak üzere yeni bir bilirkişiye TEVDİNE,
Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise itirazlarımız değerlendirilmek üzere dosyanın EK RAPORA GÖNDERİLMESİNE,
Davanın REDDİNE, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, karar verilmesini Sayın Mahkemenizden saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
Davalı Vekili
Av…
İDARİ YARGIDA BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ İLE İLGİLİ MAHKEME KARARI
- Danıştay 6. Daire Başkanlığı 28.06.2022T. 2022/3660 E., 2022/7520 K.
“YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Antalya İli, Korkuteli İlçesi, … Mevkii, … Yaylası Mahallesinde davalı yanında müdahil şirket tarafından İr:… ruhsat numaralı 1972,55 hektarlık alanın 40,69 hektarlık kısmında yapılması planlanan “IV. Grup Kömür Ocağı İşletmeciliği, Kırma, Eleme ve Paketleme Tesisi” projesi ile ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 17. maddesi uyarınca Antalya Valiliğince verilen … tarih ve E.… sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yaptırılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu…verilen dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1- Davalı tarafından; hükme esas alınan bilirkişi raporunun ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirme yapılan kısmında proje hakkında olumsuz görüş bildirilmiş ise de, Antalya Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından proje hakkında olumlu görüş bildirildiği, proje tanıtım dosyasında tozumanın ve diğer çevresel etkilerin ilgili mevzuata göre kabul edilebilir düzeyde tutulması amacıyla alınan tedbirlerin yeterli olduğu; hükme esas alınan bilirkişi raporunun arkeoloji disiplini açısından değerlendirme içeren kısmında yapılan değerlendirmenin hatalı olduğu…İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir…
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya İli, Korkuteli İlçesi, … Mevkii, … Yaylası Mahallesinde davalı yanında müdahil şirket tarafından İr:… ruhsat numaralı 1972,55 hektarlık alanın 40,69 hektarlık kısmında yapılması planlanan “IV. Grup Kömür Ocağı İşletmeciliği, Kırma, Eleme ve Paketleme Tesisi” projesi ile ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 17. maddesi uyarınca Antalya Valiliğince verilen … tarih ve E.… sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
ÇED süreci sonunda verilecek kararların yargısal denetimi yapılırken, seçilecek bilirkişiler arasında bir çevre mühendisinin bulunması, diğer bilirkişilerin ise projenin bulunduğu çevrenin özelliklerine göre ve proje tanıtım dosyası ve ÇED raporunu hazırlayan kişilerin uzmanlık alanları da dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi önemli bir gereklilik olmakla birlikte; böyle bir heyet tarafından hazırlanacak bilirkişi raporunun, dava konusu proje kapsamında öngörülen faaliyetin çevresel etkilerinin ve bu etkilerin minimize edilmesi için Proje Tanıtım Dosyası ya da ÇED Raporu içinde yer verilen önlemlerin yeterli olup olmadığının tespit edilerek değerlendirilmesi açısından, tarafları tatmin edici düzeyde hazırlanmasının da önemli bir gereklilik olduğu açıktır. Belirtilen hususların sağlanması, adil bir yargılama yapılması açısından önem arz etmektedir…
Bu durumda, bilirkişi raporunun özellikle yukarıda yer verilen disiplinler açısından değerlendirme içeren kısımlarının bu haliyle hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığı sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi ve yukarıda yer verilen hususların açıklığa kavuşturulması amacıyla, (gerekirse yerinde yeniden keşif yaptırılmak suretiyle) ek bilirkişi raporu alınması ve buna göre uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, eksik incelemeye dayalı olarak dava konusu “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA…”
- Danıştay 6. Daire Başkanlığı 28.11.2021 T.2021/5322 E., 2021/14509 K.
“İSTEMİN KONUSU: …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:, K:…sayılı kararının davalı idare tarafından davanın kabulüne ilişkin kısmı yönünden, davacı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Samsun İli, Atakum İlçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık ıslah edilmek suretiyle belirlenen 1.932.883,50-TL’nin dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …
1.922.883,50-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TARAFLARIN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından; nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından; taşınmazın hazine adına tescili yapılacağından husumetin Maliye Hazinesine yöneltilmesi gerektiği, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığı, bedelin yüksek belirlendiği, davalı idare Harçlar Kanununun 13. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harçların yargılama giderlerine dahil edilmesinin yasaya aykırı olduğu, artırılan miktara artırım tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : 1- Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
2- Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Samsun İli, Atakum İlçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmazın imar planında eğitim tesisi alanı olarak belirlenmesi nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık ıslah edilmek suretiyle belirlenen 1.932.883,50-TL’nin dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Diğer yandan, İdari Dava Dairesi kararı faiz başlangıç tarihi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden de temyiz edilmiş ise de, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu hususlar hakkında yeniden değerlendirme yapılacağı tabiidir.
Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu ile davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurularının reddi, kararın, ıslah dilekçesi ile arttırılan 1.922.883,50-TL’ye (Kararda sehven 1.922.823,50 TL olarak yazıldığı) miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin kısmına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, kararın bu kısmının kaldırılmasına, 1.922.883,50-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 28/12/2021 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar da, tam yargı davaları olarak sayılmıştır…
Bu durumda taşınmazdaki mülkiyet hakkının imar planı nedeniyle süresi belirsiz zaman diliminde kısıtlanması halinde idari yargıda sadece kamulaştırmama işleminin hukuka uygunluğu incelenerek kısıtlılık durumunun mevcut olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılarak, kamulaştırma yapılmaması yolundaki olumsuz idari işlem hakkında karar verilmesi…
Mülkiyetin bedele dönüştürülmesi istemiyle tescil sonucunu doğuracak tazminat taleplerine yönelik ise, ortada idari yargı yetkisi kapsamında incelenecek bir tazminat davasının bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, tazminat isteminin esası hakkında da inceleme yapılarak karar verilmesi nedeniyle İdari Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına belirtilen kısım yönünden katılmıyoruz.”
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk ve idari yargılama uzmanlık alanlarına odaklanan Ankara avukatları tanımlamak için kullanılan ifadelerdir. İdari dava avukatı Ankara, bireylerin veya kurumların idari eylem veya işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarını ele alır ve müvekkillerini idari yargı sürecinde temsil ederler.
İdari dava avukatı Ankara, iptal davaları, tam yargı davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar gibi idari hukuk konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerini idari hukuk konularında bilgilendirir, haklarını savunur ve idari davalarda temsil ederler.
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konularında uzmanlaşmış ve bu alanda deneyim kazanmış Ankara avukatlarıdır. Bu uzmanlık, müvekkillerine hukuki sorunlarında yardımcı olmalarına olanak tanır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve idari hukuk davalarına bakabilirler. İdari dava avukatı Ankara’nın ilgilendiği başlıca davalar ise;
İdari dava avukatı Ankara, idare hukuku ve idari yargılama alanındaki davalara odaklanırlar. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen türde davaları ele alabilirler:
- İdari İşlemlerin İptali Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, bir kamu kurumunun veya idarenin aldığı bir işlemin hukuka uygunluğunu sorguladığı durumlar. Bu davalar, idari mahkemelerde çözümlenir.
- Tam Yargı Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, idare tarafından yapılan bir işlemin neden olduğu maddi veya manevi zararların tazmin edilmesini talep ettiği davalar.
- İdari Yaptırım ve Cezalarına Karşı İtirazlar: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idare tarafından uygulanan bir yaptırım veya ceza ile ilgili olarak itirazda bulunma hakkını kullanmalarına yardımcı olma.
- Kamulaştırma Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin mülkiyet haklarına etki eden kamulaştırma işlemlerine karşı davalara müdahil olma.
- İdari İşlem ve İşleyişe İlişkin Danışmanlık: İdari dava avukatı Ankara, idari işlemler ve işleyişle ilgili müvekkillerine danışmanlık sağlama, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirme.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk konularında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve müvekkillerine bir dizi fayda sağlayabilirler. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine çeşitli avantajlar sağlayarak, idari hukuk alanındaki uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olurlar. İşte bir idari dava avukatı Ankara’nın sağlayabileceği faydalardan bazıları ise:
- Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir. Bu alandaki mevzuatı ve yargı pratiklerini yakından takip ederler. Bu sayede müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunabilirler.
- Dava Stratejisi Geliştirme İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin durumunu değerlendirir ve en etkili dava stratejisini belirler. Hukuki riskleri değerlendirir ve müvekkillerini olası sonuçlar konusunda bilgilendirir.
- İdari Mahkemelerde Tecrübe: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri, kuralları ve beklentileri bilmektedir. Bu tecrübe, müvekkillerinin davalarını daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.
- Belge Toplama ve Delil Hazırlama: İdari dava avukatı Ankara, dava sürecinde gerekli olan belgeleri toplar, delilleri değerlendirir ve idari işlemlere karşı güçlü bir savunma oluşturur.
- Müzakerelerde Yardımcı Olma: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin lehine sonuçlar alabilmek için idare ile müzakerelerde bulunabilir. Anlaşmazlık çözümüne yönelik olarak müvekkillerini temsil ederler.
- Hukuki Güvence Sağlama: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin haklarını koruyarak, hukuki güvence sağlarlar. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerini hukuki açıdan en iyi şekilde temsil ederler.
- Hızlı ve Etkili Çözüm: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri ve süreçleri iyi bilir, bu da davaların daha hızlı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
- Yasal Değişikliklere ve Güncellemelere Hâkim Olma: İdari dava avukatı Ankara’nın idari hukuk alanındaki yasal değişiklikleri ve güncellemeleri takip ederler. Bu, müvekkillerine en güncel ve doğru hukuki bilgileri sunmalarını sağlar.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
İdari dava avukatı Ankara ücreti davanın niteliğine göre idari dava avukatı Ankara ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak İdari dava avukatı Ankara isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Konusunda uzman bir Ankara idari dava avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman idari dava avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.