18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 18. maddesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa eklenen 20/A maddesi ile bazı işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında idari yargıda ivedi yargılama usulü getirilmiştir. Bu düzenleme ile, belirli davaların daha hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amaçlanmıştır.
İçindekiler
- İVEDİ YARGILAMA NEDİR?
- İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ ’NÜN AMACI
- İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜNÜN ÖZELLİKLERİ
- İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜNÜN GEREKLİLİĞİ
- İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ KANUN YOLLARI
- İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ İLE İLGİLİ DANIŞTAY KARARLARI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
İVEDİ YARGILAMA NEDİR?
İvedi yargılama, belirli davaların daha hızlı ve etkin bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla uygulanan özel bir yargılama usulüdür. Bu usul, davaların daha kısa sürede karara bağlanmasını sağlayarak, adaletin gecikmeden tecelli etmesini hedefler. İvedi yargılama usulü, özellikle kamu düzeni ve genel sağlık gibi kamusal önemi yüksek konularda ortaya çıkan uyuşmazlıklar için öngörülmüştür.
İdari yargıda ivedi yargılama usulü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na (İYUK) 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesi ile düzenlenmiştir. Bu madde ile belirli işlemlerden doğan uyuşmazlıkların idari yargıda ivedi yargılama usulü ile görülmesi kararlaştırılmıştır.
- İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile dava açma, savunma ve karar verme gibi süreçlerde çok daha kısa süreler öngörülmüştür.
- İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile mahkemeler davaları daha hızlı bir şekilde karara bağlar.
- İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile davalar mahkemeler tarafından öncelikli olarak ele alınır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 20/A maddesinde idari yargıda ivedi yargılama usulü ile Uygulanacağı uyuşmazlıklar tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre; İYUK Madde 20/A maddesi;
“1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.
b) Acele kamulaştırma işlemleri.
c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.
d) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.
e) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.
f) 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Cumhurbaşkanı kararları.” şeklinde düzenlemiştir.
“İvedi yargılama usulüne ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bir kararda ise, ivedi yargılama usulü kapsamına girecek uyuşmazlıkları ve bu uyuşmazlıklarda uygulanacak yargılama usullerini belirleme yetkisinin, Anayasa’da belirlenen kurallara bağlı kalmak, adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini gözetmek koşuluyla kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduğu ve bu konuda Anayasa’ya herhangi bir aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında, ilgili madde gerekçesini yerinde ve yeterli bulmuş ve ivedi yargılama usulünün kapsamına giren uyuşmazlıkların belirlenme ölçütlerini hiç sorgulama gereği duymamıştır. Kanımızca kanun koyucunun bu konudaki takdir yetkisi sınırsız değildir ve keyfi bir şekilde kullanılamaz. Takdir yetkisinin varlığı kabul edilse dahi, bu yetkinin kanun koyucu tarafından somut ölçütlere dayanılarak kullanılması, hukuk devleti ilkesi ve hak arama özgürlüğünden ödün verilmemesi gerekirdi.” [1].
İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ ’NÜN AMACI
6545 sayılı Kanun’un 18.maddesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen 20/A maddesinde idari yargıda ivedi yargılama usulünün amacı belirtilmiştir:
“İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması halinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” şeklinde düzenlenmiştir
İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜNÜN ÖZELLİKLERİ
İdari yargıda ivedi yargılama usulü, belirli davaların hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını amaçlayan özel bir yargılama usulüdür. 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na eklenen 20/A maddesi ile düzenlenmiştir. İdari yargıda ivedi yargılama usulünün başlıca özellikleri şu şekildedir:
Kısa Süreler
Dava Açma Süresi İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile dava açma süreleri daha kısadır. Örneğin, genel olarak 60 gün olan dava açma süresi, İdari yargıda ivedi yargılama usulünde 30 gündür.
Savunma Süresi: İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile idareye savunma için verilen süreler kısaltılmıştır. İdare, dava dilekçesine karşı savunmasını 15 gün içinde vermek zorundadır.
Karar Verme Süresi: İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile mahkemeler, davayı en geç 6 ay içinde sonuçlandırmak zorundadır.
Öncelikli İşle
İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile davalar, mahkemeler tarafından öncelikli olarak ele alınır ve bu davalar diğer davalardan önce karara bağlanır.
Geçici Hukuki Koruma
İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile, davacının talebi üzerine mahkeme, yürütmenin durdurulması kararını hızlı bir şekilde verebilir. Bu karar, genellikle dosya üzerinden yapılır ve ivedilikle karara bağlanır.
Hızlı İnceleme
İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile dava dosyaları hızlı bir şekilde incelenir ve gereksiz formalitelerden kaçınılır. Duruşma açılması zorunlu olmayan durumlarda dosya üzerinden karar verilebilir.
Basit Usul
İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile, davaların daha hızlı sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla, basit usul kuralları uygulanır. Bu, sürecin daha etkin ve hızlı işlemesini sağlar.
İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile, idari yargının etkinliğini artırmayı, kamusal önemi yüksek davaların hızla sonuçlandırılmasını ve adaletin zamanında tecelli etmesini hedeflemektedir.
İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜNÜN GEREKLİLİĞİ
İdari yargıda ivedi yargılama usulünün gerekliliği hızlı ve doğru yargılama açısından kaçınılmazdır. Aslında İdari yargıda ivedi yargılama usulü, yeni bir yargılama yöntemi değildir. Belirli sayıda uyuşmazlıklar, daha basit, daha hızlı ve daha az maliyetli bir şekilde çözüme ulaştırılmaktadır. İdari yargıda ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıklar, kendine has özellikleri nedeniyle önemlidir. Bu davalarda, uzun süren yargılamalar sonucunda telafisi mümkün olmayan zararlar meydana gelebilir. Ayrıca, uzun süren yargılamalar sonucunda verilen kararların uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
Bu olumsuz durumların ortadan kaldırılması gerekmektedir. İdari yargıda ivedi yargılama usulü ile hukuki belirsizlikleri hızla sona erdirmektedir. Böylece en kısa sürede sonuca ulaşılmaktadır. Niteliği itibarıyla, genel idari uyuşmazlıklardan farklılık gösteren uyuşmazlıklar için İdari yargıda ivedi yargılama usulü, adil yargılanma ilkesinin bir parçası olarak kabul edilir ve bu ilkeye hizmet eder.
Kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında İdari yargıda ivedi yargılama usulü içeriğinin belirlenmesi, dava açma ve temyiz sürelerinin kısaltılması, yürütmenin durdurulması talepleriyle ilgili kararlar doğrultusunda yargı yolunun kapatılması ve nihai kararlarda istinaf yoluna başvurulamaması gibi düzenlemelerin yapılması mümkündür. Bu nedenle, yapılan değişiklikler hukuka aykırı değildir. Anayasa’ya göre hakkaniyet, kamu yararı ve adalet gibi kriterler göz önünde bulundurulmaktadır. Kanun koyucunun, Anayasal kurallara uygun olarak bu işlemleri belirlemesi mümkündür. İdari yargıda ivedi yargılama usulüne tabi uyuşmazlık türleri belirlenmiş olup, bu usul kapsamında olan idari işlemler nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların niteliği itibarıyla acilen çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu uyuşmazlıklar açısından ivedi yargılama usulü benimsenmelidir.
İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ KANUN YOLLARI
İdari yargıda ivedi yargılama usulü, hızlı bir şekilde sonuca ulaşmayı amaçladığından, istinaf ve temyiz kanun yolları da belirli özellikler ve kısıtlamalar içerebilir. İşte ivedi yargılama usulünde istinaf ve temyiz kanun yollarına ilişkin temel hususlar İYUK m.20 de belirtilmiştir.
“a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on beş gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.
f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırı olmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.
i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır.”
İDARİ YARGIDA İVEDİ YARGILAMA USULÜ İLE İLGİLİ DANIŞTAY KARARLARI
“İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, … ada, … sayılı parselde bulunan 798,90 m² yüzölçümlü taşınmazın Belediye’ye ait 371/600 hissesinin, Fonlar İhale Yönetmeliği’nin 38. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle 17/05/2017 tarihinde satışına ilişkin …. tarih ve … sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. işin esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, … Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu’nca … soruşturma no’lu, … sayılı karar dosyası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği tarih olan .. tarihinde dava konusu ihalenin varlığından haberdar olunduğu, 07/11/2019 tarihinde T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’e yapılan başvuruya idare tarafından 14/11/2019 tarihinde verilen cevap üzerine davanın açıldığı ve davanın süresinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu, davacının ehliyetli olmadığı ve davanın esas yönünden de reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un aktarılan hükümlerinin değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır…
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından dava konusu taşınmazın satışına ilişkin Encümen kararında ihale alıcısı olarak görülen … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na … tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, bu hususa temyiz dilekçesinde de yer verildiği, bu bağlamda davacının davaya konu işlemden en geç bu tarihte haberdar olduğu; dava konusu taşınmazın ihale yoluyla satışının yapıldığı, taşınmazın satışına ilişkin olarak yayımlanan ihale ilanında, ihalenin Fonlar İhale Yönetmeliği’nin 38. maddesine istinaden açık teklif usulü ile gerçekleştirileceği belirtilmiş olup, istenilen belgeler arasında 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda belirtilen geçici teminata da yer verildiği, uyuşmazlığın ihale işleminden kaynaklandığı ve ivedi yargılamaya tâbi olduğu,
Bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin 30 gün olduğu ivedi yargılama usulüne tâbi uyuşmazlıklarda 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı dikkate alındığında, işbu davanın en geç 02/07/20218 tarihini izleyen 30 gün içerisinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 01/12/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA…”
“İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul Valiliği Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı’nca 14/10/2021 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kapalı teklif usulüyle gerçekleştirilen ve Sancaktepe ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan Hazine’ye ait taşınmazın satışı ihalesi üzerinde bırakılan davacı tarafından, teminat tutarının satış bedelinden karşılanmasına yönelik yapılan 06/12/2021 tarihli başvurunun reddi ile ihalenin iptal edildiği, geçici teminatın irat kaydedildiği ve yasaklama işlemlerinin başlatıldığına ilişkin 14/02/2022 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … dava konusu işlemin davacı tarafa 14/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 2/a fıkrası uyarınca bu tarihten itibaren 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 16/05/2022 pazartesi günü bitimine kadar dava açılması gerekirken, söz konusu yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 02/06/2022 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı görüldüğünden, süresinde açılmayan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, dava konusu idari işlemde başvuru yolu ve süresinin gösterilmediği, bu nedenle genel dava açma süresinin dikkate alınması gerektiğinden davanın süresinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay On üçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle, bir kısım işlemlere karşı açılan davalarda, genel yargılama usulünden farklı olarak, gerek dava gerekse temyiz aşamasında uygulanacak “ivedi yargılama usulü” getirilmiş; ayrıca, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Anılan maddede, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar ivedi yargılama usulünün uygulanacağı işlemler arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bu durumda, davacının, açacağı davanın hangi yargılama usulüne tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşadığı, mevzuattan kaynaklanan bu karışıklık nedeniyle dava açma süresi konusunda yanılgıya düştüğü anlaşıldığından, mahkemeye erişim hakkının ihlâl edilmemesi açısından uyuşmazlıkta özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği, davanın yazılı bildirim tarihinden itibaren altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5.2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkarısının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 29/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk ve idari yargılama uzmanlık alanlarına odaklanan Ankara avukatları tanımlamak için kullanılan ifadelerdir. İdari dava avukatı Ankara, bireylerin veya kurumların idari eylem veya işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarını ele alır ve müvekkillerini idari yargı sürecinde temsil ederler.
Hukuk sistemimizde avukatlar belirli bir uzmanlık alanında resmi bir sertifikasyon almak zorunda değillerdir. Ancak, bir avukatın belirli bir alanda deneyim ve bilgi biriktirmesi ve bu alanda özellikle etkili bir şekilde hizmet vermesi oldukça yaygındır. İdari dava avukatı Ankara da idari hukuk alanında uzmanlaşan Ankara avukatlarıdır.
İdari dava avukatı Ankara, iptal davaları, tam yargı davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar gibi idari hukuk konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerini idari hukuk konularında bilgilendirir, haklarını savunur ve idari davalarda temsil ederler.
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konularında uzmanlaşmış ve bu alanda deneyim kazanmış Ankara avukatlarıdır. Bu uzmanlık, müvekkillerine hukuki sorunlarında yardımcı olmalarına olanak tanır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve idari hukuk davalarına bakabilirler. İdari dava avukatı Ankara’nın ilgilendiği başlıca davalar ise;
İdari dava avukatları, genellikle idare hukuku ve idari yargılama alanındaki davalara odaklanırlar. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen türde davaları ele alabilirler:
- İdari İşlemlerin İptali Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, bir kamu kurumunun veya idarenin aldığı bir işlemin hukuka uygunluğunu sorguladığı durumlar. Bu davalar, idari mahkemelerde çözümlenir.
- Tam Yargı Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, idare tarafından yapılan bir işlemin neden olduğu maddi veya manevi zararların tazmin edilmesini talep ettiği davalar.
- Vergi Davaları: Vergi mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar, vergi cezalarına itirazlar, vergi borçlarına ilişkin davalara ilişkin hizmetler.
- İdari Yaptırım ve Cezalarına Karşı İtirazlar: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idare tarafından uygulanan bir yaptırım veya ceza ile ilgili olarak itirazda bulunma hakkını kullanmalarına yardımcı olma.
- Kamulaştırma Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin mülkiyet haklarına etki eden kamulaştırma işlemlerine karşı davalara müdahil olma.
- İdari İşlem ve İşleyişe İlişkin Danışmanlık: İdari işlemler ve işleyişle ilgili müvekkillerine danışmanlık sağlama, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirme.
Bu davalar idari mahkemelerde görülür. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin hukuki haklarını korumak, idareye karşı etkili bir hukuki mücadele yürütmek ve idari yargı süreçlerini yönetmek konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk konularında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve müvekkillerine bir dizi fayda sağlayabilirler. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine çeşitli avantajlar sağlayarak, idari hukuk alanındaki uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olurlar. İşte bir idari dava avukatı Ankara’nın sağlayabileceği faydalardan bazıları ise:
- Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir. Bu alandaki mevzuatı ve yargı pratiklerini yakından takip ederler. Bu sayede müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunabilirler.
- Dava Stratejisi Geliştirme İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin durumunu değerlendirir ve en etkili dava stratejisini belirler. Hukuki riskleri değerlendirir ve müvekkillerini olası sonuçlar konusunda bilgilendirir.
- İdari Mahkemelerde Tecrübe: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri, kuralları ve beklentileri bilmektedir. Bu tecrübe, müvekkillerinin davalarını daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.
- Belge Toplama ve Delil Hazırlama: İdari dava avukatı Ankara, dava sürecinde gerekli olan belgeleri toplar, delilleri değerlendirir ve idari işlemlere karşı güçlü bir savunma oluşturur.
- Müzakerelerde Yardımcı Olma: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin lehine sonuçlar alabilmek için idare ile müzakerelerde bulunabilir. Anlaşmazlık çözümüne yönelik olarak müvekkillerini temsil ederler.
- Hukuki Güvence Sağlama: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin haklarını koruyarak, hukuki güvence sağlarlar. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerini hukuki açıdan en iyi şekilde temsil ederler.
- Hızlı ve Etkili Çözüm: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri ve süreçleri iyi bilir, bu da davaların daha hızlı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
- Yasal Değişikliklere ve Güncellemelere Hâkim Olma: İdari dava avukatı Ankara’nın idari hukuk alanındaki yasal değişiklikleri ve güncellemeleri takip ederler. Bu, müvekkillerine en güncel ve doğru hukuki bilgileri sunmalarını sağlar.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, avukatların hizmetlerini sunarken talep edebilecekleri asgari ücretleri belirler. Avukatlar, bu tarife doğrultusunda vekalet ücretini belirlerken bu asgari ücret tarifesini dikkate almak zorundadır. Ancak bu tarife, avukatların sundukları hizmetlerin niteliğine, süresine, zorluk derecesine ve diğer faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.
İdari dava avukatı Ankara ücreti davanın niteliğine göre İdari dava avukatı Ankara ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak İdari dava avukatı Ankara isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.
Netice itibariyle, idari hukuk davalarında İdari dava avukatı Ankara ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de idari hukuk alanında uzman bir Anlara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara avukatları için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.
Konusunda uzman bir Ankara idari yargıda ivedi yargılama usulü avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara idari yargıda ivedi yargılama usulü avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.