İçindekiler
- SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
- ADİL YARGILANMA HAKKI NEDİR?
- SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ VE ADİL YARGILANMA HAKKI ARASINDAKİ İLİŞKİ
- SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ UYGULAMADA NASIL KARŞIMIZA ÇIKAR?
- SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ VE ADİL YARGILANMA HAKKININ DEVAMLILIĞINI KORUMAK İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?
- İDARİ YARGIDA SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ
- SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİNİN İHLALİ DURUMUNDA HUKUKİ SONUÇLAR
- ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ DURUMUNDA HANGİ YOLLARA BAŞVURULABİLİR?
- İDARİ DAVA AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- İDARİ DAVA AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
Silahların eşitliği ilkesi, bir uyuşmazlıkta tarafların usulî haklar bakımından aynı şartlara tabi olmasını ve taraflardan birinin diğerine göre dezavantajlı konuma düşmeden iddia ve savunmalarını mahkemede makul bir şekilde dile getirebilmesini ifade eder. Bu ilke yalnızca ceza muhakemesiyle sınırlı değildir; medeni ve idari yargılamalarda da geçerlidir. Ancak burada, ilke ceza muhakemesi bağlamında incelenmektedir.
Hukuk sistemimizde “taraf” kavramı yerine daha çok “makam” kavramı tercih edilmektedir. Bu çerçevede, ceza muhakemesinde iddia makamı ile savunma makamının haklarının eşitlenmesi ve yetkilerinin dengelenmesi gerekmektedir. Bu denge, savunmanın dezavantajlı duruma düşmemesi ve kendisini tam olarak ifade edebilmesi amacını taşır. Özellikle yargılama aşamasında iddia ve savunma arasındaki dengenin sağlanması, hakkaniyetin bir gereğidir ve “silahların eşitliği” olarak adlandırılır. Buna “yetkilerde denge” veya “usulî eşitlik” de denilebilir. Hakkaniyet ilkesi gereğince sağlanması gereken bu denge, silahların eşitliği ilkesini adil yargılanma hakkının temel bir unsuru haline getirir.
Anayasa’da silahların eşitliği ilkesi açıkça yer almasa da 36. madde, herkesin “iddia”, “savunma” ve “adil yargılanma” hakkına sahip olduğunu belirtir. Bu maddede “adil yargılanma” kavramının yanı sıra, iddia ve savunma haklarının birlikte vurgulanması, tarafların iddia ve savunmalarını mahkemede sunabilmelerini teminat altına alır. Bu düzenleme, silahların eşitliği ilkesinin Anayasa ile dolaylı da olsa güvence altına alındığını gösterir.
Ceza muhakemesinde, suç yönelten iddia makamı ile suçlanan kişiye tanınan hak ve yetkilerin, soruşturma ve yargılama aşamalarında Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca karşılaştırılması, silahların eşitliği ilkesine ne kadar önem verildiğini ortaya koyacaktır. Ancak, yasal düzenlemeler kadar, bu hakların uygulamadaki işlevselliği de değerlendirilmeli; ilkenin mahkemelerde ne ölçüde hayata geçirildiği pratik sonuçlara bakılarak analiz edilmelidir.
Silahların eşitliği ilkesinin tarifi ilk kez 27.10.1993 tarihli Dombo Beheer BV/Netherlands kararı ile yapılmıştır.[25] Bu kararda silahların eşitliği ilkesi, ‘‘muhalefet halindeki özel menfaatleri içeren uyuşmazlıklarda, bir tarafı, davanın diğer tarafı karşısında nitelikli bir dezavantaj içine sokmayacak şartlar altında, her bir tarafın delilleri de dâhil olmak üzere, davasını ortaya koymak için makul bir olanağa sahip olması zorunluluğu” şeklinde tanımlanmıştır. Bu karardan sonra, Sözleşme organları, taraf devletin, AİHS’in adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesini ihlal ettiği iddiasıyla kendilerine yapılan bireysel başvurularda adil yargılanma hakkı ve hakkaniyete uygun dinlenilme ilkesi ile birlikte silahların eşitliği ilkesine ilişkin denetlemeler başlamıştır.
ADİL YARGILANMA HAKKI NEDİR?
Adil yargılanma hakkı, bireylerin sadece dava sonucunu değil, yargılama sürecinin ve işlemlerinin adil olup olmadığını da değerlendirme ve denetleme olanağı sunar. Bu hak, yargı sürecinde tarafsızlık ve hakkaniyet ilkesini güvence altına alarak bireylerin haklarının korunmasını sağlar.
Adil yargılanma hakkı ile ilgili başvurularda, başvurucunun yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu delilleri inceleyip değerlendirme ve gerektiğinde itiraz etme imkânına sahip olup olmadığı veya kendi iddia ve savunmalarını sunup sunamadığı gibi noktalar incelenir. Eksiklik, gerekçesizlik veya taraflı uygulamalar bu hakkın ihlal edildiği anlamına gelebilir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, adil yargılanma hakkını kapsamlı bir şekilde güvence altına alır. Madde, bir kişinin medeni hak ve yükümlülükleri veya cezai suçlamaları için, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde, makul bir süre içinde ve kamuya açık şekilde yargılanma hakkına sahip olduğunu düzenler. Kararın aleni açıklanması şart koşulmakla birlikte, kamu düzeni, güvenlik veya özel hayatın korunması gibi durumlarda mahkeme, duruşmaları gizli yapabilir. Bu düzenleme, adil yargılanma hakkının üç ana unsurdan oluştuğunu belirtir: bağımsız bir mahkemede yargılanma, yargılamanın açıklığı ve makul sürede sonuçlandırılması.
Silahların eşitliği ilkesi nedir alt başlığında da değinildiği üzere Anayasa’nın 36. maddesi, bireylere mahkemelerde iddia ve savunma hakkı tanıyarak, bu hakların yasal çerçevede kullanılabileceğini güvence altına alır. Bu madde, yargılama sürecinde bireylerin haklarını koruma altına alırken adil yargılanmaya aykırı davranışları da yasaklar.
Anlaşıldığı üzere Adil yargılanma hakkı, bireylerin yargılama sürecinde eşitlik, tarafsızlık ve şeffaflık ilkelerine göre korunmasını sağlayan temel bir haktır. Bu hak, yargılamanın yalnızca sonuca değil, sürece de odaklanarak hakkaniyetli bir şekilde yürütülmesini güvence altına alır ve hukuk sistemlerinin önemli bir unsurudur.
Bu kapsamda AYM’ye göre42;
*Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma ilkesi;
“Kanunla kurulmuş bir mahkemenin idareye ve davanın taraflarına karşı bağımsız olup olmadığının belirlenmesinde üyelerinin atanma şekli ve görev süreleri, dış baskılara karşı teminatların varlığı ve mahkemenin bağımsız olduğu yönünde bir görüntü sergileyip sergilemediği önem arz etmektedir. ” “Bir mahkemenin tarafsız olup olmadığına karar verilirken ise, mevcut davanın koşullarında, objektif olarak hiçbir şüpheye mahal vermeksizin davanın hakimine yeterli güvencelerin sağlanıp sağlanmadığının belirlenmesi gerekmektedir.” denilmek suretiyle mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı vurgulanmıştır.
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ VE ADİL YARGILANMA HAKKI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Yukarıda bahsedildiği üzere ,Silahların eşitliği ilkesi, adil yargılanma hakkının temel unsurlarından olup, yargılamada iddia ve savunma makamlarının eşit koşullarda bulunmasını sağlar. Yargı sürecinde bu dengenin korunması, adil ve hakkaniyetli bir yargılamanın temel koşulunu oluşturmaktadır.
Anayasa, adil yargılanma hakkını güvence altına alarak bireylere iddia ve savunma haklarını tam anlamıyla kullanma güvencesi verir. Bu bağlamda silahların eşitliği ilkesi, tarafların delillere erişim, inceleme ve itiraz etme haklarını etkin bir şekilde kullanmalarını sağlayarak yargılamanın hakkaniyetini korur.
Özetle, yargılamada tarafların eşit haklarla donatılması, adil yargılanma hakkının tam anlamıyla uygulanmasını güvence altına alır. Bu ilkenin ihlal edilmesi, yargı sürecinin adilliğini tehlikeye atar ve adil yargılanma hakkının özüne zarar verir.
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ UYGULAMADA NASIL KARŞIMIZA ÇIKAR?
Silahların eşitliği ilkesinin muhakemelerde görünüm şekilleri , adil yargılama sürecinin temellerini oluşturan bir dizi hak ve ilkeden oluşur. Bu haklar, her iki tarafın da yargılama sürecinde eşit fırsatlarla temsil edilmesini ve savunmalarını sunabilmesini temin etmeyi amaçlar. Dosyaya erişim hakkı, her iki tarafın da dava dosyasına ve delillerine eşit erişim sağlamasını garantiler. Bu, tarafların dava sürecine etkin şekilde katılabilmesini ve kendilerini doğru bir şekilde savunabilmesini mümkün kılar.
Aynı zamanda Delillerin sunulması ve tartışılması silahların eşitliği ilkesinin önemli bir parçasıdır. Her iki tarafın da delilleri mahkemeye sunma ve bu delilleri tartışma hakkı eşit olmalıdır, bu da adil bir yargılama sürecinin gerçekleşmesi için kritik öneme sahiptir.
Nitekim, tarafların taleplerinin ve itirazlarının duruşmalar veya duruşma dışı aşamalarda eşit şekilde incelenmesi, adil yargılama hakkının bir yansımasıdır. Mahkeme, her iki tarafın görüşlerini hakkaniyetle değerlendirmeli ve kararını bu dengeyi gözeterek vermelidir.
Ayrıca, savcı tarafından düzenlenen tebliğnamelerin karşı tarafa bildirilmesi, her iki tarafın da savcının görüşlerinden haberdar olmasını ve bu görüşlere karşı etkili bir şekilde savunma yapabilmesini sağlar. Bunun yanı sıra, tanık dinlemede ve delil sunmada da eşitlik sağlanmalıdır; her iki tarafın tanıkları dinleme ve delilleri sunma konusunda eşit haklara sahip olması gerekir.
Bilirkişi raporlarına dayalı kararların da her iki taraf açısından eşit bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu eşitlik, bilirkişilerin tarafsız ve objektif bir şekilde karar sürecine katkı sağlamalarını temin eder. Savcılık ve savunma arasındaki usuli eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, her iki tarafın da yargılama sürecine eşit koşullarda katılımını sağlar. Yine, tarafların dava sürecinde bilgi ve belgelere erişimde eşitlik hakkına sahip olmaları, adil yargılama ilkelerinin işlerliğini güçlendirir.
Davanın tarafı haline gelen yasal görevlilerin üstlendiği rol de eşitlik ilkesine aykırı olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Yasama müdahalesi, yargı sürecinin bağımsızlığını etkilememeli ve her iki tarafın da eşit haklarla temsil edilmesi sağlanmalıdır. Yargılamanın doğrudan doğruyalık, kesintisizlik ve hâkimin değişmezliği gibi unsurları da silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilmesinde önemli rol oynar. Duruşmaların sözlü, aleni ve yüz yüze yapılması, tarafların birbirlerini doğrudan dinleyebilmesini ve kendilerini doğru şekilde ifade edebilmesini temin eder. Bu unsurlar, silahların eşitliği ilkesinin her aşamada sağlanmasını ve adil bir yargılama sürecinin mümkün olmasını sağlar.
DELİLLER KONUSUNDA EŞİT İMKAN SAĞLAMASI
Silahların eşitliği ilkesi, ceza muhakemesinde taraflar arasında yalnızca hakların değil, aynı zamanda delillerin sunulma ve değerlendirme imkanlarının da eşit olmasını gerekliliğini doğurur. Bu ilke, hem iddia makamının hem de savunma makamının yargılama sürecinde delillerini sunabilme, karşı tarafın sunduğu delilleri inceleyebilme ve bu delillere itiraz etme haklarına sahip olmalarını güvence altına alır
Delillerin, kıyas yoluyla birbirlerinden üstün bir pozisyona sahip olmaksızın, her iki tarafça eşit kullanılması gerektiği bu ilkede vurgulanan en önemli noktadır. Yargılamanın adil ve hakkaniyetli bir şekilde yapılabilmesi için, delil konusunda her iki tarafın da eşit fırsatlara sahip olması büyük bir öneme sahiptir.
Özellikle ceza muhakemesinde, savunma makamının iddia makamı tarafından sunulan delillere erişebilmesi, bu delilleri inceleyebilmesi ve gerektiğinde bu deliller hakkında itirazda bulunabilmesi savunma hakkının etkili bir şekilde kullanılabilmesi adına altın niteliğinde değerlidir.
Savunma tarafının, iddia makamı tarafından sunulan delillere karşı tepkilerini geliştirebilmesi, savunma stratejilerini oluşturabilmesi, yargılamada tarafların eşitliği açısından kritik bir rol oynar. Savunmanın, delilleri inceleme ve etkili bir şekilde itiraz etme imkânı olmadığı takdirde, yargılama süreci büyük ölçüde dengesiz hale gelir ve bu durum, adil bir kararın verilmesini engeller. Bu nedenle, taraflar arasında delil konusunda eşitlik sağlanması, yargılamanın güvenilirliğini ve hakkaniyetini doğrudan etkileyen bir unsurdur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin önemli unsurlarından biri olarak, delil sunma ve delilleri değerlendirme noktasında her iki tarafa da eşit fırsatlar tanınmasını öngörmektedir. Delil konusu, silahların eşitliği ilkesinin sadece bir boyutu olup, mahkemenin her iki tarafın da delillerine eşit şekilde erişebilmesini sağlaması, yargılamanın temel adaletini güvenceye alır. Savunma makamının iddia makamının sunduğu delilleri inceleme ve kendi delillerini sunma imkânı, tekrar altını çizmeye değer bir husustur.
Delillerin tek taraflı olarak sunulması ya da savunma makamının delillerine ulaşamaması, adil bir kararın verilmesini imkansız kılabilir. Dolayısıyla, silahların eşitliği ilkesinin ihlali, sadece bir usul hatası değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir.
SAVUNMA VE İDDİA MAKAMLARI ARASINDA EŞİT İMKAN SUNULMASI
Ceza muhakemesinde, iddia makamı kamu adına suçları yönelten ve davayı yürüten organ olarak, devletin tüm kaynaklarına ve imkanlarına erişim sağlar. Savunma makamı ise sanığın haklarını savunarak, sınırlı kaynaklarla ve imkanlarla çalışır. Bu yapısal dengesizlik, silahların eşitliği ilkesinin ihlali anlamına gelir. Çünkü bu durum, savunmanın etkin bir şekilde karşı çıkma, delil sunma ve iddianın geçerliliğine itiraz etme haklarını kullanabilme fırsatlarını kısıtlar.
Silahların eşitliği ilkesi, her iki tarafın da yargılama sürecinde eşit haklara sahip olması gerektiğini vurgular. Hem savunma hem de iddia makamı, mahkemeye başvuruda bulunma, delil sunma ve delillere itiraz etme haklarına eşit şekilde sahip olmalıdır. Bu eşitlik, savunmanın etkin bir şekilde savunma yapabilmesi için oldukça önemlidir. Özellikle savunma makamı, iddia makamının sunduğu delillere karşı hazırlıklı olabilmesi adına bu delillere zamanında ve yeterince erişebilmelidir. Aksi takdirde, savunma hakkının ihlali söz konusu olur.
Savunma makamının, iddia makamının sunduğu delillerle ve suçlamalarla yüzleşebilmesi, bu delillere itiraz edebilmesi için önceden bu delillerle tanışma hakkına sahip olması gereklidir. Bu, sadece savunma tarafının hakkını güvence altına almakla kalmaz, aynı zamanda yargılama sürecinin her aşamasının eşitlik ilkesine uygun olarak denetlenmesini sağlar. Bu tür eşitlik, her iki tarafın da kendilerini etkili bir şekilde savunmalarına olanak tanır ve nihayetinde adil bir yargılama yapılmasını mümkün kılar.
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ VE ADİL YARGILANMA HAKKININ DEVAMLILIĞINI KORUMAK İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER ALINABİLİR?
Silahların eşitliği ilkesinin etkin bir şekilde uygulanabilmesi, yukarıda da bahsedildiği üzere ceza muhakemesinde adil yargılamanın temel unsurlarından biridir. Bu ilkenin sağlanabilmesi için her iki tarafın, yani iddia ve savunma makamlarının eşit haklarla yargılama sürecine katılması gerekir. Bu, her iki tarafın da aynı fırsatlarla delil sunabilmesi, itirazda bulunabilmesi ve savunma yapabilmesi anlamına gelir. Silahların eşitliği ilkesinin hayata geçirilmesi, yargılama sürecinin her aşamasında taraflar arasındaki güç dengesizliklerinin giderilmesini gerektirir.
Öncelikle, delil erişimi önem arz eden bir unsurdur. Her iki tarafın da delillere eşit şekilde ulaşabilmesi gerekir. Savunma makamı, iddia makamının sunduğu delillere karşı etkin bir şekilde savunma yapabilmesi için bu delillere zamanında erişim hakkına sahip olmalıdır. Bu, yargılama sürecinin her aşamasında eşitlik ilkesine uygun bir denetim sağlar.
Savunma makamının güçlendirilmesi de bir diğer önemli olası bozulmalara karşı önlem niteliğindedir. İddia makamı devletin kaynaklarına ve gücüne sahipken, savunma makamı sınırlı imkanlarla hareket eder. Savunma makamının da yeterli kaynaklarla donatılması, adil bir yargılama için gereklidir. Bu, savunma tarafının hakkını etkili bir şekilde savunabilmesi, delil sunabilmesi ve iddialara itiraz edebilmesi için gereklidir.
Adil ve eşit yargılama süreci ise, her iki tarafın da eşit haklara sahip olabilmesini sağlayacak en temel unsurdur. Taraflar, yargılama sürecinde taleplerini ve itirazlarını eşit şekilde iletebilmeli ve bu taleplerin duruşma veya duruşma dışı incelenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, hâkimlerin tarafsızlığı, her iki tarafın da haklarının eşit bir şekilde savunulabilmesini temin eder.
Keza, Bilirkişi ve tanıklar yargılama sürecinde önemli bir yer tutar. Her iki tarafın da bilirkişi raporlarına eşit şekilde erişebilmesi ve kendi tanıklarını dinletebilmesi, silahların eşitliği ilkesinin uygulanmasını sağlar. Taraflar arasındaki eşitliği sağlamak, her iki tarafın da kendilerini eşit şekilde savunabilmelerine olanak tanır.
Kanun güvencesine yaslanıldığında ise tedbir yöntemi olarak kamu hukuku ilkelerinin doğru şekilde uygulanması gerekmektedir. İddia makamı devletin gücünü temsil ederken, savunma makamı daha sınırlı imkanlarla hareket etmektedir. Yargılama sürecinde her iki taraf da eşit haklarla yer almalı ve devlet, savunma makamını bu eşitliği sağlamak için desteklemelidir.
Bu tedbirlerin alınması, silahların eşitliği ilkesinin etkin bir şekilde uygulanmasını sağlayarak, ceza muhakemesinde adaletin sağlanmasına katkı sunacaktır.
İDARİ YARGIDA SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ
İdari yargıda silahların eşitliği ilkesi, tarafların delil sunma ve tanık dinletme aşamalarında dengeli bir yargılama süreci yürütülmesi için büyük önem taşır. Çoğunlukla mahkeme, davalı idarenin sunduğu ve idare tarafından belirlenen kamu görevlilerince alınan tanık beyanlarına dayanarak karar verebilir. Bu beyanların yeminli olması ve işlem dosyasında yer alması, idarenin sunduğu delilleri güçlü hale getirirken, davacı tarafın aynı haklardan yararlanamaması büyük bir eşitsizlik doğurur.
Savunma hakkının gereği olarak, davacının da idarenin sunduğu tanıklara karşı kendi tanıklarını dinletebilmesi ve delil sunabilmesi gerekir. Aksi durumda, idare tarafından sunulan beyan ve belgelerin mahkeme üzerinde etkili olması, savunma tarafının aleyhine dengesiz bir ortam yaratır ve adil yargılama sürecine zarar verir. Dolayısıyla, idari yargıda sağlanacak bir eşitlik ortamı, her iki tarafın da adil bir şekilde temsil edilmesine ve haklarını tam anlamıyla savunabilmesine olanak tanımalıdır.
SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİNİN İHLALİ DURUMUNDA HUKUKİ SONUÇLAR
Eğer silahların eşitliği ilkesine aykırı bir durum söz konusu olursa, yargılamanın adilliği zarar görür. Savunma makamının etkili bir şekilde iddia makamına karşı koyamaması, yargılamanın hakkaniyetli bir şekilde sonuçlanmasına engel olabilir. Silahların eşitliği ilkesinin ihlali durumunda, mahkemeler tarafından verilen kararlar, tartışmalı hale gelir ve adil yargılama hakkının ihlali söz konusu olabilir. Bu da kararların yeniden değerlendirilmesi veya yargılamanın iptal edilmesi gibi hukuki sonuçlara yol açabilir.
Sonuç olarak, savunma ve iddia makamları arasında eşit imkanlar tanınması, ceza muhakemesinin hakkaniyetli ve adil bir şekilde yürütülmesinin ön koşuludur. Silahların eşitliği ilkesinin sağlanması, her iki tarafın da yargı önünde eşit şartlarda bulunmasını ve adil bir sonuca ulaşılmasını temin eder. Bu ilkelerin ihlali, savunma hakkının zedelenmesine ve dolayısıyla adaletin tehlikeye girmesine neden olabilir.
Konu hakkında yarıca inceleyebilirsiniz: https://www.anayasa.gov.tr/tr/bireysel-basvuru/temel-hak-ve-ozgurluklerin-ihlaline-dair-emsal-kararlar/adil-yargilanma-hakki-suc-isnadi/kararlar/
ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ DURUMUNDA HANGİ YOLLARA BAŞVURULABİLİR?
Adil yargılanma hakkının ihlali durumunda izlenmesi gereken başvuru yolları, hukuki süreçlerin sırasına göre belirlenmiştir. Bu yolların sırasıyla nasıl işleyeceğine dair genel bir açıklama şu şekildedir:
İlk aşamada, iç hukuk yolları kullanılarak, yargılama sırasında adil yargılanma hakkının ihlal edilip edilmediği incelenir. Bu süreçte temyiz başvurusu veya kanun yararına bozma gibi yollar devreye girebilir. Bu tür başvurular, mahkeme kararlarının yeniden değerlendirilmesini ve hukuka aykırılıkların düzeltilmesini sağlamaya yöneliktir.
İç hukuk yollarının tükendiği durumda ise , Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilir. Anayasa Mahkemesi, ihlali anayasa ile uyumsuzluk açısından değerlendirerek yargılamayı gözden geçirebilir. Bu başvuru, özellikle temel hakların ihlaline dair bir çözüm yolu olarak etkili olabilir.
Son aşama olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuru yapılabilir. İç hukuk yolları tükenmişse ve Türkiye’deki yargılama uluslararası standartlara göre hâlâ adil değilse, AİHM devreye girerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı hareket edilen durumlarda karar verebilir. AİHM, ihlali tespit eder ve ihlali giderici tedbirler alabilir.
Adil yargılanma hususu hakkında Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 2019/7454 Esas , 2021/29698 Karar sayılı dosyasında şu şekilde bir karar açıklayarak bahsi geçen konuya iyi bir örnek oluşturmuştur:
‘‘Adil yargılama, yargılamanın gerçekleri yansıtabilmesi için, uyuşmazlığın tarafları arasında fiili ve hukuki bir fark gözetilmeksizin, iddia ve savunmanın eşit ölçülerde ve karşılıklı olarak yapıldığı yargılamadır. Muhakeme, iddia, savunma ve yargılamadan oluşmakta olup, adil yargılanma hakkı sadece yargılama faaliyetiyle değil, muhakemenin bütünüyle ilişkilidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 06/06/2000 tarihli Magee/Birleşik Krallık kararında bu husus “Adil yargılanma hakkının düzenlendiği AİHS’nin 6. maddesinin esas amacı, yöneltilen suçlama hakkında karar vermeye yetkili bir mahkemede adil yargılanmayı sağlamaktır. Ancak, bu durum adil yargılanma ilkesinin yargılama öncesi soruşturmada hiç uygulanmayacağı anlamına gelmez, Sözleşme’nin 6. maddesi ve özellikle 3. fıkrası dava açılmadan önce de geçerlidir, aksi takdirde yargılamanın hakkaniyeti ciddi şekilde olumsuz etkilenebilir.”
İDARİ DAVA AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
Silahların Eşitliği İlkesi ve Adil Yargılanma Hakkı konusunda alanında uzman İdari Dava Avukatına soru sormak için Avukata sor linkini tıklayarak sorabilirsiniz.
İDARİ DAVA AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.