Tam yargı davası, idari yargı sisteminde, idarenin hukuka aykırı işlemleri, eylemleri veya ihmalleri nedeniyle kişilerin uğradığı zararların tazmin edilmesi amacıyla açılan davadır. Tam yargı davası, bireylerin haklarının korunması ve idarenin hukuk devleti ilkesine uygun hareket etmesini sağlamak amacıyla önemlidir.

TAM YARGI DAVASI NEDİR?

Tam yargı davası, idare tarafından gerçekleştirilen işlem veya eylemler sebebiyle kişisel hakkı ihlal edilenlerin, bu ihlal sebebiyle maruz kaldıkları maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla idareye karşı açtıkları davadır. Tam yargı davası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiştir ve “idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” şeklinde tanımlanır. Tam yargı davasında, uyuşmazlık konusu belli bir miktar para alacağıdır ve davacı, bu para alacağının idare tarafından ödenmesini talep eder. Davacının tazminat istemi, idarenin kusurlu veya kusursuz işlem veya eylemleri sebebiyle oluşan zararın giderilmesine yöneliktir.

Tam yargı davası, idari bir işlem nedeniyle üç farklı şekilde açılabilir:

  • İptal Davası ile Birlikte Açılan Tam Yargı Davası: İdari işlemin iptali ve zararların tazmini talepleri birlikte sunulur.
  • İptal Davasının Kesinleşmesinin Ardından Açılan Tam Yargı Davası: İptal davası kesinleştikten sonra, bu karara dayanarak zararların tazmini talep edilir.
  • İptal Davası Hakkında Yerel Mahkeme Kararı Verildikten Sonra Açılan Tam Yargı Davası: İdari işlemin iptali için açılan dava sonrasında, yerel mahkeme kararı esas alınarak zararların tazmini istenir.

Tam yargı davasına bakan idari mahkemeler şunlardır:

  • İdare Mahkemesi: Tam yargı davasında ilk derece mahkemesi olarak görev yapar. Tam yargı davalarının ilk başvuru noktasıdır.
  • Vergi Mahkemesi: Tam yargı davasında ilk derece mahkemesi olarak görev yapar. Vergi konularında Tam yargı davasına
  • Bölge İdare Mahkemesi: Tam yargı davasında istinaf mahkemesi olarak görev yapar ve idare mahkemelerinin kararlarına karşı yapılan itirazları inceler. İkinci derece mahkeme olarak bilinir.
  • Danıştay: Tam yargı davasında temyiz merci olarak görev yapar. Bölge idare mahkemesi kararlarına karşı yapılan temyiz başvurularını inceler. Ayrıca belirli davalarda ilk derece mahkemesi olarak da görev yapabilir.

Tam yargı davasında ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin kararına karşı, Bölge İdare Mahkemesi’nde istinaf; Danıştay’da ise temyiz kanun yolu başvurusu yapılabilir.

TAM YARGI DAVASININ HUKUKİ DAYANAKLARI

Tam yargı davalarının hukuki dayanakları Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda bulunur:

  • Anayasa’nın 40. Maddesi: Kişilere, temel hak ve hürriyetlerinin ihlali durumunda, uğradıkları zararın tazmini için mahkemeye başvurma hakkı tanır.
  • Anayasa’nın 125. Maddesi: İdarenin her türlü işlem ve eylemine karşı yargı yolu açıktır. İdarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunu belirtir.
  • Anayasa’nın 129. Maddesi: Kamu görevlilerinin kişisel kusur ve haksız fiillerinden dolayı zarara uğrayanların, uğradıkları zararın tazmini için idare aleyhine dava açabileceğini öngörür.

TAM YARGI DAVASI ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

İdare hukukunda tam yargı davasının işlevi, idarenin işlem ve eylemleriyle kişilerin mallarına veya parasal değerlerine verdiği zararların giderilmesini sağlamaktır. Tam yargı davaları, idarenin çeşitli hukuka aykırı eylem veya işlemlerinden doğan zararları tazmin etmek amacıyla açılır ve dört ana türü vardır:

  • Tazminat Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

Bu dava türünde, idarenin işlem veya eylemleri sonucunda zarara uğrayan kişiler, maddi ve manevi tazminat talep eder. Bu davalar, idarenin hizmet kusuruna dayanan zararların tazminini içerir. Örneğin, idarenin kazı çalışması sırasında açıkta bıraktığı bir çukur nedeniyle bir kimsenin ölmesi durumunda, ölenin yakınları idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açabilir.

  • Geri Alma (İstirdat) Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

İstirdat davaları, hukuka aykırı bir şekilde idarenin hesabına geçen bir malvarlığının veya parasal değerin geri alınması talebiyle açılır.

  • Vergi Davası Niteliğinde Tam Yargı Davası

Vergi yükümlüsü, verginin esasına veya miktarına itiraz ederek vergi mahkemesinde dava açabilir. Bu davaların bazıları iptal davası, bazıları ise tam yargı davası niteliğindedir. Vergi mükellefleri, haksız vergi tahsilatlarına karşı vergi mahkemelerinde tam yargı davaları açarak zararın giderilmesini isteyebilirler.

  • İdari Sözleşmelerden Doğan Tam Yargı Davası

İdari sözleşmeler, kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla idare ile yapılan ve idarenin sözleşmede hâkim taraf olduğu sözleşmelerdir. Bu sözleşmelerin uygulanması sırasında çıkan uyuşmazlıklar tam yargı davaları yoluyla çözülür. İdari sözleşmelerin yapılmasından önceki işlemlerden doğan zararlar idari işlemlerden doğan zarar kapsamındadır. Bu tür zararlara karşı açılan davalarda sözleşme hükümleri değil, idari işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirilir.

Tam yargı davası, idarenin hukuka aykırı işlem veya eylemleri sonucu ortaya çıkan zararların tazmin edilmesi için önemli bir yargı yoludur. Bu davalar, bireylerin idare karşısında haklarını korumasını sağlar ve hukuk devletinin işleyişi açısından büyük önem taşır. Tam yargı davalarında, zararın tazmini için başvurulan yollar, idare hukukunun temel ilkelerine ve yargı sürecine uygun şekilde düzenlenmiştir.

TAM YARGI DAVASINDA İDARENİN HUKUKİ SORUMLULĞU

Tam yargı davalarında idarenin hukuki sorumluluğu, idarenin hukuka aykırı işlem veya eylemlerinden doğan zararları tazmin etme yükümlülüğüdür. İdarenin hukuki sorumluluğu, genel olarak şu şekilde açıklanabilir:

  • Hukuka Aykırılık

İdarenin sorumluluğu, bir eylem, işlem veya ihmalle hukuka aykırı bir durum yaratması sonucu ortaya çıkar. Hukuka aykırılık, idarenin yasaların öngördüğü kurallara veya bireylerin haklarına aykırı davranışlarını içerir. İdarenin işlem veya eyleminin hukuka aykırı olduğu tespit edildiğinde, bu işlemlerden zarar gören kişiler tazminat talep edebilir.

  • Kusurlu Sorumluluk

İdarenin kusurlu sorumluluğu, idarenin işlem veya eylemlerinde kusurlu davranması durumunda ortaya çıkar. Kusurlu sorumluluk, idarenin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak bireylere zarar vermesini ifade eder. Örneğin, idarenin bir kazı çalışması sırasında gerekli güvenlik önlemlerini almaması ve bu nedenle bir kişinin zarar görmesi durumunda idare kusurlu sayılabilir.

  • Kusursuz Sorumluluk

Bazı durumlarda, idare kusuru olmasa dahi sorumlu tutulabilir. Kusursuz sorumluluk ilkesi, idarenin faaliyetlerinden doğan risklerin topluma eşit şekilde dağıtılması amacıyla benimsenmiştir. Örneğin, tehlikeli bir kamu hizmeti yürütülürken bir zarar meydana gelmişse, idare kusuru olmasa bile zarar görenlere tazminat ödemek zorunda kalabilir.

  • Zarar

İdarenin sorumlu tutulabilmesi için, hukuka aykırı eylem veya işlem nedeniyle bir zarar meydana gelmiş olmalıdır. Bu zarar maddi olabileceği gibi, manevi zarar da olabilir. Maddi zarar, bireylerin mal varlığında doğrudan azalmaya neden olan zararları kapsar. Manevi zarar ise bireylerin ruhsal veya psikolojik olarak etkilenmesi sonucu ortaya çıkan zararları içerir.

  • Nedensellik Bağı

Zarar ile idarenin hukuka aykırı eylemi veya işlemi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Başka bir deyişle, zararın idarenin eylem veya işlemi sonucunda ortaya çıktığı kanıtlanmalıdır. Nedensellik bağı, idarenin hukuki sorumluluğunun temel unsurlarından biridir.

  • Konu ile Alakalı Örnek

İdarenin Kusurlu Eylemi: Bir belediyenin park alanında gerekli bakım ve güvenlik önlemlerini almaması sonucu bir vatandaşın düşerek yaralanması.

İdarenin Kusursuz Sorumluluğu: Bir kamu hastanesinde kullanılan tıbbi cihazların arızalanması ve bu nedenle hastaların zarar görmesi.

Tam yargı davasında idarenin hukuki sorumluluğu, bireylerin idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden doğan zararlarının tazmin edilmesini sağlar. Bu sorumluluk, idarenin hukuka uygun hareket etmesini teşvik eder ve bireylerin haklarının korunmasına hizmet eder.

TAM YARGI DAVASI İLE İPTAL DAVASI ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?

İptal davası ve tam yargı davaları, idare hukuku kapsamında bireylerin haklarını korumak amacıyla açılan iki temel dava türüdür. Ancak, bu iki dava türü arasında bazı temel farklılıklar bulunmaktadır.

Davaların Konusu

  • İptal Davası: Sadece idari işlemler iptal davasının konusunu oluşturur. Yani, idari makamlarca yapılan ve hukuka aykırı olduğu iddia edilen işlemler iptal davasına konu olabilir.
  • Tam Yargı Davası: İdari işlem, idari eylem ve idari sözleşmeler tam yargı davalarının konusunu oluşturur. Hem idari işlemler ve eylemler, hem de idari sözleşmelerden doğan zararlar için tam yargı davaları açılabilir.

Davaların Amacı

  • İptal Davası: Davanın amacı, hukuka aykırı olduğu iddia edilen idari işlemin iptal edilmesi ve işlemin yapıldığı tarihten önceki durumun geri getirilmesidir.
  • Tam Yargı Davası: Tam yargı davalarının amacı, ihlal edilen hakkın tazmin edilmesi yani uğranılan zararın giderilmesi veya eski durumun geri getirilmesidir.

Davaların Mahiyeti

  • İptal Davası: İptal davaları objektif mahiyette davalardır. Bu davalarda idari işlemin hukuka uygun olup olmadığı tespit edilir ve hukuk düzeni korunur.
  • Tam Yargı Davası: Tam yargı davaları subjektif mahiyette davalardır. Bu davalarda, bireylerin kişisel haklarının ihlal edilip edilmediği araştırılır.

Menfaat İhlali

  • İptal Davası: İptal davası açılabilmesi için davacının menfaatinin ihlal edilmiş olması yeterlidir. Bu, dava konusu işlemle davacı arasında makul bir ilişki olması gerektiği anlamına gelir.
  • Tam Yargı Davası: Dava açılabilmesi için davacının doğrudan kişisel bir hakkının ihlal edilmiş olması gerekir. Menfaat ihlali yeterli değildir, doğrudan bir hak ihlali olmalıdır.

Kararın Etkisi

  • İptal Davası: İptal davasında verilen karar genel etkilidir. Bu karar, ilgili olan herkes için sonuç doğurur.
  • Tam Yargı Davası: Verilen karar ise sadece davanın tarafları üzerinde etkili olur. Yani, karar sadece davacıyı ve davalı idareyi bağlar.

İptal davaları ve tam yargı davaları, bireylerin idare karşısında haklarını korumak için başvurabilecekleri önemli yargı yollarıdır. İptal davaları, hukuka aykırı idari işlemleri ortadan kaldırmayı amaçlarken, tam yargı davaları bireylerin uğradıkları zararların tazmin edilmesini hedefler. Bu iki dava türü arasındaki farklılıkları bilmek, hak arama yollarında doğru adımlar atmayı sağlar.

TAM YARGI DAVASINDA SÜRELER

Tam yargı davası, idare hukukunda, idarenin eylemleri veya işlemleri nedeniyle kişisel hakları ihlal edilen bireylerin maddi ve manevi zararlarının tazmini amacıyla açtıkları davalardır. Bu davalarda dava açma süresi, zarar veren olayın öğrenilmesinden itibaren işlemeye başlar.

İDARİ EYLEMLER NEDENİYLE TAM YARGI DAVASI AÇMA SÜRESİ

  • İdareye Başvuru Süresi: İdari eylemlerden hakları ihlal edilenlerin, eylemleri öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerekir.
  • İdarenin Cevap Süresi: İdare, bu başvuruya 30 gün içinde cevap vermek zorundadır. İdare, 30 gün içinde cevap vermezse talep reddedilmiş sayılır.
  • Dava Açma Süresi: Talebin reddedilmesinden veya reddedilmiş sayılmasından itibaren 60 gün içinde dava açılabilir (İYUK m.11).

İDARİ İŞLEMLER NEDENİYLE TAM YARGI DAVASI AÇMA SÜRESİ

  • İdari işlemin tebliğinden itibaren: İdare mahkemelerinde 60 gün ve vergi mahkemelerinde 30 gün içinde tam yargı davası açılmalıdır (İYUK m.7). Bu süreler hak düşürücü sürelerdir.
  • Özel Yasalarda Belirlenen Süreler: İdari işlemlere ilişkin özel yasalarda belirlenen dava açma süreleri geçerlidir. İdari işlemde özel dava açma süresi açıkça belirtilmelidir. Belirtilmemişse, genel dava açma süresi uygulanır.

Üst Makamlara Başvuru Halinde

  • Başvuru Süresi: İdari dava açma süresi içinde üst makama başvurulabilir. Bu başvuru, dava açma süresini durdurur.
  • İdarenin Cevap Süresi: Üst makamın 30 gün içinde cevap vermemesi durumunda talep reddedilmiş sayılır.
  • Dava Açma Süresi: Talebin reddedilmesinden itibaren kalan dava açma süresi işlemeye devam eder (İYUK m.11).

İDARİ İŞLEME KARŞI ÖNCE İPTAL DAVASI AÇILMASI DURUMUNDA

  • İdari İşleme Karşı İptal Davası: İptal davasının karara bağlanması üzerine veya kanun yollarına başvurulması halinde verilen kararın tebliğinden itibaren, 60 gün içinde tam yargı davası açılabilir (İYUK m.12).
  • İcra Tarihi: İşlemin icrası nedeniyle doğan zararlarda, işlemin icra tarihinden itibaren dava açma süresi başlar.

İDARİ MAKAMLARA BİR İŞLEM VEYA EYLEM YAPILMASI İÇİN BAŞVURU (İYUK M.10)

  • Başvuru Süresi: İlgili kişi idareye bir dilekçeyle başvurarak bir işlem veya eylem yapılmasını talep edebilir.
  • İdarenin Cevap Süresi: 30 gün içinde cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır.
  • Dava Açma Süresi: Talebin reddedilmesinden itibaren, dava açma süresi içinde (Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde 30 gün) dava açılabilir.

Tam yargı davalarında dava açma süreleri, zararın öğrenilmesi, idareye başvuru ve idarenin cevabı gibi aşamalara bağlı olarak belirlenir. Bu süreler, hak düşürücü sürelerdir ve dikkatle takip edilmesi gerekir. Dava açmak isteyenler, yasal süreler içinde başvurularını yapmalı ve idarenin vereceği cevaba göre dava açma süresini hesaplamalıdır.

TAM YARGI DAVASI NASIL AÇILIR?

Tam yargı davaları, idari işlem ve eylemlerden kaynaklanan zararların tazmini amacıyla açıldığından, dava açmadan önce idarenin durumunun değerlendirilmesi ve idare ile uyuşmazlığın belirlenmesi gereklidir. İdari eylemden doğan tam yargı davası açmak için idareye başvurmak zorunludur. Zarar gören kişinin başvurusu üzerine idare bir ön karar alır. İptal davalarında gerekli olmayan bu ön karar, tam yargı davalarında zorunludur.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, idari eylemlerden hakları ihlal edilenler, dava açmadan önce, eylemi yazılı bildirimle veya başka bir şekilde öğrendikten itibaren bir yıl ve her halükarda eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini talep etmelidir. Bu taleplerin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, ret kararının tebliğinden itibaren veya talebe altmış gün içinde cevap verilmemesi durumunda, bu sürenin bitiminden itibaren dava süresi içinde dava açılabilir. Ancak, yetkisiz adli yargı mercilerine açılan tam yargı davalarının görev yönünden reddedilmesi durumunda, idari yargıya başvurulması için idareye başvurma şartı aranmaz.

Tam yargı davalarında dava açabilme ve taraf olma yeteneği açısından genel kurallar geçerlidir. Davacı, idari işlem ve eylem nedeniyle hakkı ihlal edilen kişidir. Davalı ise bu zarara neden olan idaredir.

Genel olarak tam yargı davaları idari yargıda açılır ve bu davalara idare mahkemeleri bakar. Ancak, bazı özel durumlarda tam yargı davaları Danıştay’da veya adli yargıda da açılabilir.

Tam yargı davası, bir dava dilekçesi ile açılır. Dilekçeler ve savunmalar ile davaya ilişkin tüm belgeler, Danıştay’a veya ilgili mahkeme başkanlıklarına, bunlara gönderilmek üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı ülkelerdeki Türk konsolosluklarına verilebilir.

TAM YARGI DAVASININ SONUÇLARI

  • Davanın Reddi

Mahkeme, davayı reddettiğinde, ya hak ihlali tespit edilememiş ya da idarenin sorumluluğunu gerektiren şartlar oluşmamış demektir. Kesin hüküm niteliğindeki bu kararlar tarafları bağlar ve aynı nedene dayanarak tekrar dava açılamaz. Ayrıca, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davacıya yüklenir. Dava, usul yönünden de reddedilebilir. Bu durumda, yasanın belirlediği süre içinde eksiklikler tamamlanarak dava yeniden açılabilir.

  • Davanın Kabulü

Mahkeme, davayı kabul ederek davacının zarara uğradığını ve bu zararın idarenin eylem, işlem veya sözleşmeleri ile doğrudan bağlantılı olduğunu belirlerse, idarenin kusurlu veya kusursuz sorumluluğu kesinleşmiş olur. Mahkeme kararı, zararın nasıl giderilmesi gerektiğini açıklar ve genellikle maddi veya manevi zararların tazminat ödenmesi yoluyla giderilmesine hükmeder. Mahkemenin bu kararı sadece tarafları bağlar.

İdare, mahkemenin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarına uygun olarak, gecikmeksizin işlem yapmak veya eylemde bulunmak zorundadır. Bu süre, kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemez (İYUK m.28).

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?

İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk ve idari yargılama uzmanlık alanlarına odaklanan Ankara avukatları tanımlamak için kullanılan ifadelerdir. İdari dava avukatı Ankara, bireylerin veya kurumların idari eylem veya işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarını ele alır ve müvekkillerini idari yargı sürecinde temsil ederler.

Hukuk sistemimizde avukatlar belirli bir uzmanlık alanında resmi bir sertifikasyon almak zorunda değillerdir. Ancak, bir avukatın belirli bir alanda deneyim ve bilgi biriktirmesi ve bu alanda özellikle etkili bir şekilde hizmet vermesi oldukça yaygındır. İdari dava avukatı Ankara da idari hukuk alanında uzmanlaşan Ankara avukatlarıdır.

İdari dava avukatı Ankara, iptal davaları, tam yargı davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar gibi idari hukuk konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerini idari hukuk konularında bilgilendirir, haklarını savunur ve idari davalarda temsil ederler.

İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konularında uzmanlaşmış ve bu alanda deneyim kazanmış Ankara avukatlarıdır. Bu uzmanlık, müvekkillerine hukuki sorunlarında yardımcı olmalarına olanak tanır.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN VERDİĞİ HİZMETLER

İdari dava avukatı Ankara, idari dava ve idari yargılama ile ilgili ortaya çıkan hukuki konulara odaklanan uzman avukatlardır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine idari hukuk ve idari yargılama alanlarında geniş bir yelpazede hizmet sunar.

İdari dava avukatlarının verdiği hizmetler arasında şunlar bulunabilir:

  • Danışmanlık Hizmetleri: İdari dava avukatları, müvekkillerine idari işlemlerle ilgili danışmanlık sağlar. Başvurularını nasıl düzenleyecekleri, hangi yasal adımları atmaları gerektiği konusunda bilgi verirler.
  • İdari Başvuru Hazırlığı: İdari işlemlere karşı başvuruların hazırlanması sürecinde müvekkillerine yardımcı olurlar. Gerekli belgelerin toplanması, başvuru dilekçelerinin yazılması gibi işlemlerde rehberlik ederler.
  • İdari İşlemlere İtiraz: İdari bir karara karşı itiraz sürecinde müvekkillerini temsil ederler. İtiraz dilekçelerini hazırlar, gerekirse mülakatları organize eder ve müvekkillerini savunur
  • İdari Davaların Açılması: İdari dava avukatları, müvekkillerinin haklarını korumak ve idari eylemlere karşı hukuki mücadelede bulunmak için idari mahkemelerde dava açarlar.
  • Mahkeme Temsil ve Savunma: İdari dava sürecinde müvekkillerini mahkemelerde temsil ederler. Savunma stratejileri geliştirir, delilleri toplar ve müvekkillerini en iyi şekilde savunurlar.
  • Temyiz Süreci: Mahkeme kararlarına karşı temyiz başvurularını yönetir ve müvekkillerini yüksek yargı organlarında temsil eder.
  • Anlaşmazlık Çözümü: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idari uyuşmazlıklarını anlaşmazlık çözüm yöntemleri aracılığıyla çözmeye çalışır. Uzlaşma veya arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarını değerlendirirler.
  • Hukuki Araştırma ve Analiz: İdari hukuk alanındaki değişiklikleri takip eder, mevcut yasal durumu analiz eder ve müvekkillerine en güncel ve etkili hukuki stratejileri sunarlar.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR

İdari dava avukatı Ankara idari hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve idari hukuk davalarına bakabilirler. İdari dava avukatı Ankara’nın ilgilendiği başlıca davalar ise;

İdari dava avukatları, genellikle idare hukuku ve idari yargılama alanındaki davalara odaklanırlar. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen türde davaları ele alabilirler:

  • İdari İşlemlerin İptali Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, bir kamu kurumunun veya idarenin aldığı bir işlemin hukuka uygunluğunu sorguladığı durumlar. Bu davalar, idari mahkemelerde çözümlenir.
  • Tam Yargı Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, idare tarafından yapılan bir işlemin neden olduğu maddi veya manevi zararların tazmin edilmesini talep ettiği davalar.
  • Vergi Davaları: Vergi mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklar, vergi cezalarına itirazlar, vergi borçlarına ilişkin davalara ilişkin hizmetler.
  • İdari Yaptırım ve Cezalarına Karşı İtirazlar: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idare tarafından uygulanan bir yaptırım veya ceza ile ilgili olarak itirazda bulunma hakkını kullanmalarına yardımcı olma.
  • Kamulaştırma Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin mülkiyet haklarına etki eden kamulaştırma işlemlerine karşı davalara müdahil olma.
  • İdari İşlem ve İşleyişe İlişkin Danışmanlık: İdari işlemler ve işleyişle ilgili müvekkillerine danışmanlık sağlama, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirme.

Bu davalar idari mahkemelerde görülür. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin hukuki haklarını korumak, idareye karşı etkili bir hukuki mücadele yürütmek ve idari yargı süreçlerini yönetmek konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI

İdari dava avukatı Ankara idari hukuk konularında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve müvekkillerine bir dizi fayda sağlayabilirler. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine çeşitli avantajlar sağlayarak, idari hukuk alanındaki uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olurlar. İşte bir idari dava avukatı Ankara’nın sağlayabileceği faydalardan bazıları ise:

  • Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir. Bu alandaki mevzuatı ve yargı pratiklerini yakından takip ederler. Bu sayede müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunabilirler.
  • Dava Stratejisi Geliştirme İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin durumunu değerlendirir ve en etkili dava stratejisini belirler. Hukuki riskleri değerlendirir ve müvekkillerini olası sonuçlar konusunda bilgilendirir.
  • İdari Mahkemelerde Tecrübe: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri, kuralları ve beklentileri bilmektedir. Bu tecrübe, müvekkillerinin davalarını daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.
  • Belge Toplama ve Delil Hazırlama: İdari dava avukatı Ankara, dava sürecinde gerekli olan belgeleri toplar, delilleri değerlendirir ve idari işlemlere karşı güçlü bir savunma oluşturur.
  • Müzakerelerde Yardımcı Olma: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin lehine sonuçlar alabilmek için idare ile müzakerelerde bulunabilir. Anlaşmazlık çözümüne yönelik olarak müvekkillerini temsil ederler.
  • Hukuki Güvence Sağlama: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin haklarını koruyarak, hukuki güvence sağlarlar. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerini hukuki açıdan en iyi şekilde temsil ederler.
  • Hızlı ve Etkili Çözüm: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri ve süreçleri iyi bilir, bu da davaların daha hızlı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
  • Yasal Değişikliklere ve Güncellemelere Hâkim Olma: İdari dava avukatı Ankara’nın idari hukuk alanındaki yasal değişiklikleri ve güncellemeleri takip ederler. Bu, müvekkillerine en güncel ve doğru hukuki bilgileri sunmalarını sağlar.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.

İdari dava avukatı Ankara ücreti davanın niteliğine göre İdari dava avukatı Ankara ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak İdari dava avukatı Ankara isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.

Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.

Netice itibariyle, idari hukuk davalarında İdari dava avukatı Ankara ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de idari hukuk alanında uzman bir Anlara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara avukatları için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.

ANKARA İDARİ İŞLEM İPTAL DAVALARI AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA

Konusunda uzman bir Ankara tam yargı davası avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman  İdari dava avukatı Ankara ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap