Fikri ve Sinai Mülkiyet Hukuku

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, Türkiye’de 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun kapsamında bir uygulamadır. Bu düzenleme ile bazı ticari uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuk sürecine başvurma zorunluluğu getirilmiştir. Başvurular adliyelerdeki Arabuluculuk Merkezleri, Vatandaş UYAP sistemi veya avukatlar aracılığıyla yapılabilir. Ticari davalarda arabuluculuğun amacı, mahkemelerdeki iş yükünü azaltmak ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları daha kısa sürede, masrafsız ve dostane bir şekilde çözmektir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, Türkiye’de ticari uyuşmazlıkların çözümünde dava açılmadan önce arabuluculuk sürecine başvurulmasını zorunlu hale getiren bir uygulamadır. Bu düzenleme, 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun kapsamında getirilmiştir.

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, mahkemelerin iş yükünü hafifletmek ve taraflar arasındaki anlaşmazlıkları daha kısa sürede ve dostane bir şekilde çözmek amacıyla uygulanmaktadır. Mahkemeye başvurulmadan önce ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine katılım şarttır ve bu sürece başvurmayan tarafların doğrudan dava açmaları durumunda, davaları usulden reddedilir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK HANGİ DURUMLARDA UYGULANIR?

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, belirli ticari uyuşmazlık türleri için geçerlidir. Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca, arabuluculuk süreci, ticari alacak ve tazminat taleplerine dayalı uyuşmazlıklar için zorunlu hale getirilmiştir.

Örneğin, şirketler arasında yapılan ticari sözleşmelere dayalı alacak talepleri, ticari kira sözleşmesi kaynaklı ihtilaflar ve ticari işletmeler arasında doğan tazminat talepleri gibi durumlar, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamına girer. Eğer dava konusu olan uyuşmazlık, ticari nitelikte değilse, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine başvurulması gerekmez.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK SÜRECİ NASIL İŞLER?

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin ilk adımı, tarafların arabuluculuk başvurusu yapmasıdır. Bu başvuru, karşı tarafın yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yer adliyesinde bulunan Arabuluculuk Bürosu’na yapılır. Eğer başvurunun yapılacağı yerde Arabuluculuk Bürosu yoksa, başvuru Sulh Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü’ne yapılabilir.

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde, taraflar kendileri bir arabulucu seçebilir veya Arabuluculuk Bürosu tarafından bir arabulucu atanmasını talep edebilirler. Arabulucu atandıktan sonra, taraflar arabuluculuk görüşmeleri için bir araya gelir ve uzlaşma sağlanmaya çalışılır.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK SÜRESİ VE ANLAŞMA

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en fazla 8 hafta içerisinde sonuçlanmalıdır. Zorunlu hallerde bu süre, tarafların talebi üzerine en fazla 2 hafta daha uzatılabilir. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa, bu durum bir uzlaşma tutanağı ile belgelenir.

Taraflar anlaşma sağlarsa, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda hazırlanan bu tutanak, mahkeme kararı yerine geçer ve bağlayıcı olur. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci sonunda anlaşma sağlanamaması halinde ise, arabulucu tarafından düzenlenen “anlaşmazlık tutanağı” ile dava yoluna gidilebilir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK VE DAVA SÜRECİ

Eğer ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmadan mahkemeye başvurulursa, dava usulden reddedilir. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine katılmak, dava açabilmenin ön şartıdır.

Mahkemeye başvurulmadan önce ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılması, dava dilekçesine bu sürecin tamamlandığına dair arabulucu tarafından düzenlenen tutanağın eklenmesi gerekir. Aksi halde, mahkeme, davayı incelemeden reddeder ve taraflar yargılama giderleri ile karşı karşıya kalır. Bu nedenle, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin dikkatle takip edilmesi ve başvuru sürecinin usulüne uygun şekilde yapılması büyük önem taşır.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK VE AVANTAJLARI

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci, taraflar için birçok avantaj sağlar. Bu avantajlar arasında, mahkemeye gitmeden kısa sürede çözüm sağlanması, tarafların maliyet ve zaman açısından tasarruf elde etmesi ve sürecin gizli olarak yürütülmesi yer alır. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci, tarafların anlaşmazlıklarını uzlaşma yoluyla çözmelerini teşvik eder ve bu sayede taraflar arasındaki ticari ilişkiler korunmuş olur. Özellikle küçük işletmeler açısından ticari davalarda zorunlu arabuluculuk, uzun süren mahkeme süreçlerine kıyasla daha etkili bir çözümdür.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK HANGİ UYUŞMAZLIKLARI KAPSAMAZ?

Her ticari uyuşmazlık, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk kapsamında değildir. Örneğin, iflas davaları, konkordato işlemleri, çekişmesiz yargı işleri, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz gibi geçici hukuki koruma talepleri ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine tabi değildir. Ayrıca, cezai nitelikteki ticari davalar ve ticari şirketlerin hisse devir işlemleriyle ilgili uyuşmazlıklar da bu kapsamda değerlendirilmez. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin kapsamına girmeyen bu tür davalar için, taraflar doğrudan mahkemeye başvurabilir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUKTA ARABULUCU ÜCRETLERİ

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde arabulucu ücretleri, arabuluculuk sürecinin sonucuna bağlı olarak değişir. Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, sadece iki saatlik arabulucu ücreti taraflarca eşit şekilde paylaşılır. Bu durumda, her bir taraf en fazla 600 TL’ye kadar bir arabulucu ücreti öder.

Ancak taraflar arasında anlaşma sağlanırsa, arabuluculuk ücretinin kim tarafından ödeneceği konusunda taraflar kendi aralarında farklı bir düzenleme yapabilirler. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde, arabuluculuk ücretinin eşit olarak paylaşılması genel bir kural olmakla birlikte, anlaşma tutanağında aksi yönde bir karar alınabilir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUKTA ARABULUCU SEÇİMİ

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde, taraflar, listede yer alan arabuluculardan birini seçebilir veya bu konuda Arabuluculuk Bürosu’ndan yardım alabilirler. Taraflar, arabulucu seçiminde mutabakata varamadıkları takdirde, Arabuluculuk Bürosu kendiliğinden bir arabulucu atar.

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde arabulucunun tarafsızlığı ve bağımsızlığı büyük önem taşır. Bu nedenle, taraflar, atanan arabulucunun bağımsız ve tarafsız olduğuna emin olmalıdır. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde arabulucunun tarafsız davranması, taraflar arasında güven tesis edilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK BAŞARISIZ OLURSA NE OLUR?

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinde uzlaşma sağlanamazsa, taraflar doğrudan dava yoluna başvurabilirler. Ancak bu durumda, arabuluculuk sürecinin tamamlandığına dair “Anlaşmazlık Tutanağı”nın dava dilekçesine eklenmesi zorunludur.

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığı veya bu sürecin usulüne uygun şekilde yürütülmediği tespit edilirse, dava usulden reddedilir ve taraflar yeniden arabuluculuk sürecine başvurmak zorunda kalabilirler. Bu nedenle, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk sürecine katılırken tüm yasal şartların yerine getirilmesi gereklidir

TİCARİ DAVALAR NELERDİR?

Ticari davalar, ticaret hukukuna konu olan ve ticari faaliyetler sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlıkları kapsayan hukuk davalarıdır. Ticari davalar, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde düzenlenmiş olup, bu tür davalar, ticari işletmelerin faaliyetlerinden veya tacirlerin ticari işlemlerinden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkları içerir. Ticari davaların kapsamı, TTK’nin 4. maddesinin birinci fıkrasında belirtilmiştir ve bu madde, hangi davaların ticari dava sayılacağına dair detaylı bir düzenleme sunmaktadır.

Ticari Davaların Kapsamı

TTK’nin 4. maddesinin birinci fıkrasında, ticari davalar kapsamına giren durumlar şu şekilde belirtilmiştir:

  • Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri,
  • Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve diğer özel kanunlarda düzenlenen ticari nitelikteki işler ve çekişmesiz yargı işleri.

Bu kapsamda, ticari davalar, geniş bir yelpazede yer almakta ve ticari işletmelerin veya tacirlerin faaliyetleri ile ilgili hemen her konuyu kapsayabilmektedir. Örneğin, ticari işletmelerden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri, rekabet hukuku ihlalleri, haksız rekabet, ticaret unvanı ve işletme adları ile ilgili uyuşmazlıklar, sigortacılık işlemlerinden kaynaklanan davalar ve daha birçok husus ticari dava kapsamında değerlendirilmektedir.

Ticari Davaların Türleri

Ticari davalar, niteliğine göre mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır:

  • Mutlak Ticari Davalar: Bu tür davalarda, tarafların sıfatına veya işin ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmaz. Türk Ticaret Kanunu kapsamında açıkça düzenlenmiş olan tüm davalar, mutlak ticari dava niteliği taşır. Yani, bir uyuşmazlık, TTK kapsamında düzenlenen bir işleme dayandığı sürece, mutlak ticari dava olarak kabul edilir.
  • Nispi Ticari Davalar: Nispi ticari davalarda ise, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklar söz konusudur. Bu tür davalarda, her iki tarafın da tacir olması ve davanın ticari işletme faaliyeti ile ilgili olması gerekmektedir. Yani, bu tür davalarda ticari nitelik, hem tarafların sıfatına hem de uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenir.

Hangi Alacak Kalemleri Ticari Davaya Konu Olabilir?

Ticari davalarda uyuşmazlık konusu olan alacak kalemleri, ticari işletme veya tacirlerin faaliyetlerinden doğan her türlü parasal veya maddi talebi kapsayabilir. Örneğin:

  • Ticari işletmelerin ve şirketlerin kendi aralarındaki ticari ilişkilerden doğan alacak ve tazminat talepleri,
  • Çek, bono gibi kıymetli evraklara dayalı alacaklar,
  • Taşıma işleri ile ilgili uyuşmazlıklar,
  • Gemi ticaretinden doğan uyuşmazlıklar,
  • Sigortacılık işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar,
  • Bankacılık işlemleri ve kredi ilişkilerinden doğan davalar,
  • Ödünç verme işlerinden kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri,
  • Fikri mülkiyet haklarına dayalı uyuşmazlıklar,
  • Haksız rekabetten doğan davalar.

Yukarıda sayılan tüm bu alacak ve talepler, ticari dava olarak nitelendirilebilecek ve dolayısıyla ticari davalara konu olabilecektir.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUĞUN KAPSAMI VE ŞARTLARI

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuğun kapsamı ve şartları, Türk hukuk sisteminde ticari uyuşmazlıkların daha hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Zorunlu arabuluculuk, belirli koşullar altında uygulanır ve bu koşullar sağlanmadan ticari davaların mahkemede görülmesi mümkün değildir. Aşağıda bu sürecin kapsamı ve şartları detaylandırılmıştır:

Uyuşmazlık Konusunun Ticari Olması

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuğun uygulanabilmesi için öncelikle uyuşmazlık konusunun ticari nitelikte olması gerekmektedir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve diğer ticaret hukuku düzenlemeleri kapsamında ticari dava niteliğinde olan uyuşmazlıklar, ticari işletmelerin faaliyetlerinden kaynaklanır. Buna göre, ticari davalar genellikle tarafların ticari işletme olarak yürüttükleri faaliyetler veya tacir sıfatıyla yaptıkları işlemlerden doğan uyuşmazlıklardır. Bu nedenle, ticari nitelik taşımayan özel borç ilişkileri veya kişisel talepler zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.

Uygulanabilir Uyuşmazlık Türleri

Zorunlu arabuluculuğun uygulanabilmesi için uyuşmazlık konusunun bir miktar paranın ödenmesi talebine veya tazminat talebine ilişkin olması gerekmektedir. Yani, yalnızca parasal taleplerle ilgili olan davalarda zorunlu arabuluculuk şartı aranır. Örnek vermek gerekirse:

  • Alacak davaları,
  • Ticari tazminat davaları,
  • Ticari sözleşmelerden doğan para alacakları,
  • Ticari kiralarla ilgili uyuşmazlıklar.

Bu davalar, zorunlu arabuluculuğa tabidir. Ancak, sözleşmenin geçersizliği, hükümsüzlük, iptal veya fesih gibi konular dava şartı arabuluculuk kapsamına girmez.

Tahkim veya Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Bulunmaması

Ticari uyuşmazlıkların çözümünde tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu öngörülmüşse (örneğin, taraflar arasında bir tahkim sözleşmesi varsa), bu durumda zorunlu arabuluculuk devreye girmez. Ayrıca, özel kanunlarda tahkim veya benzeri alternatif çözüm yöntemlerinin açıkça öngörüldüğü durumlar da zorunlu arabuluculuk kapsamı dışındadır. Bu nedenle, ticari davalarda arabuluculuk sürecinin işleyebilmesi için tahkim sözleşmesi veya benzer bir düzenlemenin bulunmaması gereklidir.

Tarafların Tacir Olması veya Ticari İşletmeyle İlgili Olma Şartı

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk uygulanabilmesi için uyuşmazlığın taraflarının tacir olması veya uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Ancak, nispi ticari davalarda yalnızca bir tarafın ticari işletme ile ilgili faaliyette bulunması da yeterlidir. Bu tür davalarda, her iki tarafın da tacir olmasına gerek olmadan zorunlu arabuluculuk uygulanabilir.

Mutlak ve Nispi Ticari Davalar Ayrımı

Ticari davalar mutlak ve nispi ticari davalar olarak ayrılmaktadır:

  • Mutlak Ticari Davalar: Ticaret Kanunu’nda düzenlenen ve tarafların sıfatına bakılmaksızın her iki taraf için de ticari nitelik taşıyan davalardır. Örneğin, kıymetli evraktan kaynaklanan davalar, ticari işletme devrinden doğan davalar gibi.
  • Nispi Ticari Davalar: Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olan uyuşmazlıklardır. Bu davalarda, uyuşmazlığın ticari nitelik taşıması ve her iki tarafın da ticari işletme ile ilgili olması gerekmektedir.

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINA GİREN TTK’NIN 4. MADDESİNDE BELİRTİLEN TİCARİ DAVALAR

Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 4. maddesinde belirtilen ve aşağıda ayrıntılarıyla sayılan “Mutlak Ticari Davalar” dava şartı arabuluculuk kapsamına girmektedir. Bu tür davalar için 01.01.2019 tarihinden itibaren dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur. Buna göre;

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar,

Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlara dair 962 ila 969. maddelerinde belirtilen konular,

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun;

  • Malvarlığının veya işletmenin devralınması,
  • İşletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi (m. 202 ve 203),
  • Rekabet yasağına ilişkin hükümler (m. 444 ve 447),
  • Yayın sözleşmeleri (m. 487 ila 501),
  • Kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen hükümler (m. 515 ila 519),
  • Komisyon sözleşmesine dair düzenlemeler (m. 532 ila 545),
  • Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları hakkındaki hükümler (m. 547 ila 554),
  • Havale ile ilgili düzenlemeler (m. 555 ila 560),
  • Saklama sözleşmelerini kapsayan maddeler (m. 561 ila 580).
  • Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuat kapsamındaki uyuşmazlıklar,
  • Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere dair özel düzenlemelerden kaynaklanan davalar,
  • Bankalar, diğer kredi kuruluşları, finansal kurumlar ve ödünç para verme işleriyle ilgili düzenlemeler çerçevesinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar.

Bu sayılan konulardan kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olarak nitelendirilmekte ve dava şartı arabuluculuk kapsamında değerlendirilmektedir.

Ticari Dava Olarak Kabul Edilmeyen Durumlar

Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar, ticari dava olarak kabul edilmemektedir. Bu istisna, TTK’nın 4. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Nisbi Ticari Davalar

Bununla birlikte, “Nisbi Ticari Davalar” olarak adlandırılan, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan hukuk davaları da ticari dava sayılmaktadır. Nisbi ticari davalardan söz edebilmek için aşağıdaki şartların mevcut olması gerekmektedir:

  • Her iki tarafın tacir sıfatına sahip olması,
  • Uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması.

Bu iki şart bir arada bulunuyorsa, uyuşmazlık yukarıda sayılan mutlak ticari davalardan olmasa dahi dava şartı arabuluculuk kapsamında değerlendirilmekte ve 01.01.2019 sonrasında dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu doğmaktadır.

Dava Şartı Arabuluculuk Uygulaması ve Önemi

Dava şartı arabuluculuk, ticari uyuşmazlıkların çözümünde mahkemelere başvurmadan önce tarafların kendi aralarında bir uzlaşıya varmalarını teşvik etmeyi amaçlar. Ticaret dünyasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların, hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşması önemlidir. Bu doğrultuda arabuluculuk süreci, tarafların zaman ve masraf tasarrufu sağlaması bakımından önemli bir avantaj sunar.

Ticari uyuşmazlıklarda hem mutlak hem de nisbi ticari davaların dava şartı arabuluculuk kapsamında olup olmadığının doğru tespiti, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem taşır.

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUĞA BAŞVURU SÜRECİ

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci, dava açmadan önce yerine getirilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreç aşağıdaki aşamalardan oluşur:

Arabulucuya Başvuru

  • Taraflardan biri yetkili arabuluculuk bürosuna başvurarak süreci başlatır.
  • Arabulucu başvuru yapıldığı tarihten itibaren görevlendirilir ve taraflara davet gönderir.

Arabulucu Seçimi

  • Ticari davalarda arabulucunun, uyuşmazlık konusuna hakim bir kişi olması önemlidir.
  • Tarafların arabulucu üzerinde mutabık kalması tavsiye edilir. Aksi takdirde, arabuluculuk bürosu tarafından bir arabulucu atanır.

Görüşmeler ve Uzlaşma

  • Taraflar, arabulucunun gözetiminde uzlaşma görüşmelerini gerçekleştirirler.
  • Eğer uzlaşma sağlanırsa, anlaşma tutanağı hazırlanır ve imzalanır. Bu tutanak, mahkeme kararı niteliğinde olup icra edilebilirlik şerhi alınabilir.

Anlaşmazlık Durumu

  • Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, arabulucu bunu bir tutanak ile kayıt altına alır.
  • Anlaşmazlık tutanağı taraflara verilir ve bu tutanak ile dava açma hakkı doğar.

Ticari Davalarda Arabuluculuğa Başvurulmaması Durumu

Eğer dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk süreci tamamlanmamışsa, mahkeme tarafından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi söz konusu olur. Bu durumda:

  • Mahkeme, dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını tespit ederse, davayı usulden reddeder.
  • Davanın reddedilmemesi için dava açılmadan önce arabuluculuk sürecinin tamamlanmış ve arabuluculuk tutanağının alınmış olması gerekir.

İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Durumları

Ticari davalarda ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz talebinde bulunulacaksa, bu tedbirler dava açılmadan önce yapılabilir. Ancak, ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra:

  • İhtiyati Tedbir Durumu: Tedbir kararının alınmasından itibaren 2 hafta içinde arabuluculuğa başvurulmalıdır.
  • İhtiyati Haciz Durumu: Haciz kararının alınmasından itibaren 7 gün içinde arabuluculuğa başvurulmalıdır.

Bu süreler içinde arabuluculuğa başvurulursa, dava açma süreleri işlemez ve taraflar arabuluculuk sürecinin sonucuna göre davalarına devam edebilirler.

Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk süreci, uyuşmazlıkların daha hızlı ve düşük maliyetle çözülmesini hedefleyen önemli bir düzenlemedir. Ancak, bu sürecin başarılı olabilmesi için tarafların uzlaşma iradesine sahip olması ve arabulucunun ticari uyuşmazlık konularında uzman bir kişi olması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu süreç sadece dava açma sürecinde bir formalite olarak görülüp zaman kaybına neden olabilir.

ARABULUCULUĞUN ZORUNLU OLMADIĞI TİCARİ DAVALAR NELERDİR?

  • Taraflar Arasında Tahkim veya Farklı Bir Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yoluna Başvurulmasını Zorunlu Kılan Anlaşma veya Bu Yönde Bir Kanun Olduğu Haller
  • Konusu Bir Miktar Paranın Ödenmesi olan Alacak ve Tazminat Talepleri Dışında Kalan Yargı İşleri

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, ticaret hayatının gereklilikleri göz önünde bulundurulduğunda önemli bir çözüm yöntemi olarak öne çıkmaktadır. Tacirler, genellikle iş dünyasında müzakere yeteneklerine sahip olduklarından, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecine daha rahat uyum sağlayabilmektedirler. Bunun yanı sıra, ticari konularda uyuşmazlık yaşayan taraflar, işçi-işveren ilişkilerindeki gibi sosyal ve ekonomik eşitsizlikten ziyade daha dengeli konumdadır.

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, eşitlik ilkesini temel alan bir süreç olduğu için tarafların adil bir ortamda çözüm bulmasına olanak sağlar. Özellikle iş dünyasındaki sürekliliğin korunması, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinin hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını gerektirmektedir. Bu yöntem, resmi yargılama süreçlerinden farklı olarak daha az şekil şartına bağlıdır ve bu esneklik ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk etkinliğini artırır.

Arabuluculuk sürecinde, delillerin toplanması ve tahkikat yapılması gibi yargılama süreçlerine benzer aşamalar bulunmadığından, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk daha pratik çözümler sunar. Bunun yerine, arabulucunun yönetimindeki müzakerelerde, taraflar kendi çözüm önerilerini ve anlaşma koşullarını özgürce şekillendirebilirler.

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, tarafsızlık, eşitlik ve gizlilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak yürütülmektedir. Arabuluculuk eğitimi almış uzman hukukçuların denetiminde, taraflar arasında sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturulur. Bu güvenli ortam, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesini ve tarafların anlaşmazlıkların temeline inmesini sağlar.

Böylece, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinde elde edilen çözümler, yalnızca hukuki anlaşmazlığı sona erdirmekle kalmaz, aynı zamanda ticari ilişkilerin sağlıklı bir biçimde devam etmesine de katkı sunar. Arabuluculuğun taraflara sunduğu olanaklar, çatışma yerine uzlaşının hakim olduğu bir ticaret hayatı inşa etmeye yardımcı olur. Bu yüzden, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, taraflar arasında husumeti bitirirken uzun vadede daha iyi ilişkilerin kurulmasına da olanak tanır.

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, ticari ilişkilerin devamlılığı ve tarafların ortak menfaatlerinin korunması açısından önemli bir alternatiftir. Ticari hayatın dinamiklerine uygun olarak tasarlanmış bu süreç, sadece uyuşmazlıkların çözümü değil, aynı zamanda ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve ticaretin sürdürülebilirliğine de katkıda bulunmaktadır.

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA ARABULUCULUK HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

1. Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk nedir?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, taraflar arasında ortaya çıkan hukuki anlaşmazlıkların mahkeme sürecine gitmeden önce veya dava açılmadan önce, tarafsız bir arabulucu aracılığıyla çözülmeye çalışıldığı bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Ticari uyuşmazlıkta arabuluculuk, zaman ve masraf tasarrufu sağlamanın yanı sıra, taraflar arasında mevcut ticari ilişkiyi koruma imkânı sunar.

2.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk zorunlu mudur?

Bazı ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk, dava şartı olarak düzenlenmiştir. 01.01.2019 tarihinden itibaren, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerinden doğan ticari davalarda dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Bu tür davalarda, arabuluculuk süreci tamamlanmadan doğrudan dava açılması mümkün değildir.

3.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk hangi konuları kapsar?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk; Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen ve ticari işletmelerle ilgili konulardan doğan uyuşmazlıkları kapsamaktadır. Örneğin, malvarlığının devri, işletmelerin birleşmesi, rekabet yasağı, komisyon sözleşmeleri, ticari temsilciler ve ticari vekiller gibi konularda çıkan uyuşmazlıklar ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecine dâhil edilebilir.

4.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci nasıl işler?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, taraflardan birinin arabuluculuk bürosuna başvurması ile başlar. Başvuru yapıldıktan sonra arabulucu atanır ve taraflarla iletişime geçerek bir toplantı organize eder. Toplantıda taraflar, uyuşmazlığı çözmek için görüşlerini sunar ve anlaşma sağlanmaya çalışılır. Süreç en fazla 8 hafta sürebilir ve anlaşmaya varılamazsa, arabuluculuk süreci sona erer.

5.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinin maliyeti nedir?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinin ücreti, taraflar arasında anlaşma sağlanıp sağlanmamasına bağlıdır. Anlaşma sağlanırsa, arabulucuya ödenen ücret, taraflarca eşit şekilde paylaşılır. Anlaşma sağlanmazsa, ilk iki saatlik görüşmenin ücreti Adalet Bakanlığı tarafından karşılanır. Bu süre aşıldığında, devam eden süreçteki ücretler taraflarca ödenir.

6.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinde gizlilik var mıdır?

Evet, ticari uyuşmazlıkta arabuluculuk süreci gizlilik esasına dayanır. Taraflar, görüşmeler sırasında sundukları bilgi ve belgeleri daha sonra mahkemede kullanamazlar. Arabuluculuk sürecinde yapılan açıklamalar, arabuluculuk faaliyeti sona erdikten sonra da gizli kalmak zorundadır.

7.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinde kimler arabulucu olabilir?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecini yürütecek arabulucu, arabuluculuk siciline kayıtlı, bu konuda eğitim almış ve yeterlilik şartlarını taşıyan bir hukukçu olmalıdır. Taraflar, kendi aralarında anlaştıkları bir arabulucuyu tercih edebilir veya arabuluculuk bürosu tarafından atanan bir arabulucu ile süreci yürütebilir.

8.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecine katılmak zorunlu mudur?

Eğer dava şartı arabuluculuk kapsamında bir ticari uyuşmazlık söz konusuysa, tarafların arabuluculuk sürecine katılması zorunludur. Bu tür davalarda arabuluculuğa başvurmadan dava açılması durumunda, dava usulden reddedilecektir. Ancak taraflar, arabuluculuk sürecinde anlaşmak zorunda değildir. Anlaşma sağlanamaması hâlinde, taraflar davaya devam edebilir.

9.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci ne kadar sürer?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci genellikle 4 ila 8 hafta arasında sonuçlanmaktadır. Ancak taraflar arabuluculuk sürecini uzatmak konusunda mutabık kalırlarsa bu süre uzayabilir. Yine de ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, mahkeme süreçlerine kıyasla çok daha hızlı bir şekilde çözüme ulaşma imkânı sunmaktadır.

10.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk anlaşması ne kadar geçerlidir?

Tarafların ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinde varmış oldukları anlaşma, mahkeme kararı niteliğinde bağlayıcıdır. Anlaşmanın yazılı ve taraflarca imzalanmış olması gereklidir. Arabulucunun da imzasını taşıyan bu belge, taraflardan birinin talebi ile icra edilebilir nitelik kazanır ve hukuki anlamda kesinlik sağlar.

11.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci nasıl sonlanır?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, tarafların anlaşma sağlaması ile sonuçlanabileceği gibi, tarafların anlaşamaması durumunda da sona erer. Anlaşma sağlanması hâlinde bir arabuluculuk anlaşma tutanağı düzenlenir. Anlaşma sağlanamaması hâlinde ise bu durum tutanakla kayıt altına alınır ve taraflar mahkemeye başvurabilir.

12.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci taraflar arasındaki ilişkileri nasıl etkiler?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, taraflar arasında iletişimin gelişmesine katkı sağlayabilir ve mevcut ticari ilişkinin korunmasını destekler. Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, taraflar arasında olası husumeti azaltır ve gelecekte ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkların da önlenmesine yardımcı olabilir.

13.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk anlaşması bozulabilir mi?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci sonunda yapılan anlaşma, ancak tarafların irade bozukluğu, hata, hile veya tehditle anlaşmaya zorlandıkları durumlarda iptal edilebilir. Bu tür bir durum söz konusu değilse, anlaşma taraflar için bağlayıcı ve kesin nitelikte kabul edilir.

14.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci mahkemede nasıl değerlendirilir?

Ticari uyuşmazlıkta arabuluculuk sürecinin sonunda anlaşma sağlanamaması durumunda, taraflar mahkemeye başvurduğunda arabuluculuk sürecine başvurulup başvurulmadığı kontrol edilir. Dava şartı arabuluculuk kapsamında bir uyuşmazlık ise, arabuluculuğa başvurulmadan açılan davalar reddedilecektir.

15.Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk ücretini kim öder?

Ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk sürecinde ücret, genellikle taraflar arasında eşit olarak paylaşılır. Ancak taraflar farklı bir şekilde anlaşmaya varırlarsa, ücretin paylaşımı bu anlaşmaya göre de yapılabilir.

ANKARA TİCARET AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.

Avukata Sor - Akademik Hukuk Danışmanlık

Ticaret davalarında zorunlu arabuluculuk, tarafların hukuki haklarını korumaları açısından kritik bir süreçtir ve bu aşamada bir avukata danışmanın önemi büyüktür. Avukatlar, arabuluculuk sürecinin gereklilikleri ve işleyişi hakkında derinlemesine bilgiye sahip oldukları için, müvekkillerinin bu süreçte nasıl bir yol izlemesi gerektiği konusunda rehberlik edebilirler. Arabuluculuk aşamasında bir avukata başvurmak, müvekkillerin haklarını güvence altına almak ve arabuluculuk sürecinde daha etkili bir şekilde yer almak için hayati bir adım olacaktır. Alanında uzman Ankara ticaret avukatınıza soru sormak için Avukata sor linkini tıklayarak sorabilirsiniz.

BU KONUDA BELIRLEYECEĞINIZ GÜN VE SAATTE AVUKATTAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.

Avukat ONLİNE DANIŞMANLIK SİSTEMİ - Akademik Hukuk Danışmanlık

Avukat ONLİNE DANIŞMANLIK SİSTEMİ – Akademik Hukuk Danışmanlık

Ticaret hukuku, hem alıcı hem de satıcı açısından çeşitli hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir hukuk dalıdır.  Bu nedenle, ticaret hukuku kapsamında ortaya çıkan sorunların çözümünde konusunda uzman bir Ankara Ticaret Avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Ankara’da uzman bir ticaret avukatı ile iletişim kurmak ve danışmanlık almak için online danışmanlık sisteminiz üzerinden randevu almak, çok pratik bir çözüm olabilir. Konusunda uzman Ankara Ticaret Avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.

Ticari Davalarda Zorunlu Arabuluculuk

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap