Yabancıların miras hakkı hususundaki tüm ihtilaflarda Türk maddi hukuk kuralları uygulanamaz. Yabancıların miras hakkı hususunda MÖHUK madde 22 gereğince murisin yabancı olması durumunda; Türk hukukunun mirasa ilişkin maddi hükümleri, esas olarak yalnızca Türkiye’deki gayrimenkuller açısından uygulama alanı bulacaktır. Buna karşılık murisin Türk vatandaşı olması halinde, yine aynı hüküm gereğince mirasçıların tamamı veya bir kısmı yabancı olması halinde Türk hukukunun mirasa ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
İçindekiler
- YABANCILARIN MİRAS HAKKI HUSUSUNDA UYGULANACAK HUKUK
- YABANCILARIN MİRAS HAKKININ KAPSAMI
- YABANCILAR MİRASÇILIK BELGESİ ALABİLİRLER Mİ?
- TÜRKİYE NVİ SİSTEMİNDE MİRASÇI OLARAK TESPİTİ YAPILMAYAN YABANCI MİRASÇILARIN DURUMU
- MURİS TÜRK VATANDAŞI, MİRASÇI YABANCI İSE İZLENECEK YOL
- YABANCILARIN MİRAS HAKKINDA TAŞINIRLAR BAKIMINDAN UYGULANACAK HUKUK
- YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA MURİS VE MİRASÇI YABANCI İSE
- YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA YABANCI TÜZEL KİŞİLERİN MİRAS HAKKI
- YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA VASİYETNAME İLE YABANCI KİŞİLERE MİRAS BIRAKILMASI
- YABANCILARIN MİRAS HAKKINA İLİŞKİN YARGI KARARLARI
YABANCILARIN MİRAS HAKKI HUSUSUNDA UYGULANACAK HUKUK
Yabancıların miras hakkı hususunda yabancılık unsuru içeren hukuki uyuşmazlıklar bakımından uygulanacak hukukun düzenlendiği kanun Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanunudur. Yabancıların miras hakkı hususu MÖHUK m. 20 uyarınca miras hukukuna ilişin davalarda uygulanacak hukuk konusu düzenlenmiş olup hangi andaki milli hukukun uygulanacağı konusu düzenlenmemiştir. Bu konuda MÖHUK m. 3’te yer alan düzenleme nazara alınmalıdır.
Buna göre uygulanacak hukukun vatandaşlık, yerleşim yeri veya mutad mesken esaslarına göre belirlendiği hallerde aksine hüküm olmadıkça, dava tarihindeki vatandaşlık, yerleşim yeri veya mutad mesken esas alınmaktadır. Yabancıların miras hakkı hususunda bu noktada miras bırakanın ölümden sonra vatandaşlık değiştirmesi teknik olarak mümkün olmadığından ölüm anındaki milli hukukunun uygulanacağı açıktır. Yabancıların miras hakkı hususunda miras davalarının niteliği gereği uygulanacak hukuk miras bırakanın ölüm anındaki milli hukukudur.
Yabancıların miras hakkı hususunda mirasçılık sıfatı, ehliyeti ve miras payları murisin milli hukukuna göre belirlenecek; ancak miras bırakanın Türkiye’de taşınmaz malı bulunması durumunda yalnızca bu taşınmaz kapsamındaki hususlar Türk hukukuna göre tespit edilecektir.
YABANCILARIN MİRAS HAKKININ KAPSAMI
Yabancıların miras hakkı hususunda Medeni Kanun’da yabancı ile vatandaş arasında herhangi bir ayrım yapılmadığı, Miras Hukuku açısından yabancı ile vatandaşın miras hakkı açısından bir farklılık gözetilmediği belirtilmelidir. Bu bağlamda yabancılarla Türk vatandaşları arasında Türk Miras Hukuku bakımından bir farklılık bulunmadığı bazı istisnalar dışında kabul edilebilir. Yabancıların miras hakkını sınırladığı ileri sürülen kanunları göz ardı etmemek gerektiğini düşünmekteyiz.
Tapu Kanunu’nun 35. maddesine göre, yabancı uyruklu gerçek kişilerin Türkiye’de taşınmaz edinmelerine yabancıların miras hakkı şartlarını belirleyen bir düzenlemedir. Bu kişilerin Türkiye’de bulunan taşınmazları miras yoluyla edinmeleri söz konusu olduğu takdirde ise Tapu Kanunu m. 35’te sayılan şartların varlığı, TMK’da yer alan mirasa ehil olma koşularına ek olarak göz önünde bulundurulacaktır.
YABANCILAR MİRASÇILIK BELGESİ ALABİLİRLER Mİ?
Yabancıların miras hakkını kullanabilmeleri için mirasçılık belgesi alması gerekmektedir. Türkiye’de mirasçılık belgesinin düzenlenebilmesi talebinde bulunulması ve bu belgenin düzenlenebilmesi için TMK gereği bazı koşulların sağlanması icap eder. Yabancıların miras hakkı hususu yabancılık unsuru içerdiğinden mirasçılık belgeleri düzenlenirken bu koşulların oluşup oluşmadığını belirleyecek olan hukuk kanunlar ihtilâfı normları nazara alınarak belirlenecektir. Bu bağlamda mirasın açılması yani mirasın açılması için gereken koşulların oluşup oluşmadığı açısından yetkili hukuk MÖHUK m. 20/2 gereği terekenin bulunduğu ülkenin hukuku olacaktır. Yabancıların miras hakkını elde edebilmeleri için mirasçılık belgesi düzenlenmesi girişiminde bulunanların mirasçı sıfatına ve ehliyetine haiz olup olmadıklarının belirlenmesi ise MÖHUK m. 20/1 kapsamında tespit edilecektir. Yasal mirasçıların miras payları da MÖHUK m. 20/1 uyarınca yetkili tayin edilen hukuka göre belirlenir.
Yabancıların miras hakkı hususunda mirasçılık belgesi alabilme hakkına sahiptirler. Yabancı kişiler Türkiye’de bulunan Sulh Hukuk Mahkemeleri’nden mirasçılık belgesi alabilirler. Yabancıların miras hakkı açısından Türk vatandaşı olmayan kişilerin hukukumuzda mirasçı olması mümkündür.
TÜRKİYE NVİ SİSTEMİNDE MİRASÇI OLARAK TESPİTİ YAPILMAYAN YABANCI MİRASÇILARIN DURUMU
Türk nüfus sisteminde mirasçı olarak kayıtlanmayan yabancı mirasçıların vatandaşı olduğu ülke mahkemeleri ya da o ülkenin yetkili kurumunca verilen, yabancı kişinin mirasçı olduğunu kanıtlar belgeyle birlikte Sulh Hukuk Mahkemeleri’nden mirasçılık belgesi talebinde bulunabilirler.
MURİS TÜRK VATANDAŞI, MİRASÇI YABANCI İSE İZLENECEK YOL
Yabancıların miras hakkı hususunda murisin Türk Vatandaşı, mirasçının yabancı olduğu durumda mirasçılık belgesi, Türk Mahkemelerinden alınmalıdır. Ancak bu talep gerçekleştirilirken yabancı kişi mirasçılık belgesinin hangi mallara yönelik olarak talep ettiğini net olarak mahkemeye belirtmek zorundadır. Mirasçılık belgesi taşınmaz mallara ilişkin ise Türk hukuku uygulanacaktır. Yabancı kişilerin Türkiye’de taşınmaz elde elde etmesi kategorisine miras yoluyla taşınmaz elde etme hakkı da dahildir. Bu yönüyle yabancıların Türkiye’de taşınmaz elde etmelerine yönelik sınırlamalar burada de geçerli olacaktır.
Bu bağlamda yabancıların Türkiye’de taşınmaz mal edinmesi ile ilgili esaslar 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, uluslararası ikili ilişkiler yönünden ve ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ülkelerin vatandaşı olan yabancı uyruklu gerçek kişiler
Yabancı uyruklu gerçek kişilerin edindikleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanı, özel mülkiyete konu ilçe yüz ölçümünün yüzde onunu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçemez. Cumhurbaşkanı kişi başına ülke genelinde edinilebilecek miktarı iki katına kadar artırmaya yetkilidir.
Yabancıların miras hakkı hususunda, eğer mirasçının bu listede yer almayan bir ülkenin vatandaşı ise o yabancının taşınmazı miras mülkiyetine geçirmesi mümkün olamayacaktır.
YABANCILARIN MİRAS HAKKINDA TAŞINIRLAR BAKIMINDAN UYGULANACAK HUKUK
Yabancıların miras hakkında mirasın konusu olarak taşınırlar mevzu bahis ise (araba, para, altın vb.) taşınır bir mal kalmışsa, artık murisin milli hukuku mirasta uygulanacaktır. Başka bir anlatımla yabancıların miras hakkı hususunda taşınır malların mirasla mirasçılara geçmesi hususunda murisin vatandaşı olduğu ülkenin mirasa ilişkin hukuk kuralları uygulanacaktır.
YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA MURİS VE MİRASÇI YABANCI İSE
Yabancıların miras hakkı kapsamında ölen kişinin yabancı olması durumunda, miras ölen kişinin milli hukukuna tabi olacaktır. Fakat bu bağlamda miras konusu malların taşınmaz haricinde bir mal varlığı niteliğinde olması gerekir. Çünkü yabancının miras hakkı kapsamında Türk Hukuku uyarınca, miras konusu Türkiye’de bulunan bir taşınmazsa, doğrudan doğruya Türk Hukuku uygulanacaktır.
YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA YABANCI TÜZEL KİŞİLERİN MİRAS HAKKI
Yabancı tüzel kişiler Türkiye’de doğrudan mirasçı olamazlar. Türk Tapu Kanunu’nda yabancı uyruklu tüzel kişilerin yalnızca özel kanunlarla ve belirli şartları sağlamaları durumunda taşınmaz edinebilecekleri düzenlenmiştir.
Mirasçılık hakları gerçek kişilere has bir haktır. Yabancıların miras hakkı açısından yabancı tüzel kişiler mirasçı sıfatına haiz olamazlar. Bu tüzel kişiler ancak vasiyetname yoluyla mal edinebilirler.
YABANCILARIN MİRAS HAKKI KAPSAMINDA VASİYETNAME İLE YABANCI KİŞİLERE MİRAS BIRAKILMASI
Yabancıların miras hakkı açısından ölüme bağlı tasarruf kapsamında yabancılara taşınır ya da taşınmaz mal miras bırakılabilir. Bu kapsamda vasiyetname ile yabancılara Türkiye’de bulunan taşınır ya da taşınmaz malların miras olarak aktarılmasına olanak sağlanmış olacaktır. Taşınır malların ölüme bağlı tasarruf yoluyla miras olarak bırakılması konusunda herhangi bir problem yaşanmazken, Türkiye’de bulunan taşınmazların ölüme bağlı tasarruf yoluyla miras olarak bırakılmasında, mirasın iktisabı kapsamında çeşitli sınırlamalar söz konusu olmaktadır. Diğer bir ifade ile, taşınır ve taşınmaz malların miras olarak bırakılmasında yabancılar açısından bir sınırlama mevcut olmamakla birlikte, mirasın iktisabı açısından bir sınırlama söz konusu olmakta ve taşınmaz malların iktisabında vatandaş ile yabancı arasında farklı bir uygulama ortaya çıkmaktadır.
MÖHUK 22. Maddesi gereğince ölüme bağlı tasarruflarda esasa uygulanacak hukuk açısından ölenin milli hukuku uygulanacaktır. Ancak Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukukunun uygulanacağı hükme bağlandığından, taşınmazlarla ilgili olarak Türk Hukuku’na bakmak gerekecektir. Taşınır malların vasiyetname ile miras olarak bırakılması konusunda ise ölenin milli hukuku uygulanacaktır.
Yabancıların miras hakkı hususunda, vasiyetname ile yabancı gerçek kişilere bir taşınmazın miras olarak bırakılması açısından, taşınmaz edinilmesi ile ilgili sınırlamaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Karşılıklılık kuralına uygun olması,
- Kanuni sınırlamalara uygun olması,
- Mirasa konu taşınmazın Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, uygulama imar planı veya mevzii imar planı içinde bu amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazlardan olması
- Toplam yüzölçümünün iki buçuk hektarın üstünde olmamasıdır.
YABANCILARIN MİRAS HAKKINA İLİŞKİN YARGI KARARLARI
- Yabancıların miras hakkı kapsamında mirasçılık belgesi verilmesi usulüne ilişkin Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:
“Yabancıların taşınmaz edinimi ve mirasçılığı Türk Hukukunda sıklıkla mevzuat değişikliklerine konu olmuş olup …ten önceki dönemde 1868 tarihine kadar…..Devletinde bir kısım istisnalar hariç yabancı gerçek kişilerin taşınmaz mal edinmelerine ilişkin bir hak tanınmamıştır. 08.06.1868 tarihinde kabul edilen … Olmaları Hakkında Kanun” (…Kanunu) ile buna dayalı imzalanan 09.06.1868 tarihli… uyarınca Hicaz toprağı hariç…. … … vatandaşlarının … tebasıyla eşit durumda bulundukları kabul edilmiş ve
bu durum kapitülasyonların kaldırılması hakkındaki kanunun yürürlüğe girdiği 1914 yılına kadar devam etmiştir. 24.07.1923 tarihinde imzalanan … Antlaşması ile yabancıların taşınmaz edinmelerinde karşılıklılık aranacağı hükme bağlanmıştır. 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinde sınırlamaya ilişkin diğer kanuni hükümler saklı kalmak üzere ve karşılıklı olmak şartıyla yabancı gerçek kişilere Türkiye’de taşınmaz edinme ve miras hakkı tanınmıştır.
6302 sayılı yasa ile Tapu Kanununun 35. maddesinde değişiklik yapılarak yabancı uyruklu gerçek kişilerin edindikleri taşınmazlar ile bağımsız ve sürekli nitelikteki sınırlı ayni hakların toplam alanının özel mülkiyete konu ilçe yüzölçümünün yüzde onunu ve kişi başına ülke genelinde otuz hektarı geçemeyeceği belirtilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 17. maddesine göre mirasçılık ve mirasın geçişi murisin ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir.”(Yargıtay Kararı – 14. HD., E. 2016/5219 K. 2016/8837 T. 31.10.2016)
- Yabancıların miras hakkı kapsamında karşılıklılık ilkesinin uygulanacağı ülkelerden olmadığı durumla ilgili Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:
“…Mirasçılık ve mirasın geçişi, miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 S.K. md.17) 2644 Sayılı Tapu Kanununun 35. maddesi; karşılıklılık olmak koşulu ile yabancı gerçek kişilerin Türkiye’deki taşınmaz mallara sahip olabileceklerini ve bunları miras yolu ile iktisap edebileceklerini hükme bağlamıştır. Bu yasa hükmü 19.7.2003’te 4916 sayılı Yasa ile değiştirilerek, Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklılık olmayan devlet vatandaşlarının, kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmazların intikal işlemlerinin yapılarak tasfiye edilip bedele çevrileceğini öngörmüştür.
Davacı hazine 2.6.1998 tarihinde ölen H.Al.A.den alınan Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 4.2.2000 gün ve 2000/1458 sayılı veraset ilamının iptaline karar verilmesini istemiştir. Miras bırakan H.A.in tüm mirasçılarının Suudi Arabistan uyruklu oldukları tartışmasızdır. Suudi Arabistan ile Ülkemiz arasında karşılıklığın olmadığı Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın yazıları ile sabittir.
Miras ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukuku uygulanır. (2675 S.K.m,22) Miras, miras bırakanın ölüm günündeki hükümlere göre mirasçılarına intikal eder. (4722 SK.m.17) Miras ölümle açılır. Hiçbir işleme tabi olmadan kendiliğinden mirasçılarına intikal eder. (743 S.MK.m.517) Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın vefatı anında sağ ve mirasçılığa da ehil olması gerekir. (743.S.MK.m.522) Bir kişinin mirasçılığa ehil olup olmadığı mirasın açıldığı gündeki hukuki statüsüne göre de belirlenir.
Miras; miras bırakan H.A.nin ölüm günü 2.6.1998’de açılmıştır. Daha sonra 19.7.2003’te yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasanın uygulanma olanağı yoktur. Mirasın açıldığı gün ki hükümlere göre de; Suudi Arabistan uyruklu mirasçıların Türkiye’deki taşınmazı miras yolu ile iktisap etmesine imkan bulunmamaktadır. Bu açıklama karşısında taşınmaz yönünden davacı hazinenin talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.”
- Yabancıların miras hakkı kapsamında karşılıklılık ilkesinin uygulanacağı ülkelerden olmadığı durumla ilgili Yargıtay kararı aşağıdaki gibidir:
“…5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 20. maddesinde de, mirasın ölenin millî hukukuna tâbi olduğu, Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukukunun uygulanacağı, 2644 Sayılı Tapu Kanununun 35. maddesinde ise, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ancak karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde taşınmaz edinebilecekleri belirtilmiştir. Karşılıklılığın miras bırakanın ölüm günü itibarıyla aranması gerekir.
Türk Yabancılar Hukukunun genel ilkelerinden olan karşılıklılık, uluslararası bir anlaşma ile tanınabileceği gibi, iç hukukta bir engel koymama biçiminde de gerçekleşebilir. Ancak karşılıklılığın belirlenmesinde en önemli nokta, idari karar veya özel kanunlarla Türk vatandaşları bakımından mülkiyet hakkının kısmen veya tamamen sınırlandırılıp sınırlandırılmadığı, bir başka deyişle fiili karşılıklılığın bulunup bulunmadığıdır.
Yabancı ülke mevzuatında bir engel bulunmamakla birlikte, Türk vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde fiilen engelleniyorsa karşılıklılık bulunduğundan söz edilemez. Bunun yanında yabancı ülke mevzuatında taşınmazın bulunduğu yer bakımından, örneğin kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazlarla ilgili olarak izne bağlılık ve yasaklamalar getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa dahi, kıyı ve sınır bölgelerindeki taşınmazların yabancı tarafından edinilebileceği de kabul edilemez.
Bu hükümlerin taşınır mallar, alacak ve diğer haklar yönünden uygulanamayacağı, yabancı uyruklu mirasçıların hiçbir kayıt ve sınırlandırmaya tabi olmaksızın miras bırakanın Türkiye’de bulunan taşınır mallarını, hak ve alacaklarını miras yolu ile edinebilecekleri kuşkusuzdur.
Somut olaya gelince, mirasçılıktan çıkarma tasarrufu nedeniyle mirasçılıktan çıkarılan kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi kabul edilerek miras payı, mirasçılıktan çıkartılanın altsoyuna verilir. Miras bırakan, çıkarma ile yetinmeyip mirastan çıkarılan …’nun altsoyunun mirasçılık payı üzerinde tasarrufta bulunduğundan çıkarılanın altsoyu saklı payını isteyebilir. Mirasçılıktan çıkartılanın mirasçılık belgesinde gösterilmesi ancak çıkarma nedeni ile miras payının kime kalacağının da belirtilmesi gerekmektedir. Bunun yanında, mirasçıların hak ehliyetinin de araştırılması gerekir.
O halde, mirasçılık belgesinin iptali üzerine yeniden verilecek mirasçılık belgesinde irs ilişkisinin kesilmemesi amacı ile çıkartılan …’nun mirasçı olarak gösterilmesi, çıkarma nedeni ile miras payının kime kalacağının payları da gösterilmek sureti ile belirtilmesi, çıkarılanın altsoyundan yabancı uyrukluların hak ehliyetinin belirlenebilmesi amacıyla miras bırakanın ölüm tarihi itibari ile Avusturya ile ülkemiz arasında taşınmazlar yönünden karşılıklılık bulunup bulunmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulması gerekmiştir.”
YABANCILAR HUKUKU AVUKATINA SORU SOR
“Yabancıların miras hakkı” konusunda yapılması gerekenler en sık sorulan sorulardan olduğundan hem sürecin sağlıklı ilerlemesi hem de daha kısa sürede sonuçlanması açısından avukatla çalışmasında fayda bulunmaktadır. Yabancıların miras hakkı ile ilgili işlemler açısından kararların Türk hukuk mevzuatına uygunluğunun da Uzman Avukatlarımızdan tarafından incelenmesinde fayda vardır. Bu konuda İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz.
Akademik Hukuk Avukatları özellikle Yabancılar ve Yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının hukuki problem ve sorunlarını çözmeye öncelik vermektedir. Nitekim kendisi de Alman vatandaşı olan hukuk büromuz yönetici avukatı Av. Abdullah Enes BALTACI’nın Mr. Alexander Rush imzalı ULUSLARARASI BUSİNESS AKADEMİ ÖDÜLÜ‘ne layık görülmesi de icra edilen iş dalında uzman olduğumuzu kanıtlamıştır.
Akademik Hukuk ve Danışmanlık, uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında akademik başarı göstermiş profesyonel avukatlardan oluşmaktadır.
Yabancılar Hukuku kapsamında Yabancıların miras hakkı, meşruhatlı vize alınması, Türk vatandaşlığının kazanılması, ikamet izni başvurusunun reddi, kararların tanınması ve tenfizi, mavi kartlı kişilerin sorunları, deport uyuşmazlıkları ve idari gözetim kararı konularında uzman Av. Abdullah Enes Baltacı 65081 Sicil Numarası ile Köln Barosuna ve 29422 Sicil Numarası ile Ankara Barosuna kayıtlıdır. Özellikle Almanya’da bulunan ve Türkiye’deki hukuki sorunlarını çözmede sorun yaşayan gurbetçi vatandaşların işlerini ulusal ve uluslararası hukuka uygun olarak takip etmek üzere Almanya’da da faaliyet yürüten hukuk büromuza ait sitenin linkine buradan ulaşabilirsiniz.