İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemlerin uygulanmasının, mahkeme tarafından geçici olarak durdurulmasıdır. Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemlerin hukuk kurallarına aykırı olduğu veya uygulanmasının telafisi imkânsız zararlar doğuracağı durumlarda verilir.
İçindekiler
- YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NEDİR?
- YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI ŞARTLARI
- YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NASIL VERİLİR?
- YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA İTİRAZ
- YÜRÜTMEYİ DURDURMA (YD) KARARININ ETKİSİ
- VERGİ DAVALARINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI
- YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ UYGULANMAMASI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
- İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NEDİR?
Yürütmenin durdurulması kararı (YD Kararı), idari işlemin yürütülmesini (icra edilmesini) durduran ve dava konusu idari işlemin tüm hukuki sonuçlarını askıya alan geçici bir tedbir mahiyetindedir. Bu karar, iptal davası açılması koşuluyla alınabilir ve bağımsız bir dava olarak talep edilemez.
İdare mahkemesinde dava açarken hedef, idari işlemin iptali ile hukuksuz bir şekilde yapılan işlemin geri alınmasını sağlamaktır. Ancak iptal kararının çıkması zaman alabilir ve bazı durumlarda bu süre zarfında işlemin uygulanması telafisi imkânsız zararlar doğurabilir. Bu nedenle, idari yargıda yürütmenin durdurulması kararı önemli bir mekanizma olarak devreye girmektedir.
- İptal Davası Açılması: Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için öncelikle idari işlem aleyhine iptal davası açılmış olması gereklidir (İYUK 27). Yürütmenin durdurulması talebi, bağımsız bir dava olarak açılamaz.
- Hukuka Aykırılık ve Telafisi Güç Zararlar: Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verebilmesi için idari işlemin hukuka aykırı olduğunu ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğacağını değerlendirmelidir.
- Adil Yargılanma Hakkını Temin Etmek: Yürütmenin durdurulması kararı, hukuka aykırı olduğu açık olan idari işlemin yaratabileceği muhtemel zararları önleyerek adil yargılanma hakkını korur.
- Zararların Önlenmesi: Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin icrasını dava sonuna kadar durdurarak, davanın sonucunu beklemeden işlemin uygulanmasını önler ve kişilerin uğrayabileceği zararları engeller.
- İdari İşlemin Durması: Yürütmenin durdurulması kararı ile idari işlem geçici olarak uygulanamaz hale gelir.
- İdarenin Uyma Zorunluluğu: İdare, mahkemenin yürütmenin durdurulması kararına uymak zorundadır. Uymadığı takdirde hukuki yaptırımlarla karşılaşabilir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI ŞARTLARI
İdare mahkemelerinde dava açılması, dava edilen idari işlemin yürütülmesini otomatik olarak durdurmaz (İYUK m.27). İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlandığından, kendiliğinden “icrailik” niteliğine sahiptir. Bu, idari işlemlerin hukuka uygun olduğu varsayımıyla uygulanabilir olduğunu ifade eder. İdari işlemin hukuka aykırılığı mahkeme kararıyla tespit edilene kadar, bu işlem uygulanmaya devam eder.
Bu nedenle, Danıştay veya idari mahkemelerde açılan iptal davalarında mahkemelere idari işlemin yürütmenin durdurulması kararı verme yetkisi tanınmıştır (İYUK 27/2). Mahkemeler yürütmenin durdurulması kararı verinceye kadar, idare tarafından idari işlemin icrasına devam edilebilir. Mahkemeler yürütmenin durdurulması kararı verdiğinde, idari işlemin icrası askıya alınır ve davanın esası hakkında karar verilene kadar icrası ertelenmiş olur.
Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için aşağıdaki şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Davacının Yürütmenin Durdurulması Talebi
Kural olarak, Danıştay veya idari mahkemelerde iptal davası açılması, dava konusu idari işlemin yürütmesini durdurmaz (İYUK 27/1). İdari dava açarken veya dava açıldıktan sonra davacının mutlaka mahkemeden idari işlemin yürütmesinin durdurulmasını talep etmesi gerekir. Mahkemeler, davacının talebi olmadan kendiliğinden yürütmenin durdurulması kararı veremez. Yürütmenin durdurulması talebi, iptal davası yargılamasının her aşamasında ileri sürülebilir. Ancak, esas hakkında karar verildikten sonra yürütmenin durdurulması istenemez.
Aynı davada birden fazla kere farklı sebeplerle yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Ancak, aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz (İYUK m.27/10).
Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin iptal davası açılması, kendiliğinden idari işlemin yürütülmesini durdurur. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur (İYUK 27/4). Vergi uyuşmazlıkları için yürütmenin durdurulması talebinde bulunulmasına gerek yoktur.
Örneğin, vergi ziyaı cezası kesilen bir mükellefin vergi mahkemesinde vergi cezasının iptali davası açması halinde, vergi cezasının yürütülmesi durur, yani cezanın mükelleften tahsili işlemleri yapılamaz.
- İdari İşlemin Uygulanması Halinde Telafisi Güç veya İmkansız Zararların Doğması
İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması veya doğması olasılığının bulunması durumunda, idari mahkeme tarafından gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir (Anayasa m.125).
“Telafisi güç veya imkânsız zararların doğması” kavramı, idari işlem uygulandığı takdirde işlemin uygulanmasından önceki durumun yeniden tesis edilmesinin mümkün olmadığı zararları ifade eder. Her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Örneğin, belediyenin bir binanın yıkımı kararı alması üzerine açılan iptal davasında yürütmenin durdurulması talebi kabul edilmediğinde, binanın yıkılması telafisi güç veya imkânsız zararlar doğuracaktır. Aynı şekilde, idarenin bir yabancıyı sınır dışı etme kararına karşı açılan iptal davasında da telafisi güç veya imkânsız zararın doğacağı kabul edilerek yürütmenin durdurulması kararı verilmelidir.
Uygulanmakla etkisi tükenecek olan bu idari işlemlerin yürütülmesi, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Bu halde yürütmenin durdurulması kararı verilip idarenin savunması alındıktan sonra yeniden karar verilebilir.
Kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz. Yürütmenin durdurulması kararlarında, idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez (İYUK m.27/2).
- İdari İşlemin Açıkça Hukuka Aykırı Olması
İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması demek, idari işlemin ilk görünüşte hukuka aykırı olmasıdır. Hukuka aykırılık; Anayasa, kanun, yönetmelik gibi normlara aykırılık şeklinde olabileceği gibi hukukun evrensel ilkelerine, insan haklarına, eşitlik, hak ve nesafet kurallarına aykırılık şeklinde de olabilir.
İdari mahkeme, açılan iptal davası dilekçesini ve eklerini inceleyerek işlemde açıkça hukuka aykırılık gördüğünde yürütmenin durdurulması kararı (YD Kararı) verebilir. YD kararı, idarenin savunmasından sonraya bırakılmışsa, idarenin savunması ve delilleri incelendikten sonra da idari işlemin açıkça hukuka aykırı olup olmadığına karar verilebilir.
- İdarenin Savunmasının Alınması Zorunluluğu
Yürütmenin durdurulması kararı, kural olarak davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra verilmelidir (İYUK m.27/2).
Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir (İYUK m.27/2). Örneğin, bir işyeri hakkında faaliyetten men kararı verildikten sonra açılan iptal davasında, uygulanmakla etkisi tükenebilecek bir idari işlem söz konusudur. Bu durumda, mahkeme idarenin savunmasını almadan yürütmenin durdurulması kararı verebilir.
- Teminat Gösterilmesi Şartı
İYUK m.27/6’daki kanuni düzenlemede “yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir” hükmü yer almaktaysa da, uygulamada iptal davalarının büyük bir bölümünde teminat aranmaksızın yürütmeyi durdurma kararı verilmektedir. Yürütmenin durdurulması için teminat gösterilmesi şartı, yürütmenin durdurulmasıyla idarenin veya kamunun büyük bir zarara uğrama ihtimalinin olduğu davalardır. Kanunda yer alan “durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir” ibaresi, uygulamada büyük ölçüde davacının lehine yorumlanarak teminatsız yürütmenin durdurulması kararı verilmektedir.
Taraflar arasında teminata ilişkin anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz (İYUK 27/6).
Mahkemelerin Yetkisi ve Teminat Şartı
- Savunma Alınması: Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı vermeden önce davalı idarenin savunmasını almalı veya savunma süresinin geçmesini beklemelidir. Bu, taraflar arasında adil bir yargılama sürecinin sağlanması açısından önemlidir.
- Teminat Gösterilmesi: Mahkeme, yürütmenin durdurulması kararı verebilmek için teminat gösterilmesi şartını arayabilir. Teminat, davacının haksız çıkması durumunda idarenin uğrayabileceği zararların karşılanması amacıyla istenebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları, mahkemeler tarafından öncelikle incelenir ve karara bağlanır. Yürütmenin durdurulması kararı, hukuka aykırılığı iddia edilen idari işlemlerin doğurabileceği zararların en kısa sürede önlenmesi ve davacının haklarının korunması amacıyla yapılır.
Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemlerin icrasının geçici olarak durdurulmasını sağlar ve yürütmenin durdurulması kararı sürecinde davacının olası zararlarını önlemeyi hedefler. Yürütmenin durdurulması kararı, idari işlemin hukuka aykırılığı netleşene kadar geçici bir koruma sağlar ve adil yargılanma hakkının temin edilmesine katkıda bulunur.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI NASIL VERİLİR?
İdari yargılamada yürütmenin durdurulması kararı talepleri, idarenin hukuka aykırı işlemlerinin telafisi güç veya imkânsız zararlar doğurmasını önlemek amacıyla önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu tür taleplerin değerlendirilmesinde idarenin savunmasının alınması gibi hususlar, adil ve dengeli bir yargılama sürecinin sağlanması açısından dikkate alınmalıdır.
İDARENİN SAVUNMASI ALINMADAN DOĞRUDAN YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI
İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) 27/2’ye göre, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Bu durumda, idarenin savunması alınmadan verilen yürütmenin durdurulması kararı, dosya üzerinden verilir ve idareye tebligat yapılmaz. Hâkim, davacının dava dilekçesi ve eklerini inceleyerek idareye tebligat yapmadan yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verir. Eğer dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir (İYUK 27/3).
Özellikle acil durumlarda, örneğin bir binanın haksız yere yıkılmasına ilişkin kararlar gibi, yürütmenin durdurulması talebinin hızla değerlendirilmesi gereklidir. Bu tür durumlarda, idarenin savunmasının beklenmesi, telafisi imkânsız zararlar doğurabileceğinden, idarenin savunması alınmadan doğrudan yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.
İDARENİN SAVUNMASI ALINDIKTAN SONRA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI
Genel kural olarak, iptal davalarında davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra yürütmenin durdurulması hakkında karar verilmelidir (İYUK 27/2). Ancak, bu süreç zaman alabilir. Dava dilekçesinin davalı idareye tebliği ve davalı idarenin tebliğden itibaren 30 gün içerisinde davaya cevap verme hakkı bulunmaktadır. Davalı idare, çoğu zaman 30 günlük süreye ek olarak 30 günlük ek bir süre daha isteyebilir (İYUK 16/3).
Hâkim, yürütmenin durdurulması istemli davalarda, zaman kaybını önlemek amacıyla idarenin savunma süresini kısaltabilir. Örneğin, idarenin tebliğden itibaren 10 gün içinde cevap vermesine karar verilebilir. Ayrıca, tebliğin PTT yoluyla değil de doğrudan bir memur eliyle yapılmasına karar verilebilir (İYUK 27/5). Bu uygulamayla, idarenin savunmasının beklenmesi sürecinin hızlandırılması ve hak kayıplarının önlenmesi hedeflenmiştir.
YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA İTİRAZ
Yürütmenin durdurulmasına itiraz süreci, adil yargılanma hakkının korunması ve idari işlemlerin hukuk kurallarına uygun olarak icra edilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Yürütmenin durdurulmasına itiraz süresi ve yürütmenin durdurulmasına itiraz prosedürleri, kararların hızlı ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamakta, böylece olası hak kayıplarının önüne geçilmektedir.
Yürütmenin durdurulmasına itiraz, kararın verildiği tarihi izleyen günden itibaren 7 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere kullanılabilir. Yürütmenin durdurulmasına itiraz, dosyanın bulunduğu mahkemeye yapılır ve itiraz üzerine mahkeme, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. Yürütmenin durdurulmasına itiraz incelenmesi sonucunda verilen karar kesindir ve Yürütmenin durdurulmasına itiraz neticesinde verilen karar kesinleşmiş olur.
Yürütmenin Durdurulmasına İtiraz Süresi ve Yürütmenin Durdurulmasına İtirazın Mahiyeti
Yürütmenin durdurulmasına itiraz, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere yapılabilir. Yürütmenin durdurulmasına itiraz üzerine, ilgili merci dosyanın kendisine gelişinden itibaren 7 gün içinde yürütmenin durdurulmasına itirazı için karar vermek zorundadır. Yürütmenin durdurulmasına itiraz sonucunda verilen karar kesindir ve ikinci kez yürütmenin durdurulmasına itiraz edilemez (İYUK m.27/7). Yürütmenin durdurulmasına itiraz süre ve yürütmenin durdurulmasına itiraz prosedürü, yürütmenin durdurulması kararının hızlı ve etkili bir şekilde uygulanmasını ve olası hak kayıplarının önlenmesini sağlar.
Yürütmenin Durdurulmasına İtiraz Edilecek Mercii
Yürütmenin durdurulması taleplerinin reddi veya kabulü hakkında verilen kararlara karşı Yürütmenin durdurulmasına itiraz edilecek merciler şunlardır:
- İdare ve Vergi Mahkemeleri ile Tek Hâkim Kararlarına Karşı: Bölge İdare Mahkemesine Yürütmenin durdurulmasına itiraz
- Bölge İdare Mahkemesi Kararlarına Karşı: En yakın Bölge İdare Mahkemesine Yürütmenin durdurulmasına itiraz
- Danıştay Dava Dairelerince Verilen Kararlara Karşı: İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına Yürütmenin durdurulmasına itiraz
Yürütmenin durdurulmasına İtirazın Sonuçları
Yürütmenin durdurulmasına itiraz üzerine, Yürütmenin durdurulmasına itirazı inceleyen merci iki tür karar verebilir:
- YD Kabul Kararına İtiraz
Davalı İdarenin İtirazı: Yürütmenin durdurulması (YD) talebinin kabulüne ilişkin karara karşı davalı idare yürütmenin durdurulmasına itiraz edebilir. Yürütmenin durdurulmasına itirazı inceleyen merci, Yürütmenin durdurulmasına itiraz sebeplerini yerinde görürse yürütmenin durdurulması kararını kaldırır. Bu durumda, davalı idare dava konusu idari işlemin icrasına devam edebilir.
- YD Red Kararına İtiraz
Davacının İtirazı: Yürütmenin durdurulması talebinin reddine ilişkin karara karşı davacı itiraz edebilir. İtiraz kabul edilirse, yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olur ve idari işlemin icrası durdurulur.
İvedi Yargılama Usulünde Yürütmenin durdurulmasına İtiraz
İvedi yargılama usulünde verilen yürütmenin durdurulmasına itiraz edilemez (İYUK m.20/A-2-e). İvedi yargılama usulü, belirli idari işlemler için sürecin hızlandırılması ve yargılamanın daha etkin bir şekilde yürütülmesi amacıyla oluşturulmuştur. Bu usul, acil ve önemli davalarda hızlı karar almayı sağlamak için kullanılır.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA (YD) KARARININ ETKİSİ
İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlandıkları için yapıldıkları andan itibaren “icrailik” özelliğine sahiptir. Bu, idari işlemlerin başka bir makamın onayına gerek kalmadan derhal icra edilebilir olması anlamına gelir. İdari işlemler, yapıldığı andan itibaren geçerli olup, ilgili taraflarca yerine getirilmesi zorunludur.
Yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, idari işlemin bu icrailik özelliği ortadan kalkar. Yürütmenin durdurulması, idari işlemin uygulanmasının geçici olarak durdurulması anlamına gelir ve bu karar, mahkeme tarafından verilmiş bir ara karar niteliğindedir.
Yürütmeyi durdurma kararı, idari işlemin yapıldığı andan itibaren icra edilmesini durdurur ve bu anlamda geçmişe etkilidir. Mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildiğinde, işlemi yapan idarenin dava konusu işlemi icraya başlamadan önceki haline getirmesi gerekir. Ancak, uygulamada idareler genellikle yürütmeyi durdurma kararını, kararın verildiği andan itibaren durdurmakta ve işlemin önceki haline getirilmesi konusunda tereddüt yaşamaktadırlar.
Yürütmeyi durdurma kararı ileriye dönük olarak da etkilidir. Yani, yürütmeyi durdurma kararı verildiği andan itibaren hem idare hem de herkes için bağlayıcı ve uyulması zorunlu bir karardır. İdari işlem, yürütmenin durdurulması kararı verildikten sonra uygulanamaz ve bu karar, mahkeme tarafından esas hakkında karar verilinceye kadar geçerlidir.
Yürütmenin durdurulması kararı, mahkeme kararıyla verilmiş olduğundan idare ve ilgili tüm taraflar için bağlayıcıdır. İdare, bu karara uymak ve dava konusu idari işlemi durdurmak zorundadır. Mahkeme kararı, idari işlemin uygulanmasının durdurulmasını ve bu işlemin etkilerinin ortadan kaldırılmasını gerektirir.
- İcrailik Özelliği: İdari işlemler, yapıldığı andan itibaren başka bir onaya gerek olmaksızın icra edilebilir.
- Yürütmenin Durdurulması Kararı: İdari işlemin icra edilmesini geçici olarak durduran ve işlemin icrailik özelliğini ortadan kaldıran mahkeme kararıdır.
- Geçmişe Etkisi: İdari işlemin yapılmasından itibaren durdurulmasını sağlar.
- İleriye Etkisi: Kararın verildiği andan itibaren bağlayıcıdır ve idari işlemin uygulanmasına devam edilemez.
Bu düzenleme, idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının yargı denetimi altında tutulmasını ve hukuka aykırı işlemlerin uygulanmasının engellenmesini amaçlar.
VERGİ DAVALARINDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI
Vergi davalarında, idari işlemin yürütülmesinin kendiliğinden durması ve yürütmenin durdurulmasının talep edilmesi gereken durumlar İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) çerçevesinde düzenlenmiştir
KENDİLİĞİNDEN YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
- İptal Davasının Açılması: İdari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurur. Mahkemece ayrıca yürütmenin durdurulması kararı verilmesine gerek yoktur (İYUK m.27/4). Örneğin, vergi idaresinin kestiği vergi ziyaı cezasına karşı açılan iptal davası, bu cezanın tahsilini dava sonuna kadar kendiliğinden durdurur.
- Vergi Mahkemelerinde Dava Açılması: Vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlülüklerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur (İYUK m.27/4).
YÜRÜTMENİN KENDİLİĞİNDEN DURMADIĞI VE MAHKEMEDEN TALEP GEREKEN HALLER
- Tebligat Yapılamaması
Davacının gösterdiği adrese tebligat yapılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kaldırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır (İYUK m.26/3). Bu durumda, tahsil işlemi devam eder.
Tebligat yapılamadığı için işlemden kaldırılan vergi davası dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren bir yıl içinde yeni adres bildirilerek yeniden işleme konulması istenmezse, dava açılmamış sayılır (İYUK m.26/3-ikinci cümle). Bu durumda, yeniden işleme konulan dosyalar tahsil işlemini durdurmaz, ancak yürütmenin durdurulması talep edilerek mahkeme tarafından karar alınabilir (İYUK m.27/4-üçüncü cümle).
- İhtirazi Kayıtla Beyanname Verilmesi
İhtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemler ve bu işlemlerden dolayı açılan vergi davaları tahsil işlemini durdurmaz. Davacının, tahsil işlemlerinin durdurulabilmesi için yürütmenin durdurulması talep ederek mahkemeden karar alması gerekir (İYUK m.27/4-üçüncü cümle).
- Temyiz Aşaması
Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması yürütmeyi kendiliğinden durdurur, ancak temyiz aşamasında bu kural geçerli değildir. Temyiz merci olan Danıştay’dan yürütmeyi durdurma kararı alınmalıdır (İYUK m.48/5).
Vergi davalarında yürütmenin durdurulmasına ilişkin uygulama, genel olarak vergi uyuşmazlıklarında dava açıldığında yürütmeyi kendiliğinden durduran bir mekanizma sunmaktadır. Ancak, bazı özel durumlarda (tebligat yapılamaması, ihtirazi kayıtla beyannameler, temyiz aşaması) yürütmenin durdurulmasının sağlanabilmesi için mahkemeden ayrıca talepte bulunulması gerekmektedir. Bu düzenlemeler, hem vergi mükelleflerinin hem de idarenin haklarının korunmasını ve yargı sürecinin adil bir şekilde işlemesini amaçlar.
YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARININ UYGULANMAMASI
İdarenin yargı kararlarını uygulamak zorunda olduğu ve bu kararları uygulamamanın sonuçları İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) çerçevesinde belirlenmiştir.
İdarenin Yargı Kararlarına Uyması Zorunluluğu
- Takdir Hakkı Yoktur: İdarenin yargı kararlarını uygulayıp uygulamama konusunda takdir hakkı bulunmamaktadır. Yargı kararları her kişi ve kurum açısından uyulması zorunlu, bağlayıcı kararlardır.
- Süre Sınırı: Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre, kararın idareye tebliğinden itibaren otuz günü geçemez (İYUK m.28/1).
Yürütmenin Durdurulması Kararının Uygulanmaması Durumunda Yapılacak İşlemler
- Maddi ve Manevi Tazminat: İdari mahkemeler tarafından verilen kararların gereği yerine getirilmezse, idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
- Kamu Görevlilerinin Sorumluluğu: Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi hâlinde, tazminat davası sadece ilgili idare aleyhine açılabilir (İYUK m.28/3-4).
- Görevi Kötüye Kullanma Suçu: İdari mahkemelerin verdiği yürütmenin durdurulması kararlarını yerine getirmeyen kamu görevlileri, Türk Ceza Kanunu (TCK) m.257’de düzenlenen görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş olur.
- Ceza Talebi: Görevi kötüye kullanma suçu işleyen kamu görevlisi hakkında cezalandırılmaları talebiyle Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.
İdare, yargı kararlarına uymak zorundadır ve bu kararları gecikmeksizin uygulamakla yükümlüdür. Yürütmenin durdurulması kararlarını uygulamayan idare ve kamu görevlileri, maddi ve manevi tazminat davalarına ve ceza davalarına muhatap olabilirler. Bu düzenlemeler, idarenin keyfi uygulamalarını engellemeyi ve hukukun üstünlüğünü sağlamayı amaçlamaktadır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk ve idari yargılama uzmanlık alanlarına odaklanan Ankara avukatları tanımlamak için kullanılan ifadelerdir. İdari dava avukatı Ankara, bireylerin veya kurumların idari eylem veya işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarını ele alır ve müvekkillerini idari yargı sürecinde temsil ederler.
Hukuk sistemimizde avukatlar belirli bir uzmanlık alanında resmi bir sertifikasyon almak zorunda değillerdir. Ancak, bir avukatın belirli bir alanda deneyim ve bilgi biriktirmesi ve bu alanda özellikle etkili bir şekilde hizmet vermesi oldukça yaygındır. İdari dava avukatı Ankara da idari hukuk alanında uzmanlaşan Ankara avukatlarıdır.
İdari dava avukatı Ankara, iptal davaları, tam yargı davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar gibi idari hukuk konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerini idari hukuk konularında bilgilendirir, haklarını savunur ve idari davalarda temsil ederler.
İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konularında uzmanlaşmış ve bu alanda deneyim kazanmış Ankara avukatlarıdır. Bu uzmanlık, müvekkillerine hukuki sorunlarında yardımcı olmalarına olanak tanır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve idari hukuk davalarına bakabilirler. İdari dava avukatı Ankara’nın ilgilendiği başlıca davalar ise;
İdari dava avukatları, genellikle idare hukuku ve idari yargılama alanındaki davalara odaklanırlar. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen türde davaları ele alabilirler:
- İdari İşlemlerin İptali Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, bir kamu kurumunun veya idarenin aldığı bir işlemin hukuka uygunluğunu sorguladığı durumlar. Bu davalar, idare mahkemesinde çözümlenir.
- Tam Yargı Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, idare tarafından yapılan bir işlemin neden olduğu maddi veya manevi zararların tazmin edilmesini talep ettiği davalar.
- İdari Yaptırım ve Cezalarına Karşı İtirazlar: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idare tarafından uygulanan bir yaptırım veya ceza ile ilgili olarak itirazda bulunma hakkını kullanmalarına yardımcı olma.
- Kamulaştırma Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin mülkiyet haklarına etki eden kamulaştırma işlemlerine karşı davalara müdahil olma.
- İdari İşlem ve İşleyişe İlişkin Danışmanlık: İdari işlemler ve işleyişle ilgili müvekkillerine danışmanlık sağlama, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirme.
Bu davalar idare mahkemesinde görülür. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin hukuki haklarını korumak, idareye karşı etkili bir hukuki mücadele yürütmek ve idari yargı süreçlerini yönetmek konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI
İdari dava avukatı Ankara idari hukuk konularında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve müvekkillerine bir dizi fayda sağlayabilirler. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine çeşitli avantajlar sağlayarak, idari hukuk alanındaki uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olurlar. İşte bir idari dava avukatı Ankara’nın sağlayabileceği faydalardan bazıları ise:
- Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir. Bu alandaki mevzuatı ve yargı pratiklerini yakından takip ederler. Bu sayede müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunabilirler.
- Dava Stratejisi Geliştirme İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin durumunu değerlendirir ve en etkili dava stratejisini belirler. Hukuki riskleri değerlendirir ve müvekkillerini olası sonuçlar konusunda bilgilendirir.
- İdare Mahkemesinde Tecrübe: İdari dava avukatı Ankara, idare mahkemesindeki prosedürleri, kuralları ve beklentileri bilmektedir. Bu tecrübe, müvekkillerinin davalarını daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.
- Belge Toplama ve Delil Hazırlama: İdari dava avukatı Ankara, dava sürecinde gerekli olan belgeleri toplar, delilleri değerlendirir ve idari işlemlere karşı güçlü bir savunma oluşturur.
- Müzakerelerde Yardımcı Olma: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin lehine sonuçlar alabilmek için idare ile müzakerelerde bulunabilir. Anlaşmazlık çözümüne yönelik olarak müvekkillerini temsil ederler.
- Hukuki Güvence Sağlama: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin haklarını koruyarak, hukuki güvence sağlarlar. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerini hukuki açıdan en iyi şekilde temsil ederler.
- Hızlı ve Etkili Çözüm: İdari dava avukatı Ankara, idare mahkemesindeki prosedürleri ve süreçleri iyi bilir, bu da davaların daha hızlı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
- Yasal Değişikliklere ve Güncellemelere Hâkim Olma: İdari dava avukatı Ankara’nın idari hukuk alanındaki yasal değişiklikleri ve güncellemeleri takip ederler. Bu, müvekkillerine en güncel ve doğru hukuki bilgileri sunmalarını sağlar.
İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, avukatların hizmetlerini sunarken talep edebilecekleri asgari ücretleri belirler. Avukatlar, bu tarife doğrultusunda vekalet ücretini belirlerken bu asgari ücret tarifesini dikkate almak zorundadır. Ancak bu tarife, avukatların sundukları hizmetlerin niteliğine, süresine, zorluk derecesine ve diğer faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.
İdari dava avukatı Ankara ücreti davanın niteliğine göre İdari dava avukatı Ankara ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak İdari dava avukatı Ankara isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.
Netice itibariyle, idari hukuk davalarında İdari dava avukatı Ankara ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de idari hukuk alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür.
Konusunda uzman bir idari dava avukatı Ankara’dan destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman idari dava avukatı Ankara ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.