Aile konutu şerhi Türk Medeni Kanunu’nun 194. Maddesinde “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir” ifadesi ile düzenlenmiştir.

AİLE KONUTU NEDİR?

Türk Medeni Kanunu’nda belirgin bir tanımı olmamakla birlikte, gerekçede aile konutu, “eşlerin birlikte yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü, hayatlarını şekillendirdiği, mutlu ve zor zamanları birlikte deneyimlediği, hatıralarla dolu bir mekân” olarak ifade edilmiştir.

Aile konutu ailenin barınma ihtiyacını karşılayan ve ailenin birlikte oturduğu konutu ifade eder. Bu konut evlilik birliği içerisinde eşlerden birine ait olabilir veya ortak mülkiyetlerinde de bulunabilir. Eğer bir mal rejimi söz konusuysa, aile konutu, o rejime göre belirlenen esaslar çerçevesinde belirlenir.

Aile konutu, korunması gereken bir mülkiyet türüdür ve bu konutun satılması, kiralanması veya üzerinde hak tesis edilmesi gibi işlemler, eşlerin birlikte açık rızalarına bağlıdır. Eşlerden biri, aile konutu üzerinde tasarrufta bulunmak isterse, diğer eşin açık rızası veya mahkeme kararı gerekebilir. Bu konut, aile içi huzuru ve ailenin barınma ihtiyacını temin etme amacıyla korunur.

AİLE KONUTU ŞERHİ NEDİR?

Türk Medeni Kanunu’na göre, aile konutunu korumak amacıyla, konutun satılmasını veya ipotek edilmesini kısıtlayan bir işlemdir.

Aile konutu şerhi, özel hukukun temel prensiplerinden biri olan serbest tasarruf hakkına getirilen bir kısıtlamadır. Bu şerh, aile konutu malikinin, diğer eşin onayı olmadan taşınmaz üzerinde ipotek kuramamasını, taşınmazı satamamasını veya benzer işlemleri yapamamasını sağlar. Eşlerin mülkiyetindeki tüm taşınmazlara değil, yalnızca aile konutu olarak belirlenen taşınmazlara uygulanabilir

Türk Medeni Kanunu’na göre, “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.” Bu şerh, tapu kaydı üzerine konulur ve aile konutunun korunmasını sağlar. Eşlerden biri, aile konutu üzerinde tasarrufta bulunmak isterse, tapu kaydındaki bu şerh nedeniyle diğer eşin rızası veya mahkeme kararı gerekebilir. Bu şerh, aile konutunun korunmasını ve eşlerin kararlarının daha dikkatli alınmasını sağlayarak, aile içi huzurun devamını amaçlar.

AİLE KONUTU ŞERHİ NASIL KONUR?

Eşlerin birinin tapu müdürlüğüne başvurması üzerine veya mahkeme kararıyla ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak konulabilir.

Bir konuta aile konutu şerhi konulabilmesi için öncelikle o konutun “aile konutu” olarak nitelendirilebilmesi gerekmektedir. Bir konutun aile konutu olarak nitelendirebilmesi için “eşlerin birlikte yaşam faaliyetlerini sürdürdüğü, hayatlarını şekillendirdiği, mutlu ve zor zamanları birlikte deneyimlediği, hatıralarla dolu bir mekân” olarak nitelendirilmesi gerekmektedir.

AİLE KONUTU ŞERHİ İÇİN GEREKLİ BELGELER NELERDİR?

Aile konutu şerhi koydurmak için mahkeme müzekkeresi yöntemi dışında eşlerden birisi tapu müdürlüğüne giderek doğrudan koydurabilir. Tapu müdürlüğüne giderek doğrudan şerh koydurmak için gerekli belgeler şunlardır:

  • Konutun aile konutu olduğunu gösteren resmi bir belge, genellikle mahalle muhtarlığından alınır.
  • Evlilik cüzdanı veya evliliklerini gösteren nüfus kayıt örneği, eşlerin medeni durumlarını kanıtlamak için gereklidir.
  • Eşlerin kimliklerini doğrulayan nüfus cüzdanları ve vesikalık fotoğraflar talep edilir.
  • Tapu müdürlüğü, konutun tapu bilgileri ile kadastro müdürlüğünce tespit edilen bilgilerin uyumlu olduğunu gösteren bir belge talep edilir.
  • Aile konutu şerhinin konulması için resmi bir dilekçe de gereklidir.
  • Eğer işlem bir vekil aracılığıyla yapılacaksa, vekilin bu işlemi gerçekleştirmesi için vekaletname gereklidir.

AİLE KONUTU ŞERHİ HANGİ DURUMLARDA KONULUR?

Genellikle ailenin asli yaşam alanı olarak kullandığı ve tapu kaydında belirtilen tek bir konut üzerine konulabilen bir kısıtlamadır.

Tatil amaçlı kullanılan ya da ikincil konutlar genellikle bu kapsama girmez. Çünkü bu şerh, ailenin asli barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla konulur. İkincil evler genellikle bu amaca hizmet etmezler ve dolayısıyla aile konutu şerhi için uygun değillerdir.

Burada temel amaç, ailenin barınma hakkını korumaktır. Bu sebeple, sadece ailenin asli yaşam alanı olarak kullandığı ve tapu kaydında belirtilen konutlar için bu şerhin talep edilebilmesi yasal düzenlemelerde genellikle belirtilir.

TAPUDA AİLE KONUTU ŞERHİ NASIL KOYDURULUR?

Aile konutu şerhi konulabilmesi için malik olan eşin rızası genellikle gerekli değildir. Malik olmayan eş, tapuda şerh talebinde bulunmak için gerekli belgelerle beraber tapu dairesine başvurabilir. Bu talebi içeren bir dilekçe ile ilgili tapu müdürlüğüne başvurabilir.

Ayrıca, mahkeme kararıyla da konulabilir. Mahkeme, şerhin gerekliliğine karar verdiğinde, ilgili tapu müdürlüğüne bir yazı göndererek şerhin konulmasını talep edebilir.

Aile konutu şerhi koyabilmek için taşınmazın bir eşe ait olması gereklidir. Başka birine ait bir ev üzerine bu şerh konulamaz çünkü şerh, aile üyelerinin barınma hakkını korumak amacıyla, evin sahibine ait olması durumunda uygulanır. Başka bir kişiye ait evde bu tür bir kısıtlama yapılamaz.

E-DEVLET’TEN AİLE KONUTU ŞERHİ KONULUR MU?

Aile konutu şerhi konulması işlemlerini e-devlet üzerinden yapmak mümkündür. e-devlet sistemine girildikten sonra web tapu sistemi açılmalı ve şerh konulacak taşınmaz seçilerek gerekli belgeli yüklenmeli ve şerh konulması talep edilmelidir.

AİLE KONUTU ŞERHİ OLAN EV SATILIR MI?

Aile konutu şerhi, belirli koşullar altında konulan bir kısıtlamadır. Bu şerh, aile konutunun satılmasını veya üzerine ipotek konulmasını engellemek için konulur. Ancak bu, şerhin evin satılmasını tamamen engellediği anlamına gelmez.

Eğer şerh bulunan bir ev satılırsa, şerh nedeniyle işlem yapılması zorlaşabilir. Satış, şerhin kaldırılması veya şerhin bulunduğu tapu kaydındaki belirli koşulların yerine getirilmesi gerekebilir. Örneğin, şerhin kaldırılması için şerhin neden konulduğuna bağlı olarak anlaşma sağlanmalı veya mahkeme kararı gerekebilir.

Evin satılması durumunda, şerhinin etkisi altında olduğu için işlem süreci daha karmaşık olabilir. Ancak doğru prosedürler ve gerekli koşullar sağlandığında, şerh olan bir evin satılması mümkün olabilir. Ancak malik olmayan eşin rızası yoksa ev satılamaz.

AİLE KONUTU ŞERHİ OLAN EV SATILIRSA NE OLUR?

 Tapuda aile konutu şerhi bulunsa bile malik olmayan eşin rızası alınmadan aile konutunun satılmış olabilir. Bu durumda, rızası alınmayan eş, satışı iptal etmek veya şerhin ihlal edildiği gerekçesiyle dava açabilir. İlgili mahkemeye başvurarak, şerhin ve koruma amacının ihlal edildiğini iddia edebilir ve satışın iptal edilmesini veya şerhin tekrar konulmasını talep edebilir

Şerhi olan bir ev satın alındığında evi satın alan 3.kişinin satın aldığı evin aslında bir aile konutu olduğunu bildiği kabul edilir ve 3. kişinin iyiniyetli ortadan kalkar. Rızası olmayan eş rızası dışında satılan ev için dava açarak satışı iptal ettirebilir.

Ancak bu tür davalarda mahkemeler, her durumu ayrı ayrı değerlendirir ve son kararlarını verir. Malik olmayan eşin bu tür bir dava açması durumunda, mahkeme davanın gerekçelerini ve kanuna uygunluğunu değerlendirecektir. Sonuç olarak, aile konutu şerhinin ihlal edilmesi durumunda rızası olmayan eşin yasal haklarını korumak için dava açma hakkı vardır, ancak sonuçlar davaya özgü olacaktır.

AİLE KONUTUNA DAYALI TAPU İPTALİ

Eşler arasında aile konutuyla ilgili olarak birtakım sınırlamalar bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 194. Maddesinde “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” ifadesi ile aile konutu ile ilgili işlemlerde malik olmayan eşin açık rızası olması gerektiği belirtilmiştir.

Aile konutunun devri, taşınmazın aile konutu olduğu ve diğer eşin açık rızası alınmadan gerçekleşmişse, bu durumda rızası olmayan eş, tapu iptal ve tescil davası açabilir. Bu davada taşınmazın devri iptal edilir ve tekrar devreden eş üzerine kaydedilir.

Aile konutuyla ilgili sınırlama, aile birliğinin korunması amacıyla getirilmiştir ve önceden feragat edilemeyen bir hak olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla, eşlerin aile konutuyla ilgili belirli işlemleri, diğer eşin açık rızası olmadan gerçekleştirememektedir. Bu açık rıza, herhangi bir şekilde, hatta sözlü olarak bile ifade edilebilir.

Ayrıca, ipotek gibi işlemlerde de diğer eşin açık rızası gerekmektedir. Bu, aile konutunun elden çıkarılma riskine karşı koruma amacı taşır.

Yukarıdaki kurallar çerçevesinde, eşin açık rızası olmaksızın gerçekleştirilen işlemler yasal olarak geçerli kabul edilemez. Eşin açık rızası olmaksızın yapılan işlemler hukuken geçersizdir ve tapu iptal ve tescil davası ile bu durumun düzeltilmesi gerekebilir.

AİLE KONUTUNA DAYALI TAPU İPTALİ DAVASINDA ZAMAN AŞIMI

Türk Medeni Kanunu’nun 712. Maddesinde “Geçerli bir hukukî sebep olmaksızın tapu kütüğüne malik olarak yazılan kişi, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini davasız ve aralıksız olarak on yıl süreyle ve iyi niyetle sürdürürse, onun bu yolla kazanmış olduğu mülkiyet hakkına itiraz edilemez.” belirtilen ifade ile iyi niyetli 3. Kişilerin kazandırıcı zaman aşımına vurgu yapılmıştır.

Bu maddeye göre iyi niyetli olarak şerhi bulunan evi satın alan kişi 10 yıl boyunca tapu sicilinde malik olarak görünmesi halinde bu kişi hakkında tapu iptal ve tescil davası açılamaz.

AİLE KONUTU ŞERHİ OLAN EV NASIL SATILIR?

 Aile konutu şerhi olan bir ev, malik olmayan diğer eşin açık rızası alınarak satılabilir. Ancak şerhi olan bir taşınmaz, rıza alınmadan satılmışsa, sonrasında rıza verilmesi durumunda bu satış yine geçerli olabilir.

AİLE KONUTU ŞERHİ ÜCRETİ NE KADAR?

Aile konutu şerhi tapuda harçtan muaftır. Harç ödemeden şerh koydurulabilir.

AİLE KONUTU ŞERHİ KAÇ YIL GEÇERLİ?

Aile konutu şerhi, belirli bir süreye bağlı değildir ve evliliğin devamı esas alınarak konulur. Bu şerh, evlilik sürdüğü müddetçe geçerli kalır. Herhangi belirli bir yıl veya zaman dilimi belirlemek mümkün olmasa da, evliliğin sona ermesiyle bu şerhin etkisi sona erebilir.

AİLE KONUTU ŞERHİ İÇİN OTURMAK GEREKİR Mİ?

Aile konutu şerhi, özellikle malik olmayan eşi ve çocukları koruma amacına sahiptir. Temelde, bu şerhin amacı, aile bireylerini ani bir barınma değişikliğinden korumaktır. Bu sebeple, şerh herhangi bir sıradan konut için uygulanamaz çünkü şerh, sadece ailenin gerçekten ve sürekli olarak yaşadığı konutlar için düşünülmüştür. Uyuşmazlık durumunda mahkeme, ailenin konutu gerçekten sürekli kullandığını araştırarak karar verecektir.

AİLE KONUTU ÜZERİNE İPOTEK KONULUR MU?

 Aile konutu şerhi bulunan bir konut için ipotek tesis edilecekse, satış işleminde olduğu gibi malik olmayan eşin açık rızası gereklidir. Fakat, ipotek konulmuş bir eve şerh koyulmasında herhangi bir engel bulunmamaktadır.

KİRACI AİLE KONUTU ŞERHİ KOYABİLİR Mİ?

Bir konut, aile konutu olarak kiralanırsa, kiracı olarak sözleşme imzalamayan diğer eşin rızası olmadan bu sözleşme feshedilemez. Bu kural, aile konutu şerhinin amacıyla uyumludur çünkü kiracı olsalar da eşlerin ve çocukların barınma hakkı bu durumda da göz önünde bulundurulur.

AİLE KONUTU ŞERHİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 Tarihli 2019/1350 E., 2019/3311 K. “Davacı erkek tarafından açılan aile konutu şerhinin kaldırılması davasında; … 9. Aile Mahkemesince 15.05.2017 tarihli 2016/2296 Esas, 2017/853 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan şerhin kaldırılmasına karar verilmiş, davalı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, …

Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 17.10.2018 tarihli 2017/1652 esas 2018/1290 karar sayılı ilamı ile davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, Bölge adliye mahkemesince verilen karara karşı davacı erkek tarafından süresinde temyiz itirazında bulunulmuştur.

Toplanan delillerden; davalı kadının 15.03.2012 tarihinde dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması davası açtığı, …

1. Aile Mahkemesince 16.07.2013 tarihinde dava konusu taşınmaza şerhin konulmasına karar verildiği, tarafların 14.01.2015 tarihinde boşandıkları, bunun üzerine davacı erkeğin şerhin kaldırılmasını mahkemeden talep ettiği, …Aile Mahkemesince 26.02.2016 tarihli ek kararla şerh konulması kararının, tedbir kararı olmadığı, dava üzerine taşınmaza aile konutu şerhi konulduğu, bu nedenle şerhin dava yolu ile kaldırılmasının mümkün olduğu gerekçesi ile talebin reddine karar verildiği, bunun üzerine davacının bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

 Dava konusu taşınmaza, mahkeme kararı ile şerh konulmasına karar verildiğinden, aile konutu şerhinin kaldırılması da ancak dava yolu ile istenebilir. Bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu sabittir. Gerçekleşen bu durum karşısında; …

Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince evliliğin boşanma ile son bulduğu, taşınmazın aile konutu niteliğinden çıktığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” Belirtilmiştir. İlgili yargıtay kararı incelendiğinde eğer şerh mahkeme kararı ile konulmuşsa şerhin kaldırılması da ancak mahkeme kararı ile istenebilir ilkesine vurgu yapmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.02.2019 Tarihli 2019/348 E., 2019/984 K. “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.”

Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, şerh konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya şerh verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir.

Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına “bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir.

Somut olayda, taşınmaz aile konutu niteliğindedir. Davalı eş dava konusu aile konutunun bulunduğu taşınmaz üzerinde diğer davalı banka lehine ipotek tesis etmiş, bu işlem sırasında davacı eşin açık rızası alınmamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2015 tarih ve 2013/2-2056 esas, 2015/1201 karar sayılı kararında açıkça ifade edildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunu kabul etmek imkansızdır.

Eş söyleyişle eşin “Açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “Geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

İlgili yargıtay kararında “eşin açık rızası” ilkesine vurgu yapılmış ve “eşin “Açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “Geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur.” Denilerek açık rızanın önemi vurgulanmıştır.

Benzer şekilde yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.01.2021 Tarihli 2020/3385 E., 2021/476 K.  “Davacı, Rahmanlar Atalar Mahallesi 2795 Ada 10 Parsel ‘de kayıtlı olan S.S.Seçkin Konaklar Konut Yapı Kooperatifi A Blok Kat 6 No: 21 adresinde bulunan taşınmazın, aile konutu vasfına haiz olduğunu, bu konutun eşi … adına kayıtlı iken, davacının izni ve bilgisi olmaksızın davalı …’a devredildiğini, söz konusu devir işleminde davacının hiçbir şekilde rızasının alınmadığının, dolayısıyla yapılan bu devirin kanunlara aykırı olup, iptalinin gerektiğini, satışın iptal edilerek tekrardan … adına tescil ettirilmesine ve taşınmaz hakkında tapuya aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

  Mahkemece, taşınmazın bağımsız bir tapu kaydının olmadığı, davanın kooperatif hissesine yönelik olduğu, dahili davalı ile davalı arasında görülüp kesinleşen, kayda dayalı mülkiyete ilişkin olarak verilmiş el atmanın önlenmesi ve tahliye davası olduğu, davacının söz konusu konuttaki hakkının ve oturumunun dahili davalıya istinaden olduğu, dolayısıyla mülkiyete dayalı davaya davanın niteliği gereği, davacının sahip olduğu haktan daha fazla üstünlük tanınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “Konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, şerh konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya şerh verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.

Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte, Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “Aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun başkası adına devredilerek, tescil edilmesi gibi “Tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir.

Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutuna ilişkin tahsisli kooperatif hissesini diğer davalı …’a devrederek kooperatif üyeliğini tescil ettirmiş, yapılan yargılama ve toplanan delillerle bu işlem sırasında davacı eşin açık rızasının alındığı ispatlanamamıştır.

Aile konutu olan taşınmazın, hak sahibi olan eş tarafından üçüncü kişiye devri, davacının açık rızasını gerektirmektedir (TMK m. 194/1) (HGK’nun 24,05.2017 tarih 2017/2-1604 esas, 2017/967 karar sayılı kararı).

Eş söyleyişle eşin “Açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “Geçersiz olduğunu” kabul etmek zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında yukarıda açıklanan yasal düzenleme ile ilkelere uygun değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” anlaşılacağı üzere eşin açık rızasına vurgu yapılmıştır.

AİLE KONUTU ŞERHİ DİLEKÇE ÖRNEĞİ

 

……….. TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE

 

 

AİLE KONUTU ŞERHİ

KONULMASINI

TALEP EDEN:

T.C. :

ADRES:

 

KONU: Aile Konutu Şerhi Konulması Talebinden İbarettir.

1.Tapuda ……….. Merkez İlçesi ….. Köyü … Ada …. Parselde kayıtlı bulunan taşınmaz eşim …… adına kayıtlıdır. Söz konusu taşınmazı eşim ile yıllardır ortaklaşa yaptığımız tasarruflar ve çalışmalar neticesinde almış bulunmaktayız. Almış olduğumuz bu taşınmazda birlikte oturmaktayız. Aile konutu olarak özgülenmiştir.

2.İşbu dilekçe ekinde sunmuş olduğum ve ilgili gayrimenkulün aile konutumuz olduğunu ispatlar belgeler ile evlilik cüzdanımızın fotokopisine istinaden bahsi geçen gayrimenkulün tapu kaydı üzerine Türk Medeni Kanunu ve ilgili başkaca mevzuat hükümleri gereğince “aile konu şerhi” konulmasını saygılarımla arz ve talep ederim. ……./……./……

AD SOYAD-İMZA

EKLER: Konutun, aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlık, LİHKAB, kadastro müdürlüğü veya varsa apartman yönetiminden alınmış belge, Evlenme cüzdanı fotokopisi, Nüfus cüzdanı ve vesikalık fotoğrafları.

AİLE KONUTU ŞERHİ KALDIRMA DİLEKÇE ÖRNEĞİ

…………TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜ’NE

 

AİLE KONUTU ŞERHİNİN

KALDIRILMASINI

TALEP EDEN:

T.C. :

ADRES:

 

KONU: Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması Talebinden İbarettir.

1.Müdürlüğünüzde kayıtlı, …. Mevkii ……Pafta ……Parsel ‘de ve …… adresinde yer alan gayrimenkulüm üzerinde aile konutu şerhi bulunmaktadır. Ancak, işbu dilekçe ekinde sunduğum …….  Aile Mahkemesi’nin ……. Tarih, …… Karar sayılı kesinleşmiş hükmüyle de sabit olduğu üzere evliliğimiz boşanma nedeniyle sona ermiş olup ilgili gayrimenkul aile konutu niteliğini kaybetmiştir.

2.Bu nedenle gayrimenkul üzerindeki aile konu şerhinin kaldırılması için gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim……/………../……….

 

 

AD SOYAD-İMZA

EKLER: …….  Aile Mahkemesi’nin ……. Tarih, …… Karar sayılı kesinleşmiş hükmü

 

EN İYİ ANKARA AİLE KONUTU AVUKATLARI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA

Ankara aile konutu avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara aile konutu avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara aile konutu avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

 

Kaynak:

https://www.mevzuat.gov.tr/

https://karararama.yargitay.gov.tr/