Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki taraflar için gündeme gelen birçok konudan en önemli olanıdır. Bu hususta en önemli konuyu başta velayet ve boşanma davasında çocukla kişisel ilişkinin nasıl kurulacağı, süresi ve şartları oluşturmaktadır. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi düzenlenme süreci önemlidir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, velayet altındaki çocuğun anne veya baba ile düzenli bir şekilde görüşmesini sağlamak amacıyla mahkeme tarafından verilen bir karardır. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, çocuğun üstün yararı her zaman öncelikli olarak değerlendirilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 182. Maddesinin 2. fıkrasında “Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır” ifadesi ile boşanma davasında çocukla kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas alınacağı ifade edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 323. maddesinde, “Anne ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir” denilerek hem anne ve babanın hem de çocuğun temel insan hakları arasında yer alan boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurma hakkından, çocuğun velayeti kendisine bırakılmadığı gerekçesiyle yoksun bırakılamayacağı ifade edilmiştir. Çocuğun velayeti ve kişisel ilişki süresi son derece hassas konular olup hata yapmamak için, sürecin hızlı ve profesyonel yönetilmesi için, süreç boyunca destek almak için alanında uzman bir boşanma avukatından yardım alınması faydalı olur.
İçindekiler
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Sınırları
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İçin Mahkeme Kararı Şart Mı?
- Boşanma Davası Devam Ederken Kişisel İlişki Tesisi
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Anne ve Baba Dışında Kurulabilir Mi?
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasın Davası
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Davasında Delillerin Önemi
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
- Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Süreleri
- Tedbiren Kişisel İlişki Tesisi Dilekçesi
- Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasının Sınırları
Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması ve sınırlarının belirlenmesi, çocuğun velayetine sahip olan veya velayete sahip olmayan anne ve baba tarafından ayrı ayrı veya birlikte talep edilebilecek bir haktır. Ancak, boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda bazı sınırlamalar ve koşullar bulunmaktadır.
Çocuğun Üstün Yararı
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun üstün yararı her zaman gözetilmelidir. Çocuğun fiziksel ve duygusal sağlığı, eğitimi, gelişimi, güvenliği gibi faktörler dikkate alınarak karar verilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.03.2021 Tarihli 2021/712 E., 2021/2287 K.:
“Velayet hakkına sahip olan davacı anne tarafından açılan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davada; ortak çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişkide, ortak çocuğun uzun süre babasını görmediğini, henüz iki yaşında olup anne bakım ve ilgisine muhtaç olduğunu, temmuz ayında bir ay boyunca çocuğun anneden ayrı ve baba yanında kalmasının çocuğa zarar vereceğini, çocuğun psikolojisini bozacağını belirterek, ortak çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep etmiş,
..mahkemece; alınan uzman raporunda “Davalının kızı ile şahsi ilişki kurması hususunda bir engel görülmediği, çocuğun içinde bulunduğu yaş ve gelişim dönemi, bakımını birincil olarak sağlayan davacıyla arasındaki bağlanma ve davacıdan uzun süreli ayrılmasının çocuk üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler, bu zamana kadar davalının kızı ile görüşme süreleri, Başak’ın henüz okul dönemi içerisinde bulunmayışı, davalının çalışma temposu ve tarafların ayrı şehirlerde yaşıyor oluşları hususları birlikte değerlendirildiğinde müşterek çocuk Başak ve davalı arasındaki şahsi ilişkinin 15 günde 1, bir gece, yaz tatilinde 15 gün, dini bayramların 1 günü yatılı olarak ve babalar gününde yatısız olacak şekilde kurulmasının çocuğun menfaatine olacağı” belirtildiği gerekçesiyle mahkemece,
….İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2017/119 esas, 2018/125 karar sayılı kararıyla verilen kişisel ilişkinin değiştirilerek ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günü saat 10.00’dan pazar günü saat 17.00’ye kadar, dini bayramların 2.günü saat 10.00’dan 3.günü saat 17.00’ye kadar, babalar günü saat 10.00’dan saat 17.00’ye kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10.00’dan 15 Temmuz saat 17.00’ye kadar kişisel ilişki tesisine karar verilerek, mevcut kişisel ilişki sınırlandırılmış, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, incelemeyi yapan bölge adliye mahkemesince davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya anne ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Tarafların müşterek çocuğu 2016 doğumludur. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır.
Çocuk ile anne ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddine karar verilecek yerde ortak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” belirtildiği üzere “Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir.” boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kısıtlanırken veya kaldırılırken çocuğun üstün yararı ilkesi gözetilir.
Çocuğun İstismar veya İhmal Durumu
Eğer çocuğun velayete sahip olmayan anne ve baba tarafından istismara ya da ihmale uğradığına dair ciddi şüpheler veya kanıtlar varsa, mahkeme çocuğun yararını korumak için boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulmasını sınırlayabilir veya tamamen engelleyebilir.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Konusunda İstisnai Durumlar
Türk Medeni Kanunu, bazı istisnai durumları da dikkate almaktadır. Örneğin, çocuğun sağlığı veya güvenliği için tehlikeli olduğu tespit edilen bir ebeveynle kişisel ilişki kurulmasına izin verilmeyebilir.
Türk Medeni Kanunu’na göre boşanmada çocukla kişisel ilişki kurulması konusunda her durumda çocuğun üstün yararı gözetilir.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İçin Mahkeme Kararı Şart Mı?
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması mahkeme kararının alınması halinde mümkündür. Türk medeni Kanunu’nun 326. Maddesinde “Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Boşanmaya ve evlilik birliğinin korunmasına ilişkin yetki kuralları saklıdır. Çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik bir düzenleme yapılıncaya kadar, velayet hakkına sahip veya çocuk kendisine bırakılmış kişinin rızası dışında kişisel ilişki kurulamaz.” boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması konusunun ancak mahkeme kararı ile mümkün olacağı aksi halde velayet hakkına sahip tarafın rızasının gerektiği hususunda açıklık getirmiştir.
Boşanma Davası Devam Ederken Kişisel İlişki Tesisi
Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, özellikle çocuk sahibi çiftler arasında önemli bir hukuki mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, ebeveynlerin çocuklarıyla olan ilişkilerini düzenlemeyi amaçlar. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, genellikle davanın ilk aşamalarında gündeme gelir ve mahkemenin bu konuda geçici ya da kesin bir karar vermesi beklenir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, çocuk ile boşanma sürecindeki ebeveynler arasında sağlıklı bir ilişkinin sürdürülebilmesi adına büyük bir öneme sahiptir.
Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi sırasında, çocuğun üstün yararı gözetilmelidir. Mahkemeler, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine karar verirken çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığını ön planda tutar. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, çocuğun ebeveynleriyle düzenli bir ilişki kurabilmesi için belirlenen bir sistemdir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi kararı verilmeden önce, ebeveynlerin ve çocuğun yaşam koşulları, psikolojik durumları gibi pek çok faktör göz önünde bulundurulur.
Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi sırasında, velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin çocukla nasıl ve ne sıklıkla görüşeceği düzenlenir. Mahkeme, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine dair kararını verirken, çocuğun hangi ebeveynin yanında kalacağını ve diğer ebeveynle nasıl bir ilişki sürdüreceğini netleştirir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi sırasında taraflar arasındaki iletişim ve işbirliği de önemlidir. Ebeveynlerin, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine dair kararlara saygı göstermesi, çocuğun duygusal sağlığının korunması açısından gereklidir.
Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi kararları geçici ya da nihai olabilir. Geçici kararlar, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisinin düzenlenmesi amacıyla dava sürecinde hızlı bir çözüm getirilmesi için verilir. Nihai kararlar ise boşanma davası sonuçlandıktan sonra çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkiyi kalıcı olarak düzenler. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine dair kararlar, tarafların ihtiyaçlarına göre yeniden gözden geçirilebilir.
Mahkemeler, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine dair karar alırken, tarafların çocuğa olan yaklaşımlarını, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi ilişkilerini ve genel davranışlarını göz önünde bulundurur. Bu nedenle, boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisine dair kararların çocuğun gelişimi üzerinde uzun vadeli etkileri olabilir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisinde karşılaşılan en büyük zorluk, ebeveynler arasındaki çatışmaların çocuğa yansımasıdır. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi kararının uygulanması, ebeveynlerin işbirliği yapmasını ve mahkeme kararlarına uygun hareket etmesini gerektirir.
Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkileri düzenleyen kritik bir süreçtir. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, mahkemelerin çocukların üstün yararını göz önünde bulundurarak verdiği kararlardan oluşur ve Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi süreçte ebeveynlerin sorumlulukları büyüktür. Boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi sürüşü, çocuğun hem psikolojik hem de fiziksel sağlığını korumayı amaçlar.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Anne ve Baba Dışında Kurulabilir Mi?
Türk Medeni Kanunu’na göre, anne ve baba dışında başkalarının çocukla kişisel ilişki kurması durumları da düzenlenmiştir. Ancak, bu tür kişisel ilişkiler, mahkeme kararı ile sağlanabilir ve bazı sınırlamalara tabidir.
- Mahkeme Kararı
Anne ve baba dışında başkalarının çocukla kişisel ilişki kurabilmesi için mahkeme kararı gereklidir. Bu karar, çocuğun üstün yararını gözetmek amacıyla verilir.
- Yakın Akrabalar
Genellikle anne ve baba dışında kişisel ilişki talepleri, çocuğun yakın akrabaları tarafından yapılır. Bu yakın akrabalar, büyük anne ve büyük baba gibi aile üyelerini kapsar.
- Özel Durumlar
Mahkeme, çocuğun çıkarlarını göz önünde bulundurarak, çocuğun diğer yakın akrabaları veya aile dostları gibi özel durumları değerlendirebilir. Örneğin, çocuğun duygusal veya psikolojik olarak desteklenmesi gereken bir dönemde, bu tür ilişkiler düzenlenebilir.
- Çocuğun İstemi
Eğer çocuk yeterli yaşta ve olgunluktaysa, mahkeme genellikle çocuğun kendi isteği doğrultusunda kişisel ilişki kurulmasına izin verir.
- Çocuğun Üstün Yararı İlkesi
Her durumda, çocuğun üstün yararı esas alınır. Eğer çocuğun bu tür kişisel ilişki ile zarar göreceği düşünülüyorsa, mahkeme bu talepleri reddedebilir.
Anne ve baba için boşanma davasında çocukla kişisel ilişki konusunda belirlenen kısıtlamalar, üçüncü taraflar için benzer şekilde uygulanacaktır.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasın Davası
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davası, boşanma, ayrılık veya velayet davalarından bağımsız bir şekilde açılabilir. Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davası, velayet hakkına sahip olmayan veya çocukla görüşme hakkına sahip olmayan anne ve baba veya diğer ilgililer tarafından mahkemeye başvurularak, çocukla kişisel ilişki kurulması için bir karar talep etme amacıyla açılır. Bu karar, velayet hakkına sahip olmayan tarafın çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesini ve sağlanmasını amaçlar. Bu dava, çocuğun üstün yararını koruma ve çocukla ilişkinin sürdürülmesi gerektiği durumlarda kullanılır.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Davasında Delillerin Önemi
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davasında, çocuğun üstün yararı ilkesi önemli olmasına rağmen, boşanma, ayrılık ve velayet gibi özel hukuk davaları olduğundan ileri sürülen hususlar, hukuka uygun ve ispat edilebilir delillerle desteklenmelidir.
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararlar çocuğun üstün yararı ilkesinin bir sonucudur. Ancak, velayet hakkı sahibi olmayan ebeveyn ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyebilecek nitelikte deliller varsa, bu deliller ileri sürülerek kişisel ilişki kararı kaldırılabilir veya henüz karar verilmemişse böyle bir karar verilmesi engellenebilir. Çocukla kişisel ilişki konusunda, her somut olayın özgürlüğüne uygun olarak farklı deliller sunulabilir. Bu deliller arasında:
- SED Raporu
Sosyal ve ekonomik araştırma raporu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırıldığı ve bu hususa ilişkin mahkemeye sunulan bir rapordur. Velayet ve çocukla kişisel ilişki konularında mahkemece dikkate alınır.
- Uzman ve Bilirkişi Raporu
Pedagoglar, psikologlar, çocuk doktorları, çocuk sağlığı uzmanları veya sosyal hizmet uzmanları gibi profesyoneller tarafından hazırlanan uzman ve bilirkişi raporları önemlidir. Bu raporlar, çocuğun üstün yararı ve kişisel ilişkinin nasıl düzenlenmesi gerektiği konusunda mahkemeye bilgi sağlar.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 07.02.2022 Tarihli 2022/557 E., 2022/960 K. “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
Çocuk ile anne ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir.
Dosya incelendiğinde, 16/09/2020 tarihli sosyal inceleme raporunda “çocuk ile baba arasında ayda iki kez yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının uygun olacağı” belirtilmiş, yine dosya arasında bulunan 24/11/2020 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Adli Kuruluna ait heyet raporunda “ortak çocuğun ayrılık kaygı bozukluğu yaşadığı bu nedenle kişisel ilişkinin mevcut haliyle (yatısız olarak düzenlenilen) uygulanmasının daha uygun olacağı” belirtilmiştir.
Kişisel ilişki kurulurken analık ve babalık duygularının da tatmini esas olduğundan davanın kabulü doğru ise de yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin uzun olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).” kararından da anlaşılacağı üzere boşanma davasında çocukla kişisel ilişki düzenlenirken uzman raporu önemli bir etkendir.
- Tanıklar
Tarafların tanıkları veya çocuğun çevresindeki kişiler tanık olarak mahkemeye çağrılabilir ve ifadeleri velayet ve kişisel ilişki konularında delil olarak kullanılabilir. Bu tanıklar, çocuğun iyi niyetli ve sağlıklı bir ilişki kurabilme kabiliyetine sahip olduğunu veya çocuğun bir ebeveynle olan ilişkisinin onun yararına olduğunu doğrulayabilirler.
- Yaşam Alanı
Kişisel ilişki kurma talebinde bulunan taraf, çocuğun yatılı olarak kalacağı yaşam alanına ilişkin deliller sunabilir, örneğin fotoğraf ve videolarla bu yaşam alanını göstererek mahkemeye sunabilir.
- Çocuğun Beyanı
Eğer çocuk, temyiz kudretine sahipse, mahkeme huzurunda kendi düşüncelerini ifade edebilir. Bu çocuğun velayet ve kişisel ilişki konusundaki tercihlerini göz önünde bulundurmak için önemli bir delildir.
- Diğer Dokümanlar
Boşanma veya velayet davası sürecinde oluşan diğer belgeler ve dokümanlar da çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin delil olarak kullanılabilir.
- İspata Elverişli Her Türlü Hukuki Delil
İleri sürülen beyanların hukuka uygun ve ispat edilebilir olması kaydıyla, her türlü delil, velayet veya kişisel ilişki konularında mahkemeye sunulabilir.
Bu deliller, çocuğun üstün yararı ilkesini korurken, hukuki sürecin adil ve objektif bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Türk Medeni Kanunu’nun 326. Maddesi uyarınca “Kişisel ilişki kurulmasıyla ilgili bütün düzenlemelerde çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davasında çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davası aile mahkemelerinde görülür. Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki kurulması davası maktu harca tabidir.
Boşanma Davasında Çocukla Kişisel İlişki Süreleri
Çocuk ile velayet hakkına sahip olmayan taraf arasında boşanma davasında çocukla kişisel ilişki süreleri belirlenirken dikkate alınması gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır.
- Çocuğun Üstün Yararı
Boşanma davasında çocukla kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun üstün yararı her zaman gözetilmelidir. Çocuğun fiziksel ve duygusal sağlığı, eğitimi, gelişimi, güvenliği gibi faktörler dikkate alınarak karar verilmelidir.
- Çocuğun Yaşı ve Gelişim Seviyesi
Çocuğun yaşına ve gelişim seviyesine göre boşanma davasında çocukla kişisel ilişki süreleri belirlenmelidir. Özellikle küçük çocuklar için çok uzun ayrılma süreleri uygun olmayabilir.
- Çocuğun İhtiyaçları
Çocuğun fiziksel, duygusal, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ihtiyaçlara uygun bir boşanma davasında çocukla kişisel ilişki süresi belirlenmelidir.
- Okul ve Eğitim Durumu
Eğer çocuk okula gidiyorsa, okul dönemleri ve tatil dönemleri gibi eğitim faktörleri de kişisel ilişki sürelerini etkileyebilir. Anne ve baba arasında çocuğun eğitimine ve okul hayatına katkı sağlama sorumluluğuna göre bu faktörler değerlendirilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.09.2020 Tarihli 2020/2548 E., 2020/4137 K.:
“Asıl dava, çocukla kişisel ilişki kurulması, karşı dava ise kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine, ortak çocuk Defne ile babası arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, dosya arasında bulunan 18.01.2018 tarihli pedagog ve 25.06.2018 tarihli psikolog raporlarında, yatılı kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu bildirilmiştir.
Ayrıca, ortak çocuğun Bursa’da, babanın ise Ankara’da yaşadığı gözetildiğinde özellikle ara tatilleri ve yaz tatillerinde düzenlenen kişisel ilişkinin kurulması ve gece saat 22:00’de kişisel ilişkinin sona ermesi şeklindeki kişisel ilişki düzenlemesi, tarafların ve ortak çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. TMK’nın 182/2 gereğince; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Anılan düzenleme gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.” boşanma davasında çocukla kişisel ilişki süresi belirlenirken “kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur.” ifadesi ile dikkat edilmesi gereken hususlar belirtilmiştir.
- Anne ve Baba İş Durumu
Anne ve baba iş hayatlarına ve çalışma saatlerine göre kişisel ilişki süreleri belirlenmelidir. Çocuğun bakımı ve gözetimi için uygun bir düzen sağlanmalıdır.
- Tarafların Duygusal ve Psikolojik Durumu
Anne ve baba arasındaki duygusal ve psikolojik durumlar da dikkate alınmalıdır. Her iki ebeveynin de çocuğunun hayatında yer alabilmesi için velayet hakkına sahip olmayan taraf ile çocuk arasında tatmin edici bir kişisel ilişki süresi önemlidir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 08.03.2022 Tarihli 2022/1399 E., 2022/2166 K.:
“Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
Çocuk ile anne ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında anne ve babalık duygularını tatmin de önemlidir.
Çocukla ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Müşterek çocukların babaları ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmadığı gibi çocukların baba ve babanın yaşadığı eşi ile ilgili olumsuz hiç bir beyanları olmadığı, görüşmek istediklerini de beyan ettikleri, kaldı ki üçlü heyet raporunda da çocukların baba ile yatılı kişisel ilişki kurmaları gerektiği yönünde kanaat bildirildiği gibi müşterek çocuk …’ın yatılı ilişkiye hazır olduğunun da bildirildiği, mahkemede çocuğun huzurda beyanı alındığında kanaat bildiren psikoloğun da çocuğun tavır ve düşüncelerinin annenin söylemlerinden etkilenerek oluştuğu izlenimi edindiğini ve anne ve baba arasında olumlu iletişim tarzı gelişmesi durumunda çocukların babanın ortamında kendilerini daha rahat kaygısız hissedebilecekleri şeklinde kanaat bildirdiği anlaşılmaktadır.
Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba … ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple müşterek çocuklarla ile baba arasında daha uzun süreli olacak şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.” belirtildiği üzere boşanma davasında çocukla kişisel ilişki süresi düzenlenirken “Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba … ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir.” ifadesi ile dikkat edilmesi gereken kriterlere vurgu yapılmıştır.
- İstek ve İhtiyaçlar
Her iki ebeveynin istekleri ve ihtiyaçları da göz önüne alınmalıdır. Kişisel ilişki süreleri, hem çocuğun hem de anne ve baba tarafından tatmin edici bulunmalıdır.
Kişisel ilişki süreleri, çocuğun en iyi çıkarlarına ve her iki ebeveynin de duygusal ihtiyaçlarına uygun bir şekilde dengelenmelidir. Bu süreler, mahkeme kararı ile belirlenirken dikkatle değerlendirilir ve çocuğun refahını ve mutluluğunu koruma amacını taşır.
Çocuğun velayeti kendisine bırakılan ebeveyn, çocukla kişisel ilişki kurulması kapsamında çocuğun velayet hakkına sahip olmayan tarafla, çocuğun görüşmesini engellediği takdirde; icra müdürlüğünce velayet hakkına sahip olan tarafa icra emri gönderilebilir. İcra emrinde özellikle kişisel ilişkiye engel olunmaması, aksi takdirde ilam hükmünün İcra ve İflas Kanunu’nun 341. Maddesine göre cezalandırılacağı ihtarı yer alır.
Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararı ve bunlara ilişkin plana aykırı hareket eden, ebeveyn şikâyet üzerine altı aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılacaktır. Velayet hakkına sahip ana ya da babanın yükümlülüklerini haklı bir gerekçe olmadan çok defa yerine getirmemesi durumunda, çocuğun menfaati doğrultusunda velayet hakkı sahibi değiştirilebileceği gibi; durum ve koşullara göre çocuğa vasi de atanabilecektir
Uygulamada Yargıtay ziyaret hakkının kapsamının belirlenmesinde, çocuğa ilişkin olarak çocuğun yaşı, okul dönemleri, çocuğun sağlık durumu gibi kişisel özelliklerini dikkate aldığı gibi; çocuk ile arasında kişisel ilişki kurulacak olan tarafın durumunu da göz önünde bulundurmakta ve kişisel ilişki kurma hakkına sahip tarafın çalışma koşulları, yerleşim yeri, yıllık izinleri, çocukla kişisel ilişki kurmak isteyen anne ve babanın sağlık durumu, sosyal çevresi gibi olguları dikkate almaktadır. Yine tarafların oturdukları yerin birbirlerine olan uzaklığı da Yargıtay tarafından göz önüne alınmaktadır.[1]
Yargıtay, kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin açıkça gösterilmediği ya da kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri gösterilmekle birlikte, kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmediği yerel mahkeme kararlarını, hükmün infazında güçlük yarattığı gerekçesiyle bozmaktadır.[2]
Görülmektedir ki her şeyden önce çocuğun menfaati önde tutulmakla ebeveynlerin ziyaret ve genel başlığı ile ilişki kurma hakkı çocuğa ilişkin olarak çocuğun yaşı, okul dönemleri, çocuğun sağlık durumu; kişisel ilişki kurma hakkına sahip tarafın çalışma koşulları, yerleşim yeri, yıllık izinleri, sağlık durumu, sosyal çevresi gibi pek çok etmen bir arada değerlendirilmektedir.
Tedbiren Kişisel İlişki Tesisi Dilekçesi
Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, boşanma sürecinde veya sonrasında çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurabilmesini sağlamak amacıyla mahkemeye sunulan resmi bir belgedir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesini açıklarken belirtmek gerekir ki boşanma davası devam ederken ya da herhangi bir sebeple ebeveynler arasında anlaşmazlık olduğunda, çocuğun sağlıklı bir şekilde her iki ebeveyni ile de ilişkisini sürdürmesi önemlidir. Bu durumda, velayeti elinde bulundurmayan ebeveyn, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi ile mahkemeden çocuğuyla görüşme hakkının düzenlenmesini talep edebilir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, boşanma davası sonuçlanana kadar geçici bir çözüm sunar ve tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi çocuğun üstün yararını korumayı hedefler.
Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, genellikle ebeveynlerden birinin çocuğu görme hakkının kısıtlanması veya tamamen engellenmesi gibi durumlarda başvurulan bir yöntemdir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi ile çocuğun psikolojik ve duygusal sağlığının korunması amaçlanırken, aynı zamanda çocuğun her iki ebeveyni ile de dengeli bir ilişki sürdürebilmesi sağlanır. Mahkemeler, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi doğrultusunda, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve mevcut durumu göz önünde bulundurarak bir karar verir.
Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi hazırlanırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi hazırlanırken ilk olarak, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde çocuğun mevcut durumu, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde ebeveynin çocuğuyla görüşme talebinin gerekçeleri ve tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde kişisel ilişkinin nasıl düzenlenmesi gerektiği detaylı bir şekilde açıklanmalıdır. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi sunulurken, çocuğun üstün yararına uygun bir düzenleme talep edilmeli ve btedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde bunun gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde özellikle, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilecek durumlar varsa, bu durumlar tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi içerisinde mutlaka vurgulanmalıdır.
Mahkemeler, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi doğrultusunda bir karar verirken, çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarını dikkate alır. Küçük yaştaki çocuklar için daha sık ve kısa süreli görüşmeler öngörülebilirken, daha büyük çocuklar için hafta sonları veya belirli tatil dönemlerinde uzun süreli görüşme düzenlemeleri yapılabilir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, bu çerçevede mahkemeye sunularak, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesinde çocuğun ebeveyni ile ne sıklıkta ve hangi şartlar altında görüşeceği konusunda bir düzenleme yapılması talep edilir.
Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, boşanma sürecinde veya sonrasında ortaya çıkan ihtilafları çözmek adına önemli bir hukuki araçtır. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi ile velayeti elinde bulundurmayan ebeveyn, çocuğuyla ilişkisini sürdürme imkânı elde ederken, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi ile çocuğun duygusal ve psikolojik gelişimi de desteklenir. Mahkeme, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi doğrultusunda verdiği kararlarla çocuğun üstün yararını her zaman ön planda tutar ve görüşme düzenlemelerini bu doğrultuda yapar.
Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, çocuğun her iki ebeveyniyle de sağlıklı bir ilişki sürdürebilmesi açısından büyük önem taşır. Velayeti almayan ebeveynin, çocuğu ile düzenli bir şekilde görüşebilmesi için gerekli olan tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, çocuğun üstün yararına uygun bir düzenlemenin yapılmasını talep eden resmi bir başvuru niteliğindedir. Tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi, hem boşanma sürecinde hem de sonrasında ortaya çıkabilecek sorunları çözmek için kullanılabilir ve tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi sayede çocuk ile ebeveyn arasındaki bağın korunmasına katkı sağlar.
Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm avukatların iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Ankara’da bir boşanma avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden avukatların iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ancak, burada yer alan bilgiler sadece iletişim bilgilerini sağlanmakta olup hangi avukatın hangi alanda uzmanlaşmış olduğunu veya aktif faaliyet gösterip göstermediğini belirtmemektedir.
Ankara boşanma avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara boşanma avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara boşanma avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde boşanma davası devam ederken kişisel ilişki tesisi, tedbiren kişisel ilişki tesisi dilekçesi konularında iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Kaynak:
[1] ERLÜLE, Fulya, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:9 Sayı:2 Yıl 2018 s.272
[2] ERLÜLE, Fulya, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:9 Sayı:2 Yıl 2018 s.273