Türkiye’de devlet memurlarının tabi oldukları 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında, özlük hakları ve çalışma şartları ve devlet memurluğundan çekilme hakları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Devlet memurluğundan çekilme de belirli usul ve şartlara bağlanmıştır.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLME NEDİR?

Devlet memurluğundan çekilme, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında belirli usul ve şartlara bağlanmıştır. Bu süreçte, hem memurun hem de kamu hizmetinin zarar görmemesi için çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Memurların devlet memurluğundan çekilme sürecini başlatmadan önce ilgili mevzuatı dikkatle incelemeleri ve gerekli adımları atmaları önemlidir.

OLAĞAN PROSEDÜR İLE ÇEKİLME

Devlet Memurları Kanunu’nun 94. Maddesi ile devlet memurluğundan çekilme belirtilmiştir. “Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.

Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.

Olağanüstü mazeretle çekilenler, üstüne haber vermek şartiyle bir ay kaydına tabi değildirler.”

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesi, devlet memurlarının görevlerinden çekilme (istifa etme) usul ve şartlarını düzenlemektedir. Buna göre:

  • Yazılı Başvuru: Devlet memuru, devlet memurluğundan çekilmek istediğini bağlı bulunduğu kuruma yazılı olarak bildirme hakkına sahiptir. Bu yazılı başvuru, memurun devlet memurluğundan çekilme sürecinin ilk ve zorunlu adımıdır.
  • Devlet Memurluğundan Çekilme Talebinin Kabulü veya Yerine Atama: Memurun devlet memurluğundan çekilme talebinin kurumu tarafından kabul edilmesi veya yerine yeni bir memur atanması, memurun görevinin sona ermesi için gerekli iki şarttır. Devlet memurluğundan çekilme talebi kurum tarafından kabul edildiğinde, memur bir aylık bekleme süresine tabi olmaksızın derhal görevini bırakabilir.
  • Görev Devamı Zorunluluğu: Devlet memurluğundan çekilme için yazılı başvuru yapmak yeterli olmayıp, memur yerine atanan kişi göreve başlayana kadar veya devlet memurluğundan çekilme isteği kurum tarafından kabul edilene kadar görevine devam etmekle yükümlüdür. Bu hüküm, kamu hizmetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlamak amacıyla getirilmiştir.
  • Bir Aylık Süre: Atanacak memurun göreve başlaması süreci sınırsız değildir. Yasa, bu süreyi bir ay ile sınırlandırmıştır. Eğer yerine atanan kişi bir ay içinde göreve başlamazsa, memur üstüne haber vererek görevini bırakabilir. Bu şekilde, atama işlemlerinin uzaması durumunda memurun süresiz bekleme zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır.

657 sayılı Kanun’un 94. maddesi, devlet memurluğundan çekilme sürecini düzenlerken, hem kamu hizmetlerinin sürekliliğini hem de devlet memurluğundan çekilme hakkını dengelemeyi amaçlamıştır. Memur, yazılı olarak devlet memurluğundan çekilme başvurusunda bulunduktan sonra, yerine atanan kişinin göreve başlamasını veya devlet memurluğundan çekilme talebinin kabul edilmesini beklemek zorundadır. Ancak bu bekleme süresi, en fazla bir ayla sınırlıdır. Bir ay sonunda yerine atanan kişi gelmese bile, memur görevini üstüne haber vererek bırakabilir.

DEVİR TESLİMLE YÜKÜMLÜ OLANLARIN ÇEKİLMESİ

Devlet Memurları Kanunu’nun 95. Maddesi ile devir teslim ile yükümlü olanların devlet memurluğundan çekilme belirtilmiştir. “Çekilen Devlet memurlarından devir ve teslim ile yükümlü olanlar, bu işlemlerin sonuna kadar görevlerini bırakamazlar. Hizmet icaplarına göre devir ve teslim işlemleri için gerekli süreler, yönetmelikte belirtilir.”

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve ilgili yönetmelikler, bazı devlet memurlarının görevlerinden ayrılmadan önce devir ve teslim işlemlerini tamamlamasını gerektirir. Bu kapsamda, belirli görevlere sahip memurların, devlet memurluğundan çekilme taleplerinde devir ve teslim prosedürünü yerine getirmeleri şarttır. İşte bu sürecin detayları:

  • Devir ve Teslim Yükümlülüğü: Yönetmelikte, hangi memurların devir ve teslim işlemleri yapmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu memurlar, devlet memurluğundan çekilme taleplerinde bulunurken, devir ve teslim prosedürünü tamamlamakla yükümlüdür.
  • Devir ve Teslim Prosedürü: Devir ve teslim işlemi, memurun görev süresi boyunca sorumlu olduğu belgeler, evraklar, malzemeler ve diğer emanetlerin usulüne uygun bir şekilde yeni görevliye teslim edilmesini kapsar. Bu süreç, memurun görevini devralacak kişinin göreve başlamasıyla veya devlet memurluğundan çekilme talebinin kabul edilmesiyle tamamlanabilir.
  • Usulüne Uygun Çekilme: Devir ve teslim işlemlerinin tamamlanması, devlet memurluğundan çekilme talebinin kabul edilmesi için zorunludur. Bu işlemler tamamlanmadan memurun görevinden ayrılması mümkün değildir. Devir ve teslim sürecinin uzaması halinde, memur görevine devam etmek zorundadır.
  • Yönetmelik Hükümleri: İlgili yönetmeliklerde, devir ve teslim işlemlerinin nasıl yapılacağı, hangi belgelerin ve malzemelerin teslim edileceği, bu işlemlerin süresi ve prosedürleri detaylı olarak belirtilmiştir. Memurlar, bu hükümlere uygun olarak devir ve teslim işlemlerini gerçekleştirmelidir.
  • Sorumluluk: Devir ve teslim yükümlülüğünü yerine getirmeyen memurlar hakkında disiplin işlemleri uygulanabilir. Bu nedenle, devlet memurluğundan çekilme talebinde bulunan memurların, bu işlemleri eksiksiz ve zamanında tamamlamaları önemlidir.

657 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler, belirli memurların devlet memurluğundan çekilme taleplerinde devir ve teslim işlemlerini tamamlamalarını zorunlu kılar. Bu memurlar, usulüne uygun şekilde devlet memurluğundan çekilme talebinde bulunmalı ve görevlerini devredecekleri kişilere tüm sorumluluklarını eksiksiz şekilde teslim etmelidir. Bu süreç tamamlanmadan memurun görevinden ayrılması mümkün değildir.

OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM HALLERİNDE DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLME

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 96. maddesi, olağanüstü durumlarda devlet memurluğundan çekilme usulünü düzenlemektedir. “Olağanüstü hâl, seferberlik ve savaş hallerinde veya genel hayata müessir afetlere uğrayan yerlerdeki Devlet memurları, çekilme istekleri kabul edilmedikçe veya yerine atanacaklar gelip işe başlamadıkça görevlerini bırakamazlar.” İşte bu özel durumlar ve usuller:

  • Olağanüstü Durumlar: Olağanüstü hâl, seferberlik, savaş hali veya genel hayata etki eden afetler (örneğin, büyük depremler, sel felaketleri) gibi durumlar, devletin ve kamu hizmetlerinin kesintisiz devam etmesini gerektiren haller olarak tanımlanır.
  • Devlet Memurluğundan Çekilme Talebinin Kabulü Şartı: Bu durumlarda, devlet memurluğundan çekilme taleplerinde bulunduklarında, bu taleplerin kurumları tarafından kabul edilmedikçe görevlerinden ayrılamazlar. Normal koşullarda yazılı müracaat usulü ile istifa edilebilse de, bu tür olağanüstü hallerde çekilme talebi kabul edilmeden memurun görevini bırakması mümkün değildir.
  • Yerine Atanan Memurun Göreve Başlaması: Ayrıca, memurun devlet memurluğundan çekilmesi için yerine atanacak yeni memurun göreve başlaması gereklidir. Olağanüstü hallerde, memurun görevini bırakabilmesi için sadece devlet memurluğundan çekilme talebinin kabulü yeterli değildir; aynı zamanda yeni memurun da görevine başlamış olması gerekmektedir.

Bu hüküm, olağanüstü durumlarda kamu hizmetinin aksamasını önlemeyi amaçlamaktadır. Memurlar, bu tür durumlarda görevlerinden ayrılarak kamu hizmetinde aksaklık yaratmamak için ek yükümlülüklere tabi tutulmuştur.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLMİŞ SAYILMA

Devlet memurluğundan çekilmiş sayılmak bir memurun görevini izinsiz ve mazeretsiz olarak bıraktığı için devlet memurluğundan çekilmiş sayılma anlamına gelir. Devlet memurluğundan çekilmiş sayılmak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. Maddesinde “Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.”  Denilerek belirtilmiştir. Devlet memurluğundan çekilmiş sayılma nedenlerine değinecek olursak;

  • Nakil İşlemi Sonucunda Memuriyete Başlanmaması

Devlet memurunun nakil işlemi tamamlandıktan ve bu işlem kendisine tebliğ edildikten sonra, memurun 15 gün içinde yeni görev yerine başlaması zorunludur. Gerektiğinde bu süre biraz daha uzatılabilir. Ancak, süre uzatılsa bile, belirtilen sürenin sonunda yeni görev yerine başlamayan memur için devlet memurluğundan çekilmiş sayılma durumu oluşur. Bu durumda, memur nakil yerinde göreve başlamadığı için devlet memurluğundan çekilmiş sayılma gerçekleşmiş kabul edilir.

  • Ücretsiz İznin Ardından İş Başı Yapılmaması

Devlet memurlarının belirli durumlarda ücretsiz izin hakkı vardır. Bu ücretsiz izin süresinin sonunda memur, 10 gün içinde görevine dönüp iş başı yapmalıdır. Eğer memur bu süre içinde göreve başlamazsa, devlet memurluğundan çekilmiş sayılma gerçekleşir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 108. maddesinin F bendinde bu durum açıkça belirtilmiştir. Bu maddeye göre, ücretsiz iznin bitiminde 10 gün içinde görevine dönmeyen memur için devlet memurluğundan çekilmiş sayılma gerçekleşmiş kabul edilir.

  • Geçerli Mazeretsiz ve Kesintisiz 10 Gün Devamsızlık Yapılması

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94. maddesi, temel müstafi sayılma durumunu düzenlemektedir. Bu duruma göre, mezuniyetsiz veya kurum tarafından kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz olarak 10 gün devam etmesi halinde, memur yazılı müracaat yapmasa dahi devlet memurunun istifası isteğinde bulunmuş sayılır.

Yani, memurun izinsiz ve mazeretsiz olarak görevini 10 gün boyunca kesintisiz olarak terk etmesi, otomatik olarak devlet memurunun istifası isteğinde bulunmuş sayılmasına neden olur. Bu durumda memur, yazılı bir başvuru yapmadan da devlet memurunun istifası isteğini dile getirmiş kabul edilir.

Bu düzenleme, memurların görevlerini terk etmeleri durumunda devlet memurunun istifası sürecini hızlandırmak ve kamu hizmetlerinin aksamamasını sağlamak amacıyla yapılmıştır.

  • Yurtdışı Görevinden Sonra Göreve Dönülmemesi

Yurtdışı göreviyle görevlendirilen bir devlet memurunun, yurtdışı görevinin bitiminden sonra 10 gün içinde görevine dönmemesi durumunda devlet memurluğundan çekilmiş sayılma söz konusudur. Yani, yurtdışı görevi sona erdikten sonra belirtilen süre içinde göreve geri dönülmemesi, memurun otomatik olarak devlet memurunun istifasını vermiş olarak sayılması anlamına gelir.

Bu durumda, devlet memurunun istifasını yazılı vermesine gerek kalmaksızın, yurtdışı görevinin bitiminden itibaren 10 gün içinde görevine dönmemesi halinde, devlet memurunun istifası kabul edilir. Bu düzenleme, memurların yurtdışı görevlerinden dönüşlerini zamanında yapmalarını ve görevlerine hızlı bir şekilde dönmelerini sağlamak amacıyla yapılmıştır.

OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM HALLERİNDE DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLME PROSEDÜRÜ

Olağanüstü yönetim durumlarında memurların devlet memurluğundan çekilme süreci karmaşık hale gelir. Bu durumlarda, yeni memurlar atanmadan veya devlet memurluğundan çekilme talepleri kabul edilmeden önce memurların görevi bırakmalarına izin verilmez. Bu nedenle, olağan çekilme prosedüründeki bir aylık süre olağanüstü yönetim durumlarında geçerli değildir.

Yasa koyucu, bu durumda olan memurların görevlerini bırakarak kendilerine en çok ihtiyaç duyulan zamanda görevden ayrılmalarını engellemeyi amaçlamıştır. Bu sebeple, bu gibi durumlarda görevden ayrılanların bir daha devlet memuru olamayacakları yasayla belirlenmiştir.

Yasada belirtilen olağanüstü yönetim durumlarına detaylı bir bakış atalım:

  • Olağanüstü hal, Anayasa’nın 119. maddesinde açıklanmıştır. Bu durumlar, Cumhurbaşkanı tarafından ilan edilebilir ve genellikle savaş, seferberlik, ayaklanma, iç veya dış tehditler, anayasal düzenin ciddi şekilde bozulması gibi durumları kapsar.
  • Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu’nda seferberliğin ve savaşın tanımları bulunmaktadır. Seferberlik, devletin tüm güç ve kaynaklarının savaş ihtiyaçlarını karşılamak üzere hazırlanması ve kullanılmasıdır. Savaş ise devletin bekasını sağlamak ve milli menfaatleri korumak için kullanılan silahlı mücadeledir.
  • Genel hayata müessir afetler ise deprem, yangın, su baskını gibi doğal afetleri kapsar. Bu durumlar genellikle Cumhurbaşkanı veya ilgili kurumlar tarafından belirlenir.

Bu tür olağanüstü yönetim durumlarında, devlet memurluğundan çekilme daha katı prosedürlere tabidir ve bu durumlarda görevden ayrılan memurların tekrar devlet memuru olmaları zorlaştırılmıştır.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLMEDEN SONRA MEMURLARIN GÖREVE DÖNMESİ

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 92. maddesi, memurluktan kendi istekleriyle çekilenlerin tekrar memuriyete dönme şartlarını düzenlemektedir. “İki defadan fazla olmamak üzere memurluktan kendi istekleriyle çekilenlerden veya bu Kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa dönmek isteyenler, ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin aynı kademesine veya 71 inci madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta eşit derecedeki kadrolara atanabilirler.

657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden kendi istekleri ile görevinden çekilmiş olanlar, boş kadro bulunmak ve gireceği sınıfın niteliklerini taşımak kaydı ile bu Kanuna tabi kurumlardaki memuriyetlere atanabilirler.

Yasama görevinde veya bakan olarak geçirilen her yıl bir kademe ilerlemesi ve her iki yıl bir derece yükselmesine esas olacak şekilde değerlendirilir.”

İşte ilgili maddenin detayları ve bu sürece ilişkin düzenlemeler:

Yeniden Memuriyete Dönüş Şartları

  • İki Defa Sınırı: Kendi istekleriyle veya kanun hükümlerine göre çekilmiş sayılan memurlar, iki defadan fazla olmamak üzere tekrar memurluğa dönme hakkına sahiptirler.
  • Boş Kadro ve Nitelikler: Memuriyete dönmek isteyen kişiler, ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunması ve bu sınıfın niteliklerini taşımaları şartıyla geri dönebilirler.
  • Derece ve Kademe: Ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derece ve kademeye eşit bir derece ve kademeye atanabilirler.
  • Diğer Sınıfta Atanma: Ayrıldıkları hizmet sınıfı dışında bir sınıfa atanmak isteyenler, geçmek istedikleri sınıfın niteliklerini taşımak ve gerekli sınav ve seçmeleri kazanmak zorundadırlar.

Açıktan Atama İzni

Devlet Personel Başkanlığı İzni: Memurluktan çekilenlerin yeniden atanabilmeleri için, Devlet Personel Başkanlığı’ndan izin alınması gereklidir. Bu izin, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin ek 7. maddesi ile düzenlenmiştir.

İdarenin Takdir Hakkı: Yeniden atanma sürecinde idarenin takdir hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla, başvuruda bulunan kişinin istediği göreve atanması garanti değildir ve başvurusu reddedilebilir.

Adaylık Döneminde Ayrılanlar

Aynı Kuruma Dönüş: Adaylık döneminde memuriyetten ayrılanlar, sadece ayrıldıkları kuruma tekrar dönmek için müracaat edebilirler. Başka bir kuruma dönmeleri mümkün değildir.

Devlet Personel Başkanlığı Görüşü: Bu uygulamanın dayanağı, Devlet Personel Başkanlığı’nın görüşüne dayanmaktadır.

Yasama ve Bakanlık Görevleri

Kademe ve Derece İlerlemeleri: Yasama görevi veya bakan olarak geçirilen süreler, her yıl bir kademe ve her iki yıl bir derece ilerlemesine esas olacak şekilde değerlendirilir.

657 sayılı Kanun’un 92. maddesi, memurluktan çekilenlerin belirli şartlar altında yeniden memuriyete dönme imkanını tanımaktadır. Bu süreç, boş kadro bulunması, gerekli niteliklerin taşınması ve açıktan atama izninin alınması gibi koşullara bağlıdır. İdarenin takdir hakkı ve adaylık döneminde ayrılanların sadece aynı kuruma dönme hakkı gibi ek düzenlemeler de bulunmaktadır. Memuriyete dönmek isteyen kişilerin bu şartlara dikkat etmeleri ve ilgili prosedürleri eksiksiz olarak yerine getirmeleri gerekmektedir.

İSTİFA ETTİM MEMURİYETE NASIL DÖNEBİLİRİM?

İstifa eden veya memurluktan ayrılan bireyler, genellikle iki kez olmak üzere memuriyete geri dönme hakkına sahiptirler. Ancak, aday memurken istifa eden kişiler sadece istifa ettikleri kuruma başvurabilir; adayken görevden istifa edenlerin başka bir kuruma yeniden memur olma hakkı bulunmamaktadır. Memuriyetten kendi isteğiyle ayrılan kişiler, uygun şartları taşıdıkları takdirde kendi kurumlarına ve diğer kurumlara başvurabilirler.

Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan bir kişi, istifa etmesi halinde 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirtilen bekleme sürelerini tamamladıktan sonra Dışişleri Bakanlığı’na veya başka bir bakanlığa başvurabilir. Başka bir kuruma başvurulması durumunda, ilgili kurumdaki uygun kadro ve şartları sağlamak gerekmektedir.

İstifa eden bir memur, geri dönmek istediği kuruma dilekçe ile başvurmalıdır. Başvurunun sonucu, kurumun takdirine bağlıdır. Kurum, kişinin memuriyete geri alınmasına karar verirse, atama yapılacak kadro için açıktan atama izni almalıdır. İzin alındıktan sonra atama işlemi tamamlanır.

DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇEKİLME İLE İLGİLİ DANIŞTAY KARARLARI

“İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: Davacı adına, Tasfiye Halinde … Metal Madencilik ve Hurda Sanayi Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2007 ila 2010 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve fer’ilerinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, 30/12/2009 tarih ve 7469 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan kararla asıl borçlu şirkete tasfiye memuru olarak atandığı, 07/12/2011 tarihinde ise tasfiye memurluğundan istifa ettiği, tasfiye memurunun sorumluluğu tasfiye dönemiyle sınırlı olduğundan tasfiye öncesi döneme ilişkin olduğu anlaşılan borçlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusu, Vergi Mahkemesi kararının, dava konusu ödeme emrinin; 2010 yılının Nisan-Haziran dönemine ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrası yönünden, asıl borçlu adına söz konusu dönem için yapılan gelir (stopaj) vergisi tarhiyatına ait ihbarnamenin şirket adresinde tebliği denenmeksizin 14/11/2012 tarihinde ilanen tebliği usulsüz olduğundan değinilen kamu alacağının zamanaşımına uğradığı, diğer kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrası bakımından ise sözü edilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

  1. Temyiz isteminin reddine,
  2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
  3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen

Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.”

“İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: ; … Aralık Üniversitesi, … Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, .. Aralık Üniversitesi Rektörlüğü’nün … tarih ve … sayılı istifasının kabulüne ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; …davalı idare tarafından tesis edilen istifanın kabulüne dair dava konusu işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından; müvekkilinin mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamasına rağmen yurtdışında kazandığı burs sebebiyle aylıksız izin talebinin kabulü için hukuka aykırı bir şekilde kefalet senedi imzalatıldığı, …sadece üç gün sonra onaylanarak müvekkilinin istifa beyanının geri alınmasının engellendiği belirtilerek istifanın kabulüne ilişkin davalı idare işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek istinaf kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, istifanın tek taraflı bir irade beyanı olduğu, davacıya bu konuda herhangi bir baskı veya mobing uygulanmadığı, yurtdışı görevlendirmelerinde kefalet senedi alınmasının kanuni bir zorunluluk olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,

  1. Temyiz isteminin reddine,
  2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
  3. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
  4. Kesin olarak, 18/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA KİMDİR?

İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk ve idari yargılama uzmanlık alanlarına odaklanan Ankara avukatları tanımlamak için kullanılan ifadelerdir. İdari dava avukatı Ankara, bireylerin veya kurumların idari eylem veya işlemlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarını ele alır ve müvekkillerini idari yargı sürecinde temsil ederler.

İdari dava avukatı Ankara, iptal davaları, tam yargı davaları, idari sözleşmeden kaynaklanan davalar gibi idari hukuk konularında uzmanlaşmış Ankara avukatlarıdır. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerini idari hukuk konularında bilgilendirir, haklarını savunur ve idari davalarda temsil ederler.

İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konularında uzmanlaşmış ve bu alanda deneyim kazanmış Ankara avukatlarıdır. Bu uzmanlık, müvekkillerine hukuki sorunlarında yardımcı olmalarına olanak tanır.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN BAKTIĞI DAVALAR

İdari dava avukatı Ankara idari hukuk alanında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve idari hukuk davalarına bakabilirler. İdari dava avukatı Ankara’nın ilgilendiği başlıca davalar ise;

İdari dava avukatı Ankara, idare hukuku ve idari yargılama alanındaki davalara odaklanırlar. Bu kapsamda, aşağıda belirtilen türde davaları ele alabilirler:

  • İdari İşlemlerin İptali Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, bir kamu kurumunun veya idarenin aldığı bir işlemin hukuka uygunluğunu sorguladığı durumlar. Bu davalar, idari mahkemelerde çözümlenir.
  • Tam Yargı Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin, idare tarafından yapılan bir işlemin neden olduğu maddi veya manevi zararların tazmin edilmesini talep ettiği davalar.
  • İdari Yaptırım ve Cezalarına Karşı İtirazlar: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin idare tarafından uygulanan bir yaptırım veya ceza ile ilgili olarak itirazda bulunma hakkını kullanmalarına yardımcı olma.
  • Kamulaştırma Davaları: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin mülkiyet haklarına etki eden kamulaştırma işlemlerine karşı davalara müdahil olma.
  • İdari İşlem ve İşleyişe İlişkin Danışmanlık: İdari dava avukatı Ankara, idari işlemler ve işleyişle ilgili müvekkillerine danışmanlık sağlama, idari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirme.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA’NIN FAYDALARI

İdari dava avukatı Ankara idari hukuk konularında uzmanlaşmış profesyonellerdir ve müvekkillerine bir dizi fayda sağlayabilirler. İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerine çeşitli avantajlar sağlayarak, idari hukuk alanındaki uyuşmazlıkların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olurlar. İşte bir idari dava avukatı Ankara’nın sağlayabileceği faydalardan bazıları ise:

  • Hukuki Bilgi ve Deneyim: İdari dava avukatı Ankara, idari hukuk konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir. Bu alandaki mevzuatı ve yargı pratiklerini yakından takip ederler. Bu sayede müvekkillerine güçlü bir hukuki temsil sunabilirler.
  • Dava Stratejisi Geliştirme İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin durumunu değerlendirir ve en etkili dava stratejisini belirler. Hukuki riskleri değerlendirir ve müvekkillerini olası sonuçlar konusunda bilgilendirir.
  • İdari Mahkemelerde Tecrübe: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri, kuralları ve beklentileri bilmektedir. Bu tecrübe, müvekkillerinin davalarını daha etkili bir şekilde yönetmelerine yardımcı olur.
  • Belge Toplama ve Delil Hazırlama: İdari dava avukatı Ankara, dava sürecinde gerekli olan belgeleri toplar, delilleri değerlendirir ve idari işlemlere karşı güçlü bir savunma oluşturur.
  • Müzakerelerde Yardımcı Olma: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin lehine sonuçlar alabilmek için idare ile müzakerelerde bulunabilir. Anlaşmazlık çözümüne yönelik olarak müvekkillerini temsil ederler.
  • Hukuki Güvence Sağlama: İdari dava avukatı Ankara, müvekkillerinin haklarını koruyarak, hukuki güvence sağlarlar. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunu değerlendirir ve müvekkillerini hukuki açıdan en iyi şekilde temsil ederler.
  • Hızlı ve Etkili Çözüm: İdari dava avukatı Ankara, idari mahkemelerdeki prosedürleri ve süreçleri iyi bilir, bu da davaların daha hızlı bir şekilde çözülmesine katkı sağlar.
  • Yasal Değişikliklere ve Güncellemelere Hâkim Olma: İdari dava avukatı Ankara’nın idari hukuk alanındaki yasal değişiklikleri ve güncellemeleri takip ederler. Bu, müvekkillerine en güncel ve doğru hukuki bilgileri sunmalarını sağlar.

İDARİ DAVA AVUKATI ANKARA ÜCRETİ 2024

Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.İdari dava avukatı Ankara ücreti davanın niteliğine göre idari dava avukatı Ankara ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak İdari dava avukatı Ankara isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.

Akademik Hukuk İletişimKonusunda uzman bir idari dava avukatı Ankara’dan destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman  idari dava avukatı Ankara ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap