Devremülk iptali, tüketicilerin aldıkları devremülk sözleşmesini kanun ve yönetmelikte belirtilen usullere uygun olarak iptal edip, yaptıkları ödemeleri geri almasını ifade eder. Devremülk iptali davası, tüketicilerin çeşitli nedenlerle aldıkları devremülk sözleşmelerinin iptali için açtıkları bir dava türüdür.
İçindekiler
- DEVREMÜLK NEDİR?
- DEVREMÜLK SÖZLEŞMELERİ
- DEVREMÜLK MODELLERİ NELERDİR?
- DEVREMÜLK İPTALİ NASIL YAPILIR?
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI VE GEREKÇELERİ
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA CAYMA İHTARNAMESİ
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA ARABULUCULUK
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVA DİLEKÇESİ
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI SONRASI İCRA TAKİBİ
- DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI SONRASI TAPU İADESİ
- DEVREMÜLK İPTALİ EMSAL MAHKEME KARARLARI
- KONAKLAMA YAPILDIĞI İÇİN DAVA REDDEDİLİR Mİ?
- DEVREMÜLK AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- DEVREMÜLK AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
DEVREMÜLK NEDİR?
Devremülk, bir bina ya da bağımsız bölümün yılın belirli dönemlerinde kullanılmak üzere paylaşıldığı ve bu dönemlerde mülkün paydaşları tarafından kullanılmasına olanak sağlayan bir mülkiyet türüdür. Bu hak, genellikle tatil amacıyla kullanılmakta olup, kişinin bir mülkten yılın belirli bir döneminde yararlanma hakkına sahip olduğu bir irtifak hakkıdır. Devremülk hakkı, Kat Mülkiyeti Kanunu’nda düzenlenmiş olup, bir kişinin mülk üzerindeki hissesiyle bağlantılıdır ve 7 günden kısa süre için kurulamaz.
Devremülk hakları Tapu Sicil Müdürlüğü’nde resmi senet düzenlenerek kurulur ve bu hak mesken olarak kullanılmaya elverişli yapılarda geçerlidir. Bir binada birden fazla bağımsız bölüm varsa, diğer kat maliklerinin rızasına gerek kalmaksızın devremülk hakkı kurulabilir, ancak yönetim planında aksi belirtilmişse bu rıza gerekebilir.
Son yıllarda devremülk, düşük maliyetli tatil seçenekleri sunması nedeniyle sıkça tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Ancak, devremülk satışlarında birçok kişi mağdur edilmekte ve dolandırıcılık vakaları artmaktadır. Kötü niyetli şirketler, saldırgan satış teknikleri kullanarak tüketicileri yanıltıcı vaatlerle devremülk almaya yönlendirmektedir. Özellikle “hediye tatil” gibi cazip tekliflerle kişilerin bilgileri toplanmakta, ardından bu kişiler baskı altında sözleşme imzalamaya zorlanmaktadır.
Devremülk satıcıları, mağdurları üst paketlerle daha fazla hakka sahip olacakları vaadiyle kandırmakta ve özellikle yabancı yatırımcılara yüksek kar vaatleri sunarak devremülk satışı yapmaktadır. Mağdur olan kişiler, vaatlerin gerçekleşmemesi durumunda şirketlere başvurduğunda ise zaman kazanma taktikleri ile tekrar yeni sözleşmeler imzalamaya zorlanmaktadır.
DEVREMÜLK SİSTEMİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
“Sahibine kullanma, yararlanma ve tasarruf yetkilerini sağlayan sınırlı ayni haklardan biri olan devre mülk hakkı her ne kadar bir “mülk” kavramından hareket etse de, yasal düzenleme çerçevesinde sadece sınırlı ayni haktır. Devre mülk hakkı, bu niteliği ile hak sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilen bir ayni haktır. Devre mülk hakkı ister mülkiyet hakkı esas alınarak açıklansın, ister kanunda kullanılan irtifak hakkına dayandırılsın her iki halde de bir ayni hak söz konusudur (Canyürek, 1994).
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na 3227 sayılı kanunla eklenen 57. maddenin gerekçesinden devre mülk hakkının “müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak olduğu belirtilmiştir. Devre mülk üzerinde bu hakla bağdaşan ayni haklar kurulabilmesi, müşterek mülkiyet payına bağlı olarak devredilebilmesi ve mirasçılara intikal edilebilmesi ona ayni hak niteliği kazandıran özelliklerdir (Akı,1997). Devre mülk hakkının hukuki nitelikleri ve hükümleri şöyle özetlenebilir (Özmen, 1988; 102-108; Havutçu, 1987; 45-50):
- Devre mülk hakkı ancak mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölüm üzerinde kurulabilmektedir (KMK md. 57 ve 58/2).
- Devre mülk hakkına sahip olacak kişiler, üzerinde devre mülk hakkı kurulacak mesken üzerinde müştereken malik olmalıdırlar (KMK md. 57 ve 58).
- Devre mülk hakkının kurulabilmesi için Tapu Sicil Muhafızlığı’nda resmi senet düzenlenmesi zorunluluğu vardır (KMK md. 60 ve 61).
- Devre mülk hakkının yılın belirli dönemlerine ayrılması ve 15 günden daha az süreli olmaması gerekir (KMK md. 59.
- Devre mülk hakkı üzerinde bu hakla bağdaşan ayni haklar tesis edilebilmektedir (KMK md. 58/3).
- Devre mülk hakkı, bağlı olduğu müşterek mülkiyet payına bağlı olarak devir ve temlik edilebilir ve mirasçılara geçmektedir (KMK md. 58/4).
- Devre mülk hakkı, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, başkalarının kullanımına bırakılabilir (KMK md. 59).
- Aksi yönetim planında kararlaştırılmadıkça, kat mülkiyetine çevrilmiş fazla bağımsız bölümlerden bazılarının üzerinde devre mülk hakkının kurulması diğer bağımsız bölüm maliklerinin onaylamalarına bağlı değildir (KMK md. 62).
- Üzerinde devre mülk hakkı kurulan meskenin müşterek malikleri, aksi sözleşmede kararlaştırılmadıkça, ortaklığın giderilmesini isteyememektedir (KMK md. 63).
- Devre mülk hak sahipleri, kendilerine ayrılan dönem sonunda meskeni boşaltmak ve bir sonraki dönemin hak sahibine teslim etmek zorundadırlar (KMK md. 64).
- Devre mülk hakkı sahiplerinin hak ve borçları, yetki ve sorumluluklarının tespit ve uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kat Mülkiyeti Kanununda, sözleşmede ve yönetim planında hüküm bulunmayan hallerde Türk Medeni Kanunu ve ilgili diğer kanun hükümleri uygulanır (KMK md. 65).
- Üzerinde devre mülk hakkı kurulacak yapı veya bağımsız bölümlerin ortak malikleri arasında dönem süresi, devir ve teslimi ile yararlanma şekil ve usulleri, yöneticilerin seçimi ile hak ve sorumlulukları, büyük onarım için ayrılacak dönem, bakım giderleri gibi hususlar ‘devremülk Sözleşmesi’nde belirlenir (KMK md 61).”[1].
DEVREMÜLK SÖZLEŞMELERİ
Devremülk sözleşmesi, bir yapının belirli dönemlerde kullanılması için yapılan ve tüketiciye tapu devri vaat eden bir sözleşmedir. Kötü niyetli firmalar bu sözleşmeleri farklı adlarla sunarak kanuni sorumluluktan kaçmaya çalışsa da, yasalar bu tür sözleşmeleri devremülk sözleşmesi olarak kabul eder ve tüketiciyi korur.
DEVRE MÜLK SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Devremülk sözleşmesi, bir tüketicinin belirli bir yapı ya da bağımsız bölümden yılın belirli dönemlerinde yararlanma hakkını elde ettiği bir sözleşme türüdür. Bu tür sözleşmeler, genellikle tatil amaçlı kullanılır ve devremülk, dönem mülk, paylı mülkiyet ya da hisseli gayrimenkul satışı gibi isimlerle anılabilir. Ancak, sözleşmelerde farklı isimler kullanılsa da kanun, bu tür hakları devremülk olarak kabul etmekte ve buna ilişkin düzenlemeleri tüketiciyi koruyacak şekilde uygulamaktadır.
Kötü niyetli devremülk şirketleri, hukuki sorumluluktan kurtulmak amacıyla bu sözleşmeleri farklı isimlerle (örneğin, “Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi” veya “Hisseli Gayrimenkul Pay Vaadi Sözleşmesi”) adlandırmakta ve bu şekilde 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili yönetmeliklerin uygulanmaması gerektiğini iddia etmektedirler.
Yönetmeliğe göre, tapu devri vaat eden sözleşmeler de devremülk sözleşmesi olarak kabul edilir. Bu, tüketicilerin mağduriyet yaşamaması için kanunun sağladığı güvenceleri devreye sokar. Dolayısıyla, farklı adlar altında yapılsa da, bu tür sözleşmelerin devremülk sözleşmesi olduğu kabul edilir ve tüketicinin hakları korunur.
DEVRE MÜLK SÖZLEŞMESİNDE ŞEKİL ŞARTI
Devremülk sözleşmesinde şekil şartı, sözleşmenin geçerli olabilmesi için belirlenen zorunlu koşullardır. Türk Medeni Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre, devremülk sözleşmesi yazılı şekilde yapılmalı ve Tapu Sicil Müdürlüğü’nde resmi senet düzenlenerek tapuya tescil edilmelidir. Devremülk sözleşmesinde şekil şartı, sözleşmenin tapuda veya noterde yapılması gerektiğini belirtir. Eğer bu şart yerine getirilmezse, sözleşme geçersiz sayılır.
Eğer sözleşme haricen yapılmış ve sonradan tapu devri gerçekleştirilmişse, tapu devrinin yapılmasıyla sözleşme geçerli hale gelebilir. Ancak bu durum, yargı kararlarında tartışmalı olup, tapu devrinin yalnızca devremülk hakkı kurmak için yeterli olup olmadığına dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Ayrıca, sözleşmede tüketicinin hakları, kullanacağı dönemler ve mülkiyet detayları açıkça belirtilmelidir. Bu şekil şartları yerine getirilmediğinde, sözleşme geçersiz sayılabilir.
DEVREMÜLK SÖZLEŞMESİNDEN CAYMA HAKKI
Devremülkten cayma hakkı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre düzenlenmiş bir haktır ve devremülkten cayma süreci, tüketicilerin devremülk sözleşmesinden herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin çıkmalarına olanak tanır. Devremülkten cayma hakkı, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 14 gün içinde kullanılabilir.
Devremülkten cayma hakkı, tüketiciyi koruma amacıyla tanınan önemli bir hak olup, sözleşme yapılırken cayma hakkı konusunda bilgilendirilmemiş olan tüketiciler için bu süre 1 yıla kadar uzayabilir. Tüketicinin devremülkten cayma hakkını kullanmak için yazılı bir bildirim yapması veya kalıcı veri saklayıcısı (örneğin e-posta) aracılığıyla devremülkten cayma talebini iletmesi gerekir.
Devremülkten cayma hakkı, devremülk sözleşmelerinde tüketicinin özgürlüğünü ve tercih hakkını korur. Eğer tüketici devremülkten cayma hakkını zamanında ve usulüne uygun olarak kullanırsa, devremülkten cayma sürecinde herhangi bir cezai yükümlülük doğmaz. Devremülkten cayma bildirimini yazılı olarak yapmak, tüketici için devremülkten cayma sürecinin geçerli olmasını sağlar.
Eğer devremülkten cayma hakkı hakkında tüketiciye bilgi verilmemişse, devremülkten cayma süresi otomatik olarak uzar. Bu durumda, devremülkten cayma hakkı 1 yıla kadar kullanılabilir. Tüketici bu sürede devremülkten cayma talebini ileterek sözleşmenin feshini talep edebilir. Devremülkten cayma hakkının kullanılmasıyla birlikte, ödenmiş olan bedellerin iadesi de talep edilebilir.
Devremülkten cayma, tüketicilerin mağduriyetlerini önlemek amacıyla düzenlenen bir hak olup, devremülkten cayma sürecinin sağlıklı bir şekilde işletilmesi tüketici haklarının korunması açısından büyük önem taşır. Devremülkten cayma hakkını doğru zamanda ve usulüne uygun olarak kullanan tüketiciler, herhangi bir gerekçe göstermeksizin devremülkten cayma yaparak sözleşmeden çıkabilirler. Devremülkten cayma bildirimleri yazılı olarak yapılmadığı veya kalıcı veri saklayıcısı ile iletilmediği sürece, devremülkten cayma talebi geçerli sayılmaz. Bu nedenle, devremülkten cayma bildirim sürecinin doğru takip edilmesi gerekir.
Devremülkten cayma sürecinde tüketicinin en önemli adımı, 14 günlük süreci kaçırmamak ve devremülkten cayma hakkı konusunda bilgilendirilip bilgilendirilmediğini kontrol etmektir. Eğer bilgilendirilmediyse devremülkten cayma hakkı 1 yıl boyunca geçerli olacaktır. Tüketici, devremülkten cayma işlemini gerçekleştirirken, satıcı veya sağlayıcıya yazılı bildirimde bulunarak cayma hakkını kullanabilir. Devremülkten cayma bildirimi, sözleşmenin feshini sağlayacak en önemli adımdır. Tüketiciler devremülkten cayma haklarını doğru şekilde kullanırlarsa, sözleşmeden kaynaklı herhangi bir cezai şartla karşılaşmazlar ve devremülkten cayma sürecinde güvence altına alınmış olurlar.
Devremülkten cayma hakkı, tüketicinin ekonomik çıkarlarını koruyan önemli bir haktır. Tüketici, devremülkten cayma süresi içinde yazılı bildirim yaparak ya da kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla devremülkten cayma talebini ilettiğinde, devremülk sözleşmesi sona erdirilmiş olur.
DEVREMÜLK SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
Devremülk sözleşmesinin feshi, sözleşme taraflarından birinin, hukuki nedenlerle devremülk anlaşmasını sona erdirmek için işlem başlatması anlamına gelir. Devremülk sözleşmesinin feshi, devremülk hizmetinin sağlanmasında yaşanan sorunlar veya tüketici haklarının ihlal edilmesi durumlarında gündeme gelir. Devremülk sözleşmesinin feshi, hem tüketici hem de satıcı açısından önemli sonuçlar doğurur. Devremülk sözleşmesinin feshi, aşağıdaki şekillerde gerçekleşebilir:
- Haklı fesih ile devremülk sözleşmesinin feshi: Devremülk sözleşmesinin feshi, devremülk hizmetinin sözleşmede taahhüt edildiği gibi yerine getirilmemesi durumunda söz konusu olabilir. Örneğin, tesisin vaat edilen özelliklere sahip olmaması, devremülk kullanımının engellenmesi gibi durumlarda tüketici devremülk sözleşmesinin feshi için haklı bir gerekçeye sahip olur. Bu durumda tüketici, devremülk sözleşmesinin feshi sonrasında ödenen bedellerin iadesini talep edebilir.
- Cayma hakkı ile devremülk sözleşmesinin feshi: Tüketici, devremülk sözleşmesinin feshi kapsamında, sözleşme imzalandıktan sonra 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin devremülk sözleşmesinin feshi gerçekleşebilir. Bu cayma hakkı, devremülk sözleşmesinin feshi niteliğinde olup, sözleşmenin sona ermesini sağlar.
- Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre devremülk sözleşmesinin feshi: 6502 sayılı kanuna göre, devremülk sözleşmesinin feshi, sözleşmede belirtilen haklara aykırı hareket edildiğinde devreye girer. Satıcıların vaatlerini yerine getirmemesi, hileli satış yapması gibi durumlar devremülk sözleşmesinin feshi için gerekçe oluşturur. Devremülk sözleşmesinin feshi, tüketicinin korunması amacıyla yapılır.
- Yargı yoluyla devremülk sözleşmesinin feshi: Tüketici, devremülk sözleşmesinin feshi için mahkemeye başvurabilir. Eğer tüketici, sözleşmede belirtilen şartların yerine getirilmediğini düşünüyorsa, devremülk sözleşmesinin feshi için devremülk davası açabilir. Mahkeme, sözleşmenin geçersizliğini tespit ettiğinde devremülk sözleşmesinin feshi gerçekleşir.
Devremülk sözleşmesinin feshi, tüketiciye önemli haklar tanır. Devremülk sözleşmesinin feshi sonucunda, tüketici ödenen bedellerin iadesini talep edebilir. Ayrıca, devremülk sözleşmesinin feshi sonucunda haksız ödemeler veya tazminatlar da gündeme gelebilir. Devremülk sözleşmesinin feshi sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri, hukuki prosedürlerin doğru bir şekilde takip edilmesidir. Tüketici, devremülk sözleşmesinin feshi ile ilgili olarak hem satıcıyla doğrudan iletişime geçebilir hem de devremülk sözleşmesinin feshi ile ilgili yargı yoluna başvurabilir.
Özellikle devremülk sözleşmesinin feshi, satıcının vaat ettiği hizmetlerin yerine getirilmemesi durumunda kaçınılmaz hale gelir. Bu nedenle, devremülk sözleşmesinin feshi sürecinde tüketicinin haklarını koruma altına alması önemlidir. Devremülk sözleşmesinin feshi kapsamında, tüketici çeşitli yollarla haklarını savunabilir.
Devremülk sözleşmesinin feshi işlemi, tüketici haklarının korunması, hizmetin eksik sunulması veya vaatlerin yerine getirilmemesi durumlarında önemli bir yol olarak öne çıkar.
DEVREMÜLK MODELLERİ NELERDİR?
Devremülk uygulamaları, zamanla gelişerek farklı modellerde sunulmuştur. İşte bu modellerin kısa özetine değinecek olursak;
SABİT HAFTALI DEVREMÜLK
Devremülk, her yıl aynı tarihlerde belirlenen bağımsız ünitede tatil yapma hakkı sunar. Konaklama ünitesinin özellikleri (örneğin stüdyo, 1+1 daire) ve sezon (yaz, kış gibi) fiyatı belirler.
- Tapulu Sabit Haftalı Devre Mülk: Tüketici, mülk üzerinde tam mülkiyet hakkına sahiptir. Bu modelde tapu kütüğüne işlenmiş olup, tüketici satabilir, kiralayabilir ve miras bırakabilir.
- Hisseli Tapulu Devre Mülk: Yalnızca Türkiye’de uygulanan bir modeldir. Tüketici belirli bir hafta için tapu alır. Satışı yapılan bölüme tapu şerhi eklenir.
- Sabit Haftalı Kullanım Hakkı (Devre Tatil): Tüketiciye tapu verilmez; yalnızca belirli bir süre için konaklama hakkı sunulur. Bu modelde, konaklama süreleri genellikle 20 yıldır.
DEĞİŞKEN HAFTALI DEVREMÜLK
Tüketicilere tatil yapmak için yılın farklı dönemlerinde esneklik sunar. İki ana sistem vardır:
- Esnek (Flex) Haftalı Devre Mülk: Tüketici, belirli bir dönem içerisinde (örneğin yaz, kış) tatil yapmak için hafta satın alır. Rezervasyon yapılması gereklidir.
- Yüzer (Float) Haftalı Devre Mülk: Tüketiciye yılın herhangi bir haftasında tatil yapma imkânı tanır. Haftalar, önceden belirlenmiş bir zaman çizelgesine göre kayabilir.
YENİ ÜRÜNLER VE ALTERNATİF MODELLER
- Biennials: İki yılda bir tatil yapmayı tercih edenler için bir modeldir. Bu modelde tüketici 20 yıllık kullanım hakkı alarak 10 kez tatil yapabilir.
- Split Weeks: Bir hafta iki farklı tüketici arasında paylaşılır. Bu model, Biennial sisteminin bir yılda uygulanan versiyonudur.
Bu sistemler, devremülk pazarının dinamik yapısını yansıtarak geniş bir tüketici kitlesine hitap etmeyi amaçlar. Tüketiciler, farklı tatil ihtiyaçlarına göre çeşitli seçenekler arasında tercih yapabilmektedir.[2].
DEVREMÜLK İPTALİ NASIL YAPILIR?
Devremülk sözleşmesini iptal etmek isteyen bir kişinin başvurabileceği iki ana yol vardır: satıcıya ihtarname gönderme ve devremülk davası açma.
SATICIYA BAŞVURARAK İPTAL
Devremülk sözleşmesinden cayma hakkı, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 14 gün içinde kullanılabilir. Bu süre içerisinde herhangi bir neden göstermeksizin ve cayma bedeli ödemeksizin sözleşme iptal edilebilir. Ayrıca, yapılan tüm ödemeler ve senetler de geri alınabilir. Ancak, cayma hakkı kullanılsa bile pratikte satıcılar ödeme yapmama veya peşinatı iade etmeme gibi tutumlar sergileyebilirler. Bu nedenle, sürecin bir gayrimenkul avukatı tarafından takip edilmesi önerilir.
14 GÜNLÜK SÜRE GEÇTİKTEN SONRA İPTAL
Eğer 14 günlük süre geçerse, kişinin ön bilgilendirme formunun verilip verilmediği, sözleşmenin doğru zamanlamayla imzalanıp imzalanmadığı gibi kriterler incelenir. Bu şartlar yerine getirilmemişse, 1 yıl daha ek süreyle sözleşmeden cayma hakkı doğar.
ÖN ÖDEMELİ DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİ
Önceden, ön ödemeli devre tatil sözleşmesi yapılmışsa ve devri henüz gerçekleşmemişse, alıcı sözleşmeden %2 ödeme yaparak iptal talebinde bulunabiliyordu. Ancak 29 Temmuz 2022’de yapılan düzenlemeyle bu hüküm kaldırılmıştır.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI
Eğer yukarıdaki yollardan sonuç alınamazsa, devremülk iptali davası açılabilir. Ancak bu devremülk davası sadece, satıcı sözleşme şartlarını yerine getirmemişse ve cayma hakkı kullanılamamışsa açılabilir. Örneğin, satıcı reklamda verdiği taahhütlere uymadıysa, sözleşme iptal edilebilir. Bu durumda, alıcı Türk Borçlar Kanunu’na dayanarak sözleşmeden cayma hakkını kullanabilir ve devremülk davası açarak ödediği bedellerin iadesini talep edebilir.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI VE GEREKÇELERİ
Devremülk iptali davası, devremülk sözleşmesinin geçersiz hale getirilmesi için açılabilen bir davadır. Bu dava, genellikle satıcının yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya tüketicinin cayma hakkını kullanmakta zorluk yaşaması durumunda başvurulan hukuki bir yoldur. Devremülk iptali davası, sözleşmenin hukuki geçerliliğini ortadan kaldırmak ve tüketicinin ödediği bedellerin geri alınmasını sağlamak amacıyla açılır.
Devremülk iptali davası açılabilmesi için, genellikle sözleşmenin imzalanmasından sonra bazı koşulların yerine gelmemesi gerekir. Örneğin, satıcı firma sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemişse ya da sözleşme, yasalar gereği belirli şekil şartlarına uymuyorsa, devremülk iptali davası açmak mümkün olabilir. Devremülk davası ile, tüketicinin ödediği tüm bedellerin iade edilmesi talep edilebilir.
Devremülk iptali davası açılabilmesi için sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçeleri somut bir şekilde mahkemeye sunulmalıdır. Bu gerekçeler, genellikle satıcının sözleşmede verdiği taahhütleri yerine getirmemesi, devremülk iptali davası ile ilgili yasal prosedürlere uyulmaması, ya da sözleşme şartlarının tüketiciye sağlanan bilgilerin eksik veya yanlış olması gibi durumları kapsar.
Devremülk iptali davası için 14 günlük cayma hakkı süresi geçtikten sonra da başvurulabilir. Bu durumda, sözleşmenin usulsüz veya eksik bir şekilde yapılmış olması gerekir. Devremülk iptali davası için geçerli bir gerekçe, örneğin satıcının ön bilgilendirme formunu eksik vermesi veya sözleşmenin, yasal hükümlere uygun olmayan bir biçimde imzalanmasıdır. Bu tür durumlar, devremülk iptali davası açılmasına zemin hazırlayabilir.
Bir başka gerekçe ise, devremülk iptali davası için, satıcının devremülk ile ilgili taahhütlerini yerine getirmemesi veya sözleşme sırasında eksik bilgi verilmesidir. Eğer satıcı, sözleşme şartlarını yerine getirmemişse veya reklamda belirtilen özellikleri sunmamışsa, tüketici devremülk iptali davası açarak sözleşmeyi feshedebilir.
Devremülk iptali davası için bir diğer önemli gerekçe, sözleşmede belirtilen kullanım sürelerinin veya hakların, gerçek durumu yansıtmıyor olmasıdır. Örneğin, devremülk hakkı verilen tatil yerinin kalitesi, vaat edilen gibi çıkmazsa, bu da devremülk iptali davası için geçerli bir sebep olabilir. Devremülk iptali davası ile bu tür maddi zararlar da tazmin edilebilir.
Devremülk iptali davası aynı zamanda, sözleşme imzalandığında tüketiciye doğru bilgilendirme yapılmaması durumunda da açılabilir. Yasal olarak, devremülk iptali davası için ön bilgilendirme formunun doğru ve eksiksiz verilmesi zorunludur. Eğer bu form verilmemişse veya eksik verilmişse, tüketici devremülk iptali davası açma hakkına sahiptir.
Devremülk iptali davası açılmadan önce, sözleşmenin geçerliliğini sorgulayan bazı adımlar atılabilir. İlk olarak, tüketici, satıcıya yazılı olarak devremülk iptali davası ile ilgili taleplerini bildirebilir. Ancak bu şekilde sonuç alınamazsa, devremülk iptali davası yargı yoluyla devam ettirilir.
Devremülk iptali davası için başvurulan yargı yolu, tüketici mahkemesidir. Devremülk iptali davası açarken, mahkemeye başvurulacak belgeler, sözleşme örneği, ödeme belgeleri ve diğer ilgili dokümanları içerir. Devremülk iptali davası sürecinin, Ankara Gayrimenkul Avukatı yardımıyla izlenmesi faydalı olacaktır ve gerekli yasal adımlar dikkatle atılmalıdır.
Devremülk iptali davası oldukça önemli bir hukuki süreçtir ve bu süreçte doğru adımların atılması gerekir. Devremülk iptali davası, tüketicinin haklarını koruma ve ödediği bedellerin geri alınmasını sağlama adına önemli bir araçtır.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA CAYMA İHTARNAMESİ
Devremülk sözleşmesi ile ilgili bir iptal talebinde bulunmak isteyen tüketici, öncelikle cayma hakkını kullanabilir. Cayma hakkı, Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği çerçevesinde tüketiciye tanınan bir haktır ve sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 14 gün içinde, herhangi bir gerekçe göstermeksizin, cayma hakkını kullanma imkânı sağlar. Bu, devremülk iptali için hızlı bir çözüm olabilecek bir seçenektir ve cayma talebini yazılı olarak bildirmek gerekir.
Cayma İhtarnamesi, devremülk iptalinde önemli bir ilk adımdır. Bu ihtarname, devremülk sözleşmesinden caymak isteyen tüketicinin, satıcı firmaya yaptığı yazılı başvuru olarak değerlendirilir. Cayma hakkını kullanabilmek için sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 14 gün içinde yazılı bir şekilde cayma ihtarnamesi gönderilmesi gerekir. Bu süre içinde yapılan cayma, cezaî bir bedel ödenmeden, kayıtsız şartsız sözleşmeden dönmeyi sağlar.
Yönetmelik, cayma hakkı konusunda ayrıntılı düzenlemeler içerir ve cayma ihtarnamesi ile yapılacak bildirimin de belirli kurallara uygun olması gerektiğini vurgular. Devremülk iptali davası açmadan önce cayma hakkını kullanmak, özellikle satıcı firmanın sözleşme şartlarına uymadığı durumlarda, davanın lehine sonuçlanmasını sağlayabilir. Bu nedenle cayma ihtarnamesi, önemli bir adım olarak kabul edilir.
Cayma ihtarnamesinin içeriği, sözleşme yapılmış olan firma yetkililerine gönderilen yazılı bir bildirim olmalıdır. Bu bildirimde, tüketici sözleşmeden cayma niyetini açıkça belirtir ve cayma hakkının kullanılacağını ifade eder. Cayma ihtarnamesinde belirtilmesi gereken unsurlar şunlardır:
- Sözleşmenin kurulduğu tarih,
- Tüketicinin cayma hakkını kullandığı tarih,
- Satıcıya gönderilen cayma bildiriminin içeriği.
Yönetmeliğin 8/2. maddesine göre, satıcı veya sağlayıcı, sözleşmenin kurulduğu anda cayma formunu tüketiciye yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcı ile sunmak zorundadır. Cayma ihtarnamesi bu form üzerinden yapılabilir. Ancak, çoğu zaman satıcı firmalar, bu formu tüketiciye vermediği için, tüketici cayma hakkından habersiz olabilir. Eğer satıcı, bu yükümlülüğünü yerine getirmemişse, 14 günlük cayma süresi geçerli olmayabilir ve bu durum, devremülk iptali davası için bir gerekçe oluşturur.
Cayma ihtarnamesi gönderildikten sonra, satıcının belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda, cayma hakkı geçerli olmamaktadır. Bu durumda, tüketici devremülk iptali davası açarak, sözleşmenin geçersizliği konusunda yasal yollara başvurabilir. Ayrıca, cayma hakkı kullanılsa dahi, satıcı firmalar tüketiciye ödemeleri iade etmeyebilir ya da faizi işletebilir. Bu durumda, devremülk iptali davası ile tüketici ödediği bedeli geri alabilir.
Cayma ihtarnamesi, devremülk sözleşmesinden cayma sürecinin başlatılması için kritik bir adımdır. Ancak, satıcının cayma formunu eksik veya yanlış vermesi durumunda, tüketici devremülk iptali davası açarak sözleşmenin iptalini talep edebilir.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA ARABULUCULUK
Devremülk iptali davasında arabuluculuk, son yıllarda hukuk sistemimizde önemli bir konu haline gelmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, tüketici hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar için arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir. Bu düzenleme, tüketici ile ilgili sorunlar yaşandığında, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmasını zorunlu hale getirmiştir. Ancak, devremülk iptali davası özelinde bu düzenlemenin nasıl işleyeceği, hukuki bir tartışma konusu olmuştur.
TÜKETİCİ HUKUKU VE DAVA ŞARTI ARABULUCULUK
6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesinin 1. fıkrasının (d) bendine göre, tüketici işlemleri kapsamında olan uyuşmazlıklar için dava şartı olarak arabuluculuk uygulanır. Bununla birlikte, söz konusu maddenin son haliyle yapılan değişiklik, taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar için arabuluculuk zorunluluğunu kapsam dışında tutmaktadır. Bu düzenleme ışığında, devremülk davası, taşınmazın aynından doğan bir uyuşmazlık olduğu için arabuluculuk şartına tabi değildir. Yani, devremülk davası için arabuluculuk başvurusu yapılmadan doğrudan dava açılabilir.
KAT MÜLKİYETİ KANUNU VE ARABULUCULUK
Ancak, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda 28/3/2023 tarihinde yapılan değişiklikle, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan bazı uyuşmazlıkların da dava şartı arabuluculuk kapsamına alındığı belirtilmiştir. Bu düzenleme, devremülk ile ilgili uyuşmazlıkları da kapsayabilir. Çünkü devremülk hakkı, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda düzenlenen bir konu olup, bu kanundan doğan bir hak olduğu için, bu uyuşmazlıklar arabuluculuk kapsamına girebilir.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA ARABULUCULUK ZORUNLULUĞU
Bu açıklamalar doğrultusunda, devremülk iptali davası konusunda arabuluculuk zorunluluğunun varlığı tartışmalı bir hale gelmiştir. Eğer uyuşmazlık 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde değerlendirilirse, arabuluculuk bir dava şartı olarak kabul edilebilir. Fakat, 6502 sayılı Kanun’daki istisnalar dikkate alındığında, devremülk davası için arabuluculuk başvurusu gerekli olmayabilir.
Devremülk davası açmadan önce, arabuluculuk sürecinin başlatılması tüketici açısından önemli bir adım olabilir. Arabuluculuk süreci, tarafların uzlaşmasını sağlamak amacıyla yapılan bir çözüm yöntemidir. Bu süreç, devremülk davası açmadan önce hukuki yolları tükenmeden uyuşmazlıkları çözme fırsatı sunar. Eğer arabuluculuk sürecine başvurulmazsa, ilerleyen süreçte devremülk davası açıldığında arabuluculuk şartının yerine getirilmediği için devremülk davası reddedilebilir veya hak kaybına yol açabilir.
Devremülk davası, arabuluculuk açısından tartışmalı bir konu olmakla birlikte, yasal değişiklikler ve düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, her durumda arabuluculuk yolunun tüketilmesi faydalı olacaktır. Bu sayede, devremülk davası açılmadan önce arabuluculuk süreci ile çözüm aranabilir ve devremülk davası şartı arabuluculuk kapsamına girilmeden hukuki süreç başlatılabilir. Bu konuda dikkatli olunmalı, taraflar arasında arabuluculuk sürecinin başlaması sağlanmalı ve yasal gereklilikler yerine getirilmelidir.
Devremülk iptali davası için arabuluculuk sürecinin dikkate alınması ve uygulamaya geçirilmesi, tarafların çıkarlarını koruyacak ve olası hak kayıplarının önüne geçecektir.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME
Devremülk iptal davası bakımından görevli mahkeme, Tüketici Mahkemesi’dir. Bu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenen bir düzenlemedir.
Devremülk, tüketicinin bir tür tatil hakkı edinmesini sağlayan, belirli süreler için konaklama hakkı sunan bir taşınmaz hakkıdır ve bu tür sözleşmeler, tüketici işlemleri kapsamında yer alır. Dolayısıyla, devremülk davası, tüketici hukuku çerçevesinde değerlendirilir ve bu nedenle Tüketici Mahkemesi’nde açılmalıdır. Tüketici Mahkemesi kurulmayan yerlerde devremülk davası Asliye Hukuk Mahkemesi Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakmalıdır.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME
Devremülk iptal davası, taşınmazın aynından kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesi gereği, devremülk davası taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Yani, devremülkün bulunduğu il veya ilçedeki mahkeme, devremülk davasına bakmakla yetkilidir.
Örneğin, devremülk İstanbul’da ise İstanbul Mahkemesi; İzmir’de ise İzmir Mahkemesi devremülk davasına bakacaktır. Ayrıca, yetkisiz mahkemeye başvurulması durumunda, devremülk davasında yetkisizlik sebebiyle devremülk davasının reddedilmesine karar verilecektir. Bu nedenle, doğru mahkemeye başvurulması önemlidir.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVA DİLEKÇESİ
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
ANKARA ………. MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DAVACI : ………………. (T.C: ………………)
ADRES
VEKİLİ :
DAVALI : ………………. (T.C: ………………)
ADRES
KONU : /…/… tarihli devre mülk sözleşmesinin iptali ile müvekkilimizce ödenen ……… TL’nin davalıdan tahsili talep dilekçesidir.
AÇIKLAMALAR :
- Müvekkil ile davalı arasında ../../.. tarihinde imzalanan sözleşme (EK-1) ile, … ili, … ilçesi, … ada … parselde bulunan devre mülkün … hafta kullanım hakkı karşılığında, …-TL ödeme yapılmıştır.
- Müvekkil, sözleşme imzalandıktan sonra yasal süresi içerisinde cayma hakkını kullanmak istemiş ve ../../.. tarihinde, …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi (EK-2) ile davalı tarafa cayma hakkını kullandığını bildirerek, ödenen …-TL’nin iadesini talep etmiştir. Ancak, davalı tarafça müvekkilin ihtarına herhangi bir cevap verilmediği gibi, ödenen bedel de iade edilmemiştir.
- Müvekkilin hakları Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında korunmaktadır. Bu sebeple, sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin faizi ile iadesi için işbu davanın açılması zaruri hale gelmiştir.
HUKUKİ SEBEPLER:
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER:
- ../../.. tarihli Devre Mülk Sözleşmesi (EK-1),
- …. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi (EK-2),
- Tanık beyanları ve diğer yasal deliller.
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
- ../../.. tarihli devre mülk sözleşmesinin iptaline,
- Müvekkil tarafından ödenen …-TL’nin, ../../.. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine,
Karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.
EKLER:
- ../../.. tarihli Devre Mülk Sözleşmesi,
- …. Noterliği’nin … Yevmiye Numaralı İhtarname.
DAVACI VEKİLİ
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI SONRASI İCRA TAKİBİ
Devremülk davası sonrası icra takibi, devremülk sözleşmesinin iptal edilmesinin ardından, satıcı firmaya ödenmiş olan bedellerin, peşinatların veya diğer ödemelerin geri alınması amacıyla başvurulan bir yoldur. İptal edilen devremülk sözleşmesiyle ilgili ödeme yapan tüketici, bu ödemelerin iade edilmesini talep edebilir. Ancak, satıcı firma iade yapmazsa veya ödeme yapmayı reddederse, icra takibi başlatılabilir.
İcra takibi süreci şu şekilde işler:
- İcra Takibi Başlatma: Tüketici, devremülk iptalinden sonra ödemelerin iade edilmesi için önce satıcıya ihtarname gönderir. Eğer satıcı ödeme yapmazsa, icra takibi başlatılabilir. İcra takibi, icra dairesine başvurularak ödenmeyen bedellerin tahsil edilmesi amacıyla yapılır.
- İcra Takibine İtiraz: Satıcı, ödeme yapmayı reddederse ve icra takibine karşı itiraz ederse, bu durumda icra takibi durabilir ve konu mahkemeye taşınabilir. Ancak, itiraz reddedildiği takdirde, icra takibi devam eder.
- İcra Emri ve Ödeme: İcra dairesi, ödeme yapılmasını sağlamak için bir icra emri gönderir. İcra emri, borçluya ödeme yapması için belirli bir süre verir. Borçlu ödeme yapmazsa, icra dairesi borçlunun mal varlıklarına haciz koyabilir.
Devremülk davası sonrasında başlatılan icra takibi, tüketicinin haklarını koruyabilmesi için önemli bir yoldur ve avukat aracılığıyla sürecin düzgün işlemesi sağlanabilir. Devremülk davası gibi davalarda hukuki destek almak, süreçlerin doğru ve hızlı şekilde ilerlemesini sağlar.
DEVREMÜLK İPTALİ DAVASI SONRASI TAPU İADESİ
Devremülk davası sonrası tapu iadesi, devremülk sözleşmesinin iptal edilmesinin ardından, tapu kaydında yer alan devremülk hakkının iptal edilmesi ve tapu kaydının eski haline getirilmesi sürecidir. Devremülk sözleşmesinin geçerli bir şekilde iptal edilmesinden sonra, tapu üzerinde devremülk alıcısının adı yer almakta olduğu için, mahkeme kararı doğrultusunda tapu kaydındaki değişiklik yapılır. Bu süreç şu şekilde işler:
- Devremülk Davası Sonucu Mahkeme Kararı: Mahkeme, devremülk sözleşmesinin geçersiz olduğuna karar verir ve devremülk hakkının iptal edilmesine hükmeder. Bu karar, devremülk alıcısının mülkiyet hakkını sona erdirir.
- Tapu İptali İçin Mahkeme Kararı: Mahkeme kararı, tapu sicilinde devremülk hakkının iptal edilmesi için resmi bir dayanak oluşturur. Bu kararın ardından, tapu sicil müdürlüğüne başvurulur ve mahkeme kararı ile devremülk hakkının iptal edilmesi talep edilir.
- Tapu Sicilinde Düzeltilmesi: Tapu sicil müdürlüğü, mahkeme kararını ve gerekli belgeleri inceleyerek tapu kaydındaki devremülk hakkını iptal eder. Bu işlemle, devremülk alıcısının ismi tapu kaydından silinir ve sözleşme hükümsüz hale gelir.
- İade Edilen Mülkiyet Durumu: Tapu kaydının düzeltilmesiyle birlikte, devremülk hakkı iade edilmiş olur. Eğer devremülk alıcısına herhangi bir ödeme yapılmışsa, bu ödemelerin iadesi için de ayrıca icra takibi veya mahkeme kararına başvurulabilir.
Tapu iadesi, devremülk davası sonrası alıcıya devremülk hakkının geri verilmesi anlamına gelir ve tapu sicilindeki değişiklik, hukuki olarak devremülk hakkının sona erdiğini gösterir. Tapu iadesi işlemi, tüketicinin mülkiyet hakkını geri kazanabilmesi için önemli bir adımdır. Bu süreçte bir gayrimenkul avukatı rehberliği almak, işlemlerin doğru şekilde yürütülmesini sağlar.
DEVREMÜLK İPTALİ EMSAL MAHKEME KARARLARI
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 27.04.2017T. 2016/17648 E., 2017/5158 K.
“Davacı, davalı ile 05/07/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 05.07.2015 tarihli 15.000,00 TL devremülk sözleşmesinin iptalini ve sözleşme sebebiyle imzaladığı senetlerin iptalini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile; Taraflar arasında imzalanan 05/07/2015 tarih İD 202004 Sayılı devremülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 15.000,00-TL bedelli borç senetleri bakımından davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 05.07.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme sebebiyle düzenlenen senetlerin iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır…
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 263,25 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 04.05.2017T. 2016/20024 E., 2017/5525 K.
“Davacı, davalı ile 02/08/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 02.08.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın KABULÜNE, taraflar arasında imzalanan 02/08/2015 tarihli, sözleşme no: ID 202426 olan … … A.Ş. … … Termal Resort devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Sözleşmeye bağlı olarak yapılan sözleşmenin 4. maddesinde düzenlenen 37 adet senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, 02.08.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 02.08.2015 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme tarihi itibariyle 6502 sayılı yasanın yürürlükte olduğu, 50.maddenin 9.fıkrasına göre devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı düzenlenmiş olduğu, davacı tarafın sözleşmenin iptali için dava açtığı, henüz devir veya teslim olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir…
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 341,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
KONAKLAMA YAPILDIĞI İÇİN DAVA REDDEDİLİR Mİ?
Devremülk davasında konaklama yapılmış olması, davanın reddine sebep teşkil etmez. Yani, tüketicinin devremülk hakkını iptal ettirmek istemesi ve buna ilişkin dava açması, devremülk kullanımına başlanmış olsa dahi engellenmez. Ancak, konaklama yapılması, yalnızca cayma hakkı kapsamında önemli bir rol oynar. Eğer tüketici, tatil hakkını kullandıktan sonra cayma hakkını kullanmak isterse, 14 günlük süre geçmiş olsa dahi bu süre aşıldığı için doğrudan fesih hakkını kullanmış olamaz. Ancak fesih sebeplerine dayalı bir devremülk davası açmak mümkündür.
DEVREMÜLK AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
Devremülk iptali davası, bir tüketicinin devre mülk sözleşmesinin geçerli bir nedene dayanarak iptalini ve bu sözleşme kapsamında ödediği bedelin geri iadesini talep ettiği hukuki bir süreçtir. Bu davalar, özellikle tüketicinin devre mülk satın alma sürecinde karşılaştığı çeşitli olumsuzluklar veya hukuka aykırı durumlar nedeniyle açılmaktadır. Devremülk iptali davası konusunda alanında uzman Ankara Gayrimenkul Avukatına soru sormak için Avukata sor linkini tıklayarak sorabilirsiniz.
DEVREMÜLK AVUKATINDAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.
KAYNAKÇA
- Artuğer, A. (2006). Turistik Bir Ürün Olarak Devre Mülk Ve Devre Tatil Sistemlerinin Turizm Endüstrisi Açısından Değerlendirilmesi (Bodrum Yöresinde Bir Uygulama). Abant İzzet Baysal Üniversitesi.Bolu
- Tunç, S. (2020). Helal Turizm Perspektifinden Termal Devremülk Projelerinin Değerlendirilmesi ve Yeni Bir Kiralama Modeli Önerisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi.İstanbul
- https://www.mevzuat.gov.tr/
- https://www.tkgm.gov.tr/
- https://karararama.yargitay.gov.tr/