Ecrimisil davası, bir mal sahibinin izni olmadan taşınmazının (örneğin arsa, ev veya tarla) haksız şekilde kullanılması sonucu mal sahibine tazminat talep etme hakkını elde ettiği bir dava türüdür.
Bu dava, taşınmazın işgalci tarafından kullanıldığı süre boyunca elde edilmesi mümkün olan gelirlerin veya taşınmazın kullanılması nedeniyle mal sahibinin mahrum kaldığı kazancın tazmini amacıyla açılır. Ecrimisil tazminatı, bir tür “haksız işgal tazminatı” olarak da adlandırılabilir.
Davada, mal sahibi, taşınmazın haksız işgal altında olduğunu kanıtlamak ve işgal nedeniyle uğradığı zararın miktarını ispatlamak zorundadır. Mahkeme, tazminat miktarını taşınmazın niteliğine, kullanım şekline ve bölgedeki kira bedellerine göre belirler.
İçindekiler
- ECRİMİSİL DAVASI NEDİR?
- ECRİMİSİL DAVASI AÇMA ŞARTLARI NELERDİR?
- ECRİMİSİL DAVASI SÜRECİ
- MİRASÇILAR ARASINDA ÇIKAN HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI DAVALARI
- ECRİMİSİL DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
- DEVLET MALININ KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI
- ECRİMİSİL DAVASI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- ECRİMİSİL DAVASI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
- ANKARA GAYRİMENKUL AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- BU KONUDA BELIRLEYECEĞINIZ GÜN VE SAATTE AVUKATTAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
ECRİMİSİL DAVASI NEDİR?
Ecrimisil davası, Türk hukuk sisteminde taşınmaz mal sahiplerini haksız kullanımlara karşı korumak amacıyla düzenlenmiş önemli bir dava türüdür. Ecrimisil davası, bir taşınmazın mal sahibinin izni olmadan başkaları tarafından kullanılması durumunda, mal sahibinin uğradığı zararları tazmin etmek amacıyla açılır. Ecrimisil, kelime anlamı olarak “işgal tazminatı” ya da “haksız işgal bedeli” anlamına gelir. Bu nedenle, ecrimisil davası, taşınmazın sahibine, taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle oluşan zararların karşılanması için bir talep hakkı sağlar.
ECRİMİSİL DAVASININ HUKUKİ DAYANAĞI
Ecrimisil davası, Türk hukukunda temel olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’a dayanmaktadır. Bu davanın amacı, mal sahibinin zararını gidermek ve taşınmaz üzerindeki haklarını koruma altına almaktır. Özellikle Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme hükümleri, ecrimisil davası açılmasında önemli bir hukuki çerçeve oluşturur.
Ecrimisil davası, yalnızca haksız işgal durumlarında söz konusu olur. Haksız işgal, taşınmazın mal sahibinin rızası olmadan veya herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadan başkaları tarafından kullanılması durumudur. Örneğin, bir arsanın komşu tarafından izinsiz olarak kullanılması veya bir evin sözleşme olmadan oturulması gibi durumlar ecrimisil davası açılmasına neden olabilir.
ECRİMİSİL DAVASI HANGİ DURUMLARDA AÇILIR?
Ecrimisil davası, aşağıdaki durumlarda gündeme gelir:
- Haksız İşgal: Taşınmazın sahibinin izni olmadan kullanılması durumudur. Örneğin, bir arsanın başkası tarafından tarım arazisi olarak kullanılması.
- Kira Sözleşmesi Dışında Kullanım: Kiracının kira süresi bittikten sonra taşınmazı kullanmaya devam etmesi.
- Ortak Mülkiyetin İhlali: Ortak mülkiyet durumunda, bir paydaşın diğer paydaşların rızası olmadan taşınmazı tek başına kullanması.
- Kamulaştırmasız El Atma: Devlet veya belediyenin, kamulaştırma işlemi yapılmadan bir taşınmaza müdahale etmesi.
Bu gibi durumlarda, mal sahibi ecrimisil davası açarak uğradığı zararın tazmin edilmesini talep edebilir.
ECRİMİSİL DAVASI AÇMA ŞARTLARI NELERDİR?
Ecrimisil davasının açılabilmesi için belirli şartların oluşması gerekir. Bu şartlar şu şekilde özetlenebilir:
- Taşınmazın Maliki Olma: Haksız işgal tazminatı davası açabilmek için öncelikli koşul, davayı açan kişinin taşınmazın yasal maliki olmasıdır. Malik sıfatı, taşınmazın tapu kaydı ile belgelenir. Tapu kaydı, kişinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını ispat eden en güçlü delildir. Ayrıca, tapu kaydı yoksa ancak miras yoluyla mülkiyet devri gibi özel durumlar mevcutsa, bu durumun da hukuki olarak belgelenmesi gerekir. Haksız işgal tazminatı talebinde bulunan malik, taşınmazın kullanım hakkına sahip olduğunu ispat edemediği takdirde davası reddedilecektir.
- Haksız Kullanım: Haksız işgal tazminatı davası için ikinci şart, taşınmazın malikin rızası dışında kullanılmasıdır. Haksız kullanım, bir taşınmazın hukuki bir ilişkiye dayanmaksızın işgal edilmesi veya kullanılması durumunu ifade eder. Örneğin, kira sözleşmesi sona ermiş bir taşınmazın, kiracı tarafından malikin izni olmadan kullanılmaya devam edilmesi tipik bir haksız kullanımdır. Aynı şekilde, bir taşınmazın malikinin haberi olmadan başka kişiler tarafından işgal edilmesi de haksız kullanım kapsamında değerlendirilir. Bu tür durumlarda, taşınmazı işgal eden kişi kötü niyetli kabul edilerek haksız işgal tazminatı ödemekle yükümlü hale gelir.
- Fiili Kullanım: Haksız işgal tazminatı talep edebilmek için, taşınmazın haksız kullanımının fiili olarak gerçekleşmiş olması gereklidir. Yani, sadece teorik ya da olası bir işgal değil, somut ve belgelenebilir bir işgal veya kullanım durumu mevcut olmalıdır. Örneğin, taşınmazın bir kısmının izinsiz olarak tarım amacıyla kullanılması, bina inşaatı için işgal edilmesi veya ticari bir faaliyet için faydalanılması, fiili kullanımın varlığına örnek teşkil eder. Fiili kullanımın kanıtlanabilmesi için taşınmazın fiziksel işgalini veya kullanımını gösteren tanık ifadeleri, fotoğraflar, drone görüntüleri veya diğer somut deliller kullanılabilir. Fiili kullanım olmadan haksız işgal tazminatı talebinde bulunulamaz.
- Zararın Kanıtlanması: Haksız işgal tazminatı talep edilebilmesi için malikin, taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle maddi zarar gördüğünü ispat etmesi gerekir. Bu zarar, taşınmazın malikinin o taşınmazdan elde etmeyi beklediği gelir ya da kullanım avantajını kaybetmesi ile ölçülür. Örneğin, tarımsal amaçla kullanılan bir arazi haksız bir şekilde işgal edildiyse, malik bu araziden elde edilebilecek mahsulün değerini zarar olarak gösterebilir. Zararın kanıtlanması için bilirkişi raporları, tarım ürünlerinin piyasa fiyatları, bölgedeki emsal kira bedelleri gibi veriler kullanılabilir. Ayrıca, zarar sadece ekonomik kayıplarla sınırlı olmayabilir; malik, taşınmazın kullanımının engellenmesi nedeniyle yaşadığı dolaylı kayıpları da dava kapsamında ileri sürebilir. Haksız işgal tazminatı davasında zarar ve haksız kullanım arasındaki nedensellik bağı, mahkeme tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenir.
Ecrimisil davası, bu şartların bir arada bulunması durumunda açılabilir. Mahkeme, ecrimisil davasında taşınmazın kullanım şekli, bölgedeki emsal kira bedelleri ve taşınmazın niteliklerini dikkate alarak bir karar verir.
ECRİMİSİL DAVASI SÜRECİ
Ecrimisil davası açma süreci, şu adımları içerir:
- Dava Dilekçesi Hazırlama: Ecrimisil davası açmak isteyen mal sahibi, öncelikle bir dava dilekçesi hazırlamalıdır. Bu dilekçede, taşınmazın işgal durumu, işgal süresi ve uğranılan zarar detaylı şekilde belirtilmelidir.
- Yetkili Mahkeme: Ecrimisil davası, taşınmazın bulunduğu yerin Asliye hukuk mahkemesinde açılır.
- Delillerin Sunulması: Mal sahibi, taşınmazın haksız kullanımını ve uğradığı zararı kanıtlayan belgeleri mahkemeye sunmalıdır. Tapu kayıtları, tanık beyanları, emlak değerleme raporları gibi deliller bu süreçte önemlidir.
- Mahkeme İncelemesi: Mahkeme, taşınmazın bulunduğu bölgede bilirkişi incelemesi yaptırarak tazminat miktarını belirler. Bu süreçte taşınmazın kullanım şekli, emsal kira bedelleri ve işgal süresi dikkate alınır.
- Karar: Mahkeme, elde edilen deliller ve bilirkişi raporları doğrultusunda tazminat miktarını belirleyerek karar verir.
ECRİMİSİL DAVASINDA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
Ecrimisil davası sürecinde bilirkişi incelemesi önemli bir rol oynar. Bilirkişi, taşınmazın özelliklerini, kullanım şekillerini ve emsal kira bedellerini dikkate alarak bir rapor hazırlar. Bu rapor, mahkemenin tazminat miktarını belirlemesinde temel alınır. Bilirkişi incelemesi sırasında şu unsurlar değerlendirilir:
- Taşınmazın niteliği (arsa, bina, tarla vb.)
- Kullanım şekli (konut, ticari, tarım amaçlı vb.)
- Bölgedeki emsal kira bedelleri
- İşgal süresi
Bu unsurlar, ecrimisil davasında tazminat miktarını belirlemede kritik öneme sahiptir.
ECRİMİSİL DAVASININ SÜRESİ
Ecrimisil davası, mahkemelerin iş yüküne ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak değişen sürelerde sonuçlanabilir. Genellikle bu tür davalar, 1 ila 2 yıl arasında sonuçlanır. Ancak dava sürecinin uzamasına neden olabilecek bazı etkenler şunlardır:
- Tarafların delil sunma süresi
- Bilirkişi raporunun hazırlanma süresi
- İtiraz ve temyiz süreçleri
Mahkeme, dava sürecini hızlandırmak için taraflardan gerekli belgeleri zamanında sunmalarını talep eder.
ECRİMİSİL DAVASINDA ZAMAN AŞIMI
Ecrimisil davası, 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Bu süre, taşınmazın haksız kullanımının sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Mal sahibinin, bu süre içinde dava açmaması durumunda tazminat talep etme hakkı sona erer.
Ecrimisil davası, taşınmaz mal sahiplerinin haklarını koruma altına almak ve haksız işgalleri önlemek amacıyla düzenlenmiş önemli bir hukuki mekanizmadır. Bu dava türü, taşınmazın izinsiz kullanımından doğan zararların giderilmesini sağlarken, taşınmaz mülkiyetine yönelik hukuka aykırı müdahaleleri de engellemeyi amaçlar.
Ecrimisil davası, hem bireyler arasında hem de kamu kurumları ile bireyler arasında sıklıkla görülen bir dava türüdür. Taşınmaz mülkiyetinin korunması ve haksız işgalin önlenmesi açısından ecrimisil davası, Türk hukuk sisteminde önemli bir yere sahiptir. Mal sahipleri, taşınmazlarının haksız kullanımlara karşı korunması ve zararlarının giderilmesi için ecrimisil davasına başvurabilir.
Ecrimisil davası, taşınmazın haksız şekilde kullanılması durumunda mal sahibine maddi haklarını talep etme olanağı sunar. Haksız işgal durumlarında hızlı bir şekilde hukuki sürece başvurmak, ecrimisil davasının başarıyla sonuçlanması için kritik öneme sahiptir. Taşınmaz sahiplerinin haklarını etkin bir şekilde korumaları adına, ecrimisil davası açma süreçleri ve hukuki gereklilikler konusunda bilgi sahibi olmaları gerekmektedir.
ECRİMİSİL DAVASINDA TALEP EDİLEBİLECEK TAZMİNATLAR
Ecrimisil davası kapsamında mal sahibi, taşınmazın işgal süresi boyunca elde edilebilecek gelirlerin tazmin edilmesini talep eder. Bu tazminatlar şunları içerebilir:
- Kira Bedeli: Taşınmazın işgal süresi boyunca emsal kira değerine göre hesaplanan tazminat.
- Zarar Bedeli: Haksız kullanım nedeniyle taşınmazda oluşan zararların karşılanması.
- Yoksun Kalınan Kazanç: Taşınmazın işgal edilmesi nedeniyle mal sahibinin elde edemediği gelirlerin tazmini.
Ecrimisil davasında talep edilecek tazminat miktarı, taşınmazın türüne, kullanım şekline ve işgal süresine göre değişir. Örneğin, bir tarla haksız şekilde tarım amacıyla kullanılmışsa, bu tarım faaliyeti sonucu elde edilen gelirlerin bir kısmı mal sahibine ödenmek zorundadır.
MİRASÇILAR ARASINDA ÇIKAN HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI DAVALARI
Miras paylaşımına konu olan ve el birliği mülkiyetine tabi olan taşınmazlarda, ortakların belirli payları bulunmamaktadır. Bunun yerine her bir mirasçı, taşınmazın tamamı üzerinde ortak hak sahibidir. Ancak, bu durum bazen mirasçılar arasında anlaşmazlıklara yol açabilir. Mirasçılardan birinin ya da bir kısmının taşınmazı diğerlerinin rızası dışında kullanması, haksız işgal tazminatı davasına konu olabilir. Ancak böyle bir dava açılabilmesi için “intifadan men” adı verilen şartın yerine getirilmiş olması gerekmektedir.
İNTİFADAN MEN NEDİR?
İntifadan men, kelime anlamıyla “kullanımın reddi” ya da “kullanıma itiraz” anlamına gelir. Hukuki bağlamda, mirasçıların taşınmazın bir kısmını ya da tamamını işgal eden bir diğer mirasçıya, bu kullanımın haksız olduğunu belirterek itiraz etmelerini ifade eder. İntifadan men, haksız işgal tazminatı davasının ön koşullarından biridir. Bu şart, işgal edilen taşınmaz üzerinde hak sahibi olan paydaşın, diğer mirasçıları kullanımdan men ettiğini açıkça ifade etmesini gerektirir. Bu durum, yazılı bir ihtarname ile yapılabileceği gibi, her türlü delil ile ispatlanabilir.
İNTİFADAN MEN ŞARTININ İSTİSNALARI
İntifadan men, genellikle haksız işgal tazminatı davası için gerekli bir ön koşul olsa da bazı durumlarda bu şart aranmaksızın dava açılabilir. Bu istisnai durumlar şunlardır:
Taşınmazın Devlete Ait Olması
Eğer haksız işgal edilen taşınmaz, devletin mülkiyetinde olan bir taşınmaz ise intifadan men ihtarı gerekli değildir. Bu durumda, doğrudan haksız işgal tazminatı talep edilebilir.
Doğal Ürün Veren veya Kiraya Verilebilen Taşınmazlar
İşgal edilen taşınmazın doğal ürün sağlayan bir arazi olması veya kira getirisi sağlayan bir mülk olması durumunda, ihtara gerek duyulmadan dava açılabilir. Çünkü bu tür taşınmazlar, doğrudan ekonomik bir kazanç elde etmeye yöneliktir ve bu kazancın engellenmesi, tazminat hakkını doğurur.
Paydaşlığın İnkar Edilmesi
Haksız işgali gerçekleştiren paydaş, taşınmazın tamamının sahibi olduğunu iddia ediyor ve diğer mirasçıların haklarını tamamen reddediyorsa, intifadan men ihtarı aranmadan haksız işgal tazminatı davası açılabilir. Bu, özellikle ortaklığın yok sayıldığı durumlarda geçerli bir istisnadır.
Paydaşlar Arasında Kullanım Anlaşması Bulunması
Eğer mirasçılar arasında daha önce taşınmazın kullanımına dair bir anlaşma yapılmışsa ve bu anlaşmaya aykırı davranılıyorsa, intifadan men ihtarı gereksiz hale gelir. Örneğin, hangi paydaşın taşınmazın hangi bölümünü kullanacağına dair bir mutabakat varsa ve bu mutabakata uyulmazsa doğrudan dava açılabilir.
Taşınmazla İlgili Hukuki Süreçlerin Başlatılmış Olması
Diğer mirasçılar aleyhine taşınmaza ilişkin açılmış el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi ya da haksız işgal tazminatı davaları gibi hukuki süreçler zaten devam ediyorsa, intifadan men ihtarına gerek duyulmaz. Bu tür davalar, ihtar yerine geçer.
Taşınmazın Kendiliğinden Ürün Getirmesi veya İşletme Olması
İşgal edilen taşınmaz, doğal ürün sağlayan bir arazi ya da gelir getiren bir işletme ise intifadan men ihtarına gerek olmadan haksız işgal tazminatı talep edilebilir. Bu durum, özellikle mirasbırakanın işlettiği işletmelerin işgali için geçerlidir.
ECRİMİSİL DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Ecrimisil taleplerine ilişkin davalarda görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Aynı şekilde, kat malikleri arasında ortaya çıkan ecrimisil anlaşmazlıklarında da davalara bakmakla görevli mahkeme yine Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) kapsamında düzenlenen genel yetki kurallarına göre tespit edilir.
- Haksız fiilin gerçekleştiği yerin mahkemesi
- Zararın oluştuğu veya oluşma ihtimalinin bulunduğu yerin mahkemesi
- Zarar gören kişinin yerleşim yerindeki mahkeme
Ek olarak, ecrimisil davaları taşınmazın aynına ilişkin davalar kategorisine girmediği için, HMK’nin 12. maddesinde yer alan kesin yetki kuralları uygulanmaz. Dolayısıyla, bu tür davalarda kesin bir yetki düzenlemesi bulunmadığından, genel yetki kuralı çerçevesinde, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi de davaya bakma yetkisine sahiptir.
Ecrimisil davasında yetkili mahkemeler şu şekilde özetlenebilir:
- Haksız fiilin işlendiği yerin mahkemesi,
- Zararın meydana geldiği veya oluşma ihtimalinin bulunduğu yerin mahkemesi,
- Zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi,
- Davalının ikametgah adresine bağlı olan genel yetkili mahkeme.
Bu çerçevede, davayı açacak kişinin, dava konusu taşınmazla ilgili zarar ve fiil unsurlarını dikkate alarak, yetkili mahkemeyi belirlemesi gerekmektedir.
DEVLET MALININ KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI
Haksız işgal tazminatı, 2886 sayılı Kanun kapsamında devlete ait taşınmazların izinsiz kullanımı nedeniyle talep edilen bir bedeldir. Bu bedel, geriye dönük olarak en fazla 5 yıllık süre için hesaplanabilir. Önemli bir husus olarak, devletin herhangi bir zarara uğrayıp uğramadığına bakılmaksızın, haksız işgal tazminatı ödenmesi gerekmektedir. Ancak, eğer devlet, izinsiz kullanım nedeniyle bir zarara uğramışsa, işgalciden hem haksız işgal tazminatı hem de zararın giderilmesi için tazminat talep edilebilir.
2886 sayılı Kanun’un 75. maddesi, haksız işgal tazminatı talebinin devletin zarar görmesi şartına bağlı olmadığını açıkça belirtmektedir. Örneğin, bir taşınmazın:
- İzinsiz olarak kullanılması veya faydalanılması,
- Üzerine inşaat, bina veya tesis yapılması,
- Kamu hizmetine tahsisli ya da kiralanmış bir taşınmazın bir kısmının işgal edilmesi,
- Kira, irtifak hakkı veya kullanım izni süresi dolmasına rağmen kullanıma devam edilmesi,
durumlarında haksız işgal tazminatı talep edilir.
Ecrimisil ödenmemesi durumunda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre tahsilat işlemleri yapılır. İdare, haksız işgal tazminatı alacaklarını tahsil etmek için mahkeme kararı almasına gerek duymaksızın işlem başlatabilir. Bu bedel yalnızca Hazine taşınmazlarına değil, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların işgali için de talep edilebilir.
Ecrimisil bedelinin itiraz edilmeden ve rızaen ödenmesi durumunda %20 oranında bir indirim uygulanır. Ayrıca, peşin ödeme yapılırsa %15 ek bir indirim daha yapılmaktadır. Eğer bu ödemeler yapılmazsa, 6183 sayılı Kanun’a göre tahsil süreci başlatılır.
İşgal edilen devlet taşınmazı, idarenin talebi üzerine ilgili mülki amir (ilde vali, ilçede kaymakam) tarafından en geç 15 gün içinde tahliye edilerek devlete teslim edilir.
ECRİMİSİL VE KİRA ARASINDAKİ FARKLAR
Ecrimisil ile kira arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır ve bunlar sıklıkla karıştırılmaktadır:
- Kira, devlet mallarının düzenli bir şekilde yönetilmesini ifade ederken, haksız işgal tazminatı, izinsiz kullanım nedeniyle geçmişe yönelik bir talep olarak ortaya çıkar.
- Kirada taraflar arasında sözleşme bulunur; haksız işgal tazminatı ise işgalcinin rızası dışında talep edilen bir bedeldir.
- Kira geleceğe yöneliktir, haksız işgal tazminatı ise geçmişteki kullanım için istenir.
- Kira borçları İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil edilirken, ecrimisil alacakları Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre tahsil edilir.
- Kira ile ilgili anlaşmazlıklar adli yargıda çözülürken, haksız işgal tazminatı ile ilgili uyuşmazlıklar idari yargıya taşınır.
Haksız işgal tazminatı, devletin taşınmazları üzerindeki izinsiz tasarrufları kontrol altına almak, kamu malını korumak ve hazineye zarar verilmesini önlemek amacıyla uygulanan bir hukuki mekanizmadır. Bu konuda dikkat edilmesi gereken, haksız işgal tazminatı talebinin zarara bağlı olmadığı ve idarenin doğrudan tahsil yetkisine sahip olduğudur.
ECRİMİSİL DAVASI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05.02.2018 T. 2018/389 E., 2018/737 K.
“Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, kooperatiften satın almış oldukları konutun davalı adına olan tescilinin açmış oldukları tapu iptali ve tescil davası sonucunda iptal edilerek kendi adlarına tescil edildiğini ancak davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, aralarında ibra sözleşmesi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasında ibra sözleşmesi düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların çekişmeli 2816 parsel sayılı taşınmazdaki 106 numaralı bağımsız bölüm için … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/816 Esas 2011/474 Karar sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açtıkları, davanın kabulüne karar verilerek kararın Yargıtay 23.Hukuk Dairesince onandığı ve taşınmazın 1/4 pay ile davacı … ve 3/4 pay ile diğer davacı … adına tescil edildiği, taraflar arasında 28.01.2014 tarihli “teslim tutanağı” başlıklı belgenin düzenlendiği kayden sabittir.
Ne var ki, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin içeriği tam olarak tespit edilmemiş, eldeki ecrimisil istekli davanın sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı saptanmamıştır.
Hal böyle olunca, 28.01.2014 tarihli tutanak tanığının çağrılarak dinlenilmesi, belgenin ecrimisil isteğini de kapsayıp kapsamadığının açıklattırılarak sözleşme kapsamının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.11.2019T.2018/4364 E., 2019/10505 K.
“Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, meni müdahale davası yönüden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bir kısım davalılar yönünden ecrimisil davalarının reddine, davacılardan … yönünden ecrimisil davasının kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili davada, vekil edenlerinin dava konusu 383 parsel numaralı taşınmazda 1/9 oranında hissedar malik olduklarını, davalıların müvekkillerinin taşınmazdaki hisselerini kullanmalarına müdahale ederek engel olduklarını, vekil edenlerine taşınmazda sahip oldukları hisselerini kendilerine satmaları hususunda baskı yaptıklarını açıklayarak, davalıların vekil edenlerinin taşınmazdaki 1/9 oranındaki hissesine yönelik müdahalelerinin men’ini ve 2005-2010 yılları arası dönemler için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 3.300,00 TL ecrimisilin 2005 yılından itibaren her yıl için yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesini talep etmiştir
Davalılardan … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan … vekili, davanın reddini savunmuştur….
Somut olayda mahkemece, davalıların dava konusu 383 parsel numaralı taşınmazın ne kadarlık (yüzölçümlü) kısmını kullandıkları, taşınmazda fiili bir paylaşım ve kullanım anlaşmasına dayanan ve uzun zamandan beri süre gelen kullanımın olup olmadığının araştırılması, davalıların kullandığı bölümün ve varsa fiili paylaşım ve kullanım anlaşmasına dayanarak kullanılan taşınmaz bölümlerinin bilirkişilere gösterilip, bilirkişilerden belirtilen hususları içeren, yöntemine göre hazırlanmış ve denetime müsait rapor alınmasından sonra tespit edilen duruma ve dosya kapsamına göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar araştırılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”
ECRİMİSİL DAVASI İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR
1.Ecrimisil nedir?
Ecrimisil, Devletin mülkiyetindeki veya tasarrufundaki taşınmazların, yetkili idarenin izni olmadan işgal edilmesi ya da kullanılması nedeniyle talep edilen tazminattır. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74. maddesine göre, devletin zarara uğraması şartı aranmaksızın haksız işgal tazminatı talep edilebilir.
2.Ecrimisil talep edilebilmesi için Devletin zarara uğraması gerekli midir?
Hayır. Haksız işgal tazminatı talep edilebilmesi için Devletin zarara uğramış olması gerekli değildir. Devlet, izinsiz kullanım durumunda, uğradığı zararı ayrıca talep edebilir. Ancak ecrimisil talebi için zarar şartı aranmamaktadır.
3.Ecrimisil geriye dönük olarak talep edilebilir mi?
Evet, haksız işgal tazminatı geriye dönük olarak en fazla 5 yıl için talep edilebilir. Bu süre, Borçlar Kanunu’nda öngörülen genel zamanaşımı süresiyle sınırlıdır.
4.Ecrimisil ile kira arasındaki fark nedir?
Ecrimisil, mal sahibinin izni olmadan, izinsiz kullanım sonucu talep edilen tazminattır. Kirada ise taraflar arasında bir sözleşme vardır ve kullanım izni rızaen verilmiştir. Ayrıca kira ileriye dönük bir bedel iken ecrimisil, geçmişteki izinsiz kullanımın tazmin edilmesidir.
5.Hangi durumlarda ecrimisil alınır?
Ecrimisil alınabilecek durumlar şunlardır:
- Devlete ait bir taşınmazın izinsiz kullanımı,
- Taşınmaz üzerinde izinsiz yapı, bina veya tesis kurulması,
- Kira, irtifak veya kullanım izni süresinin dolmasına rağmen taşınmazın işgalinin devam etmesi,
- Kamu hizmeti için tahsis edilen taşınmazın bir kısmının izinsiz kullanımı.
6.Ecrimisil ödenmezse ne olur?
Ecrimisil bedeli rızaen ödenmezse, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Bu durumda, ödeme emri düzenlenir ve borçluya tebliğ edilir. Ödeme yapılmadığı takdirde taşınmazın tahliyesi sağlanabilir.
7.Ecrimisil tutarına itiraz edilebilir mi?
Evet, ecrimisil tutarına karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresi, ihbarnamenin tebliğinden itibaren 30 gündür ve idare mahkemesinde dava açılabilir. İtiraz edilmediği takdirde ecrimisil tutarı kesinleşir.
8.Ecrimisil ödenirken indirim uygulanır mı?
Evet, ecrimisil rızaen ödenirse yüzde 20 indirim yapılır. Ayrıca, tazminat peşin ödenirse bu indirime ek olarak yüzde 15 daha indirim uygulanabilir.
9.Ecrimisil tahsilatı için mahkeme kararı gerekli midir?
Hayır, ecrimisil tahsilatı için mahkeme kararı gerekmez. İlgili idare, tespit edilen ecrimisil tutarını doğrudan tahsil edebilir. Ancak, tahliye kararı alınması gerekiyorsa mülki amir (vali veya kaymakam) tarafından karar verilmesi gerekir.
10.Ecrimisil davalarında hangi yargı yolu izlenir?
Ecrimisil davaları, idari bir işlem niteliğinde olduğu için idare mahkemelerinde görülür. Bu durum, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kararlarında da net bir şekilde belirtilmiştir.
ANKARA GAYRİMENKUL AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
BU KONUDA BELIRLEYECEĞINIZ GÜN VE SAATTE AVUKATTAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.