Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde “Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.06.2018 tarihli 2018/3454 E., 2018/7377 K. “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2-Davalı-karşı davacı erkeğin, kadının kabul edilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez.
O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.” kararından da anlaşılacağı üzere hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma özel boşanma sebebidir. Yargıtayın “Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez.” ibaresinden de anlaşılacağı üzere hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davasında önce özel boşanma sebebi araştırılmaktadır.
Kanun bu 3 ayrı durumu tek başlık altında kaleme almıştır. Bunları tek tek incelemek gerekirse;
İçindekiler
- Hayata Kast
- Pek Kötü Davranış
- Onur Kırıcı Davranış
- Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Dilekçesi
- Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Açma Süresi
- Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Görevli Mahkeme
- Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
- Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Affetme
- Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?
- Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği
Hayata Kast
Bir eş diğer eşin hayatına kastedecek bir fiilde bulunursa ve bunu iradesiyle yaparsa bu durumda diğer eş boşanma davası açabilecektir. Bu yönüyle hayata kast, pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma kusura dayanan bir boşanma davasıdır. Bu sebebe dayanarak hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma için öldürme kastı, eşin bilerek ve isteyerek öldürme niyetiyle hareket etmesi halinde var olabilecektir. Ayrıca bu kast ve eylemin bizzat eşe karşı olması gerekmektedir. Eşin ailesine veya yakınlarına yapılan davranış hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası sebebini oluşturmayacaktır. Bu boşanma nedeni de zina da olduğu gibi mutlak bir boşanma sebebidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.03.2018 tarihli 2016/24974 E., 2018/3225 K.
“Davacı, dava dilekçesinde boşanma sebebi olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1) ve hayata kast (TMK m. 162) hukuksal nedenlerini göstererek dava açmış, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebiyle açılan boşanma davasında davacının kusurlu olduğu gerekçesiyle ret kararı verilmiş, cana kast sebebine dayalı dava ile ilgili ise bir karar verilmemiştir. Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m. 297/2). Yasal gereklilik böyleyken davacının cana kast (TMK m. 162) hukuksal nedenine dayalı davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”
kararından da anlaşılacağı üzere boşanmada hayata kast iddiasının araştırılması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Pek Kötü Davranış
Eşlerden her biri diğer eşin kendisine kötü davranması sonrası bu sebebe dayanarak hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma yoluna başvurabilmektedir. Pek kötü muamele denilince eşlerin birbirine karşı hem ruhsal hem fiziksel olarak zarar verici davranış ve tavırlarda bulunması anlamına gelmektedir. Bunun için bu tarz eylemin süreklilik haline dönmüş olması gerekmez. Ancak kasten bu fiilin yapılması gerekmektedir. Hangi fiillerin bu madde kapsamında olduğuna dair kesin bir sıralama yapılamamaktadır. Yargılama sırasında hâkim somut olaya göre değerlendirmede bulunacak ve ona göre takdir edecektir. Ancak birkaç örnek ile açıklanırsa;
- Eşini aç bırakma,
- Eşini odaya kilitleme,
- Eşine dayak atma,
- Sürekli olarak eş ile cinsel ilişkiye girme gibi eşi ruhen ve fiziken yıpratmaya yönelik davranışlar bu gruba girmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarihli 2018/115 E., 2018/12635 K. “1- Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı erkeğe yüklenen fiziksel şiddet vakıasına yönelik tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğundan bu vakıanın ispatlanamadığının, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun, ayrıca davacı kadın ve velayeti anneye verilen ortak çocuk … yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının da kararın kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade edeceğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir. Davacı kadının açtığı davada Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi koşulları oluşmadığı halde, kadının Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” kararında hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma gerçekleşebilmesi için “ağır derecede” vurgusu yapılmış ve her türlü pek kötü davranış veya onur kırıcı davranışı değil “ağır derecede” pek kötü davranış veya onur kırıcı davranışı hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma nedeni kabul etmiştir.
Benzer şekilde Yargıtay 2. Hukuk dairesinin 25.01.2022 tarihli 2021/9923 E., 2022/492 K.:
“Davacı-karşı davalı kadın tarafından pek kötü ve … kırıcı davranış (TMK m. 162) olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanma (TMK m. 166/1) talep edilmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, dava ve karşı davanın Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi gereğince kabulü ile tarafların TMK 166/l. maddesi uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine, kadının TMK m.162’ ye dayalı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından TMK m.162’ye dayalı davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet, yargılama giderleri, vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, kadın yararına toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların diğer istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı erkeğin, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve … davranış niteliğindedir. O halde, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü gerekirken reddi doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” kararında da “davalı-karşı davacı erkeğin, eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve … davranış niteliğindedir” denilerek hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada fiziksel şiddetin ve hakaretin boşanma nedeni olduğuna vurgu yapılmıştır.
Onur Kırıcı Davranış
Özellikle toplum içinde eşlerden her birinin diğerine, kişinin onurunu kırıcı olarak davranması hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davasında bir boşanma sebebi olarak sayılmıştır. Onur kırıcı davranışın varlığı için de kast şarttır.
Eşine karşı toplum içerisinde küçük düşürücü söz söyleme yahut eşi küçük düşürücü davranma onur kırıcı davranış olarak sayılmaktadır. Onur kırıcı davranış olarak birkaç örnek vermek gerekirse;
- Toplum içinde eş tarafından hakarete uğrama,
- Evden kovulma,
- Sürekli olarak hakarete uğraması ya da eşin sövmesi
- Eşin aleyhine iftira atılması gibi eylemler onur kırıcı davranış olarak nitelenmektedir
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.03.2019 tarihli 2018/3710 E., 2019/3251 K. “ 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda; Antalya 7. Aile Mahkemesi 15.06.2017 tarihli ve 2016/231 esas, 2017/573 karar sayılı ilamı ile davacı-davalı kadının aşırı kıskanç olduğu, davalı-davacı erkeğin kardeşleri ile telefonda görüşmesini bile sorun haline getirdiği, sürekli olarak eşinin yüzünde gül olduğunu, çirkin olduğunu, yaşlı ve kısır olduğunu söylediği, davalı-davacı erkeğin ise kız kardeşinin davacı-davalı kadını evden kovmasına sessiz kaldığı gerekçesi ile taraflar eşit kusurlu bulunarak kadının ve erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak açtıkları boşanma davalarının kabulüne, kadının onur kırıcı davranış sebebiyle açtığı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2017/1822 esas, 2018/346 karar sayılı ilamı ile erkeğin kusurlu davranışlarının Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde belirtilen nitelikte olmadığı, ilk derece mahkemesince kadının onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebi yönünden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ilişkin olarak açtığı boşanma davalarında ise; “Davalı-davacı kocanın ailesinin evlilik birliğine müdahalesine ve kardeşlerinin eşini evden kovmalarına sessiz kaldığı, davalı-davacı kadınında eşine hakaret ve aşağılayıcı sözler söylediği, ilk derece mahkemesinin eşit kusur belirlemesinin ve kararının doğru olduğu ” şeklinde gerekçe ile taraflar eşit kusurlu bulunarak tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadına yüklenen kusurların yanında davacı-davalı kadının, davalı-davacı eşine karşı kıskançlık da gösterdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Tarafların eşit kusurlu oldukları yönündeki kusur belirlemesi doğru değil ise de; boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir” kararında hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada “kıskançlık” vurgusu yapılmış ve kıskançlıkta da hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada kusur sayılmıştır.
Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Dilekçesi
Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma dilekçesi, eşlerden birinin diğerine karşı aşağılayıcı, küçük düşürücü veya hakaret içeren davranışlar sergilemesi sonucunda açılan boşanma davasında kullanılan resmi başvuru dilekçesidir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma dilekçesinde, onur kırıcı davranışlar detaylı şekilde açıklanarak, bu tür davranışların evlilik birliğini temelinden sarsması gerekçesiyle boşanma talep edilir. Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma dilekçesinde, hakaret, aşağılama, alay etme gibi kişilik haklarına saldırı niteliğindeki olaylar belirtilir ve bu davranışların boşanma sebebi olarak gösterildiği açıklanır. Ayrıca, onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma dilekçesi birlikte mahkemeye sunulacak deliller ve tanıklar da önemlidir.
Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Açma Süresi
Kanun bu eylemlere dayanarak hayata kast, pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açılması bakımından da eyleme yönelik olarak süreler öngörmüştür. Buna göre;
Eş olayın öğrenilmesinden altı ay içerisinde veya her halde beş yıl içinde hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talep etmezse bu hakkından vazgeçmiş sayılır. Eşinin bu davranışını öğrenen taraf, öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açmazsa, artık bu olaya dayalı bir boşanma davası açamaz. Benzer şekilde, Eşin eylemi 5 yıldan daha eski bir tarihte gerçekleştiyse, örneğin 6 yıl önce olmuşsa diğer eşin bu eylemi nedeniyle hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açılamaz. Bu süreler, hak düşürücü sürelerdir; yani karşı taraf bu konuda bir savunma yapmasa bile zaman aşımı defi gibi sonuç doğurmaz, hâkim tarafından kendiliğinden gözetilir
Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Görevli Mahkeme
Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davasında görevli mahkeme Aile mahkemesidir. Aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla davalarda görevlidir. Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında boşanma dilekçesi hazırlamak için uzman bir boşanma avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.
Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davasında yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya eşlerin son 6 ayda birlikte oturdukları yer mahkemesi yetkilidir.
Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Affetme
Zina sebebiyle boşanma davasında olduğu gibi hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada da af kavramı düzenlenmiştir. Affetmenin varlığını kabul etmek için kesin ve koşulsuz bir irade beyanı veya en azından affı açıkça gösteren somut bir davranışın mevcut olması gereklidir Eşlerden birinin kendisine karşı yapılan bu fiili affetmesi halinde hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası açma hakkı düşecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.02.2018 tarihli 2018/1054 E., 2018/2622 K. “Davacı kadın Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca boşanma talep etmiş, davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davacı kadının boşanma davasına dayanak yaptığı ceza yargılamasında şikâyetten vazgeçmesi ve tarafların yargılama sırasında bir araya gelmeleri nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve … 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/640 esas ve 2016/15 karar sayılı dosya münderecatından da anlaşıldığı üzere, ceza yargılamasına konu iki ayrı zamanda vukuu bulan erkek tarafından kadına uygulanan iki ayrı fiziksel şiddet eylemlerinden, 13.03.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra tarafların bir araya geldikleri anlaşılmakta ise de en son yaşanan 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet olayından sonra ayrıldıkları, bir araya geldiklerinin mevcut delil durumuna göre ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikâyetten vazgeçmesi erkeği cezadan kurtarmaya yönelik olup, erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır.
Kaldı ki, davalı tarafın 31.05.2015 tarihli fiziksel şiddet eyleminden sonra affa ilişkin somut delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine 31.05.2015 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğunun (TMK m. 162) kabulü zorunlu hale gelmiştir.
Öyleyse, Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayalı olarak açılan iş bu davanın kabulü gerekirken, reddi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.” kararından da anlaşılacağı gibi hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada “affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır.” ibaresi ile hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmada affın kabul edilebilmesi için kesin ve koşulsuz bir irade beyanı veya en azından affı açıkça gösteren somut bir davranışın mevcut olması gereklidir.
Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm avukatların iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Ankara’da bir boşanma avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden avukatların iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ancak, burada yer alan bilgiler sadece iletişim bilgilerini sağlanmakta olup hangi avukatın hangi alanda uzmanlaşmış olduğunu veya aktif faaliyet gösterip göstermediğini belirtmemektedir. Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma sebebiyle açılacak davalarda da uzman bir boşanma avukatı süreci sizin adınıza kolaylaştıracaktır.
En İyi Ankara Boşanma Avukatları Akademik Hukuk & Danışmanlık’ta
Ankara boşanma avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara boşanma avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara nafaka avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Hayata Kast Pek Kötü Davranış veya Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Dilekçe Örneği
……NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ’ ne
DAVACI: …………………. (TC……………….. )
Adres
VEKİLİ:
DAVALI: …………………. (TC………………. )
Adres
KONU: Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma, nafaka ve tazminat istemlerimizi içerir dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR:
1-Müvekkilemiz, davalı eşiyle …/…/… tarihinde evlenmiştir. Tarafların bu evliliklerinden …………adında bir çocukları bulunmaktadır. Çocuk ……yaşında olup, anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duymaktadır.
2- Davalı eş, karakter olarak çok zor bir kişilik yapısına sahip olup, çevresinde de huysuz ve geçimsiz biri olarak tanınmaktadır.
3-Davalı eş alkol problemi yaşamakta eve sık sık geç saatlerde gelmektedir. Davalı eşin eve alkollü geldiği zaman sürekli bağırarak ve diğer apartman sakinlerini de rahatsız ederek huzursuzluk çıkartmaktadır.
4- Davalı eş ekonomik durumunun bozulmasının sebebi olarak eşini ve çocuğunu suçlamakta ve sık sık eşine ve çocuğuna şiddet uygulamakta ve eşine pek kötü davranmaktadır. Ayrıca davalı eş eve alkollü geldiği zamanlarda müvekkil eşin kadınlık onurunu ayaklar altına alan hakaretlerde bulunmaktadır. Bu konu hakkında tanık beyanları EK’tedir
5- Davalı eş …../…../…. Tarihinde müvekkil …….bıçak ile saldırarak hayatına kast etmiş müvekkil ……. Yardım çığlıklarını duyan komşular tarafından hayatı kurtarılmıştır. Müvekkil aynı tarihte gece saat ….. polis karakoluna giderek şikayette bulunmuştur. Şikâyet tutanağı ve ………… hastanesinden alınan darp raporu Ek’tedir.
6- Müvekkil ………. Ev hanımı olup maddi bir geliri yoktur. Yaşanan olaydan ötürü ailesini yanında kalmaktadır. Müşterek evlilikten doğan ……….. isimli çocuk ta müvekkil ile birlikte kalmaktadır. Bu sebeple hem müvekkil için …………. TL hem de müşterek çocuk için …………. TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ediyoruz.
7- Müvekkilin yaşadığı bu durum sebebiyle uğradığı maddi zararlar ve manevi yıkım için , ayrıca … TL maddi, … TL manevi olmak üzere, toplam … TL tazminat da talep etmekteyiz.
8- Açıklanan nedenlerle, eldeki davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ NEDENLER : İlgili Kanun Maddeleri
HUKUKİ DELİLLER : doktor raporu, karakol ifade tutanağı, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi
SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerle, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun dava süresince müvekkilemizin yanında kalmalarına, çiftin boşanmasına karar verilmesi halinde, velayetin müvekkilemize verilmesine, müvekkilemiz için aylık … TL ve müşterek çocuk için aylık … TL olmak üzere, toplam … TL tutarında tedbir nafakasına, boşanmadan sonra da işbu nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, müvekkilemiz lehine … TL maddi, … TL manevi olmak üzere, toplam … TL tazminata, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederiz. …/…/…
İsim Soyisim
İmza
EKLER :
Hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya konu…/…/… tarihli karakol ifade tutanağı,
hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma olayındaki …/…/… tarihli doktor raporu,
hayata kast pek kötü davranış veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmayı doğrulayacak tanıkların isimleri ve adresleri ile tanıklık edecekleri konuları gösterir tanık listesi,
Kaynak:
https://karararama.yargitay.gov.tr/