İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, iş hukukunda önemli bir konu olup, eşit davranma ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. Türk İş Hukuku‘na göre işverenin, işçilerine dil, ırk, cinsiyet, din, mezhep gibi sebeplerle ayrım yapması yasaktır. Ancak eşit davranma ilkesi mutlak eşitlik anlamına gelmez ve işveren, objektif ve makul bir nedene dayalı olarak işçilere farklı oranlarda zam yapılmasını sağlayabilir. Bu tür objektif kriterler arasında işçinin performansı, kıdemi, işin zorluğu ve sağlanan faydalar yer alır.
İçindekiler
- İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI NE DEMEK?
- İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCU
- FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILAN İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR?
- FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILAN İŞÇİLER NE YAPMALI?
- İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI DURUMUNDA İSPAT YÜKÜ KİMDEDİR?
- İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI HAKLI FESİH SEBEBİ Mİ?
- İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI KONUSUNDA SIKÇA SORULAN SORULAR
- ANKARA İŞ AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
- BU KONUDA BELIRLEYECEĞINIZ GÜN VE SAATTE AVUKATTAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI NE DEMEK?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işyerlerinde sıklıkla karşılaşılan ve hukuki olarak dikkatle değerlendirilmesi gereken bir konudur. Bu tür uygulamalar, hem işverenin hem de çalışanların haklarını etkileyebilecek boyutlara ulaşabileceği için çok dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır.
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işçilerin eşit haklara sahip olma ilkesini ihlal etmeden yapılmalı, aynı zamanda objektif ve makul kriterlere dayanmalıdır. Aksi takdirde, işçiler arasındaki eşitlik ilkesi zedelenebilir ve işveren, işçilerin haklarıyla ilgili hukuki sorumluluklarla karşılaşabilir.
EŞİT DAVRANMA İLKESİ
Türk iş hukukunda en önemli ilkelerden biri, eşit davranma ilkesidir. İş Kanunu’nun 5. maddesi, işverenin işçilere eşit davranmasını zorunlu kılmaktadır. Bu ilke, işçilere karşı ayrımcılık yapmayı yasaklar ve işyerinde tüm çalışanların aynı haklara sahip olmasını temin etmeye çalışır. İşçilere farklı oranlarda zam yapılması durumu, bu ilke ile doğrudan ilişkilidir. Eğer işveren, objektif bir nedene dayanmaksızın, işçilere farklı oranlarda zam yaparsa, bu durum eşit davranma ilkesine aykırı olur ve ayrımcılık yaratabilir. Bu tür bir ayrımcılık, işçinin haklarını zedeleyeceği gibi işvereni de hukuki sorumlulukla karşı karşıya bırakabilir.
Ancak, işçilere farklı oranlarda zam yapılması, eşit davranma ilkesine aykırı olmak zorunda değildir. Eğer farklı zam oranları, nesnel bir gerekliliğe dayanıyorsa, yani işçinin performansı, kıdemi, işin zorluğu gibi objektif kriterlere dayanıyorsa, bu tür bir uygulama haklı bir neden olarak kabul edilebilir. Örneğin, daha uzun süre çalışan bir işçiye ya da daha yüksek performans gösteren bir çalışana farklı bir zam oranı uygulanabilir. Bu tür bir farklılık, eşit davranma ilkesine aykırı bir durum oluşturmaz. Ancak bu tür zam farkları, işyerinde açık ve şeffaf bir şekilde işçilere anlatılmalı, hangi kriterlere göre farklılık yapıldığı net bir şekilde belirtilmelidir.
PERFORMANS VE KIDEM GİBİ OBJEKTİF KRİTERLER
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, genellikle performans, kıdem, işin niteliği, sorumluluk düzeyi gibi objektif kriterlere dayanır. İşveren, bu tür kriterlere göre zam oranlarını belirlerken, işyerindeki işlerin daha verimli ve nitelikli şekilde yapılmasını sağlamak amacı güder. İşçilere farklı oranlarda zam yapılması bu bağlamda, işçinin verimliliğine, iş yerindeki başarılarına ve genel olarak şirketin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yapılabilir.
Örneğin, bir işyerinde çalışan işçilerden biri uzun yıllardır aynı görevde çalışıyorsa ve sürekli olarak yüksek performans sergiliyorsa, bu işçiye diğer işçilere göre daha fazla zam yapılması makul bir uygulama olabilir. Aynı şekilde, işin doğası gereği bazı işçiler daha fazla sorumluluk taşırken, bazıları daha basit görevlerde çalışıyor olabilir. Bu durumda, sorumluluk taşıyan işçilere daha yüksek bir zam yapılması, hem işin gereklilikleriyle hem de işçilerin emekleriyle uyumlu olacaktır.
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işyerindeki hiyerarşi ve sorumluluk düzeyleri de göz önünde bulundurularak yapılabilir. Yönetici pozisyonunda çalışan bir işçi ile üretim hattında çalışan bir işçi arasında, sorumluluk farkları göz önüne alındığında, zam oranlarının da farklı olması doğal bir durumdur. Bu tür farklılıklar, işyerinde dengeyi sağlamak ve işçilerin motivasyonunu artırmak açısından önemli olabilir.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİ VE ÇALIŞANLARIN HAKLARI
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, bazen toplu iş sözleşmeleri ile de ilişkilidir. Toplu iş sözleşmesi, işveren ile işçi sendikaları arasında yapılan anlaşmalardır ve genellikle işçilerin ücret, çalışma koşulları ve diğer hakları ile ilgili düzenlemeler içerir. Toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda, bu zam oranlarının sözleşmeye uygun olması gerekmektedir. Eğer toplu iş sözleşmesinde belirli bir zam oranı belirlenmişse, bu oran dışında bir farklılık yapılması hukuka aykırı olabilir.
Toplu iş sözleşmesinin dışında yapılan herhangi bir zam uygulaması, işçilere farklı oranlarda zam yapılması konusunda sendikanın veya işçilerin tepkisini çekebilir. İşveren, toplu iş sözleşmesindeki hükümlere sadık kalarak hareket etmek zorundadır. Aksi takdirde, işçiler toplu iş sözleşmesine aykırı hareket eden işverene karşı hukuki yollara başvurabilir.
Bu konuda detaylı bilgiler için alnında uzman İş avukatından yardım alabilirisiniz.
YARGI KARARLARI VE UYGULAMALAR
Yargıtay, işçilere farklı oranlarda zam yapılması konusunda bazı önemli kararlar almıştır. Yargıtay, işverenlerin zam oranlarını belirlerken nesnel ve objektif kriterlere dayanması gerektiğini belirtmiştir. Eğer işveren, işçilere farklı oranlarda zam yaparken bu farklılıkları adil ve objektif bir şekilde açıklayamıyorsa, işçi bu durumu mahkemeye taşıyabilir. Yargıtay, özellikle ayrımcılığa dayalı zam uygulamaları konusunda işverenleri uyararak, işçilere eşit muamele yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması eğer ayrımcılığa yol açarsa, işçi, eşitlik ilkesinin ihlali nedeniyle tazminat talep edebilir. İşçiye, 4 aya kadar ücret tutarında tazminat ödenmesi gerekebilir. Bu tazminat, işçinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla işverenden talep edilebilir. Yargıtay kararları, işçilerin haklarını koruma adına önemli bir referans noktası oluşturur.
İŞÇİNİN BAŞVURU HAKKI
Bir işçi, işçilere farklı oranlarda zam yapılması konusunda eşit muamele görmediğini düşündüğünde, çeşitli yasal yollarla hak arayışına gidebilir. İşçi, öncelikle durumu işverene bildirerek, yazılı başvuru yapabilir. İşveren, başvuruyu dikkate almalı ve gerekçeli bir açıklama yapmalıdır. Eğer işverenin cevabı tatmin edici değilse, işçi arabuluculuk yoluna başvurabilir. Arabuluculuk, taraflar arasında anlaşmazlıkların çözülmesi için başvurulabilecek bir çözüm yöntemidir.
Eğer arabuluculuk süreci de sonuç vermezse, işçi, iş mahkemelerinde dava açma hakkına sahiptir. İşçi, tazminat ve alacak davası açarak, işçilere farklı oranlarda zam yapılması nedeniyle uğradığı zararı tazmin edebilir. İş mahkemeleri, işçilerin eşit haklar üzerinden şikâyetlerini dinleyebilir ve işverenin uyguladığı zammın hukuki olup olmadığına karar verebilir.
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, belirli nesnel ve objektif kriterlere dayandığı sürece hukuka uygun olabilir. Ancak bu tür bir zam farkı, eşitlik ilkesine aykırı hareket edilmeden, şeffaf bir şekilde uygulanmalıdır. İşverenler, zam oranlarını belirlerken, işçilerin hakkaniyetine saygı göstermeli ve herhangi bir ayrımcılığa neden olmamalıdır. İşçiler, kendilerine uygulanan zam farklılıklarını adil bulmadıkları takdirde hukuki yollarla hak arayabilirler. İşverenlerin, eşit davranma ilkesini ve hukuki düzenlemeleri dikkate alarak zam politikalarını belirlemeleri gerekmektedir. İşçi hakları için tıklayınız.
İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCU
İşverenin eşit davranma borcu, iş hukukunun temel ilkelerinden biridir ve işyerinde çalışanların haklarının korunması açısından büyük önem taşır. İşverenin eşit davranma borcu, işçilerin arasında ayrımcılık yapmamayı ve her bir çalışana adil bir şekilde muamele etmeyi ifade eder. Bu borç, işverenin, çalışanlarına karşı dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep gibi sebeplerle ayrım yapmadan, eşit haklar tanımasını gerektirir. İşverenin eşit davranma borcu, yalnızca ücret artışları, işten çıkarma, terfi gibi somut konularda değil, aynı zamanda işçilerin çalışma koşulları, çalışma saatleri ve diğer hakları konusunda da geçerlidir.
İşverenin Eşit Davranma Borcu Türk İş Kanunu’nda açıkça düzenlenen bir konudur. İş Kanunu’nun 5. maddesi, işverenin işçilere karşı eşit davranmasını zorunlu kılar. Bu maddeye göre işveren, çalışanları arasında dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep gibi nedenlerle ayrımcılık yapamaz. Yani, işverenin eşit davranma borcu, işçilerin haklarını koruma amacını güder ve işyerinde adaleti sağlamak için bir çerçeve oluşturur. Eşit davranma ilkesine aykırı hareket etmek, işverenin yasal sorumluluk taşımasına yol açabilir ve işçi haklarının ihlali anlamına gelir.
EŞİT DAVRANMA BORCUNUN KAPSAMI
İşverenin eşit davranma borcu, yalnızca işçinin çalışma koşullarıyla sınırlı kalmaz, aynı zamanda işyerinde sosyal ilişkiler, ödüllendirme, terfi, iş güvenliği, eğitim olanakları gibi konularda da geçerlidir. İşveren, işçilerine sağladığı her türlü hakkı adil bir şekilde dağıtmak zorundadır. İşverenin eşit davranma borcu, işçilerin sosyal ve ekonomik haklarının eşitlik ilkesine dayalı olarak düzenlemesini ifade eder.
İşverenin eşit davranma borcu, işyerindeki tüm kararları kapsar. Örneğin, işverenin eşit davranma borcu kapsamında, işçi terfi hakkı kazandığında, işverenin bu hakkı ayrımcılık yapmadan ve objektif kriterlere dayanarak dağıtması gerekir. Aynı şekilde, işyerindeki ücret artışı gibi uygulamalar da işverenin eşit davranma borcu çerçevesinde yapılmalıdır. Bir işçi diğerlerine göre daha fazla çalışıyorsa veya performansı yüksekse, bu özellikleri de göz önünde bulundurularak adil bir şekilde ücret artışı yapılmalıdır. Ancak, performans farklarını bile objektif kriterlere dayandırarak, herhangi bir işçiye ayrımcılık yapılmamalıdır. Eğer işveren, bu ilkelere aykırı bir şekilde işçiler arasında farklı uygulamalar yaparsa, işçilerin hakları ihlal edilmiş olur.
AYRIMCILIK YASAĞI VE İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCU
İşverenin eşit davranma borcu, özellikle ayrımcılıkla ilgili olarak büyük bir öneme sahiptir. İşverenin işçilerine ayrımcılık yapması, hem işçi için hem de işveren için hukuki sonuçlar doğurabilir. İşveren, işverenin eşit davranma borcu çerçevesinde işçiler arasında ayrımcılık yapmamalıdır. Ayrımcılık, dil, ırk, cinsiyet, yaş, engellilik durumu gibi nedenlerle işçilere farklı muamele yapılmasıdır. Örneğin, bir işveren kadın işçiye erkek işçiden farklı bir ücret verirse ya da engelli bir işçiyi normal çalışanlardan daha düşük ücretle çalıştırırsa, bu durum işverenin eşit davranma borcu ile bağdaşmaz.
Ayrımcılık, işverenin eşit davranma borcu çerçevesinde sadece ücret, terfi, işten çıkarma gibi konularla sınırlı değildir. İşveren, işçilerine eşit olanaklar sunmak zorundadır. Örneğin, işyerinde kadın ve erkek işçilere eşit eğitim fırsatları sağlanmalı, engelli işçilere özel destek ve altyapı sunulmalıdır. İşverenin eşit davranma borcu, sadece işçilerin çalışma koşullarına değil, aynı zamanda onların sosyal ve kültürel haklarına da saygı göstermeyi gerektirir. İşverenin eşit davranma borcu, bir işyerinde ayrımcılığa karşı güçlü bir önlem oluşturur ve işçilerin sosyal güvenliğini sağlamak amacıyla büyük önem taşır.
İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCUNUN UYGULAMADA ZORLUKLARI
Her ne kadar işverenin eşit davranma borcu yasalarla düzenlenmiş olsa da, bu ilkenin uygulamada zorlukları vardır. İşverenin eşit davranma borcu, genellikle işyerinde çalışanlar arasındaki farklılıkları göz önünde bulundururken, aynı zamanda tüm çalışanlara eşit fırsatlar sunmaya yönelik çabalar gerektirir. İşverenin eşit davranma borcu, hem işyerindeki çalışma koşullarını iyileştirmeyi hem de işçilerin sosyo-ekonomik haklarını garanti altına almayı hedefler. Ancak, farklı performans düzeyleri, işin doğası, kıdem, işyerindeki görev tanımları gibi faktörler, işverenin eşit davranma borcunu yerine getirirken karşılaştığı zorlukları artırabilir.
Örneğin, bir işyerinde yöneticiler ve üretim elemanları arasında farklı görev tanımları vardır. Yöneticiler daha fazla sorumluluk taşırken, üretim elemanları daha belirli görevler üstlenirler. Bu tür farklılıklar göz önüne alındığında, işverenin eşit davranma borcu açısından, her bir çalışana aynı fırsatları sunmak zor olabilir. Ancak, işverenin eşit davranma borcu, bu tür farklılıkların adil bir şekilde ele alınmasını gerektirir. İşveren, işçilerin arasında objektif bir değerlendirme yaparak, ayrımcılık yapmadan her bir işçiye aynı fırsatları sunmalıdır.
İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCUNUN HUKUKİ SONUÇLARI
İşverenin eşit davranma borcunu yerine getirmemesi, hukuki sonuçlar doğurabilir. İş Kanunu, işverenin eşit davranma borcu konusunda işçilere geniş haklar tanımaktadır. Eğer işveren, çalışanları arasında ayrımcılık yaparsa veya işçilere eşit fırsatlar sunmazsa, bu durum işçilerin haklarının ihlali anlamına gelir ve işçilerin hak arayışına girmelerine yol açabilir. İşçiler, eşit davranma borcu ihlali nedeniyle, tazminat davası açabilir veya iş sözleşmesini feshedebilir.
Ayrıca, işverenin eşit davranma borcu ihlal edilirse, işçiye 4 aya kadar ücret tutarında tazminat ödenmesi gerekebilir. Bu tazminat, işverenin ayrımcı uygulamaları sonucu işçilerin uğradığı maddi ve manevi zararları telafi etmeyi amaçlar. İşverenin eşit davranma borcuna uymaması, işçilerin çalışma haklarının zedelenmesine yol açabilir ve işverenin işçilere karşı sorumluluklarının artmasına neden olabilir. Yargıtay, işverenin eşit davranma borcu konusunda verdiği kararlarla, işverenlerin ayrımcılıkla ilgili sorumluluklarını netleştirmiştir.
İşverenin eşit davranma borcu, iş hukukunun temel taşlarından biridir ve işyerindeki her bir çalışanın haklarının korunmasını sağlar. İşverenin eşit davranma borcu, işçilerin ayrımcılığa uğramadan ve adil bir şekilde muamele görmelerini temin etmeye yönelik bir ilke olarak büyük önem taşır. Eşit davranma borcu, yalnızca işçiler arasındaki ücret farklılıkları, terfi ve işten çıkarma gibi somut konularda değil, aynı zamanda işçilerin sosyal haklarını ve çalışma koşullarını da kapsar.
İşverenin eşit davranma borcu, işyerinde adaletin sağlanması, işçilerin motivasyonunun artırılması ve iş güvencelerinin garanti altına alınması açısından vazgeçilmez bir ilkedir. İşverenler, eşit davranma borcu çerçevesinde, tüm çalışanlarına eşit fırsatlar sunmalı ve herhangi bir ayrımcılıktan kaçınmalıdır.
FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILAN İŞÇİLERİN HAKLARI NELERDİR?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda bazı hakların ortaya çıkmasına neden olabilir. İşçinin alacağı haklar şunlardır:
AYRIMCILIK TAZMİNATI TALEBİ
İşverence farklı oranlarda zam yapılması, işçinin dil, ırk, cinsiyet, engellilik durumu, siyasi görüş, din, mezhep veya felsefi inanç gibi özelliklerine dayalı ise, işçi ayrımcılık tazminatı talep edebilir. Bu tazminat, işçinin uğradığı ayrımcılık nedeniyle işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırılık göstermesi halinde söz konusu olur.
İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ HAKKI
Farklı oranlarda zam yapılması durumunda, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkına sahip olabilir. Bu, işçiye kendisinin mağduriyetine son vermek için bir çözüm sunar.
KIDEM TAZMİNATI TALEBİ
İşçi, iş sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatı talep edebilir. İşçinin fesih hakkını kullanabilmesi, eşit davranma ilkesinin ihlali sonucu meydana gelir.
Kıdem tazminatı konusunda detaylı bilgiler için tıklayınız.
İHBAR TAZMİNATI TALEBİ
İşçinin iş sözleşmesinin feshi durumunda, ihbar tazminatı da talep edilebilir. Bu, iş sözleşmesinin sona erdiği dönemde işçinin mağduriyetini gidermeye yöneliktir.
AYRIMCILIK TAZMİNATI
Ayrımcılık tazminatı, işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı davranarak, işçiye ayrımcılık yapması durumunda işçinin talep edebileceği bir tazminattır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinde, işverenin dil, ırk, cinsiyet, engellilik, siyasi görüş, din ve mezhep gibi nedenlere dayalı ayrımcılık yapmasının yasak olduğu belirtilmiştir.
Bu maddeye aykırı hareket eden işveren, işçinin ayrımcılık tazminatı talep etmesine neden olabilir. Ayrımcılık tazminatı, işçinin uğradığı zarar ile sınırlı olup, 4 aya kadar olan ücreti kadar hesaplanır. Burada, işçinin maaşı üzerinden hesaplama yapılır ve sosyal yardımlar, primler gibi ek ödemeler dikkate alınmaz.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, işçinin farklı zam oranı almasının ayrımcılığa dayanması durumunda, işçi ayrımcılık tazminatı talep edebilir. Ancak, bu tazminat ancak dil, ırk, cinsiyet gibi somut ayrımcılık gerekçelerinden birine dayanıyorsa geçerlidir. Aksi takdirde, işçinin farklı zam almış olması yalnızca ekonomik bir durumdan kaynaklanıyorsa, tazminat talep edilemez.
KIDEM TAZMİNATI VE DİĞER ALACAK HAKLARI
Farklı zam yapılan işçinin hakları arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacakları yer alır. İşçi, eşit davranma ilkesinin ihlali nedeniyle iş sözleşmesini feshettiyse, bu tazminatları talep edebilir.
Kıdem tazminatı, işçinin işyerinde çalıştığı süre boyunca hak kazandığı alacakların toplamıdır. Bu, işçinin işten çıkarılması veya haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ödenir. Farklı zam yapılan işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir.
İhbar tazminatı ise işçinin iş sözleşmesinin feshi sırasında işverene bildirimde bulunmadan ayrılmasının ardından talep edilebilecek bir tazminattır.
EDA DAVASI VE SOSYAL HAKLAR
Farklı zam yapılması, işçinin sosyal haklarının ihlaline de yol açabilir. Bu durumda, işçi işverene başvurarak eda davası açabilir. Eda davası, işçinin işverenin eşit davranma yükümlülüğüne uymadığı durumları düzeltmeye yönelik bir davadır. Bu davalar, sosyal haklar, ikramiyeler ve benzeri ödemelerle ilgilidir. İşçi, işverene karşı bu tür bir dava açarak haklarının yerine getirilmesini talep edebilir.
İŞ GÖRMEKTEN KAÇINMA HAKKI
İşçi, işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı davrandığı durumlarda iş görmekten kaçınma hakkını kullanabilir. Ancak, işçi iş görmekten kaçınmadan önce işverene ayrımcılık yapan davranışlarını sonlandırması için başvurmalıdır. İşveren bu başvuruya rağmen davranışında ısrarcı olursa, işçi iş görmekten kaçınabilir. Eğer işçi bu hakkını kullanırsa, iş sözleşmesi feshedilebilir. Bu durumda işçi, işten çıkarıldığı için kıdem tazminatına hak kazanabilir.
Farklı oranlarda zam yapılması, işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlarda çeşitli haklar doğurur. İşçi, bu ihlali fark ettiğinde, ayrımcılık tazminatı talep etme, iş sözleşmesini feshetme, kıdem ve ihbar tazminatı talep etme haklarına sahiptir. Ayrıca, işçi sosyal haklarını almak için eda davası açabilir ve iş görmekten kaçınma hakkını kullanabilir. Ancak, işverenin zam farklılıklarını objektif gerekçelere dayandırması gerektiğini unutmamak gerekir.
FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILAN İŞÇİLER NE YAPMALI?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işyerinde adaletsiz uygulamalara yol açabileceği için bazı hukuki hakların kullanılmasına neden olabilir. Bu tür durumlarda, işçiler aşağıdaki hakları talep edebilir:
- Ayrımcılık Tazminatı Talep Etmek: İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, ayrımcılık tazminatı talep etmeye yol açabilir. Eğer zamlar, cinsiyet, ırk, din gibi yasal olarak ayrımcılığa neden olan faktörlere dayalıysa, işçi ayrımcılık nedeniyle tazminat talep edebilir.
- Kötü niyet Tazminatı Talep Etmek: İşverenin kötü niyetli bir şekilde, işçilerine farklı oranlarda zam yapması durumunda işçi, kötü niyet tazminatı talep edebilir. Bu tazminat, işverenin işçiye karşı dürüstlük ilkesine aykırı bir tutum sergilemesi durumunda söz konusu olur.
- İş Güvencesi Tazminatı Talep Etmek: Eğer işçiye haksız olarak farklı oranlarda zam yapılmışsa ve bu durum işçinin işten çıkarılmasına neden olmuşsa, işçi iş güvencesi tazminatını talep edebilir. Bu tazminat, işçinin geçerli bir sebep olmadan işten çıkarılması durumunda verilir.
- Maddi ve Manevi Tazminat Talep Etmek: İşçilere farklı oranda zam yapılması, maddi ve manevi zararlara yol açabilir. İşçi, işyerindeki adaletsizlik nedeniyle maddi zararlarını ve manevi huzursuzluğunu tazminat yoluyla talep edebilir.
- Kıdem Tazminatı ve İhbar Tazminatı Talep Etmek: İşçiler, işyerindeki zam farklılıkları nedeniyle iş sözleşmesini feshetme hakkına sahipse, kıdem ve ihbar tazminatını talep edebilirler. Ancak bu tazminatların talep edilebilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir.
- İş Görmekten Kaçınma Hakkını Kullanmak: İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, bazı durumlarda iş görme yükümlülüğünden kaçınma hakkını doğurabilir. Bu durumda işçi, çalışma şartlarının değişmesi nedeniyle iş görmekten kaçınma hakkını kullanabilir.
- Eda Davası Açmak: Eğer işçilere farklı oranlarda zam yapılması sonucu hakları ihlal edilmişse, işçi “eda davası” açabilir. Bu dava, işçilerin kendilerine ödenmeyen ücretlerin tahsil edilmesi için başvurabilecekleri bir hukuki yoldur.
Bu hakların her biri, belirli şartlar altında kullanılabilir. İşçiler, işverenin işyerindeki davranışlarını ve uygulamalarını hukuki bir zemine oturtarak, haklarını koruyabilirler. Ancak bu hakların doğru şekilde kullanılması için uzman bir işçi avukatından hukuki danışmanlık almak önemlidir. Aksi takdirde, işçilerin hakları reddedilebilir veya süreç uzayabilir.
İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI DURUMUNDA İSPAT YÜKÜ KİMDEDİR?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda, işçilerin ayrımcılık ya da eşitlik ilkesine aykırı bir uygulamanın varlığını ispatlamaları gerekmektedir. Bu noktada, işçilere uygulanan ücret farklılıkları ve işçilerin nitelikleri, kıdemleri gibi hususlar dikkate alınarak, işçi tarafından ispat yükü taşınır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesi, bu durumu şu şekilde düzenlemiştir:
“20.madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.”
Bu hükümden anlaşılacağı üzere, işverenin eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak işçinin ispat yükümlülüğüne dair iki önemli istisna bulunmaktadır:
- Dolaylı İspat Durumu: Eğer işçi, işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair güçlü bir ihtimal ortaya koyarsa, bu durumda işveren, işçinin öne sürdüğü durumu çürütebilmek için ispat yükümlülüğüne girer. Bu, işçi tarafından sunulan iddiaların dolaylı delillerle desteklenmesi durumunda geçerlidir.
- Geçerli Sebep Olmaksızın Fesih Durumu: İkinci istisna, işverenin, işçiyi geçerli bir sebep göstermeksizin ya da hukuki bir gerekçe sunmadan iş sözleşmesini feshetmesidir. Eğer işçi, feshe eşit davranma ilkesine aykırı olarak yaklaşıldığına dair bir iddiada bulunursa, işveren bu fesih işleminin geçerli olduğunu ispatlamakla yükümlüdür.
Bu iki durumda, işverenin ispat yükümlülüğü, işçinin iddialarını çürütmeye yönelik olacaktır. Bu sebeple, işçilere farklı oranda zam yapılmasının adaletsiz olduğunu ispat etmek için, işçinin doğru delilleri sunması ve işverenin yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlamaya çalışması gerekmektedir.
İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI HAKLI FESİH SEBEBİ Mİ?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, tek başına bir haklı fesih sebebi oluşturmaz. Ancak, bu durum ayrımcılık yasağına aykırı bir davranış olarak değerlendirilebilir ve işçi için bazı haklı fesih sebeplerini ortaya çıkarabilir. Eğer işveren, işçilere farklı oranlarda zam yaparken, bir veya birden fazla işçiye hukuki veya objektif bir gerekçe olmaksızın daha düşük zam yapıyorsa, bu durum eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama olarak kabul edilebilir.
Türk İş Hukukuna göre işveren, işçilerine eşit davranmak zorundadır. İşçilere farklı oranda zam yapılması, işçilerin arasında ayrımcılık oluşturuyorsa ve bu durum işçinin haklarını ihlal ediyorsa, işçi bazı hakları talep edebilir. Bu haklar arasında iş sözleşmesini haklı sebeple feshetme hakkı da bulunmaktadır.
İŞÇİLERE FARKLI ORANLARDA ZAM YAPILMASI KONUSUNDA SIKÇA SORULAN SORULAR
1.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması hukuka aykırı mıdır?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işverenin keyfi ve ayrımcı davranışlar sergilemesi durumunda hukuka aykırı olabilir. Eğer işveren, işçilere farklı oranlarda zam yaparken dil, ırk, cinsiyet gibi sebeplerle ayrım yapıyorsa, bu durumda ayrımcılık tazminatı talep edilebilir.
2.İşçilere farklı oranlarda zam yapılmasının nedeni ne olmalıdır?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, yalnızca objektif ve geçerli sebeplerle yapılmalıdır. Performans, kıdem, görev tanımı gibi kriterler objektif gerekçeler arasında yer alır. Ancak işçilere farklı oranlarda zam yapılması için herhangi bir geçerli sebep yoksa, eşitlik ilkesinin ihlali söz konusu olabilir.
3.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda ayrımcılık tazminatı talep edilebilir mi?
Evet, işçilere farklı oranlarda zam yapılması, işyerinde ayrımcılığa yol açıyorsa, ayrımcılık tazminatı talep edilebilir. İşverenin, ayrımcılık yaparak işçilere farklı oranlarda zam yapması, 4857 sayılı İş Kanunu’na aykırıdır.
4.Aynı pozisyondaki işçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda ne yapılmalıdır?
Aynı pozisyondaki işçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda, işverenin objektif bir gerekçe sunması gerekir. Aksi halde, bu durum eşit davranma borcunun ihlali anlamına gelir ve işçi haklı fesih hakkı kazanabilir.
5.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda kıdem tazminatı talep edilebilir mi?
Evet, işçilere farklı oranlarda zam yapılması durumunda işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatına hak kazanabilir. Ancak işverenin bu farklı zammı haklı bir sebebe dayandırması gerekir.
6.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması nedeniyle işçinin iş sözleşmesini feshetmesi mümkün müdür?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı verir. Eğer işveren, işçilere farklı oranlarda zam yaparken eşitlik ilkesine aykırı hareket ediyorsa, işçi sözleşmesini feshedebilir.
7.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması işyerinde huzursuzluğa yol açar mı?
Evet, işçilere farklı oranlarda zam yapılması işyerinde huzursuzluğa yol açabilir. Bu durum, işçilerin birbirleriyle kıyaslamalar yapmalarına neden olabilir ve işyerindeki genel motivasyonu olumsuz etkileyebilir.
8.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması performans değerlendirmesiyle ilgili olabilir mi?
Evet, işçilere farklı oranlarda zam yapılması performans değerlendirmesine dayalı olabilir. Ancak bu durumda, işverenin performans değerlendirmelerini objektif ve şeffaf bir şekilde yapması gerekir.
9.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması sendikal ayrımcılıkla ilgili olabilir mi?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, sendikal faaliyetleri nedeniyle işçiye ayrımcılık yapılması anlamına gelebilir. Eğer işveren, sendikaya üye işçilere farklı oranlarda zam yapıyorsa, bu durum sendikal ayrımcılığa yol açabilir ve işçi tazminat talep edebilir.
10.İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işverenin keyfi bir davranışı mıdır?
İşçilere farklı oranlarda zam yapılması, işverenin keyfi bir davranışı olabilir. Bu durumda işçi, iş sözleşmesini feshetme hakkına sahip olabilir. Ancak işverenin objektif bir gerekçe sunması gerektiği unutulmamalıdır.
ANKARA İŞ AVUKATINA SORU SORABİLİRSİNİZ.
BU KONUDA BELIRLEYECEĞINIZ GÜN VE SAATTE AVUKATTAN ONLINE DANIŞMANLIK ALABILIRSINIZ.
Sorularınızı ve bu sorularla ilgili evrakı sisteme yükleyebilirsiniz. Online danışmanlıkta istediğiniz gün ve saati seçebildiğiniz gibi görüşme tipini de seçebilmektesiniz. Zoom, teams, whatsapp ya da telefon üzerinden görüşme sağlanabilmektedir. Ödemenin ardından tarafınıza randevu yapıldığına dair mail ile bilgi gelmektedir. Sistemde yaşanan herhangi bir sorun olduğundan iletişim numaralarımızdan iletişime geçtiğinizde toplantı manuel olarak planlanabilir. Müvekkillerimizin doğru bilgiye hızlı ve güvenilir şekilde ulaşmasını sağlamak için kurulan Online Danışmanlık Sistemimizden yüzlerce randevu alınmış olup müvekkillerimizin faydalanması amaçlanmıştır.