TEMYİZ EDEN (DAVALI): Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı

VEKİLİ : Av. K1

KARŞI TARAF (DAVACI) K2

İSTEMİN KONUSU :Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 03/10/2019 gün ve E:2019/1443, K:2019/1640sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:

Davacı tarafından, Dicle Üniversitesi X1 Fakültesi’nde öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yüksek Öğretim Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu’nun 05.10.2017 tarih ve 2017/48 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:Diyarbakır 2. İdare Mahkemesince verilen 30/04/2018 tarih ve E:2017/3170, K:2018/757 kararda; disiplin soruşturmasına konu olayın seyri ve disiplin soruşturmasına konu eylemlerin değerlendirilmesinde davacının gerek sarf ettiği sözler gerekse de davranışlarının bir öğretim elemanına yakışmayan tarzda olduğu ve eylemlerin disiplin yaptırımına tabii tutulacağı, davacının eylemine karşılık teklif edilen, uygun görülerek hakkında tesis edilen devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasının “İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak” alt bendinde belirtilen ağırlıkta da değerlendirilemeyeceği, yani eyleme karşılık gelen disiplin cezası olarak nitelendirilemeyeceği, ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak eyleminin somut olay açısından gerçekleşmediği, bu itibarla, tesis edilen 657 sayılı Kanun’un 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasının sübuta ermediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge Mahkemesi kararının özeti: Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesince; 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının ardından 09/12/2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6764 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile yeniden düzenlenmiş olması karşısında, uyuşmazlığın bu yasal düzenlemeye göre çözümlenmesi gerektiği, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde de görüleceği üzere davacıya isnat edilen fiillerle ilgili olarak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 09/12/2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6764 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 53. maddesinde düzenlemelerin yer aldığı, dolayısıyla bu düzenlemeler uyarınca davacının fiilleri değerlendirilmek suretiyle bir işlem tesis edilmesi gerekirken 657 sayılı Yasanın 125/E maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık, işlemi iptal eden idare mahkemesi kararında ise sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından 2547 sayılı Kanun’da sayılan fiillerin 657 sayılı Kanun’da sayılan fiillere ilave olarak sayıldığı, 657 sayılı Kanun’a göre işlem tesis etmenin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3’IN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Dava davacı tarafından, Dicle Üniversitesi X1 Fakültesinde öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yüksek Öğretim Kurumu Yüksek Disiplin Kurulu’nun 05.10.2017 tarih ve 2017/48 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği kuralına yer verilmiş olup aynı maddenin 5. fıkrasında ise; “Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.” hükmü yer almaktadır.

Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2015 gün ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararı ile 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesi iptal edilmiştir. Yüksek Mahkeme, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiş, söz konusu karar,07.04.2015 gün ve 29319 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve 08.01.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı iptal kararı üzerine yeniden düzenlenen, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 09/12/2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6764 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 53. maddesinin (b) bendinde, 657 sayılı Kanun’daki fiillere ilave olarak bu Kanun kapsamındaki kamu görevlileri için uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarının olduğu düzenlenmiştir.

Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 08/01/2016 tarihinden sonra 6764 sayılı Kanun ile düzenlenen 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, uyuşmazlığın dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat dikkate alınarak çözümlenmesi gerekmektedir.

İlgilisinin işlemiş olduğu disiplin suçunun ağırlığına göre disiplin cezası verilmesi; diğer bir deyişle cezanın suç ile orantılı olması gerekmektedir. Orantılılığın bir yandan mevzuatta suç tipi olarak belirlenmiş olan eylem ile buna karşılık verilecek ceza arasında adil bir dengenin olması,benzer hukuksal değerleri korumaya yönelik suçlar için öngörülen cezalar arasında mantıklı bir dengenin olması,diğer yandan ise hukuksal değerlerin hiyerarşik özelliğinin zorunlu bir sonucu olarak farklı hukuksal değerleri koruyan suçlar için öngörülen cezalar arasında bir dengenin olması şeklinde sonuçları bulunmaktadır.

İşlenen disiplin suçu karşılığında, niteliği itibariyle o suç için öngörülenden daha ağır bir disiplin cezası verilmesi durumunda “eylemin ağırlığına göre cezalandırma”, diğer bir deyişle “orantılılık” ilkesi ihlal edilecektir.

Takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunmalı ve bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Diyarbakır ili, Dicle Üniversitesi X1 Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yaptığı, şikayet üzerine davacı hakkında yapılan 13.06.2017 tarihli disiplin soruşturması ile ‘Eğitim öğretime engel olmak, 19.07.2016 tarihinde X1 Fakültesi Dekanlığı’nın 13.07.2016 tarih ve 400 ve 401 sayılı yazılarına cevap olarak, mevcut dekan Prof. Dr. K4’ya “Fetö yandaşı, korsan dekan” ifadelerini kullanmak ve bundan sonra da ilgili dekanının imzasını taşıyan yazıların kendisine gönderilmemesini belirtmek suretiyle “ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinini yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik veya teşvik etmek veya yardımda bulunmak”’ eylemi dolayısıyla asılsız ve delilsiz ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozduğu, boykot ettiği ve kamu hizmetlerin yürütülmesini engellediği eylemi için aynı Kanun’un 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası ile cezalandırılması yönünde teklif getirildiği, getirilen teklif Dicle Üniversitesi Rektörlüğü’nce uygun bulunarak davalı idareye tevdii edildiği, davacının yazılı ve sözlü savunması alınarak durumu hakkında yapılan değerlendirmede, ideolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinini yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik veya teşvik etmek veya yardımda bulunmak eyleminin sübuta erdiğinden bahisle devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasının uygun bulunarak bahsi geçen eylem nedeniyle üniversitenin teklifinin kabulü ve davacının daha önce benzer fiillerden dolayı disiplin cezası aldığı hususu birlikte değerlendirilerek iyi hal uygulanmayacağından bahisle 657 sayılı Kanun’un 125/E-a maddesi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası tesis edilmesine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun 05.10.2017 tarih ve 2017/148 kararın alınması üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlıkta, 30.03.2016 günü X1 Fakültesi X2 sınıfında öğretim elemanlarından K5nin X3 dersini verdiği esnada davacının usulsüz bir şekilde sınıfa girerek öğrenci ortamında dersin kendisine ait olduğu iddiasıyla tartışma ve sözlü kavga ortamının oluşmasına sebep olduğu, K5nin olayı haber vermesi ile olayın yatışması için olay yerine dekan, dekan yardımcısı, özel güvenlik görevlileri ve polislerin geldiği, davacının dersin kendisine ait olmadığı ve çıkması gerektiği söylendiğinde “ben dekanları tanımıyorum, kararlarını da tanımıyorum. Fakülte kurulu kararlarını da tanımıyorum. Dekan ve dekan yardımcıları korsandır, çetedir. Onlar FETÖ terör örgütü çetesi tetikçileridir.” şeklinde ifadelerde bulunduğundan bahisle dekan ve dekan yardımcısının Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunarak konu ile ilgili davacı hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı anlaşılmaktadır.

Buna göre, davacının sarfettiği sözlerin ve yaptığı eylemlerin bir öğretim elemanına yakışmayan tarzda olduğu ve disiplin yaptırımına tabii tutulacağı, bu nedenle davacı hakkında 657 sayılı Kanun’un 125. maddesi uyarınca disiplin soruşturması başlatılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı açık olmakla birlikte; davacı tarafından yapılan eylemlerin ve söylemlerin 657 sayılı Kanun’un cezaya dayanak alınan 125/E-a maddesinde tanımlanan “İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükün ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak” niteliği taşımadığı, dolayısıyla eylemin anılan madde kapsamında bulunmadığı dikkate alındığında, verilen cezanın ölçülülük (orantılılık) ilkesine uygun olmadığı anlaşıldığından, aksi bir değerlendirmeye dayalı olarak davacının devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,

2. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 03/10/2019 gün ve E:2019/1443, K:2019/1640 sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Kullanılmayan 73,10TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,

4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 22/09/2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

Danıştay 8. Daire, E. 2019/9881 K. 2020/3708 T. 22.9.2020

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment