Boşanma HukukuTerk Nedeniyle Boşanma

Terk nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesinde düzenlenmiştir. “Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir.

Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.” kanunun düzenlemesine göre terk nedeniyle boşanmada boşanma sebebi olarak terkin varlığını kabul için belirli şartlar sağlanmalıdır.

Terk Nedeniyle Boşanma Şartları ve Türleri

Terk Nedeniyle Boşanma Şartları ve Türleri

Terk Nedeniyle Boşanma şartları şunlardır :

  • Eşlerden biri “evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla” diğerini terk etmiş olmalı veya,
  • Eşlerden birinin haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemesi durumunda terk nedeniyle boşanma sebebinin varlığından söz edilebilecektir.
  • Fiili ayrılık en az 6 ay sürmüş olmalı ve bu durum devam ediyor olmalıdır.
  • Hâkim veya Noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalması halinde açılabilecektir
  • Davet edilen ortak konut hazır ve uygun olmalıdır.

Terk nedeniyle boşanma gerçekleşebilmesi için eylemin için ortak hayata son verme kastıyla yapılmış olması gerekmektedir. Eşlerden birinin istemi üzerine yapılan ihtar, terk eden eşe 2 ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunulacağına dairdir.

Terk Nedeniyle Boşanma türleri şunlardır :

Gerçek Terk Nedeniyle Boşanma

Gerçek terk nedeniyle boşanma, bir eşin evi terk etmesiyle ilgilidir. Eşler arasındaki ortak konuttan ayrılmaya zorlayan bir eylemi ifade eder. Gerçek terkte, ortak konutu terk eden eş bu ayrılığı isteyerek ve hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirir. Evde kalan eş bu durumda boşanma yoluna başvurabilir.

Yapıntı Terk Nedeniyle Boşanma

Yapıntı terk, bir eşin diğerini ortak konuttan ayrılmaya zorlaması bir boşanma nedenidir. Bu durumda evde kalmaya devam eden eş diğer eşi terk etmiş sayılır ve bu nedenle konuttan ayrılan eş boşanma yoluna başvurabilir. Örneğin, bir erkeğin şiddet uygulayarak eşini evi terk etmeye zorlaması durumunda yapıntı terk vardır, bu durum yapıntı terk nedeniyle boşanma sebebini oluşturur. Ancak terke zorlayan eş için bu sebep boşanma sebebi olmaz. Bu durumda suçlu olan terke zorlayan eş olur.

Terk Nedeniyle Boşanmada Haklı Sebepler

Terk Nedeniyle Boşanmada Haklı Sebepler

Evi terk eden eşin evi terk etmesi için haklı sebepleri de olabilir. Bunlara kısaca değinirsek;

  • Diğer eşin terk eden eşin canına kastetmesi
  • Diğer eşin terk eden eşe cinsel yol ile bulaşan hastalık aşılaması
  • Diğer eşin terk eden eşini dostuyla birlikte oturmaya zorlaması
  • Terk eden eşin kişiliği, ekonomik güvenliği, ailenin huzuru ortak yaşam sebebiyle ciddi şekilde tehlikeye düşmesi

Gibi sebepler diğer eş ile yaşamamak için haklı sebeplerdir. Türk Medeni Kanunu’nun 197. Maddesi “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.” eşlerin kişiliği, ekonomik güvenliği, ailenin huzuru ortak yaşam sebebiyle ciddi şekilde tehlikeye düşmüşse, diğer eşin ayrı yaşamak için haklı sebebi olduğu kabul edilir.

Bu gibi sebeplerin varlığı halinde terk hukuka uygun olur ve terk nedeniyle boşanmaya mesnet oluşturmaz.

Terk nedeniyle boşanma gerçekleşmesi için, evi terk eden eşe ihtarname gönderilmesi gerekir. Bu ihtarnamede belirli şartların gerçekleşmiş olması gerekir

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 06.07.2021 Tarihli 2021/4276 E., 2021/5864 K. “Mahkemece davacı-davalı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulüne, erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, davacı-davalı kadının boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı-davalı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davacı-davalı kadının istinaf talebi manevi tazminat yönünden kabul edilmiş, diğer yönlerden ise esastan reddedilmiş, bu karar davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmiştir.

Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-davacı erkeğin, birlik görevlerini (TMK.m. 186/3) yerine getirmediği, kadına ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır.

“Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır” (TMK m. 164/1).

Somut olayda da terk edilen, davalı- davacı erkek değil davacı-davalı kadındır. Çünkü davacı-davalı kadın ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır. Davalı-davacı erkeğin terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. (Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 gün ve 2013/2-1688 E, 2015/1032 K. sayılı ilamı)

Mevcut duruma göre, davalı-davacı erkek tam kusurlu, davacı-davalı kadın ise kusursuzdur. Davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davalı-davacı erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü, davacı-davalı kadının boşanma davasının reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” Kararından da anlaşılacağı üzere terk nedeniyle boşanmada terke zorlayan duruma “ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır” vurgu yapılmıştır.

Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.06.2018 Tarihli 2016/15881 E., 2018/7282 K. “

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabul edilebilmesi için terk eden eşin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi ve usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmemiş olması zorunludur. Terk eden eş dönmemekte haklı ise terk sebebiyle boşanma kararı verilemez (TMK md 164). Davacı-karşı davalı erkeğin, mevcut akıl hastalığı nedeniyle eşine sürekli saldırgan davranışlarda bulunduğu, eşiyle maddi ve manevi ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı kadın eve dönmemekte haklıdır. Erkeğin terk sebebine dayalı boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde boşanmaya karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir” kararında da terk nedeniyle boşanma da haklı terk sebebine vurgu yapılmıştır.

Konutla İlgili Şartlar

Konutla İlgili Şartlar

Terk nedeniyle boşanma çerçevesinde terk eden eşin eve geri dönmesi için çekilen ihtara itiraz etmesini önlemek amacıyla, konutun ihtar talebinden tam 4 ay önce hazır olması gereklidir. Bu konutun yaşam için uygun, kullanılabilir ve eşlerin birlikte tercih ettiği bir konut olmalıdır. Ayrıca, bu konutun maddi ve manevi açıdan bağımsız olması da gereklidir. Eğer bu şartların eksik olduğu kanıtlanırsa, eve dönmemekte haklı bir sebep olduğu kabul edilir. Şartların eksikliği, evi geri dönme teklifine verilecek bir itiraz olarak öne sürülmelidir.

Maddi bağımsızlık, özel bir mutfak, banyo, lavabo ve tuvaletin mevcut olduğu konutun varlığına işaret etmelidir. Manevi bağımsızlık ise, eşlerin anne, baba veya kardeşlerinin yaşamadığı bir konutu ifade eder. Ancak, eşlerin ailesine bakım gereksinimi duyan kişilerin davet edilen konutta yaşamasının genellikle haklı bir sebep oluşturmayacağı kabul edilir.”

İhtar

İhtar

Terk İhtarının Mahkemece Gönderilmesi 

Terk edilen eş, terk eden eşi eve geri dönmeye çağırmak için aile mahkemesine başvurarak talepte bulunabilir. Bu geri dönüş çağrısı, bir anlaşmazlık içermeyen hukuki bir işlem olarak kabul edilir ve mahkeme tarafından Değişik İş olarak işleme konur.

İhtar, herhangi bir yetkili mahkemeye gönderilebilir. Terk eden eş yurtdışında ise ihtar, “istinabe” yoluyla gönderilebilir. Ancak Türkiye’de yaşayan bir eşin yurtdışından dönmesi için Türk mahkemeleri aracılığıyla davet etmek mümkün değildir

İhtarda;

  • Terk eden eşe mahkemece ortak konuta dönülmesi için çağrı yapılan konutun açık adresi
  • Terk eden eşin ortak konuta dönmesi için sürenin 2 ay olduğu
  • Terk eden eşe ihtarnameye uymamasının sonuçlarının neler olduğu
  • Terk eden eş uzak bir yerde yaşıyorsa ortak konuta dönmesi için yeterli yol giderinin PTT ile konutta ödemeli/konutta teslim şeklinde yol gideri olarak gönderildiğine dair açıklama ihtarda (ve havalede) yer alması gerekir. Yol gideri yeterli değil ise, itiraz ile belirtilmelidir.

Ortak konuttan ayrılmaya zorlamak suretiyle terk eden eşe aynı şekilde ihtar gönderilmesi mümkündür. Bu halde gönderilecek ihtarın;

  • İhtarın tebliği tarihinden itibaren 2 ay içinde ortak yaşamdan uzaklaştırıldığını açıklayan eşi ortak konuta kabul etmesi gerektiği
  • Ortak konutu terke zorlanan eş eve geldiğinde eve girmesini olanaklı kılan önlemleri alması
  • İhtarın tebliği tarihinden itibaren 2 ay içerisinde ortak konuta dönen eşi eve kabul etmediği ya da eve girmesini her ne suretle olursa olsun engellediği anlaşıldığı takdirde terk nedeniyle boşanma içermesi gerekir.

İhtarın Noterce Gönderilmesi

Terk eden eşin ihtarname ile ortak konuta geri dönmesi talep edilebilir. Bu ihtar, noterlik tarafından gönderilir ve ihtarda, geri dönüşün talep edildiği ortak konutun tam adresi, anahtarın bulunduğu yer, yol parasının nasıl gönderildiği, geri dönme için tanınan sürenin 2 ay olduğu ve bu süreye uymamanın sonuçlarının yer alması gerekir. Aynı şekilde, ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eşe de ihtarname gönderilerek, ortak konuttan ayrılmak zorunda kalan eşin eve kabul edilmesi talep edilebilir.

Terk Nedeniyle Boşanmada Diğer Sebeplere Dayanmakta Hak Kaybı

Terk Nedeniyle Boşanmada Diğer Sebeplere Dayanmakta Hak Kaybı

Terk nedeniyle boşanmada, samimiyet ilkesi göz önünde bulundurulduğundan, evine dönme çağrısında bulunan eş, bu çağrının samimi olduğu kabul edilir. Bu da demek oluyor ki, ihtar göndermeden önce yaşanan olayları ihtar göndermeden önce gerçekleşen tüm olay ve boşanma sebeplerini affettiği veya hoş gördüğü kabul edilir. Bu nedenle, terk nedeniyle açılan davanın reddedilmesi durumunda, gönderilen ihtar sebebiyle diğer tüm iddia ve sebeplerden feragat ettiği kabul edilir.

Ancak ihtar gönderildikten sonra ortaya çıkan yeni olaylar nedeniyle başka iddialarla dava açılabilir. Bu şekilde dava açılması, usulüne uygun bir şekilde yapılmış ıslah ile mümkün olur.

Terk nedeniyle boşanmada, ne davacıya ne de davalıya manevi tazminat verilmez. Bununla birlikte, tebligata rağmen haklı nedenlerle eve dönülmüyorsa dava açılmasına engel olur. Örneğin, anahtarın olmaması, konutun hazır olmaması, evde istenmeyen üçüncü bir kişinin bulunması, ihtarı alan eşin haklı sebeplerle dava açması, hastalık veya askerlik gibi mazeretlerle eve dönülmemesi gibi durumlarda terk nedeniyle boşanma reddedilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.04.2018 tarihli 2016/17490 E., 2018/5662 K. “Davacı erkek terk (TMK m. 164) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Toplanan delillerden; davalı kadının 2011 yılının Mayıs ayında ortak konuttan ayrıldığı, davacı erkeğin 13.02.2012 tarihinde terk ihtarı talebinde bulunduğu, ihtar kendisine tebliğ edilen davalı kadının ihtara cevap vermediği, davacı erkek tarafından terk sebebine dayalı davanın 02.11.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Davalı kadın tarafından terk ihtarının kendisine tebliğinden sonra 03.12.2012 tarihinde … Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2012/105E. 2014/27K. Sayılı dosyada Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası açılmış, mahkemesince 20.02.2014 tarihinde verilen kabul kararı Yargıtay denetiminden geçerek 18.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir.

Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir. Davacı erkek tarafından 13.02.2012 tarihinde ihtar talebinde bulunulduğu halde, aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra 02.11.2015 tarihinde terk nedenine dayanarak boşanma davası açılması, davacı erkeğin eve dön ihtarında samimi olmadığını göstermektedir.

Ayrıca davalı kadın, 03.12.2012 tarihinde açılan ve kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davası ile ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlamış olmakla ortak konuta haklı sebeple dönmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece terk nedenine dayanarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” kararında terk nedeniyle boşanmada ihtarname gönderilen tarih ile dava açılma tarihi arasında geçen sürenin uzun olmasına vurgu yapılarak terk nedeniyle boşanmada ihtarname gönderen tarafın gönderdiği ihtarnamenin samimi olmadığı kanaatine varılmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 25.04.2018 Tarihinde 2018/2221 E., 2018/5625 K. “1-Dava, terk hukuki sebebine dayanan boşanmaya ilişkindir. Davacı erkeğin daha önce açtığı Türk Medeni Kanunu 166/1. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma davası henüz kesinleşmeden, davalı eşe 31.12.2014 tarihinde tebliğ edilen 16.10.2014 tarihli noter ihtarına dayanılarak 18.09.2015 tarihinde terk sebebiyle boşanma davası açılmış ve dava kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Daha önce açılan boşanma davası, ihtar tarihinden sonra, 22.10.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Aleyhinde boşanma davası devam eden eş, dava süresince ayrı yaşamakta ve eve dönmemekte haklıdır. Bu süre zarfında Türk Medeni Kanunu’nun 164’üncü maddesi kapsamında bir terkin varlığından ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemekten bahsedilemez. Bu yasal düzenlemeye göre terkin koşulları bulunmamaktadır. O halde isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

2-Davacı erkeğin, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2013/164 esas ve 2014/551 karar sayılı kararı ile kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması talebi bulunmamaktadır. Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına karar veremez (HMK m. 26/2). Durum böyleyken, mahkemece davalı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakasının tam kusurlu olduğundan bahisle kaldırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” Kararında da terk nedeniyle boşanmada terkin varlığına vurgu yapılmıştır.

Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.06.2021 Tarihli 2021/3826 E., 2021/5098 K. “Davacı-davalı kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı erkeğin aynı hukuki nedene dayalı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek feriler yönünden hüküm kurulmuş ve hükme karşı taraflarca birbirlerinin kabul edilen davaları ile feriler yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi; erkeğin bütün, kadının ise kusur belirlemesi ile ferilerin miktarı dışındaki başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Taraflar bölge adliye mahkemesi kararında belirtilen istinaf sebepleri ile aynı yönlerden temyize başvurmuştur.

Dosyanın tetkikinden, davalı-davacı erkeğin kadına 04/11/2015 tarihinde terk ihtarı çektiği, asıl davanın 28/12/2015 ve birleşen davanın 10/02/2016 tarihinde açıldığı ve her iki tarafın da dilekçelerinde terk ihtarına delil olarak dayandıkları anlaşılmıştır. Davalı-davacı eş terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur. Affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmış olaylar da Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı boşanma davası için boşanma sebebi olarak kabul edilemez.

İhtar istek tarihinden sonra davacı-davalı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verebilmek için davalının az da olsa kusurunun varlığı gerekir. Davacı-davalı kadına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığına göre, erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” Kararında terk nedeniyle boşanmada çekilen ihtar dolayısıyla “terk ihtarı çekmekle eşinin ihtar istek tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış olur” ilkesine vurgu yapılmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.12.2018 Tarihli 2018/5361 E., 2018/14938 K. “Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizin 20.06.2016 tarih ve 2016-12946 esas ,2016-11996 karar sayılı ilamı ile” Davacı erkek münhasıran Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde yer alan “Terk” hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmıştır. Erkeğin, aynı Yasanın 166/1-2. maddesinde düzenlenen “Evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayalı bir davası bulunmadığı gibi usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah işlemi de mevcut değildir.

Münhasıran terke dayalı olarak açılan boşanma davasında, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinin şartlarının oluştuğundan söz edilip, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanma kararı verilemez (HUMK m. 74; HMK m. 26). O halde; Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesine dayalı dava çerçevesinde değerlendirilip; gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiğinden bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur.

Davacı erkek bozmadan sonra 07.02.2017 tarihli celsede “Terk nedeniyle boşanma davası açtığını ancak bu davasını ıslah ettiğini ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir. Ancak; Bir davada ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabilir (HMK m. 177/1). Hüküm, Yargıtay’ca bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmak mümkün değildir (04.02.1948 tarihli 10/3 sayılı içt. bir. kararı). Bu itibarla, bozmadan sonra, terke dayanan boşanma davasının 07.02.2017 tarihinde ıslah edilmiş olması geçerli kabul edilemez. Erkek tarafından açılan boşanma davası hakkında uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulması gerekirken, bozmadan sonraki ıslaha geçerlilik tanınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” kararında terk nedeniyle boşanmada davanın ıslah edilmesi ve ıslah zamanı “Bir davada ıslah, tahkikat bitinceye kadar yapılabilir” ilkesi vurgulanmıştır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 Tarihli 2020/3025 E., 2020/6823 K. “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenen babasının evine dönen kadını almaya erkeğin gitmemesi, erkeğin ailesinin gitmesi vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, yine de mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumları dikkate alındığında erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre erkeğin, davacı-davalı kadının davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.

2- Erkeğin kendi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, ayrılık en az dört ay sürmüş ve bu durumun devam ediyor olması gerekir. Bu sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz (TMK m.164). Toplanan delillerden, davacı-davalı kadının 26.05.2016 tarihinde müşterek haneden ayrıldığı, ihtarın ise 27.09.2016 tarihinde, kanunda öngörülen (TMK m.164/1) dört aylık süre dolduktan sonra istenildiği anlaşılmaktadır. Olayda bu şarta uyularak ihtar istenmiştir.

Terk ihtarı davacı-davalı kadına 05.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan birleşen davanın 06.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasını kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan açtığı için reddi gerekirken, ihtarın samimi olmaması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2).” kararında terk nedeniyle boşanmada terk ihtarnamesinin tebliğinden itibaren “iki aylık süre dolmadan” açılmasına dikkat çekilmiş ve terk nedeniyle boşanma davalarında gerekli sürelere dikkat edilmesi vurgulanmıştır.

Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?

Ankara Barosu’na bağlı olan tüm avukatların iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Ankara’da bir boşanma avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden avukatların iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ancak, burada yer alan bilgiler sadece iletişim bilgilerini sağlanmakta olup hangi avukatın hangi alanda uzmanlaşmış olduğunu veya aktif faaliyet gösterip göstermediğini belirtmemektedir.

En İyi Ankara Boşanma Avukatları Akademik Hukuk & Danışmanlık’ta

Ankara boşanma avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara boşanma avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara boşanma avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

Kaynak:

https://www.mevzuat.gov.tr/

https://karararama.yargitay.gov.tr/

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap