Akıl sağlığı nedeniyle boşanma özel bir boşanma sebebidir. Akıl sağlığı nedeniyle boşanma sebebinde hâkim evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığını ayrıca incelemeksizin boşanma kararı verebilir. Akıl sağlığı nedeniyle boşanma Türk Medeni Kanunu’nun 165. Maddesinde “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” özel olarak düzenlenmiştir.
Buna göre eşlerden biri akıl hastası olup bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse ve hastalığın geçmesine imkân olmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilirse diğer eş akıl sağlığı nedeniyle boşanma davası açabilecektir.
Türk Medeni Kanunu bu noktada akıl sağlığı nedeniyle boşanma sebebi olarak görüldüğü üzere sadece akıl hastalığını saymıştır. Bunun haricinde diğer hastalık türleri boşanma sebebi olarak ileri sürülemez. Bununla beraber bu hastalığın geçici halleri boşanma sebebi olmadığını belirtmiş ve iyileşmesi mümkün olmayan akıl hastalığını boşanma sebebi saymıştır. Akıl sağlığı nedeniyle boşanma konusu son derece önemli olup bu konuda alanında uzman bir boşanma avukatından yardım alınması faydalı olacaktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22.02.2018 Tarihli, 2016/11732 E., 2018/2366 K. “Dava, davacı kadın vasisi tarafından akıl hastası olmayan eşe karşı açılan boşanma davası olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir (TMK m.165). Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, akıl hastalığı hukuki sebebine dayalı boşanma davası, akıl hastası olmayan eş tarafından akıl hastası olan eşe karşı açılabilir.
Davacı kadının vasisinin davacı kadının akıl hastalığına dayanarak boşanma talebinde bulunması hukuken mümkün değildir. Bu açıklamalar karşısında davacı kadının vasisinin Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesine dayalı olarak açtığı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” Kararından da anlaşılacağı üzere akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasını ancak akıl sağlığı yerinde olan taraf açabilir.
İçindekiler
Akıl Sağlığı Nedeniyle Boşanma Şartları
Türk Medeni Kanunu’nun ilgili bu hükmüne dayanarak akıl sağlığı nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için:
- Eşlerden birinin iyileşmesi mümkün olmayan akıl hastalığının varlığı,
- Ortak hayat akıl hastalığı olan eş yüzünden diğer eş için çekilmez hale gelmiş olmalı,
- Bu hastalığın geçmesine imkân olmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmiş olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.09.2018 Tarihli 2016/22141 E., 2018/8964 K. Kararından da anlaşılacağı üzere “Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava TMK m. 165 uyarınca açılan akıl hastalığı hukuki sebebine dayalıdır. Akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmaya karar verilebilmesi için, akıl hastalığının ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi şarttır (TMK. m. 165). Mahkemece akıl hastalığı hukuki sebebi ile boşanmaya (TMK m. 165) karar verilmiş ise de; erkekte akıl hastalığı bulunup bulunmadığı, varsa hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınmamıştır.
Dosya içerisinde bulunan … 1. Sulh hukuk mahkemesinin vesayet dosyası içerisinde yer alan … Ruh Sağlığı Hastanesi’nden alınan sağlık kurulu raporu yeterli görülerek karar verilmiştir. Bu durumda mevcut rapor Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi kapsamı karşısında yetersiz olup hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde, Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi gereğince, davalı erkeğin akıl hastası olup olmadığı, akıl hastası ise hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı, hastalık nedeniyle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelip gelmeyeceği konularında sağlık kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” akıl sağlığı nedeniyle boşanma gerçekleşebilmesi için akıl sağlığının bozulduğunun rapor ile ispatlanması gerekir.
Benzer şekilde Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 31.05.2018 Tarihli 2018/3075 E., 2018/7120 K.
“Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasını 28.12.2015 tarihli duruşmada ve 28.01.2016 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek akıl hastalığı (TMK. m. 165) sebebiyle boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmaya karar verilebilmesi için, akıl hastalığının ortak hayatı diğer eş için çekilmez hale getirmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi şarttır (TMK. m. 165). Mahkemece akıl hastalığı hukuki sebebi ile boşanmaya (TMK m. 165) karar verilmiş ise de; …Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilirkişi Kurulundan alınan 23.10.2014 tarihli sağlık kurulu raporunda, davalının akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı yönünde herhangi bir açıklama bulunmamaktadır.
Bu durumda alınan rapor Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi kapsamı karşısında yetersiz olup hüküm vermeye elverişli değildir.
O halde davalı erkek hakkında tam teşekküllü devlet hastanesi veya üniversite hastanesinden Türk Medeni Kanununun 165. maddesi gereğince, davalı erkeğin akıl hastası olup olmadığı, mevcut bir hastalık varsa bu hastalığın diğer eş yönünden çekilmezlik unsuru taşıyıp taşımadığı ve hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.”
kararında da anlaşılacağı üzere;
“tam teşekküllü devlet hastanesi veya üniversite hastanesinden Türk Medeni Kanununun 165. maddesi gereğince, davalı erkeğin akıl hastası olup olmadığı, mevcut bir hastalık varsa bu hastalığın diğer eş yönünden çekilmezlik unsuru taşıyıp taşımadığı ve hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı konusunda sağlık kurulundan rapor alınarak” sağlık raporuna vurgu yapılmış olup “hastalığın geçmesine olanak bulunup bulunmadığı” akıl sağlığı nedeniyle boşanmada önemli unsur olmuştur.
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.06.2018 Tarihli 2016/20096 E., 2018/7542 K. kararında da “Davacı kadının boşanma davası, akıl hastalığı (TMK.m.165) hukuksal sebebine dayanmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 165. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için, eşlerden biri akıl hastası olmalı, bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelmesi ve hastalığın geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmiş olmalıdır. Davalının, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesince kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Boşanma davasında, davalının durumu hakkında bir rapor alınmamıştır.
Davalının ruhsal rahatsızlığı ve bu hastalığın geçmesine tıbben olanak bulunup bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile tespit edilmeden, çekilmezlik unsurunun sadece tanık beyanlarıyla tespiti yoluna gidilemez. Akıl hastalığının evlilik birliğini diğer eş bakımından çekilmez hale getirip getirmeyeceği, hastalığın türü ve derecesiyle de yakından ilgilidir. Bu bakımdan “çekilmezlik” olgusu tıbbi tanıya da bağlıdır. Öyleyse, davalının tam teşekküllü resmi sağlık kuruluşuna sevk edilip, davalıda mevcut akıl hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporu ile belirlenmeli ve hastalığın evlilik birliğini çekilmez hale getirip getirmediği hususu buna göre değerlendirilmelidir.
Açıklanan bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” akıl hastalığı bulunan eşin resmi sağlık kurulu raporuyla hastalığı kanıtlanmalı, akıl sağlığı nedeniyle boşanma için akıl sağlığı kanıtlanmış olsa dahi tek başına akıl sağlığı nedeniyle boşanma için yeterli olmayacağı aynı zamanda ortak hayatın diğer eş için “çekilmez” hale geldiğinin kanıtlanması gerektiğini belirtilmiştir.
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 02.12.2021 Tarihli 2021/7777 E., 2021/9036 K “Davacı erkek evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmış, daha sonra davasını ıslah ederek, evliliğin iptaline (TMK m. 145) karar verilmesini, bu mümkün değilse akıl hastalığı sebebiyle (TMK m. 165) boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. İ
lk derece mahkemesince, TMK’nın 145/2 nci maddesi gereğince mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, kadın lehine maddi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince kadın lehine toplu yoksulluk nafakasına hükmedilerek tarafların sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 145/2. maddesindeki sebeple evliliğin iptaline karar verilebilmesi için, eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunması halinin her türlü şüpheden uzak sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekir.
Mahkemece, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinden alınan 10.11.2016 tarihli sağlık kurulu raporunda davalı kadında “hafif derecede mental retardasyon olduğu, hastalığının kronik olduğu ve evlilik tarihinde mevcut olduğu” belirtilmiş, bu rapor ile de evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiş ise de;
davalı kadının evlenme tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel derece akıl hastası olup olmadığı hususunun, davalının, dosya içerisindeki tüm tedavi kayıtları ve raporları ile birlikte yeniden bu hususları kapsayacak şekilde rapor alınmak suretiyle tespit edilmesi; buna göre mutlak butlan sebebi mevcutsa butlana karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” kararında da akıl sağlığı nedeniyle boşanmada tıbbi rapor ön plana çıkartılarken, hastalığın ne zaman başladığına dair net bir bilgi olmadığı için çıkartılarak evlilik birliğinin butlan sayılmasının önüne geçilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 26.01.2022 Tarihli 2021/8936 E., 2022/645 K. “Mahkemece davacı erkek tarafından TMK 165. maddesine dayalı açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, davacı erkek tarafından verilen karar istinaf edilmekle, bölge adliye mahkemesince istinaf itirazı esastan reddedilmiş, hüküm yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir (TMK m. 165). Her ne kadar mahkemece davacının davasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de;
Kayseri Şehir Hastanesi Psikiyatri Polikliniği tarafından düzenlenen 17/06/2020 tarihli heyet raporunda davalı kadın hakkında “sınır seviyede mental kapasitesinin olduğu, tedavisinin mümkün olmadığı, evlilik tarihinden önce akıl zayıflığı veya akıl hastalığı ile ilgili herhangi bir hastane kaydının olmadığı, hastalığın diğer eş yönünden kısmen çekilmez hale geldiği, vasi tayini gerekmediği” denildiği, yine davacı erkek tarafından delil olarak sunulan, Kayseri Kızılay Hastanesi ve Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Anksiyöz, duygulanımı uygunsuz, benlik değeri düşük” teşhisli rapor ile ve dava ve evlilik tarihinden önce Kayseri Kızılay Hastanesi tarafından düzenlenen “Anksiyete bozukluğu ve düşük benlik algısı” teşhisli rapor bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, özellikle dosya kapsamında mevcut sosyal inceleme raporu ve tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde, alınan raporlar hüküm vermeye yeter düzeyde değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı …’un sağlık durumu hakkında bu kez de, Adli Tıp Kurumuna sevkinin sağlanarak, TMK m.165 kapsamında akıl hastası olup olmadığı, hastalığı var ise hastalığının geçmesine olanak bulunup bulunmadığı yönünde rapor aldırılması sonucuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” kararında da akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında tıbbi rapora vurgu yapılmıştır.
Akıl Sağlığı Nedeniyle Anlaşmalı Boşanılabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma davalarında boşanmanın şartlarından birisi de tarafların iradelerini hakiminin önünde serbestçe açıklamalarıdır. Taraflar arasında anlaşmalı boşanma protokolü de düzenleseler hâkim önünde serbestçe irade açıklanmadığı sürece anlaşmalı boşanma gerçekleşmez.
Akıl sağlığı yerinde olmayan tarafın hâkim önünde iradesini serbestçe açıklaması beklenemeyeceğinden akıl sağlığı nedeniyle boşanma gerçekleşmez.
Bu konuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 13.12.2017 Tarihli 2016/8798 E., 2017/14467 K. “Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması zorunludur. Toplanan delillerden, davalı erkeğin ….. 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27/06/2013 tarih ve 2012/613 esas, 2013/832 sayılı kararı ile akıl hastalığı sebebiyle kısıtlandığı, vasi olarak kızı …’in atandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda vasiye duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edilip, bu suretle taraf teşkili sağlanmalı, göstermesi halinde delilleri toplanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Davacı kadının TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca açtığı boşanma davasında tarafların ön inceleme duruşması sırasında TMK’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarını talep etmişler ve mahkemece tarafların TMK’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir. TMK’nun 166/3. maddesi gereğince tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verebilmek için hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi gerekir.
Oysa, davalının “Akıl hastalığı” sebebiyle Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereğince kısıtlandığı, kendisine kızının “Vasi” olarak atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığından dolayı kısıtlanan kişi ayırt etme gücünden yoksun olup, tam ehliyetsizdir. Ayırt etme gücü bulunmayanların serbest iradesiyle beyanda bulunduklarından söz edilemez. Bu sebeple beyanları hukuki sonuç doğurmaz. Hal böyleyken tarafların TMK’nun 166/3. maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesi de doğru olmayıp, açıklanan sebeplerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” kararından da anlaşılacağı üzere akıl sağlığı nedeniyle boşanma anlaşmalı boşanma olarak gerçekleştirilemez.
Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 05.06.2018 Tarihli 2018/3210 E., 2018/7337 K. “Davacı kadının açtığı boşanma davasında; taraflar TMK 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu halde anlaşmalı boşanma davasının “çekişmeli boşanma” (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Diğer yandan davacı kadının, karardan sonra “akıl hastalığı” sebebiyle Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereğince kısıtlanarak babasının velayeti altına alındığı anlaşılmaktadır. Akıl hastası, akla uygun biçimde davranma yeteneğinden, diğer bir ifade ile ayırt etme gücünden yoksun olup tam ehliyetsizdir. Ayırt etme gücü bulunmayanların irade beyanları geçerli kabul edilemez ve hukuki sonuç doğurmaz.
Mahkemece yapılacak iş davacının velisinin katılımıyla yargılamaya çekişmeli boşanma davası (TMK m. 166/1-2) olarak devam etmek, taraflara iddia ve savunmalarının dayanağı bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini içeren beyan ile iddia ve savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın ispatını sağlayacak delillerini sunmak ve dilekçelerin karşılıklı verilmesini sağlamak üzere süre verilip ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar vermekten ibaret olup, bu sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” Kararında da akıl sağlığı nedeniyle boşanma vurgulanmış ve geçerli irade beyanı olmadan anlaşmalı boşanma gerçekleşemeyeceği belirtilmiştir.
Akıl Sağlığı Nedeniyle Boşanma Davasının Sonuçları Nelerdir?
- Akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında akıl sağlığı yerinde olmayan taraf aleyhinde maddi ya da manevi tazminata hükmedilemez.
- Akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında akıl sağlığı yerinde olmayan taraf lehine de maddi ya da manevi tazminata hükmedilemez.
- Akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında müşterek çocukların velayeti akıl sağlığı yerinde olmayan tarafa verilemez.
- Akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında nafaka konusunda durum biraz farklı olup akıl sağlığı yerinde olmayan tarafın diğer tarafa yoksulluk nafakası vermesine bir engel yoktur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.05.2016 Tarihli 2015/18122 E., 2016/10004 K.
“1-Toplanan delillerden davalı-davacı kadının akıl hastası olduğu ve kısıtlandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı bir dava bulunmamaktadır (TMK m. 165). Davalı-davacının hareketleri iradi olmadığından, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. Erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, erkeğin davasında verilen boşanma hükmü temyize gelmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
2-Davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazların incelenmesine gelince:
a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
b-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kadının akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere akıl hastası olan davalı-davacı kadının davranışları iradi olmadığına göre, kusurundan söz edilemez. Davalı-davacı kadın tarafından, erkeğin kusuru da ispatlanamamıştır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). O halde; herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.” kararında akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında akıl sağlığı yerinde olmayan taraf için nafaka uygun görülmüştür.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 14.01.2020 Tarihli 2019/8244 E., 2020/112 K.
“1-Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin akıl hastalığı nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereği kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Davacı kadın tarafından akıl hastalığına dayalı (TMK m. 165) olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davalı erkeğin hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemez ve Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesine dayalı “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak boşanmaya karar verilemez. O halde kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki, boşanma hükmü temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
2- Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
- a) Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
- b) Davalının Türk Medeni Kanunu’nun 405. maddesi gereğince kısıtlanmış olması nedeniyle davranışlarının iradiliğinden söz edilemez ve kendisine bu nedenle kusur yüklenilemez. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları davada gerçekleşmemiştir. Davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekirken kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” kararında akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında akıl sağlığı yerinde olmayan tarafa maddi manevi tazminat yüklenilemez ilkesi gereğince maddi ve manevi tazminat talepleri reddedilmiştir.
Akıl sağlığı nedeniyle boşanma da nafaka konusu son derece hassas bir konu olup bu konuda uzman bir Ankara nafaka avukatından yardım almanız faydalı olacaktır.
Akıl Sağlığı Nedeniyle Boşanma Davasını Açma Süresi Nedir?
Türk Medeni Kanun’un 165. Maddesi “Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.” gereğince, akıl sağlığı nedeniyle boşanma davası açmak için herhangi bir zaman sınırlaması bulunmaz; bu tür bir dava herhangi bir zamanda başlatılabilir. Akıl sağlığı nedeniyle boşanma davasında zamanaşımı yoktur.
Ankara Boşanma Avukatına Nasıl Ulaşılabilir?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm avukatların iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Ankara’da bir boşanma avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden avukatların iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz. Ancak, burada yer alan bilgiler sadece iletişim bilgilerini sağlanmakta olup hangi avukatın hangi alanda uzmanlaşmış olduğunu veya aktif faaliyet gösterip göstermediğini belirtmemektedir.
En İyi Ankara Boşanma Avukatları Akademik Hukuk & Danışmanlık’ta
Ankara boşanma avukatlarının en tecrübelileri ile çetrefilli olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. En iyi Ankara boşanma avukatları için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden Ankara nafaka avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Kaynak: