Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmanın geçerliliğini Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Geçerliliği yazımızda anlatmıştık. Bu makalemizin konusu ise anlaşmalı boşanma davasında anlaşmanın içeriklerinin düzenlenmesi ve nasıl yapılması gerektiğine ilişkin olacaktır.
İçindekiler
- Anlaşmalı Boşanma Davası
- Anlaşmalı Boşanmada Eşlerin Yaptığı Anlaşma İçeriği
- Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Niteliği
- Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Yazılır?
- Anlaşmalı Boşanma Protokolü Hangi Aşamada Teslim Edilir?
- Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokole Hâkim Müdahale Edebilir mi?
- Anlaşmalı Boşanmanın Gerçekleşmesi
- Anlaşmalı Boşanma Maddelerine Dair Sonuçlar
- Anlaşmalı Boşanma Avukatı
Anlaşmalı Boşanma Davası
Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesinde anlaşmalı boşanma davası hüküm altına alınmıştır. Madde hükmü “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
Bu maddeye göre eşlerin anlaşmalı boşanma davasında mali sonuçları, çocukların durumları ve diğer hususlar hakkında düzenlemiş oldukları anlaşmayla yani anlaşmalı boşanma protokolü ile mahkemeye başvurmaları gerekmektedir. Tarafların uzlaşarak yazıya döktüğü bu anlaşma metnine anlaşmalı boşanma protokolü denmektedir. Hakimin onayına sunulan bu protokolde hakim gerekli görürse değişiklik yapabilmekte olup tarafların da bu değişikliği kabul etmesi ile boşanmaya hükmolunacaktır. Burada tarafların ikrarının hakimi bağlamayacağı hükmü burada uygulanmamaktadır. Ancak bu demek değildir ki hakim her protokolde değişiklik yapar. Belirttiğimiz gibi sadece gerekli görülen hallerde değişiklik söz konusu olup gerekli görülmeyen hallerde protokol aynen kabul edilir.
Anlaşmalı boşanma davasında hakim eşlerin her ikisini de bizzat, aynı anda dinleyerek ve protokol içeriğinde gerekli incelemeyi yaparak, eşlerin iradelerini serbestçe açıkladıklarına ve iradelerinin bu yönde olduğuna karar verdikten sonra hüküm verir. Hükümle birlikte anlaşmalı boşanma protokolü de onaylanır ve kararın içeriğine eklenir. Anlaşmalı boşanma davasının şartlarından birisi de evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Bu bir yıllık süre evlilik tarihi ile işlemeye başlar ve eşlerin fiilen bir arada bulunması aranmaz. Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin anlaşmalı olarak boşanabilmeleri için birlikte anlaşmalı boşanma talebiyle mahkemeye başvurmaları ya da bir eşin açmış olduğu boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi gerekmektedir. Çekişmeli olarak açılmış bir dava da yargılamanın her safhasında anlaşmalı boşanma davası haline getirilebilmektedir.
Anlaşmalı Boşanmada Eşlerin Yaptığı Anlaşma İçeriği
Türk Medeni Kanunu m.166/3’te de belirtildiği üzere tarafların anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkında uzlaşmaya varmaları gerekmektedir. Ancak taraflar anlaşmalı boşanma davasında bunlar dışında mal paylaşımı gibi konulara ilişkin düzenlemelere de protokolde yer verebilirler. Anlaşmalı boşanma davasında Her ne kadar hakimin gerekli görmesi halinde protokolde değişiklik yapma hakkı olduğunu belirtmiş olsak da bu değişiklik eşler tarafından da kabul edilmelidir. Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin anlaşma yaparken irade serbestîsi söz konusu olsa da anlaşmalı boşanma davasında bu serbestlik sınırsız değildir. Anlaşmalı boşanma davasında kanunun ve kamu düzeninin izin verdiği sınırlar dahilinde serbestçe anlaşma yapabilmektedirler.
Anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanma protokolünün içeriğinde hukuka ve kamu düzenine aykırı bir düzenleme de yer almamalıdır. Anlaşmalı boşanma davasında protokol açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmelidir. Anlaşmalı boşanma davasında protokolde şarta bağlı bir hüküm yer almamalıdır. Çünkü ileriye dönük, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir şart protokolde belirsizliğe neden olacak ve protokolün uygulanması sırasında ihtilaflara sebebiyet verecektir. Burada bahsetmiş olduğumuz şarta bağlı hükümler cezai şartları da içermektedir. Anlaşmalı boşanma davasında cezai şart bulunan bir anlaşmalı boşanma protokolünün de geçerliliği olmayacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Niteliği
Anlaşmalı boşanma protokolü hukuken bir sözleşme olarak kabul edilmektedir ve birbirine uygun karşılıklı irade beyanlarıyla kurulmaktadır. Anlaşmalı boşanma protokolü, kendine özgü aile hukuku sözleşmesi olarak nitelendirilebilir. Eşler arasında yapılan bu anlaşma, boşanmanın feri sonuçlarına ilişkin taraflarca düzenlenen ve hakimin özel onay şartına bağlı bir sözleşmedir. Hakimin uygun bulması şartı kanuni bir şarttır. Eğer bu şart gerçekleşmez ise, sözleşme kurulmuş fakat hüküm ve sonuç doğurmamış olur. Yani böyle bir durumda anlaşmalı boşanma protokolünün hiçbir bağlayıcılığı bulunmaz.
Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken her ne kadar eşlere serbestlik tanınmış olsa da boşanmanın kamu düzenini de ilgilendiren bir yönü olması nedeniyle bu serbestlik sınırsız değildir. Anlaşmalı boşanma protokolü hakim müdahalesine açık olduğu gibi kanuni sınırlara tabidir. Anlaşmalı boşanma protokolü bir sözleşme olduğundan hukuk kurallarına ve genel ilkelere uygun düzenlenmelidir. Aynı zamanda sözleşmelerin kuruluş ve geçerlilik şartlarına ilişkin kurallar, anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği için de uygulanır.
Boşanma kararından sonra eşlerin yapmış oldukları sözleşme yani protokol, sözleşme özelliğini kaybeder ve kararın bir parçası haline gelir. Kararın bir parçası haline gelen ve karar içeriğinde yer alan anlaşmalı boşanma protokolü artık ilam niteliğini kazanmış olur.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Yazılır?
Anlaşmalı boşanmalarda gerekli belgelerden birisi de anlaşmalı boşanma protokolüdür. Anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde taraflar varsa çocuğun velayetini kimin alacağı, velayeti almayan kişinin çocukla nasıl bir ilişki içerisinde olacağı ve ne sıklıkla görebileceği, evlilik içerisinde alınan malların paylaşımının nasıl yapılacağı, boşanma sonrası tazminat ve nafaka ödenip ödenmeyeceği ödenecekse bunun tutarının ne olacağı gibi birçok hassas konuda uzlaştıklarını ifade eden belgedir. Anlaşmalı boşanma protokolünün dikkatle hazırlanması gerekir. Bu sebeple anlaşmalı boşanma protokolü hazırlarken anlaşmalı boşanma avukatından yardım alınması tavsiye edilir.
Anlaşmalı boşanma protokolü içerisinde yapılacak hatalar ya da eksiklikler anlaşmalı boşanma davası sürecinin uzamasına hatta açılacak anlaşmalı boşanma davasının reddedilmesine neden olacaktır. Anlaşmalı boşanma davasının reddi gibi bir durumda ise tekrar aynı hukuki gerekçe ile anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için 3 yıl beklenmesi gerekmektedir. O yüzden anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanma aşamasında mutlaka uzman bir anlaşmalı boşanma avukatı tarafından destek alınması gerekir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü Hangi Aşamada Teslim Edilir?
Anlaşmalı boşanma protokolü boşanma dilekçesi ile mahkemeye dava açarken sunulmalıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünün ıslak imzalı nüshası en geç duruşma gününe kadar sunulmalıdır.
Çekişmeli boşanma davalarında da anlaşmalı boşanma protokolü karar kesinleşinceye kadar istinaf ve yargıtay aşamaları dahil her aşamada taraflar tarafından hazırlanarak dava anlaşmalı boşanma davasına çevrilebilir. Aynı şekilde taraflar yeni bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak eski anlaşmalı boşanma protokolünü değiştirebilirler.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokole Hâkim Müdahale Edebilir mi?
Anlaşmalı boşanma protokolüne belirli hususlarda hâkim müdahale ederek öneriler sunabilir. Hâkim taraflar bu önerileri kabul ederse anlaşmalı boşanmaya karar verebilmektedir. Şarta veya feragata dayalı anlaşmalı boşanma kararı verilemez.
Hâkim anlaşmalı boşanma protokolü dışında bazı hususlara kendiliğinden karar veremez. Örneğin anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan ödemelerde faiz öngörülmemişse, hâkim faize hükmedemez.
Anlaşmalı Boşanmada Eşlerin yaptığı Anlaşmada Bulunması Gereken Zorunlu Unsurlar
Mali konular ve çocukların durumuna ilişkin düzenlemelerin, anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada bulunması gerekmektedir. Mali konular maddi-manevi tazminat ve nafakaları kapsamaktadır. Çocukların durumuna ilişkin konular ise velayet, şahsi ilişki düzenlemelerini kapsamaktadır.
1-Mali düzenlemeler
Eşlerin birbirlerinden talep ettikleri maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının açıkça yapılan anlaşmada belirtilmiş olması gerekmektedir. Eşlerin bu konulara ilişkin birbirlerinden bir talepleri bulunmaması halinde bu durum da açıkça anlaşmaya yazılmalıdır. Anlaşmalı boşanmada maddi ve manevi tazminat ya da yoksulluk nafakası talep edilebilmesi için ayrıca kusur araştırmasına gerek yoktur, tarafların karşılıklı anlaşmış olması yeterlidir. Kanun burada tarafların iradelerine üstünlük tanımıştır. Hakim re’sen tarafların belirlemiş olduğu tazminat ya da yoksulluk nafakası miktarından daha fazlasına ya da daha azına hükmetme hakkına sahip değildir.
Eğer anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmanın içeriğinde tazminat ve nafaka hususlarına ilişkin bir düzenleme yer almıyorsa hakimin boşanmaya karar vermemesi ve bu hususlara ilişkin düzenleme yapılmasını sağlaması gerekmektedir. Aksi halde verilen boşanma kararı hukuka aykırı olacaktır. Tazminat ve nafaka hususlarına ilişkin miktarların, ödemenin ne zaman ve ne şekilde yapılacağı, kimin kime ödeme yapacağı gibi detaylara anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada net ve tereddütsüz bir şekilde yer verilmelidir.
Yine bu hususlar boşanmanın ferisi niteliğinde olduğundan anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada feragat etmeleri ya da belli miktar ödenmesine ilişkin düzenleme yapmaları sonrasında artık boşanma gerçekleştikten sonra bu hususların talep ve dava edilmesi söz konusu olmayacaktır. Ancak kanunda belirtilen zorunluluğa rağmen, taraflarca yapılan anlaşmada mali hususlar hakkında bir düzenleme olmadığı halde hakim boşanmaya hükmetmiş ve karar kesinleşmişse, eşlerin bu hususlara ilişkin dava açma hakkı devam edecektir.
Bu husus uygulamada tartışmalı olsa da doktrinde kabul edilen görüş bu yöndedir. Fakat Yargıtay taraflar protokolde nafaka ve tazminat hususlarına yer vermemişse bunlara ilişkin talepleri olmadığını kabul etmek gerektiği ve sonrasında da dava açılamayacağı yönünde kararlar vermektedir.
2-Çocukların durumu
Öncelikle boşanma sonrasında çocukların velayetinin taraflardan hangisine ait olacağı belirlenmeli ve anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmaya açıkça yazılmalıdır. Daha sonra velayet kendisinde olmayan eşin çocuklarla olan şahsi ilişkisi düzenlenmelidir. Şahsi ilişki düzenlerken müşterek çocukların, velayet hakkı elinde olmayan tarafla ne zaman, nerede görüşeceği ve görüşme süresi ile sıklığı da anlaşmada açık ve net bir şekilde yazılmalıdır.
Kişisel ilişki düzenlenirken, çocukların velayeti elinde bulundurmayan ebeveyn ile ilişkisinin korunmasına, çocuğun bu ebeveyne yabancılaşmasının önlenmesine dikkat edilmelidir. Yine aynı şekilde velayet kendisinde olmayan eş, çocukların her türlü bakım ve giderinden ortak şekilde sorumlu olduğundan çocuklar için bir iştirak nafakası bedeli belirlenip anlaşmaya yazılmalıdır.
Burada iştirak nafakasının bedeli, kim tarafından, ne zaman ve ne şekilde ödeneceği hususlarının tereddüt oluşturmayacak şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Eğer anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada bu hususlar açıkça düzenlenmemişse ya da hiç yer almıyorsa hakimin müdahale hakkı bulunmaktadır. Aynı zamanda hakimin iştirak nafakasının bedelini az bulması halinde de gerekli araştırma ve incelemeleri yaparak yeni bir bedel belirlemesi, ve tarafların onayına sunması mümkündür.
Burada her zaman çocukların üstün menfaati gözetildiğinden, hakim anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmayı uygun bulmayıp, kendisi gerekli araştırmaları yaparak yeni düzenlemeler önerebilir. Örneğin yeni doğmuş ve anne sütü ile beslenen bir çocuğun velayetinin babaya verilmesini hakim uygun bulmayıp müdahale edebilir. Çünkü burada korunması gereken ve esas olan çocuğun üstün yararıdır. Uygulamada da anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada genel olarak çocukla olan şahsi ilişkiye ilişkin düzenleme yapılmamaktadır.
Böyle bir durumda hakim gerekli araştırmayı yaparak bir şahsi ilişki düzenler ve bunu tarafların önerisine sunar. Taraflar bu düzenlemeyi onaylarsa anlaşmalı boşanma yönünde karar verilebilir. Hakim çocuklarla ilgili durumlarda yapılan anlaşmaya müdahale etmeden önce gerekirse çocukların durumu ile ilgili bir sosyal inceleme raporu aldırmalı ve kararını bu şekilde vermelidir.
Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada, çocukların velayetlerine ya da iştirak nafakasına ilişkin ileride bir dava açılamayacağı yönünde düzenleme mevcutsa bu hüküm kesin hükümsüz olacaktır. Ancak bu maddenin geçersizliği tüm anlaşmayı geçersiz kılmamaktadır. Eğer ki taraflar bu madde olmaksızın anlaşmaya varamıyorlarsa o zaman anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşma geçersiz olacak ve anlaşmalı boşanmaya hükmedilemeyecektir. Çünkü eşlerin kanunen de anlaşmalı boşanmadan sonra bu konulara ilişkin her zaman dava açma hakkı bulunmakta olup kanuna aykırı düzenlemenin anlaşmada yer alması mümkün olmayacaktır.
Anlaşmalı Boşanmada Eşlerin yaptığı Anlaşmada Bulunması Gereken İhtiyari Unsurlar
Yukarıda bahsedilen zorunlu unsurların dışında anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmaya serbestçe belirleyecekleri başka hususları da eklemeleri mümkündür. Örneğin anlaşmada; mal rejimi tasfiyesi, aile konutunun durumu, ziynet eşyaları, kişisel veya ortak eşyalar gibi konularda düzenlemeler yapılması mümkündür. Anlaşmalı boşanma davasıyla birlikte bu hususlara ilişkin sorunlar ortaya çıkacağından, daha sonra dava açmakla uğraşmamak adına yapılan anlaşmada tüm bu hususlara yer vermekte fayda olacaktır.
Ancak bu hususların yapılan anlaşmada yer almaması anlaşmalı boşanma davasında boşanmaya hükmedilmesine engel değildir. Ayrıca belirtmek gerekir ki; bazı durumlarda eşler boşansa bile kadın eşinin soyadını kullanmaya devam etmek isteyebilmektedir. Eğer böyle bir durum söz konusu ise bu durumun da anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada belirtilmesi önemlidir.
1-Mal rejiminin tasfiyesi
Mal rejimi; eşlerin evlenmeden önce sahip oldukları ve evlilik birliği devam ettiği sürece edindikleri mallar üzerindeki hakları, birbirlerine karşı sorumlulukları ve evlilik birliği sona erdiğinde bu malların paylaştırılması yönündeki kurallar bütününü ifade etmektedir. Eşler kendi aralarında yapacakları bir sözleşme ile mal rejimlerini belirleyebilirler ancak böyle bir sözleşme yoksa yasal olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır.
Mal rejimine ilişkin talepler boşanmanın ferisi niteliğinde olmadığından, anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada bulunması gereken zorunlu unsurlar arasında sayılmamıştır. Eğer yapılan anlaşmada mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir düzenleme bulunmuyorsa bu husus anlaşmalı boşanmaya engel olmadığı gibi, eşler anlaşmalı boşanmadan sonra tasfiyeye ilişkin dava açabileceklerdir. Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir. Ancak anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hiçbir talepleri olmadığı ya da bu haklarından feragat ettikleri belirtiliyorsa anlaşmalı boşanmadan sonra artık dava açma hakları bulunmayacaktır.
Duruşma sırasında mal ya da eşya talebi olmadığını beyan eden tarafın iradesi geniş yorumlanabilmektedir. Bu nedenle bu hususa ilişkin beyanda bulunurken dikkatli olmak ve net beyanlarda bulunmak önemlidir. Anlaşmada böyle bir düzenleme mevcutsa hakim tarafları dinleyerek iradelerinin gerçekten bu yönde olup olmadığını kontrol etmelidir.
Yine feragat söz konusu ise anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada feragat edilen mallara ilişkin tüm bilgilerin açıkça yazılması gerekir. Aksi halde anlaşmada yer almayan bir mala ilişkin feragatten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Yine böyle bir durumda bu mala ilişkin mal rejimi davası açılabilecektir. Ancak anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada mal rejimine ilişkin genel bir feragat söz konusu ise Yargıtay’ın da görüşüne göre mal rejiminin tasfiye edildiği kabul edilmektedir. Eğer anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hiçbir düzenleme yer almıyorsa eşlerden her biri boşanma davasından sonra on yıllık zamanaşımı süresi içinde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava açabilecektir.
Bunların yanında anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada mal rejimi tasfiyesine ilişkin düzenleme yapılmışsa; taraflar mal paylaşımı yaptığı taşınır ve taşınmaz bilgilerini eksiksiz bir şekilde belirtmelidir. Taşınmazların ada ve parsel numaraları, tapu masraflarının kim tarafından karşılanacağı, taşınır olarak araç var ise aracın plakası, tarafların satışa ya da tescile yetkili kişi olup olmadıkalrı gibi bilgilerin protokolde yer alması gerekmektedir. Yargıtay’ın kararları incelendiğinde de bu yönde hüküm verdiği görülecektir. Anlaşmada taraflarca yapılan paylaşım hataya yer vermeyecek şekilde ve icra edilebilir şekilde düzenlenmelidir.
Mal paylaşımına ilişkin hükümlerin; yoruma açık, muğlak ifadeler içermemesi, kesin ve net olması oldukça önem arz etmektedir. Eğer anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada taşınmazın devrine ilişkin boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bir vade kararlaştırılmışsa, bu durum uygulamada birtakım sıkıntılara yol açabilmektedir. Boşanmanın ardından taşınmaz devri borcu altına giren eş tescil talebinde bulunmaktan kaçınabilir, böyle bir durumda diğer eşin ikinci bir dava açması gerekecektir. Uygulamada da bu tarz durumlarla sıkça karşılaşılmaktadır.
2-Aile konutuna ilişkin düzenleme
Aile konutu, eşlerin tüm yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği yer olarak tanımlanmaktadır. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada aile konutunun durumuna ilişkin de düzenleme yapılabilmektedir. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada, boşanmadan sonra aile konutunda kimin yaşayacağını, aile konutunun mülkiyetinin kime ait olacağı gibi konulara yer verilebilir. Yine aynı şekilde uygulamada çocukların velayeti hangi tarafa bırakılmışsa, diğer eş velayet verilen eşin çocuklarla birlikte aile konutunda yaşamaya devam etmesi için bir ayni hak tesisinde bulunabilir ve taraflar anlaşmada buna ilişkin düzenleme yapabilirler.
Eğer ki, anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada bu hususa ilişkin bir düzenleme bulunmuyorsa aile konutunun mülkiyeti hangi eşe aitse ev üzerindeki tasarruf yetkisi de ona ait olacaktır. Aile konutu evlilik birliği içerisinde alınmışsa ortak mal olarak kabul edilip mal rejimi tasfiyesine konu olacak ve protokolde herhangi bir düzenleme yoksa boşanma gerçekleştikten sonra buna ilişkin dava açılabilecektir.
3-Ziynet eşyalarına ilişkin düzenleme
Ziynet eşyaları düğünde takılan para, altın, bilezik gibi takıları ve hediyeleri kapsamaktadır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre düğünde takılan takılar kadına ait kabul edilmekteydi. Ancak Hukuk Genel Kurulu’nun güncel kararına göre altın ve takılar düğünde kime takılmışsa ona ait kabul edilmiş ancak kadına özgü olup erkeğe takılanların da kadına ait olduğunu kabul etmiştir. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada ziynet eşyalarının kime ait olduğu belirlenebilir ya da eşlerden biri ziynet eşyası hakkından feragat edebilir.
Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada sözleşme serbestisi ilkesi kabul edilerek iradeleri yönünde hüküm kurulur. Eşler yapmış oldukları anlaşmada ziynet eşyalarına ilişkin düzenleme yapmışlarsa, ziynet eşyalarının miktarına, kimin kime ödeme yapacağına, aynen mi yoksa nakden mi ödendiğine ilişkin ayrıntılara da yer vermeleri gerekmektedir. Ödeme konusunda boşanmadan sonra bir vade belirlemişlerse bu tarihi de açıkça yazmaları gerekmektedir. Ancak eşler yaptığı anlaşmada ziynet eşyalarına ilişkin bir düzenleme yapmamış ya da bu haklarından açıkça feragat etmemişlerse, anlaşmalı boşanmadan sonra ziynet eşyası davası açarak bu haklarını talep edebilirler.
4-Kişisel/ortak eşyalar hakkında düzenleme
Eşler ortak konutta bulunan kişisel ya da ortak eşyalarına ilişkin paylaşımı yapmış oldukları anlaşmaya yazmalıdır. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada eşyaların ne şekilde paylaşıldığı, hangi eşyanın hangi eşte kalacağı, eşyaların nitelik ve türleri gibi ayrıntılara yer verilmelidir. Her bir eşyanın tek tek yazılarak belirtilmesinde fayda vardır. Kişisel eşyalarını almışlarsa bunu anlaşmada belirtmelidirler. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmada, ortak konutta yer alan eşyaların paylaşımı aynen paylaşım veya nakdi paylaşım olarak gerçekleştirilebilir. Boşanmadan sonra yapılan anlaşmaya uymayan taraf için yasal yollara başvurulabilir.
Anlaşmalı Boşanmanın Gerçekleşmesi
Anlaşmalı boşanma davasında mahkemenin anlaşmalı boşanmaya ilişkin kararında, eşlerin anlaşma sağlamış oldukları ve hakimin onayından geçen protokolün açık, anlaşılır, tereddütsüz ve icra edilebilir bir şekilde yer almış olması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmanın geçerliliği açısından da bu husus önem arz etmektedir. Nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir. Hiçbir şekilde ne kısa kararda ne gerekçeli kararın sonuç kısmında veya ekinde anlaşmaya yer verilmemişse, anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmanın geçerliliğinden bahsetmek mümkün olmayacak ve anlaşma yok hükmünde olacaktır.
Buradan da anlaşılacağı üzere anlaşmalı boşanma davasında eşlerin yaptığı anlaşmanın tek başına bir hükmü bulunmamaktadır ve anlaşmalı boşanma protokolünün geçerliliği boşanma kararının sonuç ya da hüküm kısmında yer almış olmasına bağlıdır. Anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşmanın maddelerinin de kararın hüküm kısmına geçirilmesi gerekmektedir. Tasdik edilmeyen, boşanma kararının sonuç ya da hüküm kısmında yer alamayan, kararın eki haline getirilmeyen protokol Yargıtay tarafından yok hükmünde kabul edilmiştir. Yine eşlerin anlaşma sağladığı protokolde bulunan fakat kararın hüküm kısmına eklenmemiş olan bir düzenlemenin de icra edilebilirliği bulunmamaktadır.
Boşanma kararı verildikten ve protokol aynen hüküm kısmına geçirildikten sonra kararın kesinleşmesiyle birlikte uygulanabilir hale gelmektedir. Karar kesinleşinceye kadar eşlerden her birini tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle gerek boşanmanın gerçekleşmesi gerekse anlaşmanın icra dilebilmesi için kesinleşmenin sağlanması gerekmektedir.
Buradan da anlaşılacağı üzere anlaşmalı boşanmada eşlerin yaptığı anlaşma hakim onayından geçmedikçe ve kararın hüküm kısmında yer almadıkça herhangi bir sonuç doğurmamaktadır. Eşlerin kendi aralarında yapmış oldukları anlaşma tek başına boşanmanın gerçekleşmesi için yeterli değildir. Eşler çoğu zaman kağıt üzerinde yaptığı bu anlaşmanın hemen hüküm ve sonuç doğurduğunu ve boşanmanın gerçekleşeceğini düşünmektedir. Ancak yasal olarak süreç bu şekilde ilerlememektedir.
Anlaşmalı boşanmalarda kağıt üzerinde boşanma gibi bir durum yoktur. Eşler anlaşmalı boşanmak istediğinde dahi hakim huzuruna çıkarak bu iradelerini sözlü olarak beyan etmek zorundadırlar. Aksi halde boşanma gerçekleşmeyecektir. Eşlerin hakim onayına sunmadıkları, kendi aralarında yaptığı anlaşma genel hükümlere tabi bir sözleşme niteliğinde olacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Maddelerine Dair Sonuçlar
Anlaşmalı boşanma davasında eşler kendi aralarında hazırlamış ve imza altına almış oldukları protokol ile birlikte mahkemeye başvurarak anlaşmalı boşanma taleplerini iletirler. Hakimin eşlerin hazırlamış olduğu anlaşmalı boşanma protokolünü inceleyerek uygun bulması halinde boşanmaya hükmeder ve eşlerin imzalamış olduğu anlaşmayı kararın hüküm kısmına ekler. Daha sonra boşanma kararının kesinleşmesiyle eşler boşanmış olur ve anlaşma da bağlayıcılık kazanır. Hakimin anlaşmayı onaylaması için; anlaşmanın yukarıda bahsetmiş olduğumuz zorunlu unsurları içermesi gerekmektedir.
Ayrıca eşlerin yaptığı anlaşmanın her bir hükmü açık, anlaşılır ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde uygulanabilir olmalıdır. İster zorunlu unsurlar ister ihtiyari unsurlar olsun anlaşmada yer verilen her konu için bu durum geçerlidir. Taraflar anlaşmada ihtiyari unsurlara yer vermemiş ise bu hususlara ilişkin dava açma hakları anlaşmalı boşanma davasından sonra devam etmektedir. Ancak yapılan anlaşmada zorunlu unsurlarla ilgili düzenleme yer almıyorsa anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanmamaya hükmedilmemesi gerekmektedir.
Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin kendi aralarında yapmış oldukları anlaşmanın tek başına hiçbir geçerliliği ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu anlaşmayı geçerli hale getiren unsur hakimin onayı ve kararın bir parçası haline gelmiş olmasıdır. Anlaşmalı boşanmada yapılan protokolde zorunlu unsurlarda olduğu gibi ihtiyari unsurlar da hakimin onayına bağlıdır. Hakim anlaşmanın genel çerçevesini ve tarafların irade beyanlarını incelerek, anlaşmanın hükümlerini uygun bulmalı ve anlaşma sağlanan her bir madde kararın hüküm kısmında tek tek ayrıntılı bir şekilde yazmalıdır.
Anlaşmalı Boşanma Avukatı
Boşanma davaları boşanma ve nafaka alanında uzman avukatlarca takip edilmesi gereken davalardır. Bu sebeple boşanma davalarında boşanma ve nafaka avukatlarından hukuki destek almanızı tavsiye etmekteyiz. Hukuk büromuzda profesyonel boşanma avukatları yer almaktadır. Hukuk büromuz ekonomik şiddet nedeniyle boşanma ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarında avukatlık hizmeti vermektedir. Ayrıca anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanma protokolünü profesyonel bir şekilde hazırlamaktayız.
Boşanma davaları dikkatli ve titiz bir şekilde yürütülmesi gereken dava süreçleridir. Bununla beraber medeni hukukta taleple bağlılık ilkesi vardır. Bu ilkeye göre hakim ancak tarafların talebi ile bağlıdır. Bir diğer ifade ile hakim tarafların talebinden daha fazlasına karar veremez. Çünkü yasal süreçler sırasında hata yapılması halinde maddi ve manevi kayıplar yaşayabilirsiniz. Bu gerekçelerle nafaka ve boşanma davalarında mutlaka avukatlık hizmeti almalısınız.
Hukuk büromuz bünyesinde yer alan boşanma avukatları ile dilediğiniz zaman iletişim kurabilirsiniz. Boşanma avukatlarımıza ekonomik şiddet nedeniyle ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davaları ile ilgili sorularınızı sorabilirsiniz. Avukat ekibimizle görüşmek için hemen randevu oluşturabilirsiniz.
BOŞANMA HUKUKU SON MAKALELER