Hekimin, hasta ile olan ilişkisinde, sözleşme öncesindeki aşamalarda, tıbbi hizmetlerle ilgili olarak, hasta ile olan ilişkisinde, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu vardır.
İçindekiler
- HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU
- HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU
- HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU ŞARTLARI
- HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU İSPATI
- HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI SEÇİMİ
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI ÜCRETİ 2024
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU
Tıp biliminin gelişimi ve tıbbi uygulamalardaki ilerlemeler, hem hekimlerin hem de hastaların haklarını ve sorumluluklarını belirginleştirmiştir. Bu kapsamda, hekimlerin sorumlulukları ve hasta hakları, yasal düzenlemeler ve yönetmelikler tarafından belirlenmiştir.
Hekimlerin, tıbbi uygulamalar sırasında hasta bedenine yönelik müdahalelerinde, hastanın sağlığını koruma ve iyileştirme amacı ön plandadır. Ancak, bazı durumlarda istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir ve bu durumda hekimin sorumluluğu gündeme gelebilir.
Tıbbi uygulama hatası olarak adlandırılan “malpraktis”, hekimlerin mesleki gerekliliklere aykırı davranışları sonucunda meydana gelen kötü ve hatalı uygulamaları ifade eder. Malpraktis vakaları, hekimin mesleki standartlara uygun davranmadığı, gerekli dikkati ve özeni göstermediği durumlar olarak değerlendirilir. Bu durumlar, hastaya zarar verme potansiyeli taşıyan tıbbi hataları içerebilir.
Hasta haklarını koruyan yönetmelikler ve yasal düzenlemeler, hastaların tıbbi hizmetlerden adil ve etkin bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. Bu düzenlemeler, hastaların tıbbi müdahaleler sırasında bilgilendirilmesi, onaylarının alınması ve tedavi sürecinin izlenmesi gibi konuları kapsar.
Tıp biliminin gelişimiyle birlikte hem hekimlerin hem de hastaların hakları ve sorumlulukları belirlenmiş ve yasal düzenlemelerle koruma altına alınmıştır. Bu çerçevede, hekimlerin mesleki standartlara uygun davranması ve hastaların da tıbbi müdahaleler konusunda bilgilendirilmiş olmaları önemlidir. Bu sayede, sağlık hizmetlerinin kalitesi artırılarak hem hekimlerin hem de hastaların hakları korunabilir.
Hekimin hukuki sorumluluğu birden çok ve farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Bu nedenler, sorumluluğun kaynağının belirlenmesinde önemli bir rol oynar ve hangi hukuki yolların izleneceğini de belirler.
- Hekimin Sözleşme Öncesi Sorumluluğu (Culpa İn Contrahendo): Hekim ile hasta veya kanuni temsilcisi arasında sözleşme öncesinde gerçekleşen görüşmelerden kaynaklanan sorumluluktur. Hekim, bu aşamada hastaya karşı bir özen yükümlülüğüne sahiptir ve güvene dayalı bir ilişki içinde hareket etmelidir.
- Hekimin Haksız Fiilden Sorumluluğu: Hekimin, mesleki gerekliliklere aykırı davranışları sonucunda doğan sorumluluğudur. Malpraktis gibi tıbbi uygulama hataları veya tıbbi müdahalelerde ihmalkarlık gibi durumlar, bu kapsamda değerlendirilebilir.
- Hekimin Vekaletsiz İş Görmeden Sorumluluğu: Hekimin, yetkisiz bir şekilde veya sözleşme dışında tıbbi müdahalelerde bulunması sonucunda doğan sorumluluğudur.
- Hekimin Sözleşmeden Doğan Sorumluluğu: Hekimlik sözleşmesi, hekim ile hasta veya kanuni temsilci arasında gerçekleştirilir. Hekimin, bu sözleşme kapsamında üstlendiği tıbbi hizmetleri, sözleşmede belirtilen şartlara uygun bir şekilde yerine getirmesi beklenir. Hekimin, sözleşme şartlarına aykırı davranışları sonucunda doğan sorumluluğudur.
Hekimin hukuki sorumluluğu için sözleşmeye aykırı davranışın yanı sıra hekimin kusurlu olması, hastanın zarar görmesi ve bu kusurlu davranış ile zarar arasında uygun bir nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Hasta, hekimin kusurlu davranışları sonucunda maruz kaldığı zarardan dolayı maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
Ayrıca, hekimin hukuki sorumluluğu, yukarıda belirtilen kaynaklar dışında doğrudan doğruya kanundan kaynaklanan bir durumun gerçekleşmesi sonucunda da ortaya çıkabilir. Bu durumda, kusursuz sorumluluk halleri söz konusu olabilir, örneğin yardımcı kişinin sorumluluğu gibi.
HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu (culpa in contrahendo), sözleşme görüşmeleri sırasında taraflar arasında kusurlu davranışa dayalı bir hukuki sorumluluk biçimidir. Bu kavram, sözleşme görüşmeleri sırasında taraflar arasında oluşan bir hukuki güven ilişkisinin ihlali sonucunda ortaya çıkar. Modern hukuka, Rudolf von Jhering’in 1861 yılında yazdığı makaleyle kazandırılmıştır.
23.05.2005 tarihli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin bir kararında, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu (culpa in contrahendo), “akit müzakeresi sırasında kusurlu davranış” olarak tanımlanmıştır. Bu kavram, sözleşme görüşmeleri sırasında taraflar arasında dürüstlük kurallarına aykırı davranışta bulunan tarafın karşı tarafa verdiği zararın tazminini gerektirir.
Taraflar, sözleşme görüşmeleri sırasında iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uygun davranmak zorundadır. Bu çerçevede, herhangi bir tarafın MK m.2 çerçevesinde dürüstlük kurallarına aykırı davranışı, sözleşmenin kurulamamasına veya yanıltıcı bir şekilde kurulmasına yol açarsa, bu durumda ortaya çıkan zarardan sorumludur.
“Culpa in contrahendodan kaynaklanan sorumluluk4 , sözleşme kurulması surecinde, sözleşmenin kurulması amacıyla hukukî değerlerini birbirlerinin etkisine açan tarafların, hem yaşam, sağlık ve mülkiyet, hem de malvarlığına ilişkin değerlerinin diğer tarafça korunacağına ilişkin güvenin boşa çıkmasından dolayı sorumluluktur. Doktrin ve uygulamada, sözleşme kurma niyeti olmaksızın sözleşme görüşmelerinde bulunmak; sözleşme görüşmelerini uygun olmayan bir zamanda yarıda bırakmak; karşı tarafın menfaatlerini yeterince açıklamada bulunmayarak gereği gibi dikkate almamak; özensiz bir şekilde bilgi ve öğüt vermek; koruma ve muhafaza yükümlerinin ihlal edilmesi Culpa in Contrahendo olarak kabul edilen durumlardır.
Hukukî niteliği oldukça tartışmalı7 olan Culpa in Contrahendo’dan doğan sorumluluk, Türk hukukunda, kanuni veya edim yükümlerinden bağımsız borç ilişkisi teorisine ve aynı zamanda TMK. m. 2 de yer alan dürüstlük kuralına dayandırılmaktadır. Buna göre, birbirleriyle sözleşme görüşmelerine veya sosyal temas ya da işlem yapma temasına girişen kişiler arasında, içeriği sadece koruma (veya genel davranış) yükümlerinden oluşan bir borç ilişkisi doğar. Bu ilişkiye katılanlardan biri, koruma yükümlerini ihlal ederse, bundan diğer taraf aleyhine doğan zararı tazmin etmek zorunda kalır.
Sözleşme görüşmelerinden doğan borç ilişkisi, bir edim yükümlerinden bağımsız borç ilişkisi olarak değerlendirilmekte ve borç henüz edim yükümleri doğmadan, kişilerin sosyal temasa geçmiş olmaları nedeniyle yan yükümlerin (koruma yükümlerinin) ihlalinden doğmaktadır. Hekim ile hasta arasındaki ilişkinin en önemli kaynağı sözleşme ilişkisi olsa da, hekimin Culpa in Contrahendo’dan da sorumluluğu doğabilir.
Hekim sözleşme görüşmeleri öncesinde kusurlu olarak, hastasının zarar görmesine neden olur ise bu zararı tazmin etme yükümlülüğü altına girer. Hekimin, uzmanlık alanına girmeyen bir konuda kendisine başvuran hastaya, gerekli teşhis ya da tedaviyi yapabilecekmiş izlenimi vererek oyalaması; gerek olmadığı halde cerrahi bir müdahaleye ikna edebilmek için sağlık durumu ile ilgili yanıltıcı bilgi vermesi ya da herhangi bir tıbbi müdahaleye gerek olmadığını söyleyerek hastayı oyalaması gibi durumlarda, hekimin Culpa in Contrahendo sorumluluğundan bahsetmek mümkündür.”[1].
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu (culpa in contrahendo) sorumluluğu, taraflar arasında sözleşmenin kurulamaması durumunda ortaya çıkar. Ancak sözleşme kurulduktan sonra, tarafların bu sorumluluğu sona erer. Ayrıca, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu sadece taraflar arasında geçerlidir ve üçüncü kişilere karşı sorumluluk doğurmaz.
Bu nedenle, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu (culpa in contrahendo) sorumluluğu, sözleşme görüşmeleri sırasında tarafların dürüstlük kurallarına aykırı davranışları sonucunda ortaya çıkan zararın tazminini sağlamak için bir araç olarak ortaya çıkmıştır.
HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU ŞARTLARI
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu (Culpa in contrahendo) sorumluluğunun ortaya çıkması için belirli şartların mevcut olması gerekmektedir. Öncelikle, taraflar arasında sözleşme öncesi bir hukuki ilişkinin kurulmuş olması gerekmektedir. Taraflar, sözleşme yapma amacıyla görüşmeye başladıklarında, karşılıklı olarak uyandırdıkları güvene uygun, özenli ve dürüst davranma yükümlülüğü altına girerler.
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu söz konusu olabilmesi için buu yükümlülüklere aykırı davranma sonucu bir zararın ortaya çıkması, sorumluluğun doğması için bir diğer şarttır. Bu noktada, zarara sebep olan davranışın kusurlu bir biçimde gerçekleşmiş olması da gerekmektedir. Yani taraflar, yükümlülüklerine kusurlu olarak aykırı davranıp görüşmelerin başlaması ile aralarında kurulmuş bulunan güven ilişkisini ihlal ettikleri takdirde bundan doğan zarardan sorumludurlar.
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu son genel şartı ise sorumluluğun hukuka veya borca aykırı davranış ile zarar arasındaki uygun illiyet bağıdır. Yani sözleşme öncesi yükümlülük ihlali ile ortaya çıkan zarar arasında sebep-sonuç ilişkisi olmak zorundadır. Bu şartlar sağlandığında, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu doğar ve zarar gören taraf tazminat talep edebilir.
HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU İSPATI
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğunu ispat etmek için, aşağıdaki adımları izlemek önemlidir:
- Kusurlu Davranışın Belirlenmesi: Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğunun ispatı için öncelikle, hekimin sözleşme öncesi süreçte kusurlu davranışta bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bu, hekimin hastaya karşı özenli davranıp davranmadığının ve dürüstlük kurallarına uygun hareket edip etmediğinin değerlendirilmesini içerir.
- Hukuka Aykırılığın İspatı: Hekimin davranışının hukuka aykırı olduğunu ispat etmek için, taraflar arasındaki ilişkinin ve hekimin yükümlülüklerinin hukuki çerçeve içinde değerlendirilmesi gerekir. Hukuka aykırılığın kanıtlanması, mevcut yasal düzenlemeler ve mesleki standartlar ile tutarlılık gerektirir.
- Zararın Varlığının İspatı: Zararın varlığını kanıtlamak da önemlidir. Hekimin kusurlu davranışının neden olduğu zararın belirlenmesi ve bu zararın somut olarak ispat edilmesi gerekmektedir.
- Nedensellik İlişkisinin İspatı: Hekimin kusurlu davranışı ile ortaya çıkan zarar arasında nedensellik ilişkisinin varlığını ispat etmek önemlidir. Yani, hekimin kusurlu davranışı sonucunda ortaya çıkan zararın, bu davranışla doğrudan ilişkili olduğunu göstermek gerekmektedir.
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğunu ispat etmek için, yukarıda belirtilen adımların doğru bir şekilde izlenmesi ve delillerin hukuka uygun bir şekilde sunulması önemlidir.
HEKİMİN SÖZLEŞME ÖNCESİ SORUMLULUĞU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.04.2016 T. 2015/9077 E., 2016/5505 K.
“Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının 2007 yılında davalı hekim tarafından burnundan estetik ameliyat olduğunu, ameliyattan 10 gün sonra burnunda göçük bulunduğunu ve nefes darlığı çektiğini, 2-3 ay sonraki kontrolde davalı tarafından yeni bir ameliyat kararı alınarak 1 yıl sonra tekrar ameliyat olduğunu, ameliyattan sonra burnundaki göçüklerin ve nefes darlığının düzelmediğini ve yeni bir ameliyat kararı daha alındığı…, toplam süreç boyunca yaklaşık 5.000,00 TL masrafı olduğunu, davalının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve kusurlu olduğunu ileri sürerek dört ameliyattan manevi olarak yıpranması sebebi ile 50.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davacının muayenesinden sonra ona yapılacak ameliyat ve risklerin anlatıldığını, ilk ameliyat sonrasında burnundaki eğrilik düzelmeyen davacıya ikinci bir ameliyatın ücretsiz olarak yapıldığını… 16/04/2011 tarihinde davacının yeniden başvurması üzerine burnundaki tamponların çıkarıldığını, davalının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, oluşabilecek komplikasyonların önceden anlatıldığını, hasta rızası ile tedavi sürecinin başladığını, dört operasyon sonucunda burundaki sağ kemiğin sürekli olarak yer değiştirdiğini, komplikasyon bulunduğunu, davalının kusurunun olmadığını, davanın ihbarının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, komplikasyonların normal olduğu, hekim hatası bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan, hükme dayanak alınan ve kulak burun boğaz, adli tıp ve estetik cerrahi anabilim dallarında uzman olan üç hekim tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda tedavi ve ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, kemik kaymasının komplikasyon olduğu, hekim hatası ve kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Yanlar arasında, davacının yüzünün görünümünün daha estetik bir hale gelmesi konusunda davalı doktor ile estetik operasyon için anlaşma yapıldığı ve davalı doktor tarafından uygulamanın gerçekleştirildiği; böylece, taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır.
Eser, yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleştirilen sonuçtur. Yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmesi, davalı yüklenicinin hem sadakat hem de özen borcunu kapsar. Bu arada belli bir sonucun ortaya çıkması amaçlanır. Meydana getirilen eserin, iş sahibinin beklentisini karşılamaması halinde, sözleşmedeki yarar dengesi iş sahibi aleyhine bozulmuş olur. Bu bakımdan eserin fen ve sanat kurallarına uygun, iş sahibinin beklentilerini karşılar özellikleri taşıması aranır. Aksi halde, eserin ayıplı olduğu kabul edilir. Ayıplı eseri meydana getiren yüklenici ise, ortaya çıkan ayıp ve eksikliklerden ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle sorumludur.
Yüklenici hangi yöntemi kullanırsa kullansın eserin ayıpsız olarak ortaya çıkması gerekir. Yüklenici, sadakat ve özen borcu gereğince eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde meydana getirmek zorundadır. Akdin gereği gibi veya zamanında ifasını tehlikeye koyan tüm hallerinden zamanında iş sahibine haber vermek zorundadır. Yüklenicinin genel ihbar yükümlülüğünden doğan çeşitli özel açıklama ve yol gösterme yükümlülükleri vardır. Yüklenici ihbar mükellefiyetini zamanında yerine getirmezse bundan doğacak tüm zarardan da sorumludur (BK. md. 96). (TBK. md. 112)
O halde, davalının ameliyat öncesi muhtemelen hasıl olabilecek sonuç ve komplikasyonlar hakkında hastasını bilgilendirmesi BK. 357.(TBK. 472) maddesine göre bir zorunluluktur.
(Ayrıca Avrupa Biyotıp Sözleşmesinin 5.maddesi ile Hekim Etiği Yönetmeliğinin 26.maddelerinde bu husus düzenlenmiştir.)
Davacı tarafından imzalanan 20/11/2006 tarihli bilgilendirme ve rıza formunda işlemin tıbbi sonuçlarının ve olası komplikasyonlarının anlatıldığı ve davacının bu işleme rıza gösterdiği yazılı ise de, bu rızanın az yukarıda vurgulandığı üzere aydınlatılmış rıza olması gerekir. Anılan belgede önerilen tedavi yönteminin başarı şansı ve süresi, bu yöntemin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, tıbbi sonuçları ve olası komplikasyonları konularında bir açıklama bulunmamaktadır. Diğer anlatım ile somut olayda genel soyut ibarelerle düzenlenmiş bir onay vardır, davacı hastaya ameliyat sonrası oluşan kemik çökmesi, nefes alma zorluğu gibi olumsuz sonuçlar olabileceği açıklanmamıştır. Bu nedenle davalının kusuru olmasa da davacıyı uyarmamış olduğu olumsuz sonuçlardan sorumluluğu vardır.
Mahkemece davalının kusurunun olmadığını açıklayan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru değildir.
Şu durumda; davalı yüklenicinin, davacı iş sahibini, eser sözleşmesinin ifasından sonra ortaya çıkabilecek komplikasyonlar hakkında yeterince bilgilendirmediği, dolayısıyla özen ve sadakat borcunu gereğince yerine getirmediği, davalı yüklenicinin ortaya çıkan zarardan sorumlu bulunduğu ortadadır.
O halde mahkemece; davalının kusurlu davranışıyla istediği sonuca ulaşamamasına rağmen tedavi bedelini ödemek zorunda kalan davacının, uğradığı bu zararın bilirkişi tarafından belirlenmesi ve sonrasında davacının çektiği üzüntü durumu da gözetilerek uygun bir manevi tazminatın takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamen reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…” denilerek hekimin sözleşme öncesi sorumluluğuna dikkat çekilmiştir.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI SEÇİMİ
Ankara sağlık avukatı seçimi, sağlık hukuku davası surecinin hızlı ve profesyonelce yönetilmesi için ve davanın başarıya ulaşması için son derece önemli olup doğru Ankara sağlık avukatını bulmak için yaşanabilecek süreci adım adım anlatırsak;
1.ADIM: NE İLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLİN
İlk adım, davanız esnasında ne türde hukuki konu ve uyuşmazlıklarla karşılaşacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.
- Davanızı Anlama: Sağlık hukuku davası sürecinde karşılaşabileceğiniz sorunları belirleyin. Bu, Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu, tıbbi malpraktis, hasta hakları, mesleki sorumluluk veya sağlık kuruluşları hukuku gibi konuları içerebilir.
- Hukuki İhtiyacınızı Belirleme: Davanızla ilgili özel hukuki ihtiyaçlarınızı belirleyin. Örneğin, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabilirsiniz.
2.ADIM: UZMANLIK VE DENEYİM ARAŞTIRMASI YAPIN
İkinci adımda, ihtiyacınız olan alanda uzmanlaşmış Ankara sağlık avukatı bulmak için bir ön araştırma yapmanız maddi ve manevi bakımlardan önem taşımaktadır. İnternet ortamında avukatların web sitelerini inceleyebilir, forumlarda yer alan incelemeleri okuyabilir ve avukatların müvekkillerinin referanslarına ulaşabilirsiniz.
Seçtiğiniz avukatın referanslarını kontrol edin. Daha önce benzer davalarda başarılı bir geçmişi olan ve müvekkillerine etik ve profesyonel hizmet sunan bir Ankara sağlık avukat bulmak önemlidir.
Örneğin, internet üzerinde “Ankara sağlık avukatı” araması yapıp Ankara sağlık avukatı internet sitelerini ziyaret edebilir ve özgeçmişleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca web sitemizi inceleyerek Uzman Ankara sağlık avukatı ekibimizden yardım alabilirsiniz.
3.ADIM: İLK GÖRÜŞMELERİ ÖNCEDEN PLANLAYIN
Seçme ihtimaliniz olan Ankara sağlık avukatıyla yapacağınız ilk görüşmeler, size daha fazla bilgi ve tecrübe edinme ve kararlarınız için en doğru avukatı seçme fırsatı sunar. Bu görüşmeler esnasında, aşağıdaki hususlara değinmek ve örnek soruları sormak sizin açınızdan yol gösterici olabilir:
- Deneyim ve Uzmanlık:
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davalarında ne kadar deneyiminiz var ve benzer davalarda daha önce nasıl sonuçlar elde ettiniz?”
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu konusunda özel olarak uzmanlaştığınız veya önceki müvekkillerinizle benzer durumlarda başarı elde ettiğiniz örnekler var mı?”
- Strateji ve Beklentiler:
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu konulu davamla ilgili en etkili strateji nedir ve beklentilerimi karşılayabileceğinizi düşünüyorsunuz?”
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu dava sürecinde benimle nasıl iletişim halinde olacaksınız ve kararlarıma ne kadar dahil olabileceğim?”
- Ücretlendirme Politikası:
“ Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davasında ücret tarifeniz nedir ve masrafların nasıl hesaplandığını öğrenebilir miyim?”
“Ödemeler ve masrafların takvimi hakkında bana daha fazla bilgi verebilir misiniz?”
- Davanın Süresi ve Sonucu:
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davasının ne kadar süreceği ve sonucu hakkında önceden bir tahminde bulunabilir misiniz?”
“Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davasında hangi aşamalardan geçeceğimizi ve sonucun ne zaman ortaya çıkabileceğini öngörüyorsunuz?”
Bu sorular, avukatınızın uzmanlığı, iletişim tarzı, ücret politikası ve hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davasının muhtemel seyri hakkında size daha fazla bilgi sağlayabilir. Ayrıca, Ankara sağlık avukatınızın size güven verip vermediğini ve durumunuzu anladığını hissetmeniz de önemlidir. Bu görüşmeler, en uygun avukatı seçme sürecinde size rehberlik edebilir.
4.ADIM: ANKARA SAĞLIK AVUKATI, ÜCRETLERİNİ ANLAYIN
Dördüncü adımda, Ankara sağlık avukatınızla ücret ve vereceğiniz vekaletle ilgili sözleşme detayları hakkında net bir anlayış geliştirmeniz oldukça önemlidir. Örneğin; Ankara sağlık avukatınızın danışmanlık için sizden aldığı ücretin, Ankara sağlık avukatlı ücret tarifesince belirlenen asgari ücretlere ne kadar yakın olduğunu bilmeli, ekonomik bir tercih yapıp yapmadığınızı anlamalısınız.
5.ADIM: İŞ BİRLİĞİ VE İLETİŞİM
Ankara sağlık avukatınızla kaliteli bir iş birliği içinde olmak ve güçlü iletişim kurmak son derece önemlidir. Bu, karşılıklı güven oluşturmanıza ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesine yardımcı olmaktadır.
Örneğin; Ankara sağlık avukatınıza, söz konusu davayla alakalı herhangi bir gelişme veya endişeniz olduğu zaman hemen başvurabileceğinizi bildirmeli ve Ankara sağlık avukatınızdan bu konuda teminat alabilmelisiniz. Aynı zamanda Ankara sağlık avukatınızın her duruşma ve gelişme neticesinde size düzenli olarak davanın ilerlemesi hakkında bilgi vermesini bekleyebilirsiniz.
6.ADIM: EN DOĞRU ANKARA SAĞLIK AVUKATI SEÇMEK
Sonuç olarak, Ankara sağlık avukatı seçimi, karmaşık ve stresli bir süreç olabilmekle beraber yukarıda sizler için sıraladığımız adımları izleyerek bu süreci daha etkili bir şekilde yönlendirmeniz mümkün. İhtiyaçlarınızı saptamak, deneyimli ve uzman bir Ankara sağlık avukatı araştırması yapmak, görüşmelerinizi planlamak, ücretleri anlamak ve etkili bir iletişim kurmak, doğru Ankara sağlık avukatını seçmenize yardımcı olacaktır. Bu şekilde, Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu dava sürecinizi daha az sıkıntılı ve çok daha başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, avukatların hizmetlerini sunarken talep edebilecekleri asgari ücretleri belirler. Avukatlar, bu tarife doğrultusunda vekalet ücretini belirlerken bu asgari ücret tarifesini dikkate almak zorundadır. Ancak bu tarife, avukatların sundukları hizmetlerin niteliğine, süresine, zorluk derecesine ve diğer faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.
Ankara sağlık avukatı ücreti davanın niteliğine göre Ankara sağlık avukatı ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak Ankara sağlık avukatı isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Ankara Barosu En Az Ücret tarifesi, asgari olarak Ankara’daki davalar bakımından önemli bir rehber niteliğindedir. Buna rağmen unutulmamalıdır ki her dava farklıdır ve müvekkiller Ankara sağlık avukatı ile özel olarak görüşerek özel durumlarını değerlendirmelidirler. Belirlenen ücretler, çokça farklı etkenden etkilenebilmekte ve davalarda ortaya çıkabilecek özel şartlarla ilintili olarak değişebilmektedir.
Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.
Netice itibariyle, sağlık hukuku davalarında Ankara sağlık avukatı ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de sağlık hukuku alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara sağlık avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara sağlık avukatı için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
Ankara sağlık avukatı, hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davası sürecinde kritik bir rol oynarlar. Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davaları genellikle karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren hukuki konular içerir. Ancak kural olarak bir Ankara sağlık avukatı tutmak zorunda değilsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm Ankara avukatlarının iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu davası konusunda uzman bir Ankara sağlık avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden Ankara sağlık avukatı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
Hekimin sözleşme öncesi sorumluluğu konusunda uzman bir Ankara sağlık avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara sağlık avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Hekimin hukuki sorumlulukları ile ilgili diğer makalelerimizi de inceleyebilirsiniz.
- Hekimin Sözleşmeden Doğan Sorumluluğu
- Hekimin Haksız Fiilden Sorumluluğu
- Hekimin Vekaletsiz İş Görmeden Sorumluluğu
KAYNAK:
[1]- ÖZDEMİR, Hayrunnisa. “HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU”. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 11, sy. 1 (Haziran 2016): 33-81.
[2]- https://karararama.yargitay.gov.tr/
[3]-https://www.mevzuat.gov.tr/