Tıp bilimini uygulayan hekimlerin hastalara yönelik çeşitli yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu yükümlülükler sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri olarak nitelendirilmektedir.
İçindekiler
- SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİM KAVRAMI
- SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN HAKLARI
- SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
- TANI YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- TEDAVİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- HASTAYI BİLGİLENDİRME ONAM ALMA (AYDINLATMA) YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- KAYIT TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- HASTANIN ÖZEL YAŞAMINA SAYGI YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- TABİBLER ODASINA KAYIT ZORUNLULUĞU
- ADALET VE HAKKANİYET İLKELERİNE UYGUN HİZMET VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- ÖZEN GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- MESLEKİ AMAÇ DIŞINDA HASTAYA MÜDAHALE ETMEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- KONSÜLTASYON TALEP ETME VE KONSÜLTASYON TALEBİNE UYMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI ÜCRETİ 2024
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
- ANKARA SAĞLIK AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİM KAVRAMI
Hekimler, toplumun sağlığını korumayı amaçlayan önemli görevler üstlenirler ve sağlık sisteminin temel birimidirler. Hekimlik, büyük bir güven ve sorumluluk gerektiren bir meslektir ve bu nedenle hekimlerin mesleklerini etkili bir şekilde yerine getirebilmeleri için korunmaları ve belirli durumlarda savunmasız kalmamaları önemlidir.
Hekimlerin hakları ve yükümlülükleri, sağlık hukuku tarafından belirlenir ve bu, hem hekimlerin hem de hastaların haklarını ve güvenliğini korumayı amaçlar. Hekimlerin hakları, mesleklerini etkili bir şekilde yerine getirebilmeleri için gerekli olan koşulları ve korumayı içerir. Öte yandan, hekimlerin yükümlülükleri, hastaların haklarını korumayı, etik standartlara uymayı ve güvenli ve etkili tıbbi bakım sağlamayı içerir.
Hekimlerin güvene dayalı bir ilişki içinde oldukları hastalara karşı sorumlulukları vardır ve bu sorumluluklar genellikle hekimin mesleki etik prensiplerine ve yasal düzenlemelere uyumunu gerektirir. Örneğin, hastaların mahremiyetini korumak, doğru bilgilendirme yapmak, tıbbi kararları hastalarla birlikte almak gibi konular hekimlerin yükümlülükleri arasındadır.
Sağlık hukuku, hekimlerin ve hastaların haklarını korumayı ve sağlık hizmetlerinin düzgün ve etkili bir şekilde sunulmasını sağlamayı amaçlar. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri, hukuk çerçevesinde belirlenir ve tıp uygulamasının etik ve adil bir şekilde gerçekleşmesini sağlar.
SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN HAKLARI
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri olduğu gibi hakları da vardır. Bu haklar, hekimlerin mesleki etik kurallara uygun olarak hastalara en iyi şekilde hizmet vermesini sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Aynı zamanda hekimlerin kendilerini korumaları ve mesleki faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütmeleri için gereklidir. İşte verdiğiniz bilgilere dayanarak hekimlerin sahip olduğu bazı temel haklar ve yükümlülükler:
- Ücret İsteme Hakkı: Hekimler, verdikleri sağlık hizmetleri karşılığında adil bir ücret talep etme hakkına sahiptirler.
- Tedaviyi Reddetme Hakkı: Hekimler, mesleki veya kişisel nedenlerle bir hastaya bakmayı reddetme hakkına sahiptirler. Ancak acil durumlarda veya resmi/insani görevlerin yerine getirilmesi gerektiğinde bu hak kullanılamaz.
- Tedaviyi Yarıda Bırakma Hakkı: Hekimler, mesleki veya kişisel nedenlerle bir tedaviyi bitirmeden hastayı bırakma hakkına sahiptirler. Ancak, hastanın hayatı veya sağlığı tehlikeye atılıyorsa, başka bir hekimin tedaviyi devralması sağlanmalıdır.
- Mesleği Özgürce Uygulama Hakkı: Hekimler, vicdani ve mesleki kanaatlerine göre hareket etme hakkına sahiptirler.
- Uygulayacağı Tedaviyi Belirleme Hakkı: Hekimler, tatbik edecekleri tedaviyi serbestçe seçme hakkına sahiptirler. Ancak bu, tıp literatüründe mevcut olan güncel bir tedavi olmalıdır.
- Modern Tıp Olanaklarından Yararlanma Hakkı: Hekimler, mesleğini icra ederken modern tıp teknolojisinden ve bilimsel gelişmelerden yararlanma hakkına sahiptirler.
- Konsültasyon İsteme Hakkı: Hekimler, uzmanlık gerektiren konularda bir başka hekimden konsültasyon talep etme hakkına sahiptirler.
- Hasta için Yeterli Zamanı Ayırma Hakkı: Hekimler, hastalara en iyi şekilde hizmet verebilmek için yeterli zamanı harcama hakkına sahiptirler.
- Mesleki Risklerden Korunma ve Sağlığını Koruma Hakkı: Hekimler, sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı talep etme hakkına sahiptirler.
- Tanıklıktan Kaçınma Hakkı: Hekimler, meslekleri gereği öğrendikleri bilgiler hakkında tanıklıktan kaçınma hakkına sahiptirler.
- Can Güvenliğinin Sağlanmasını Talep, Şikayet ve Tazminat Hakkı: Hekimler, çalıştıkları kurumlardan can güvenliklerinin sağlanmasını talep etme ve maruz kaldıkları eylemlere karşı hukuki haklarını kullanma hakkına sahiptirler.
Bu haklar ve yükümlülükler, hekimlerin mesleki etik kurallara uygun bir şekilde çalışmalarını sağlayarak hem hekimlerin hem de hastaların haklarını korumayı amaçlamaktadır.
SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri bulunmaktadır. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri etik, mesleki standartlar ve yasal düzenlemeler tarafından belirlenir. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri, hastaların güvenliği, gizliliği ve haklarını korumayı amaçlar ve hekimlerin mesleki etik ve sorumluluklarını yerine getirmelerini sağlar. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri, hekimlik mesleğinin saygınlığını korumak ve hasta güvenliği ve refahını sağlamak için oldukça önemlidir.
TANI YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerinden birisi tanı koymadır. Tanı koyma, hekimin hasta için doğru tedaviyi belirlemesi için temel bir adımdır ve sağlık hizmetlerinin etkili bir şekilde sunulması için önemlidir. Hekimler, hastaların şikayetlerini değerlendirerek, fizik muayene yaparak, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleri gibi araştırmaları kullanarak doğru bir tanı koymakla yükümlüdürler.
Ancak, herhangi bir tıbbi durumu tam olarak teşhis etmek her zaman kolay değildir ve bazen doğru tanı koymak zaman alabilir veya zor olabilir. Bu nedenle, hekimlerin tıbbi hataları ihmal olarak değerlendirilmez. Yargıtay’ın belirttiği gibi, hekimlerin tıbbi yanılgıları görev ihmal suçu olarak değerlendirilmez.
Ancak, doğru tanıyı koymada gecikme veya yanlış tedavi yöntemlerinin seçilmesi durumunda cezai sorumluluk doğabilir. Hekimlerin, tıbbi standartlara ve bilimsel kanıtlara uygun bir şekilde hareket etmesi ve hasta için en uygun tedaviyi belirlemesi beklenir. Eğer bir hekim, tanı koyma sürecinde gereken tüm adımları atmış ve uygun bir şekilde hareket etmişse, ancak sonuçta hatalı bir tanı ortaya çıkmışsa, bu durumda hekim cezai sorumluluk altına alınmaz.
TEDAVİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Hekimlerin tedavi yükümlülüğü, sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerindendir. Hekimin tedavi yükümlülüğü herhangi bir din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm hastalara sağlık hizmeti sunma yükümlülüğünü içerir. Hekimler, hastalarının sağlık hakkını kullanmasını engellemekten kaçınmalı ve kendilerine başvuran tüm hastalara uygun tıbbi müdahalede bulunmakla yükümlüdürler.
Özellikle kamu görevlisi hekimler için, hastalarına gerekli tıbbi yardımı sunmamak veya bu yardımı geciktirmek, görevlerini kötüye kullanma suçu olarak kabul edilir. Bu durumda, zararlı bir sonuç doğmasa bile, hekimin hastayı muayene etmeme veya tedavi etmeme gibi iradi davranışları cezai sorumluluğu doğurabilir. Türk Ceza Kanunu‘nun ilgili maddelerine göre, bu tür eylemler cezai yaptırıma tabi olabilir.
HASTAYI BİLGİLENDİRME ONAM ALMA (AYDINLATMA) YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Hekimlerin hastalarını bilgilendirme ve onamlarını alma yükümlülüğü oldukça önemlidir ve bu yükümlülük, hastanın sağlık hakkını korumanın yanı sıra etik ve hukuki bir sorumluluktur.
Hekimler, hastalarına yapacakları tıbbi müdahaleler hakkında bilgi vermeli ve hastaların anlayabileceği şekilde açıklayıcı olmalıdır. Bu bilgilendirme süreci, hastanın hastalığının ne olduğunu, tedavi seçeneklerini, muhtemel riskleri ve yan etkileri gibi konuları içermelidir. Ayrıca, hastanın tedaviyi reddetme durumunda ortaya çıkacak muhtemel sonuçlar da hastaya iletilmelidir.
Bilgilendirme sürecinde, hastanın sağlık durumu ve tıbbi geçmişi dikkate alınarak, bilgi vermenin en uygun zamanı ve şekli belirlenmelidir. Hastanın rızasını almadan önce, hekimlerin hastanın bilgi almasını ve anlamasını sağlamak için gerekli önlemleri alması önemlidir.
“Hasta, kendi geleceği hakkında karar verme hakkına sahip olarak vücudu üzerinde gerçekleştirilecek her türlü müdahaleye ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verecektir. Hasta, bu kararı kimsenin etki veya baskısı altında kalmadan özgürce vermelidir. Bu bağlamda, hastanın kendi geleceğini belirleme hakkı tıp etiğinin önemli ilkelerinden olan hasta özerkliğine saygıyı da korumaktadır.
Buna göre, hekim hastasının vermiş olduğu karara saygı göstermek zorundadır. Ancak kişinin kendisine yapılacak tıbbi müdahale konusunda karar verebilmesi için neye rıza gösterdiğini bilmesi gerekmektedir. Bir başka ifadeyle, tıbbi müdahale, hastanın tam olarak aydınlatılmasından sonra “aydınlatılmış rızanın” verilmesi üzerine yapılabilir. Aydınlatılmış rıza, “riskleri, yararları ile alternatifleri ve onların da risk ve yararlarını kapsayan tedavi uygulamasının, hekim tarafından yeterli düzeyde ve uygun şekilde açıklanmasından ve hasta tarafından hiçbir tereddüte yer kalmayacak şekilde anlaşılmasından sonra, tıbbi tedavinin, uygulamanın hasta tarafından “gönüllülükle kabulü” olarak tanımlanmaktadır.” [1].
Ayrıca, hastanın rızasını almak için kullanılan onam formlarının standart olmaması önemlidir. Her hasta, kendi sağlık durumuna ve tedavi sürecine göre ayrı bir şekilde bilgilendirilmelidir ve onam formu düzenlenmelidir. Her hastanın sağlık durumu farklı olduğu için, her hasta için ayrı bir bilgilendirme ve onam süreci gereklidir.
KAYIT TUTMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerinden birisi de her hekim, yaptığı tıbbi müdahalelerin, tedavilerin, önerilerin ve işlemlerin kaydını tutmakla yükümlüdür. Bu kayıtlar, hastanın sağlık durumunu izlemek, tedavi sürecini yönetmek ve gerektiğinde geçmiş müdahalelere referans vermek için önemlidir.
Epikriz, hasta bilgilerini içeren ve hastanın tedavi sürecini özetleyen bir belgedir. Hastanın taburcu edilmesi durumunda düzenlenen bir tür taburcu raporudur. Bu belge, hastanın sağlık durumu, yapılan müdahaleler, verilen tedaviler, öneriler ve takip planı gibi bilgileri içerir. Eğer bir hastanın taburcu raporu düzenlenmezse, daha sonra hastaya uygulanan tedavilerin veya müdahalelerin ispatı zorlaşabilir.
HASTANIN ÖZEL YAŞAMINA SAYGI YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerinden bir diğeri de hekimlerin hastalarının özel hayatının gizliliğini korumak, tıbbi etik ve yasal gereklilikler arasında önemli bir yer tutar. Ayrıca, bu koruma, ulusal yasaların yanı sıra uluslararası belgelere ve insan haklarına saygı ilkesine dayanır.
Hekimler, hastalarının tıbbi bilgilerini herhangi bir şekilde ifşa etmemelidirler. Özellikle, hastanın sağlık durumu hakkında herhangi bir bilginin, hastanın rızası olmadan, koridorlarda veya kamuya açık alanlarda paylaşılması kabul edilemez. Hekimler, hastalarının bilgilerini gizli tutmalı ve herhangi bir üçüncü şahıs veya kurumla paylaşmamalıdır.
Hastanın mahremiyetine saygı duymak, hekimlerin etik ve yasal bir yükümlülüğüdür. Bu nedenle, hasta bilgilerinin gizliliği, herhangi bir durumda sağlanmalıdır. Hekimler, hastalarının tıbbi değerlendirmelerini ve sağlık durumlarını gizlilik içinde tutmalıdırlar.
TABİBLER ODASINA KAYIT ZORUNLULUĞU
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerinden bir diğeri de tabip odalarına kayıt zorunluluğu, serbest çalışan hekimler için geçerli bir yükümlülüktür. Türk Tabipleri Birliği Kanunu’na göre, serbest çalışan hekimlerin tabip odalarına kaydolmaları ve aktif bir şekilde üyeliklerini sürdürmeleri gerekmektedir.
Ancak, kamu hastanelerinde çalışan memur hekimler ve sözleşmeli olarak çalışan aile hekimleri için bu kayıt zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda olan hekimler, isteğe bağlı olarak tabip odalarına kayıt yaptırabilirler.
ADALET VE HAKKANİYET İLKELERİNE UYGUN HİZMET VERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerinden bir diğeri de hekimlerin hastaları muayene ederken, Anayasa ve diğer kanunlar tarafından düzenlenen bir haktır. Hekimler, hastaların dil, din, ırk, cinsiyet, sosyal ve maddi durum veya konumuna bakmaksızın eşitlik ilkesine uygun olarak muayene etme ve tıbbi müdahalede bulunma yükümlülüğüne sahiptirler.
ÖZEN GÖSTERME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Tıbbi Deontoloji Tüzüğü, hekimlerin muayene ve tedavi konularında azami dikkat ve özen gösterme yükümlülüğünü belirtmektedir. Bu, hekimin tıbbi kaidelere uygun olarak hastaya karşı maksimum dikkat ve ihtimamı göstermesi gerektiği anlamına gelir.
Hasta Hakları Yönetmeliği de benzer şekilde hekimlerin durumun gerektirdiği tıbbi özeni göstermeleri gerektiğini vurgular. Hekimler, hastanın hayatını kurtarmaya ve/veya ıstırabını azaltmaya yönelik olarak en uygun tıbbi müdahaleleri gerçekleştirmek zorundadırlar.
MESLEKİ AMAÇ DIŞINDA HASTAYA MÜDAHALE ETMEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Anayasamız ve diğer kanunlar, hekimlerin hastaların vücut bütünlüğünü koruma yükümlülüğünü düzenlemektedir. Bu yükümlülük, en temel haklardan olan yaşama, maddi ve manevi bütünlüğü koruma hakkından doğmaktadır.
Hekimler, genel olarak teşhis, tedavi ve koruma amaçları dışında hastanın vücut bütünlüğüne herhangi bir surette müdahale etme hakkına sahip değildirler. Bu, hastaların fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü koruma amacıyla önemli bir ilkedir ve hekimlerin bu ilkeye riayet etmesi beklenir. Bu yükümlülük, hastaların tıbbi müdahalelere gönüllü onamları olmadan istem dışı müdahalelere karşı korunmasını sağlar.
KONSÜLTASYON TALEP ETME VE KONSÜLTASYON TALEBİNE UYMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Konsültasyon talep hakkı ile hasta bilgilendirme ve onam alma yükümlülüğü arasında bir uyum bulunmaktadır. Konsültasyon talebinde bulunan bir hekim, hasta hakkında daha geniş bir uzmanlık veya danışmanlık gerektiren konularda destek almak istemektedir. Bu talep, hasta için daha kapsamlı ve etkili bir tedavi sürecinin sağlanması amacıyla yapılmaktadır.
SAĞLIK HUKUKUNDA HEKİMİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARI
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.04.2016 T. 2015/9077 E., 2016/5505 K.
“Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının 2007 yılında davalı hekim tarafından burnundan estetik ameliyat olduğunu, ameliyattan 10 gün sonra burnunda göçük bulunduğunu ve nefes darlığı çektiğini, 2-3 ay sonraki kontrolde davalı tarafından yeni bir ameliyat kararı alınarak 1 yıl sonra tekrar ameliyat olduğunu…, psikolojik olarak sorunlar yaşadığını, toplam süreç boyunca yaklaşık 5.000,00 TL masrafı olduğunu, davalının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve kusurlu olduğunu ileri sürerek dört ameliyattan manevi olarak yıpranması sebebi ile 50.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davacının muayenesinden sonra ona yapılacak ameliyat ve risklerin anlatıldığını, ilk ameliyat sonrasında burnundaki eğrilik düzelmeyen davacıya ikinci bir ameliyatın ücretsiz olarak yapıldığını…. davacının 2010 yılında rahat nefes alamadığı gerekçesi ile davalıya başvurduğunu yapılan muayenede nefes alıp verme sırasında çekilme olduğunun tespit edildiğini… 16/03/2011 tarihinde yeniden ameliyat edildiğini….hasta rızası ile tedavi sürecinin başladığını, dört operasyon sonucunda burundaki sağ kemiğin sürekli olarak yer değiştirdiğini, komplikasyon bulunduğunu, davalının kusurunun olmadığını, davanın ihbarının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre yapılan tedavinin tıp kurallarına uygun olduğu, komplikasyonların normal olduğu, hekim hatası bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından imzalanan 20/11/2006 tarihli bilgilendirme ve rıza formunda işlemin tıbbi sonuçlarının ve olası komplikasyonlarının anlatıldığı ve davacının bu işleme rıza gösterdiği yazılı ise de, bu rızanın az yukarıda vurgulandığı üzere aydınlatılmış rıza olması gerekir. Anılan belgede önerilen tedavi yönteminin başarı şansı ve süresi, bu yöntemin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, tıbbi sonuçları ve olası komplikasyonları konularında bir açıklama bulunmamaktadır.
Mahkemece davalının kusurunun olmadığını açıklayan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak karar verilmesi doğru değildir.
Şu durumda; davalı yüklenicinin, davacı iş sahibini, eser sözleşmesinin ifasından sonra ortaya çıkabilecek komplikasyonlar hakkında yeterince bilgilendirmediği, dolayısıyla özen ve sadakat borcunu gereğince yerine getirmediği, davalı yüklenicinin ortaya çıkan zarardan sorumlu bulunduğu ortadadır.
O halde mahkemece; davalının kusurlu davranışıyla istediği sonuca ulaşamamasına rağmen tedavi bedelini ödemek zorunda kalan davacının, uğradığı bu zararın bilirkişi tarafından belirlenmesi ve sonrasında davacının çektiği üzüntü durumu da gözetilerek uygun bir manevi tazminatın takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamen reddedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA…” denilerek sağlık hukukunda hekimin yükümlülüklerine vurgu yapılmıştır.ANKARA SAĞLIK AVUKATI SEÇİMİ
Ankara sağlık avukatı seçimi, sağlık hukuku davası surecinin hızlı ve profesyonelce yönetilmesi için ve davanın başarıya ulaşması için son derece önemli olup doğru Ankara sağlık avukatını bulmak için yaşanabilecek süreci adım adım anlatırsak;
1.ADIM: NE İLE KARŞILAŞACAĞINIZI BİLİN
İlk adım, davanız esnasında ne türde hukuki konu ve uyuşmazlıklarla karşılaşacağınızı anlamanıza yardımcı olacaktır.
- Davanızı Anlama: Sağlık hukuku davası sürecinde karşılaşabileceğiniz sorunları belirleyin. Bu, Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri, tıbbi malpraktis, hasta hakları, mesleki sorumluluk veya sağlık kuruluşları hukuku gibi konuları içerebilir.
- Hukuki İhtiyacınızı Belirleme: Davanızla ilgili özel hukuki ihtiyaçlarınızı belirleyin. Örneğin, sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunabilirsiniz.
2.ADIM: UZMANLIK VE DENEYİM ARAŞTIRMASI YAPIN
İkinci adımda, ihtiyacınız olan alanda uzmanlaşmış Ankara sağlık avukatı bulmak için bir ön araştırma yapmanız maddi ve manevi bakımlardan önem taşımaktadır. İnternet ortamında avukatların web sitelerini inceleyebilir, forumlarda yer alan incelemeleri okuyabilir ve avukatların müvekkillerinin referanslarına ulaşabilirsiniz.
Seçtiğiniz avukatın referanslarını kontrol edin. Daha önce benzer davalarda başarılı bir geçmişi olan ve müvekkillerine etik ve profesyonel hizmet sunan bir Ankara sağlık avukat bulmak önemlidir.
Örneğin, internet üzerinde “Ankara sağlık avukatı” araması yapıp Ankara sağlık avukatı internet sitelerini ziyaret edebilir ve özgeçmişleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca web sitemizi inceleyerek Uzman Ankara sağlık avukatı ekibimizden yardım alabilirsiniz.
3.ADIM: İLK GÖRÜŞMELERİ ÖNCEDEN PLANLAYIN
Seçme ihtimaliniz olan Ankara sağlık avukatıyla yapacağınız ilk görüşmeler, size daha fazla bilgi ve tecrübe edinme ve kararlarınız için en doğru avukatı seçme fırsatı sunar. Bu görüşmeler esnasında, aşağıdaki hususlara değinmek ve örnek soruları sormak sizin açınızdan yol gösterici olabilir:
- Deneyim ve Uzmanlık:
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davalarında ne kadar deneyiminiz var ve benzer davalarda daha önce nasıl sonuçlar elde ettiniz?”
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri konusunda özel olarak uzmanlaştığınız veya önceki müvekkillerinizle benzer durumlarda başarı elde ettiğiniz örnekler var mı?”
- Strateji ve Beklentiler:
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri konulu davamla ilgili en etkili strateji nedir ve beklentilerimi karşılayabileceğinizi düşünüyorsunuz?”
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri dava sürecinde benimle nasıl iletişim halinde olacaksınız ve kararlarıma ne kadar dahil olabileceğim?”
- Ücretlendirme Politikası:
“ Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davasında ücret tarifeniz nedir ve masrafların nasıl hesaplandığını öğrenebilir miyim?”
“Ödemeler ve masrafların takvimi hakkında bana daha fazla bilgi verebilir misiniz?”
- Davanın Süresi ve Sonucu:
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davasının ne kadar süreceği ve sonucu hakkında önceden bir tahminde bulunabilir misiniz?”
“Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davasında hangi aşamalardan geçeceğimizi ve sonucun ne zaman ortaya çıkabileceğini öngörüyorsunuz?”
Bu sorular, avukatınızın uzmanlığı, iletişim tarzı, ücret politikası ve sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davasının muhtemel seyri hakkında size daha fazla bilgi sağlayabilir. Ayrıca, Ankara sağlık avukatınızın size güven verip vermediğini ve durumunuzu anladığını hissetmeniz de önemlidir. Bu görüşmeler, en uygun avukatı seçme sürecinde size rehberlik edebilir.
4.ADIM: ANKARA SAĞLIK AVUKATI, ÜCRETLERİNİ ANLAYIN
Dördüncü adımda, Ankara sağlık avukatınızla ücret ve vereceğiniz vekaletle ilgili sözleşme detayları hakkında net bir anlayış geliştirmeniz oldukça önemlidir. Örneğin; Ankara sağlık avukatınızın danışmanlık için sizden aldığı ücretin, Ankara sağlık avukatlı ücret tarifesince belirlenen asgari ücretlere ne kadar yakın olduğunu bilmeli, ekonomik bir tercih yapıp yapmadığınızı anlamalısınız.
5.ADIM: İŞ BİRLİĞİ VE İLETİŞİM
Ankara sağlık avukatınızla kaliteli bir iş birliği içinde olmak ve güçlü iletişim kurmak son derece önemlidir. Bu, karşılıklı güven oluşturmanıza ve dava sürecinin başarıyla yürütülmesine yardımcı olmaktadır.
Örneğin; Ankara sağlık avukatınıza, söz konusu davayla alakalı herhangi bir gelişme veya endişeniz olduğu zaman hemen başvurabileceğinizi bildirmeli ve Ankara sağlık avukatınızdan bu konuda teminat alabilmelisiniz. Aynı zamanda Ankara sağlık avukatınızın her duruşma ve gelişme neticesinde size düzenli olarak davanın ilerlemesi hakkında bilgi vermesini bekleyebilirsiniz.
6.ADIM: EN DOĞRU ANKARA SAĞLIK AVUKATI SEÇMEK
Sonuç olarak, Ankara sağlık avukatı seçimi, karmaşık ve stresli bir süreç olabilmekle beraber yukarıda sizler için sıraladığımız adımları izleyerek bu süreci daha etkili bir şekilde yönlendirmeniz mümkün. İhtiyaçlarınızı saptamak, deneyimli ve uzman bir Ankara sağlık avukatı araştırması yapmak, görüşmelerinizi planlamak, ücretleri anlamak ve etkili bir iletişim kurmak, doğru Ankara sağlık avukatını seçmenize yardımcı olacaktır. Bu şekilde, Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri dava sürecinizi daha az sıkıntılı ve çok daha başarılı bir şekilde sonuçlandırabilirsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI ÜCRETİ 2024
Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesi vekalet ücretini düzenler. Bu maddeye göre vekalet ücreti, avukatlık sözleşmesi ile belirlenir. Ancak bu belirleme süreci Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile bağlıdır.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, avukatların hizmetlerini sunarken talep edebilecekleri asgari ücretleri belirler. Avukatlar, bu tarife doğrultusunda vekalet ücretini belirlerken bu asgari ücret tarifesini dikkate almak zorundadır. Ancak bu tarife, avukatların sundukları hizmetlerin niteliğine, süresine, zorluk derecesine ve diğer faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.
Ankara sağlık avukatı ücreti davanın niteliğine göre Ankara sağlık avukatı ve iş sahibi tarafından belirlenir. Ancak Ankara sağlık avukatı isterlerse Ankara Barosu En Az Ücret Tarifesine uyabilirler.
Ankara Barosu En Az Ücret tarifesi, asgari olarak Ankara’daki davalar bakımından önemli bir rehber niteliğindedir. Buna rağmen unutulmamalıdır ki her dava farklıdır ve müvekkiller Ankara sağlık avukatı ile özel olarak görüşerek özel durumlarını değerlendirmelidirler. Belirlenen ücretler, çokça farklı etkenden etkilenebilmekte ve davalarda ortaya çıkabilecek özel şartlarla ilintili olarak değişebilmektedir.
Ankara Barosu’nun bu tavsiye niteliği taşıyan asgari ücret tarifeleri, meslektaşlarımız ve kıymetli müvekkillerimizin adil bir hizmet sunma ve alımı için bir yol haritası sunar. Bu tarifelerin Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olması, güvenilirliği ve şeffaflığı artırır ve avukat-müvekkil ilişkileri açısından da gerçekleştirilecek hukuki işlemler için daha güvenilir bir çerçeve sunar.
Netice itibariyle, sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davalarında Ankara sağlık avukatı ücretleri mali açıdan ciddi bir yük olarak görülse de sağlık hukuku alanında uzman bir Ankara avukatına danışmamak daha fazla gider yapılmasına yol açmaktadır. Ancak doğru bir Ankara sağlık avukatıyla ve Akademik Hukuk & Danışmanlık gibi doğru bir hukuk bürosuyla iş birliği yaparak adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu noktada da en makul tercihi yapabilmek açısından Ankara sağlık avukatı için belirlenen asgari ücret tarifeleri önemli anlamda yol gösterici olabilmektedir.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI TUTMAK ZORUNDA MIYIM?
Ankara sağlık avukatı, sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davası sürecinde kritik bir rol oynarlar. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davaları genellikle karmaşık, teknik ve uzmanlık gerektiren hukuki konular içerir. Ancak kural olarak bir Ankara sağlık avukatı tutmak zorunda değilsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI’NA NASIL ULAŞILABİLİR?
Ankara Barosu’na bağlı olan tüm Ankara avukatlarının iletişim bilgileri Ankara Baro levhasında yer almakta olup web sitesi ya da baroyu arayarak ulaşılabilmektedir. Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri davası konusunda uzman bir Ankara sağlık avukatı arayışındaysanız, Baro Levhası üzerinden Ankara sağlık avukatı iletişim bilgilerine ulaşabilirsiniz.
ANKARA SAĞLIK AVUKATI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA
Sağlık hukukunda hekimin yükümlülükleri konusunda uzman bir Ankara sağlık avukatından destek almak, doğru ve hukuki açıdan sağlam bir konumda olmanıza yardımcı olabilir. Konusunda uzman Ankara sağlık avukatı ile istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.
Hekimin hukuki sorumlulukları ile ilgili diğer makalelerimizi de inceleyebilirsiniz.
- Hekimin Sözleşmeden Doğan Sorumluluğu
- Hekimin Haksız Fiilden Sorumluluğu
- Hekimin Vekaletsiz İş Görmeden Sorumluluğu
- Hekimin Sözleşme Öncesi Sorumluluğu
KAYNAK:
[1]- ÇAVDAR, Pelin. “HEKİMİN AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ”. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 22, sy. 3 (Haziran 2016): 735-764.
[2]- https://karararama.yargitay.gov.tr/
[3]-https://www.mevzuat.gov.tr/