Sağlık HukukuMALPRAKTİS DAVASI NEDİR?

Malpraktis (hatalı tıbbi müdahale) sonucunda uğranılan zararın tazmini için açılan davaya malpraktis davası denir. Malpraktis davalarında genel olarak doktor hatasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepleri konu edilmektedir.

MALPRAKTİS DAVASI NEDİR?

MALPRAKTİS DAVASI NEDİR?

Malpraktis, bir sağlık perseoneli yada doktor hatası kapsamında, bu kişilerin mesleki görevini yerine getirirken ihmalkarlık, hata veya dikkatsizlik sonucu ortaya çıkan zararın yasal süreçte ele alındığı bir durumu ifade eder. Malpraktis davaları genellikle tıbbi hataların sonucunda hastaya zarar verilmesi durumunda ortaya çıkar.

Malpraktis davaları, hastanın veya mağdurun, doktorun standartlara uygun hareket etmediğini iddia etmesiyle başlar ve yasal bir süreçle çözümlenmeye çalışılır. Bu davalarda genellikle zararın kanıtlanması, uzmanlık alanına göre kabul edilen standartlara uyulup uyulmadığının belirlenmesi gibi faktörler önemli rol oynar.

MALPRAKTİS DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

MALPRAKTİS DAVASI KİME KARŞI AÇILIR?

Malpraktis durumlarında tazminat talepleri, özel sağlık kuruluşları ve devlet hastanesi açısından farklılık gösterir. Özel hukuk alanına giren, özel sağlık kurumları ve bağımsız çalışan doktorlar gibi özel sektörde faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarına karşı malpraktis nedeniyle doğrudan tazminat davası açılabilir.

Ancak, devlet hastaneleri ve diğer kamu sağlık kuruluşları gibi kamu sektöründe faaliyet gösteren kurumlar için durum farklıdır. Bu durumlarda, malpraktis davaları yalnızca ilgili idareye veya Sağlık Bakanlığı’na karşı açılabilir. Kamuda çalışan doktor hatası nedeniyle doğrudan tazminat davası açılamaz çünkü bu durum idari bir nitelik taşır. Ancak, bir tazminat kararı alındığında ilgili idare, gerekli koşulların sağlanması halinde bu ödemeyi doktora karşı rücu edebilir.

Bu ayrım, özel sektördeki sağlık kuruluşları ile kamuya ait sağlık kuruluşları arasındaki hukuki süreçlerde farklılıklar oluşturur ve tazminat taleplerinin nasıl değerlendirileceğini belirler.

MALPRAKTİS DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

MALPRAKTİS DAVASININ ŞARTLARI NELERDİR?

Doktor tarafından yapılan her uygulama malpraktis davası kapsamına girmez. Yapılan uygulamaların dava şartı sayılabilmesi için;

  • Hastaya teşhis konulurken gözle görülebilir hatanın yapılması
  • Hataya uygulanacak olan tedavinin yanlış, eksik veyahut hatalı olarak yapılması
  • Hataya uygulanmış olan tıbbi müdahalenin sonrasında gerekli bakımın gerçekleştirilmemesi, hastaya özende eksiklik, ilgisizlik
  • Doktorun standart tıbbi uygulamalara aykırı davrandığı veya işlem sırasında normalde beklenebilecek düzeyde dikkat ve özeni göstermediği gösterilmelidir.
  • Malpraktis iddiasıyla dava açmak için hasta tarafından zarar gördüğü gösterilmelidir. Bu zarar, fiziksel, duygusal veya mali olabilir.
  • Doktor hatası ile hastanın zarar görmesi arasında bir nedensellik ilişkisi olmalıdır. Yani doktor hatası sonucu bu davranışın doğrudan hastanın zarar görmesine sebep olduğu gösterilmelidir.

MALPRAKTİS DAVASINDA BİLİRKİŞİ RAPORUNUN ÖNEMİ

MALPRAKTİS DAVASINDA BİLİRKİŞİ RAPORUNUN ÖNEMİ

Malpraktis davalarında karşılaşılan en büyük sorun, bilirkişi raporlarında ortaya çıkıyor. Adli Tıp Kurumu ihtisas daireleri veya akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetlerinden gelen kararlarda, bazen doktorlar arasında mesleki dayanışmanın olduğu iddiaları gündeme gelebiliyor.

 Herhangi bir yargı sürecinde, olaya dair resmî sonuçlar ortaya koyacak yetkili kişilerin doktorların korunmasına yönelik bir eğilim göstermesi anlaşılabilir olsa da, hukukun tarafsızlığına ve adaletin sağlanmasına zarar verebilecek abartılı bir tutumdan kaçınılması gerekiyor.

Doktor hatasından kaynaklanan mağduriyetlere göz yumulmamalıdır. Bu tür durumların çözümsüz kalması, adalet sistemine olan toplumsal güveni sarstığı gibi, herkesin adalet anlayışına olan inancını da azaltabilir. Bu yaralar, zamanla büyüyerek toplumun geneline etki edebilir. Bu nedenle, adaletin sağlanması ve doktor hatasının düzeltilmesi için dengeli bir yaklaşım benimsenmeli.

Bilirkişi raporları, kusur sorumluluğu ve hizmet kusuru gibi durumlarda önemli bir rol oynar. Ancak bu raporlardaki eksiklikler, hak sahiplerinin haklarını olumsuz etkileyebilir.

MUĞLAK İFADELER

Bilirkişi raporlarında bulunan belirsiz ifadeler, davanın seyrini etkileyebilir ve hak sahiplerinin haklarını netleştirecek verilerden yoksun olmalarına neden olabilir.

ELVERİŞLİLİK VE DETAYLI AÇIKLAMALAR

Raporlar, tarafların itirazına, mahkemenin hükme esas almasına ve Yargıtay denetimine uygun olmalıdır. Tedavi yöntemi, titizlik, uygulanan tedavi ve olası sonuçlar ayrıntılı ve gerekçeli bir şekilde açıklanmalıdır.

ZARARIN BELİRLENMESİ VE İLLİYET BAĞI

Doktor veya hastane eylemlerinden kaynaklanan zararın sebepleri belirlenmeli, doktorun eylemleri ile zarar arasındaki bağ açıklığa kavuşturulmalı ve kusur ile komplikasyonlar ayrıma tabi tutulmalıdır.

İTİRAZLARIN DİKKATE ALINMASI

Tarafların itirazları, detaylı şekilde ele alınmalı ve bilirkişi raporlarına etki edebilecek açıklamalar yapılmalıdır. Yeniden bir rapor alınması gereken durumlarda, tarafların itirazları karşılanmalıdır.

UZAYAN SÜREÇLERİN ETKİSİ

Eksiklikler Yargıtay’da fark edildiğinde, süreç uzayabilir ve hak sahiplerinin tazminat alma sürecini geciktirebilir. Bu durumda, mağduriyet devam edebilir.

DELİLLERİN KAYBI

İstinaf veya temyiz aşamasında eksiklikler fark edilene kadar geçen süre zarfında, hastane kusurunu ispatlayacak deliller kaybolabilir. Bu durum, mağdurların haklılığını kanıtlamalarını zorlaştırabilir.

Bu eksiklikler, dosyanın geri dönmesine ve sürecin uzamasına yol açabilir. Bu da mağduriyet yaşayan insanların haklarını almak için beklemek zorunda kalmalarına ve delillerin kaybolmasına sebep olabilir.

MALPRAKTİS DAVASI GÖREVLİ VE YEKİLİ MAHKEME

MALPRAKTİS DAVASI GÖREVLİ VE YEKİLİ MAHKEME

Malpraktis davalarında görevli ve yetkili mahkemeler malpraktis durumunun hangi kurumda ve ne şekilde gerçekleştiğine göre farklılık göstermektedir.

Özel sağlık kuruluşları ve bağımsız doktorlar karşısında malpraktis nedeniyle açılan tazminat davaları Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Ancak, malpraktis sonucu mağdur olanlar doğrudan doktorun sigorta şirketine başvurup dava açabilirler; bu durumlarda Tüketici Mahkemesi değil, Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir.

Özel hastaneler ve diğer özel sağlık kurum ve kuruluşları nezdinde gerçekleşen tıbbi uygulama sonucu ortaya çıkan doktor hatası nedeniyle açılacak olan tazminat davalarına bakmaya yetkili mahkemeye ise;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrası gereğince genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin, malpraktis davasının açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 7. maddesinin 1. fıkrasına göre davalıların birden fazla olması durumunda davalılardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu kural, davacıya yetkili mahkemeye istinaden seçimlik bir hak vermektedir.

Ancak tüzel kişilerin (Örneğin özel hastane, tıp merkezi vb. gerçek kişi olmayan kurum ve kuruluşlar) yerleşim yeri için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 51. maddesi hükmü dikkate alınmalıdır; bu madde hükmüne göre: Tüzel kişinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yer, yerleşim yeridir.

HMK Madde 10, sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinin yetkili olduğunu belirtiyor. Genellikle bu, davalının yerleşim yeri mahkemesi olur ama özel hastane gibi çok şubeli tüzel kişilerle çalışan hastalar için bu kural büyük kolaylık sağlar. Bu durumda, tıbbi hatalar sonucu zarar gören hastalar, ilgili kurumun merkezinin bulunduğu yerde değil, tedavi aldıkları yer mahkemesinde de dava açabilirler.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi, tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğunu belirtir. Bu kural, özel hastane veya sağlık kuruluşlarında tedavi gören ve zarar gören kişilerin, kendi yerleşim yerlerinde tazminat davası açabilecekleri anlamına gelir. Bu durum, tıbbi hatalar sonucu zarar gören vatandaşların adalet arayışında daha kolay hareket etmelerine olanak sağlar.

Devlet hastaneleri ve diğer kamu sağlık kurumlarından kaynaklanan zararlar için maddi ve manevi tazminat talep eden davalarda görevli mahkeme, idare mahkemeleridir. Malpraktis nedeniyle açılan tam yargı davalarında yetkili mahkeme ise İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 32. maddesine göre, dava konusu idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.

Bu konuda yetki, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim tarafından resen gözetilir. Ayrıca, idari sözleşme niteliğinde hukuki işlemlerin olmadığı durumlarda, davacının ikametgâh adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkeme olabilir.

MALPRAKTİS DAVASI NASIL AÇILIR?

MALPRAKTİS DAVASI NASIL AÇILIR?

Malpraktis davasıyla ilgili bazı temel adımlar ve önemli noktaların altını çizmek önemlidir:

MALPRAKTİS AVUKATI SEÇİMİ

Malpraktis davaları oldukça teknik ve hassas olduğundan, bu alanda uzmanlaşmış bir sağlık hukuku avukatından destek almak önemlidir. Bu avukat, malpraktis dava sürecinin gerektirdiği işlemleri yapacak, delilleri toplayacak ve sizin haklarınızı koruyacaktır.

DAVA DİLEKÇESİ

Malpraktis davasının başarısında dava dilekçesinin kalitesi büyük önem taşır. Bu nedenle avukatınızın, hukuki ve teknik detayları eksiksiz işlediği bir dava dilekçesi hazırlaması, doğru bir başlangıç olacaktır.

DELİLLERİN TOPLANMASI

Delillerin, raporların ve gerektiğinde tanıkların belirlenmesi ve davayı destekleyici nitelikteki her türlü kanıtın toplanması önemlidir. Bu, mahkemede davanızın lehine sonuçlanmasında kritik bir rol oynar.

MALPRAKTİS DAVA SÜRECİ VE MAHKEME DURUŞMALARI

Dava sürecinde, mahkemelerin verdiği takvimlere uyulması ve istenen belgelerin zamanında sunulması gereklidir. Mahkeme süreçlerinde eksikliklerin giderilmesi için verilen sürelerin takibi ve gerektiğinde bu eksikliklerin tamamlanması gerekir.

ÖN İNELEME DURUŞMASI

Mahkeme, malpraktis dava şartlarının varlığını araştırmak için ön inceleme duruşması yapabilir. Bu duruşmada davanın geçerliliği ve eksikliklerin giderilmesi konusunda kararlar alınabilir.

DAVANIN REDDEDİLMESİ DURUMU

Dava şartlarının sağlanmaması durumunda, verilen süre içinde gerekli düzeltmelerin yapılmaması davanın reddedilmesine yol açabilir. Bu nedenle dava sürecinde istenilen belgelerin ve bilgilerin eksiksiz sunulması büyük önem taşır.

MASRAFLAR VE HARÇLAR

Dava sürecinde ödenmesi gereken harç ve giderlerin vezneye eksiksiz yatırılması gereklidir. Aksi durumda davanın süreci aksayabilir veya davanın kaybedilmesi durumunda masraflar geri alınamayabilir.

Malpraktis davaları, detaylı bir hukuki süreci gerektiren ve teknik bilgi gerektiren hassas davalardır. Bu nedenle, bu tür davalarda uzmanlaşmış bir sağlık avukatından destek almak, haklarınızın korunması ve davanın başarılı sonuçlanması açısından oldukça önemlidir

MALPRAKTİS DAVASI ZAMANAŞIMI

MALPRAKTİS DAVASI ZAMANAŞIMI

Malpraktis davalarında zaman aşımı malpraktisin nerede gerçekleştiği ve ne şekilde gerçekleştiğine farklılık göstermektedir.

Kamu hastanelerine karşı hizmet kusuruna dayalı malpraktis sebebiyle tazminat davasında görevli mahkeme idare mahkemesidir. Doktor hatasının, malpraktisin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde 5 yıl içinde ilgili idareye tazminat talebi içeren yazılı başvuruda bulunulması gerekir. Tazminat isteminin 30 gün içinde idarece yanıtlanmaması, ilgilinin tazminat talebinin reddedildiği şeklinde yorumlanır. Başvurunun reddedilmesi halinde malpraktis sebebiyle tam yargı davası açılabilir.

İdare, tazminat talebini reddederse, bu reddin ardından en fazla 60 gün içinde idare mahkemesine doktor hatası sebebiyle tazminat davası açılmalıdır.

Özel hastane veya doktorlara karşı haksız fiil nedeniyle açılacak malpraktis davaları, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesini takiben 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmesiyle birlikte zamanaşımına uğrar. Fakat tazminat hakkı, ceza hukuku düzenlemelerince daha uzun bir zamanaşımı süresi gerektiren bir cezaya neden olan fiilden doğmuşsa, zamanaşımı süresi belirlenirken ceza hukuku hükümleri esas alınır.

Özel hastane ya da hekimlere karşı açılacak malpraktis davalarında, vekalet veya eser sözleşmelerine dayalı talepler için 5 yıl içinde dava açılması gerekmektedir. Ancak hekimin ağır kusurlu bir tıbbi uygulama gerçekleştirdiği durumlarda, bu süre 20 yıla kadar uzayabilir. Estetik ameliyatlar da eser sözleşmeleri kapsamında değerlendirildiğinden, benzer süreçlere tabi olabilir.

Hastanın onayı alınmadan gerçekleştirilen tıbbi müdahalelerde vekaletsiz iş görme durumları için ise tazminat taleplerinin belirli bir süre olan 10 yıl içinde yapılması gereklidir. Sözleşme ihlali nedeniyle açılan malpraktis davalarında ise ceza davası zamanaşımı süreleri genellikle geçerli olmaz.

MALPRAKTİS DAVA DİLEKÇESİ (İDARE MAHKEMESİ)

(…) İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DAVACI                    :

 T.C.                            :

Adresi                         :

Vekili                          :

DAVALI                     : …… Üniversitesi Rektörlüğü

Adresi                         :

KONU                           : Müvekkil …/…./….. tarihinde ……..Üniversitesi Hastanesinde … safra kesesi ameliyatı olmuş olup ameliyatı gerçekleştiren doktor tarafından vücudunda makas unutulmuştur. Bu sebeple vücudumda gelişen enfeksiyon sebebiyle geçirmek zorunda kaldığı … ameliyatı nedeniyle meydana gelen maddi zararımın (hastane tedavi ücreti, ilaç masrafları, iş gücü ve kazanç kaybı vb) karşılanması için şimdilik … TL maddi ve bu olay nedeniyle yaşadığım elem ve üzüntü nedeniyle…..TL manevi tazminatının idareye başvuru tarihi itibarıyla yasal faiziyle birlikte tarafıma ödenmesine karar verilmesi talebimizdir.

TEBLİĞ TARİHİ: …… (İdari Başvuru Ret Kararı)

AÇIKLAMALAR

1-Müvekkil ………….  …./…./….. tarihinde safra kesesi rahatsızlığı nedeniyle muayene olmak için ………  Üniversitesi Hastanesi’ne gitmiştir. Söz konusu hastanede çekilen ultrason, yapılan kan tahlilleri ve doktor muayenesi neticesinde doktor ………. tarafından acilen ameliyat yapılması gerektiği bildirilmiş olup aynı tarihte Aynı hastanede doktor …………. tarafından ameliyat gerçekleştirilmiş olup hastaneden …./…./…. tarinde taburcu edilmiştir.

2- Müvekkil taburcu olduktan 1 gün sonra gece evde uyumaya çalışırken şiddetli ağrı hissetmiş ve eşi tarafından en yakın hastane olan Özel ……  Hastanesine götürülmüştür. Özel…..Hastanesinde acil ameliyata alınmıştır. Ameliyat sonrası Özel …. Hastanesinden müvekkile yapılan açıklamada çekilen ultrason görüntülerinden de anlaşılacağı üzere müvekkilin vücudunda makas çıktığı ve söz konusu makas kaynaklı yoğun ve ölümcül bir enfeksiyon geçirdiği ve bu yüzden fenalaştığı ve acilen ameliyata alındığı söylenmiştir. Müvekkilin karnındaki unutulan makas ise …./…./….. tarihinde ….. Üniversitesi Hastanesi’nde olduğu safrakesesi ameliyatım nedeniyledir. Zira müvekkil daha önce hiç ameliyat geçirmemiştir. Özel … Hastanesi’nde ameliyatını gerçekleştiren doktor …….. da bu hususu teyit etmiştir.

3-…… Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyatımı gerçekleştiren doktor ameliyat esnasında göstermesi gereken özen ve dikkati gösterememiş mesleki hatasıyla müvekkile maddi ve manevi zarara sebep olmuştur.

4-Anayasamızın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 7. fıkrasında “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” ifadesi yer almaktadır. Bu maddeden anlaşılacağı üzere; idare kendisinden kaynaklı herhangi bir eylem veya işlemi ile bir zarara neden olmuş ise kusurlu olduğundan dolayı bu zararı gidermekle yükümlüdür.

4- Müvekkil ……Üniversitesi Hastanesi’nde ameliyatı gerçekleştiren doktor hatası (malpraktis) nedeniyle Özel… Hastanesi’nde ameliyat olmak ve ameliyat ve tedavi ücreti olarak …. TL ödemek zorunda kalmıştır. Ayrıca 4 gün boyunca işlettiği çay ocağı kapalı kalması nedeniyle kazanç kaybına uğramıştır. Müvekkilin yaşadığı üzüntü ve keder ise tarif edilemezdir.

5- Bütün bu yaşananlardan dolayı müvekkil … tarihinde …… Üniversitesi Hastanesi’ne maddi ve manevi zararlarının karşılanması sebebiyle başvuru yapmış, hastanelerinden kaynaklı bir hizmet kusuru olmadığı gerekçesiyle …/…./….tarihinde başvurusu reddedilmiş olup  tarafına da … tarihinde tebliğ edilmesi üzerine iş bu davanın açılması zorunluluğu hasıl olmuştur.

6-Bilirkişi marifetiyle müvekkilin uğradığı kazanç kaybının hesaplanmasını ve müvekkile ödenmesini, yine müvekkilin Özel …Hastanesi’ne ödemek zorunda olduğu ameliyat ve tedavi ücretinin karşılanmasını, bu sebeple şimdilik …… TL maddi tazminatın ve …… TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini saygılarımla arz ederim.

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda ayrıntılı bir biçimde açıklanan ve Sayın Mahkemenizce de resen dikkate alınacak nedenlerle

1-) Davamızın kabulüne,

2-) Bilirkişi marifetiyle kazanç kaybımızın hesaplanmasına

3-) Davalı idarenin, hizmet kusuru nedeniyle müvekkilin maruz kaldığı maddi zararım nedeniyle şimdilik …… TL maddi tazminat ve manevi zararlarımın karşılanması amacıyla ……..TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi yasal faiziyle birlikte tarafıma ödememesine karar verilmesini saygılarımla arz ederim. …../…../…..

                                                                                                            Davacı Vekili İsim Soy isim

                                                                                                                                    İmza

MALPRAKTİS DAVA DİLEKÇESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ)

……. TÜKETİCİ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI                       :

 T.C.                             :

Adresi                         :

Vekili                           :

DAVALI                        : 1-…… Anonim Şirketi

Adresi                         :

                                    2- …………….

KONU                        : Müvekkil ………   ……/…../…. Tarihinde Özel…….Hastanesinde safra kesesi ameliyatı olmuş ve ameliyatta yaşadığı özensizlik, meslek kurallarına aykırılık, kasti zarar ile müvekkilde yaratılan elem ve maddi kaybın tanzimi için Şimdilik …….-TL maddi, …….-TL manevi olmak üzere toplam ………-TL tazminatın davalılardan alınması hakkında

ARABULUCULUK

BAŞVURU NO : …./…. – …../…..

AÇIKLAMALAR :

1-Müvekkil ………… , Özel …….. Hastanesi’nde ……/……/…… tarihinde Op. Dr. ……… tarafından ameliyata alınmış, saat 14.30 sıralarında ise ameliyat sona ermiştir. Müvekkil safra kesesi ameliyatı olmuştur.

2-Müvekkil …. gün süreyle hastanede kaldıktan sonra taburcu edilmiş ve eve gönderilmiştir. Yaklaşık 2 gün sonra müvekkil şiddetli ağrı hissetmiş ve müvekkilin ameliyatını gerçekleştiren Op. Dr. ………  ‘yardım istenmiş olup Op. Dr. …….. Müvekkille ilgilenmemiş ve muayene etmemiştir.

3- …./…../….. tekrar muayene olmak için Özel ……… Hastanesi’nde Op. Dr. ……….. ‘nun yanına giden müvekkil “çok şiddetli ağrı hissettiğini ” belirttiğinde şüpheli, müvekkile yönelik “Sen neyin kafasını yaşıyorsun? Daha sana ne operasyonu yapıldığından haberin yok.” demiş; müvekkil dayanılmaz ağrısı olduğunu belirttiğinde ise Op. Dr.  ……….: “Bunlar ameliyat sonrası olacak normal ağrılar, sonra geçecek” demiştir.

Daha sonra ultrason çekmiş ve “Gayet güzel” yorumu yaparak herhangi bir ilaç dahi vermeden müvekkili evine göndermiştir.

4- Ertesi akşam ağrıları artan müvekkil çocukları tarafından Özel……. Hastanesi’ne götürülmüş; burada kan tahlili, MR ve tomografi ve ultrason çekilmiştir. Muayeneyi yapan doktor tarafından müvekkilin hayati tehlikesi olduğu belirtilerek acil ameliyata alınmıştır.

5- Müvekkil ameliyat sonrası bilgilendirilerek safra kesesinden gazlı bez çıktığını, safra kesesindeki gazlı bez kaynaklı yoğun ve ölümcül bir enfeksiyon geçirdiği ve bu yüzden fenalaştığı ve acilen ameliyata alındığı söylenmiştir.

6- Müvekkilin safra kesesinde unutulan gazlı bez ise …./…../….. Tarihinde Özel ….. Hastanesi’nde olduğu safra kesesi ameliyatı nedeniyledir. Zira müvekkil daha önce hiç ameliyat geçirmemiştir. Özel … Hastanesi’nde ameliyatını gerçekleştiren doktor da bu hususu teyit etmiştir.

 6-Bunun üzerine müvekkil Özel ………. Hastanesi’ni arayarak bunları bildirmiş ve ameliyatı gerçekleştiren doktor ile görüşmek istediğini bildirmiştir. Op.Dr. ……….. ise “Öyle saçmalık olmaz.” diyerek yanıt vermiştir.

7-Tıbbi müdahale sonucu ortaya çıkan doktor hatasının oluşabilmesi için, müdahaleyi gerçekleştirecek kişinin normal şartlarda sahip olması gereken bilgi ve yeteneğe sahip olmaması veya bilgili, yetenekli olduğu halde o andaki dikkatsiz ve özensiz tavrı sonucunda müdahaleyi, yapılması gerektiği şekilde yapmaması sebep olmaktadır. Huzurdaki davada dikkatsiz ve özensiz davranışlar had safhadadır.

8-Özel ………. Hastanesi’nde doktor olarak çalışan Op. Dr. ………. , müvekkilin muayenesini gerekli özeni göstererek yapmamış, müvekkilin safra kesesinde gazlı bez unutmuş, buna ilişkin yanlış tedavi uygulamış, müvekkilin hayati tehlikeye girmesine sebep olmuş ve müvekkili ameliyat tarihinden yana mağdur ederek ve gerekli özeni göstermeyerek yaralanmasına sebep olmuştur.

9-Hekimlerin meslekleri gerekleri dikkatli ve özenli davranmaları gerekmektedir. Dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranmaları halinde TCK’nın ilgili maddeleri uyarınca taksirle davranışlarının neticesi olarak cezai sorumluluklarına gidilmektedir. Hekimlikte taksirli suçlar “Hatalı hekimlik uygulaması” olarak karşımıza çıkmaktadır.

10-Bu hekimliğin kötü uygulanması veya yaygın deyişle MALPRAKTİS olarak nitelendirilmektedir. Daha açık bir tanımla, hekimin tanı ve tedavide standart belirlenmiş davranış biçimlerinden farklı davranması (hatalı davranış) veya görevi ihmal suçu, hastada geçici sağlık bozulmasından ölüme kadar giden değişkenlikte zarara neden olmasıdır.

11-Yerleşik yargıtay kararları ve TCK’nın ilgili maddesi uyarınca; hekimin standart belirlenmiş davranış biçimlerini eksik uygulaması sonucu cezai sorumluluğuna gidileceği ortadadır.

Belirtmiş olduğumuz üzere müvekkilimin safra kesesinde gazlı bez unutmak suretiyle tekrar ameliyat olarak hayati tehlike atlatmasına sebep olan, özel …………. Hastanesi doktorlarının ve bu ameliyatın müsebbibi Op. Dr.  …………. ‘nun cezai sorumluluklarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda tarafımızca …. Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulmuş olup ilgili dosya numarası daha sonra bildirilecektir.

Tüm bu sebepler doğrultusunda müvekkilin ameliyat masrafları, uğradığı zararların karşılığı olarak şimdilik ……-TL maddi tazminat – ………-TL manevi tazminat talep edilmektedir.

HUKUKİ DELİLLER:

1-) Özel …….. Hastanesi kayıtları

2-) ……. Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası (Dosya bilgileri daha sonra bildirilecektir)

3-) Tanık

4-) Alanında uzman bilirkişi raporu

5-) Keşif ve Yemin dahil her türlü delil

SONUÇ VE İSTEM : Açıklamalar bölümünde arz ve izah olunan nedenlerle;

1-) Davamızın KABULÜNE,

2-) Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik …..-TL Maddi tazminatın , ……-TL Manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkile ÖDENMESİNE,

3-) Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına KARAR VERİLMESİNİ saygılarımla arz ve talep ederim. …../…../….

Davacı Vekili İsim Soy isim

                                                                                                                                    İmza

EKİ: Onanmış Vekaletname Örneği

DOKTOR HATASI SUÇ DUYURUSU

ŞİKAYETÇİ              :

 T.C.                            :

Adresi                         :

Vekili                          :

Şüpheli                       : İhmali veya kastı bulunan kamu görevlileri.

Adresi                         :                               

KONU: Şüpheliler tarafından gerçekleştirilen bel fıtığı ameliyatı neticesinde şüphelilerin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davranmak, güveni ve görevini kötüye kullanmak suretiyle müvekkilin vücutta kalıcı şekil bozukluğuna sebebiyet vermesi nedeniyle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA” fiilinin nitelikli halinden, 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması talebimizdir.

AÇIKLAMALAR

1- Müvekkil ………tarihinde ..… Devlet Hastanesinde bel fıtığı ameliyatı olmuştur. Ameliyat esnasında müvekkilin vücudunda bulunan sinirler zarar görmesi nedeniyle müvekkil sol bacağında hareket kaybı oluşmuştur.

2- Müvekkilin sol bacağında kalıcı hasara neden olan şüphelinin ameliyat sırasında hatalı müdahalesi nedeniyle müvekkilimizin gerek maddi gerekse manevi zarara uğramış olduğundan şüphelilerin öncelikle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/6 maddesi uyarınca meslek icrasının yasaklanmasına ve 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA” suçunun nitelikli halinden 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve Savcılığınızca resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması için kamu davası açılmasını talep ederiz.

KANUNİ DELİLLER: Sağlık Bakanlığı ……. Rapor,Tanık Anlatımları, Uzman Görüşü, Bilirkişi incelemesi ve ikamesi mümkün her türlü kanuni ve takdiri delil.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Savcılığınız tarafından re’sen nazara alınacak nedenlerden ötürü;

1- Hatalı ameliyat nedeniyle kendisine duyulan güveni ve görevini ihmal etmek suretiyle ve müvekkilin sol bacağında kalıcı hasara, hayatını zorlaştıracak derecede hareket kaybına sebebiyet veren şüphelilerin tespitine,

2- Öncelikle 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/6 maddesi uyarınca meslek icrasının yasaklanmasına, TCK 86-89. maddelerinde yer alan “YARALAMA” suçunun nitelikli halinden, 257. Maddede yer alan “GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA” suçlarından ve Savcılığınızca resen tespit edilecek suçlardan cezalandırılması için kamu davası açılmasını saygılarımla vekaleten talep ederim. …../……/……

Şikayetçi Vekili İsim Soy isim

                                                                                                                                    İmza

MALPRAKTİS DAVALARINDA SAĞLIK HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ

MALPRAKTİS DAVALARINDA SAĞLIK HUKUKU AVUKATI SEÇİMİ

Sağlık Hukuku ile ilgili mevzuat, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Avukatlık Kanunu veya başka herhangi bir mevzuatta ‘sağlık hukuku avukatı’ adı altında özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Sağlık hukuku avukatı, genel adıyla malpraktis davaları olmak üzere, devlet hastanesinin ve özel hastanenin sorumluluğunda, hekime rücu davalarında, hekimin aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan durumlar, gelişen komplikasyonlar, yanlış tıbbi müdahaleler, hatalı estetik ameliyat davaları ve işlemlerinde uzmanlaşmış veya çalışmalarını bu alanlara yoğunlaştırmış bir avukatı ifade eder.

ANKARA MALPRAKTİS AVUKATLARI AKADEMİK HUKUK & DANIŞMANLIK’TA

Ankara sağlık hukuku avukatlarının en tecrübelileri ile karmaşık olayları kısa zamanda çözen uzmanları Akademik Hukuk & Danışmanlık kadrosunda bulunmaktadır. Malpraktis davalarında hastanelerin sorumluluğu konusunda bilgi almak için İletişim Bilgilerimiz’e tıklayarak bizi arayabilirsiniz. Bununla birlikte ofise gelmeden istediğiniz yerden görüntülü ve farklı şekilde iletişim kurmak ve bilgi almak için Online Danışmanlık Sistemimizden randevu alabilirsiniz.

Malpraktis davaları ve Sağlık Hukuku ile ilgili diğer makalelerimiz de dava ve diğer süreçlerinizde size yardımcı olabilir:

Kaynak:

https://www.mevzuat.gov.tr/

https://karararama.yargitay.gov.tr/

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap